FERİKÖY
ANTİKACILAR PAZARI, BURASI BİR BAŞKA DÜNYA
Bit pazarına nur yağıyor, hem de duygu sağanağı halinde.
Günlerden
Pazar ise, dertlerden problemlerden uzaklaşıp kafayı dağıtmak,
geçmişe uzanmak, anıları hatırlamak, yaşamak, en azından yadigârları
ziyaret etmek için doğruca İstanbul’un Feriköy Pazarına gidiniz.
Pazarın üzeri kapalı Feriköy semt pazarının kurulduğu yerde
yanında otopark var. Sabah 06.00 gibi yerleşmeye başlayanlar
akşam 19.00’e dek hizmet veriyorlar. Türkiye’nin her tarafından
gelenler var, kimi Bursa, kimi Manisa, Akhisar, kimisi Çorum
ya otobüslere atlayıp, ya kendi araçlarıyla soluğu İstanbul’da
alıyorlar. Kimi tezgâhlarını beraberinde getirdikleriyle özenle
diziyor, kimi yığma usulü döşüyor. Aklınıza ne gelen gelmeyen
her şey yeni alıcıları, meraklı sahiplerini bekliyor.
Hızla geçen zaman, su gibi harcanan paralarla alınan objelerin
şimdiki durumlarına bir bakınız, ister durup eski sahiplerini
düşününüz, ister gülüp geçiniz. Tezgâhları bir bir inceleyenler,
onu alıp, bunu bırakanların, kaybettiklerine yeniden kavuşmuş
olanların yüzlerindeki mutluluk ifadelerine okuyup mutlu da
olabilirsiniz.
Zamana yolculuk
Antikalara, çocukluğumuzda kullandığımız oyuncaklara bakarken,
çaldığımız plakları gözden bir bir geçirirken beyninizin en
ücra köşesine saklanmış anıları hatırlayacak, a o da vardı,
bu da vardı derken zamanın nasıl geçtiğinden habersiz kendinizi
unutuyorsunuz.
Feriköy
Antikacılar Pazarı kurulalı üç yıl dolmuş, devamlı gelenler,
esnafa sipariş verenler, ihtiyaçlarını, aradıklarını bulması
için isteklerde bulunanlar bile oluyormuş. Esnafın büyük bölümü
İstanbul olsa da Anadolu’nun çeşitli köylerini, evleri dolaşıp
eskileri topladıktan sonra aracılara satanlarla pazara ulaşan
objelerde var. Bakır kaplar, tepsiler, dokumalar, varisler
arasında paylaşılamayan “En iyisi satalım, parayı bölüşelim”
denen miras kalan eşyalar, hepsi sessiz sedasız görücüye çıkıyorlar.
Her hafta kilometrelerce uzaklardan gelip tezgâh açanlar,
bir ölçüde Anadolu’nun özetini sunuyorlar.
Bir bakıyorsunuz Çorumlu bir satıcı, Tokat Zile’den almış
olduğu ahşap 200 yıllık sandığı satıyor. Kapağını açıyor tarihini
gösteriyor, Ermeni ustanın imzasını desenleri anlatıyor, fiyatı
3 bin TL diyor. Diyor demesine ama hiçbir mal ilk söylenen
fiyata satılmıyor. Alıcılar sıkı pazarlık yapıyor, bazen malın
cinsine pazarın kapanış saatine göre % 50 ye varan indirimler
de oluyor.
Pazarda gürültü bağırış çağırış, olmuyor, esnaf nasibini sessizce
bekliyor kimseyi yolundan çevirmiyor, ısrar etmiyor. Sebze
meyve pazarı gibi koşuşturma telaşa rastlanmıyor. Zaman zaman
eski pikap satanlardan, eski plaklardan dinlenesi güzellikte
nameler duyuluyor.
Pazar huzurlu, pazarın aristokrat havası içinde yakın gözlüğünü
takıp objeleri inceleyenlerin, ağır hareket edenlerin, düşünerek
alış veriş yapanların pazarı.
