|
Gemicilerin
dostu, tarihin sesiz tanıkları, huzur verici görüntüleri ile deniz
fenerleri...
Ülkemiz kıyılarında çeşitli tip ve özellikler taşıyan 354 fener
bulunuyor. Bunlardan 82'i si Karadeniz de, 53 tanesi Marmara da,
85'i Ege kıyılarında, 73'ü Akdeniz de, 23'ü Çanakkale, 38 tanesi
de İstanbul da görev yapıyor. Fenerler sadece ışık vermekle kalmıyor.
Denizciler için gerekli olan hava raporu, sis işareti yayma, işaret
istasyonluğu yapma, bazı fenerlere mahsus özel yansıtma sistemleri
ile kayalığa, sığlığa dikkat çekme, olası bir deniz kazasında bunu
en kısa zamanda kıyı emniyetine bildirme, kazazedeleri barındırma
gibi görevler üstleniyor.
Denizcilerin kader arkadaşı olarak tanımladıkları Türkiye de ki
deniz fenerleri konulu belgesel gezimize Batı Karadeniz kıyılarımızdan
başlıyoruz.
İĞNEADA FENERİ
Batı
Karadeniz den İstanbul Boğazına doğru giriş yapan gemilerin Türk
karasularına girdiklerinde ilk gördükleri fener olan İğneada feneri,
hırçın Karadeniz'i Kırklareli'ne ait İğneada'nın İğneada burnundan
seyrediyor. Oldukça rüzgârlı bir burunda yer alan fener ve bitişiğinde
bulunan fenerci koğuşu dışında tarlalar, yabani incir ağaçları,
daha gerisinde ise Karadeniz panoramasını fenerle beraber seyreden
yazlık villalar bulunuyor. İğneada liman platosu arkasına çıkılan
yol ile yanına kadar araçla gidebilme imkânı olan İğneada deniz
feneri önünde tertemiz havayı teneffüs edebilir, derin nefes alırken
Karadeniz'in ufuk hattına bakarak gözlerinizi dinlendirebilir, fener
çevresine yapacağınız turla İğneada gezinizi tamamlayabilirsiniz.
KARABURUN DENİZ FENERİ
Kıyı
Emniyet Genel Müdürlüğü, Rumeli Karaburun Tahlisiye İstasyonunun
hizmet verdiği fener, Karaburun eski kale ucunda yer alıyor. Fener
ışık gücü bakımından dünyanın üçüncü güçlü feneri. Fenerin ışık
gücünü uzaklara yansıtması için kristal mercekler kullanılmış. Tavan
ve yan cephelerde bulunan kristal aynaların (24 adet) yansımaları
orta mercekte toplanarak güçlü bir ışık elde edilmiş. Şile fenerinden
sonra Türkiye’nin ışığı en uzun erişime sahip feneri olarak biliniyor.
Orijinal bakır kubbenin yanlarında yer alan yağmur suyu saçakları
aslan kafaları ile süslenmiş. Yağışlı havalarda saçaklarda biriken
sular, aslanların açıkağızlarından aşağı akıyor.
Mercekler gündüz güneş ışığı yansımasından zarar görmesin diye de
kristallerin üstü örtü ile kapatılıyor.
Fenerin denizden yüksekliği 54, kule yüksekliği 12 metre. Çakar
fener 15 mil mesafe görünüme sahip.
Bahçe içinde bulunan direk ve direğe gerili bulunan uzun halat,
kötü hava şartlarında sığ zemine oturan bir gemi mahsur kalırsa,
roket tarzı ip, geminin üzerinden aşacak şekilde atılıp bağlandıktan
sonra, teleferik sistemiyle yolcular kurtarılıyor. Deniz fenerinin
denize doğru eteğinde tel örgü ile çevrili “Kimsesizler Mezarlığı”
yer alıyor. Tarih boyunca denizden çıkan, kim olduğu bilinmeyen,
sahipsiz cesetler buraya gömülmüş. Fenerin bulunduğu burun önceki
yıllarda daha ilerdeymiş, liman yapımı için dinamitle patlatılan
kayalar buradan alınıp kullanılmış. Kıyıdan deniz fenerine doğru
veya fenerden aşağı bakanlar, burun çıkıntısının törpülenmiş yerlerini
görebiliyorlar.
Bu arada eski fener yerinin temel kaidesi kalıntıları da yeni fenerin
biraz önünde olduğu fark ediliyor. Yöreyi ziyarete gelenlerin görmeden
geçmedikleri, Karaburun’un simgesi olan ve burunda kuğu gibi duran
fenerin çevresini, Mart ayında başlayıp Nisan ortasında kaybolan
çiğdem çiçekleri süslüyor. Haziran 2008 itibarıyla önceleri beyaz
boyalı bakır kule kubbesi orjinal rengine kavuşmuş.
RUMELİ
FENERİ
İstanbul'un Rumeli yakası boğaz girişinde, aynı ad ile anılan ve
şirin bir balıkçı köyünde olan fener, Fransızlar tarafından yapıldığı
biliniyorsa da bazı kaynaklar Fransızların aslında var olan feneri
yeniden yaptıklarını belirtiyorlar.
