|
1- Kitap Adı : "Kızıl Vazo"
(Edebi Roman)
Yazarı : Peride Celal
Kitabevi : Semih Lütfi Kitabevi
Fiyatı : 50 kuruş
Semih Lutfi'nin ucuz romanlar serisi
2- Kitap Adı : "Necla"
Yazarı : Güzide Sabri
Kitabevi : Semih Lütfi Kitabevi
Fiyatı : 75 kuruş
Semih Lutfi Kitapevi ucuz romanlar serisi
3- Kitap Adı : "Beş Hasta Var"
(Roman)
Yazarı : Ethem İzzet Benice
Kitabevi : İnkilap Kitabevi
Fiyatı : 4000 kuruş
Yılı : 1961
4- Kitap Adı : "Yosma"
Yazarı : Ethem İzzet Benice
Kitabevi : İnkilap Kitabevi - Üçüncü Basılış
Fiyatı : 150 kuruş
5- Kitap Adı : İtiraf (Roman)
Yazarı : Oğuz Özdeş
Kitabevi : İnkilap Kitabevi
Fiyatı : 50 kuruş, ciltlisi 85 kuruş
Yılı : 1942
6- Kitap Adı : Çingeneler
Yazarı : Osman Cemal Kaygılı
Kitabevi : Etiman Kitabevi
Fiyatı : 75 kuruş
Yılı : 1939
7- Kitap Adı : Sanera
Yazarı : Suzan Sözen
Fiyatı : 5 lira, ciltlisi 7,5 lira
Yılı : 1963
8- Kitap Adı : Gecelerin Koynunda
Yazarı : Turan Aziz Beler
Kitabevi : Maarif Kitaphanesi
Fiyatı : 150 kuruş
Yılı : 1944
9- Kitap Adı : Beyaz Selvi
Yazarı : Halide Nusret Zortuna
Kitabevi : Uğur Kitabevi
Fiyatı : 125 kuruş
Yılı : 1945
İşte kitaptan ilk satırlar;
Mavi sulara düşen güneş, sanki orada hemen eriyiverdi. Denizde birden
kaynaşan renk ve ışık tufanı; geniş göklere ve parkın ihtiyar ağaçlarının
tepelerine salkım salkım parıltılar astı.
10- Kitap Adı : Şeker Osman
Yazarı : Yusuf Ziya
Kitabevi : Sühulet Kütüphanesi Neşriyatı
Fiyatı : 40 kuruş
Yılı : 1932
Kapak : Münif Fehim
Birinci Kısım;
Kah kah kah kah kah.....
Büyük salonun yanındaki, kandilli, tesbihli, küçük şark odasından
Fahemet'in kahkahaları geliyordu. Tevfik, Şükran, Emine, bu kahkahalara
doğru koştular.
11- Kitap Adı : Fatih Harbiye
Yazarı : Peyami Safa
Kitabevi : Sühulet Kütüphanesi
Fiyatı : 100 kuruş, ciltlisi 125 kuruş
İlk sayfadan 2. paragraf:
Nihayet bu yorgunluk sesinden bütün vücuduna ve şuuruna geçti; Kolunun
altına sıkıştırdığı kemençe ağır geliyordu; hafif uzamış tıraşı, aynaya
bakılmadan bağlanmış boyunbağı, kemençe sürtünüşleri ile sağ dizi
ütü tutmaz bir hale gelen pantolonu, tozlu potinleri, Şinasi için
ayrı ayrı birer mesele oldular, kendilerine dikkat ettirmeye başladılar
ve ağırlaştılar.
….
Karanlık bu mahallede erken basar. Neriman akşamın bu saatlerinde,
evde bulunmaya artık tahammül etmez olmuştu. Evvelce dikkat bile etmediği
küçük şeylere bugün ehemmiyet veriyordu.
Mindere uzandı. Odaya geceyi erken getiren bu kafeslerin deliklerinde,
karanlıkların git gide lapalaşmasına bakıyordu: Dört köşe delikler
çizgilerinin sertliklerini kaybettiler ve deyirmileştiler. Beyaz tül
perdeler karardı. Helvacıların geçtiği saat. Her şey susar ve yalnız
onların sesleri duyulur. Sakız gibi incele incele uzanan ve ta uzaklara,
sokak diplerine bulaşan ezik, yapışkan sesler. Günün ışığı ile beraber
çekilirler, giderler. O vakit her şey kararır, söner, her canlı şey
siner.
