Pulun
Tarihçesi
Pul’un anavatanı olan İngiltere 1840 yılından beri Dünya filatelisinde
söz sahibi. Bugün milyonlarca insanı peşinden koşturan pulu İngiliz
parlamentosunda kabul ettirebilmek için Sir Rowland Hill gayret
göstermiş.
XVII. Yüzyılın başlarında Avrupa’da posta servislerinin hizmete
başlaması ile gelişen posta düzeni mektuplardan
alınacak ücretlerin ne şekilde olacağı gibi bazı sorunların oluşmasına
sebep olmuş. Zamanla
aydın kişilerin elinde pul bilim ve sanat yararına bir yayın ve
propaganda öğesi olarak ülke güzelliklerini, tarihsel anıtlarını,
antik eserlerinin tanıtımında en önemli yeri almış. Baskı
ve gösterişindeki
büyük titizlik pulu karşımıza bir sanat eseri olarak çıkarmış.
Bu gelişmeler ışığında pul dünyada tanınırken dernekler, kulüpler,
borsalar oluşmuş. Kongre, sergi ve yarışmalarla pulun değeri artmış
koleksiyoncular arasında yeni bir türün doğmasına neden olmuş.
Amatör zevkten uzak sadece kar amacı düşünen kişiler yatırımlarını
karşılayacak ticari yeni bir alan bulmuşlar.
Pulculuğun şirketleştiği güçlü kuruluşların yönetiminde olan Amerikan
filatelisi gerçek bir yatırım alanı ve örnek bir filatelik eğitim
merkezi haline gelirken günlük haftalık ve aylık yayın organlarının
sayısı artmış, Amerika’yı Avrupa Almanya takip etmiş Almanya Avrupa’nın
pul merkezi haline gelmiş. Pul
Dünyası’nın gözdesi olarak bilinen İsviçre dünya ülkelerine pul
basmakla üne kavuşmuş.
Pek çok Türk pullarında İsviçre’nin pul basımevi Courvoiser
S.A matbaasının imzası görülmüş. Filateli
Dünyasında İngiltere her ne kadar pulun yaratıcısıysa da Dünya’ya
tanıtan Fransızlar olmuş. 1850 yıllarında parklarda pul değiştirmekle
işe başlayan Fransızlar, bugün her ay pul sergileri açarak erişilmesi
güç rekorlar elde etmişler.
II. Dünya savaşı sonrası Dünya teknolojisinin can damarı olan
Japonya filateli dünyasına ilginç sanat ve uygarlıklarını pullarda
canlandırmışlar, çağdaş filatelik örneklerini sunmuşlar.
Dünyada bitişik pul sistemini en iyi uygulayan Japonya pul karneleri,
küçük tabaka, her yıl çıkardıkları spor pulları ile filatelistlerin
ilgisini çekiyorlar.
Türkiye’de pulculuğun başlaması
Türkiye’de filatelik dönem Sultan Abdülaziz ile başlamış. XIX.
Yüzyılın ikinci yarısında Posta Nazırı Agâh Efendi 1840 yılında,
İngiltere’de uygulanmaya başlanan posta pulu ile mektupların taşınması
fikrini Sultan Abdülaziz’e sunmuş. Sultan Abdülaziz imparatorluk
sınırları içinde bu sistemin uygulanmasını bir fermanla açıklamış.
Böylece posta hizmetleri için üç dirhemlik yani 9,63 gramlık bir
mektup, 50 saatlik bir uzaklığa bir kuruş, 50 saatten 100 saate
kadar üç kuruş, ondan sonra her 100 saat uygulamasına iki kuruş
üzerinden ücret tarifesi çıkarılmış.
13. Ocak. 1863 tarihinde mektupların üzerine yapıştırılacak pulları
Darphane-i Amir’de baş
hakkâk Abdülfettah Efendi hazırlamışlar. Pullar beyaz kâğıt üzerine
siyah taş baskısı usulü ile bastırılarak üzerine renkli süngerle
boya sürülmüş.
Tuğralı adını verdiğimiz bu pulların üzerinde Sultan Abdülaziz’in
tuğrası ve tuğranın altında bir hilal biçiminde Devleti Aliye-i
Osmaniye yazısı bulunmaktadır.