Deniz seviyesinden 58 m yükseklikte ki taş yapımı fener kulesi üç
kademe şeklinde sekizgen olarak inşa edilmiş ve 30 m yükseklikte
bulunuyor.
Günümüzde otomatik olup elektrikle çalışan, ışık görünüş mesafesi
18 mil olan deniz feneri, ilk yapım yıllarında önce gaz yağı, daha
sonra asetilen gazıyla çalışarak hizmet vermiş.
Rumeli
Fenerinin inşaatı sırasında yaşanan ilginç bir de öyküsü var.
Yapım sırasında kulenin birkaç kez yıkılması üzerine köyün yaşlıları
fener yerinde bir yatır (türbe) bulunduğunu bu nedenle kulenin sürekli
yıkıldığını yapımcı Fransızlara söyleyince ustalar önce türbeyi
yapmışlar, sonra da bugünkü kuleyi inşa etmişler. Rumeli
Feneri belki de dünyada içinde türbe bulunan tek fener olma özelliğini
günümüzde de sürdürürken, Rumeli Feneri köyüne gelenler fenerde
bulunan Saltuk Baba Türbesini de görüp, ziyaret ediyorlar.
Rumeli feneri karşı kıyıda bulunan Anadolu Feneri ile sürekli olarak
bakışırken, fenerin özellikle dalgakıran üzerinden, balıkçı barınağının
en uzak noktasından, Rumeli Feneri Kalesinden tablosu yapılacak
kadar güzel görüntüleri seyredilebiliyor.
Fenerin yanına dek araçla gelme imkânı bulunurken dalgakıran üzerinde
bulunan balık lokantasında fenere karşı yemek yenebiliyor. Fenerin
yanında bir de gözetleme istasyonu bulunuyor.
ANADOLU FENERİ
Hazır
İstanbul boğazına giriş yapmışken boğazın Anadolu yakasında ki bekçisi
Anadolu fenerindeyiz.
15 Mayıs 1856 yılında hizmete giren fenerin konumu en az Rumeli
feneri kadar görkemli. Boğaz girişine Rumeli Fenerine göre daha
yüksekten bakan Anadolu feneri kulesi, kale içinde bir burç üzerinde
bulunuyor. Deniz seviyesinden 75 m, kule yüksekliği 25 m olan taş
kule iki saniye ara ile ışık yayıyor.
Rumeli feneri gibi nostaljik bir balıkçı köyü olan Anadolu feneri
bitişiğinde seyir teraslı bir cami, yamacında balık lokantası yer
alıyor. Kıyısı ise İstanbullular piknik yapıyor ve teknelerin çekek
yeri olarak kullanılıyor. Çevre fotoğraf severler ve ressamlar için
güzel sayılabilecek kompozisyonlar sunarken, Anadolu feneri, Karadeniz
ve İstanbul Boğazının derinliklerine uzanan panoramasını havanın
lacivertleşmeye başlamasıyla ışığıyla selamlıyor.
Kıyıköy'de, Ağva'da, İstanbul boğazının burun noktalarında Anadolu
yakası kıyılarında kırmızı, Rumeli yakasında yeşil renkli, çeşitli
tiplerde çakar fenerlere sık sık rastlanıyor. Fındıklı, Defterdarburnu,
Akıntıburnu, Baltalamanı, İstinye, Yeniköy, Kireçburnu, Büyükdere,
Dikilikaya, Çalıburnu, Kızkulesi, Beylerbeyi, Kanlıca, Paşabahçe,
Gümüşsuyu, Selviburnu, Anadolu Kavağı, Filburnu olarak her iki yakada
sıralanıyor. Biz gezimize İstanbul'da bulunan ve yakında turistik
olarak ziyarete açılması planlanan 5 fenerden biri ve deniz fenerlerimizin
en ünlüsü olan Şile feneri ile devam ediyoruz.
ŞİLE FENERİ
İstanbul'un
Anadolu yakasında ki turistik ilçesi Şile'de boğazın en kritik noktasında
bulunuyor. 1859 yılında Fransızlara ait Fenerler İdaresi tarafından
yapılmış Türkiye'nin en büyük, Dünyanın ikinci büyük feneri olarak
biliniyor. 20 mil uzaktan görünen ışığı ile deniz seviyesinden 60
m yükseklikte yer alan Şile deniz fenerinin kule yüksekliği ise
19 metre. Şehir elektriği ile çalışan feneri cihazı ve kule, yapısının
orijinal halini günümüzde de koruyabilmiş. İlk olarak 15.5.1856
yılında yapılan Rumeli ile Anadolu fenerlerinden sonra 8.8.1859
tarihinde yapılan Şile Feneri Şile'nin en yüksek yerindeki kayalık
mıntıkada ki yerini ve en büyük fener olma özelliğini hala koruyor.
Sekizgen şeklinde ve 110 cm kalınlığında taştan yapılmış olan kule,
gündüz iyi görülebilmesi için siyah ve beyaz enlemesine bantlar
çizilerek boyanmış. Şile fenerinin gerek yapısı, gerekse taşıdığı
özellikler nedeniyle tarihi değeri, ünü giderek artmış. İnşa tarihinde
ışık kaynağı olarak üç fitilli gaz lambası kullanılmış ve alt kısmında
gazın dinlendirilmesi, süzülmesi için sarnıç şeklinde özel depo
yapılmış.
