|
|
|
Otomobil
Camları |
Otomobil
bakımında dikkat edilmesi, özen gösterilmesi gereken yerlerden biri
de aracın camlarıdır. Temiz ve bakımlı bir cam, sağlıklı ve güvenli
bir görüşle rahat ve keyifli bir sürüş sağlayacaktır.
Mevsim ne olursa olsun otonun özellikle ön ve arka camları için
bazı önlemler alınması gerekir. Ön camın baş düşmanı, önünüzde seyreden
aracın geriye fırlattığı taş ve kum tanecikleridir. Bu tanecikler,
kumlu ve topraklı zeminde ön cama ve boyaya hızın ve rüzgarında
etkisiyle sertçe çarparak, çok küçük ama zararlı çukurlar açar.
Zamanla zerre kadar küçük toz tanecikleri bu çukurlara dolar ve
aracın içinden bakışta yağlı bir görüntüye neden olur.
Gece yolculuklarında karşıdan gelen far ışıkları karşısında görüş
zorlaşır ve sisli bir perde akasından bakıldığı farkedilir.
Camın bir başka düşmanı ise, tozlu durumda kuru bezle silinmesidir.
Gözle görülmeyecek kadar ince bir emisyon halinde camlara yağan
kent tozları kuru bezle silindiği anda beze yapışarak zımpara etkisi
verir. Haliyle camın çizilmesine, matlaşmasına neden olur. Yağışlı
havalarda öndeki aracın altından akarak geriye savrulan yağlı çamurlar,
cam sileceğinin bıraktığı izlerle bu çiziklere yerleşir, görüş zorlaşır.
Ve cam 5 yıl içinde ömrünü tamamlar. Bu süreyi uzatmak için camlar
daima suyla yıkandıktan sonra silinmeli, kurulamak içinde hav bırakmayan
bezler veya gazete kağıdı kullanılmalıdır.
Cam silecek suyuna rahat çalışmasını, lastikle camın temasını en
aza indirmesini sağlamak amacıyla ilave katkı maddeleri koymalıdır.
Güneş altında kalan araçta cam sileceklerinin kauçuk bölümleri sertleşerek
Çalışmayı zorlaştırabilir. Bu nedenle silecek motorları bakımdan
geçirilmeli, lastiklerse değiştirilmelidir. Kışın ise çok soğuk
havalarda donmaya karşı el freni çekilmediği gibi cam silecekleri
de cama yapıştırılmamalıdır. Bütün bunlara rağmen en zor şartlarda
karda, buzda, yağmurda, aracın kalkanı durumundaki camı korumak
için kötü zeminlerde öndeki araçla mesafeli gitmeli, kum kamyonlarından
dökülen ıslak kumlara karşı uygun zamana kadar sollama yapılmamalı,
deniz suyunun rüzgarla beraber kıyıya
vurup, etrafa zerrecikler olarak yapıştığı kıyı kesimlerine araç
park edilmemelidir. Seyir halinde dışarıdan gelen taşlar havalı
camlarda görüşü tuz-buz olup engelleyeceği için böyle bir durumda
hemen cama içten vurup şoför kendine görüş sağlamalıdır. Mika karışımlı
camlarda ise taş yara yapar ama asla dağılmaz ama görmeyi de engellemez.
Çatlayan cam zamanla ilerleme gösterir. Günümüzde, delik delmek,
çatlağı kaybedici ilaçlar kullanmak gibi yöntemler kullanılıyorsa
da yine en zayıf nokta camın o bölgesi olur. Arka camlarda ise buğuya
karşı rezistans devreye girmeli, buğu gidince rezistans kapatılarak
sürekli açık kalan rezistansın yanması önlenmelidir. Rezistans tellerinin
gerek temizlik sırasında silerken, gerekse park yerleri seçilirken
güneşin tahribatına karşı önlem alınmalıdır.
|
Jant |
Aracın
normal seyri halinde sağlıklı yol alabilmesi, tekerleklere yapılan
rot balans işleminin
ideal şekilde olması, jantların şartlara uygun durumda olmasına
bağlıdır. Bu nedenle jantlar dairesel bütünlüğü merkezinde olmalı
çeşitli nedenlerle ortaya çıkan yamukluklar, darbe izleri oluşmuşsa
giderilmelidir. Çelik ve demir olmak üzere ikiye ayrılan jantlarda
çelik jant diye bilinen çeşit, aslında alüminyum alaşımlı olup hafif
olması, istenilen model verilebilmesi amacıyla üretilmektedir. Sağlam
ve dayanıklı olan tam demir jant ise bu avantajının yanında ağır
olması, görsel estetik bakımından istenilen şekil verilememesi nedeniyle
kullanışlı sayılmıyorlar. Günümüzde özellikle Ferrari grubu yarış
araçlarında titanyum, magnezyum alaşımlı son derece hafif jantlar
seçiliyor.
Jantlarda beliren problemler
Araçla girilen bozuk yollar, kasislerden hızlı geçişler, tekerleğin
banketten veya çukura sert düşmesi, kaza sonucu çarpışmalar, patlak
lastikle jant üzerinde gitmek alüminyum jantlar üzerinde kırılmalara,
demir jantlarda yamulmalara yol açabilir. Sürücü direksiyon titremesinden
balansın bozulduğunu anlar. Normal şartlarda her 10 bin km de balans
ayarına girilirken, beklenmeyen ve sıra dışı karşılaşılan böyle
durumlarda jant 100 tonluk prese sokularak düzeltiliyor.
Göz ve el mahareti işleyen bu işlem sırasında ustanın becerisi burada
belli oluyor.
Jant kırıkları, çatlakları ise statik kaynak ile gideriliyor. Jant
ustaları diğer kaynak çeşitleri uygulansa da başarı sağlanması için
statik kaynak uygulanmalıdır diyorlar.
6 inç ile 15 inç arası genişliğe sahip jantlarda rastlanan bu kırık
ve çatlaklar yanaklara, dış kenarlara uygulanırken jant göbeğine
bağlanan kollarda ki kırıklarda kaynak sağlıklı olmadığı için, riske
girilmediği vurgulanıyor.
Jantlarda zamanla oluşan problemlere de rastlanıyor.
Özellikle
eski model araçların 20 yıllık jantların lastik oturan yerlerinde
oksitlenmeler, paslanmayla oluşan kumlanmalar, karıncalanmalar başladığı
görülüyor.
Kanser gibi jant yüzeyinde ilerleyen bu paslanma jant direncinde
azalmaya ve lastiğin hava kaçırmasına neden olurken, bu durumlarda
jant yüzeyi iyice zımparalanarak, gerekiyorsa taşlanmayıp, boyanıyor.
Balans sırasında janta çakılan kurşun ağırlık yanından lastiğin
hava kaçırması problemine ise az da olsa rastlanıyor.
İstanbul Maslak Atatürk Oto Sanayi Sitesi A blok No 100 de, 25 yıldır
Jant tamiri ile uğraşan Bülent Derya özellikle alüminyum jant kullanan
araç sahiplerinin kullanım süresince çok dikkat etmelerini tavsiye
ediyor.
Günümüzde 500 TL ila bin TL ve üstü fiyatlanan jantların yanı sıra
Porsche gibi lüks araçların tek jant fiyatının 1500 dolar olduğunu,
dört jant ücretine neredeyse bir araç alınabileceğini vurguluyor.
Sürücülerin uğradığı acelecilik ve dikkatsizlik sonucu en çok jant
kırılmaları ile karşılaştıklarını, kırık, çatlakları kırık cinsine
göre bir iki gün sürede statik kaynakla tamir edip, son aşamada
jantları 10 değişik zımparalayla eski verniği üzerinden kaldırarak,
yeniden koruyucu vernik sürüp orijinal haline getiriyorlar. Tecrübeli
jant ustası, oksitlenme sonucu kararan nikelajlı alüminyum jantları
parlattıklarını, ön dingil, arka kovan düzeltilmesi, tampon düzeltme,
torna işçiliği, argon kaynak yaptıklarını belirtiyor.
Bülent Derya (Emre Jant) tel no: 0 (212) 276 47 93
|
Jant
Kapakları |
Otomobilin
görüntüsünü tamamlayan şık görünmesini sağlayan unsurların başında
jant kapakları gelir.
Özellikle Mercedes ve benzeri otomobillerin jant kapaklarında yer
alan rakamlara bakarak otonun yaşı hakkında bilgi sahibi olabilir
kasa serisini öğrenebilirsiz. Damgasız jant kapakları ise makbul
sayılmaz.
Krom çelik karışımı paslanmaz özellikteki kapaklar diğerlerine göre
%30 daha yüksek ücretle fiyatlanırken kapakları kaybetmemek için
çeşitli önlemlerde alınmalıdır.
80 km. hız yapan araçta kilitsiz jant kapakları hava sürtünmesi
nedeniyle fırlayabileceği unutulmamalıdır. Lastiğin temas
ettiği bozuk zeminli yollarda kasisi geçişlerinde, hatta hızlı girilen
keskin virajlarda, metal yorgunluğunun da etkisiyle lastik ve jant
arasındaki boşluklar kapakların janttan ayrılmalarına neden teşkil
eder. Ayrıca, aracın park durumunda kaldırım platformuna temaslar
kaldırım üstüne çıkış ve inişlerde jant kapağının janttan ayrıldığına
sık sık rastlanır. Yollarda bulunan fırlayan tek kapaklar jant kapak
satıcıları tarafından toplanarak uygun olma durumunda araç sahibini
takım jant kapağı almaktan kurtarır. |
|
|
Ön
Konsol |
Otomobilin
camlarının boyasının çizilmesine sebep olan tozlar torpido ve ön
konsolun olduğu kadar deri veya kumaş koltukların plastik ve ahşap
bölümlerin de baş düşmanıdır. Tozlu yollarda seyir halindeyken
açık camlardan araç içine dolan tozlar bulundukları yüzeylere konarak
yapışır ve otonun hareketi halinde içerdeki hava sirkülasyonuyla
uçuşarak sürekli tozlu bir ortamda seyretmenizi, hatta öksürtüp
gözlerinizin yanmasına neden olur.
Sık sık oto paspasları silkelenmeli, vakumlu süpürgelerle tozlar
emilmeli, toz tutan yerler silikonlu ve anti-statik spreyler, kremler
ile silinmelidir.
Özellikle sert güneş ışınlarına maruz kalan araçların deri kaplı
ön konsolları araç içinde oluşan sıcak havanın ve güneşin etkisiyle
gerilir, sertleşir, hatta konsol üstünde yer yer çatlamalara neden
olur.
Yumuşatıcı özellik taşıyan bu koruyucular kapı içlerine kauçuk fitillere
aracın torpido üstü, ön panel ve konsoluna sürülerek çatlamalar
önlenirken, parlak bir görünüm, hoş bir koku ve esneklik sağlayarak
deri aksamın ömrünü uzatır. Güneş altında yatan araçlarda mutlaka
ön ve arka cama gölgelik kullanılmalıdır. |
|
|
Oto
Boyası |
Aracınızı
ne kadar korursanız koruyun, mutlaka zaman içinde boyasında matlaşmalar
ve lekeler oluşup, saçında paslanma ve çürümeler başlar. Özellikle
nemi yüksek sahil kentlerinde yüksek rutubet oranı otonun saç aksamında
çürümeyi hızlandırır. Saç bölümündeki çürüme sadece dıştan olmaz.
