|
|
|
|
|
|
İstanbul’un
Rumeli yakasında bulunan Pera’yı diğer semtlerden ayıran özelliklerden
biri de süslü mimarisi. Bu bakış açısıyla açık hava müzesi gibi
gezilebilen ünlü ve tarihi bölgenin yapı cephelerinde yer alan
süs heykelleri, sütunlar, büstler, kabartma figürler, konsollar,
desenlerde taş ustalığının estetik örneklerini görmek mümkün
oluyor.
|
|
|
Yazı ve Fotoğraflar: Haluk Özözlü
|
|
|
Yoğun olarak Beyoğlu’nda bulunan heykelli binaları gezmeye Karaköy’den
başlıyoruz.
Heykelli binaların ilki Galata Köprüsü’nün Karaköy ayağında bulunan
Ziraat Bankası binası balkonunda bulunanlar.
2016 yılı itibariyle restorasyon geçirmekte olan binada ki heykeller
tedbir amaçlı olarak bellerinden çelik kuşaklarla bağlanmış.
Bir zamanlar banka olarak günümüzde turizm dalında hizmet veren
bir başka heykelli yapı ise Yüksek Kaldırım Yokuşu başında yer
alıyor.
Karaköy Meydanını seyreden Melek Heykeli bazılarına göre tarihte
Bankalar Caddesi ile ilgili önemli bir misyonu bulunan "Melek
Heykeli" olarak tanınıyor. Kapı üstü taş işleme desenleri ve insan
portresi üzerinde yer alan iki melek heykeli varlığını günümüzde
de devam ettiriyor.
Gerek Galata, Necatibey Caddesi gerekse Bankalar Caddesi’nde sıralı
yapıların mimari özelliği olan süslü cephelerinde figürler, geometrik
süslemeler, garland ve karyatid özellikler taşıyan binalarda değişik
uygulamalar görülebiliyor.
Bankalar Caddesinde yer alan bankalarda, bazı binalarda ejder
başlı aslan kabartmalarına, Kuledibi çevresinde kapı üstleri ikinci
kat pencerelerinde insan büstlerine, aslan başlarına sıkça rastlanıyor.
|
|
Binaları
süsleyen semboller
Geçmiş dönemlerde semboller, nazar boncuğu gibi kötü kuvvetleri
veya kötü bakışları, kem gözleri uzakta tutmak amacıyla binalara
eklenmiş. Bir hayvanın vücudu aslana ait iken, kanatları kartala,
kuyruğu yılana benzetilmiş. Özellikle bu üç vahşi ve kuvvetli
olan hayvanların sembolünü kullananlara kuvvet ve müdafaa verdiğine
inanılmış.
Bankalar Caddesinde yer alan tarihi binaların başında Merkez Bankası'nın
hizmet verdiği eşsiz yapı geliyor.
Banka binasının ön cephesinde bulunan ejder başlı kanatlı aslan
heykelleri binaya oldukça etkileyici bir anlam kazandırırken,
yüksek tavanlı binanın cephesinde ve ikinci kat üzerinde pencere
grupları üzerinde yer alan heykeller en az dört metre boyunda
yüksekliği ise 2 metreye yakın panolar halinde görkemli yapıyı
emsalsiz kılıyor.
|
|
Şişhane
Yokuşu'ndan Tepebaşı'na
En zengin süslere sahip heykelli binalardan biri de Galata Kulesi
ile Şişhane Yokuşunu bağlayan sokağın köşesinde, Bankalar Caddesinin
Şişhane tarafında bulunup 19. yy da inşa ettirilen ikinci derece
tarihi eser olan Frej Apartmanı bir başka deyişle Sarkuysan Şişhane
Binası.
Günümüz itibariyle turizm sektörüne hizmet vermesi planlanan binanın
ikili heykel grupları, sütun ve cephe süslemeleri hayranlık uyandırıyorYapının
heykel grupları müzede
sergilenen heykelleri aratmıyor.
Soldaki fotoğraf 23 Ocak'ta 2017 çekilmiş olup diğer fotoğraf
ise 1980 yılına ait.
Şişhane Yokuşu'nun devamında Tepebaşı’na doğru ilerlediğimiz zaman
görkemli Haliç manzarasına sahip binaların bazılarında rozetler,
cumba üzerine konulmuş hayvan figürleri, bina süslemeleri dikkat
çekiyor.