1968 yılında elektriğe çevrilen ve şehir cereyanı ile çalışmaya
devam eden Şile fenerinde 1000 watt gücünde ampul kullanıldığı belirtiliyor.
Bir dönüşünü 120 saniyede tamamlayan fener ışığı sekiz adet göz
biçimli mercekten yayılırken, fenerin çalışması duvar saatlerinde
kullanılan sarkaç sistemi ile gerçekleşiyor ve dişli tertibatı iki
saatte bir kuruluyor. Şile'nin adeta sembolü olan 2004 yılında müze
yapılan 157 yıllık Şile Deniz Feneri çevresinde yapılan Kavala Parkında
oturup dinlenme, çevreyi seyretme, fotoğraf çekme imkânı bulunuyor.
KIZKULESİ FENERİ
Marmara
denizinden İstanbul Boğazına giriş yapan gemilerin sağında Fenerbahçe
feneri, sol taraflarında Ahırkapı feneri yer alırken tam karşılarına
Kızkulesi feneri çıkıyor. Tarihi, efsaneleri bir yana Kızkulesi,
bulunduğu yer olarak İstanbul siluetinin
seyredildiği en güzel panoramaya sahip eşi benzeri bulunmayan bir
mevkide yer alıyor. Yoğun deniz trafiğinin içinde gece gündüz hizmet
veren fener, bulunduğu adanın turistik gezilere açılmasıyla eski
yalnızlığına tezat, sayısız kişi tarafından görülüyor. 25. Aralık.
1857 yılından beri hizmet veren ve kırmızı çakan fener, kâh şehir
hatları vapurlarını, kâh feribotları seyrederken İstanbul boğazı
geçişi sırasında nefeslerin tutulduğu LPG yüklü tankerlere de yön
verirken, yelken yarışlarının yapıldığı özel günlerde şiirsel güzellikler
arasında kalıyor. Kızkulesi'ne gitmek isteyenlere ulaşım Salacak
sahilinden Kızkulesi'ne yolcu taşıyan teknelerle sağlanıyor.
FENERBAHÇE FENERİ
İstanbul'un
Anadolu yakasında Fenerbahçe burnunda yer alan fener son yapılan
düzenlemelerle güzel bir gezinti alanının uç noktasında bulunuyor.
Adaları, Moda kıyılarını, Sarayburnu ve Marmara'yı seyreden konuma
sahip fenerin önünden ada vapurları, deniz otobüsleri, Kalamış marinaya
giriş çıkış yapan tekneler geçiyor. Fener çoğu zaman yelken yarışlarına
da tanık oluyor. Çevresinde bulunan yaşlı anıt ağaçlarla çevrili
parkta ise sevgililer kol kola gezerken, yaşlılar, banklarda dinleniyor,
çocuklu anneler trafikten uzak huzurlu ve sakin ortamın keyfini
sürüyorlar. Fenerbahçe fenerinden İstanbul'da gün batımını seyredenler
bir başka romantizm kazanıyorlar.
AHIRKAPI FENERİ
İstanbul
Sarayburnu'nda yer alan, denizden yüksekliği 36m, zeminden yüksekliği
26 m olan Ahırkapı feneri her 5,5 saniyede yarım saniye ışık gönderiyor.
Elektrik motoruna bağlı olarak çalışan fenerin ışığı ise 16 deniz
mili uzaklıktan görülebiliyor. Kızkulesi, Fenerbahçe fenerleri ile
bir üçgen içinde hizmet veren fenerin denizle arasında kalan bölümünden
sahil yolu geçiyor. Amatör balıkçıların balık tutup, sahil yürüyüşü
yapanları kıyısından geçtikleri fenerin arkasında ise tarihi Topkapı
Sarayı, şehir surları yer alıyor.
Ahırkapı fenerinin tarihi ise oldukça ilginç. Osmanlı İmparatorluğu
dönemini 1755 yıllarında Mısır'a ticari mal götürmekte olan bir
kalyon fırtınalı bir gece de Kumkapı mevkii kıyılarında bulunan
kayalara bindirmiş. Zamanın Sadrazamı Sait Paşa olay yerine gitmiş.
Yapılan kurtarma çalışmalarını yerinde takip etmiş. Daha sonra padişah
III. Osman'a "Eğer bu mevkide bulunan surların üstüne bir fener
yapılıp her gece üzerinde kandiller yakılsa, açıktan geçen gemiciler
ışığı görüp rotalarını tayin edebilirler" demiş. Bunun üzerine padişah
da Ahırkapı burnunun uç noktasına bir fener yapılmasını emir buyurmuş.
Dönemin Kaptan-ı Deryası Süleyman Paşa, Ahırkapı'da surların bir
burcu üstüne feneri yaptırmış, görevliler yerleştirip geceleri yakılması
için zeytinyağı tahsis etmiş.
Tarihi yarımada bulunup Ayasofya'ya, Sultanahmet camisine komşu
olan Ahırkapı feneri bugünkü haline 1857 yılında yeniden inşa edilerek
kavuşmuş.