Yağışlı havalarda yol alan araçlarda tekerlekler döndükçe çamurluk
içine zeminden alınan çamurlu su yapışır ve bu çamur çamurlukta
kat kat birikerek bir tabaka oluşturur. Sürekli çamurlukta taşınan
bu çamurlar bir yandan aracın çamurluklarının her ıslanışında geç
kuruyarak saçın nemli kalmasına, çürümesine yardım ederken diğer
yandan lüzumsuz bir ağırlık oluşturarak daha fazla yakıt tüketimine
neden olur.
Bu sebeple yağış mevsimi sonrası çamurluk içleri basınçlı su ile
yıkanmalı. Temizlenen çamurluk içleri gerekiyorsa tabancayla tazyikle
püskürtülen silikonlarla kaplanıp suya ve neme karşı korunmalı.
Seyir halinde önden giden araçtan hızla sıçrayan küçük taşlar boya
üzerinde çarpmayla çukurlar
açar.
Bu çukurlardan giren su ve nem, kanser hücreleri gibi gelişme göstererek
yürüyüp boya altında gözlerden uzak daha geniş alanlara yayılır,
boyanın kabarmasına neden olur.
Boya havuzuna batıp çıkışçasına su damlası gibi gözüken otonun boyasını
koruyan aslında üzerine sürülen vernik ve daha önemlisi vernik üstü
polish'tir.
Hassas özellikli akrilik ve metalik boyalar, saç üstünde ince bir
emisyon halinde bulunurken boyaya derinlik veren, kalın gösteren
üstündeki vernikli tabakadır.
Bu vernikli tabakanın konulması ise aracın son katı olan cilalı
tabaka polish'in varlığına bağlıdır.
Polish çizildikçe, aşındıkça su tutma özelliği artar, vernik ve
boya zarar görmeye başlar. Özellikle güneşte araçtaki çizikler daha
belirgin görülür.
Bu çizik ve aşınmalara karşı dikkat edilecek faktörlerin
arasında temizlik için bol su kullanılması gereklidir.
Araç
Yıkama
Tazyikli yıkamalarda aracın varsa çatlak ve çukurlara giren sular
tazyikin etkisiyle en ücra noktalara girerek orada paslanmayı, çürümeyi
çabuklaştıracaktır. Dolayısıyla kurulama önem taşır. Aracın üzerinde
biriken toz ve çamurlardan arındırmak için yumuşak bir sünger kullanılmalıdır.
Kirli aracı silme sırasında sünger veya bezle yapılacak temizleme,
zımparalama etkisi gösterir. Sert kıllı naylon fırçaların boyayı
çizeceği unutulmamalıdır.
Otomatik yıkama makinelerinin döner fırçaları ise bu hızlı dönüş
ve temas sırasında polish'in aşınmasına hatta çizilmesine neden
olabilir. Yıkama sırasında kullanılan deterjan seçimine de önem
verilmeli, pasta cila yapılırken aynı zemin üzerinde itina gösterilmelidir.
Yıkama sırasında birikecek veya mazgal, cam fitilleri arasından
araç kapısı ve bagaj, ön kaput, hava giriş yolları içine girebilecek
sulara karşı gider delikleri her daim açık olmalıdır.
Günümüzde fırça ve benzeri gibi temizlik araçları ile boya yüzeyine
temas etmeden yıkama yapılabilmesi için teknoloji ürünü köpükle
yıkamaya geçilmiş olup, aracın üzerine sıkılan köpük bir süre sonra
dış yüzey üzerinde yapışmış olan tüm birikintileri yumuşatarak,
eritip akıtmakta. Bu metotla köpük sonrası temizlenen araç, suyla
yıkanarak yüzeye hiç temas etmeden oluşabilecek çiziklerden kurtarılmış,
aynı zamanda köpüğün terkibiyle parlaklık kazanmış oluyor.
Oto
boyasını güneş ışınlarından korumak için gölge park yerleri seçilmeli,
boyanın bu ışınlardan etkilenip zaman içinde matlaşıp solabileceği
unutulmamalıdır. Plastik oto örtüleri içinde güneşe bırakılan araçlarda
örtünün sıcak altından eriyip aracın yüzeyine yapıştığı da görülmüştür.
|
|
|
Güneş altında gidilen uzun yolculuklarda yol kenarlarında bulunan
oto duşları her ne kadar aracın saç aksamının, tavan kubbesinin
serinlemesine yardımcı olursa da güneş altında yol alırken ısınıp
genleşen saç ve boyanın bu ani soğutmalarda çatlayabileceği unutulmamalıdır.
Çarpmalar sonucu kaporta ve tamirlerinde saçın havayla teması kesilmesi
için zaman geçirmeden gerekli macun katları sürülmeli, astar ve
boyayla saçın nefes alması engellenmelidir.
Park eden sürücüler araç üzerine damlayabilecek pas ya da asitli
eriyiklerin bırakacağı lekeleri düşünerek uygun park alanları seçmeli,
boya üzerine düşen kuş pisliklerinin uzun süre kalması durumunda
leke bırakacağı unutulmamalıdır. Kötü zeminlerde yol alan araçlar
ön kaporta boyasını korumak için kauçuklu özel koruyucular kullanılmalıdır. |
|
|
Kaporta Bakımı |
Hiç şüphe yok ki kaportanın sağlamlığı aracın mukavemetini, dayanıklılığını
artıran unsurlardan biridir.
Kasis, çukur ve benzeri yükseltilerden geçişlerde karşılaşılan sert
darbelere her iki yandaki ön direkler muhatap olur. Ani çarpma anında
beliren direnç aracın tavan kubbesine, kaportasına dağılırken şiddeti
homojen biçimde yayılarak azalır. Bu nedenle kaportanın eşit düzeyde
sağlam olması gerekir.
Kaportanın
uzun süre dayanıklılığını koruması, paslanarak çürümemesi ise önce
dış etkenlere karşı boya, vernik, polişh ile mümkün olurken, iç
yüzey ise kauçuk türü yalıtım maddeleri kaplamasıyla sağlanabilir.
Buna rağmen nemli havalara sahip sahil kentlerinde ve garajlarda
yatan araçlarda kaportalarda saç çürümelerine rastlanır.
Kimi zaman havalandırma mazgallarından giren su damlaları, zerrecikleri
kaldıkları yerlerde paslanmaya yol açar. Kimi zamanda yağmur altında
yapılan yolculuklarda, tazyikli su ile yıkamalarda, oto yol duşlarına
serinleme amaçlı girişlerde boya çatlaklarından saç yüzeyine, far
çevresine, kapı camları kauçuk fitil aralarından kapı içlerine su
girer.
Eğer kapı içlerine giren sular için, su gider delikleri zamanla
toz dolarak tıkanmışsa, içeri sızan su kapı altından akamayacağı
için, kapı içi saçının eteğinde birikime neden olur. Bir süre sonra
saçta ki paslanma çürümeye dönüşünce, boya kabarcık yaparak çürüme
belirtisini dışa vurur.
Artık saçı kurtarma adına yapacak bir şey kalmamıştır.
Çürüyen bölüm kesilerek çıkarılır ve yeni saçtan ilave kaynak yapılır,
macunlanıp boyamaya hazır zemin elde edilir. Bilgisayar yardımıyla
aynı renk tonu bulunarak hazırlanan boya ile araç eski durumuna
kavuşur.
|
Aracınızın Kaportasın da ki Gizli İç Çürümeye Dikkat |
İstanbul gibi havası, rüzgârı nemli, iyotlu, tuzlu olan kentlerde
araçların saç aksamları, kaportaları, diğer rutubetsiz Anadolu kentlerine
oranla daha çabuk çürüyor.
Özellikle yağışlı havalarda tekerleklerin zeminde ki çamuru döndükçe
çamurluk içine sıvayıp, biriktirmesi neticesinde yapıştığı yerde
kalan çamur, kuruyana dek çamurluğu silikon, zift, boya kaplı olmasına
rağmen çürütüyor.Alt yıkama yapılmayan araçlarda birikmiş çamurun
her ıslanışında risk artarak devam ediyor. Çürük ve paslanma çamurluk
eteklerinde gözle fark edildiği halde, gizli çürükler çamurlukların
şasi ile bağlantı noktalarında görünmeden gelişme gösteriyor. Markası,
modeli ne olursa olsun sürücü veya araç sahibi, çamurlu bölümlerin
altında kalan bu çürükleri delinene kadar göremiyor, fark edemiyor.
Bu nedenle tekerlekler yerinden sökülüp, çamurluk içleri usta tarafından
bastırarak kontrol edilmesi, çürük kısmın kanser gibi yayılıp ilerlememesi,
zamanında önlem alınabilmesi için kaçınılmaz oluyor.
Bu gibi durumlarda çürük kısım sağlam saç bölümüne kadar kaynakla
kesilip alınıyor, aynı yere kalın saç şablon çıkarılıp kaynaklanıyor.
Kaynak sırasında gereğinde su yardımıyla soğutma işlemi yapılıp,
çekiç darbeleri ile parça meyil yerine alıştırılıyor, üzerine kaynak
silikonu sürülüp kaynaklı yerde hava teması kesildikten sonra, zemin
boyasına eş değerde renk ile izole edilip, boyanıyor.
Özellikle delik kısımdan direksiyon kutusuna ve şasiye girecek su,
çamur önlenmiş oluyor, aracın karşılaştığı sert admelere karşı mukavemeti
artıyor.
|
Araçta
Neden Önce Kapılar Çürür? |
Aracınızın
metal kaportasında özellikle kapı eteğinde ki çürüme diğer yerlerden
önce başlar, sırasıyla çamurlukların içe olan kıvrımları, etekleri,
ön bagaj kapağı, egzoz çevresi ve varsa vurukların etrafı olarak
metal aksamda devam eder, genişleyerek ilerler.
Kapı eteklerinde başlayan çürümelerin başlıca nedeni ise cam fitilleri
ve kauçukların güneşin etkisiyle lastik özelliğini kaybederek kuruyup,
büzülmesiyle oluşan aralıklar sonucu pencere camlarından kapı içine
sızan yağmur suları, tazyikli yıkamalarda süzülen köpüklü yıkama
suları beraberlerinde taşıdıkları tozlar, çamurlar ile kapı içinde
ki su tahlisiye deliklerini tıkanmasıdır.