Tezgâhlar arasında nelerle karşılaşacağınızı bilmeden yürürken
birden karşınıza Afgan malı saz olan 150 senelik bir rubab
çıkıyor, bam teline dokunuyor satıcı, yanı başında duran kara
kalem nu tablosuna kayıyor gözünüz. Akabinde Osmanlı bir at
eyerinde kalıyor gözünüz. Hani acaba antreye koysam bu eyeri,
ayakkabılarımı bağlarken, çıkarırken üzerine otursam, yoksa
puf olarak mı kullansam diye içinizden geçirirken, bir valiz
içinde iskarpinlerin içine koyduğumuz ayarlı kalıplarla karşılaşıveriyorsunuz.
Kalıplar sizi en az 30 - 40 yıllık alışkanlıklara kösele ayakkabıların,
Beykoz kunduraların,
Lord tipi ayakkabıların revaçta olduğu dönemlere götürüp bırakıyor.
Yanınızdan kucağında bebeği ile bir anne geçiyor, karşıdan
köpeği ile gelen bir başkasını fark ederek günümüze geliyorsunuz.
Feriköy Antikalar Pazarında öğlen
Pazarda çaycı tezgâhları dolaşırken burnunuza gözleme kokuları
geliyor, derme çatma masalarda öğlen yemeğini yiyen esnaf
hanımlar, onları ziyarete gelenler, pazarı dolaşanlar, pazarda
yedikleri ev yemeklerini methediyor, antikalar arasında oturmanın
ayrı bir zevk olduğunu konuşuyorlar. Derme çatma masalar doluyor
da doluyor.
Feriköy Antikalar Pazarı, Pazar tatil günü olması sebebiyle
geç kalkanlarla, kahvaltıyı geç yapanlar, öğlen yemeğini yiyip
de gelenlerle öğle sonrası daha da kalabalıklaşıyor.
İki adım ötede Manisa Akhisar’dan geldiğini söyleyen bir başkası
hiç aksatmadan her Pazar tezgâh açtığını anlatırken, bazı
haftalar satış yapamadan, yol masrafını bile çıkaramadığından
gerisin geriye getirdikleriyle döndüğünden yakınıyor. Derken
genç bir kız üniversitede tasarım okuduğunu düşündüklerine
uygun objeler aradığını bulup bulamayacağını satıcıya soruyor.
Tezgâhtaki gitarın tellerine dokunuyor, bir başkası bilmem
kaçıncı el olan takılarla ilgileniyor, dana gözü kadar büyük
modası geçmiş yüzükleri parmaklarına takıp takıp çıkarıyor.
Pazarın derinliklerine girdikçe, bakılan tezgâh sayısı artıkça
katogarize, sınıflandırma gibi ifadeler burada iflas ediyor.
Neler var neler
Kristal kadehler, bardaklar, işli fincan takımları, çevirmeli
telefonlar, kömürlü ütüler, fildişi saplı belki bazıları gümüş
olan çatal bıçak
takımları, masa abajurları, biblolar, seramikler, opalin şekerlikler,
camlar, yabancı ülkelere ait otomobil plakaları, sokak tabelaları,
Venedik Karnaval maskesi, geyik boynuzu, golf sopaları, gemici
fenerleri, vazolar, ahşap kilitler, mermer havanlar,
enstrümanlar, sandıklar, müzik dolapları, gramafonlar, pikaplar,
döner bantlı teypler, LP ler, 45 lik plaklar, dokumalar, güneş
gözlükleri ve tel çerçeve Lennon gözlüğü, güneş gözlükleri,
banganotlar, metal paralar, teraziler, tabancalar, daktilolar,
dürbünler, rozetler, ok ve yay, gemi fenerleri, pandüllü duvar
saatleri, kuş kafesi, her biri gözünüzün önünden, turistler
yanınızdan bir bir geçiyor. Kartpostal demetleri, pullar,
kitaplar, eski Hayat, Ses, Yedigün dergileri, tablolar ve
bir dünya eşya hastalığı ağrısı olana bile hayatı unutturuyor.
Elbiseler, mantolar, paltolar, montlar, uzun kadın çizmeleri,
ayakkabıları deneyenleri üzerine tutanları gördükçe amma da
meraklısı varmış dedirtiyor. Bir başka tezgâh sahibi, Bursa’dan
gelenlerin çok olduğunu belirterek böyle tarihi şehirler,
antikanın merkezidir diyor ve “Feriköy Antika Pazarında Bursa’dan
gelen çok esnaf vardır” diye ekliyor.