Ülkemizde fenerciliğin tarihi bu hikâye ile başladığı belirtiliyor.
Osmanlı İmparatorluğunda ilk fenerlerin yapımı1855 yılı Kırım Savası
sırasında gerçekleşmeye başlamış.
YEŞİLKÖY FENERİ
5 Ocak 1857 tarihinde hizmete giren ve İstanbul'un gözde semtlerinden
Yeşilyurt sahilinde yer alan deniz feneri bir zamanlar bir başına
Marmara'yı seyrederken hızla gelişen mimari sayesinde binaların
içinde kalmış görüntüsüyle hayli ilginç bir görünüm sergiliyor.
Hasır restoranın bölgeden ayrılmasıyla yerine yapılan, adeta sırtına
binmiş görüntüsü çizen bir gökdeleni arkasına alan fenerin önü ise
doldurularak yürüyüş alanı kazanılmış bir güzergâh sonrasında denize
uzanıyor.
Fener ve fenerci koğuşundan ibaret olup, bahçe içinde yer alan deniz
feneri arkasında bir restoran, her iki yanında ise sahile uzanan
bir sokaklar bulunuyor. Fenerden uzaklaşan martıların yeni konukları
ise karakargalar.
Şimdi de İstanbul'dan ayrılıyor Tekirdağ'ı geçip Marmara Denizine
açılıyoruz.
MARMARA EREĞLİSİ FENERİ
01.01.1861
yılında Ereğli koyunun güney ucunda burun üzerine kurulan fener
denizden 52 metreyükseklikte, 26 metre kule yüksekliği ile görev
yapıyor. Metal kule üzerinde yükselen fenerin ışığı 16 mil uzaklıktan
görülme güçüne sahip.
Devvar fener sistemi, elektrik - akülü olup ampul
cinsi50 W. Marmara Ereğlisi içindençıkan dar toprak yolla kısa sürede
ulaşılan fener ve gardiyan evi etrafında tel ürgü çevresinde boş
alan üzerinden dolaşarak burunun her iki yanına gidebiliyorsunuz.
Deniz tarafından dolaşanlar Perinthos antik kentinden kalma antik
bir mağara ile karşılaşıyorlar. Fenerin arka tarafından dolaşanlar
balıkçı barınağını ve Marmara Ereğlisi'ni yüksekten görebiliyorlar.
Yarımadanın bir bölümü askeri mıntıka sınırları içinde bulunuyor.
HOŞKÖY FENERİ
Marmara
Denizi Tekirdağ kıyılarında yer alan Hoşköy de ki rota feneri Hoşköy
(Hora) fenerindeyiz.
Metal bir kule ve fenerci koğuşu ile tamamlanan yapı Marmara'yı,
Hoşköy'ü, balıkçı barınağını yüksekten seyreden bir tepede yer alıyor.
Kule yanına araçla çıkılabildiği gibi, arkasından tarlalara giden
toprak bir yol bulunuyor.
Fener kulesi çevresinde, meyve ağaçları ve kır çiçekleri göz okşarken,
kule ile deniz kıyısı arasından geçen Mürefte sahil yolu üzerinde
yazlıklar fenere en yakın komşu yapılar olarak yer alıyor.
Bir rota feneri olan Hoşköy feneri 1861yılında deniz seviyesinden
50 m yükseklikte. Fransa'dan özel olarak kule malzemesi saç ve putrel
demirlerle Fransızlar tarafından inşa edilmiş.
20 metre yükseklikte ki kule günümüzde de bu orijinal halini koruyor.
Eski ismi Hora olan Hoşköy feneri, önceki yıllarda gaz yağı ile
çalışırken günümüzde işlevini elektrik enerjisi ile gerçekleştiriyor.
Işığın görünüş mesafesi 19 deniz mili olan, dönmeli (devvar) Hoşköy
feneri iki saate bir kurulan sarkaç sistemi ile çalışıyor.
GELİBOLU
FENERİ
Çanakkale
boğaz girişini kontrol edebilecek konumda bulunan Gelibolu Feneri
denizden 50 metre yükseklik bulunuyor. Kâgir bina olarak inşa edilen
ve 25 metre yüksekliğe sahip kulesinden çakan ışığı, 19 deniz mili
uzaklıktan görülebiliyor. Osmanlı İmparatorluğu dönemi 1856 yılından
bu yana görev yapan fenerin bulunduğu görkemli panoramaya sahip
burun park olarak düzenlenmiş. Fenere giden yolun başında Hallacı
Mansur Türbesi, fenerin yanında ise Azebler Camii namazgâh görülürken,
çeşitli yerlerde oturup feneri ve denizi seyrederek dinlenme imkânı
bulunuyor.
MEHMETÇİK
FENERİ
Kilitbahir
kalesini, seyit onbaşı anıtını geçip Gelibolu yarımadanın en uç
noktasına geldiğiniz zaman solunuzda Seddülbahir Kalesi, Ertuğrul
tabyası, yöreye özgü anı eşyaları satan satıcıların tezgâhları,
sağınızda Mehmetçik Feneri arkanızda İngiliz Royal Navy Battleship
anıtı kalıyor. Yörenin ziyaretçisi çok olsa da kendinizi hüzünlü
hissedeceğiniz bu noktada ayçiçeği tarlalarının bitiminde toprak
patika yol da bitiyor. Fener, yalnızlığına razı göreve devam ediyor.