12- Kitap Adı : Alev Dalgaları
(Aşk, ihtiras, seyahat ve his romanı)
Yazarı : M.Fahrettin Pekkan
Kitabevi : Cumhuriyet Matbaası
Yılı : 1943
Lizinda ile çalışan bir akordeon, bir de kitar vardı. Bu çalgıcıların
ikisi de Singapurlu idiler. San’atlarında oldukça mahir ve ihtisas
sahibiydiler. Lizindanın söylediği şarkıları kıvrak namelerle ateşliyerek
dinliyenlerin gönüllerini tutuşturabiliyorlardı.
Lizindanın söylediği parçalar arasında (Alev Dalgaları) isimli çoşkun
ve çok güzel bir şarkı, bilhassa rağbet kazanmıştı. Bu şarkı her akşam
birkaç sefer söyletilmeden Lizindanın sahneden çekilmesine müsaade
olunmuyordu. Bu şarkıyı müteakıp kopan alkış tufanı, ortalığı yıkıyordu.
Gemiciler ayağa kalkıyor, bağırışıyor ve (Alev Dalgaları)nın tekrarını
istiyorlardı.
Bu şarkıyı herkes gibi ben de çok seviyordum. Lizinda onu söylerken
mehtabın altında uzayan ve genişliyen cenup sularının küçük dalgaları,
bakışlarımı çekerek, uzaklarda suların gökle dudak dudağa geldiği
ve kurşuni tül örtülerin ardına gizlendiği derinliklere kadar götürüyordu.
13- Kitap Adı : Vahşet
(Aşk, macera, seyahat romanı)
Yazarı : Yusuf Ziya
Kitabevi : Arif Bolat Kitabevi
Fiyatı : 125 kuruş
Yılı : 1944 - İkinci basılış
Gemi düdüğünün çalması için kullanılan ipi çektim. Evvela boğuk sonra
da kalın ve acı bir ses dalga dalga ufuklara yayılmaya başladı. Bu
kaptanın son emriydi!...
Hüzün ve yeis içinde gemiyi terk ediyorduk. Merdiven başına geldiğim
zaman, Salah kaptanın önünde bir dakika kadar hürmet vaziyeti alarak,
onu Seyyal ile beraber son defa selamladım.
14- Kitap Adı : Türk Korsanları
(Büyük Türk Romanı)
Yazarı : Aptullah Ziya Kozanoğlu
Fiyatı : 250 kuruş
Yılı : 1950 - Beşinci basılış
Korsan Oruç Reis -Provada düşman var! Bir gök gürültüsünü andıran
bu ses geminin içinde sanki bir fırtına kopardı. Yelkenler üzerinde
bir rüzgar esti. Güvertede kasaraların üstünde mizana ve trenkete
direklerinde sayısız korsan kum deryası gibi kaynaştı. Palabıyıklılar,
kesik kollular, kelleleri kazınmışlar, tunç vücutlarında en aşağı
bir kaç yara izi taşıyan genç leventler çabuk fakat telaşsız yerlerine
geçtiler. Geminin ön kasarasında rüzgar ve hülyalarla sarsılarak yedi
telli sarı (liri*) göğsüne basıp bir his ve heyecan kaynağı gibi kalbinden
denize şelaleler döken Sinan Reis ayakta yabancı bir gölgenin direklerini
seçince sazı fırlatıp o korkunç narayı atmıştı
-Provada düşman var!
Güvertede biriken korsanların arasında, gelen gemiyi seçememekten
doğan bir heyecan başlamıştı.
-Allah bilir gelen Sen Con (Saint Jean) şövalyeleridir!
-Onlar burada ne arar be?..
-Yoksa Cenevizliler mi?..
-Nereden geçiyoruz babalık? İkikalp beşliğe bahse girerim ki Rodos
hakimi ve Sen Con Beyi Piyer de Busson'un korsanları geliyor.**
İçlerinden birisi bu son söz üzerine ağzıyla uzun bir ıslık çaldı.
