Kanuni Sultan Süleyman Balonuyla Türkiye Gezisi

ABD'nin sayılı zengin iş adamlarından biri olan ve ünlü FORBES ekonomi dergisinin sahibi, Turgut Özal'ın arkadaşı Malcom Forbes özel hobisi olan ve Kanuni Sultan Süleyman şeklinde imal ettirdiği balonu ve yine özel ekibi ile Türkiye'ye gelmişti. Forbes dev balonuyla Ankara, Konya, Pamukkale, Ürgüp, Efes ve İstanbul'da uçuş yapacak, organizasyona katılan basın mensupları yaşananları gazete ve TV kanallarına haber yapacaklar.
Organizasyonu zamanın gözde ajanslarından olan Cen Ajans üstlenmiş, Hürriyet gazetesi için turu takip görevi de bana verilmişti. İstanbul'dan Ankara'ya doğru hareket ettik, Bolu'da mola veren kafile, Akşam Ankara Büyük otele yerleşti.
Sabah Esenboğa hava alanında özel uçağı ile Amerika'dan gelen Malcom Forbes, oğlu ve ekibi karşılandı. Anıtkabir ziyareti gerçekleştirilmiş, mozoleye çiçek koyan Forbes ekibi, daha sonra basın toplantısı yapmıştı. Gece otelde gelişlerine verilen partide dansözlü, eğlenceli havuz başı yemeği yenmişti.
Program gereği rüzgârın en az olduğu sabah erken saatlerde kalkılıp, uçuş yapılacak sahaya gidilecek balon uçuşu gerçekleştirilecekti.

İlk gün Zamanın başbakanı Turgut Özal'ı başbakanlık konutunda ziyaret eden Malcom Forbes biz gazetecilerin ve başbakanlık korumalarının hiç de alışık olmadığı biçimde başbakanlığa geliş şekli hepimizi şaşırtmıştı.
Özal konutun kapısında korumalarla bekliyor, ilerlemiş yaşına tezat Malcolm Forbes, Harley Davidson motosikletlerden kurulu ekibiyle Başbakanlık konutuna giriyordu!
Bu ilginç karşılaşma sonrası anı fotoğrafları çekilmiş, özlem giderilmiş, ayaküstü sohbet sırasında Forbes'in beraberinde getirdiği sırtında "Kapitalist Araçlar" yazan yeleği şakayla karışık Özal'a da giydirilmişti.

İlk uçuş Ankara 19 Mayıs Stadyumunda gerçekleştirildi.
Önce balon şişirilip statta toplanan meraklı halk kitlesine gösterildi, motosikletli grup stat içinde turlarını atıp gösteride bulunmuşlar ve ertesi sabah stattan uçuşa başlayan Kanuni Sultan Balonu Ankara semalarında boy göstermeye başlamıştı.
Padişah biçimli balon şaşkın bakışlar arasında Ankara Otogarı yakınlarında boş bir alana inmişti.
Bu uçuşlarda motosikletlerin esas görevleri Malcolm Forbes'in uçtuğu balonu karadan takip etmek, indiği bölgeye en kısa zamanda ulaşıp balonun sepetindekilere ilk yardım müdahalesini yapmaktı.


Bu iş için en son model, en güçlü motorlar, ABD de Forbes kondisyon merkezinde görevli sportmen vücut yapılı sürücüler seçilmişti.
Uçuşun yapılacağı ikinci etap için Ankara emniyetinden verilen eskort eşliğinde il sınırlarına kadar birlikte gitmiş, daha sonra girdiğimiz ilin eskortu kendi il sınırında önümüze geçip konvoya eskortluk yapmıştı.