Odakule binası Tepebaşı’na açılan kapısının her iki yanında yer
alan binalarda ise oldukça farklı heykeller görülüyor. Bunlardan
Londra Oteli olarak hizmet veren tarihi yapının estetik harikası
balkon heykelleri aslan başları, büstler binaya bambaşka bir görsellik
kazandırıyor.
Bir çok ünlünün konakladığı tarihi bina önünde Pera turlarına
katılan turist kafilelerine özellikle durup mimari konularda bilgi
veriliyor.
Avrupa Pasajı (Aynalı Pasaj)
İstiklal Caddesi’nde yoğun olarak görebileceğimiz heykeller Galatasaray
Meydanın da ki Avrupa Pasajı’nın ikinci katında sıralanıyor. Dükkânlar
arasına konulan aynalar nedeniyle bir ismi de Aynalı Pasaj olan
Avrupa Pasajı, 1874 yılında Ohing ailesi tarafından yapılmış.
Rönesans dönemini yansıtan pasajın iç cephesinde Malta taşı, çatısında
cam ve ferforje kullanılmış.
Yangın geçiren ve 2003 yılında İngiltere Konsolosluğu önünde ki
patlamadan hasar görüp kapı üstünde bulunan renkli vitrayları
kırılan Avrupa Pasajı'nın üst kat pencere aralarında değişik meslekleri
simgeleyen kadın heykelleri, pasajı sanat galerisi gibi görünümüyle
ayrıcalıklı kılıyor.
Galatasaray
Çiçek Pasajı
Galatasaray Çiçek Pasajı girişinde yer alan görkemli yapının taç
kapısı üzerinde saat çevresinde görünen heykel ve büst yapıyı
farklı kılıyor. Büyük bir yangın geçiren pasaj geçtiğimiz yıllarda
yeniden restore edilerek yatılıyor.
Alkazar
Sineması
Beyoğlu’nda ki son heykelli yapı ise bir zamanlar Alkazar Sineması
olarak hizmet veren binanın daracık girişinde karşılıklı yer alıyor.
2000'li yıllarla beraber Beyoğlu sinemalarının birbiri ardına
kapanmasıyla Alkazar Sineması da sinema etkinliğini kaybetmiş
görünüyor.
Beyoğlu Galatasaray Meydanında yer alan yapıların birçoğunda arasında
Fransız Sarayı çevresinde, Galatasaray Postanesi bina yüzünde,
Taksim’ e yaklaşırken Rumeli Han girişi üzerinde bilhassa insan
başı ve aslan figürlere, büstlere sıkça rastlanıyor.
Galatasaray Lisesi kapısının her iki yanını ise yukarı doğru uzanan
taş kabartma desenler bulunan balık heykelleri süslüyor.
|
|
Roma, Paris, Berlin gibi birçok Avrupa kentleri ile kıyaslandığında
heykel fakiri olarak görünen İstanbul’da bir zamanlar Karaköy’e
konulan “Güzel İstanbul” heykeli Yıldız Parkı’nın ücra bir köşesinde
bekliyor.
Tophane Kılıç Ali Paşa Camisi karşısında bulunan zamanın iş ve
işçi bulma kurumu yanında ki parkta yer alan kolu başı, bacağı
kırık taş işçi heykeli de park yenilenme çalışmaları sırasında
Mart 2016 itibariyle kaldırılmış bulunuyor.
|
|
Geçmişten
Günümüze Pera
İstanbul Pera’da 19. Yy da Batıdan ithal edilen mimari tarz ile
yapılaşma çok katlı apartmanlar olarak kendini göstermiş.
Beyoğlu’nda
Fransa, İngiltere gibi çeşitli ülke elçilikleri kurulunca etrafında
da kiliseler ve yabancıların yaşadığı yerler haline gelmiş.
Beyoğlu 1870 yılında geçirmiş olduğu yangın sonrası Osmanlı, ahşap
yapıların inşaatına izin vermemiş.
Antik döneme ait mimari öğeler, işlevleri değiştirilerek batı
örneklerle birlikte harmanlanarak Neo-Klasik ve Neo-Barok yapılarda
uygulanmış.