* (Lir-Midilli Adası'ndan çıktığı söylenen bir nevi sazdır).
** O zamanlar Rodos şehrine "Saint Jean Şövalyeleri hakimdi.
Başlarına "Grand Maitre" derlerdi. Vaka'nın geçtiği tarihte
başları Fransız "Pierre d'Aubusson de la Feuillade" idi,
şeklinde not düşülmüş.
15- Kitap Adı : Zümrüt
Yazarı : İhsan Koza
Kitabevi : Nebioğlu Yayınevi- İstanbul Tan Matbaası'nda basılmış
Fiyatı : 200 kuruş
Yılı : 1947
Kapak : Ressam Sururi
16- Kitap Adı : Cenup Aşkı
Yazarı : M.Fahrettin Pekkan
Kitabevi : ABC Kitabevi
Fiyatı : 75 kuruş
Kapak : Ali Güven
17- Kitap Adı : Son Tango Siyah
Gözler
Yazarı : Baha Vefa Karatay
Kitabevi : Çığın Yayınevi
Fiyatı : 50 kuruş
Yılı : 1941 (İkinci baskı Güven Basımevi)
18- Kitap Adı : Karagence Estergonda
(Büyük Türk Romanı)
Yazarı : Oğuz Özdeş
Kitabevi : Türkiye Yayınevi
Kapak ve iç resimler : Nihat Öcal
"Doğru mu yaptım? Yoksa yanlış mı hareket ettim?
diye başlıyan kitapta anlatılan olayların bazıları çizgilerle resmedilmiş.
Kitaptan bir paragraf. Karapençe Estargon’da Karapençe Gran suyunun,
Tuna nehrine karıştığı yerde kurulu olan Estergon’a Murat’ın yol kenarında
ki ağaçların gövdelerine koyduğu X işaretlerini takip ederek o gün
akşama doğru ulaştı. Nehirin sahilinde uzanan şehrin varoşları, oldukça
ağaçlıktı. Asıl şehir bir tepe üzerine kurulmuşve etrafı surla çevrilmişti.
Surların içinde ki şato ve camiye çevrilen büyük kilise, çok uzaklardan
fark ediliyordu.
İkindi üzeri başlayan ilkbahar yağmuru dinmiş, ortalığı mis gibi bir
koku kaplamıştı.
Kitaptan bir başka paragraf. Ölümden sonra diriliş.
Karapençe, elli kulaç yükseklikteki uçurumdan Tuna Nehrine öyle şiddette
düşmüştü ki, adeta kendisini kaybetmişti. Fakat Karabulut bir harikaydı.
Koşmasını bildiği kadar suya düşmesini de iyi biliyordu.
Halbuki Karapençe’nin peşine düşen Fransız muhafızlar, tepe takla
Tuna’ya dökülmüş ve hemencecik sulara gömülerek hiç biri kurtulamamıştı.
Karabulut bir insan gibi yüzerek nehirin sahiline çıkmıştı. Karapençe
uçurumun üstünden sulara şiddetle düşmekten dolayı, geçirdiği şokla
baygın bir haldeydi.
Nehirden sahile çıkan Karabulut, üzerine adeta kapanmışçasına duran
Karapençe’ye sığınacak yer arar gibi etrafına bakındıktan sonra Tuna’nın
aktığı istikamete doğru yürümeye başlamıştı.
Karabulut, Karapençe’yi nereye götürüyordu acaba? Üzerinde ki sahibinin
bitkin ve kendini kaybetmiş bir halde olduğunu sanki biliyor, gayet
ağır adımlarla ilerliyordu.
Böylece Karabulut’un yol alması iki gün, iki gece devam etti. Ne Karabulut
bir şey yedi, ne Karapençe. Nihayet ikinci günün sonunda, Karabulut
ormanlıkta, ağaçlıklar arasında bulunan tahtadan yapılmış bir kulübenin
önünde durdu ve arka arkaya iki defa kişnedi….