Araç sahibi veya sürücü her yıkama sonrası kapı içinde su kalmış
mı diye kapıyı sallayarak veya delikleri ince bir çubukla açık mı
tıkalı mı diye kontrol etmez ise, kapı içinde pas oluşur, her kapı
açılışında kapanışında çarpma şiddetiyle oluşmuş pas zerrecikleri
dökülüp birikerek deliklerin iş görmesini engeller. Birikmiş olan
ıslak çamurlar bulunduğu yerde kuruyana kadar, kapı içine astar
boya sürülmüş olsa dahi, saçta ki çürüme kaçınılmaz olur. Çürüklere
zamanında müdahale edilmez ise paslanarak çürüyen yer dış boyanın
kabarmasına neden olurken kapı kasası etrafında ki kauçuk fitil
de tutunacak yer bulamaz. Araç içine bu boşluktan su, toz boşluk
büyüklüğüne göre böcek bile girebilir, araç içinde istenilen sıcak
soğuk ısı kaybına neden olur.
Tamir edilmediği takdirde ilerleyen safhalarda kapı kasasının orijinal
bombe yapısı, dayanıklılığı bozulur ve kapının kapanma sesi değişir,
çürük büyür, masrafı artar.
İstanbul Dolapdere Keresteci Sokakta bulunan ve genellikle Amerikan
otoları üzerine çalışan 60 senelik kaportacı Nevzat usta, eski otomobillerin
saçlarının 0.90 -1.00 mm gibi daha kalın ve sağlam olduğunu tamiri
sırasında istenildiği kadar çekiç vurularak rahat çalışılabildiğini
oluşan kazaların da daha az hasarlı olduğunu belirtiyor. Tecrübeli
usta günümüz araçlarında kullanılan 0,70 mm saçlara güvenerek aşırı
hız yapmaktan kaçınmak gereğine de vurgu yapıyor. Kaportacı Yavuz
Oto’dan Erkan Usta ise kapı eteği, çamurluk bagaj kapağı gibi yerlerde
başlayan bu tip çürümelerin bir nedeni de dış mekânlarda yağışta
yokuşta veya iki tekerleği kaldırıma çıkartarak yana yatık halde
uzun süre ve defalarca aynı pozisyonda park edilmiş olmalarına dikkat
çekiyor. Araç park edildiği yerde üzerine alacağı yağışın birikmeden
su kanalları ve deliklerden akıp gidebilmesi için yatay vaziyette
bırakılmasını tavsiye ediyor.
Oto
Karabük: Nevzat Usta Keresteci Ali Sk. Dolapdere Beyoğlu / İstanbul
gsm: 0536 944 94 16
Yavuz Oto: Erkan Usta Keresteci Ali Sk. Dolapdere Beyoğlu
/ İstanbul tel: 0(212) 250 74 37 |
Aracın
Şasisinde Oluşan Korozyon ve Çürümeye Dikkat |
Aracın
en önemli bölümlerinden olan şaside saç kaportasında olduğu gibi
devamlı ıslanıp, çamurlanıp, kurumaktan zaman içinde metal yorgunluğu
ve korozyon başlıyor. Bilhassa karoseri taşıyıcı parçalar ön sağ
ve sol bölümler diğer bölümlerden daha önce yıpranıyor. Bu yıpranma
kimi zaman çürük, kimi zaman çatlak olarak belirginleşiyor.
Araç muayenesinde araç altında kanala giren görevli aracın çeşitli
yerlerine levye ile vurarak saçın direncini, çürük varsa kapladığı
yüzeyi inceliyor. Muayene sırasında 15-20 yaş üstünde ki araçlarda
rastlanan bu tip hasarlar emniyet açısından "Ağır Kusur"
kapsamına girdiği için araç, muayeneden geçer not alamıyor.
Bu nedenle hem muayeneden geçmek, hem de araç içindekilerin güvenliğini
sağlamak için şasi üzerindeki çürük bölümler sağlam bölüm bulununcaya
kadar kaynakla tamir ediliyor. Çürük bölüme şablon çıkarılıp kalın
saçtan parça kesiliyor ve yerine uygun haline getirilip, kaynaklanıyor.
Kaynak sonrası yeni takılan metal parçaları dış etkenlerden korumak
için o bölüm silikonlu, ziftli boya ile boyanıp hava teması kesiliyor.
Kaynak sırasında akaryakıt hortumunun kuruyup kırılabileceği hesaba
katılarak, yakıt deposunun boş olması veya tamamen yerinden sökülmesi,
daha rahat ve emniyetli kaynak yapılabilmesini bakımından önem arz
ediyor.
Güven
Oto: Makas, Şase, Eksoz ve Kaynak İşleri
Dolapdere Cad. Küçük Akarca Sk. No:1 Dolapdere-Beyoğlu/İstanbul.
Tel: 0(212)240 23 87
|
Garajda
Kalan Otonun Bakımı
|
Uzun
süre kullanılmayan ve garajda kalan araçlar için uyulması gereken
bazı kurallar bulunuyor. Bunların başında aynı noktada yere temas
eden lastiklerin omurgalarında deformasyona neden olabilecek duruş
izi kalacağı için, mümkünse araç takoza alınmalı, yerle teması kesilmeli
veya ara sıra aracın yeri değiştirilmelidir. Latiklerin yer yapmaması
için lastiklere gereğinden fazla hava basılarak tekerleklerin yerle
teması en aza indirilmeli.
Aracın elektrikle irtibatı akü başları çıkartılarak sağlanmalı ya
da zaman zaman çalıştırılarak akünün tamamen boşalması engellenmelidir.
El freni çekik bırakılmamalı bu şekilde fren telinin paslanarak
içinden geçtiği spirale yapışması önlenmelidir.
Havanın
nemiyle oluşabilecek
oksitlenmeye karşı boya, cila ve polish
korunurken, nikelajlı bölümlere kalın yağ sürülerek hava ile teması
kesilmelidir.
Garaja uzun süre bekleyecek otomobiller kuru olarak bırakılırken,
araç içinde oluşabilecek kötü kokulara karşı plastik örtülerle kapatılmamalıdır.
Cam lastiklere ve konsolun deri bölümlerine gliserin ve deri koruyucu
spreyler sürerek çatlamalar önlenebilir. Paslanmaya neden olabileceği
gerekçesiyle motor suyu boşaltılmamalıdır.
Karbiratör
Bakım ve Temizliği
Karbiratör,
markası ne olursa olsun araç motorunun kalbi olup motora temiz yakıt
gönderen bölüm olduğu için gelen yakıtın kesintisiz ve randımanlı
şekilde akışı sağlaması gereklidir. Karbiratörün iç kanallarına
yakıtın yanışı sırasında manifolttan duman alabilir ve zamanla kanallarda
emisyon halinde kurum olarak birikir.
Hava ve yakıt ayarı tam yapılmamış ise "zengin karışımı"
olur, motora boğulma yaptırır, motor dengesi bozulur, yakıt sarfiyatı
artar, verim düşer, motor stop eder.
Motorun çalışması sırasında ileri geri silkeleme yapıyorsa benzin
gelişinde kesintiler oluryorsa, istasyondan alınan yakıt dinlenmemiş
tortulu ise, içinde istenmeyen su benzeri karışımlar ihtiva ediyorsa
karbiratör açılıp, iç kanalları ilaçla temizlenmeli, hava püskürtüp,
meme kontrolü yapılmalı, karbiratör içinde kahve telvesi benzeri
birikmiş tortu varsa iyice yıkanmalıdır.
Tüm işlemlere rağmen tıkanıklık yeniden nüksederse bu defa yakıt
deposu sökülüp içinde birikmiş olan yakıt boşaltılıp depo tortusu,
varsa pas artıklarından yıkanarak arıtılmalı, filtre kontrolü yapılmalıdır.
Araç deposu yakıt sonuna kadar bitmeden çeyrek depo göstergesi altına
inince gecikmeden yakıtla doldurulmalıdır.
Yakıt
filtresi
Aracın
düzgün ve randımanlı çalışabilmesi depodan karbiratöre gelen yakıtın
temizliği ile ilgili olup, dinlenmiş akaryakıt motorun düzgün çalışmasında
büyük rol oynar. Akaryakıt istasyonuna gelen tanker yakıtı tanklara
boşaltırken yakıt içinde bulunan tortu yapıcı asılı bağlar, gözle
görülmese de tank dibinde dinlenme sırasında tortu olarak tank içinde
ki suya çöker. İstasyon pompası yakıt çekiş borusu tank suyu hizasından
yüksekte olup, sadece akaryakıtı çekip pompayala aracın deposunu
doldurur. Yakıt temiz bile olsa aracın deposu içinde yine bir miktar
tortu kalıntısı, yakıt içinde bulunan nemden etkili pas oluşur.
Karbiratör meme deliğinin tıkanmasına neden olan bu kırıntılar,
benzin akışında kesikliğe yok açar. Araç motoru düzenli akışkanlıkta
yakıt alamayınca silkeleme, hatta durma meydana gelebilir, ritim
bozularak motorun çalışması sürücüye zevk vermez hale gelir. Depodan
gelen yakıtın karbiratöre girmeden araya ilave edilecek filtre yakıtı,
bir daha süzerek arzu edilen temizlikte yakıtın yakışına imkan verir.
Filtre zaman içinde kirlenecek, içinde ki kağıt türü yapraklar,
yakıtın etkisiyle zayıflayacağından ihtiyaç durumuna göre bir iki
senede bir filtre değişimine gidilmelidir. Filtrenin monte edileceği
yakıt borusunun her iki tarafı da sızdırmayacak şekilde kelepçelenmelidir.
Günümüzde filtre 10.00 TL gibi bir ücretle satın alınabilir, yedeğini
de araçta taşımak faydalı olacaktır.
Frenler
ve Bakımı
Garajda
kullanılmadan dört beş ay gibi sürelerde yatan araçlarda, havanın
neminden fren merkezlerinde de paslanmalar başlayabilir. Böyle durumlarda
tekerlek yön hareketleri ağırlaşır, uğultu başlar, araç bir tarafa
doğru çekme yapar, önlem alınmaz ise fren sisteminde aşırı zorlanmadan
dolayı ve daha büyük problemler yaşanır.
Fren silindiri değişirken, balata yenilerken birikmiş olan fren
tozunu uzaklaştırmak için kesinlikle basınçlı hava kullanılmamalı,
teneffüs edilen her türlü ve bilhassa balata tozunun sağlığa zararlı
olacağı unutulmamalı.
Temizlik sırasında elektrik süpürgesi, fren temizleyici sprey ve
ıslatılmış bez kullanılmalı. Fren parçaları dingil dingil çift olarak
yenilenmeli, fren sıvısının akmaması ve boyayı zedelemesi için fren
sıvı kutusunun kapağını açıp, pistonu geriye basarak emniyete alınmalı.
Dingilin bir tarafında çalışırken diğeri numune olarak kullanılmalı,
pozisyonlar işaretlenmeli. Çalışma sırasında kesinlikle fren pedalına
basılmamalı. Pistonun durumuna, geçirme kanallarının rahatlıkla
ulaşırlılığına, olası hidrolik yağı kaçırmalarına, fren disklerinin
aşınmışlığına (kalınlığına), diskin görünümüne dikkat edilmelidir.
Akü
ve Alternatör
Otomobilin kalbi motoruysa can damarı da aküsü ve alternatörüdür
denilebilir.
