Hazırlayan: Haluk Özözlü
Toyota 4x4 Land Cruiser'la Yüz Yüze
Toyota amblemli kontak anahtarını yuvasına sokup çevirince amortisörlü direksiyon yerinden çıkıp bıraktığınız kullanım açınızdaki yerini buluyor. Olağanüstü yalıtım, izolasyon sayesinde dış dünyadan irtibatınız tamamen kesiliyor, ne bir ses, ne de bir nefes duyulmuyor. Motorun çalışıp çalışmadığını bile göstergelere bakmasanız fark edemiyorsunuz. Koskoca V8 motor çalışmaya başladığı an en ufak bir vibrasyon araç içinde hissedilmiyor.
Geniş mekan dayalı döşeli mobilyalı lüks bir salonda oturuyor, kuleye çıkmışçasına balkondan çevreye bakar gibi bir panorama seyrederek bu konforda yol almanızı sağlıyor. Yola hakimsiniz. Göremediğiniz kör nokta katiyen yok. Yüksekten bakıyor, trafikte ne olup bittiğini an be an yaşıyorsunuz. Nereye giderseniz gidin en farklı, en lüks, en dikkat çekici araç sizinki oluyor. Land Cruiser'in haşmetli ve görkemli görüntüsü nedeniyle diğer araçlar arkanıza ve yanınıza fazla sokulmuyor, çoğu zaman geçiş hakkı, saygı gösteriyorlar.
Land Cruiser farkını yoldan çıktığınız andan itibaren daha belirgin hissediyor ve tanık oluyorsunuz. Aracın muhteşem süspansiyonu, 4 tekerleğin zemine intibakı, en kötü şartlarda bile aynı konforun araç içinde devam edebiliyor olması, hiç bir problem yaşatmayan güçlü motorun ihtiyaç duyduğunuz kadar güçünü ortaya çıkarıp asfaltta gidercesine hızla yol alabilmenizi sağlıyor.
Tüm engelleri off-road şartları öylesine rahat geçiliyor ki hiç bir stres, gerginlik, tedirginlik, tereddüt yaşamıyor, adeta motorun kuvvetine ortak olup Land Crusiur gücünü bünyenizde hissediyorsunuz.
Araç değerini hak ettiğini ispatlıyor, kalitenin farkını göstere göstere gözler önüne seriyor.
Boyu tampondan tampona 4.89 m, neredeyse 5 metre. Kavun, karpuz büyüklüğünde taşlarla kaplı Ağva'nın Kilimli Koyu kumsalına inen yolda aracın cd yuvasına rock grubu Deep Purple'nin The Book of Talıesyn albümünü yerleştirdim, seçtiğim parça ise "River Deep Mauntain High" oldu. Parçanın ismi ve ana temasında olduğu gibi Nehir Derin Dağ Yüksekti , ama ne gam bende test için doğa şartlarına meydan okuyan TOYOTA Land Cruiser tank vardı!.
  

Her Koşulda Land Crusier ile Konforun zirvesinde
www.sihirlitur.com sitesinin isminin doğduğu The Beatles'in Magical Mystery Tour CD sini yanıma almış, dünyanın bu en ünlü grubunu, türünün en mükemmel aracı Toyota Land Cruiserin CD çalarında ve de Abant yolunda dinlemenin uygun olacağını düşünmüştüm. Otobanda hiç anlamadan 190 km hıza ulaştığımı fark ettikçe süratimi sık sık düşürerek Bolu Dağı rampasını düz yol rahatlığını aşıp, adeta yokuş aşağı iner gibi çıkarak Abant'ın 21 km lik yoluna girdim.
Play tuşuna bu noktada bastım. Yolun her iki yanında yeşilin tonları, sararmış, yer yer kızarmış yaprakların panoramasını seyrederek hoparlörlerden dökülen notaların eşliğinde "The fool on the hill", "Penny Lane", "Strawberry Fields Forever" adlı parçalarla göl çevresini konforun zirvesinde dolaştım.
Yolunuz ne kadar uzun olursa olsun aracın çevreye yüksekten bakan geniş iç hacmi sayesinde yorgunluk hissedilmiyor. Elektrik kumandalı ısıtmalı ön koltuklar ileri geri, aşağı yukarı, sırt kanepesi istediğiniz açıya ve ısıya ayarlanabildiği gibi arzu ederseniz arka koltuklarla bitişip adam boyu yatak bile olabiliyor. Bagaj taşıyabileceğiniz kadar malzeme için hacimlenirken, ihtiyaç duyduğunuz her şeyi elinizin altında bulabiliyorsunuz. Önde ve arkada bardaklıklar, çeşitli bölümlere gizlenmiş saklama gözleri, kabin içinin sürekli tertipli, düzenli olmasını kolaylaştırıyor, aradığınızı aradığınız yerde bulabiliyor, dağılmıyorsunuz.
Ön kontrol panelinden ve direksiyondan kumandalı müzik sistemi araç kullanmayı daha zevkli hale getirirken ses kalitesinin yüksek performansı zevkinizi daha da artırıyor. Arka koltuklarda oturanlar için özel müzik seçenekleri de sunuluyor. Tüm sistem içinde kasetçalar, radyo tercihleri cevaplanabiliyor, Otomatik Ses Seviye Ayarı sayesinde sürüş koşullarından etkilenmiyor. Bütün bu konfora Moon-roof ve tavan konsolunu da ortak etmek isterseniz, düğmeye küçük bir dokunuşla gökyüzünü seyretme imkanı bulunuyor, içeriye istediğiniz kadar ışık alabiliyorsunuz.
Araç kullanımını parmaklarınızın ucunda hissettiğiniz sürücü koltuğunda yükseklik ve derinlik ayarlı hafızalı direksiyon sistemi sürüş kolaylığı sağlıyor. Toyota Land Cruiser'in zeminden yüksekliği, ön ve arka taşmaların kısa tutulmuş olması, tasarımın üstün başarısı sayesinde 45 dereceye ulaşan dik rampaları, hatta engebeli satıhları dengeyi koruyarak aşabiliyor, yolu sıkıca kavrıyor, kumlu veya çamurda ortamlarda çekiş gücünü yitirmeden kendinizi güvende hissetmenizi sağlıyor. Land Cruiser sizi hem konforun, performansın zirvesine hem de dağlara, göklere çıkarıyor.!
  