19- Kitap Adı : İmparatoriçe İREN
Yazarı : Kerim Sam
Kitabevi : Emniyet Kütüphanesi
Fiyatı : 150 kuruş
Yılı : 1946
20- Kitap Adı : Zümrüt Gözlü Sultan
Yazarı : Ragıp Şevki Yeşim
Kitabevi : Türkiye Yayınevi
Fiyatı : 6 lira
Yılı : 1965
Kapak : Nihat Öcal
21- Kitap Adı : Sulara Giden Köprü
Yazarı : Halit Fahri Ozansoy
Kitabevi : İkbal Kitabevi
Fiyatı : 50 kuruş
Yılı : 1939 - Kenan Basımevi
22- Kitap Adı : Sensiz Yaşayamam
(Aşk ve ızdırap romanı)
Yazarı : İlhan Özükıl
Kitabevi : Arif Bolat Kitabevi
Fiyatı : 100 kuruş
Yılı : 1944
23- Kitap Adı : "Ciğerdelen"
Yazarı : Safiye Erol
Kitabevi : Becid Basımevi
Yılı : 1946
24- Kitap Adı : Beni Anlayamadın
Yazarı : İsmet Ziya Şakir
Kitabevi : Arif Bolat Kitabevi - Ahmet İhsan Matbaası
25- Kitap Adı : İsterik Kadın ve
Bir Toy Delikanlı
Yazarı : Fuad Gücüyener
Kitabevi : Ahmet Sait Matbaası
Fiyatı : 100 kuruş
Yılı : 1944
S. IX. 944 Kınalıada
26- Kitap Adı : Cumbadan Rumbaya
Yazarı : Serren Bedi
Kitabevi : Kanaat Kitabevi
Yılı : 1936
Romanın son sayfasında;
Kalplere vur bir zımba
Rumba da rumba rumba
Gülümsedi caz banda bakarak, kendikendine:”Al sana rumbanın alası”
dedi.
Sonra yanı başlarından geçen bir garsona emir verdi.
Çalgıcılara söyle, bu danstan sonra bir rumba çalsınlar..
Ve rumba çalmaya başlayınca Selim’le beraber dansa kalktı. Bu, gelinle
güveyin ilk danslarıydı.
Bir alkış koptu.
Ahenkli oynuyorlardı.
O kadar ki, beyazlar içinde ışıktan bir yapılış gibi yükselen Karagümrüklü
deli Cemile’nin nereden geldiğini bilmiyenler, onun ilk âlem arasında
yaptığı hızlı seyahatin hiçbir anını, hiçbir adımından anlıyamazlardı.
Fakat davetlilerin çoğu, cumbadan rumbaya atlayan bu deli kızın mazisini
biliyorlardı. Bilmedikleri şeyi de o gün öğrendiler: Meğer deli Cemile
hepsinden akıllı imiş.
463 sayfalık, 1936 tarihli roman, Cumbadan Rumbaya atlayan deli kızın
hikâyesi olarak SON yazısıyla bitiyor. İstanbul – Şirketi Mürettibiye
Basımevi – No 73
27- Kitap Adı : Çayır Güzeli
Yazarı : Ziya Şakir
Kitabevi : Evrendilek Kitabevi , Ak-ün Basımevi
Yılı : 1944
28- Kitap Adı : Kürk Manto Kurbanları
Yazarı : Danış Remzi Konak
Kitabevi : Ak-ün Basım ve Yayınevi
Yılı : 1946
Basan ve Yayan Anadolu Türk Kitap Deposu
29- Kitap Adı : Erkek Sabahat
(Mizah romanı)
Yazarı : Aziz Nesin
Kitabevi : Ercan Matbaası
Yılı : 1957
Erkek olan kadının hatıraları
30- Kitap Adı : Afrodit Uyanıyor
(Tarihi aşk ve ihtiras romanı)
Yazarı : İhsan Boran
Kitabevi : Vakit Basımevi
Fiyatı : 150 kuruş
Yılı : 1947
31- Kitap Adı : Okşanmayan Kadın
Yazarı : Selami İzzet Sedes
Kitabevi : İnkilap Kitabevi
Fiyatı : 150 kuruş
Yılı : 1944
"Şişli'den Maçka'ya, Maçka'dan Taksim'e kadar herkesin ağzındaydı;
balolardan, danslı davetlerden kokteyl partilerden briç ve Majong
toplantılarından eksik olmayanların hemen hemen hepsi işin farkında
idi.