Tünel’den Taksim’e uzanan cadde boyunca bu akımın az sayıda kalan
örneklerine günümüzde de tüm değişime, hızlı yapılaşmaya rağmen
rastlanıyor.
Türk mimarisine batılaşma ile giren korint düzeninden alınmış
garlandlar, Galatasaray PTT binası, Cite'r Roumelie gibi yapı
cephelerinde, girişler üzerinde, pencerelerin, balkonların etrafında,
sütunların bitimlerinde görülebilir.
Taşıyıcı görevi üstlenen Neo-Klasik üslupta yapılmış İon ve Korint
düzenlerinde sütunlar, İon sütun başlıklarından özgün örnekler
binaların ön yüzlerinde yer alırken Pera’yı farklı kılmaya devam
ediyor.
Emek Han
Beyoğlu'nun simge binalarından biri olan sinemasıyla ünlü Emek
Han'da yenilenen binalardan biri.
Tiyatro dekoru gibi ön cephesi bırakılıp geride kalan kısmı yıkılarak
yeniden inşa edilen, sineması tavan süsleri ile birlikte bir üst
kata taşınan Emek Han'ın temizlenen ön yüzünde ki heykeller, sütun
başları özellikle taç kapının üzerinde balkonlu katta 2016 Nisan
ayında tahta perdenin tamamen kaldırılmasıyla belirgin şekilde
göze çarpıyor.
.................... PERA'NIN
HEYKELLERİ FOTOĞRAF GALERİSİ................
|
|
Karaköy
Ziraat Bankası ve Yüksek Kaldırım Yokuşu Girişi Melek Heykelleri.
Karaköy
Ziraat Bankası heykelleri ve kartal heykelleri.
2017-2018 yılında da tadilatı süren binanın her iki cephesinde
yer alan dört adet kartal heykeli, iklim koşullarından doğabilecek
olumsuzluklara, dış etkilere karşı tedbir olarak aşağı düşebilecek
parçaların kırılma, dökülmelere, dağılmalara karşı file tel örgüyle
koruma altına alınmış.
Karaköy Meydanına açılan Yüksek Kaldırım yokuşunun başında yer
alan ve inşaatına 1911 de başlanıp 1913 de bitirilen yapı günümüzde
Sakıp Sabancı Üniversitesi tarafından toplantı amaçlı kullanılıyor.
Binanın kapı girişinde bir büst ve taş oyma süsler üst balkonun
her iki yanında yaklaşık bir metreyi aşkın boyda iki melek heykeli,
çatı pervazı altında aslan kabartmaları ile iki yılanlı büst ile
tamamlanan bina cephesi hayranlık uyandırıyor.
|
|
Günümüzde
rastlanmayan bu tip bina süslemeciliği 1900'lü yıllarda binayı
kötü ruhlardan, felaketlerden, nazardan koruma amaçlı aslan, yılan,
melek gibi figürlerle süslenirken güç kazanılacağı, kötülüklerin,uğursuzlukların
def edeleceği, bitki desenleri, meyvelerle bolluk bereket sağlanacağı
hedeflenmiş. Binanın bitiriliş tarihi ise çiçek, yaprak desenli
bir çelekle ölümsüz bir sanat eseri haline getirilmiş.
Karaköy Bankalar Caddesi Merkez Bankası ön cephesinde
bulunan motifli, aslan armalı, aslan başlı pencere üstü süsler.
Şişhane
Yokuşu Frej Apartmanı (Sarkuysan Şişhane Binası). Günümüz yozlaşmış
mimarisine tezat teşkil edecek şekilde mimaride estetik sergiliyor.
Roma, Viyana değil İstanbul
Şişhane Yokuşu Haliç'e hakim manzarasıyla oldukça geniş panaromaya
sahip olan 19. yy eseri Frej Apartmanı Ocak 2017 yılı itibariyle
sürmekte olan restorasyon bitiminde turizm alanında hizmet vermesi
planlanıyor. Yapının cephesinde yer alan heykel grupları, sütunlar,
süslemeler, kabartmalar görenlere sanki İstanbul Şishane'de değil
de Roma, Paris, Viyana gibi Avrupa kentlerinde bulunan göz kamaştırıcı
ihşamlı mimariyi anımsatıyor.