Tarihi İpek Yolunda
Land Cruiser ile yolculuk
İpek Yolu üzerinde kanyon yatağına kurulu, uzaklardan pek görünmeyen Mudurnu' nun tarihi evleri konakları arasında geçit veren daracık sokaklarından, köprülerinden Land Crusier ile geçip bu defa İlçenin tamamını seyredebileceğim Mudurnu da 134 yaşına kadar yaşamış olan Filibeli Hoca'nın türbesinin bulunduğu "Şehri-Umran tepesine çıkıp İlçeyi bir de bu yükseklikten seyrettim. Hızımı alamadım, araç bozuk araziye kent içinde gösterdiği konforunu fevkalade taşıyordu, hakkını vermek gerek diye düşündüğümden olsa gerek Mudurnu'dan ayrıldıktan hemen sonra yolu asfalt olmayan, zorlu bir parkur sayılabilecek Sülüklü Göl'ü hedefledim kendime.
Zorlu etap dediysem normal araçlarla da çıkıyordum aynı göle. Yalnız bu defa farklıydı, otomobilin altını vurmayayım diye birinci vitesle yavaşça geçtiğim rampalarda, virajlarda Land Cruiser'in tekerlekleri yolu altımda geriye doğru itip üstünden pençelerle atlayarak geçiverdik. Sabır taşı virajları 10 dakikada bitirip zirvede ki gölün kıyısına ulaştık.
Aracın broşüründe görmüş inanmakta tereddüt etmiştim. Land Cruiser krokide 45 derece açıyla yan yan gidiyordu. Bakalım öylemiydi denemeye karar verdim.
Gölün yamacına dayandım, yamuk zeminde denge denemesi yaptım, ileri gittim, o açıda durdum, inip fotoğraf çektim, sonra bindim geriye taktım, aracın içinde yan yan giderken tavana baktım, tekrar inip karşısına geçip tekrar baktım, velhasıl Land Cruiser'in düz duvara bile tırmanacağına inanmaya başladım.
Yumuşak ve istikrarlı bir sürüşün gerektirdiği tüm teknolojilere sahip, kent içi trafiği ya da arazide olsun 4x4 sınıfının performans ve kullanım standartlarını belirleyen, aktif yükseklik kontrol sistemi (AHC) gerçek bir off-road sürüşü için gereken tüm özellikleri sağlayan Land Cruiser'i, gölün kıyısına çekip müzik sisteminde çalmakta olan Blues kralı John Mayall'ın müziği eşliğinde, özelliklerini bir de şiir gibi gölün suya vuran yansımasında düşünerek seyrettim.
  