…..
Galip tam bir saat bekledi. Bir müddet kapanmakta olan dükkânların
camekânlarını, satıcıların bir an evvel gitme telaşlarını, seyyarların
işportalarını toplamalarını seyretti. Yedi buçukta koca yokuşta in
cin kalmadı. Son kalan bir iki dükkâncı da gittikten sonra yoldan
el etek çekildi.
Saatine baktı. Günderen nerede kalmıştı?. Yukarı çıkan on beşlik iki
külhanbey baktılar:
Moruğu akşam pazarına çıkarmışlar!...diye alay ettiler.
İşitmemezlikten geldi… Günderen nerede kalmıştı?
Hayır nerede kalmıştı değil, nereye gitmişti? Bütün dükkânların kapandığı
bu saate genç bir kadının Mahmutpaşa yokuşunun arka sokaklarında ne
işi olabilirdi?
32- Kitap Adı : Yeşil Babanın Tesbihi
Yazarı : İlhami Safa
Kitabevi : Maarif Kitaphanesi
Yılı : 1944 - İstanbul Gün Matbaası
33- Kitap Adı : Köye Giden Gelin
Yazarı : Rakım Çalapala
Kitabevi : Güven Basımevi
Yılı : 1950
Kapak : Sururi
Roman Sedat Simavi'nin kitap hakkındaki görüşleriyle başlıyor. Sedat
Simavi, romanı Hürriyet'te niçin neşrettiğine değiniyor.
34- Kitap Adı : Sapıklar
Yazarı : Aydın Arıt
Kitabevi : Ceylan Matbaası (Dizgi ve Baskı)
Fiyatı : 200 kuruş
Yılı : 1959
Kapak : Yücel
35- Kitap Adı : Lise Arkadaşları
Yazarı : Mualla Uzmay
Kitabevi : İnkilap Kitabevi
Fiyatı : 3 lira, ciltlisi 5 lira
Yılı : 1958 (30.3.1958 Feneryolu)
Son satır;
Bizi havaalanına götürecek otomobil aşağıda bekliyordu. Kolumdan tuttu,
asansöre doğru yürüdük...
İçeride boş kalan odadan acı bir telefon sesi geliyordu.
36- Kitap Adı : Kiralık Ruh
Yazarı : Sunan Sözen
Kitabevi : Cumhuriyet Matbaası
Fiyatı : 150 kuruş
Yılı : 1952
37- Kitap Adı : Ruh Gurbetinde
Yazarı : Kerime Nadir
Kitabevi : İnkilap Yayınevi
Fiyatı : 300 kuruş
Yılı : 1961
38- Kitap Adı : Batak
Yazarı : Ismayıl Hakkı Baltacıoğlu
Kitabevi : Yeni Adam (Basan ve Yayan)
Fiyatı : 2 lira
Yılı : 1943 - Serhat Basımevi (Üçüncü bin)
Yazan ve resimleyen : Ismayıl Hakkı Baltacıoğlu
39- Kitap Adı : Foya
Yazarı : Ethem İzzet Benice
Kitabevi : İnkilap Kitabevi
Fiyatı : 150 kuruş
Yılı : 1944 - İkinci basılış
40- Kitap Adı : Sevenlerin Günahı
Yazarı : Beysan Keyder
Kitabevi : Bozkurt Kitap ve Basımevi
Yılı : 1944
41- Kitap Adı : Bir Şüphenin Romanı
Yazarı : Orhan Rahmi Gökçe
Kitabevi : Uğur Kitabevi
Yılı : 1944 - Gün Matbaası (Basıldığı yer)
Kapak : Haluk
42- Kitap Adı : Patronalılar
(Büyük Türk Romanı Lale Devrinde)
Yazarı : Aptullah Ziya Kozanoğlu
Kitabevi : Türkiye Yayınevi
Fiyatı : 50 kuruş
Yılı : 1943
Sonra yüzü kırmızı yazma mendille bağlı duran adamın mendilinin deliklerinden
parlıyan iki ela gözleri ne kadar parlak, tıpkı kartal bakışı gibi.