Bir saat tezgâhı dikkatinizi
çekiyor yelkovanı akrebi birbirlerini kovalamaktan yorulmuş,
istirahata çekilmiş kol saatleri yan yana dizilmişler. Kadranlar
solgun başında hem saat satan, hem orada tamir eden bir saatçi
her türlü saati tamir edebildiklerini anlatıyor. Pandüllü,
guguklu, köstekli saatler al beni gibi bakıyorlar. İşte bu
ruh durumu içinde zamanın ilerlediğini duygu seline kapılıp
öyle bir geriye gittiğinizi anıları belgeleyen fotoğraf makinelalarını
görünce daha bir net hatırlıyorsunuz. Uzakları yakınlaştıran
objektiflerin boydan boya dikine dizildiğini, pazarın çatısına
bakışlarını görüp ağladıklarını, gelişen dijital teknolojiye
veryansın edişlerini duyar gibi oluyorsunuz.
Pazardan çıktığınızda eğer bir şey almadıysanız, belki eliniz
kolunuz boş oluyor ama kafanız öyle bir doluyor ki bunun nasıl
olup da böyle olduğunu anlayamıyorsunuz. Ama tekrar tekrar
gelmeye kendinize söz veriyorsunuz.
Tezgahlardan
fiyatlar
Feriköy Antikacılar Pazarından bazı ürün fiyatları şöyle sıralanıyor.
Kırmızı sokak tabelası 150, Arı, Haylayf, Ülker bisküvi kutusu
50, çevirmeli eski telofon cihazları 50-70 arası, guguklu
saatlerin tamire ihtiyaçı olanları 150, çalışanları 250-500
TL ile fiyatlanırken, pandüllü saatler 500 ila 1500 TL den
satılıyor. Ahşap tekne dümeni 500, kapı tokmakları imitasyonlar
15-50 TL arası, orjinal eski pirinç olanları 250 TL ve üzeri
fiyat taşıyor. Long Play satıcıları bir hayli fazla temiz
LP ler arasında yakın geçmişte iz bırakan toplulukların yanısıra,
eski sanatçıların da az bulunur plakları yer alıyor LP ler
30 TL'ye satılıyor. Ahşap yapım bir ayakkabı kalıbı Ermeni
usta Mıcıryan imzasını taşırsa 40 TL, normal tahta kalıplar
20 TL den alıcı buluyor. Kömürlü ütüler 50 TL, gaz ocakları
100 TL, lüx marka el sabunu 10 TL olarak fiyatlanıyor. 58-60-62-70-80
yıllarına ait Hayat ve Ses dergilerinin tanesi 3 TL, kartpostallar
3 TL ve daha yukarı fiyatlara sergileniyor. Geçmiş Yıllara
ait Milli Piyango biletleri, eski pullar, aile albüm fotoğrafları,
satıcı ve müşteri arasında satın alınan sayı miktarına göre
pazarlıklarla kesinleşiyor...
Her hafta yenilenen anıların bir arada bulunduğu Feriköy Antikacılar
Pazarı'nda kendinizi unutturmaya neden olan objeler, eşyalar
arasında zamanın nasıl geçtiği unutuluyor. Sürekli değişen
standlarlar merak uyandırıyor, acaba bu hafta neler geldi
diyerek tatlı bir heyecan ve merakla yine erkenden yola koyuluyorsunuz.
Satış yapanların bir çoğu hanım hatta aile olup kimi kızıyla,
oğluyla, kimi eşiyle sohbet ortamında hizmet verirken kibarlıkları
dikkat çekiyor.
Evlerden toplanan cam bilyeler, kapağı kapalı küçük içki şişeleri,
yarım kalmış veya tam dolu ithal parfümler, akordion, gitar,
ut, cümbüş, keman gibi enstrümanlar, bilhassa oyuncak bebekler
ve diğer çeşitler.
