|
Günlük
hayatın bir parçası, her an elimizin altında olan kibritler
kah oyun kah koleksiyon konusuydu
Kibrit herkese her eve lazımdı, bir para değeri vardı, bakkal,
büfe geri para üstü verirken yeterli olmazsa kibrit devreye
girerdi, eksik kuruşlar kibrit kutusu ile tamamlanırdı.
Kibrit
kutu kutu veya 10'luk paketler halinde bakkaldan satın alınır,
mutfakta önceleri gaz ocağı yanına sonraları havagazı ocağı
yakınına konurdu. Nemlenince, ıslanınca, eczalı kısma sürtülürken
kırılınca, bir de eczalı kısım aşınınca kibrit çöpleri bir defa
da yanmazdı.
Anneler evden çıkarken çocuklarına sakın kibritle oynama diye
sıkı sıkı tembih ederlerdi, birçok ev çocuklar kibritle oynarken
çıkan yangınlarda kül olmuştu.
Kutu kibritler haricinde bir de ince yassı karton çöplü otel
kibritleri vardı. Özel sektör reklam promosyon, eşantiyon amaçlı
bu tip olanları dağıtırdı, bunlar satılan kibritler değildi,
kibrit çöpleri kürdan gibi de kullanılan ağaçtan yapılma değil,
yerine zımbalanmış kalın karton şeritlerden yapılmıştı, koparılarak
kullanılırdı. En büyük faydası ise kutu kibritler gibi yer kaplamaz,
gömlek cebine bile rahatça konabilirdi.
Kibrit kutularının güzel resimli olanlar biriktirilirdi, Türk
büyükleri, spor dalları, saat kuleleri, antik kentler, köprüler,
kaleler, çiçekler, kuş çeşitleri, çeşitli hayvanlar, motif,
desen, otomobil,ağaç, folklorik kıyafetler, kadın başları, abideler,
çeşmeler, burç amblemleri, çizgi roman kahramanları, tarihi
eserler, ören yerleri, kamu spotu taşıyan çizimli olanları gibi
tematik konular, fuarlar, sektörel resimli olanlarla aslında
çok şeyi daha çocuk yaşta öğretirdi.
İlk
cep telefonunu 1950'li yıllarda kendim yapmıştım!.
Bu
iş için iki kibrit kutusunun boş çekmecesi ve biraz da Sümerbank
makara ipliği yeterliydi.
Çekmecenin ortasını toplu iğne ile deler, delikten geçirilen
ipliğin çıkmaması için birkaç kez düğüm atılır, ucu düğümlü
ipliği delikten geçirir diğer kutu çekmecesinde de ilk yapılanın
aynısı uygulanırdı.
10-15 metre gergin hale getirilen iplik telefon hattıydı, biri
avuç içinde kibrit kutusunun içine konuşur, diğeri kibrit kutusu
çekmecesini kulak kepçesine koyar dinlerdi! İki kişilik bir
oyundu ama çevredeki arkadaşlardan konuşmanın duyulduğuna inanmayan
olursa, kulaklık bölümününden sesi dinlemesi için kendisine
verilirdi.
Hattı 30-50 metrede yaptığımız olurdu ama bu defa çekmezdi,
baz istasyonu da yoktu, konuşma oyunumuz bitince de ipini kutu
etrafında dolar, cebimize koyardık.!
Vasati 40 Çöp
Kibrit kutuları üzerinde vasati 40 çöp diye bir ibare bulunurdu.
Kaç kez üşenmeden saymışlığım vardır, çoğunda 33, 35, 37 tane
kibrit çöpü çıkardı. Hatta bir keresinde yeni satın alınmış
10 luk paketin bir kutusundan 30 kibrit çöpü çıktığına hayretlerle
vakıf olmuştum vasatinin böylesi doğrusu ağrıma gitmişti.
Kibritli
Oyunlar
Kibritle oynanan oyunlar vardı, mesela kibrit çöplü kura çekmece.
Üç beş çöp ilaçlı başları görünecek şekilde tutulur, kibritlerden
biri kırıktır, kırık gösterilmez kırığı çeken kaybeder veya
kırık kibriti avuç içinde saklama hangisinde diye karşı tarafa
sormaydı.
Bir başkasında iki kibrit çöpü kibrit kutusunun iki yanına ilaçlı
kibrit başları eczalı kısımlara değecek şekilde sadece işaret
ve baş parmakla tutulur, masada bulunan birbirine yakın ve paralel
iki kibrit çöpü arasından çöplere değmeden geçirilme oyunuydu.
Rakip oyuncu kibrit çöplerine değecek mi diye iyice yaklaşır,
tam o sırada kibrit tutan ele yukardan vurur, ateş alan kibrit
çöplerine yapışan parmakları yakardı. Bu adi bir merkep şakasına
bir taraf kahkahalarla gülerken, iki parmak ucu yanan diğer
çocuğun yanık açısı yüreğine dökülürdü.