“-Kırmızı peçeli uğru….,,
Herkes bu adı söylerken yüreklerine kadar titriyordu. Evet onun korkunç
adını ta Hintten Kızıl elmaya dek herkes tanıyor ve biliyor. Padişahın
kervanını vuran, hanları basan, vezir konaklarını, kasırlarını yakıp
yıkan Kırmızı peçeli uğru. Sesi gökten geliyor gibi derin, gür ve
dokunaklı Çevresini korku saygı ile karışık bir sessizlik alınca parlıyan
palasını sağ kolunu kabartarak kınına itti.
-Gam çekmeyin! Mal can düşmanı değilüz. Yalnız kim olursa olsun, kadın
erkek kimse yerinden kıpırdamaya, adamlarım bir kurşunda yere serer.
Bu sözleri korku ve gürültüyü yatıştırdı. Peçeli uğru çevresini süzerek
tekrar sordu.:
-Kadı olacak Arnavut kandedir? Kuş geçse kanadının sesi duyulacak,
çıt yok. Hergün makamında Davutaleyhisselam sesile buyruk veren, şehirdeki
güçsüz, arkasız fakir fukaranın ensesinde boza pişiren ünlü Zülali
Hasan Efendi ortadan sır olmuştu. Sorgusuna karşılık alamayınca Peçeli
uğru sesini biraz daha dikletti:
-Zülali nerdedir diyorum? Hemen meydana gelsin, yoksa elime geçirirsem
aman vermez kulaklarını koparırım.
…………..
231 sayfalık roman son bitiş sayfası
Dağılın Deli Mıstık geliyor diye bağırdılar. Bu ihtilal de kendisinden
evvelkiler ve kendisinden sonra çıkacaklar gibi, önceden hazırlanmış,
halkın görgüsü, kafası içine sindirilerek içten gelen bir memleket
sevgisile yapılmamış olduğundan böylece söndü, gitti. Biz de kitabımızı
usulüne uygun bitirelim. “Mamafih ilkbahar, pembe ve nefis erguvanları,
sarı ve al laleleri, mor ve beyaz sümbülleri ile yine geliyor. İstanbulun
saf ve berrak seması, yine yaşil ve çiçekli ağaçlar üzerinde ruhları
sarhoş eden kokularile gönülleri sevindiriyor, sonunda dünyaya bizden
sadece bir masal kalacak. Yaşadığımız günler bizim için bize yakıştırdıkları
destanlar da onu düzenler için zevk oluyor, gerisi yalandır.
“Bir nim nes’e say bu cihanın baharını,
Bir sageri keşideyse tut lalezarını…
43- Kitap Adı : Uçurumda Bir Genç
Kız (Roman)
Yazarı : Server Bedi
Kitabevi : İnkilap Kitabevi (Neşreden)
Fiyatı : 75 kuruş, ciltlisi 125 kuruş
Yılı : 1943 - (Tan Basımevi-İstanbul)
44- Kitap Adı : Senede Bir Gün
Yazarı : İhsan Koza
Kitabevi : Ahmet Halit Kitabevi
Yılı : 1946
Milli Romanlar Hikayeler Serisi Beşinci bin
45- Kitap Adı : Bir Bahar ve Bir
Kadın
Yazarı : Reşat Feyzi Yüzüncü
Kitabevi : İnkilap Kitabevi
İstat Matbaası'nda dizilmiş Manifed Matbaası'nda basılmıştır.
46- Kitap Adı : Gönül Masalları
Yazarı : Necdet Rüştü Efe
Kitabevi : Haber Neşriyat
Fiyatı : 250 kuruş
Yılı : 1950 - Vakıt Matbaası
Kapak : Munif Fehim
İç sayfada bu not var:
Bu hikayeler muhtelif tarihlerde günlük Akşam, Son Posta, En Son Dakika
gazeteleri ile haftalık mecmualarda intişan etmiştir.
Bir Yaz Romanı
Güneş kolunu attı Marmara’nın boynuna, Sonra, bir aşık gibi giriverdi
koynuna.
Göğe, toprağa suya karanlık kanad gerdi, Yıldızlar yavaş yavaş ışığını
gösterdi.