Galata
Kulesi Bankalar Caddesi arasında birbirinden ilginç eski Rum Mimarlar
tarafından inşa edilmiş yapılar yer alıyor. Yapıların ön cepheleri
yine aslan başları ve süslerle bezenmiş. iTepebaşı caddesi üzerinde
bulunan yapıların kat aralarına yerleştirilmiş süsler en az heykeller
kadar görkemli.
Beyoğlu
Tarlabaşı Odakule yanında bulunan Pera Müzesi cephesinde yer alan
bir çift konsol estetik görünümü yanında taşıyıcı görevi yüklenmiş.
Pera
Müzesinin cephesinde ki sütunlar, çeşitli cephe süsleri, hayvan
figürü yansıtılan kabartmalarla hareketlilik sağlanmış.
Tarihi değeri çok yüksek, adeta içi dışı bir tür müze olan Londra
Hoteli kemerleri, taş balkon korkulukları, sütün başlıkları ve
tabii iki heykeli ile seyirlik.
Pera
Palas Oteli yakınında bulunan ve bir zamanlar Amerikan Başkonsolosluğu
olarak kullanılan bina, konsolosluğun yeni yerine taşınmasıyla
günümüzde turizm hizmeti veriyor. Binanın cephesinde insan büstleri
ile çatısında kartal heykeli barındırıyor.
Tünel
Meydanında köşe başında bulunan uzun süre ABC Kitapevini barındıran
bina restorasyon sonucu temizlenerek gerçek renklerine kavuştu.
Tünel'de Galipdede yokuşu başında ki binanın pencere üstleri ve
kat aralarında bulunan büstler adeta arkeoloji müzeleri heykellerini
aratmıyor.
Tünel
Meydanında önceleri ABC Kitapevinin, günümüzde tasarım dükkanın
yer aldığı binanın pencere kemer üstlerinde bulunan heykellerin
her biri ayrı portrelerden oluşuyor. Binanın yan sokağında İETT
Müdürlüğü tarafında ki cephesinde üçüncü kat pencerelerini iki
farklı heykel başı süslüyor.
Beyoğlu'nun
Tünel'e yakın mevkiinde İsveç Konsolosluğu yanında bulunan Botter
Apartmanı, İtalyan mimar Raimondo d’Aronco tarafından 1900’de
terzi Jean Botter için konut olarak tasarlanıp inşa edilmiş. Yapının
balkon demirleri ve üzerinde ki metal çiçek süsleri de en az yapıda
ki taş işçilik kadar göz dolduruyor.
Botter
Evi. Bir asrı çoktan devirmiş olan binanın bakımsızlıktan, soğuk,
sıcak, kar, yağmur, rüzgar gibi iklim koşullarından ve kirli havanın
etkisiyle kararmış, harap olmaya başlamış olan ön cephesi kapı
girişinden itibaren birbirinin tekrarı olmayan her katı özgün
süslerle dolu.
Beş
katlı Botter Evinin özellikle dördüncü kat hizasında sağ ve sol
başta bulunan, aşağı doğru bakan kabartma yüzler ebat ve bulunduğu
seviye nedeniyle İstiklal Caddesi’nde yürüyenlerin pek dikkatini
çekmese de Beyoğlu’nda bulunan diğer heykellerden daha farklı
ve çok çarpıcı ifadeler taşıyor.
Venedik Karnavalı maskelerini anımsatan yüz ifadeleri günümüzde
metruk olarak bekleyen, önünde sokak müzisyenlerin zaman zaman
canlı performans sergiledikleri İtalyan mimarisinin itibarını
zedeleyecek durumda ki bina reklam afişlerinin, ilanların panosu
olmuş durumda.
İstiklal
Caddesi'nde sürekli binaları yenileme çalışmaları yapılıyor. Bunlardan
biri olan bu binada Galatasaray Tünel arasında Paşabahçe Mağazası
yanında bulunan İstanbul Barosu. Binanın ilk katı balkonunun her
iki yanında insan boyutlarında bir elinde kılıç, diğer elinde
terazi olan gözleri bağlı iki kadın heykeli yer alıyor.
|
|
Yapıya
sonradan ilave edildiği sanılan heykellerin binanın cephe boyası
ile aynı renge boyanması herkele olan dikkati azaltıyor.