Direksiyon başına geçince tek marşla aracın çalışması hep arzu edilendir,
ne var ki akü her zaman bu isteğimize cevap vermez. Ortalama bir
akünün ömrü iki ila dört sene olup, ustalar iyi bir aküye sahip
olmanın biraz da şans işi olduğuna vurgu yapıyorlar.
Ne yaparsanız yapın sıfır akü bile alsanız bazı durumlarda kısa
sürede ya sarj yapmaz oluyor ya sarj tutmuyor.
Bunun için yapılması gerekenler arasında bilhassa yatan aracın en
fazla 10 günde bir çalıştırılması gerekiyor.
Araç durduğu yerde 10 dk çalışmayla kendini toplasa da, yola çıkmanın
aküyü tam doldurması bakımından daha faydalı olduğunu belirtiliyor.
Araçta ceyran kullanan radyo, cam reziztansı, alarm, kapı lambası
gibi yerlerden kaçak, kısa devre varsa bu da akünün kısa sürede
boşalmasına neden olabiliyor. Ayrıca eski tip dinamolar aküyü bozabiliyor,
bazen de tam sarj yapmıyor. Bu nedenle otomobilin elektrik sistemi
ile uğraşan ustaları araca son sistem alternatör takılmasını tavsiye
ediyorlar.
Kış aylarında soğuk havanın aracın çalışmasını geçiktirdiği düşünülürse
yeni sağlam bir aküyle mevsimi karşılamak araç sahibinin problemsiz
günler yaşaması bakımından önem taşıyor.
Yerli akü fiyatları 2017 yılı itibariyle takriben 270 TL civarında
olup bir yıl garanti belgesiyle sunuluyor.
Alternatöre ise bağlantı ayağı ile birlikte 750 TL civarında ücret,
ayrıca montaj ve elektik bağlantıları, kontrolü için işçilik fiyatı
ekleniyor. Günümüzde araç yangınlarında ki artışlar göz önüne alınırsa
elektik sistemi önem kazanıyor...
Gizli
Kontak Anahtarı
Aracınızda
alarm, ses düzeni, ilave spotlar, tavan, torpito gözü lambası gibi
çeşitli yerlerden zaman içinde elektrik hattında kısa devre olabiliyor,
kaçak sebebi ve yeri konusunda yapılan ölçümler bazen olumlu olmuyor.
Sonuç itibariyle akü kendi kendine boşalıyor iki üç günlük beklemelerde
marş basmaz oluyor.
İlk akla gelen akünün ömrünü tamamlamış olabileceği veya şarj tutmadığı
gibi, elektrik üreten dinamo, alternatör’ün aküyü yeteri kadar doldurmadığı
ihtimallerine de rastlanıyor.
Akünün boşalma sebebinin bulunamadığı durumlarda Akünün elektrik
hattı üzerine devreyi kesen bir anahtar takılıyor. Sarfiyatı kesen,
daha güvenli ortam sağlayan bu anahtar, bir tür akünün kutup başlarını
çıkartmakla eş değerli oluyor, sürücüyü bu tak çıkar zahmetinden
kurtarıyor.
Gizli kontak anahtarının bir başka avantajı ise oto hırsızlarının
düz kontak yaparak aracı çalıştırmasını önlüyor. |
Kapı
Camı fitilleri
Güneş,
sıcak, kirli camın iniş çıkışı, yıkamada kullanılan deterjan, tazyikli
su ile yıkama gibi unsurlar nedeniyle kapı içine su sızmasını önleyen
lastik fitiller kuruyarak esneklik özelliğini kaybeder, sertleşir,
çatlamalar, yer yer kopmalar, lastiğin bazı bölümlerinde pencere
yuvasına kaçmalar oluşur. Bunun neticesinde, kapıların eteklerine
toz, çamur girmesi, birikimlerin ıslanmasıyla saçta çürüme, cam
fitili çatlakları arasına gizlenen tozlarla camın her iniş çıkışında
zımpara gibi çiziklerin oluşmasına sebep olur.
Bu durumda yapılması gereken kapı içi yan döşeme üzerinde monte
olan kapı kolu, cam açma kolu, sökülür, gerekirse cam makinesi gevşetilir
veya tamamen çıkartılır, açma kolunun kumanda ettiği dişlinin rahat
hareketi için spiral sustası temizlenip yağlanır, spiralin diş yerinde
atma varsa ters yüz yapılabilir. Pencereyi çerçeveleyen eskimiş
olan nikelajlı çerçeve çıkarılıp, yerine üzerine lastik monteli
yeni çerçeve yuvasına iyice yerleştirilip takılarak kullanıma devam
edilir. |
|
İklimin
Araca Etkisi |
Sert
geçen mevsimlerin araca olan tahribatı çoğu zaman küçümsenmeyecek
boyutlara ulaşır. Özellikle kış aylarında yolların buz tutmasına
karşı, güzergah boyunca dökülen kalın tuzlar seyir halindeki araçların
dönen lastiklerin yardımıyla çamurluk içlerine yapışır. Tuzlu
çamurlar, gerek içten saçın çürümesine neden olurken, önden giden
aracın savurduğu tuzlu sular araç yüzeyindeki boyaya zarar verir.
Bu nedenle araç tuzlu bırakılmamalıdır.
Motor bölümüne zamanla biriken tozlar ve yağlar, emisyon teşkil
edecek şekilde kalınlaşır. Bu tabaka motorun üzerinde ısınarak
durduktan sonra da geç soğumasına sebep olur. Buna karşı motor
bölümü de gerektiği zamanlar yıkanarak hararet yapıcı bu emisyondan
arındırılmalıdır.
|
|
Motor Yağı Değişimi
Aracınızda
motorun üstün performans gösterebilmesi, ömrünün uzaması motor
yağının değişme süresiyle orantılı. Günümüzde uzun süre yol gidilebilen
son teknolojiyle dayanıklı yağlar üretilmekle beraber, aracın
yağ değişimini motorun devir hızıyla ilgili olduğunu unutmamak
gerekiyor. Yüksek devirde kullanılan araçlarda motor sıcaklığı,
aracın yol aldığı ortam yağ ömrünü kısaltabiliyor. Hiç şüphesiz
tozlu toprak yollar yağın kirlenmesine neden olurken, saatlerce
kilometrelerce durmadan gidilen yolculuklarda yağın ömrü zamanından
önce niteliğini kaybediyor.
Kirli
motor yağı aşırı ısıdan incelerek kayganlığını, koruyuculuğunu
kaybediyor, sonuçta motor içinde aşınmanın artması kaçınılmaz
oluyor.
Belli peridolarda motor yağı ve yağ filtresinin gecikmeden değişimi,
motorun ömrünü uzatacaktır.
Aracın ve motorun tipi ve karakterine göre kullanılan yağ silindir
içinde ki pistonların hareketinde verimli olabilmesi için olması
gereken miktarın altında veya üstünde olmamalı.
Yağ seçiminde yaşlı aşınmış motorlar sıfır motorlar gibi ince
yağ yerine daha kalın yağ kullanmaları uzman görüşüyle saptanmalı.
Araç sürücüsü, buharlaşma, motor, conta yağ kaçakları, sızıntılar
olabileceği ihtimalini göz önüne alarak yağ çubuğu gösterge hizasını
zaman zaman kontrol etmeli.
Ayrıca motor üzerinde birikmiş yağ varsa bunlarda motor ısısının
gereksiz artmasına, geç soğumaya neden olacağı için motor yıkanarak
dış yağlardan da arındırılmalı.
Yağ değişimi sırasında motordan çıkan yağın rengi, kalınlığı,
kayganlığı iki parmak arasında kontrol edilmeli. Yağ aşırı kirli
ve özelliğini kaybetmiş görünüyorsa yağ değişimi daha kısa periyotlarda
tekrarlanmalı. Unutulmamalıdır ki şehir içinde ki yoğun trafikte,
durduk yerde motorun çalışması da kilometre yapmadan yağın kullanımı
anlamı taşır.
Araç
İçi Temizliği
Gözle görünmeyen, temiz sanılan, dış yıkamaya göre biraz daha
fazla ihmal edilen hatta uzun süre ertelenen bu temizlik şekli,
bilhassa uzun yolda ortaya çıkıp, sürücüyü rahatsız eder. Aracınız
yeni veya eski de olsa zaman içinde gerek cam açıldığında, gerekse
saçımıza, üstümüze konan, ayakkabılarla pas paslara taşınan tozlar
birikir, nemle bulunduğu yere yerleşip yapışır. Tozlar aracın
her kapı kapanışında oluşacak tazyikle, en ufak bir cam açmada,
klima veya
havalandırma çalışınca, bulundukları yerden başta torpido gözü
üstü, konsol, vites çevresi, koltukların altından, yanından, üstü
kumaş kaplı döşemeden, kapı içi cepleri, cam içlerinden havalanıp
araç içi hava sirkülâsyonuna katılırlar.
Gözle
görünmeyen toz zerrecikleri, çiçek tozları bir süre sonra örneğin
300-400 km yol aldıktan sonra boğazda oluşan gıcık nedeniyle gereksiz
yutkunma, öksürme, hapşırma, gözlerde yanma, daha fazla göz kırpmalara,
burun deliklerinde kaşınmalara neden olur. Toz etkisinden doğan
yanma, uzun farlardan gelen sert ışıklarla gece yolculuklarında
daha belirginleşir.
Böyle durumlarda sürücü ve araçta yolculuk yapanlar ya aracın
tozsuz ortamda hızlı seyri sırasında, camları açıp bir süre giderek
temiz hava dolaşımını sağlamalı, ya da bol ve sert rüzgâr alan
bir yerde verecekleri ilk molada, aracın tüm cam ve kapılarını
karşılıklı açarak aracı havalandırmalıdırlar.
En sağlıklısı kışın üşüten, yazın terleten suni deri yerine tercih
edilen kumaş kaplı koltuklar vakumlu süpürgeyle hava çekilerek
veya yüksek hava basıncıyla hava püskürtülerek tozlardan arındırılmalıdır.
Paspaslar çırpılmalı, mümkünse yıkanmalı, toz bezinin giremediği
yerlere koltuk altı ve hava borularına hava tutulmalı, kıyıda
köşede kalmış toz veya polen dediğimiz çiçek tozlarının araç dışına
atılması sağlanmalıdır. Mümkünse döşemeler toz tutmayan, deri
koruyucu anti statik silikonla temizlenmesi, o yoksa nemli bezle
silinmesi, daha rahat bir yolculuk yapmanıza imkân sağlayacaktır.
Makbul olan bol oksijenli, tozsuz, kokusuz, dumansız hava teneffüs
ederek yola devam etmek olup, bu ortam sürücüyü daima zinde tutacaktır.
Egzoz
Kazanı
Dış etkenlere en fazla muhatap olan araç parçalarından biri olan
egzoz kazanı motor çalıştıkça ısınır, yağmur, çamur, kar, yol
tuzlanması gibi etkenlerle saç özelliğini kaybederek önce çürür,
sonra çatlar, delinir, yarılır. İlk belirgin özellik motor sesinin
değişimiyle fark edilir, ses artar, motosiklet sesi çıkar. Bazı
durumlarda kazanı yenisiyle değiştirmek kaçınılmaz olurken, bazı
durumlarda saçta ki çatlak veya çürüme durumuna göre kazan da
beliren delik kaynakla kapatılabilir.