Bir zamanların savaş alanı fener çaktıkça aydınlanıyor. 1856 yılında
Fransızlar tarafından yapılmış olan tarihin görgü tanığı bu fener,
Ege Denizinden Çanakkale Boğazına girişte Trakya’nın Gelibolu Yarımadasının
en uç noktasında ve çok önemli bir mevkide bulunuyor. Mehmetçik
Feneri denizden 50 metre yükseklikte olup kâgir olan fener kulesi
ise 25 metre yüksekliğe sahip. Çakma karakteri kırmızı sektörlü
FI. W.5 Sn, 19 mil görünüş mesafesi bulunuyor. Fenerde önce ışık
kaynağı olarak fitilli gaz lambası, daha sonra LPG ile çalışan parlak
ışıklı manşonlu (gömlekli) lambalar kullanılmış ve şu anda 1000
W lik elektrik lambası ile aydınlık sağlanıyor. Işık kaynağını kuvvetlendirerek,
uzaktan görünmesini sağlamak için odak uzaklığı 500 mm olan dört
adet kododiyoptrik panel kullanılıyor. Söz konusu optik paneller
ova banyosu üzerinde dönebilen dairesel platform üzerine, dörtgen
teşkil edecek şekilde yerleştirilirken, ışık kaynağı odakta sabit
olarak yakılmakta ve platform üzerinde ki optik panellerin döndürülmesi
suretiyle fenerin çakar ışık vermesi sağlanıyor. Fenerin kuledeki
çelik tellerle aşağıya dik hareket eden ağırlıklara sahip olduğu
belirtiliyor. Ağırlık inerken saat harekete geçiyor ve yolda ağırlık
yukarı doğru geriye kurulmadığı takdirde ağırlık dibe ulaştığı zaman
saat duruyor. Fener bekçileri optik sistemin hemen altında yer alan
mekanizmaya bağlı geniş kurma kolu ile deniz feneri optik saatini
kuruyorlar. Bu sistem evlerdeki saat makinesi mekanizmasına benzetiliyor.
Fener bakıcısı halen üç saatte bir feneri kurmaya devam ediyor.
Söz konusu makine ve optik paneller koruma altına alınmış olup halen
kullanılıyor. Fener ve gardiyan binası ulusal miras olarak Kıyı
Emniyeti ve Gemi kurtarma İşletmeleri genel Müdürlüğünce korunuyor.
ÇİMENLİK
FENERİ
Boğaz
havasının doya doya teneffüs edildiği bir yerde Çimenlik Kalesinin
önünde yer alıyor. Çeşitli topların sergilendiği Çimenlik Kalesi
açık hava müzesi bahçesinde yapılan yürüyüş sonrasında sağınızda
deniz kıyısında görülen Çimenlik Feneri 14 metrelik sade bir kuleden
ibaret, önemli mevkide görev yapıyor. Denizden kale ile birlikte
oldukça anlamlı ve güzel görünen fener, 01. 01.01.1856 yılında denizden
26 metre yükseklikte kurulmuş. Elektrik akülü çakar karakterli fenerin
24 voltluk ampulü ile ışığı,10 mil uzaktan görünüyor.
KEPEZ
FENERİ
Sinyal
adı Kanlıdere olan Kepez Feneri 01.01.1936 kurulmuş ve Kanlıdere
Mevkiinde bulunuyor.
Denizden yüksekliği 10 metre, kule yüksekliği 10 metre, görünme
mesafesi 10 mil. Sesiz ve sakin ortamda görev yapıyor, bahçesinde
antika fenerler barındırıyor. Fenere gitmek için Kepez’in geniş
asfalt yollarından geçiyor, denize paralel ilerliyor, Kepez Belediyesi
kampını sağınızda bırakıyor, asfalt yolu deniz seviyesinde takip
ederek fenerin her iki yönde ki kapısına kadar gelebiliyorsunuz.
BATI
BURNU
POLENTE FENERİ
Bozcaada’da
iki fener bulunuyor bunlardan en ünlüsü Polente Feneri Bozcaadalıların
ve Bozcaada’ya gelen turistlerin, gün batımı turlarına katıldıkları
batımı izledikleri adanın en batı noktasında rüzgârgüllerinin bitiminde
bulunuyor. Elektrik üretim sahasına giriş izinli olduğu için fenerin
yanına kadar araçla gitme imkânı yok, yandaki dar patika yol ise
motorla gidilemeyecek kadar plaj kumu ile kaplı. Yürüyerek gidenler
fener sahasını 1,5 metre yüksekliğinde tel örgü ile çevrili olarak
görüyorlar. Çevrede egemen olan rüzgâr sesine karışan santralin
rüzgar gülleri pervane dönüş sesi, deniz kokulu temiz hava Polente
Fenerine ayrıcalık kazandırıyor.