Land Cruiser ile piknik'den gece dönüşü
Kent yaşamı içinde yorulup, beton kuleler, asfalt yollardan uzaklaşıp toprak, çayır, çimen zemin özlenir olur bazen. Uygun havalarda yemyeşil halı gibi uzanan çimlerde unda balık gibi yuvarlanmak, yeşil sahalara yayılmak, yolu, geçidi olmayan keyif köşelerine çekilmek istenir. Böyle yerler görür, aracımızla orada olmak için adeta içimiz erir, fakat ya binek tipi yere yakın araçlarımızla kasisleri, dereleri, engebeli araziyi aşamayız, ya da araç hasar görür endişesi ile aklımızın kaldığı o güzelim yerleri pas geçeriz. Oysa Land Crusier için böyle bir çekince yaşanmıyor.
Yolun kalitesi ne olursa olsun, sizi arzu ettiğiniz noktaya ulaştırıyor, mutlu ediyor. Hem de beraberinizde istediğiniz eşyanızı götürebilecek kadar büyük hacimli bagajı ile. Bu botunuz, spor takımınız, müzik grubunuzun enstrümanları bile olabiliyor…
Müzik demişken Polonezköy'ün sonsuzluğa uzanan yemyeşil çayırlarına, yemyeşil tepelerine Toyota 4x4 Land Cruiser ile girdim. 60 lı yılların müziğine ilgi duyanlar bilir Ray Davies, Dave Davies kardeşlerin grubu The Kinks 'in "Willage Green", "Sunny afternoon" adlı melodileri eşliğinde yol alarak arazinin zevkini yaşadım. Land Cruiserin yeryüzünün en zorlu arazilerinde kusursuz performansını sergileyişine, gerçek sürüş keyfini yaşatıp, tam anlamıyla bir yol makinesi olduğuna tanık oldum. Size yolların tek hakimi olduğunu vaat edip akabinde ispatlayan araç mevsim şartları ne olursa olsun ciğerlerinize en uygun havayı teneffüs edecek şekilde konumlanabiliyor.
Ön ve arka koltuktaki yolcular için ayrı ayrı hazırlanmış klima sisteminle koltuk pozisyonu ve dış hava koşullarından bağımsız olarak eşi benzeri olmayan bir konfor sağlıyor. Yüksek kapasiteye sahip havalandırma kanalları ile kabin içi sabrınıza uyum sağlayacak hızda ısıtılabiliyor veya soğutulabiliyor. Sürücü koltuğunda ön panel ortasında yer alan düğmeler ile amacınıza kısa sürede ulaşırken arka koltuk yolcuları tavan kontrol ünitesi sayesinde klimayı kontrol edebiliyor.
Bütün bu olup bitenler sırasında, Land Cruiser'in ana gösterge panelinde görüş rahatlığı sağlayan optitron göstergeler hız ve devir kadranlarının yanı sıra yakıt düzeyi, ısı, yağ basıncı ve voltaj bilgilerini sürücünün rahat görebileceği şekilde yansıtıyor. Bir başka deyişle beyaz ötesi ultra beyazlıkta, hafif uçuk floresans mavilik ve sedefli fosfor renkli olarak tanımlamaya çalıştığım kadranlarda tüm yazılar sayesinde gece yolculukları sihirli bir dünyada yapılıyor. Gökyüzünde yalnız gezen yıldızları anımsatırcasına aracın içi ışıl ışıl görünürken, yol yorgunu bile olsanız asla dinginliğinizden kaybetmiyor, yıldızlaşan ışıklar uykunuzu getirmiyor, uyarıcı olup, sürekli dinç olmanızı sağlıyor…

  
Land Cruiser'un şemsiyesinde yolculuk.
Kış mevsiminde yağmur, kar yağıyor diye eve kapanacak halimiz hiç yok, hele tüm hafta boyu çalışıp hafta sonunu iple çekiyorsanız sevdiklerinizle veya yalnız kent dışına çıkmak kaçınılmaz oluyor. Eğer sizi üzmeyecek yolda bırakmayacak, tamirci aratmayacak bir aracınız varsa yağmurun, rüzgarın, fırtınanın bile zevki bir başka oluyor!
İşte böyle bir gün çıktım yola Toyota Land Cruiser ile, nasıl bir yağmur derseniz, anlatması zor, cam sileceği ikinci kademe çalışıyor! Buna yağmur demektense gökyüzü delinmiş su akıyor ifadesi bence daha doğru. Yanıma ne alsam diye hiç düşünmedim CD hazırdı, Mr Credence'nin temiz su topluluğu Credence Clear Water Revival grubunun, Yağmuru kim durduracak "Whole Stop The Rain" adlı parçası çalmaya başladığında keyfime diyecek yoktu.
Yağmur durmasa da Land Cruiserin damına vuran su damlalarının çıkardığı romantizmi körükleyen ses Erkin Koray'ın şarkısında olduğu gibi aşka davet edici, kışkırtıcı aynı zamanda terapi seansı gibi sakinleştirici, dinlendirici özellikler taşıyordu!. Tavan yüzeyi diğer araçlara oranla daha geniş ve yüksek olunca, her türlü hava koşulunda güven veren Land Cruiser içinde manzaraya karşı yağmur sesi dinlemek de bir başka oluyor!
Türkiye'nin bir çok yolunda asfalt balık sırtı gibi kambur değil, avuç içi gibi iç bükey döküldüğü için yağışlı havalarda yüzeyde su birikiyor, bu sular içinden geçen araçların etrafa fışkırttığı sulardan etkilenmeden yol alıyor, yüksekten bakış avantajını bu tür havalarda Land Cruiserde daha fazla fark edip yararlanıyorsunuz.
Arka camda bulunan cam sileceği ihtiyaç halinde direksiyon gövdesine monte kumanda kolunu sağa ve sola bükerek temiz su atmasını ve çalışmasını sağlıyor, ön silecekleri yağmur şiddetine göre seçenekleri kullanabiliyorsunuz.
275 / 65 R 17 lastiklerle yere basan, 96 litre yakıt depolu ve 2510 kg net ağırlıklı, rüzgardan etkilenmeden, savrulmadan, yoldan milim sapmadan gidebiliyor, kişisel zevkinizi bir yansıması olarak piyasaya sunulan Beyaz, Gümüş Metalik, Koyu Gri Metalik, Siyah, Koyu Mavi, Koyu Kırmızı, Koyu Yeşil, Duman Grisi, Fildişi olmak üzere 9 cazip renkteki, yağmuru bir ölçüde durdurabilen Land Cruiserler'in kendine özgü şemsiyesi altında yolculuğunuzu tamamlayabiliyorsunuz.
  

