Kapı Kapı Anadolu

Dış dünya ile aramızda sınır teşkil eden kapılar, hayatımızda önemli yer tutuyor. Günlük hayatın başlangıcı, bitişi burada gerçekleşiyor, çeşitli durumlarda girip çıktığımız kapılar görevleri dışında konuşmalarımıza, güvenliğimize, görüntümüze kadar her safhada yer alıyor. Kapılar heyecanlı, sevinçli, üzüntülü, moralli, moralsiz girdiğimiz yerler. İlk akla gelen evimizin kapısı olsa da kapıların bazıları ekmek kapısı, geleceğimiz için defalarca girip çıktığımız okul kapısı, bazısı vatan borcunu ödemek için geldiğimiz nizamiye kapısı olarak çeşitleniyor. Ev kapıları sadece açılıp kapanan, arkadan sürgülenen, zincir takılan, kilitlenen, önünde bir eşik bir paspas bulunmasından ibaret değil. Kapılar hayatımızın her yerinde sonsuza dek açılıp kapanıyor.

Kapı çalmak, akabinde geleni karşılamak ve karşılanmak tek başına ayrı bir konu
Kapımızın çalınmasını her zaman bekliyoruz, bu aslında bir ölçüde aranmak, özlenmek, kavuşmak anlamı da taşıyor. Sabah eşikten adımın atılmasıyla evden ayrılan aile bireylerini uğurlayan anne, akşama dek eşinin çocuklarının yolunu bekler, onları kapıda karşılar, kapıyı açanın olduğu kadar kapıda karşılanacak kişi için de bir heyecan, bir sevgi göstergesidir ve bunun en canlı örneği kapıda yaşanır.

Hoş geldin oğlum, kızım, kocacım hitapları bir yana, aşkım, sevgilim, bir tanem karşılama, uğurlama sözleri burada söylenir. Yıllar geçer bu ifadeler yerini başka ifadelerle değiştirir bazen bey, hanım, bazen sen mi geldin, anahtarın yok mu niye kapıyı çalıyorsun demeler. Kapıda bekletmeler, kapıyı geç açmalar, kapıda beklemiyoruz herhalde diye çıkışmalar, bütün gün temizlikten belime kara sular indi, ayakkabılarını kapının dışında çıkar komutları, kapıyı bakmadan açma uyarıları, yine geldi şimdi saatlerce oturacak endişesi ile yarım ağız kapı karşılamalarına kadar uzanır gider. Hatta yine bu kapılarda söylenenler arasında özellikle kızgınlık anlarında gidişin olsun da gelişin olmasına kadar da telaffuz edildiği de olur.
Farkında olmasak’da elimizi zilin düğmesine uzatıp kapıyı çalmak, zilin sesini duymak bir ihtiyaçtır. Bunu en iyi askere giden gençler bir süre sonra anlar, orada kapı çalmaz, zil sesi duymaz binlerce kalabalığın içinde yalnızlığı derinden hissedersiniz. Elinizi zile uzattığınız baba ocağının kapısını, annenin sıcak, güler yüzlü karşılamasını özlersiniz. Haftalar, aylar sonra kapının ziline yeniden uzandığınız zaman, vay be dedirttirir!
Anadolu’da birçok evin kapı önünde ki hayat hep aynıdır, çocuklar oynar, kediler yatar, çalı veya Ayşe kadın fasulyesi ayıklanır, yün eğrilir, çay içilir, tespih çekilir, odun kırılır, halı yıkanır, zaman geçirilir…