Özellikle terazinin, kılıcın, elbisenin, tüm heykelin bina ile
aynı renge boyanmış olması, İstanbul Barosu binasının renginin
değişmesi halinde heykellerin de renginin mavi, yeşil gibi renklere
bürünür mü sorusunu akla getiriyor. Roma, Viyana, Berlin, Paris
gibi heykelleriyle ünlü kentlerde rastlanmayan bu uygulama dikkat
çekiyor. Öte yandan süslü binanın önünden geçen kablolar tüm estetiği
kirletiyor.
|
|
Santa
Maria Kilisesi
Kilisesi ve Santa Maria Han.
Çeşitli yangınlar sonrası en son olarak 1904 yılında II. Abdülhamid’in
izniyle İtalyan Mimar Guglielmo Semprini tarafından inşa edilmiş
Santa Maria Draperis Kilisesi önünde Beyoğlu Caddesi üzerinde
aynı inşa tarihli neoklasik üslup taşıyan Santa Maria Han’ın ön
cephesi ikinci katında bir Meryem heykeli yer alıyor. Hanın dış
cephe frizleri, iyon tarzı silindirik sütun ve sütun başlıkları,
konsolları ile diğer yapılara nazaran farklılık arz ediyor. Günümüzde
dikkat çekmeyen heykel, bina cephesine kurulu bulunan iskele nedeniyle
yoldan rahatça görünmüyor.
|
|
Beyoğlu
gezimizde binaları seyre devam ediyor, Tünel Mevkiinden Galatasaray
Meydanı'na doğru ilerlediğimizde sağ kolda yenilenmiş köşe taşları,
aslan başları, pencere çerceveleri beyaza boyanarak bina cephesinde
gri fonda daha belirginlik kazandırılmış bir yapı görülüyor. Bu
yapının hemen karşısında ise dantel gibi işlenmiş dökme demir
korkuluklu balkonları altında, yaprak çelenkler arasında caddeyi
seyreden masum yüzlü heykel başları bulunuyor.
Mısır
Apartmanı. Konumuz Pera’nın Heykelleri olmakla beraber Beyoğlu’nda
ki sayılı binalardan biri olan Mısır Apartmanı cephesinde diğer
yapılardan farklı olarak heykel veya büst bulunmuyor. Buna rağmen
İstanbul’un ilk betonarme binalarından biri olan Mısır Apartmanı
cephe süslemeleri çeşitleri, kuleler, çıkmalar, pencere süsleri,
balkonları nedeniyle tam bir sanat eseri görünümü taşıyor.
Galatasaray Meydanı YKB ile St. Antuan Katolik Kilisesi arasında
yer alan köşe başında ki binanın önünden geçenler belki de göz
hizasında bulunan mağazaların vitrin cazibesine kapılıp üst kat
süslemelerini durup incelemiyorlar ama kremalı pasta görünümlü
yapının üst katları heykeller kadar seyirlik gizemli kuleler ve
süsler taşıyor.
Mısır Hidivi Abbas Halim Paşa’nın isteği üzerine Ermeni mimar
Hovsep Aznavuryan’a 1905 yılında, 6 kat olarak beş yılda, kışlık
konak olarak yaptırılmış. Fransa’dan getirtilen malzemeyle inşa
edilen binanın 6. Katı teras ve çamaşırhane amaçlı olarak tasarlanmış
kendine has üslubunda ki bina 1940 yılı sonrası tadilat geçirmiş,
üzerine 7 ve 8. Katlar ilave edilmiş. Mehmet Akif Ersoy, Mithat
Cemal Kuntay gibi şairlere, Cemal, Nedret ve Lütfiye ile Canan
Yaka gibi terzi ve modacılara, Safiye Ayla, Emel Sayın, Muazzez
Abacı gibi sahne sanatı icra edenlerle Hüsamettin Cindoruk gibi
siyasetçilere ev sahipliği yapmış. Ulu Önder Atatürk’ün de dişçisinin
muayenehanesinin Mısır Apartmanı’nda bulunması nedeniyle bu binaya
geldiği biliniyor.
|
|
Beyoğlu
binalarının caddeye bakan cepheleri pencere kemerleri üzeri,
balkon altları, kapı girişlerinin
heykel başları ile süslendiğini görüyoruz. Yapıların bir çoğunda
heykel başlarının yanısıra demir kullanmadan tasarlanmış balkon
korkulukları, cephelere monte edilmiş yaprak figürileriyle yapıya
hareket kazandırılmış.