Kızıl meş’alesini boşluğa uzatarak, Nihayet bir ay doğdu dağlardan
yusyuvarlak;
Derdinden hasretinden sararan bir yüz gibi, Yükseldi.. gece oldu gümüş
bir gündüz gibi.
Bu yaz Büyükadada, bir köşkün balkonunda, Biraz serinliyordum, sıcak
günün sonunda.
Birkaç arkadaş geldi.. konuştuk uzun uzun; Bir ara söz açıldı zevklerin
temmuzun.
Dedim:
-Taze can verir.. bunu her yaz denerim, Ömrümün yollarında on yıl
geri dönerim!
Çiçek kokularıyla bastırınca sıcaklar, Hayalimde canlanır buse dolu
dudaklar!
Bir aşk macerasına atılmak ister gönül, Beni hasta ediyor adeta bu
tehavvül!.
47- Kitap Adı : Meşnedi ile Devri
Alem
Yazarı : Ercüment Ekrem
Kitabevi : Semih Lütfi Kitabevi (İkinci basılış)
Fiyatı : 50 kuruş
48- Kitap Adı : Aradığım Kadın
Yazarı : İhsan Koza
Kitabevi : Tasvir Neşriyatı
Fiyatı : 150 kuruş
Yılı : 1945
49- Kitap Adı : Çifte Çamlık
Yazarı : Süleyman Kazınen
Kitabevi : Kardeş Matbaası
Yılı : 1968
Kapak : Saim Onan
50- Kitap Adı : Sadullah Ağa
Yazarı : Ziya Şakir
Kitabevi : Efe Neşriyatı
Fiyatı : 75 kuruş
Kitap 24 Kanunsanı 1944 Çemberlitaş notuyla bitiyor.
51- Kitap Adı : Münevver
Yazarı : Güzide Sabri
Kitabevi : Sühulet Kitabevi
Fiyatı : 25 kuruş, ciltlisi 50 kuruş
Yılı : 1938 - Kenan Basımevi ve Klişe Fabrikası
52- Kitap Adı : Meyhanede Hanımlar
Yazarı : Hüseyin Rahmi Gürpınar
Kitabevi : Hilmi Kitabevi
Yılı : 1947 - İkinci basılış
Kapak : Münif Fehim
Basan ve Yayan : İbrahim Hilmi Çığıraçan
"Sol gözü biraz şehla fakat tatlı... Saçlar siyah astragan kıvırcıklığında...
Kirpikler ince bir teyelden sökülmüş ibrişim gibi büküm büküm... Beden
beyaz, uzun, narin, asabi... Kocasını zevklendirdiği vakit dilini
çıkarmak adetidir... Şehri Bey bu hakarete idmanlıdır. Hazin bir tebessümle
mukabele eder. Fakat kaynana köpürür kendinden geçer. Bir yaz gününün
fırınlanmış nefesi... diye devam eden roman 83 sayfa sonra bitiyor.
Şirketi Mürettibiye Basımevi satırı ile son buluyor.
53- Kitap Adı : Bir ihanetin Cezası
(Aşk ve macera romanı)
Yazarı : Hatice Süreyya
Kitabevi : Arif Bolat Kitabevi
Fiyatı : 100 kuruş, ciltlisi 150 kuruş
Kapak : Sadi Dinççağ
54- Kitap Adı : Üç Kadının Romanı
Yazarı : Peride Celal
Kitabevi : Çağlayan Yayınevi (sayı 20, ikinci cilt)
Çağlayan Yayınlar Serisi. On beş günde bir çıkar. 15 haziran 1954
55- Kitap Adı : Karanlığa Açılan
Kapı (Roman)
Yazarı : Hikmet Saim
Kitabevi : Derya Yayınevi
Yılı : 1954 - Baskı A.Samuhos Basımevi
Kapak : Ressam Nezih
Mart 1953'te biten kitap 1954'te basılmış.
151 sayfalık romanın son 9 sayfasında lisan kursu reklamları yapılıyor.
