Kemal Sunal ile anılara yolculuk

Kemal Sunal'ın ilk filmi Saray Sineması'nda 1972 yılında gösterime girmiş. Salon kahkahadan kırılıyor, yanlız Saray değil filmin gösterildiği her sinemada seyirci gülmekten yerlere yatıyor. Sinema seyircisi Kemal Sunal ile tanışıyor. Sanatçı herkesin gönlünde taht kuruyor.

Bu defa yıl 1992. Aylardan Nisan. Hürriyet Gazetesi'nin Show dergisi için Kemal Sunal röportajına gidiyorum. Bende bir neşe. Daha yolda başladım gülmeye. Kimbilir neler yapacaktı. Randevu yeri Beyoğlu Yeşilçam Sokağı'nda bir film ajansı ofisi. Kapıdan girene dek gülümsemem devam etmişken, karşılaşma sırasında müthiş bir şaşkınlık yaşamıştım. Kemal Sunal filmlerde oynadığı saf, aptal gibi görünen daha sonra neşeli ve zeki olduğu anlaşılan tiplemelerinin tam aksine özel hayatında son derece ciddi, ağırbaşlı, düşünceli, dalgın, ağır hareket eden, az konuşan, neredeyse hiç gülmeyen bir yapıya sahipti.

Görmek istediğim gibi davranıp fotoğraf çekimi için birşeyler yapmasını istediysem de hiçbirşey yapmıyordu. Acaba bu bir tavır mıydı diye düşünmeye başlamıştım. 'Birşey söyle, iste yapayım' dedi. O zaman anladım ki bir rol yazmam, bir mizansen düzenlemem gerekiyordu. Yoldan geçen simitçi sesiyle harekete geçtim. Önce simit yerken, sonra da ofisteki kısıtlı eşyalar battaniye, şemsiye, daktilo ve sepetle zorlama da olsa bazı kompozisyonlar denedik. Ne yapsa komikti. Nihayet ayaküstü kısa bir hikaye yazıp bunu oynamasını istemiştim. Kemal Sunal kapalı oda kapısını açıp içeri girecek, patronundan az olan maaşı için zam isteyecekti. Ne varki kapıyı açtığı zaman patronu sekreteriyle uygunsuz vaziyette yakalıyacak, odaya girmekle girmemek arasında bocalıyacak, sonra da tam zamanı deyip zam istediğini söyleyecekti.

Kapı aralığındaki rolünü sadece yüz mimikleriyle öyle oynadı ki inanamadım ve Kemal Sunal'ı star yapan gerçek sanatçılık bu olsa dedim.

Ayrılırken bir de anısını nakletmişti;
Yolda kalabalıkta yürürken şık hanımlar tarafından durdurulup 'Kemal Bey sizden bir ricada bulunabilir miyiz lütfen, bize bir kere eşşoğlueşek der misiniz?' diye sorarlarmış. Bu durumda Kemal Sunal 'aman hanımefendi estağfurullah o nasıl söz öyle?' demesine rağmen hanımlar yalvarıp yakarıp ikna eder, bu kelimeyi Sunal'dan duymayı başarırılar, güle güle giderlermiş.


Genç yaşta kaybettiğimiz sanatçıyı saygıyla anıyoruz.
 
 
 
Yazı ve Fotoğraflar: Haluk Özözlü....
         
sanatçının film afişleri