Galatasaray
- Tünel mevkii arasında yoğun olarak yer alan 19.yy ve 20.yy başlarında
inşa edilmiş olan yapılarda döneminin mimari tarzı, üslup özellikleri
neyse, uygulanacak binanın cephe genişliği, kaç katlı olduğuna
bakılmaksızın özenle yansıtılmıış. Zaman içersinde ihtiyaçtan
doğan tadilatlar nedeniyle bazen kat ilaveleri yapılmış, bazen
ahşap çerçeveler yeni çıkan malzemelerle değiştirilmiş, buna rağmen
karakteristik yapı, çatısı, boyası, badana renkleri değişse de
aynı kalmış. Bu da hiç şüphe yok ki Pera'nın batıya dönük mimari
tarzını İstanbul'un diğer semtlerden daha ayrıcalıklı kılmış.
Galatasaray
Meydanı'nda bulunan Çiçek Pasajı karşısında yer alan yapının üst
katlarına doğru anıtlaşan, adeta tarihi eser hüviyetine bürünmüş,
asil bir mimari ile karşılaşıyorsunuz. Yol hizasından baktığınız
zaman binanın cephesinin çıkmaları üzerinde ve her iki yanında
hiç de öyle dikkat çekecek ebatta olmayan iki çift büst farkediliyor.
Bu yapıda dikkatimi çeken farklı bir unsurla karşılaştım. Türkiye'de
gezdiğim kent heykellerinde, heykel sergilerinde, heykeltraşlarla
yaptığım
röportajlarda, müzelerde çektiğim
binlerce heykelden farklı bir taraf vardı. Kanaatimce Beyoğlu'nu
seyreden konumda birbirinden farklı tipler yansıtılan büstlerin
tek ortak özelliği taş olmalarına rağmen taşıdıkları gülümser
ifadeler olmaları. Zira heykeltraşlıkta taşı güldürmek zor olsa
gerek ki gülen
heykele pek rastlanmaz.
100-150 yıl öncesine dayanan geçmişleriyle Beyoğlu heykellerinin
belki antik dönemlerde yapılmış, günümüzde Efes, Antalya, Side,
Afrodisias, İstanbul Arkeoloji Müzeleri başta olmak üzere sergilenen
büstler heykeller kadar tarihi değerleri yok, fakat konumları
binaların dış cephelerine kazandırdıkları etkileri, bitki yaprakları,
çiçekleri, geometrik desenler, İon sütünları, sütün başlıkları,
pencere kemerleri, balkon korkulukları, cumbalar, çatı pervazları
ile bütünüyle bakıldığı zaman yapının dışı böyleyse içi nasıldır
acaba diye merak uyandırıyor.
|
|
Büstlerin
simalarında rastlanan göz bebeklerinde ki, bakışlarında ki, gizli
gülümser ifade taş materyal kullanılmasına rağmen hayranlık uyandırıyor.
Sağda ki fotoğraf ise Galatasaray Lisesi Abidevi kapısının her
iki yanında bulunan balıklardan.
Galatasaray
Tokatlayan Han yanında bir yapı, Çiçek Pasajı Kapı girişi sütun
ve heykelleri. Günümüzde Galatasaray Müzesi olarak hizmet veren
geçmişte Galatasaray Postahanesi olarak bilininen yapının tam
karşısında yer alan Galatasaray Lisesinin süslü kapı girişinde
ki iki balık heykelinden biri. İşte
Beyoğlu'nun mimarisinden üç fotoğrafla, günümüzün beton blokları
ile mukayese edilemeyecek kavramlar sergileyen yapı detayları
ve panoramaları.
1876 tarihi taşıyan Çiçek Pasajı girişinde
taşıyıcı ve bezeyici işlevi gören heykeller ile
garland,
karyadit süslemeler
.
Çiçek Pasajı'nı süsleyen heykeller, büstler sadece
ana caddeye bakan cephede değil, Balık Pazarı sokağına bakan cephede
de bir çift büst yer alıyor.