Land Cruiser ile sınır ötesi

Kasım ayı yağmur, çamur, rüzgar, soğuk ve dahası… Peki ne işin var yollarda derseniz, bunun makul bir cevabı var. Kırkpınar güreşçileri gibi doğa ile güreşen yapıya sahip, Mimar Koca Sinan'ın mimarlık eserleri gibi mühendislik harikası bir aracınız varsa, bu oto-test gezisi bir de camilerin ziyaret edildiği mübarek Ramazan ayına rastlamışsa Edirne'ye gitmek kaçınılmaz oluyor.
Yağmur şakır şakır hız kesmeden yağıyor, cam silecekleri ikinci kademe ara sıra direksiyon milindeki el kumandasıyla üsten su döken arka cam sileceğini de devreye sokuyorum. Trakya otoyolundayım Edirne'ye 235 km lik yolum var. Mevsim kış, hava erken kararıyor, fotoğrafları gün ışığı ölmeden çekebilmek için 120 km hız tavsiyeli otoyolu yağışlı havada hiç de küçümsenmeyecek 150 km nin üstünde bir hızla bitiriverdim.
Land Cruiser'in müzik sisteminde dönmekte olan CD de ki melodiler, dile kolay 7 hoparlörden salona yayılıyor!
Gidişte akustik kaydı ile"A song for the lovers", "Süper girl", "Girl you'll be women", "Boat on the river" eşliğinde nehirdeki bot gibi yol alıyorum. Otoyol yüzeyinde su birikmese de araçların arkasında formula yarışlarında görünene benzer su bulutları sis gibi büyüyor. Sollama sırasında aracınızın ön camına özellikle tırlardan şelale misali akan sular tül perde gibi kaplanıyor. Hızlı çalışabilen sileceklerle ortamı hızlı terk etmeniz gerekiyor. Suyun bir tepki güçü var, araçlar uçaklarda karşılaşılan türbülansa benzer sapmalara uğrayabiliyor, kaygan zeminlerde fren mesafesi uzuyor, rüzgar itiyor, risk artıyor. Fakat Land Cruiser doğa koşullarını panzer gibi aşarken, sağınızda ki araçların gaz pedallarına korka korka basan sürücülerin imrenen bakışlarını arkanızda bırakıyorsunuz. Ani durumlarda ya da kaygan zeminlerde fren yapıldığında devreye giren ABS fren sistemi, yapısında bulunan bilgisayar sayesinde hidrolik fren gücünün düzenli olarak her tekerleğe eşit uygulanması sağlanıyor ve bu sistem tekerlek kilitlenmesini engellerken araç dengesi ile direksiyon hakimiyeti artıyor. Yağış dönüşte de peşimi bırakmamış, risk listesine kararan hava da eklenmişti, "Rare Earth" grubunun "Smiling faces" parçasının bulunduğu Ma albümünü dinlemeye başlamıştım.
Araç yüksek konumlardayken çıkılması kolay olsun diye sol tarafa monte edilmiş kolu figür olsun diye tutup, Land Cruiser ile yollar mı kısalıyor yoksa şehirler mi yaklaşıyor diye düşünürken albüm bitmiş, Meriç ve Tunca nehir kıyılarında çamurlu zeminlerde dolaşarak çamurluk içlerini kirlettiğim Land Cruiser otoyolda yağmur suyu ile yıkanmış halde İstanbul'a huzur ve gönül rahatlığı içinde dönmüştüm.
  