56- Kitap Adı : Kartal Başlı Kadırga
Yazarı : Oğuz Özdeş
Kitabevi : Türkiye Yayınevi
Fiyatı : 5 lira
Kapak : Nihat Öcal
Roman giriş yazısı ile başlıyor………
Yüzyıllar önce Türklerin zaptettiği toprakların sınırları içinde göl
halini alan Akdenizin şirin bir körfezinde Marmaris adlı küçük bir
kasaba vardı. Bu kasaba, bugün ne kadar güzelse, bundan asırlar önce,
Kartal Başlı Kadırganın bulunduğu sıralarda da o kadar güzeldi.
Bugünkü Marmaris, eski şeklini, ruhunu kaybetmiş gibidir. Artık oraya
uğrayan gemiciler, işlerini bitirdikten sonra körfezin gizli bir koyunda
bulunan kulübeyi görmeye gitmezler. Hiç kimse Marmarise varınca, Turgut
Reis’in Kartal Başlı Kadırgasını görmek için çırpınmaz. Çünkü bugün
ne kartal başlı kadırga, ne de koydaki o küçük kulübe mevcuttur.
Halbuki bir zamanlar, bütün Marmaris halkı, o küçük kulübeyi ve Kartal
Başlı Kadırga’yı yakından görmek için can atardı.
Bir vakitler Akdeniz’in sularında akisler yapan bir türkü duyulurdu.
Bu türkü de artık işitilmiyordu..
Kaçıyor gemiler bir bir önünden
Denizler aslanı Turgut Reisi’in.
Yer gök iniltiyor gümbürtüsünden
Denizler aslanı Turgut Reis’in
Titriyor korkudan Hıristiyanlar
Topların sesini birden duyanlar
Pes diyor önünde bütün düşmanlar
Denizler aslanı Turgut Reis’in.
………………..
Romanın devamından bir başka paragraf İkindi üzeri Kartal Başlı Kadırga
ile beraberindeki on iki gemi, Korsika’nın batısında ki Giroleta limanında
gözükür gözükmez, kaledeki İtalyan nöbetçisi borusunu ağzına götürerek
acı acı öttürdü.
Bu, tehlike işaretiydi. Boru sesini işiten muhafızlar, kalenin burçlarına
koştular. Kalenin komutanı da mazgala gelmişti:
-Kim bu donanma acep?..
diye yanındaki muhafıza sordu. Muhafız, korku ve dehşet içinde kekeledi:
-Öndeki kadırganın sancağından, deniz kurdu Dragut olduğu anlaşılıyor
kumandanım.
Kale kumandanı, hemen dürbüne sarıldı. Hakikaten, gelen donanma, ismini
çok duyduğu kahraman Türk denizcisi Turgut Reis’e aitti.
Hem de kaleye çok yaklaşmıştı. Bu sırada nöbetçi muhafız subayı, kumandanın
yanına koşarak geldi: -Düşman gemileri toplarımızın menziline girdiler
kumandanım. Eğer ateş edersek, hepsini mahvederiz… Kalenin kumandanı
dürbünü gözünden çektikten sonra, alnında biriken terleri sildi.
Acı bir gülümseyişle:
-Dragut’u kızdırmaya gelmez, dedi. Belki birkaç gemisini batırırız
ama, sonra?... Eğer onu kızdırırsak, kaleyi alt üst eder… Katiyen
ateş edilmesin… Nöbetçi muhafız subayı bu emirden bir şey anlamamıştı.
Dragut denilen korsan, bu derece korkulacak adamdı demek.!..
Sustu, bir şey söylemedi ve ağır ağır uzaklaştı. O sırada, liman halkının
mühim bir kısmı sahilde toplanmış:
-Hurra. Dragut!... diye bağırıyordu..
Arka kapakta Turgut Reis'in gemileri seksen direkli, içinde tayfalar,
ağaçlar aslan yürekli yazıyor.
57- Kitap Adı : Eski İstanbul Yosmaları
Yazarı : M.Refi Cevad Ulunay
Kitabevi : Bolayır Yayınevi
Yılı : 1959 - İstanbul
500 sayfalık romanın başında;
Bolayır Yayınevi size M.Refi Cevad Ulunay'ın Eski İstanbuıl Yosmaları
ve Mermer köşkün sahibi romanlarını bir arada takdim eder ibaresi
yer alıyor.
|
|
|