Galatasaray
Meydanı Avrupa Pasajı (Aynalı Pasaj)
Galatasaray
Meydanında bulunan Avrupa Pasajı, bir ismi de Aynalı Pasaj olan
çarşıda ki heykellerinden bir bölüm.
(Heykellerin tümünü fotoğraflayabilmek için her dükkandan izin
alıp üst katına çıkmak, her pencere karşısına denk gelen heykeli
çekmek gerekiyor.)
Dükkânlar
arasına konulan aynalar nedeniyle bir ismi de Aynalı Pasaj olan
Avrupa Pasajı, 1874 yılında Ohing ailesi tarafından yapılmış.
Rönesans dönemini yansıtan pasajın iç cephesinde Malta taşı, çatısında
cam ve ferforje kullanılmış.
Yangın
geçiren ve 2003 yılında İngiltere Konsolosluğu önünde ki patlamadan
hasar görüp kapı üstünde bulunan renkli vitrayları kırılan Avrupa
Pasajı'nın üst kat pencere aralarında değişik meslekleri simgeleyen
kadın heykelleri, pasajı sanat galerisi gibi görünümüyle ayrıcalıklı
kılıyor.
Galatasaray
Meydanı çevresinde yer alan binalar insan yüzlü roliefler bakımından
en zengin yer denebilir. Avrupa pasajı karşısına baktığımız zaman
bina cephelerde yer alan tablo misali insan yüzü figürlü heykellerle,
gül
figürlü garland,
karyaditlerle süslü
cepheler büyüleyici güzellikler sergiliyor.
Galatasaray
İngiliz Konsolosluğu karşısında Maron Otele bitişik binanın cephesinde
iki sütunda ikinci ve dördüncü kat hizasında yer alan ve farklı
ifadeler taşıyan dört adet aslan başı, binaya hem estetik hem
güç hem de farklılık katıyor.
Galatasaray
Meydanı İngiliz Konsolosluğu karşısında bulunan mermer üsülerle
bezeli, sütunlu, alınlıklı, cumbalı beş katlı binanın aslanlı
cephesi.
Yine
Beyoğlu Galatasaray Meydanında, Avrupa Pasajı karşısında aynı
sırada ünlü uğrak yeri hard Rock Kafe'nin bulunduğu binaya baktığımızda,
yapının giriş katı alnında dört aslan başı görüyoruz. Bu aslan
başları diğerlerinden farklı olarak ağızlarında yağmur suyu tahliye
çıkışı barındırıyor.
Galatasaray
Lisesi karşısı Postane Binası ve Büyük Londra Hoteli aslan başı
duvar süsleri
Gümüssuyu
Japon Konsolosluğu yanında bulunan ve 2016 yılıyla birlikte restorasyona
giren binanın heykelleri,
garland ve
karyadit cephe
süsleri.
Gümüşsuyu'nda ki binanın cephesi ve Japon
Konsolosluğuna bakan yüzünde ki konsolları, balkonları,
çıkmaları, kapı girişi üstü ve bir
katı çepecevre saran heykel başları, süsleri ile
yapıya hayranlık uyandıracak güzellikte müze, hatta yaşanası güzellikte
ruhu olan bir saray görünümünü kazandırıyor Fransız Art Nouveau
tarzında inşa edilmiş, 120 yılı aşkın geçmişi olan binanın dördüncü
katında Boğaziçi Köprüsü'nden, Sarayburnu'na dek uzanan panaromaya
sahip, saray konforuyla döşenmiş 10 odasıyla hizmet veren Maron
Bosphorus Palas yer alıyor.
Beyoğlu'nun
1874 inşa tarihi taşıyan süslü binalarından birisi olan Zanni
Apatrmanı. Gümüşsuyu'nda ki Alman Konsolosluğu
karşısında yer alan bir binanın cephesinde üst katlarının pencereleri
altında çiçek kabartmaları, pencereler
arasında büyük boy insan portresi
yer alıyor.
Taksim Sıraselvilerde ki binanın sanat eseri görünümlü cumbasının
her iki yanında da bulunan sütun başlıklarında ise melek yüzlü
portreler bulunuyor.