4 mevsim 4X4 Land Cruiser farkı

Hava güzel mi güzel yazdan kalma parlak bir günde yola çıktım. Filtre eden ön camdan süzülerek gelen ışığı karşıdan alarak Bolu'ya gelip, koyu sarı Yedigöller yazılı tabeladan dönerek orman yoluna girdim.
Yılın üç mevsimi defalarca gittiğim Yedigöller'in kış ayazı Bolu Dağının bu kesiminde aniden yüzüme yapışırken, ılık hava yerini ıslak sonra da karlı zemine bırakmıştı! Land Cruiserin sıcak üfleyen klimasına, ısıtmalı koltukların konforu da ekleyerek yola bembeyaz bir ortamda devam etmeye başladım. Yazının başlığını "Bir Doğa Klasiği" olarak kafamda koymuş, dolaysıyla yolda çalacağım albümü de yola çıkmadan ona göre seçmiştim.
Bu çevreye uyum sağlayan Vivaldi'nin Four Season CD siydi. Kambur sırtlı yol boyunca ağaç dalları, yağan karları taşıyamaz halleriyle rüya ülkesini andırıyor, zemini donmuş üstü kar kaplı yolu açan dozer her iki yanda karları biriktirmişti. Ne var ki Yedigöller'e 15 km kala dozer izine artık rastlamadım. Yolda karşılaştığım araçlar, kar yüksekliğinin gittikçe arttığını, diz boyunu geçtiğini, buzlanma da olduğunu, daha fazla gidemeyip, geri dönmek zorunda kaldıklarını belirttiler. Cesaretim kırılır gibi olduysa da TOYOTA Land Cruiser araçla teste çıkıp da, geri dönmek gibi bir lüksüm hem yoktu, hem olamazdı… Dozer izinin bittiği yerden devam ettim.
Kar kalınlığı lastik boyuna ulaşmış, ayak izi olmayan zemin kristal cam gibi sırıtarak meydan okurcasına parlıyordu..! Ağaçlar ise Yeni yıl kartpostallarını çatlatacak güzellikteydi.. Kendi kendime "Ben bu araçla bu yolu aşamazsam, hiç bir araçla aşamam dedim"!.
Land Crusier'i arazi vitesine aldım, araca şimdi daha da hakim oldum. Dört tekerleğinde müstakil çekişini ayrı ayrı hissettim. Fren denemelerimde araç başarılı duruşlarıyla güven verdi.
Yükseklik avantajıyla önüme kar küremeden devam edip, karlı yolun bitiminde ıslak, kırmızı yapraklarla, halı serilmiş gibi uzanan yola kavuşarak belirlediğim hedefe ulaştım.
TEMS (Toyota Elektronik ayarlı süspansiyon sistemi) süspansiyonu otomatik olarak ayarlayarak üstün sürüş konforu ve mükemmel bir yol tutuş sağlıyor. Direksiyon, araç hızı ve sürücüden kaynaklanan etkilere anında tepki vererek süspansiyon en uygun şekilde işlev görüyor. Land Cruiser'de zorlu sürüş koşulları için ekstra çekiş olanağı bulunurken dönüşlerde ön ve arka tekerleklerde her türlü dönüş farkını karşılayabilmek amacıyla merkezi diferansiyel kullanılıyor. Sürüş sırasında tekerleklerden birisi çekiş gücünü yitirirs veya kumda, çamurda boşa dönerse merkezi ve arka diferansiyel kilitlenerek aracın, zemini yakalayıp kavramasına yardımcı oluyor.
Böyle olunca da en zor koşullarda bile Vivaldi'nin "Four Season" klasik albümü huzur içinde dinlenebiliyor.
  

Müze kent'in kalbinde bir Efsane L.C.