Fenerin
yakınlarına düzenlenen gün batımı turları için limandan kalkan minibüslere
biniliyor, özel aracıyla gelenlerle beraber net, bulutsuz havalarda
şölen gibi güneş batımı ve Polente
fenerinin
silueti uzaktan izleniyor.
1861
yılında inşa edilmiş ve bir ada feneri olan Polente Feneri Çanakkale'ye
bağlı Bozcaada'nın güneydoğu burnunda yer alıyor.
Denizden yüksekliği 32 metre olan fener, çakar sistemli olup, 100
mm billur tipinde ve güneş enerjisi ile çalışırken, ışığının görünme
mesafesi 15 deniz mili olduğu belirtiliyor.
Bozcaada bulunan Batı Burnu Polente Feneri çevresinde ki rüzgârla
elektrik üreten pervanelerle yer alıp, konum olarak önemli bir noktada
bulunuyor.
Çok önceki yıllarda Bozcada çevresinde gece seyir halindeki tekne
ve
gemilerin kayalıklara çarpıp batmaması, gemicilere yön göstermesi
amacıyla burunlarda yağlı kandiller, bezler yakıldığı anlatılıyor.
TUZBURNU FENERİ
Bozcaada'nın diğer ucunda ise Tuzburnu Feneri yer alıyor. Polente
fenerine göre daha az ziyaret edilen ve adayı çevreleyen yolun biraz
altında bulunan Tuzburnu Feneri yanına gidebilmek için ise dar ve
engebeli yolu kullanmaküzere altı yüksek araç veya motosiklet kullanmak
veya ana yolda aracı bırakıp yola yayan olarak beş yüz metre devam
etmek gerekiyor.
BABAKALE
FENERİ
Asya
kıtasının en uç noktasında bulunan Çanakkale'ye bağlı Tarihi Babakale
kalesinin ucunda bulunan fener inşa edilmiş bir kule olmamasına
rağmen konumu ve bulunduğu nokta itibari ile özellikli fenerlerimizden
biri olarak görülüyor. Osmanlı döneminde yapılmış olan son kalenin
uç noktasında balıkların geçiş noktasına hâkim bir burunda yer alan
Babakale feneri çevresinde gezilebilen bir antik kale ve tarihi
mezarlık ile yakınlarda oruç Baba türbesi bulunuyor.
SİVRİCE
FENERİ
Işığını Midilli Adasının seyrettiği fener, 01.01.1863 yılında Çanakkale
ili, Ayvacık ilçesi sınırları içinde bulunan Sivrice Doğu Burnu
üzerinde hizmete girmiş. Denizden yüksekliği 16 metre, kule yüksekliği,
12 metre, görünme mesafesi 15 mil. Elektrik akülü 40 Watt ampullü
Çakar fener, oldukça bakir bir alanda bulunuyor. Sokakağzı koyu
pansiyonlarına tatil geçirmek üzere gelenlerin ziyaret ettiği Sivrice
feneri, Sarpıncık, Babakale fenerleri gibi Anadolu’nun Ege denizine
açılan en uç noktalarında gemicilere, balıkçı teknelerine, yatlara
yol gösteriyor.
FOÇA DEĞİRMEN BURNU FENERİ
Gün
batımında Değirmen Burnunda olup Foça Limanı ve kıyılarını, giriş
çıkış yapan tekneleri, seyretmeye doyum olmuyor. Özellikle kıyılara
veya burun da yer alan deniz feneri çevresine kadar araçla gidilebilen
geniş toprak alandan, Beş Kapıların seyri büyük zevk veriyor. Girişteki
tepeye tırmananlar yel değirmenleri kalıntılarından daha panoramik
fotoğraf çekim imkânına kavuşuyorlar. 1887 yapım tarihli, denizden
20 metre yüksekte ki tepede yer alan kule yüksekliği 12 metre. Işığın
görünme mesafesi 8 deniz mili olan Değirmen Burnu Feneri, çevrede
dolaşan martıların üssü konumunda.
KARABURUN SARPINCIK FENERİ
İzmir
Çeşme Yarımadası Urla-Karaburun yönünde yol alınca deniz kokulu
birbirinden güzel koylara tepeden bakıp Karaburun’a ulaşıyorsunuz.
Karaburun merkezinde bulunan Yeni iskele’den sonra 12 km daha ileriye,
yarımadanın uç noktasına yaklaşınca önce Sarpıncık Köyüne, sonra
da tepelere çıkıp en uç noktada Sarpıncık Deniz Feneri tabelalarını
takip ederek toprak patika yollardan inişe geçiyorsunuz. Yarım adanın
yalnızlığında masmavi Ege Denizinin fon oluşturduğu manzara içinde
12 metrelik beyaz kulesi ve bahçe içinde fener evi ile Sarpıncık
Deniz Feneri ile karşılaşıyorsunuz. Çevrenizde uzun boylu bitkilere
rastlamıyor fakat genziniz kuvvetli kekik otu kokusuyla yanıyor.
Bu güçlü kokuya denizden süzülerek gelen yosun kokulu, iyot yüklü
kuvvetli ve sık esen Ege rüzgârı karışıyor. Yarımadanın deniz seviyesinde
biçimli kayalar ilgi çekiyor.