Kibrit
çöpleriyle oynan oyunlardan birisi çok sabır gerekirirdi.
Kutu ortaya boşaltılır, Üst üste kalan kibritler, usulca tane
tane karşılıklı alınırdı. Burada bütün maharet diğer kibrit
çöpünün pozisyonunu bozmamak, titretmemekdi, bu uğurda nefesler
tutulur, epeyce ter dökülürdü, titretenin sırası karşı tarafa
geçerdi.
Kibrit çöpü titredi titremedi mızıkçılık çıkardı.
Kibrit kutusu atmaca, sıkıntıdan karşılıklı oynanan basit bir
oyundu. Kibrit kutusu masa üstüne veya düz zemine yere yüksekten
fırıldak gibi çevirilerek atılır, kutunun dik olarak konmasına
gayret edilirdi.
Kutu uzunlamasına gelirse, dik gelen kadar makbul sayılmazdı.
Bir başka kibritli şakayı jeep safari turuna çıkan gruplara
verilen çay, yemek molalarında eğlence amaçlı rehberler yapardı.
Beş altı kişi içi su dolu bir leğenin başında toplanırlar suyun
yüzeyine bir kibrit çöpü konur, yarışmacılar yüzmekte olan kibrit
çöpünü kendi kıyılarından uzaklaştırmak için var güçleriyle
üflerler,
nefesi yetersiz kalanın kıyısına kibrit çöpü yanaşınca o yarışmacı
diskalifiye olurdu.
Ne var ki şampiyon olmak için nefeslenen yarışmacılar son üç,
dört kişiye inince suyun yüzeyine iyice yaklaştıkları an rehber
başlarından iterek kafalarını suya bastırır, bir anda neye uğradıklarına
şaşırıp su içinde kalan yarışmacıların hali diğer tur katılımcılarını
kahkahaya boğardı.
Kibritle fal bile bakılırdı, fal
dediysem bu metodu en çok sevgilisi olanlar uygulardı. İki adet
kibrit çöpü dik duran kibrit kutusu çekmecesinin her iki yanına
sıkıştırılır, sonrada yakılırdı.
Yanan kibrit çöplerinin gövdeleri yanma süresince eğilir, bükülür
bir içeri veya dışarı meğil verirdi. Eğer kibrit çöpleri yanma
sonunda bir birine yaklaşmışsa sevgililer birbirine kavuşacak,
uzaklaşırsa ayrılık var demekti.
Yanmış kibrit kokusuna hasta olan bile vardı, sadece zevk için
koklamak için birbiri ardına kibrit yakarlardı.
Kibrit
yakmanın rajonu
Klasik kibrit yakmak yerine, kibrit çöpünün ilaçlı kısmını kutu
kenarında ki eczalı kısmı kullanmadan, kösele ayakkabının altına
sürterek yakmak kovboy işiydi, pek havalıydı.
Yine bir kibrit çöpünün başını cin pantalonun basen bölgesine
hızla sürterek ısınmadan elde edilen enerjiyle de yakan olurdu.
Cin olması şart değildi otura otura arka kısmı parlamış terilen
pantalonda da yakılabilirdi, mamafi bu yöntemde pantalonda çizgi
halinde kibrit izi kalırdı.
Pencere camına ani bir şekilde hızla sürterek de yakan olurdu.
Bir de kibrit çöplerinden maket yapmak çok modaydı.
Kibrit çöplerinin başları yakılır yakılmaz hemen söndürülür,
sonra o çöpler teker teker hazırlanan gövde isketine yapıştırılarak
savaş gemisi, kadırga, yelkenli, ahşap cumbalı çeşitli modellerde
ev, şato, kale maketleri yapılırdı.
Bir
kibrit kutusu bizleri nerelere getirdi, hey gidi günler
Kibrit çöpü deyip geçmemek gerekir, hayatımızda çok işte yaygın
olarak vardılar hala da varlar işte bir kaçı.
Lokantalarda eğer kürdan yoksa hemen bir kibrit çöpü kırılıp
kürdan yerine kullanılırdı, tıkanan tuzluk delikleri kibrit
çöpü ile açılırdı.
Kulak pamuğu olmayan yıllarda kibrit çöpüne pamuk sarılır kullanılırdı.
Masa örtüsünün altına küçük bir parça kibrit çöpü konur, örtü
üzerinde çöpün yükseltisine kadeh veya bardak dayatılarak 45
derece açıyla durması sağlanır, masadakiler veya boş bardakları
toplamaya gelen garson şaşırtılırdı.
Günümüzde kibrit önemini yaygın kullanımını kaybetti, sigara
içenler, kibrit yerine çakmak kullanınca bakkallara da "Bir
sigara bir kibrit" denmez oldu.
Ocaklar ise kibrit yerine elektrik enerjisi, gazlı, çakmak taşlı
çakmaklar ile yakılmaya başladı.
Kibrit kutusu koleksiyonları değer kazandı, üstüne üstlük kibrit
kutusu müzayedeleri bile organize edilmeye başlandı.
|
|