Kapadokya Uçuşu
Ürgüp, Göreme, Uçhisar uçuşu için bölgeye gelen kafileyi Ürgüp'te folklor ekibi ve yetkililer karşılamış, Forbes folklorcularla bir ara folk oynamıştı.
Sabah erken kalkılıp uçuş için hazırlıklar yapıldı, motor gürültüsü olmadan, gün doğumunda balonla Mars gezegeni yüzeyine benzeyen peri bacaları üzerinde Kapadokya uçuşu heyecan verici olacaktı, ne var ki aşırı rüzgâr 5 nat şiddetinden çok fazlaydı, bu nedenle uçuş gerçekleştirilemedi. Jandarma korumaları eşliğinde bölgeyi gezmekle yetinen Amerikalılardan oluşan grupla, bir sonra ki etap olan Konya iline doğru yola çıkılmıştı.
Ekipte 15 motosiklet, basın mensuplarını taşıyan otobüs, ajans görevlilerin 4x4 araçları, balonları taşıyan araçlar, Sancak Air'e ait helikopter bulunuyor. Beyşehir gölü paraleli Harley Davidson motorlarının gövde gösterisi şeklinde geçildi.
Konya uçuşu
Konya iline gelip otellere yerleşen ekibin gazeteci grubunda haber yapamamamın sıkıntıları baş göstermeye başlamıştı. Böyle basın mensuplarının bir arada gezdirildiği organizasyonlarda yapılan her hareket, her gazeteci tarafından çekilip yazıldığı için özel haber yapma imkânı pek olmaz, her gazetede aynı haber çıkar, zaten TRT hepimizden önce haberi akşam bülteninde izleyicilere seyrettirince, sizin yapacağınız haber hep bayat haber olur, gazeteler de kullanmazlar. Bu nedenle özel haber, yakalamak diğer basın mensuplarını atlatmak kaçınılmaz olur.
Kafaya koymuştum gruptan ayrı bir şeyler çekmeliydim.
Konya gezildi, konuk Forbes ekibine yapılan sema gösterisi izlendi.
Sabahın erken saatlerinde Konya şehir stadına gelen kafile balonu şişirirken ben de Konya sokaklarında çocuk balonu aramıştım. Ön planda bizim çocuklar oyuncak balonla oynarken arka planda dev balonu çekecek mukayeseli, bu farklı kompozisyonu gazeteme gönderecektim.
Tüm kırtasiyecilere, oyuncak dükkânlarına soruyor bir türlü çocuk balonu bulamıyordum. İşin ilginç yanı kimse nerede bulabileceğimi bilmiyordu. Sonunda biri "Sünnet malzemesi satanlara bak" dedi ve ilk gördüğüm sünnet malzemesi satan dükkâna girdim. Yok dediler, yani var da tek başına yok diye tekrarladılar. "Takımı bozamayız" diye yinelediler.
Şaşırmıştım. Ne takımı, takımda ne var diye üsteledim.
Maşallah yazısı, asa baston, sünnet şapkası ve de iki balon.
Hoppala bir balon almak için sünnet takımını alacak değilim dedim fakat size balonların fiyatının iki mislini veririm deyince iki milyona iki balonu istemeye istemeye kutudan çıkaran adamın elinden balonları kapıp stada koştum.
İki çocuk bulup resmi çektim ama içime sinmedi, istediğim gibi de olmadı.
Kurgulanmış zorlama resimleri zaten sevmezdim.
Sahtekârlık yapmak, okuyucuyu aldatmak gibi gelirdi bana.
Kısa süre sonra rüzgâr şiddetini iyice artırdı, Kanuni Sultan Süleyman balonlu Malcom Forbes, Ürgüp'ten sonra Konya'da da uçamadı. Moraller bozuldu Konya'dan ayrıldık.
Yol üzeri yemek molası Eğridir Gölü kenarında bahçeli bir restoranda verilmişti. Yemek yendi, kahveler içildi ekip yola koyulmak üzereyken yavaşça Forbes'in yanına geldim hobisi balonlar olan, çeşitli balonlarla Dünyanın çeşitli yerlerinde uçan Forbes'e, diğer gazetecilere çaktırmadan elimdeki çocuk balonunu uzatıp şişirmesini istedim.


Şaşırdı, gülmeye başladı, beni kırmadı, herkesin kahkahaları arasında balonu şişirdi. İşte tam bu sırada Amerikalı ekipten biri yemek çatalını göstermeden batırmaya çalıştı, balon patlamadı, tam patlama anını yakalayacağım, demeye kalmadı bu defa bir başka Amerikalı balonun altından çakmağını yaktı, balon patladı, parçalar her bir tarafa dağılırken Forbes'in yüzü ilginç bir hal aldı. Sese uyanan gazeteciler koşup geldiler ama iş bitmişti.
Tekrar yola koyulmuştuk, isteyenler sırayla Amerikalıların kullandığı motosikletlerin arkasında seyahat ediyor, sırayla balona, helikoptere biniyordu.
Harley Davidson motora binme sırası bendeydi. Motorlar tabiri caizse hayvan gibiydi. Sürücüler müzik setlerinin seslerini sonuna kadar açıyor, ayaklarını gidona doğru uzatıp, çoğu zaman ellerini gidondan ayırıp göğüslerinde kenetliyor, ip gibi düz yolda klasik müzik dinleyerek kilometrelerce böyle mum gibi gidiyorlardı.
Motordan motora bu tip görüntüleri çekmiştim. Kafile başında yol alan ilk motorda Forbes'i de fotoğraflamıştım. Motorunun arkasına bindiğim Amerikalı sürücü "sıkıca bana sarıl" dedi ve km saatinin 200 km nin üstüne ani çıkışıyla yüzümdeki etlerin kemikten ayrılır gibi olduğunu hissettim. Araç da ki gibi değil, motor üstünde hızı, rüzgârı yüzünüzde hissetmek, paraşütle atlamak gibi geliyor.
Bir sonra ki etap olan ve benim defalarca gittiğim, patlamış mısıra, peynir şekerine, pamuktan yapılma bir kaleye benzettiğim Pamukkale'ye geldik.