Dilimize yerleşen derin manalı kapılı söylemler Kapılar konusunda dilimize yerleşmiş sözler, ifadeler ise azımsanmayacak kadar zengindir.
Kapı dinlemek, kapıyı gözlemek, kapalı kapılar ardında dolap çevirmek, kapıyı çarpmak, kapıyı tıklatmak, kapıyı çalmak, kapıdan dönmek, zilin sesini duyunca ben açarım diye hareketlenmek, evde bulunamadığı zaman bu yokluğu kapı duvar, ifadesiyle tanımlamak. Tüm olasılıkların henüz bitmediğini vurgulamak için kullanılan açık kapı bırakmak. Kapının açık bırakıldığında kapısız yerden mi çıktın, diye çıkışmak. Kapıda ayakkabılarını çıkar, diye uyarmak. Kapı önünde oynamak. Çat kapı uğramak. Kapı önü ayaküstü sohbetleri yapmak. Kapı kulu olmak, Kapının altından mektup atmak. Kapıdan bakıp çıkmak. Gide gele kapıyı arşınlamak, Alacaklı olup kapıya dayanmak. Kapıda beklemek, bekletmek arkasından yemek kokuları gelen evlerde, yorgun argın okul veya iş dönüşü kapıdan girer girmez yemek hazır mı diye soru sorulan yerlerdir kapılar. Sadece bunlarla kalmamış, bunlar gibi daha birçok söz yaşantımızda sıkça kullandığımız ifadeler olmuş. İri birini anlatmak için kapı gibi adam, demişiz. Aynı kapıya çıkmak, Arka kapıdan mezun olmak, Yumurta kapıya dayanmak, Kapıyı aralamak, Kapı kapı dolaşmak, Kapı dışarı atmak, Kapıyı gide gele aşındırmak, Kapıyı yüzüne kapamak, Yanlış kapı çalmak, Kapının önüne koymak, Komşu kapısı yapmak, Kapıya kilit vurmak, Başka kapıya göndermek, Kapıyı dışarıdan kapa demek. Kapıdan kovsan bacadan giriyor diye dert yanmak, Yağlı kapı, İşte kapı işte sapı, Dış kapının mandalı, Kapı gıcırtısı, Para her kapıyı açar, Kapımız herkese açık, Bir kapı kapanırsa diğer kapı açılır ve Mart kapıdan baktırır kazma kürek yaktırır… Kapılara mesaj nitelikli pusula bırakmak, figürlü kapı tokmakları takmak, posta kutusu, kapı numarası çakmak. Şans ve bereket için kapı üstüne geyik boynuzu asmak. Uğursuzluğa, nazara karşı at nalı, sarımsak, nazar boncuğu bulundurmak Anadolu’da hala süregelen kapıların vazgeçilmez inanışları olarak yerleşmiş.

Çeşit çeşit kapılar
Korunma, barınma, mahremiyetin sınırı olan kapılar, taş, demir, ahşap, cam, çelik, plastik ne malzemeyle yapılmış olursa olsun güvenlik için olduğu kadar görünüşüyle de yapıları tamamlayan en büyük unsurların başında yer alıyor. Kapılar arasında taç kapıların ise ayrı bir yeri bulunuyor, camiler, medreselerde desenlerle, motiflerle süslenmiş taş kapılar içinde Sivas Divriği Ulu Camisinin muhteşem kapıları göz kamaştırıcı güzelliği simgeliyor. Anadolu Selçuklu mimarisi kapılardan Konya, Erzurum, Kayseri, Niğde gibi birçok yerde örnekleri görülüyor.
Saraylarda, tarihi yapılarda anıtsal kapılar göz kamaştırıyor. Topkapı Sarayının, Dolmabahçe Sarayının Beylerbeyi Sarayının, Çırağan Sarayının, kasırların görenleri etkisi altına alan tarihleri daha kapıda başlıyor.
Her kapıdan girişte kapılar ayrı dünyalara açılıyor. Örnekler çoğaltılabilir. Kale kapıları, cami kapıları, kilise kapıları, Beyoğlu’nun ünlü Çiçek Pasajı kapısı, merdivenli kapılar, armalı, kemerli, parmaklıklı kapılar. Kapı tokmaklı kapılar, deve çanlı, çıngıraklı kapılar, kocaman anahtarlı konak kapıları, döner kapılar, otomatik açılan otel kapıları, genelev kapıları, gümrük kapıları, çarşı kapıları, iskele, gar, istasyon kapıları, stat kapıları, üniversite kapıları hapishane kapıları, huzur evi kapıları, hepsinin değişik bir atmosferi, duygusu, heyecanı, mistik havası, gizemi, hatıraları barındırıyor…

Anadolu’da bazen çift kanatlı han kapıları dikkat çekiyor. Bu kapılar genellikle içlerinde bir kapı daha barındırıyor. Büyük kapılar kervan geldiği zaman develerin atların girmesi için açılırken, bir kanadın içinde bulunan küçük kapı insan boyunda olup, kervansız giriş çıkış yapanların hizmetinde kullanılıyor. Anadolu’nun birçok yerinde ise kuzuluk denen kapılar da sık görünür.
Derinkuyu Kaymaklı yer altı şehirlerinin değirmen taşına benzer dairesel taş kapıları yine kapı işlevi gören farklı konumda ki kapılarına örnektir. Evden iş yerine, çiftlikten, ahıra, garajdan, fabrikaya, kentlere, surlara varıncaya kadar her yerin bir kapısı bazen birçok kapıları içinde pencereli, sütunlu, kabartmalı, heykelli, büstlü sokak kapı çeşitlerini de görmek mümkün oluyor.
Çok kapılı yerler tarihten bu yana günümüze dek gelmiş şehir kapıları olarak da ünlenmiş.
Milas’ta bulunan Baltalı Kapı, Çorum Alacahöyük’de ki Kral Kapısı, Sfenksli Kapı, Hattuşa’da bulunan Aslanlı Kapı, İznik’te İstanbul Kapı, Tarsus’da Kleopatra Kapısı, Antalya Hadrian Kapısı, Side, Perge antik kent kapıları. İstanbul’u çevreleyen surların üzerinde ki 46 kapıdan bazıları olan Yenikapı, Kumkapı, Çatladıkapı, Ahırkapı, Silivrikapı, Demirkapı, Cibalikapı, Ayakapı, Eğrikapı, Topkapı, Edirnekapı’yı da sayarsak kapılar üzerinde kitaplar yazacak kadar konu ile karşılaşıyoruz.