Kazan çatlakları ya egzoz uç boruları yanından, kelepçelerden
ya da kazanın imalatı sırasında birleşme köşelerinde ki kaynak
noktalarında görülür. Araçta gerekli önlemler alındıktan sonra
kaynakla yapılacak tamirat sonucunda aynı egzoz kazanıyla yağışlı
mevsimi atlatarak, bir veya birkaç sezon daha kullanma imkânı
bulunabilir.
Hava
Filtresi
Motorun
sağlıklı çalışması için yakıta ihtiyacı olduğu kadar temiz süzülmüş
havaya da ihtiyacı vardır. Yakıt yakışının sağlıklı ve randımanlı
olabilmesi için hava filtresinin süzgeç dilim araları temiz olması
gerekir.
Hava filtresinin temizliği ise motor yağının temizliğine
etki eder.
Hava filtresi ne kadar temiz olursa, araç ne kadar temiz, tozsuz,
topraksız
yolda seyrederse, hava filtresi de temiz kalacak,
motor yağı
da kullanım sonucu o kadar renk ve kesafeti ile istenen düzeyde
temiz çıkacaktır.
Olumsuz şartlarda ki yollarda, kaçınılmaz durumlarda, hava filtresi
ve motoru azami koruma için mümkün mertebe yavaş seyredilmelidir.
Hava filtresi süzgeç yaprakları arasına basınçlı hava püskürtmek
veya renk, yağlanma, sertleşme belirgin hale gelmiş filtre özelliğini
kaybederek görev yapamaz duruma gelmiş ise, yenisiyle değiştirmek
motor temizliği sırasında ve bakım sırasında yapılması gerekenlerdendir.
Bujiler
ve Platin
Aracın
çalışmasında en önemli faktörlerden biri de marşa basınca motorun
makul düzeyde ateşleme ile çalışmasıdır.
Bujiler yeni, platin ayarı tamamsa sorunsuz bir çalışma sağlanır.
Aksi durumlarda ömrünü doldurmuş kömürleşmiş bujiler, ayarı bozulmuş,
eskimiş bir platin ile randıman düşer, motorun çalışmasında gecikme
yaşanır, yakıt sarfiyatı artar, ritim bozularak motorun çalışması
sürücüye zevk vermez.
Motor yağı değişiminde yağ miktarı lüzumundan fazla olmamasına
bujilerin yağlanmamasına bilhassa dikkat edilmelidir.
Bujiler belirli kilometre yaptıktan sonra platin karşıklıklı çalıştıuğı
meksefe, periyodik zamanlarda yenilenmesi araçın motorunda verimi
artıracak, motorun ritmik çalışmasını sağlıyacaktır.
Motor
V Kayışı
Motorun
çalışmasıyla akünün sarj yapmasını sağlayan, motorun soğumasına
yardımcı olan motor V kayışı kasnakla dinamo arasında ihtiyaca
göre konulan pullarla uygun hale gelene göre ayarlamalıdır. Kayış
sıkı olursa rulmanlar zorlanır, gevşek bırakılırsa gereği gibi
sarj ve soğutma yapmaz.
Motor kayışı çok kullanıldığı durumlarda zamanla kurur, lastik
esnekliğini kaybederek çatlamalar meydana gelir.
Kayış üzerinde dıştan bu çatlaklar belirgin olarak görülmese de
dairesel biçimde ki lastik kayış yerinden çıkarılıp içten geriye
doğru bükülürse çatlaklar kendini belli eder.
Çalışırken aniden kopan V kayışı motor soğutma yapamaz, motor
harareti artmaya başlar, yola bu şartlarda devam edilirse akü
biter, motor yanar.
Kopmuş kayışla iki, üç en fazla beş km den çok gidilmemelidir.
Bunun gibi nedenlerle motor V kayışının kopmasını beklemeden zaman
zaman durumu kontrol edilmelidir.
Araçta yedek motor V kayışı bulundurulması yedek gaz teli, yedek
debriyaj teli bulundurmak gibi daima faydalı olur.
VW
Motoruna Sekman (Segman) Atma
Çalışan
otomobil motorunda 150- 200 bin km sonra aşınmadan doğan yağ kaçakları
başlıyor, kompresör de kaçırma, verim
kaybı, güç zayıflaması hissediliyor.
Buji başlarında görülen kurum, kömürleşme motorun yakıtı randımanlı
olarak yakmadığının ilk sinyalleri olarak kendini belli
ediyor.
Böyle
durumlarda
aracı bu şekilde kullanmaya devam eden sürücü motor yağ çubuğu
kontrolünde belirgin eksilme görüyor.
Motor yağının bir kısmı sızıntı olarak
motor çevresine bulaşırken, bir kısmı egzozdan yanarak kayboluyor.
Eksik yağla motor kullanımı zamanla hasarın büyümesine yol açıyor.
Yapılması gerekenlerin başında motoru yarıya kadar söküp, kaval
boruları, saplamalar, buji yatakları, siboplar kontrol edilir,
contalar değiştirilir, piston gömleği, silindir kapağında birikmiş
olan kurum ve kirlerden taşlanarak arındırılır.
İyi basmayan siboplar yüzünden motor gücü azalarak, daha fazla
yakıt harcanacağı için, piston yataklarında aşınma varsa telafi
edilir.
Aşınan sekman, (piston üzerinde ki bilezikler) tam yaylı sekman
ile yenilenerek yağ kaçaklarının önüne geçilir.
Bu operasyonla normal yakıt yanışı sağlanır, kompresör artar,
motor da eski gücüne kavuşur. “Yarım motor yenileme” ile motorun
en az 200-250 bin km daha kullanım imkânı kazanılır.
İlk bin kilometre kullanım sonrası yerine alışan siboplar bir
kez daha ayarlanır, bunu takip eden her beş bin kilometre de motor
ve sibop ayarları yeniden gözden geçirilmelidir.
Yavuz
Oto: Özel Servis
Dolapdere Cad. No: 58 Dolapdere - Şişli/İstanbul. Tel: 0(212)225
88 10 Gsm: 0542 331 34 73
Vites
Karışması
Aracınızın markası modeli ne olursa olsun her otomobilde karşılaşılabilir
bir arızadır.
Yüzde bir ihtimaldir ama öyle bir yerde, öyle bir an gelir ki
vites, 3'de 2'de veya 4'de kalır. Böyle bir durumda arızayı gidermek
için bazen motor indirmeden kuyruk kapağı açılarak vitesi sıkıştığı
yerden kurtarma şansı olabilir.
Diğer durumlarda ise şanzıman, motoru indirmek gerekebilir ve
şanzıman açılarak levyeler yerine getirilir.
Metal yorgunluğu, aşınma, nedeniyle laçkalaşan vites kolunun kumanda
ettiği dişliler aracı ileri veya geri alırken levyelerin çıkması
olarak tanımlanan vites karışması halinde, vites yerine girmiyorsa
mutlaka bir sebebi vardır diye düşünüp zorlamamak gerekir.
Bazı hallerde ise mesela araç yokuşta duruken 3. vites ile geri
vites aynı anda girebilir ki bu durumda aracı boşa almak veya
yerinden ileri geri iterek kıpırdatmak mümkün olmaz. Çekiciyle
en yakın tamir servisine götürmek tek çaredir. Beklenmedik anda
başınıza gelebilecek bu düşük ihtimal için öfkenizin kurbanı olmamak
için vitese takarken acele ve sinirle, vites kolunu yuvasında
zorlamayınız.
Akım
Taşıyan Kablolar
Aracın
içine döşenmiş elektrik tesisatı en önemli ağlardan olup,
en ufak bir kısa devre veya buna neden olacak ihmalde
araçta yangına neden olabilir.
Yaşlı araçlarda doğabilecek bu problem eskimiş kablolardan kaynaklanmaktadır.
Kablolar yıllarca üzerinden akım geçirmekten yalıtkan özelliğini
kaybetmederek zayıflar, üzerini kaplayan plastik sertleşir, izolasyon
ve koruyuculuk niteliğini yitirmeye başlar, nem ve farklı ısılardan,
ezilmelerden tellerde kırılmalar olabilir. Problemin varlığı biraz
da farların aydınlatma gücünden fark edilebilir. Zayıflayarak
eski aydınlatma gücünü kaybeden farlar, araç içi lambalar hatta
kilometre saati iç lambasına akım taşıyan kabloların yenilenmesi,
elektrik tesisatının, sigorta kutusunun gözden geçirilmesi ile
ışık gücü yeniden eski haline kavuşur, gece sürüşlerinde daha
aydınlık, huzurlu, emniyetli yol alma imkânı doğar.
Cam
Silecekleri
Cam
silecekleri özellikle yağışlı mevsimlerde araç sürüşünde ileriyi
net ve rahat görüş sağlayabilmesi için camı temiz, iz bırakmadan,
çizmeden rahatça silebilmelidir. Bunun
için silecek kollarının yayları uygun gerginlikte olmalı, silecek
süpürgelerinin
(lastikleri) lastik özelliğini, yumuşaklık, esneklik kabiliyetini
kaybetmemiş olması gereklidir.
Güneş
altında yatan araçların pencere kenar lastikleri gibi, cam silecek
lastikleri de ısı karşısında sertleşir, kurur pervane gibi hafif
de olsa dönme yapar, kaydırma özelliğini kaybeder, camı tam silemez.
Bu gibi durumlarda cama fiskiye yardımıyla atılan suya kaydırıcı
özellikli cam suyu ilave edilebilir, sürtünmeden dolayı oluşan ses
kesilmez ise ya silecek lastikleri ya da silecek kolları bütünüyle
değiştirilir. Değiştirilme sonrası süpürgelerin stopları takılıp
kontrolü yapılmalıdır.
Cam tozlu veya çamur birikmiş ise cam sileceği hemen devreye sokulmamalı,
camı yıkadıktan sonra silecek çalıştırılmalıdır.
Kurumuş çamur ve birikmiş tozlar camı zımpara yapar gibi cizer,
çiziklere yağlı çamur dolar, cam devamlı yağlı gibi görünür, görüşü
bozar. Günümüzde bir çift süpürge 60 TL civarındadır.
|
Lastik
Patlaması ve Tamiri
|
Her
sürücünün karşılaşabileceği olaylardan bir tanesi de lastik patlamalarıdır.
Hiç umulmadık zamanda başa gelebilecek bu tip olaylarda seyir
halindeki sürücüler soğukkanlı bir davranış içinde en kısa zamanda
en yakın ve uygun, emniyetli
yere gelerek aracı durdurmalılardır. Lastik patlamasına çoğunlukla
neden olan etkenlerin başında dönen tekerleğe zeminde bulunan
metal cismin girmesi ile yaşanır. Toprak, parke veya asfalt zemin
üzerinde yatmakta olan çivi, vida, metal benzeri sivri uçlu, başlı
parçalar üzerinden geçişte dik açıyla karşılayan lastik bunları
bünyesine alır ve her dönüşte metal parça lastik içinde derinlere
doğru, boyu kadar ilerler.