Kanuni Sultan Süleyman Pamukkale'de
Uçuş için bir telaşla kalkılıp sabah erken hareket edildi ovaya doğru. Arkadaşlar "gelmiyor musun" dediler, "hayır" dedim "hep balonu çekiyoruz alttan gökyüzüne doğru, oysa ben balonun Türkiye'de herkesin bildiği bir özge ile çekmek istiyorum, bu nedenle ön plan traverten yapacağım, arkada balon uçsun istiyorum" dedim.

Grup gitti balonlar şişirildi, bir balonda Forbes ve ekibi var, diğer balonun sepetinde basın mensuplarından Nebil Özgentürk, TRT kameramanı var.
Helikopter de havalandı, balondan balona telsiz konuşması yapılıyor, bu sesler kayda alınıyor, basit gelebilir ama cep telefonunun olmadığı o yıllarda havada Forbes ile yapılan ilginç bir diyalog olarak sayılabilir.
Geçtim travertenlere balonlar bana doğru uçmaya başladılar, düşündüğüm kompozisyon karşımda.
36,5 derece sıcaklıkta ki termal suya sahip Pamukkale travertenlerinin ılık sularında yüzenlerin Kanuni Sultan Süleyman balonuna bakışlarını fotoğrafladım.
Pamukkale Pamukkale olalı böyle bir balon görmemişti.
Uçuş bitti bir süre sonra balon ekibi otele döndü.
Herkesin suratı bir karış asık. Önce arkadaşım Nebil ile konuştum.
Nebil de hafif sıyrıklar var, belli ki ters giden bir şeyler olmuş, kaza geçirilmiş.
Gazetecilerin bulunduğu balonda olan Nebil uçarken tedirginlik yaşıyor, arkasından yukardan aşağı sarkan ipe tutunuyormuş. Oysa o ip, balonun içindeki ısınan havayı boşaltmak, alçalmak için kullanılan tahliye kapağını açmaya yarayan ip görevi görüyormuş. Amerikalı baloncular yükselmek için balon içine sıcak hava yakıyorlar, brülörler havayı gönderirken ip çekilince ısınan havayla yükselmesi gereken balon irtifa kaybedip zemine yaklaşıyormuş.
Amerikalı balon pilotu Nebil'e bu ipi sakın tutma dese de, hava şartlarında ve havada olmanın yarattığı endişe ve panikle ipe sık sık tutunmuş.
Sonunda balon karpuz tarlasına iniş yapmış, rüzgârın etkisiyle sepeti içindekilerle beraber yerlerde bir süre sürüklemiş, köylüler koşup gelmişler, sepeti tutup inmelerine yardım etmişler, su filan vermişler.
Forbes'in uçtuğu balon hakkında kimse bir şey söylemedi ama yüzü güneşten bir hayli yayan Forbes yüzüne krem sürerken onun da keyfi biraz kaçıktı.

