|
|
|
lman
ressam August Macke'nin
bu dizelerinden en çok etkilenenlerden biri Bettina
|
|
Frankenberg
olmalı. "Renkler ve biçimlerle oynamak ve resimler oluşturmak,
beni çoktandır büyülüyor" diyor. |
|
|
|
Tekstilci
Bettina Frankenberg, 16 yıldır Türkiye'de yaşayan bir Alman. 1982
yılından beri sürekli Bodrum'da yaşayan Frankenberg, mükemmel Türkçe
konuşuyor. Sea Garden Oteli'nde bir atölyesi ve dükkanı var. Ürettiği
patchwork'leri burada satıyor. patchwork'le 1979 yılında tanışan
Bettina Frankenberg, 1982 yılında anavatanını terkedip Yunanistan'ın
Kos adasına gidip, orada iki yıl yaşamış. Kos'ta bol zamanı olduğu
için de patchwork'ü (kırkyama) kendine iş edinmiş.
Frankenberg çalışma tarzını şöyle anlatıyor: "Klasik İngiliz yöntemiyle
çalışıyorum. Bu yöntemde kartondan hazırlanmış şablonlar kullanılıyor
ve kumaş parçaları elle dikilerek birleştiriliyor. Önce bir kompozisyon,
yani bir "bütün yaratıyorum, sonra kartonu ve kumaşı kesip, bu bütünü
parçalara ayırıyorum. Sonunda tüm bu parçaları yeniden birleştiriyorum.
Ellerimle çalışmaya gömüldüğüm bu anlar benim için bir tür meditasyon
oluyor.
Frankenberg'e göre, dikişler burada birer kurucu öğe, "... alanlara
sınır çizerek, çizgiler ve boyutlar oluşturarak, ufuklar açarak...
Yaratılan uyumlu bir bütüne yerleştirilen küçük asimetriler, bir
tür tökezleme etkisi yaratıyor, ya da insanın içinde birşeyin "aydınlanıvermesi,
gibi bir duygu, sonra da içinizde oluşan bir denge ve uyum sezisi
tam tökezlediğiniz anda yakalıyor sizi".
Bettina Frankenberg, patcwork dışında tekstil kolajı da yapıyor.
" Sanatımın öteki kutbu olarak gördüğüm tekstil kolajı, bundan çok
ayrı bir teknik" diyor, "Kumaş parçalarının üstlerinden dikişle
geçerek resimler oluşturduğum bu teknikte, içimde o anda uyanan
duygulara teslim ediyorum kendimi ve ulaşacağım son noktayı başından
bilmiyorum. Derinlik ve perspektifler çalışma sırasında oluşuyor".
Renkler
ve kumaşlarla iç içe yaşayan bir sanatçı olan Bettina Frankenberg,
Japon bahçelerinin yaratıcılarıyla arasında bir tür duygu akrabalığı
hissettiğini söylüyor: "Onlar şairlere benzetilir:
İçlerinde uyanan şeyleri, kelimelerle değil, doğanın sunduğu malzemelerle,
taşlarla, yosunlarla, suyla ve ağaçlarla ifade ederler. İnsanların,
küçücük bir mekanda, doğanın gerçek özünü hissetmelerini sağlamak
ve günlük hayatın kıskaçlarında yıpranan ruhlarının huzur bulabileceği
bir atmosfer yaratmaktır amaçları... Bu bahçeler bir sanat yapıtının
tüm özelliklerine sahiptir: Yalınlık, imalar, renklerin ve duyguların
fısıltısı ve tabii, asimetrinin, zamanın mührünün ve insan hayatının
bıkıp usanmayan yoldaşı olan hüznün ışığını taşıyan şeylerden duyulan
sevinç. Nasıl Japon bahçelerinin sanatçıları, mekanı düzenlemeyi
ve ışık gölge dağılımını, çini mürekkebiyle yapılan geleneksel Japon
resminden aldılarsa , ben de bir yapıta iç ritmini kazandırma sanatını
ressamlardan öğrendim".
Bettina Frankenberg'e göre 8-85 yaş arası herkes patchwork yapabilir.
Ancak renk ve şekillerin seçimi kişilere göre farklılıklar gösterebiliyor.
"Dikiş olayı bir çeşit meditayondur" diyor Frankenberg, "el becerileri
dinlenme, deşarj yaratıyor. Psikoterapi de yapmış oluyorum. El becerileri
ile hayatı tedavi şeklinde yorumlanabilir". |
|
|
|