Araştırmalara bakıldığında, araçta arka lastiklerdeki patlamalara
ön lastiğe oranla daha sık rastlanmaktadır. Bunun nedeni yerde
yatan metal parça üzerinden birden geçen ön lastik buna hareket
kazandırarak parende attırır, aynı çizgide arkadan gelen arka
lastikle hareket halindeki dik karşılaşan metal lastiğe saplanır.
Bu durumlarda saplanan metal parçanın boyu ve kalınlığı önem kazanır.
Lastik dişleri arasına sıkışarak saplanan kalın somunlu vidaların
aşırı hızla dönmekte olan lastiğin yarılmasına ve bu yarılmanın
hızla büyümesine bile sebep olduğu görülebilmektedir.
Ani sönmelerin yanı sıra lastikte birkaç hafta sürebilen hava
kaçırmalarına da rastlanabilir. Genellikle lastik bünyesine giren
ince vücutlu çivi benzeri metaller sönmenin yavaş gerçekleşmesine
neden olurken, sübop dan hava kaçırmalara veya jantlarda vuruklardan
meydana gelebilecek deformasyonların sebep olduğu da gözlenebilir.
Bir başka neden ise lastik yanağının jantla temas yüzeyine sürülen
kayganlaştırıcı emülsiyonun kuruması, jantta zamanla olabilecek
karıncalanmalar sonucu doğabilen problemler olarak sayılabilir.
Bu tip vakalar dişleri aşınmış lastiklerde daha sık görülür. Lastik
sönmesine bunun dışında başka durumlarda da rastlanabilir örneğin
sivri ve keskin çakıl taşlı mıcır dökülmüş yollarda seyir halinde
veya dar alanda yapılacak keskin ani, manevralarda lastik yanağına
saplanabilecek veya temas anındaki zorlamalarla tabana nazaran
daha hassas olan lastiğin yanaklarını kesen taşlar tahribata sebep
olur. Lastik yanaklarında ki kesiklere buzlu ortamlarda, kaldırım
platformlarına çıkışta veya sürtmelerde de rastlanmaktadır. Park
halinde bırakıldıktan sonra vuku bulacak lastik sönmeleri tehlike
yaratmazken seyir halinde ki patlamalarda hava basıncını kaybetmeye
başlayan lastik direksiyonun ağırlaşmasına ve aracın istem dışı
bir başka yöne doğru kuvvetle gitmek istemesi
olarak kendini gösterir.
Havası kaçmış lastikle yola devam halinde lastik içinde bulunan
tel omurganın kırılmasına dolaysıyla deforme olmasına sebep olurken
jant, lastiği çiğneyerek deliğin, yarığın büyümesine, parçalanmasına
neden olur. En kısa zaman ve uygun yerde duran sürücü ilk iş olarak
flaşörleri yakmalı, uyarı, ikaz işaretlerini koymalıdır. Zaman
zaman yapılan kontroller ile ihtiyaç halinde kullanılabilir durumdaki
yedek lastik çıkarılarak aracın altına doğru yatırılmalı ve araç
krikoya alınmadan jantı tutan biconlar hafifçe gevşetilmelidir.
Bazı durumlarda uzun süre çok yol yapmış, sökülmemiş bicon vidaları
adeta yuvasına kaynamışcasına açılmakta zorluk çıkarabilirler,
böyle durumlarda yerine iyice oturtulan bicon anahtarının kuvvet
kolu ek bir başka boru ile uzatılarak güç kazanılabileceği gibi,
biconlar etrafına, yivlerine yağ döküp bir müddet beklemek, pas
sökücü sperey sıkmak, bicon üstüne düzgün çekiç darbeleri ile
biconu sıkıştıran toz , kum, pas benzeri birikimlerden kurtarma
yolları bazı hallerde çözüm olabilir.
Kol gücü gerektiren biconları açma işi mutlaka araç kaldırılmadan
yapılmalıdır, zira krikoyla yükseltilen aracın lastik üzerine
binen ağırlığı kalkınca biconların açılması daha da imkansız hale
gelebilir.
Biconlar ise tekerleğin dönüş yönünün tam tersi istikametinde
açılır. Araç bu durumda geri gitme veya zorlanma eğilimi gösterirse,
zemin meyilli ise, takoza almak, el frenini çekmek, bir başka
kişinin frene sıkıca basması denenmelidir. Yerine yerleştirilen
kriko ile (Bazı Amerikan araçları tampondan kalkar) yerden teması
kesilerek yükseltilen aracın değiştirilmesi gereken tekerleği
çıkarılmalı ve yerine (stepne) yedek lastik yerleştirilmelidir.
Bu da önce bir biconun karşılığı delik yuvası bulunarak bicon
takılıp tekerleği taşıma işini görmeye başlayan bicondan sonra
diğerleri daha kolay takılıp çapraz sırasıyla sıkılmalı ve araç
krikodan indirilerek aynı sırayla tekerlek yerinde sıkılarak araç
seyre hazır hale getirilmelidir.
Her an üç lastikle kalma rizikosuna karşı patlak lastik en kısa
zaman ve en yakın tamircide kullanıma hazırlanmalıdır.
LASTİK TAMİRİ
Sönmüş lastiğin tamiri için öncelikle sönme nedeni bulunmalıdır.
Lastik gerçekten patlamış mıdır, yoksa havası mı söndürülmüştür
veya patlama yeri lastik yüzeyinde midir veya sübop, lastik yanağından
mı hava kaçmaktadır.
Bütün bunları anlamak için lastiğe normalin üzerinde basınçlı
hava verilerek su dolu bir küvet içine sokulur.
Su içinde lastikten dışarı çıkmak isteyen hava, kabarcıklar yaparak
yerini belli eder. Yeri tespit edilen çivi veya benzeri cisim
dışarı çıkarılır.
Bu tür deliğin tamir işlemi, lastiği janttan ayırmadan yapılabilirken
tekerleğin balans ayarı da bozulmamış olur. Yeni geliştirilen
bu teknikte 8-10 cm boyunda ince kauçuk benzeri özel bir madde,
patlayan lastiklerde yama olarak kullanılmaktadır.
Lastik içinde yapışma ve şişme özelliğine sahip fitil ince uçlu
bir pens ile ortasından tutularak V biçiminde çivinin çıkartıldığı
yere kol gücü ile sokulur, lastiğin iç yüzeyinden çıkan kauçuk
fitil bu bölümde vida başı gibi şişerek yamanın geri çıkmasını
imkansız hale getirir. Lastiğin dış yüzeyinde kalan yama fazlası
ise kesilerek delik sağlıklı biçimde kapanmış olur. Lastik havaları
normale getirilerek kullanıma hazır edilir.
Patlama nedeni lastiğin janttan ayrılmasını gerektiriyorsa bu
defa lastiğin içi iyice kontrol edilip dıştan görünmeyen veya
başı olmayan fakat iç yüzeye çıkış yapan çivi benzeri metal parçalar
varsa çıkarılır.
Bu arada jantta oluşabilen metal karıncalanmalar zımparalanarak,
temizlenirken, gözlenen jant eğilmeleri de preslenerek uygun kullanım
haline getirilir.
Tamir sonrası jantta takılan lastik bu defa kurşun çakarak balans
ayarı yapılır ve yola uygun hal alması sağlanmış olur.
Uzun süre kullanılmayacak araçlar takoza kaldırılmalıdır. Lastikler
aynı biçimde, aynı noktada beklemekten dolayı aracın ağırlığı
nedeniyle iz yapar ve düz yüzey oluşturur. "Taban Oturması"
olarak nitelenen bu tür karşılaşmalar daha ziyade esnekliğini
kaybedip sertleşmiş yıllarca kullanılmış lastiklerde görülürUzun
süre yatacak araç lastiklerine gereğinden fazla hava basmak zeminle
teması en aza indirmek lastik deformasyonuna karşı yararlı olur.
Lastik dişleri arasına bazen çakıl taşı girip şıkışabilir, böyle
durumlarda lastik dişi zemini kavrayamaz, ihtiyaç anında yapılan
ani frende, fren mesafesinin uzamasına, aracın kaymasına neden
olabilir.
LASTİK BASINCI
Araç
lastikleri ihtiyaç duyuldukça, yola çıkarken kontrol edilmelidir,
gözle yapılan kontroller hiç bir zaman sağlıklı olmayacağı gibi,
akaryakıt istasyonlarından doldurulan hava, ibrenin istenildiği
yerde görünmesine rağmen kadranda görülen değerde de değildir.
30 hava bastığını sanan ve gören araç sahibi aslında istediği
değere ulaşamamış olabilir. Farklı basınç taşıyan lastikler rot
ayarı bozukmuş izlenimi yaratabilir.Lastiklerinizin hava basıncı
düşük olduğunda araç üzerinde ki hakimiyetiz azalabilir, fren
mesafesi uzar, lastikler kullanma süresinden önce aşınır.Ayrıca
kızakjlama riski ve yakıt tüketiminin artmasına neden olur. Lastik
hava basıncı gereğinden fazla ise aracın yol tutuşu azalır, fren
hakimiyeti zayıflar, istenmeyen sapmalara neden olabilir.
Lastik yanakları herhangi bir yarılma, çatlama, yırtılma başlangıcına
karşı kontrol edilmelidir.
Lastiklerin diş derinliği yasal sınır olarak 1,6 mm dir, buna
rağmen maksimum güvenlik için diş derinliği 3 mm altına düşen
lastiklerin yenilenmesi tavsiye edilir.
Lastiklerde görülebilen düzensiz aşınma veya ön ve arka lastikler
arasında aşınma farkı doğmuş ise lastik bayiinde gerekli rotasyon
ve ölçümler yapılmalı, varsa aşınma yasal sınıra yaklaşmakta veya
yasal sınırın üzerinde ise sağlıklı ve güvenli bir sürüş için
mevsim şartları da göz önüne alınarak lastikler yenilenmelidir.
ARAÇ
GÜVENLİĞİ
İlk
akla gelen aracın periyodik motor bakımı, lastikleri, rot balans
ayarları, buji platin, kullanılan yakıt gibi görünür. Oysa her araç
sahibi sürücü aracını bıraktığı gibi bulmak ister. Bu nedenle ilk
dikkat edilmesi gereken hususların başında aracın park edildiği
zaman, yer ve mekânın konumu gelir. Gece yapılan araç parklarında
karanlık, görüşe kapalı yerler, araç soygunları için büyük tehlike
taşır. Her ne kadar araca hırsıza karşı alarm takılsa, araç sigortalanıp
kasko yapılsa, kiralık araç bile olsa karşılaşılan beklenmedik üzücü
durum, zamanınızın bir kısmını bu konuyla ayırmanıza, tamircilerde,
karakolda, sigortacıda maddi manevi kayba uğramanıza neden olacaktır.
