Yazı
ve Fotoğraflar: Haluk ÖZÖZLÜ
|
|
|
1935
yılından bu yana müze olarak gezilen Ayasofya, Bizans’a tanıklık
yapıp Osmanlı’yı yaşayan ender ve abidevi yapılardan biri olarak
yıl boyunca her ülkeden gelen turistler tarafından ziyaret ediliyor.
Zamana meydan okuyan dev yapıda, iklim koşulları, yer sarsıntıları
gibi etkilerle oluşan tahribat günümüzde titiz ve itinalı bir restorasyon
çalışması ile giderilmeye çalışılıyor.
Yapımına 532 de başlanan Ayasofya'nın malzemesi için Efes’teki Diana
tapınağındaki kırmızı porfir sütunlardan sekiz adet getirilip yapıda
kullanılırken, Dünyanın sayılı mermer ocaklarından da malzemeler
taşınmış.
Özellikle Eğriboz Adasından açık yeşil, Cezayir’den sarı renkli,
Siga’dan damarlı pembe, Güneybatı Anadolu’dan beyaz kırmızı mermerler
taşınarak kullanılmış.
Günde bin usta on bin amelenin çalışması ile 5 yıl, 11 ay 10 gün
süren inşaat tamamlanmış.
Ayasofya
çeşitli dönemlerde büyük tehlikelerle karşılaşmış ve yapı takviyesi,
onarım görmüş.
55,60 metre yüksekliğinde ve ortalama 31,36 metre çapındaki devrin
mucizesi olarak nitelendirilen kubbesi 1,1 metre genişliğinde 40
kaburgaya dayanmış.
Yapının ağırlığını 40 tanesi aşağıda 67 tanesi yukarıda olmak üzere
107 sütun taşırken, açılan 40 pencere ile yapının bol ışık alması
sağlanmış.
Sultanahmet Meydanını çevreleyen Sultanahmet Cami, Yerebatan Sarnıcı,
Aya İrini Kilisesi, III. Ahmet Çeşmesi, Soğuk Çeşme Sokağı arasında
bulunan Ayasofya Müzesini gezmeye başlıyoruz.
Ayasofya
çevresinde yapılan kazılarda bulunmuş Bizans sütunlarından örnekler
sergilenen bahçeden geçip yapıya girenleri kapı üstünde görkemli
mozaikler karşılarken sola ayrılan taş döşemeli rampa yol virajlarla
ziyaretçileri üst galeriye çıkartıyor.
Üst katın sol tarafında ilerleyenler sergi panoları bölümünü, Ayasofya’nın
kubbesinden zeminine doğru ana mekana seyir imkanını buluyor ve
Kazasker Mustafa İzzet hattı Allah, Hz. Muhammed, Hz. Osman, Hz.
Ebubekir, Hz. Ali, Hz. Ömer, Hz. Hasan, Hz. Hüseyin levhaları daha
yakından görüyorlar.
Üst
galeri çıkışının sağ tarafında devam edenler, tavanı süslü uzun
bir koridorda ilerleyerek Güney Galerisinde yer alan Mermer Kapıya
geliyorlar.
Bu kapı girişinin sağında tavana yakın bölümünde Deisis mozaiği
yer alıyor.
Bu kompozisyonda İsa, Meryem ve Vaftizci Yahya ile birlikte görülüyor.
Aynı galerinin devamında pencereye yakın bölümünde 4. Haçlı serleri
sırasında İstanbul’a gelen ve burada ölen Latin komutan “Henricus
Dandola”nın mezar yeri sergileniyor.
Güney Galerisi sonunda karşılaşılan duvarda Meryem-Çocuk İsa, İmparator
Ioannes Komnenos ve İmparatoriçe Eirene (XII.yüzyıl) mozaiği bulunuyor.
Ayasofya Güney Galerisinde İmparator mozaik kompozisyonunda İsa
figürü (İS XI. Yüzyıl), absid yarım kubbesinde Meryem ve çocuk İsa
(IX. yüzyıl) mozaiği, Kuzey Galerisinde İmparator Alaksandros’un
mozaiği, görülüyor.
Ayasofya tonozlarında Bizans’ın ilk devir geometrik ve bitkisel
dekoratif mozaikler barındıran üst galeriden inerek ana mekana giriyoruz.
“Terler Direk”
Ayasofya’nın
kuzey batısında, dört köşeli beyaz mermerden oluşan bu direkte yaz
ve kış aylarında durmaksızın terleme özelliği dikkat çekiyor. Bu
nedenle yüz yıllar boyunca “Terler Direk” adı ile anılıyor. Günümüzde
de insan boyu hizasında bronz levhalarla kaplı, ortasında yüzlerce
yıldan bu yana, milyonlarca ziyaretçinin parmağını değdirmesi ile
genişlemiş kocaman delik büyük ilgi görüyor. Temelinde tılsım olduğuna
hem Bizans’ın, hem Osmanlı'nın inandığı bu direğe “Uğurlu Direk”,
Ağlayan Direk”, “Terleyen Direk”, “Hızır’ın parmağını soktuğu direk”
gibi isimler yakıştırılmış.