Yarısı gölgeli bir kısmı üstü açık Antikacılar Pazarı'nın
sokak tarafı daha ziyade elbiseler, ev eşyaları satılan bölümlerden
oluşuyor. Bununla beraber 30-60 TL arası değişen son yıllarda
yeniden ilgi görmeye başlayan Long Play, eski pikapları, bir
çok tezgahta bulabiliyor, 1960'lı yılların Ses, Hayat, Yelpaze
dergilerine rastlıyorsunuz.
22 Ekim 2017 Pazar günü son
çekilen 10 fotoğrafla
sayfaya yeni ilaveler yapılmıştır.
Zaman
zaman kulak misafiri oluyorsunuz satıcılar da İngilizce konuşuyor,
müşteriler de. Eskiden dikiş kutuları kullanırdı anneler,
hiç aklınızda yokken görüyor eskilere gidiyorsunuz. Bir başka
yerde bir 45'lik kapı Mıchelle, Run For your life, Drive My
Car, Girl adlı parçaları içeriyor. Adam 10 TL diyor, düşünmeden
alıyorsunuz, plak kaplarının içini kontrol şart.
Fotoğraflarda da görüldüğü üzere gaz sobasından sinema koltuğuna
kadar hiç akla gelmeyen eşyaları bulacağınız Antika Pazarında
dikkatinizi sadece tezgahlara odaklarsanız, erken saatte gelip
eşyalar seçilmeden tarama yaparsanız, gördüğünüz eşyayı eğer
beğendiyseniz hızlı karar verip pazarlığa başlarsanız keşke
demeden hasretini çektiğiniz objeye kavuşabilirsiniz. Haftaya
alırım düşüncesiyle beğenip bıraktığınız eşyayı sonraki haftalarda
geldiğinizde bulma imkanı olmuyor, zira pazarın normal sade
müşterisi olduğu kadar, neyin para edeceğini, hangi malın
aranacağını bilen profesyoneller zaman geçirmeden satıcıdan
alıp, yüksek fiyatla ya kendi tezgahlarında ya antika dükkanlarında
sergiliyorlar.
Pazar günü gidilecek en renkli yerlerden birisi Feriköy Bit
Pazarı. Aslında buraya sosyete veya turist hatta antika pazarı
demek daha doğru kelepir bir obje bulmak her hafta zorlaşıyor,
talep arttıkça fiyatlar da artıkça artıyor.
Buna rağmen plak isteyen plak, parfüm, takı, cam, kumaş, çanta,
biblo, bakır arayanlar ekonomik fiyatlı bir şeyler bulabiliyor,
satın alanlar mutlu oluyor. Pazarın içi kadar etrafı da hoşça
vakit geçirecek yerlerle dolu.
Feriköy Pazarında hanımlar gözlerine kestirdiği şapka, manto,
ayakkabı gibi giyim eşyalarını deneyip, gerekirse giyip kendilerine
yakışıp yakışmadığına
aynaya uzun
uzun bakarak
sonra satın alıyorlar. Bu alış veriş te sıkı pazarlıklar da
yapılıyor. Bunun başlıca nedeni satıcı olanların bir kısmı
evden getirdiklerini sergiliyor, bir kısmı ise sergilenenler
arasında talep
göreceklerine inandıkları malları herkesten önce satın alıp,
kendi tezgahlarında yeniden kar koyup satıyor olmaları. Bazı
tezgahlar ise yeni piyasa ürünlerini satıyorlar, bunlardan
birisi de ip örme file satanlar oluyor.
Feriköy kullanılmış eşya pazarında moda diye bir şey yok.
Moda insanın kendisine yakışanıdır diyenler tezgahta sergilenen
ürünün geçmişini hiç merak etmeden moda olsun olmasın kararlarını
verip o dakikada sahip oluyorlar.
Tezgahlar
her hafta yeni sürprizler barındırıyor. Feriköy
kullanılmış eşya pazarındabir hafta gördüğünüzü diğer hafta
gittiğinizde bulamıyorsunuz, tezgah aynı kalsa bile aklınızın
kaldığı ürün çoktan satılmış oluyor. Pazarda dolaşanlar satece
normal müşteri olmayıp, bir çoğu da profesyonel antika satıcısı,
dükkan sahibi olduğu için kendi yeri için daha yüksek fiyatla
satabilirim ya da kendisine sipariş verilmiş parçayı gördüğü
anda satın alan kişilerden oluşuyor.