Bu nedenle park ederken mutlaka ve mutlaka araç içinde gözlük, çakmak,
telefon, parfüm, paket, mont, kazak, şemsiye benzeri hiçbir şey
bırakılmamalıdır. Mümkünse müzik seti kızaklı olmalı, hızsıza cazip
gelecek bir obje görünmemelidir.
Torpido gözü kapağının açık ve içinin boş görünmesi, hırsızlık yapacak
kişi için merakı giderici, caydırıcı olabilir.
Ön konsol üzerinde bırakılmış yarım paket sigarayı almak için bile,
aracın camı kırıldığı unutulmamalıdır.
Park
edilen zemin lastiklerin durumu açısından farklılık gösteriyorsa,
bir tekerlek kaldırımda, diğer bir tekerleğin yarısı taşın üzerinde
kalmış ise, dönüşünüzde lastik hava basınçlarında azalma olabilir.
Olası bu ihtimale karşı park edilen yerde lastik sönmüşse, aracı
krikoya kaldırabilecek, stepne takılabilecek mesafe var mıdır, aracın
bırakıldığı andaki konumu göz ardı edilmemelidir.
Aracının önü ve arkasına tampon tampona park edebilecek araçların
gelebileceği unutulmamalıdır. Park edilen yer eğer yokuş ise motor
yağı yokuşa paralel aynı açıda bir seviyeye süzülecektir.
Aracın park edildiği yerin çevresi güvenli mi sorusu daima sorulmalıdır.
Bazen eski bir bina önüne yapılan geçici parklarda araç tavanına
balkon çöktüğü, çatılardan sarkan buzların veya herhangi bir şey
düştüğü görülmüştür.
İnşaat önleri, spor sahaları yakınları, boyahane, marangozhane benzeri
iş atölyelerinden etrafa yayılan tozlar nedeniyle aracınız ve boyası
için risk taşır. Güneş ışınları gerek araç boyasının, gerekse aracın
cam sileceği lastikleri, kauçuk, deri gibi aksamın baş düşmanıdır.
Boya solar matlaşır, konsol, koltuk kaplamaları, cam lastikleri
kurur, çatlar. Bu nedenle park edilirken gölge yerler seçilir. Ağaç
altına bırakılan araçlarda kuş pislemelerine, kapalı garajlarda
araç üstüne çıkan kedilerin işemelerine sıkça rastlanır. Boya üzerine
temas eden, leke yapan, renk farklılıklarına neden olan asitli izler
vakit geçmeden ilk fırsatta yıkanarak temizlenmelidi.
Bir
de sürücünün dışında gelişen olaylar vardır ki buna engel olmak
imkansız gibidir. Yine de yağışlı havalar kuru havalara göre daha
fazla risk taşır. Örneğin dar sokaklarda, eski yapıların dibinden
yol alırken nasıl yayalar için tabela, klima düşmeleri oluyorsa
araçlar için de ihtimal dahilindedir. Genellikle pencere pervazları
sonradan sıva ile yapılan beton yağmurluklar olup zamanla içine
sızan sularla mukavemetlerini kaybederek katlarca yükseklikten düşebilir.
Beyoğlu Balo Sokakta bir taksinin ön camına düşen bu beton pervaz
parçası ön camı delerek sans eseri yolcu olmayan yere ok gibi saplanmış.
Eski otomobil camları bu gibi durumlarda havalı olduğu için mercimek
gibi dağılırken, günümüz teknolojisi ile camlar dağılmak yerine
sadece kırılıp plastik katman sayesinde yine bir arada kalarak yolcuların
yüzüne, gözlerine zarar vermeleri sınırlı ölçüde engellenmiştir.
ARACIN
EGZOS EMİSYON KONTROLÜ
Gerek trafik kontrolünde ceza yememek için gerekse araç muayenesine
gitmeden önce yapılması gerekenlerden birisi de Emisyon pulunun
alınmış olması.
Günümüzde (2017yılı itibari ile) iki yılda
bir yapılan egzos kontrolü ile yetkili emisyon ölçüm istasyonlarından
verilen emisyon pulu için her araç için 50 TL ücret ödeniyor.
Üç beş dakika içinde biten kontrol sırasında motor çalışırken egzos
borusu içine sokulan ölçüm çubuğu ile motorun yakıt yakışı kontrol
ediliyor. Havaya karışan yakıt yanığı atık hava belirlenen standartlara
uygun ise oranları gösteren ekranda bilgisayar çıkışı alınarak ödeme
yapılıyor.
Egzos çıkışında ham benzin oranı yüksek ise motora hava ve yakıt
ayarı yapılarak tekrar ölçüm yapılıyor.
Ayrıca aracın her yıl yenilenen trafik sigortası süresini geçirmemek
gerekiyor.
ARAÇ MUAYENESİ
Aracın peryodik zamanlarda (İki yılda bir) yapılan muayenesi sırasında
beklenmedik sorunlar çıkabiliyor.
Muayene
için yaklaşık bir hafta öncesinden istenilen gün ve saatte randevu
alabilmek için TÜVTÜRK web sitesinden rezervasyon yapılıyor. Cep
telefonuna nuayene gün ve saati mesaj olarak gönderilip randevu
doğrulanıyor.
Muayene istasyonuna en az bir saat öncesinden ruhsat ve egzoz muayene
kartı ile giden araç sahipleri, harç yatırıp sıra numarası alıyorlar.
Sıra numarası alınırken ekrana plaka ve aracın tam kilometresi de
yazılıyor.
Dijital göstergeden sırası gelen araç kanala giriyor.
Görevli tarafından ilk bakılan yer aracın şasi numarası oluyor,
daha sonra aksi yönde dönen silindirler üzerine getirilen tekerleklerin
frenlerinin testi yapılıyor.
Muayeneye giren aracın kontrolü sırasında bazen trafik için önemli
sayılacak kusurlara rastlanıyor. Bunlar hafif ve ağır kusur olarak
ikiye ayrılıyor.
Hafif kusurlar için muayeneden (giderilmek üzere) geçer alınırken,
ağır kusurlar için tekrar randevu alınıp bir ay içinde olmak üzere
yeniden para ödemeden yeniden randevu alınıp muayeneye giriyor.
Genellikle araç sahibi fren hortumlarını, balataları, fren ayarlarının
tamam olduğunu sanıyor. Bu husus, tamirhaneden tamam diye çıktıktan
sonra bile test yapılmaz ise yanıltıcı olabiliyor.
Bu nedenle araçta eğer böyle bir ihtimal imkan dahilinde görülüyorsa
araç muayene'ye girmeden önce ilgili servislerden "Fren Test
Raporu" alınmalıdır.
Bilgisayar ortamında testi yapılan araçta Teker sürtünme, Fren gücü,
Kitleme farkı, Pedal basıncı, Ana fren ve El freni için yapılan
kontrolde hata varsa giderilmesi, zaman kaybını ve muayeneden geri
dönüşü engelleyecektir.
Sık görülen ağır kusurlar
Bir kaçını sayacak olursak, öncelikle farlar geliyor. Kısa ve uzun
farların fonksiyonlarını tam olarak yapıp yapmadığı ağır kusur sayılırken,
kısa veya uzun huzmeli far ayarının düşük, kısa veya uzun huzmeli
far ayarının yönünün hatalı olması, hafif kusurlar sınıfına giriyor.
Araçta takılmış olan sis lambası var ise bunların da fonksiyonlarını
yerine getirip getirmediği kontol ediliyor, aksi durumlarda hafif
kusur sayılıyor. Emniyet kemerleri işlevini yerine getiremiyorsa
bu da ağır kusurlardan sayılıyor.
Şasi kaçaklarında sinyal ile birlikte yanan fren lambası varsa bu
arızanın kontrolü ve giderilmesi gerekiyor, aksi durumda ağır kusur
sınıfına giriyor.
Motor
bakımı sırasında üzerinde birikmiş olan var ise yağlar, öncelikle
motor ısısının gereksiz yere artmasına neden oluyor, ayrıca muayenede
motor yağ kaçakları, şanzıman yağ kaçakları yine hafif kusurlar
sınıfında yer alıyor.
Motoru ne kadar silerseniz siliniz, muayene görevlisi aracın altına
bakınca damlayan yağların izlerini görebiliyor. Bu durumdaki araçlar
için motor ve alt yıkama muayene öncesi gerekebiliyor.
Çamurluk çürümeleri varsa hafif kusur olarak rapora işleniyor.
Araç sahibinin araçta bulundurması zorunlu olan sağlık çantası,
yangın söndürücü, reflektör için de dikkat edilmesi gereken hususlar
arasında reflektörün ön ve arka için iki tane olması, yangın söndürücünün
dolu ve son kullanma tarihinin geçmemiş olması, (Altı ay süresini
aşmamış olması gerekiyor).
Sağlık çantası içinde gerekenlerin eksiksiz bulunması kontrol ediliyor.
Muayene sırasında cam sileceklerinin çalışıp çalışmadığı ve cama
su atan su fiskiyesinin işlevi kontrol ediliyor, olumsuz durumda
ağır kusur sayılıp araç muayeneden geçemiyor.
Muayenede
Şasi kontrolü
Araç muayenesinde araç altında kanala giren görevli aracın çeşitli
yerlerine levye ile vurarak saçın direncini, çürük varsa kapladığı
yüzeyi inceliyor. Muayene sırasında 15-20 yaş üstünde ki araçlarda
rastlanan bu tip hasarlar emniyet açısından "Ağır Kusur"
kapsamına girdiği için araç, muayeneden geçer not alamıyor.
Bu nedenle hem muayeneden geçmek, hem de araç içindekilerin güvenliğini
sağlamak için şasi üzerindeki çürük bölümler sağlam bölüm bulununcaya
kadar kaynakla tamir edilmesi gerekli oluyor. Çürük bölüme şablon
çıkarılıp kalın saçtan parça kesiliyor ve yerine uygun haline getirilip,
kaynaklanıyor. Kaynak sonrası yeni takılan metal parçaları dış etkenlerden
korumak için o bölüm silikonlu, ziftli boya ile boyanıp hava teması
kesiliyor.
Egzos ölçüm kuponu kontrol ediliyor
Emisyon pulu alınmamış, veya süresi geçmiş ise araç egzoz kontrolü
için istasyonun diğer noktasında sıraya giriyor. Lastiklerin diş
derinliği de fenni muayene sırasında yapılan mm lik ölçümlerde uygun
olmasına bakılıyor.
Bunlar haricinde araçta mutlak bulunması gereken emniyet kemerlerinin
eksikliği, araca takılmış olan ilave spotlar, trafiğe engel aksesuarlar,
değişiklikler muayenede problem çıkartabiliyor.
2017 yılında uygulamaya başlanan bir önemli husus ise vidasız plakaların
kontrolü oluyor.
Plaka üzerinde vida başı var ise muayenede ağır kusur sayılıyor,
araç muayeneden geçer alamıyor
Mesela sıfır rakamı ortasında ki vida başını otomatik okuyucular
8 olarak görüyor. Üç kancasında ki vida yerini dokuz, dokuz kancası
altına denk gelen vida başını sekiz olarak algılıyor. Altı rakkamını
ucu vidalı ise sekiz algılıyor.