Denizden 97 metre yükseklikte bulunan Sarpıncık Feneri güneş enerjisi
ile çalışıyor.
12 mil görünme erişimi olan çakar fener, kurulmuş olduğu 10.01.1938
yılından bu yana hizmet veriyor.
BODRUM
FENERİ
Bir fener için bundan daha güzel bir manzara ve konum olamaz herhalde.
Belki de Türkiye’de en güzel, en hareketli liman girişinde yer alan
fener çevresinde hizmet veren restoranda oturanlar manzara ile bütünleşip,
denizden esen rüzgârla hem serinletiyor, hem göz okşayan manzarayı
seyrediyorlar. İsteyenler barda oturup içkilerini fonda Bodrum Kalesinin
yer aldığı fener kulesine bakarak içiyor, isteyenler aynı manzaraya
bakarak havuza giriyor. Gün batımında asil renklerle yıkanan kırmızı
kubbeli fener kulesi, her fotoğrafa her açıdan ruh ve coşku katıyor.
BODRUM
TURGUT REİS HÜSEYİN BURNU FENERİ
Bodrum Yarımadası Turgut Reis de bulunan fenere, su kanallarının
çevrelediği lüks marinayı ve Sabancı parkını geçerek ulaşılıyor.
Ağaçlarla kaplı burunda ve denizden 15 metre yükseklikte yer alan,
9 metre yükseklikte ki fenerin eteğinde, fenere komşu fener restoran
yer alıyor. Elektrik akülü enerjisi ile ışığı 10 mil uzaktan görünme
gücü olan fenerin her iki yanında bulunan koyları, turizmin hizmetinde
plajlar, turistik tesislerle kaplı.
01.01.1964 yılından bu yana Turgut Reis Hüseyin Burnunda Akdeniz’den
geçen gemilere göz kırpıyor.
Bembeyaz fener kulesi ve fener evinin lacivert denizle ahenkli uyumu
göz okşuyor. Kıyı boyunca kumsalda güneşlenip denize girenler feneri
zevkle seyrediyorlar.
DEVEBOYNU
KNİDOS FENERİ
Anadolu'nun Akdeniz'e uzanan en uç noktasında, Datça'nın Knidos
antik kentinde yer alan Deveboynu feneri,1931 yılında yapılmış.
Konum itibariyle Ege ve Akdeniz'i birbirinden ayıran nokta olarak
belirtilen mevkii aynı zamanda coğrafi bakımdan deve şeklini andırması
nedeniyle fenere Deveboynu olarak isimlendirilmesine neden olmuş.
Deniz seviyesinden 104 metre yükseklikte ki kule 9 metre olup yapıldığı
tarihte gazyağı ile çalışırken, sonraları asetilen gazı ile çalışmasına
devam etmiş. Fenerin Akdeniz ve egeye uzanan ışığının görünüş mesafesi
12 deniz mili.
GELİDONYA FENERİ
Akdeniz'in
kılavuz fenerlerinden biri olan Gelidonya deniz feneri Antalya'nın
Kumluca İlçesi Taşlık Burnunda yer alıyor.
Türkiye
kıyılarının en yüksek feneri olup 227 m yükseklikte ki fener denizden
3 km içerde yer alıyor. Sivri kayalıklar üzerinde inşa edilen ulaşımı
oldukça zor olan Gelidonya Fenerine elektrik ulaştırılamadığı için
günümüzde bile hala elle kurularak çalıştırıldığı belirtiliyor.
Doğanın yalnızlığında, çam ağaçları kokuları arasında Akdeniz güneşiyle
yıkanan Gelidonya Feneri altında bulunan tarihi Likya antik yolu,
bilhassa yaz aylarında Adrasan, Kumluca gibi tatil köylerine gelenlerin
kullandıkları güzergâhta, uzaktan da olsa tüm heybeti ile görülüyor.
ALANYA FENERİ
Alanya
Feneri geçmişten bu yana Alanya Kalesi eteklerinde Dildare Burnu
üzerinde yer alıyor. Son yıllarda ise Alanya limanı genişletildi
dalgakıran yapıldı. Bilhassa çevre gezilerine günübirlik turist
taşıyan dev teknelerle liman trafiği de oldukça arttı.
Dalgakıranın uç noktasına dört katlı olarak inşa edilen fener, hem
Alanya'ya estetik kazandırdı, hem de dalgakıran üzerinde fenere
kadar Alanya seyirli yürüyüş, hoş bir aktiviteye sebep yarattı.
Günümüzde fenere yürüyen sevgililer aşklarının ölümsüz olması dileği
ile fener korkuluk demirlerine asma kilit takıp kilitledikten sonra
anahtarı denize atıyorlar.
PATARA FENERİ
Antalya
il sınırları içinde Kaş yakınlarında Patara Antik Kenti sahilinde
yer alan Patara Feneri'nin en büyük özelliği Dünyanın ilk deniz
feneri olması.
Patara kumulları, sazlıklarıyla çevresi dolarak içerde kalan ve
buna rağmen yer yer deniz suyu bulunan fener kalıntıları günümüzde
restore edilerek ayağa kaldırılmaya çalışılıyor. Fener kulesi içinde
yer alan basamaklarla bir katı çıkılabilen fenerin iki katlı kademeli
kaidesi de eski taşlarla kaplanıyor.