Satış yapanlar sadece İstanbul satıcıları değil çeşitli illerden
gelip sabah açtıkları tezgahı akşam kapayıp yine geldikleri
illerin yolunu tutanlar çoğunlukta.
Haziran ayının konuklarından birisi de önceki ay ve haftalarda
sık görünmeyen pipocu ve tütüncüydü, yurd dışından ithal pipo
tütünlerine meraklı olanlar, bulamadıkları çeşitleri uzun
uzun inceleme, satın alma imkanı buldular.
Her hafta değişen tezgahlarda satılan eşyaların yerine bir
başka çeşidi gelen eski objeler arasında bazen bir gitar bazen
200 senelik bir fayton feneri olarak karşımıza çıkıyor. Ani
karar verirseniz beğendiğiniz obje sizin oluyor, kararsız
kalanlar beğenip almayı erteledilerse sonraki kurulacak pazarı
sabırsızlıkla beklerken biraz da acaba yine görürmüyüm diye
arayan gözlerle bakıyorlar. Satış yapanların çoğunluğu amatör
ruhla bu görevi yerine getiren, alıcının alış verişten mutlu
ayrılmasına gayret eden kibar hanımefendiler, beyefendiler.
Bir şey almasanız bile sohbet edebiliyorsunuz.
Pazarın sabit konukları yıllık kiraladıkları tezgahlarında
her hafta aynı serde stand kuruyorlar. Konu kadın şapkası
olunca bilhassa kadınlar şapkalardan bir kaçını denemeden,
aynada kendilerine bakmadan şapkalardan ayrılmıyorlar.
Feriköy kullanılmış eşya pazarında yurd dışından getirilmiş
çeşitli objeler de yer alıyor, bazen bir akordiyon, bazen
bir Rus radyosu yanında İtalyan kapı tokmaklarına rastlıyabiliyorsunuz.
Her biri sanat eseri olan demir üzeri oymalı at başlı kapı
tokmağı iki bin beşyüz TL fiyatıyla alıcısını beklerken, estetiğiyle
alamayanları uykusunu kaçıracak kadar etkiliyor.
Maket otomobiller pazarda bir çok tezgahta sergilenirken ileri
yaştaki meraklıların gözdesi oluyor, uzun uzun incelenen küçük
otomobillerin çok sayıdaki koleksiyonerleri, her hafta yeni
gelen bir model var mı diye pazarı aşındırıyorlar.
Bronz heykel, şamdanlık, heykelli konsol saatler arasında
dikkat çeken tasarımlar, konukların akıllarını çeliyor.
Pazarda sergilenen eşyalar arasında deniz malzemeleri de bulunabiliyor,
özellikle gemi eskileri büyük ilgi görüyor.
Pupa feneri 1200 TL'den fiyatlanırken Silyon feneri de emsal
fiyatlarda yer alıyor, dümenler, sulu pusulalar da var.
Pazarın en ilginç objeleri barındıran Erdem Yılmaz standında
ana tema denizcilik malzemeleri, gemi eskileri oluyor.
Bazen eski bir Denizcilik Okulu brovesi, bazen pırıl pırıl
prinç yapım gemi düdüğü veya pervane, hatta kaptan koltuğu
bile bulabilirsiniz. Salonu bu tip objelerle dekore edenlere
dalgıç başlığı, dalgıç ayakkabısı, lumboz, sis çanı bile var.
Deniz
kabuklarına, denizcilikle ilgili gemi aksesuarlarına gemi
eskilerine meraklıysanız her hafta aynı sabit yerinde sergilenen
stand ta çeşitleri görebilirsiniz. Fener, pusula gemi maketi
tablosu gibi çeşitler sergileniyor.
Standlar her hafta değişik objelerle donatılıyor, bronz heykelcikler,
opalin vazolar, çini tabaklar, kesme cam şekerlikler, vazolar,
kristaller, şamdanlar, yazı takımları, kitaplara, akordiyonlara
dek çeşitleniyor.