Antik Kent Efes
Akşam konaklama yapılacak olan İzmir Büyük Efes oteline gelinmişti. Forbes akşamları erken yatıyor, sabah herkes den önce kalkıyor, 20 lik delikanlı gibi tüm ekibi dinamizmiyle şaşırtıyordu.
Bu defa antik kent yanında Selçuk Efes Hava Alanı yanında uçulacaktı. Yine motorlar hazır, easy rider ekibi gibi tozu dumana katarak dolaşılıyor, balonun uçuşu bekleniyor, rüzgâr uçuşa izin vermiyor, şişirilen balon bir kez daha söndürülüyor.
Son etap İstanbul
Helikoptere binme sıramı kullanıyor, Efes antik kenti üzerinden bir tur atıp önce İzmir'e, iniyor, yakıt alıp sonra Balıkesir'e yöneliyoruz. Bir arkadaşı okul bahçesine indiriyor yola Sancak Air hava yollarına ait helikopterle 3 kişi devam ediyoruz. Havada sert fırtına var!
Helikopter dağların yamaçlarından geçerken ağaçtan kopmuş kuru yaprak misali savruluyor, hayattan ümidi kesiyor, oturduğum koltuğu her iki yandan sıkıca tutuyorum.
Parmaklarımı koltuğun süngerine girecek kadar sıkıyorum, dağ yamaçları helikopter yanından geçerken mıknatıs gibi kendine çekiyor.
Pilot "şey yapma" diyor, "bir şey değişmez, bak burası benim ofisim, ben her gün burada yaşıyorum, çalışıyorum".
Ne mümkün. Altımda Uluabat Gölü, kabin camının altında gözüme sığmıyor, üstümde pervane rüzgâra karşı koyarcasına dönüyor, motorun
sesi salınışlarla bir hızlanıp bir yavaşlıyor.
Bursa'dan gelen telsiz sinyalleri dinliyor, yerden göremediğim tepelerde birikip göl olmuş zirveleri izliyorum.
Burnuma çam ormanları üzerinden geçerken çam esansları geliyor. Koku öylesine yoğun ki elimi pencereden çıkartıp bir süre dışarda tutuyor, sonra elimi koklayınca elimin çam koktuğuna tanık oluyorum.
Bursa'ya geliyor, Nergis Hava yollarına ait piste iniyoruz. Pilot'a maceralı yolculuk sonrasında sağ salim getirdiği için kendisine teşekkür ediyorum.
Vedalaşırken o da bana "Sen bu havada uçtun ya bir daha hayatta korkma artık,
Ben hayatımda hiç böyle bir havada uçmadım, bu havada da uçulmaz zaten
" diye ekliyor!
(Aynı pilot İstanbul'da çalıştığı şirketin filo reklâm çekimi sırasında Kuruçeşme üzerinde iki helikopterin havada çarpışması sonucu feci şekilde vefat etmişti).

Bursa'dan İstanbul'a yolculuk otobüsle tamamlanıyor.
Yalova'dan İstanbul'a feribot geçişinde herkes birbirinin fotoğrafını çekiyor.
Ben de Forbes ile turun anısını belgeleyen, motor üstünde bir fotoğraf çektiriyorum.

Mecidiyeköy'de ki Ali Sami Yen Stadında yapılacak olan son uçuş denemesi de balon şişirilmesine rağmen rüzgâr nedeniyle uçuş gerçekleşemiyor, balon söndürülüp, toplanıyor.
Malcom Forbes sabah Cumhurbaşkanı Sayın Kenen Evren'i Kalender de ki Cumhurbaşkanlığı yazlık konutunda ziyaret ediyor.
Karşılıklı sohbet sırasında 7. Cumhurbaşkanı Kenan Evren kendisine fotoğraflarla dolu bir Türkiye kitabı hediye ediyor.
Akşam iş adamı Sakıp Sabancı Atlı Köşk'te Forbes ve ekibine bir yemek veriyor.
Bu neşeli davetteyemek öncesi kokteyl sırasında bahçede bol bol fotoğraflar çekiliyor, hatta gecenin anısına Sakıp Sabancı Forbes'e kravatlarını değiştirmeye teklif ediyor.
Boynunda ki ipek kravatı çıkarıp Forbes'e veriyor, karşılığında Forbes'ten kravatını alıyor, alırken de bakıyor. İpek kravat verip karşılığında dandik bir kravat aldığını fark ediyor, basın mensuplarına dönüp kendine has şivesiyle "Şu işe bak yau bir de Kayserili olacam, biz bu alış veriş de bal gibi kazıklandık" diyor.
Kahkahalar geceye, Atlı Köşk'e yayılıyor.

Malcolm Forbes ertesi gün Ankara'ya geldiği özel uçağı ile İstanbul Atatürk Hava Limanından ekibi ve balonuyla memleketine dönerken terminalde Pamukkale de çektiğim fotoğraflı haberin yer aldığı gazeteyi kendisine veriyorum, gülerek bakıyor, yanına alıp ayrılıyor.
Yıllar sonra Baba Forbes hayata veda ediyor.
Bu defa oğlu Smith Forbes, 2005 yılı Ekim ayında Türkiye'de yayın hayatına başlayan FORBES dergisi için İstanbul'a tekrar geliyor.
Malcolm Forbes ekibinin Kanuni Sultan Süleyman Balonu turu Harley Davidson marka motosikletleri