20 m kenar uzunluğunda kare şeklinde kaide üzerinde blok taşlardan
yapılmış olan fener kulesinin silindir çapı ise 9 metre. Zamanın
önemli ticaret limanı olduğu bilinen Patara fener çevresinde üzeri
harfler oyulmuş taşlar bulunuyor.
MERSİN
FENERİ
1.1.1865 kuruluş tarihli fener Mersin'in bir mil güney batısında
çevresi park ve yürüyüş alanı olan bir burunda ağaçlar arasında
yer alıyor.
Denizden 14 metre yükseklikte bulunan deniz feneri, kule yüksekliği
12 metreyi buluyor.
Işığı 15 mil uzaktan görülen Mersin Feneri, elektrik akülü, ampul
tipi 100 V halojen.
Akdeniz deniz fenerlerine devam edeceğiz şimdi Karadeniz'e çıkıyor
ve turistik olarak oldukça fazla ziyaretçi ağırlayan Kafken, Cebeci
sahillerinin biraz açığına uzanıyor ve ana karadan devam ettiğimiz
yolculuğumuza ara verip Kafken adasına yanaşıyoruz.
KEFKEN ADASI DENİZ FENERİ
İskeleye
yanaşır yanaşmaz rakı yapımında kullanılan kendi kendine yetişmiş
anason bitkileri kokuları ile ilginizi çekmeye başlıyor. Defne ağaçlarının
hâkimiyetinde ki adada, fener kulesine ulaşmak için, anıt haline
gelmiş, kimsenin temasıyla karşılaşmadan büyümüş incir ağaçları,
zakkumlar arasından geçiliyor.
Oldukça bakımlı ünitelerin bulunduğu, Karadeniz'in sert rüzgârına,
ayazına, iklim koşullarlarına dayanıklı kalın duvarlı yapıların
bulunduğu tepede Bembeyaz gövdesiyle deniz feneri yükseliyor. 30
Kasım 1879 tarihinde inşa edilmiş olup, sonraki yıllarda yenilenen
deniz feneri karadan çekilmiş deniz altı hattı sayesinde elektrikle
çalışıyor. Fener ışığı 15 mil uzaklıktan görülebiliyor, 360 derece
görüş açısına sahip fener kulesi, Ereğli, Amasra, Trabzon yönüne
giden gemilere yön veriyor.
Denizden 13 metre yükseklikte, 14 metre kule boyu ile adayı süslüyor.
3 saniyede bir 3 çakıyor, 6 saniye dinleniyor.
Kafken Adası içinde barındırdığı kale kalıntıları, antik sarnıçları
gibi tarihi eserlere sahip olması nedeniyle sit alanı ilan edilmiş.
Deniz feneri ve gemi kurtarma görevlileri, dalgakırana sığınan tekneler
dışında ziyaretçisi olmuyor.
GERZE FENERİ
Karadeniz'in
Sinop ili Gerze sahilinde deniz seviyesine yakın bir burunda dalgalarla
çarpışan, adeta sürekli yıkanan deniz feneri, çevresinde dolaşma
imkânı bulunan geniş bir platformla ziyaretçileri karşılıyor. Kıyıda
ki yeri, yerleşim birimlerine çok yakın olmasına karşın, yalnızlığın
buram buram yaşanıp, hissedildiği, huzur veren, senarist olup film,
fotoğraf çekmeye özendiren özel bir konuma sahip. Etrafında bulunan
balıkçı barınağı ve dalgakıran, arkasında yer alan restoranla bütünleşip
seyir ve hoşça vakit geçirecek kompozisyonlar oluşturuyor.
Fenerde yaşayan bulunmuyor.
ZONGULDAK
FENERİ
1908 yılında inşa edilmiş olan Zonguldak feneri Karadeniz sahili,
Zonguldak ilinin denizden yüksekliği 53 metre olan bir burunda yer
alıyor. 1985 yılından bu yana elektrikle çalışan fenerin 9 metre
yükseklikteki kulesinden çıkan 500 Watt'lık ışığı 20 deniz mili
uzaklıktan görülebiliyor.
KEREMPE
DENİZ FENERİ
Her biri ayrı efsane olan fenerlerimizden biri olan Kerempe feneri
Cide ilçesinde bulunan Kerempe burnunda yer alıp, denizden 82 metre
yükseklikte bulunuyor. Yüksekliğine Karadeniz'in sis'i bile ulaşamadığı
belirtilen Kerempe feneri yanında sis düdük binası yer alıyor.
Deniz
fenerleri, Kızılırmak nehrinin denize döküldüğü yerde Bafra feneri,
Hopa-Sarp hudut feneri, İskenderun-Arzus Işıklı Köyü yakınlarında
Akıncı feneri, Alanya kalesi üzerinde ki Alanya feneri, Anamuryum
antik kentinde Anamur Feneri, İzmit'te, Antalya-Lara'da, Marmaris-Keçi
Adası gibi daha birçok yerde bulunuyor.
Fenerler gezimize çeşitli noktalara denizden ve karadan yapacağımız
yolculuklarla devam edeceğiz.
|
|