Feriköy
Pazar'ında genellikle her hafta gelenler yıllık kiraladıkları
aynı yerleri muhafaza ediyorlar. Sergiledikleri objeler sürekli
değişiyor, bununla beraber satışa sundukları objeler aynı
temayı koruyorlar. Şamdanlar, tesbihler, resimlikler, pandüllü
ve konsol saatleri, şömine üstlerine veya duvara asmak için
eski model tüfekler, heykeller, biblolar bulunuyor.
Köşe yastıklarından setüstü ocaklara, tekne maketlerinden
eski paralara, seramik, cam işi objelerden ahşap sehpalara,
komodin, dolap, sandık, kavukluklara, sigaralara, mutfak eşyalarına
varıncaya kadar her şeyi bulabileceğiniz pazarda saatlerce
dolaşabiliyor, bir önce geçtiğiniz tezgahta dikkatinizi çekmeyen
obje, daha sonra sizi sevindirebiliyor.
Feriköy Eski Eşya Pazarında yurt dışından getirilmiş objeler,
çeşitli eşyalar da satılıyor. Bunlar arasında Alman bira bardakları,
bira şişeleri son yıllarda daha fazla ilgi görmeye başlayanlar
daha çok tezgahta görülenler arasında geliyor.
Sigara kutusu koleksiyonu yapanların rağbet ettiği eski ambalajlı
sigaralar artık bulunmadığı için koleksiyonlarını bozanların
pazara çıkardıkları bekleniyor, takip edilen ürünler arasında
açılmamaış olan yerli ve yabancı sigaralar 20 TL ila 100 TL
ye uzanan fiyatlarla alıcı buluyor. Dekoratif ürünler arasında
deniz temalı olanlara daha sık rastlanıyor.
Bazen yurt dışından şık bir şarap şişesi, musluklu içki kavanozları,
bazen 1950 ve öncesine götüren Rus malı tuşlu bir salon radyosu
ya da at başlı dekoratif bir köşe abajuru hiç aklınızda yokken
birden edinme duygusunu uyandırıyor.
Eğer sigara paketi koleksiyonu yapıyorsanız ve aradığınız
eski paketler varsa bunları ummadığınız anda bulabilme şansınız
oldukça yüksek, Palyaçolara merak sarmışsanız yine her hafta
bir tezgahta çeşitli büyüklükte palyaço bez bebekler bulunabiliyor.
Gemi maketleriden ahşap yapım olanlar da var, metal, hatta
kibrit yapım olanlar bile var.
Feriköy
Pazarında takı standları özellikle hanımlar tarafından büyük
ilgi görüyor, uzun uzun bakılan seçilen, deneyip satın alan
takıların tasarımları, modelleri kendileri de yapabilmek için
örnek oluyor. Tasarımcılar kıyafetleriyle de tasarımcı olduklarını
uzaktan belli ediyorlar. Takılar kadar seramik, porselen biblolar
bile akılları çelmeye yetiyor.
Kraliyet faytonu, şemsiyeli genç kız biblosu, Elvis Presley
heykeli, resimli tabaklardan gözünüzü ayıramıyorsunuz.
Feriköy
Pazarında aklınızın ucundan geçmeyecek sürprizlerle karşılaşabiliyorsunuz
işte bunlardan birisi 2020 yılının ilk ayında koskoca bir
uçak pervanesini sırtlayan meraklı bir elinden tuttuğu çocuğu
ile pazar alışverişini bitirmiş çıkıyor.
Aklınızda duvar apliği var mı yoktur, orada görünce bir tuhaf
oluyor insan, bir tavan avizesi alınır, aynı takımın iki tane
de duvar apliği olurdu. Ne günlerlermiş dedirtiyor gördükleriniz.
Avizeden ayrı sadece duvar apliklerini yakmak, veya ayaklı
köşe abajurun ışığını ayarlamak konfor belirtisiydi. Mutfaklarda,
koridorlarda kullanılan kenarları dalgalı cam lambalıklar,
şekilleriyle olduğu kadar cazip renkleri de cezbediyor.
Standlar arasında özellikle oyuncaklar büyük rağbet görüyor,
günümüze kadar çok ender şekilde bozulmadan, kırılmadan gelebilenler
binlere varan rakamlarla alıcı buluyor. İtfaiye araçları,
teneke polis otoları, tekneler, tanklar, otomobiller, yarış
arabaları, yelkenliler, kurşun askerler, trenler, arazi araçları,
vinçler, uçan daireler, tabancalar...