Var olan bazı değerleri geç fark ediyoruz Safranbolu da bunlardan biri. Daha düne kadar büyük kentlerin pazarlarında, antikacılarda Safranbolu'dan yok pahasına alınarak sökülüp getirilen ahşap oyma kapılar, tavan süsleri satılırdı. Şimdi durum farklı. Safranbolu, mimari dokuya sahip Anadolu da ki diğer köylere ve belediye başkanlarına da örnek oldu. Değerlerin sahipleri daha bilinçli, oysa boşa geçen zaman bir o kadar kaybedilen maddi kayıp söz konusu.
Bazı şeylere bir kere sahip olunur ve en iyisi seçilirse bu kafidir, aksi durumlarda hep daha iyisi peşinde koşmakla geçer zaman. Konuyu 4X4 için uygularsak Land Cruiser'da türünün en iyisi, en fazla olanak sunuşu ile son noktayı koyan türden.
Test amaçlı gezilerin bu etabında Land Cruiser'in 90 dereceli virajlarda kıvrak dönüş ve manevra kabiliyetine şahit oldum. Daracık sokaklarda, dik yokuşlarda, yamuk zeminlerde kendini büyük beceri ile dengeledi.
Tekerleklerin durumu ne olursa olsun içindeki yolcuları hep düzgün vaziyette durmaları için çaba sarf etti. Kendine olan güvenine sürücü ve yolcuları da ortak etti. John Winston Lennon, James Paul Mc Cartney'in söz ve müziğinde dediği gibi "Drive my car"ı (sür arabamı) dedi.! Koydum müzik sisteminin CD çalar yuvasına 60 lı yılların efsane topluluğu Beatles müziğini ve efsane araç Land Cruiser la, efsane kent gezisini sokak sokak dolaşarak tamamladım. Tozu toprağa katarak en zorlu arazileri bile dize getirecek kadar güçlü ama kentin ölçülü atmosferine kolaylıkla uyum sağlayacak kadar zarif Land Cruiser performansını doruklara taşıyan güç çıkışı, yakıt verimliliği ve konforlu sürüşün gerektirdiği farklı koşulları aynı anda karşılayan, 4,7 litrelik 32 süboplu, 238 PS gücündeki V8 motoruyla ayarlamaya gerek kalmadan ateşleme zamanını en doğru şekilde olmasını sağlarken, özel tasarlanmış yanma odaları ve pistonlar mükemmel bir yanma verimi sağlıyor.
Sonuçta tork artarken egzos emisyonları azalarak tüm devir aralığı boyunca düzgün bir güç dağılımı sağlanıyor.
Ek olarak mekanik bağlantısı olmayan elektronik gaz kelebeği kontrol sistemi gaz pedalının basılmasına en uygun şekilde cevap vererek sürüş şartlarına bağlı olarak motor gücünü ayarlıyor. Bu vasıflardan sadece bir kaçıyla ile bile Land Cruiser efsane olarak anılmayı hak ediyor.
  

Land Cruiser zirveden bakış
Yağmur yüklü bulutlar yolun üstüne oturmuş, hava puslu ve sisli zemin kaygan Bolu Dağı rampasını tırmanmaya L.C. ile başladık. Bu tip havalarda direksiyon başındakiler yere sağlam basmak, uzağı iyi görebilmek isterler. Land Cruiser'in yükseklik avantajı ile sürücüye kazandırmış olduğu imkanlar düzeyinde özellikle yolu, bilhassa beyaz şeritleri iyi seçebiliyor, hızınızı ayarlarken yolu kontrol edip arkanızda seyir halinde olan diğer araçlara Land Cruiser'in yüksek, görünebilir yerindeki fren lambaları ile gereken mesajı verebiliyorsunuz.
Land Cruiser VX'de bulunan 5 hızlı süper elektronik kontrollü şanzıman son derece düzgün vites geçişi ve hızlı tepki vermesiyle en uygun güç dağılımı ve geliştirilmiş yakıt ekonomisi sağlıyor.
Bu şanzıman en zorlu sürüş şartlarında bile koşullara baş edebilecek durumda beş vites arasında kolay geçiş sağlayıp gürültü ve titreşimi en az düzeyde tutuyor.
Özellikle Land Cruiserde bilhassa rampalarda belirgin fark edilen güçlü motorun depara kalktığında deparın içinde depar atabiliyor olması. Dağın rampa tırmanışında bir çok araç başladıkları hızı zirveye yaklaştıkça yavaşça kaybederken, hatta vites küçültmek zorunda kalırken, L.C rampaya doymuyor.
Pençeleriyle kavrayıp altında iterek geride bıraktığı yolu rahat aşıyor. Bir fabrikanın çalışmaya başlaması, volanların, dişlilerin, makaraların gümbür gümbür dönüşümü gibi kolektif bir çalışma ama, sessiz biçimde gerçekleşiyor.
L.C nin müzik sistemine yuvasına ortama uygun bir CD sürdüm. Guns and Roses grubunun, ters, kontra davul atakları, derinden gelen gitar solosu, parçaya sonradan giren oturaklı bas gitarlı melodisi, "You could be mine" eşliğinde yol alırken rampayı da, 700 kusur km yi de bir günde tamamladım.