Beyoğlu
Galatasaray, Tünel, Kuledibi çevresinde yer alan binalarında aslan
başları
bir kısmı hava şartlarından yağışlardan yıpranmış, aşınmış, çatlamış.
Beyoğlu
Galatasaray, Tünel çevresinde yer alan bina süsleri
Tünel
Galatasaray arasında bulunan yapıların bazılarında ve Galatasaray
Çiçek Pasajı karşısında ki Güney Palas cephesinin üst katlarında
bir çift büst görülebiliyor.
Kuledibi'nde bina süsü heykel başı. Yapının her kat arasında,
pencere hizasında ve sokağa bakan büstlerin önceki ve sonra ki
yıllarda görünümleri.
Her iki fotoğrafın çekim tarihleri arasında 35 yıl bulunuyor.
Yıllara meydan okuyan bina süslerinde olumsuz hava şartları sebebiyle
oluşan çok küçük
delikler, aşınma dikkatli gözlerden kaçmıyor.
Karaköy'den
Yüksek Kaldırım Yokuşunu tırmanmaya başladığınız zaman karşınızda
Galata Kulesine çıkan yokuş başlarken sağ kanatta eski ve zarif
bir yapı yer alıyor. Pera'ya has uslupta inşa edilmiş binanın
cephesinde ki altı adet büst, yapıyı diğerlerinden ayırmaya yetiyor.
Yüksek
Kaldırım Caddesi üzerinde ve caddeye açılan sokaklara cephesi
olan yapılarda, yaklaşık 1900'lü yıllarda yapılmış 100 yıllık
bir çok heykelli veya büst taşıyan binaya rastlanıyor. Heykellerin
hiç biri diğerini tekrarlamazken bir çoğunda heykelde az görülen
gülümseme gibi ifadeler bulunuyor.
Pera'nın Heykelleri başlığı ile çıktığım yolun merkezine binalarda
ki heykelleri koymuştum, ne var ki en az heykeller kadar cepheleri
süsleyen taş oyma süsler, kabartmalar Şishane Yokuşu, Beyoğlu'na
açılan arka sokaklarda yer alan heykelsiz binaları da heykel gibi
seyredilesi hale getiriyor.
Beyoğlu
İstiklal Caddesinin bir başka tarihi yapısı olan Halep Pasajlı
binanın üst katlarına doğru katığımız zaman, kat pencere kemerleri
üstlerinde mitelojik heykelleri andıran büstlerden ziyade gür
bıyıklı Osmanlı portrelerine benzerlik gösteren heykel başlarına
rastlıyoruz.
Beyoğlu'nun yıkılıp yeniden yapılan yapılarından
biri olan Ağacami yanında ki Demirören AVM'nin cephesinde bulunan
iki heykel grubu, binaya bambaşka bir hava kazandırırıyor.
Beyoğlu
İstiklal Caddesi üzerinde yer alan garland ve karyatid usluplarına
sahip binalar
Beyoğlu
İstiklal Caddesi üzerinde Galatasaray Postanesi yanında yer alan
garland ve karyatid usluplarına sahip binalar
Beyoğlu
İstiklal Caddesi üzerinde helen 2016 Nisan ayı itibariyle restorasyonu
sürmekte olan Rumeli Han girişi, kimyasal maddeler ve tazzikli
sularla taşlara zarar vermeden yapılan temizleme ile Cite Roumelie'nin
gerçek rengi ortaya çıkıyor, taş işleme sanatında ki detaylar
belirginleşiyor.
2016 yılı Mayıs sonu itibariyle restorasyon sonu
iskeleler söküldü ve bütünüyle ortaya çıkan (Cite Roumelie) Rumeli
Han girişinin yeni görünümünde eski Türkçe yazılar altın yaldız
boya ile boyanırken, diğer yerler temizlenip orijinal haliyle
korundu.
Karaköy
Bankalar Caddesi Merkez Bankası duvarında yer alan Ejder başlı
kanatlı aslanlar ve Beyoğlu Galatasaray Tünel arasında bir yapı
cephesi
Neo-Barok
ve Neo Klasik üslupta görünen Alkazar Sineması kemerli girişinin
iki yanında İon düzeninde ki karyatidler, antik mimaride taşıyıcı
görevi üstleniyor.
|
|
|
|