Feriköy Pazarında aklınızın ucundan geçmeyecek sürprizlerle
karşılaşabiliyorsunuz işte bunlardan birisi 2020 yılının ilk
ayında koskoca bir uçak pervanesini sırtlayan meraklı bir
elinden tuttuğu çocuğu ile pazar alışverişini bitirmiş çıkıyor.
Pazarda her keseye her bütceye göre eski eşya bulunabiliyor,
3 TL'ye şirin simli bir noel kartıda alabiliyorsunuz, 2.600
TL ye Alman malı fayton biblosu da satın alabiliyorsunuz,
karşılıklı pazarlıklar bazen sonuç veriyor bazen fark etmiyor.
Feriköy Pazarında dekoratif objeler arasında uzak doğu yelpazeleri,
Afrika ülkelerinin masklarının yanı sıra, duvara asmalık seramikler,
balık motifli çerçevesiyle dik veya yatay kullanılabilen aynalar,
duvar halıları bulanabiliyor.
Çeşitli müzik aletleri arasında elektro ve akustik gitarlar,
akordiyonlar, kemanlar, mızıkalar, tef, darbuka, bateri takımı
zilleri, klarnet, org ve klavyeli çalgılar, melodika en çok
rastlanan lar. Deniz temalı ürünler arasında pirinç pervane,
fenerlerin yanısıra, dümen sehpa ve tavan abajurları görebilirsiniz.
Mobilyalar da yok değil, köşe koltuklar, kanepeler, masa ve
sehpalar, etejer, kolsul türü eşyalar, hasır veya ahşap çekmeceli
dolaplar bulabilecekleriniz arasında.
Feriköy Pazarında dikkat çeken bir unsur'da çarşıyı gezmeye
gelenlerin Pazar gününü adeta pazara adamış olan kişiler,
Bir çoğu erkenden gelip kahvaltılarını bile pazar'da sıcacık
gözlemelerle, çaylarla yapıyor, yoruldukça gelip mola veriyorlar.
Moda tasarımcıları yeni kombinler için geçmiş yılların giyim
kuşamlarından parçalar toplarken, yine geçmişe meraklı olup
elden çıkardığı kıyafetleri görünce bir kere daha satın almaktan
kendini alıkoyamayanlardan oluşuyor.
Şık şapkalardan oluşan şapka tezgahına bakınca almasalar bile
bir kaçını kendi başında deneyen uzun uzun aynada bakan kadınlara,
yazlıkta çiflikte giyerim hayaliyle şaplakalrla ilgilenen
beylere rastlıyabiliyorsunuz.
Pazar ruhunun lginç yanlardan biri de tezgahlarda görüp kararsız
kaldığınız her hangi bir ürünü, objeyi, eşyayı eve gelince
keşke alsaydım diyerek pişmanlık duyguları oluyor. Hatayı
telafi için tekrar gittiğinizde ise bulamamanın üzüntüsü derin
oluyor.
Pazarın kötü yanı ise bu hafta ne var diye merak uyandırıp,
gidilmediğinde eksikliğini duyurması, bir şeyler kaçırdım
mı endişesi yaratması, kendine müptela yapıyor olması.
26 Kasım 2017, 07 Nisan, 28 Nisan 2019,
05 Mayıs 2019, Haziran ayı ve 21 Temmuz 2019 Pazar, 26 Ocak
2020, 02 Şubat, 16 Şubat 2020, 09-16 Ağustos, 27 Eylül, 04
Ekim, 18 Ekim Pazar ve Pazar gününden sokak yasağı nedeniyle
29 Aralık Salı gününe kaydırılan pazarın
fotoğrafları sayfaya
eklenmiştir.
NOT: Pandemi süresince Pazar günleri sokağa çıkma yasağı nedeniyle
Eski Eşya Pazarı Salı günlerine kaydırılmış olup uygulama
01 Temmuz'da yasakların kalkmasıyla yine eskisi gibi Pazar
gününe alınacak. Galeriye konulan son fotoğraflar 22.Haziran.2021
günü kurulan pazarda çekilmiştir.
|