  

Land Cruiser tablonun içinde
Henüz gövdesini terk etmemiş sarı yaprakların yol boyunca eşik ettiği Sakarya-Bolu güzergahı kış aylarında arbaratum benzeri bir panorama sunarken, devamında bu defa iğne yapraklı ağaçların sıkça görüldüğü Bolu dağının iç kısımlarına doğru yöneldim.Yıkanmış yeşil yapraklı çam ağaçlarının hakimiyetindeki bölgede, temiz havanın içine karışan ıslak toprak kokusu Land Cruiser'in tek dokunuşta açılan elektrikli camından içeri doluverdi. Hava ne kadar soğuk olursa olsun klimanın ayak hizasına gelen bölümünü devreye soktuğunuz anda ve elektrik kumandalı ön koltukları ısıttığınız da kışın bile cam açmanın keyfine varıyorsunuz. Doğayı böyle durumlarda daha iyi hissediyor, daha çok seviyorsunuz. Moon-roof, tavan konsolunu sonuna kadar geriye çekince, gökyüzü de sizinle beraber geliyor.!
Otoyoldan çıkıp İstanbul yönü çıkışı Bolu Dağı sonrasında yeniden otoyola girmeden son benzinci olan Koru Otel yanı Petrol Ofis'den deposunu doldurduğum Land Crusier'in gıdası kurşunsuz benzin, benimse gıdam müzik olduğundan, CD yuvasına yerleştirdiğim Peace keeeper ile müthiş bir çıkış yapan Fleetwood Mac grubunun, akustik kaydında olağan üstü gitar solosunun yer aldığı "Big Love" çalmaya başladı…
Yükseklik ve derinlik ayarlı hafızalı direksiyon sistemi parmakla dönecek kadar yumuşak kullanım sağlıyor, yol bilgisayarında mevcut ve ortalama yakıt tüketimi, ortalama hız, sabit potansiyel mesafe, sürüş mesafesi, saat dış ısı bilgileri tek dokunuşta karşınıza geliyor.
Araç içindeki tüm unsurlar sürücünün görüşünü en az engelleyecek şekilde konumlandırılmış olan Land Cruiser'da kör noktaların sayısı en aza indirilerek sürüş alanında her yönde açık bir görüş sağlanmış. Bir de görülmeyenler var tabi. (Tanrı kimseye göstermesin dileklerimle) Bunlarda ön hava yastıkları. Emniyet kemerleri destekleyen hava yastıkları olası önden çarpmalarda ekstra güvenlik sağlıyormuş.
Doğrusunu isterseniz Land Crusier'ı tanıdık, kullandık, daha da açıkçası karda, buzda, yağmurda çamurda, siste yol alıp, denedikten, ve de alıştıktan sonra başka araçlara nasıl binileceğini merak ediyorsunuz.!
Müzik sisteminde çalmakta olan melodi "Big Love" bitse bile, Land Cruiser'e duyulan büyük aşk bitmiyor.

  

Land Cruiser yağmura karşı
Sağanak yağmurun yeri göğü yıkadığı bir günde çıktım Cumalıkızık gezisine Bayramoğlu Darıca sapağında otobandan ayrılıp normal yoldan Eskihisar'a doğru inişte sol yamacımda kalan rampada dikkatimi çeken Land Cruiser'in görüntülendiği dev reklam panosu oldu. Sona doğru yaklaştığımdan mıdır bilinmez yol arkadaşım L.C. nin bu pano altında fotoğrafını çekmenim kaçınılmaz olduğunu düşünüp, bu düşüncemi gerçekleştirerek devam ettim. Bu haftaki gezi yazısının ilk resmi hazırdı hazır olmasına da diğer fotoğraflar için de şu yağmur ahh bir dursaydı. Aslında araç Land Cruiser olmasa böyle havalarda asla çıkmazdım yollara. Bende öyle bir güven duygusu yaratmıştı ki L.C. bozulmaz, yolda bırakmaz, zeminde kaymaz, rüzgarda savrulmaz, çamurda, buzda, patenaj yapmaz, hava koşullarından etkilenmezdi.
Land Cruiser'in İçinde sıkılmaz, üşümez, terlemezdim. Denediğim için de biliyordum, kendimi emniyette hissedince sağ kolumu dayadığım kocaman gözün üst bölümü ön butonuna dokunarak yukarı geriye kaldırıp ıslak günün anlam ve önemine uygun melodisinin bulunduğu CD yi alıp müzik sistemi içine usulca sürüverdim. Bu tahmin edeceğiniz gibi Gene Kelly nin "Singing İn The Rain" isimli melodisiydi. Feribota binince de emniyet kemerlerini çözüp, elektrikli koltuğu sol yanımdaki düğmelere dokunarak hafifçe yatırdım. Başladım L.C nin içini seyretmeye.
Land Cruiser'in gövdesi, ön arka ve köşe darbeli çarpışma testlerinden sonra gerçek veriler dikkate alınarak üretime geçilmiş. Bu özelliği ile Land Cruiser sınıfının en etkin pasif güvenlikli gövdesine kavuşmuş. Çarpışma anında ortaya çıkan enerjiyi emen ön ve arka çökme bölümleri iç kabinin bütünlüğü korumaya yardımcı olacak şekilde tasarlanmış. Arka koltuklar, üç noktadan bağlantılı emniyet kemerleri ile donatılmış. Kemerleri bağlamayı unutursanız ön panelde yanıp sönen kırmızı lamba durmaksızın sizi uyarıyor.
Tüm koltuklara kusursuz konfor ve güvenliği sağlayan şık kafalıklar monte edilmiş. Ön emniyet kemeri, olası önden çarpışma sırasında, kemeri aniden sıkıştıran aktif gergi sistemine ve göğse uygulanan baskıyı kontrol eden kuvvet kontrol sistemine sahip. Tavan ve yan direklere yerleştirilen enerji emici malzemeler, çarpışma durumunda gövde ve başın olası darbelere karşı tam korunması sağlanmış. Feribot Topcular iskelesine yaklaşmış kapak koymak üzere iken, karışık melodilerden oluşan CD de bir parça daha başlamıştı bu da Aralık ayında olmamıza rağmen Gunz and Roses dan ağlayan havaya uygun "November Rain" oldu.
L.C'nin yandan gelen güneş ışıklarında, bağlantı merkezinden sol yan cama dönen güneşlik ve altında aynı zamanda önden gelen ışınları kesen ikinci bir güneşlikli bölümü indirdim, makyaj aynasının kapağını kaldırdım, tıpkı torpito gözü ve küllük içinde olduğu gibi burada da ışıklı lamba vardı.
Yüzüme baktım ve Yeni Yıl çekilişinde bu mükemmel araca, Land Cruiser'a, gerçekten sahip olmak amacıyla şansımı denemek üzere Milli Piyango bileti almak için kendime söz verdim!!!