Bir dönem Ayasofya Müze Müdürlüğü görevi yapmış olan Sayın Erdem
Yücel’in “Ayasofya’nın İslam İnanışları” adlı çalışmasında belirtildiği
gibi, bu ilginç konu bilim yönünden incelendiğinde, gözenekli bir
taştan yapılan sütun, zemindeki rutubeti kolaylıkla emmekte sonra
da dışarıya kusmaktadır.
Bu sebeple, hem Hiristiyanlar’ca hem de Müslümanlar’ca bu mermer
sütun kutsal olarak tanınıyor. Ayrıca Ya Vedut Sultan’ın yürekler
yakan “ahı”nın ateşinden bu sütunun terlediği de anlatılıyor.
Evliya Çelebi’nin belirttiği göre Hz. Muhammed’in tükürüğü ile yapılan
harç, Mekke toprağı, zemzem suyu ile burada yapılmış, onun neminden
ötürü de sütun sürekli terlemeye başlamış.
Kutsal sayılıp ziyaretçilerin dilek için uzun sıralar oluşturduğu
delik yanına gelenler sağ baş parmaklarını deliğe sokup merkez noktasından
saat ibresi yönünde tam bir tur yapacak şekilde daireyi tamamlama
sırasında dileklerini içlerinden geçiriyorlar. Bu sırada baş parmakta
nem hissedilirse dileğin tutacağına inanılıyor.
Terler Direğin dilek deliği günümüzde öylesine ün kazanmış ki Ayasofya’yı
ziyaret eden turist grupları dilekte bulunmadan müzeden ayrılmıyorlar.
Ayrıca politik müze özellikli Ayasofya’ya gelen bir çok devlet adamı
da “Terler Direk” de dilekte bulunuyor.
Fransız Devlet Başkanı Mitterand, Bush, Turgut Özal, Micotakis Yakovas,
Şah İsmail, İspanya Kralı Juan Carlos dilekte bulunanlar arasında
yer alıyorlar. (İstanbul’u ziyaret eden Kral Carlos, dilek taşında
parmağı ıslanırsa dileğin gerçekleşeceğini öğrenince deliğe parmağını
sokmadan önce ıslatarak yaptığı hile ile gazetelere konu olmuştu).
Ayasofya ana mekanında Osmanlı Devri eserlerinden kürsüler, müezzin
mahfili, gibi bir çok tarihi değer ilgiyle izleniyor.
Çıkış kapısı üzerinde yer alan “Vestibül Mozaği” kompozisyonunda
sağda imparator Konstantinus şehrin maketini, solda İmparator Iustinianus
Ayasofya’nın maketini Meryem’e sunarken görülüyor (X. yüzyıl sonu).
Vestibül tonozunun Bizans’ın ilk devirlerinde mozaik sanatına ışık
tutan bezemesi ilgi çekerken gün ışığı görmesi nedeniyle en çok
fotoğraflanan yerler arasında bulunuyor.
Dış mekanda ise Sultan I. Mahmut Şadırvanı, Sıbyan Mektebi, Ayasofya
İmareti, Hünkar Mahfili, sebil, çeşme ve türbeler bulunuyor.
Ayasofya'da üç tane güneş saati yer alıyor. Bunlardan biri çıkışta
sebil ve turnikelerin arkasında bahçede, diğeri çıkış kapısının
bulunduğu cephede duvarın üst kısmında, üçüncü saat ise batı cephesi
duvarında görülüyor.
Ziyaretçiler Ayasofya gezileri sonrası Ayasofya Çeşmesi etrafında
oturup yorgunluk molası verirken çıkış yolu üzerinde hizmet veren
hatıra eşya reyonundan Ayasofya armalı hediyelik objeler, kart,
kitap, DVD gibi çeşitli dökumanlar alabiliyorlar.
Ayasofya Müzesi Ziyaret Gün ve Saatleri:
09.00-18.00 saatleri arasında gezilebiliyor. Müze Pazartesigünü
kapalı .
Giriş Ücreti:
Yerli ve yabancı turistler kişi başı gezi ücreti olarak 20.00 TL
ödüyorlar. Kamera serbest.
Türk vatandaşları 20.00 TL ücretle, bir yıl geçerli olmak üzere
"Müze Kartı" satın alarak Türkiye'de ki tüm müzeleri bu
kartla gezebilirler.
|
|
f
o t o ğ r a f .. g a l e r i s i
|
Ayasofya
(Sultan Ahmet Camisi'nden)
|
Ayasofya
|
Ayasofya
(minareden)
|
Ayasofya
(ana mekan)
|
Ayasofya
(Terler direk)
|
Ayasofya
(Deisis mozaik)
|
Ayasofya
(üst galeri)
|
Ayasofya
(üst galeri)
|
Ayasofya
(üst galeri)
|
Meryem-Çocuk
İsa (Güney galerisi)
|
Ayasofya
(ana mekan)
|
Ayasofya
(ana mekan)
|
Ayasofya
(kubbe)
|
Ayasofya
(çeşme)
|
Ayasofya
(deisis mozaik)
|
Ayasofya
(vesibül mozaik)
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
©
2000, Sihirlitur'daki tüm yazılar ve fotoğraflar
Haluk
Özözlü'ye
aittir, alıntı yapılamaz, izinsiz kullanılamaz.
|
|
|
|
|
|
|
|