144 adetlik tabakalar halinde basılan bu pullar dantelsiz olup
altlarında bordür vardır.
Böylece ülkemizde başlayan filatelik yaşam çağdaş filatelik koşullara
uyarak günümüze kadar gelmiş. Ülkemizde filatelik dernekler ve
bağlı oldukları federasyon ile 1963 yılında ilk uluslar arası
sergi düzenlenmiş ve bu sergiler günümüzde de artarak devam ediyor.
Erol
Akkaya'nın "Pulculuk" hakkındaki görüşleri
PTT’den
Beklenen Pullar
PTT hiç şüphe yok ki 1863 yılında basılan ilk tuğralı
puldan bu yana birçok anma pulu çıkartmış, beğeni
kazanmış. Ne var ki pul severler için daha birçok
konu ve basılması gereken pullar, işlenmesi gereken
temalar bulunuyor. Özellikle önemli eserler, başarılar
ve başarılı, sevilen kişilerin pulları en çok arananların
başında geliyor. Keşke
Olsaydı Her
yıl büyük ümitlerle katıldığımız Eurovision yarışmasında
yıllar sonra 2003 de birinci olmuş 28 yıllık hasrete
son vermiştik. Bu mutlu günün anısına gözler basılması
gereken pulları aradı. Yine Dünya Kupasında 3. olan
Milli Takımımız için basılan pullar olduğu gibi Türk
Milli takımının Avrupa 3. sü olduğunda da bu sevinci
sadece damga ile değil, PTT’nin çıkaracağı anı pulları
da beklendi. Pekinde yapılan olimpiyatlarda Elvan
ikinci olmuş, Galatasaray UEFA şampiyonluğunu kazanmış
anma pulları yapılmamıştı. Kömürlü gemiler serisinde
PTT, Türklerin Dünyada ilk araba vapurunu yaptığını
anımsarsak yandan çarklı Sahilbent araba vapuru pulu
çıkarmıştı. Aynı PTT bu defa yeni teknolojiyle yeniden
yapılan başta Sahilbent olmak üzere, Sadabat, Sultanahmet,
Suhulet için de dörtlü bir seri pul çıkarması beklenirdi.
Türkiye ilk savaş gemisini denize indirdi, pulu basılmadı.
Yıllardır çalışan, yüz binlerce insan taşıyan Bursa
Uludağ’ın simgesi olmuş telefriki, Lonrada'dan sonra
Dünyanın ikinci, Türkiye’nin ilk metrosu İstanbul
Beyoğlu tüneli, İzmir asansörü pulu bugüne dek basılmayan
değerlerden birkaçı. 100 yılı geride bırakmış ve emekliye
ayrılmış tarihi Galata Köprüsü pulu olamayan bir başka
boynu bükük, anılarıyla yaşayan yine başka bir konu.
Deniz otobüsleri, Metrobüs, Hızlı Tramvay, Marmaray
hoşa giden pul serileri olabilir konular arasında
sırada bekliyorlar.
Ünlülere Vefa Borcu
Aramızdan ayrılan Koç, Sabancı gibi iş adamlarından
sonra, edebiyatçılarımızdan Vedat Günyol, Muzaffer
Buyrukçu, Hüsnü Dağlarca, Ağa Han ödüllü Nail Çakırhan
ve daha nice yazarlar pullarda yaşatabileceği gibi,
Necdet Kalay, Avni Arbaş gibi benzeri ressamlarımızdan
da seriler yapılabilir. Müzeci ressam Osman Hamdi
Bey'in Tam beş trilyona satılıp Pera Müzesinde sergilenen
Türkiye'nin en pahalı tablosu Kaplumbağa Terbiyecisi,
pulu yapılmamış önemli değerlerden bir başkası.
Ülkemizi başarılarıyla mükemmel temsil eden Suna Kan,
İdil Biret, Gürel Aykal, Fazıl Say ve diğerleri.
Sadece bunlar değil tabii. Süper Star Ajda Pekkan,
Dünya Starı Tarkan, Sanat Güneşi Zeki Müren, Türk
Lokumu Nesrin Topkapı oryantali gibi çeşitli payeler
verdiğimiz sanatçılarımızın da pulları basılsa, niye
bastınız diyen olmaz herhalde.