  

Land Cruiser ile bulutların üstünde
Bulutların üstüne L.C ile çıkmak desem şimdi bi tuhaf gelebilir. Oysa gerçekten de önceleri altından, aşağıdan baktığım bulutların, sonraları Uludağ'a tırmandıkça içinden geçtim ve nihayet zirveye yaklaşınca üstlerinden seyrettim. Bursa ve ovası pamuk tarlasını andıran, uçak pencelerinden görmeye alıştığımız bulut denizi altında kalırken, Land Cruiser ile Uludağ'ın zirveye yakın bölümlerinde bir başka deyişle kayak pistlerinde kaymadan dolaştık.!
Yola çıkışımda The Cars grubunun "Heartbeat City","Drive", "Touch and go", "Magic", "Shake it up" gibi melodilerini içeren Greatest Hits CD ini almış, bu parçaları dinleyerek yolun üzerine döşenmiş sis'i delip, bulutları yararak makul zirveye, yer yer kar ve buz üzerinde ulaşmıştım.
5 ileri otomatik, güçlü çekişe sahip, tamı tamına 2510 kg net ağırlığındaki Land Cruiser, 4890 x 1940 x 1890 mm boy, en, yüksekliği, 275/65 R 17 lastikleri ile, adeta Uludağ'ın zirvesine oturmuş ya da bana öyle gelmişti. İstanbul'dan doldurduğum 96 litrelik deponun daha yarısını bile kullanmamıştım.
Oysa zaman zaman 100 km hızın üstüne 11.2 sn de çıkabiliyor mu denemeleri de yapmıştım. 32 supap, 8 silindir, V tip, çift egzantrikli sevgilimle (!) bembeyaz karların üzerindeki serüven burada bitiyordu. Artık disk (hava kabarcıklı) fren sistemi yardımıyla inişe geçiyordum.Yolun sağ kenarına yapılıp bırakılmış bir kardan adama bakarak şöyle bir durdum düşündüm, iç ve dış donanım, şanzıman, frenler, süspansiyon, motor, performans, kapasite, ölçüler L.C. aşık olmaya yeterli özelliklerdi.
Sağ tarafımdaki ağaçların köklerinden itibaren gövdelerini boğarak yutmaya başladığı kesif sis bulutlarının derinliklerine doğru daldı gözlerim… Tüm Toyotaların 3 yıl 100 bin km boyunca Toyotasa garantisi altında olduğu aklıma geldi.
Bu garantinin mekanik aksamından kaportasına, motorundan boyasına kadar geçerli olduğunu, icabında 5 yıla çıkarılabilen Toyotosa Eksra Programını hatırladım. Güvenim katlandı. Gözlerimi daldığı yerden alıp tekrar yola odakladım.
"Aşıksan vur saza, şoförsen bas gaza" misali Radyo-kaset çalarlı, 6'lı CD değiştirici, yedi hoparlörlü müzik sisteminin içinden The Cars albümünü çıkarıp bu defa sürdüm içeri Roy Orbison'u. Ne çaldı biliyormusunuz.?
"I Drove All Night"… Yani, sana kavuşmak için bütün gece otomobilimi sürdüm…
Hey gidi… Dünyada ne aşklar var yaşanan… Hele bu bir de Land Cruiser ile olursa.!

  


Ana Sayfaya dönmek için Tıklayınız

Otomobil konulu diğer sayfaları için tıklayınız...