Bir de Hastane ve mezarlık kapıları vardır ki o kapılardan her geçişte bir tuhaf oluyor insan. Kimi zaman büyükleri, yakınları ziyaret için girip çıktığımız bu kapılar, kimi zaman son kez gördüğümüz, girip kaldığımız kapılar olur, en acısı da budur.

“Kapı Kapı Anadolu” başlığı altında örnekler sunulan fotoğraf sergisinde evlerden, antik kentlerden, sanatsal değer taşıyan abidevi kapılardan, mimari eserlerden taş, demir işçiliği, ahşap oymacılığın en güzel örneklerinden çeşitli kapılar bulacak, bir anlamda kapılarla Anadolu’yu gezeceksiniz.
Kimbilir belki kendi evinizin kapısıyla da karşılaşabilirsiniz.

Dip Not
Yukarda bahsettiğim gibi bazı kapılardan da karanlıkta girer aydınlıkta çıkarsınız.
1950’li yıllarda Dolmabahçe Mithatpaşa Stadından yukarıya doğru çıkan merdivenlerin bitiminde Gümuşsuyu’nda bir doğum kliniği vardı. Bina sonraki yıllarda yıkıldı, yerine yeni binalar yapıldı. Doğum Kliniğinden geriye ise günümüze gelebilen sadece bir tek kapısı kaldı. İşte bu kapı o kapı, yani doğumdan sonra geçtiğim ilk kapı.

Kapalı kapılar arkasında neler konuşulur, ne hazineler saklıdır bilinmez ama “Kapı Kapı Anadolu” Fotoğraf Sergisine seçilen kapıların en az birinden veya birçoğundan mutlaka geçmişsinizdir.
Biraz dikkatli bakarsanız belki kendi evinizin, belki de komşunuzun kapısını bile görebileceksiniz.

 
     
 
Fotoğraf Galerisi
 

Dolmabahçe Sarayı İst.
Tophane İst.
Kula
Bozcaada
Sudeğirmeni Cumayeri Düzce
Çiçek Pasajı Beyoğlu İst.
Dolmabahçe Sarayı İst.
Akçakoca
Tarabya İst.
Gazipaşa
Gerede
Safranbolu
Arkeoloji Müzesi İst.
Kula
Gümüştepe Bursa
Çengelköy İst.
Taş Kahve Cunda Adası Ayvalık
Sümbül Baba Zaviyesi Tokat
Urla İzmir
Karaköy İskelesi İst.
Niğde
İstanbul Üniversitesi Beyazıt İst.
Stratonikeia Milas
Koza Han Bursa
Milas
Ilıca Çeşme İzmir
Cunda Adası ayvalık
Ürgüp
Çandarlı Kalesi
Erenköy İstanbul
Kadıköy İstanbul
Bodrum Marina
Ortahisar
Ürgüp
Ürgüp
Ortahisar
Beyoğlu İst.
Foça İzmir
Bergama
Safranbolu
Ürgüp
Kırkağaç
Diyarbakır
Yeşilyurt Köyü Çanakkale
Akyaka
Baltalı Kapı Milas
Atatürk Köşkü Trabzon
Silvan
Erzurum
Silvan
Kongre Binası Erzurum
Gülhane İst.
Belgarat Ormanı İst.
İstanbul Erkek Lisesi İst.
Bergama
Bodrum
Dolmabahçe Sarayı İst.
Galatasaray Lisesi İst.
Kuzguncuk İst.
Çomakdağ Köyü Milas
Bozcaada
Bozcaada
Büyükada İskelesi İst.
Büyükada İskelesi İst.
     
Fotoğrafların devamı için tıklayınız
 

© 2014 Sihirlitur.com, Kapılar konusundaki tüm yazı ve fotoğraflar
Haluk Özözlü'ye aittir, alıntı yapılamaz, izinsiz kullanılamaz.