Bir de yıllarca kullandığımız birçoğumuzun belleklerinde
yer etmiş, şimdilerde ise unuttuklarımız var. Nostalji
temalı. Gazocağı, sefertası, kömürlü ütü, kahve değirmeni,
lambalı radyo gibi örnekler doyasıya çoğaltılabilir.
Son yıllarda Dünyaca tanınmış birçok rock grubu, yıldız
turne programları içinde Türkiye'yi, özellikle de
İstanbul’u da ziyaret ediyorlar. Metallice, Madonna,
Dire Straits, Jeutro Tull, RAM. Pearly Jeam, The Cure,
Judas Prıest ve yılların grubu Rolling Stones en son
U2 bunlardan sadece bir kaçı. Yabancı olsun istenmiyorsa
7’den 77’ye herkesin sevgilisi Barış Manço, Cem Karaca
ve Erkin Koray… İşte bir tema, işte bir seri olabileceği
gibi, yeni kuşağın merakını, ilgisini fazlasıyla çekecektir.
Hala Osmanlının zarif eserlerinden olan Antik Taş
Köprüleri ki bunlar arasında Dünya'nın en uzun taş
köprüsü ünvanına sahip olan Uzunköprü, camileri, kütüphanelerin
cephelerini süsleyen Kuş Sarayları-Kuş Evleri, Saat
Kuleleri, Çeşmeler, Milas’ın ve diğer yörelerin karakteristik
bacaları, hepsi ayrı anlam taşıyan Kapı Tokmakları
konulu tematik pullar, henüz basılmış görünmüyor.
Geç
Kalmadan
2010 Kültür başkenti, İstanbul konusu ise bir başka
fırsat.
İstanbul Çeşmeleri, mesela Alman Çeşmesi, Yerebatan
Sarnıcı Meduza’sı, Tarihi Kapalıçarşı, Mısır Çarşısı
pullarda yer almayı çoktan hak etmişler.
Engin kültür hazinelerine sahip yurdumuzda daha birçok
eser pullarda görünmeyi beklerken, pulları gençlere
sevdirmek üzere gerekirse telif ödemekten kaçınmadan
sanatçıların, edebiyatçıların pullarda hatırlanması
ve hatırlatılması kalıcı bir vefa örneği olacaktır.
Bir zamanlar evlenen çiftlere tebrik telgrafları gelirdi.
Sevenler birbirlerine tafsilatlı mektuplar yazar,
zarfın köşesine en güzelinden özenle bir de pul yapıştırıp
atar, sonra da cevap beklerlerdi. Damgalı pullar zarflardan
kesilir, pul defterlerinde saklanırdı, bu işin ayrı
bir dünyası, ayrı bir zevki vardı. Şimdi mi? Maile
veya mesaja “slm nbr tşk mucuk by” yazmak yeterli
görülüyor, pullu mektup mu? Ne gönderen ne alan var... Haluk Özözlü
KISA...KISA...KISA...KISA...KISA...KISA...
Arnavutluk’tan
Abidin Dino Pulu
Arnavutluk’tan Abidin Dino Pulu Çağdaş Türk resminin öncülerinden
Abidin Dino Arnavutluk’ta tedavüle çıkarılan pul serisi
ile koleksiyonlarda ki yerini aldı. 8 li bloklar halinde
sadece 5800 seri olarak Arnavutluk tarafından basılan
ressamlar pul serisi 11 Kasım 2009 dan itibaren tedavüle
çıktı. Çok yönlü bir kültür adamı ve çağdaş Türk resmine
yön veren isimler arasında yer alan Abidin Dino, az sayıda
bastırılan bu seride Lin Delija, Lika Janko, Artur Tashko
gibi önemli ressamlarla birlikte yer alıyor. Arnavutluk
ünlü Türk ressamı Abidin Dino’nun pulunu basarak, bu jestiyle
PTT’nin yapmadığını yapmış oldu.
Longplay Kapakları Pullarda Yaşatılıyor
İngiltere Posta İdaresi, çok satan albümlerin kapaklarını
pullara taşıyarak, müzik severlerin ilgisini çekiyor. Konuyla
ilgili linkler Sihirli Gazete Turgay Artam Pul Sergisi
(Video) Erol
Akkaya web sitesi