Bu bazen plaka vidası monte edilirken bilmeyerek tesadüfen denk
geliyor, bazen de optik okuyucu okuyamasın diye kasıtlı yapan da
oluyor.
Bunların önüne geçmek için yeni plaka bastırılması gerekiyor, on
dakikalık bir işlemle, maaliyeti 20 TL.
Avrupa yakasında oturanlar Eyüp Stadı yan sokağında yaptırabilirler.
Eski plaka sökülüp orada iade ediliyor, ona göre, paslı vida, somun
varsa kolayca sökebilmek için önceden tedbir alınması gerekiyor.
Bir de ruhsatın fotokopisi çekiliyor. Muayeneden kusur raporu verilmiş
ise bu da plaka basan yere gösteriliyor.
Frenlerinin sıkı tutması lazım, Emniyet Kemerleri kontrol ediliyor.
Stepneye bakılıyor, Dörtlü sinyal, Fren lambaları normal yanmalı
bunların hatalı olanları ağır kusur sayılıp geri dönüyor.
Tüm işlemler pozatif ise bilgisayardan çıkan araç muayene raporu
sürücüye imzalatılıp teslim ediliyor.
İki kez muayeneden geçemeyen araç için yeniden harç yatırılıyor.
26.09.2018 itibariyle normal bir otomobil için ödenmesi gereken
muayene harcı KDV dahil 226 TL civarında tutuyor.
ARAÇ SEVGİSİ
Siz
araca bakarsanız araç da size bakar. Araç sürücü ilişkisinde aracı
sevmek büyük önem taşır. Uzun süreli ve problemsiz bir beraberlik
için yapılması gerekenlerin başında ise sabır, anlayış, yatırım
gelir. Aracınızı bakar, onunla bütünleşirseniz, ona olan sevginiz
daha da artacaktır.
Bunun için yapılması gerekenlerin başında gelenleri ise şöyle sıralayabiliriz.
Aracı sevmenin birinci şartı aracı ara sıra da olsa bizzat kendinizin
yıkaması, kurulamasıdır.
Sevmenin bir yolu da dokunmak, aracı çocuk gibi özenle yıkamak,
onu daha güzel, daha temiz görünmesini sağlamak, sahibini mutlu
etmeye yetecektir.
Bir tatil gününüzü, zamanınızı araç bakımına ayırdığınız zaman,
yıkama sonrası lastik yanaklarına arap sabunu, kola veya yanakları
daha siyah göstermesini sağlayan spreylerden sürmek için eğilip
kalkmanız verilen emek sonrası onu kirletmemeye özen göstermenizi
de sağlayacaktır.
Otoparkta kalan araca biner binmez kontağı çevirip yola çıkmak,
ataktan yeni kalkmış, yeni uyanmış birinin sırtına yumruğu vurup
yokuşa sürmek gibidir. Dinlenmiş aracı çalıştırıp kısa bir müddet
rölantide beklemek, yağın motor içinde devridaim yapmasına imkan
vermek motorun daha sağlıklı çalışmasını kolaylaştıracaktır.
Aracınızla
gittiğiniz uzun yol sonrası tatillerde, seyahatlerde araçla beraber
çekilen fotoğraflar, yıllar geçse de anıların belgesi olarak sizde
iz bırakacaktır.
Aracınızla taşıdığınız sevdiklerinizin araçla fotoğraflarını çekmek
anıları sürekli kılacak aracın kimleri taşıdığı, aracınıza kimlerin
bindiği konusunda aracınız şahidiniz ve anılarınızın ortağını olacaktır.
Aracınızı bizzat kendinizin tamire bakıma, götürmek gereken bir
aksesuar veya değişmesi gereken bir parçayı alıp takmak, taktırmak
sevginizi artıracaktır. Tamir sırasında başında durmak, beklemek
hastanıza gösterdiğiniz ilgiyi, itinayı araca göstermek duygusal
bağlamda araç sevgisini büyütecektir.
Otomobilinizle ne kadar çok yere gider, ne kadar çok anı yaşar,
paylaşırsanız sevginiz o derece büyür.
OTOMOBİLDE
RENK SEÇİMİ
Kimisi için zamanın büyük bölümü araç içinde şehir içi
trafikte veya uzun yolda geçer.
Seçtiğiniz araç rengi bir bakıma kişinin zevkini yansıttığı gibi,
günlük kullanımda avantaj sağlaması tercih edilmelidir.
Otomobil renkler ise aracı kullananın yaşına, cinsiyetine, mesleğine
uyumlu olması istenir.
Araçta kadınsı renklerin yanı sıra erkeksi renklerin de otomobilde
sürücüsüyle, sahibiyle ahenkli olmalıdır.
Çimen yeşili, leylak, turuncu, pembe renkli bir otomobili kullanana
eşinin aracını almış, ya da kadınların otomobilde seçtiği renkler
gözüyle bakılırsa, siyah, lacivert, füme gibi renkler ciddiyeti,
ağırbaşlılığı, iş adamlığını temsil eder, genellikle makam araçları
bu renklerden seçilir.
Bunun yanı sıra halk arasında renkler için dile düşmüş, sabitleşmiş
zihniyetler ön plana çıkar. Kırmızı bir otomobil için itfaiye aracı
gibi benzetmesi yapılırken, beyaz renk için ambulans, siyah için
cenaze arabası, yeşil için türbe veya cenaze aracı, sarı için taksi
rengi, sarı biraz koyu, biraz kirli tonda ise ishal olmuş çocuk
kakası, koyu maviye tüp gaz aracı rengi denir, bu öyle bir mavidir
ki, mahalle mahalle dolaşıp cıngıl çalan, tüp gaz aracını çağrıştırır.
Zira bu renkler, bu iş kolunda çalışan araçlarla adeta özdeşleşmiştir,
ilk görüşte çağırışım yapar. Kırmızı itfaiye araçlarının rengidir
ve bu renk itfaiye rengi olarak zihinlere yerleşmiştir. Dikkat çekici
özelliği fazladır ve trafikte dikkat çeksin, yol verilsin diye seçilmiştir.
Aynı düşünce beyaz için de geçerli temizliğin simgesi beyaz renk
ambulans, hastane rengidir, ambulansları başka renkte düşünmek neredeyse
imkânsız gibidir.
Otomobille Kıyafet Uyumu
Kahverengi, toprak rengini, mor, patlıcan, taba ise astar boya gibi
bazı anımsatmalar yapmamıza neden olur, estetik görünmez, sevimli
de değildir. Hatta sürücü bu renk araçların içinde ne renk elbise
giyineceğini şaşırır.
Kahverengi bir araçta içinde siyah takımla oturmak, mor araçta yeşil
gömlek hoş durmaz.
Sürücü
kıyafetlerini seçerken biraz da araç rengiyle uyumlu giyinmelidir.
Aracın dizaynı, dış hatları spor veya klasik oluşu sürücüyü bu paralellikte
zorlar.
Abartarak misal vermek gerekirse bir 4x4 arazi aracı, spor otomobili
smokinle, frakla, tuvaletle, gece elbisesi ile kullanmak neyse,
bir Rolls Royce'yi şortla, kotla kullanmak o derece tuhaf kaçar.
Otomobil fuarlarında bile otomobillerle modeller arasında ki kıyafet
balansı dikkat çekici hale gelmiştir.
Ön pancur ile sırt ta yer alan enine bantların uyumu, Lamborghininin
uzun arka camları ile modelin derin sırt dekoltesi birbirini tamamlar
haldedir.
Araç kullanımında da ve bilhassa kadın sürücüler uzun süren yolculuklarda
rahat edebileceği, yumuşak, yormayan hafif, topuksuz spor ayakkabılar
seçmesi, hem yakıt tasarrufu sağlayacak, hem de mukavemetsiz gibi
görünen ince, yüksek ve dik topuklu ayakkabılarla pedallara basmanın
zorluğunu yaşamayacaklar, ani fren hareketlerinde reflekslere pratik
biçimde intibak edebilecekler.
İstanbul Autoshow 2015 yılında sergilenen araçlar içinde Skoda Fabia
stand görevlisi model ise aracıyla son derece uyumlu bir kıyafet
içinde adeta arac ile bütünleşmiş biçimde hayranlıkla izlendi. Skoda
iki renkli araçlarını siparişe göre teslim ediyor, kullanıcılar
araçlarının üstü beyaz, açık mavi alt bölümleri daha koyu veya başka
renk isteyebiliyorlar.
Fotoğrafta görünen araçta modelin altı beyaz, üstü füme kıyafeti,
aracın altı füme, üstü beyaz oluşu mükemmel bütünlüğü ile göz okşuyor.
Bir başka stand görevlisi modelin sırt dekoltesi olan üçgen pencere
yine aracın arka camı ile geometrik bir bütünlük sağlıyor.
Bazı
renk çeşitleri otomobile avantaj bazıları dezavantaj sağlar.
Güneş altında koyu renkler ışığı çeker, koyu renkli araç açık renk
araçlara göre daha fazla ısınır. Siyah, lacivert renkli bir araçla
ısınmış asfalt üzerinde, güneş altında uzun yol yapmak hiç de cazip
değildir. Siyah ayrıca araç üzerinde biriken tozu belirgin şekilde
gösterir, çabuk kirlenir diye nitelendirilir. Cenaze araçları makam
otoları bu renkle bütünleşmiştir. Beyaz ışığı yansıtır ama aracı
temiz tutmak diğerlerine nazaran daha zordur, çabuk kirlenir, kiri
çok gösterir.
Peki, Otomobil alırken ne renk seçmeli?
İşte bu yukarda saydığım birçok neden yüzünden üreticiler ana renklerden
ziyade ara renkler yaratmışlar, klasik boyaları, metalik, akrilik
gibi çeşitlendirmelerle gün ışığı veya suni ışıklar altında otomobilin
farklı renklerde görünmesini sağlamışlar. Diğer renklerden ayırmak
için metalik mavi, gece mavisi, petrol mavisi, sıçankuyruğu grisi,
ördekbaşı yeşili gibi nitelendirmelerle renk yelpazesini genişletip
çeşitlendirmişler. Yapılan bir ankete göre otomobil alırken en fazla
tercih edilen rengin gri olduğu saptanmış. Asfalt rengi yola uyumlu
olan bu gümüşi gri renk, tozu, boyada oluşan çizikleri göstermemesi,
sert ışığı yansıtması, ciddiyeti, dikkat çekip, göze batmaması,
orta yaş ve üstünün rengi olması avantaj sayılmış, gri renge rağbet
edelerin sayısını artırmış.
İç döşemelerin renkleri de yolcu ve sürücülerin ruh yapılarında
etkendir. Koyu renkli tavan, koltuklar, halılar, ön konsullu bir
araçta yapılan yolculuklarda kasfet basar, bir süre sonra araçtakilerin
içi sıkılır, moralleri bozulur.
OTOMOBİLİN CİNSİYETİ
İlk bakışta bir araca erkek ya da dişi demek zor görünebilir. Fakat
aracın o modeli en fazla bayanların tercihi, bir başka deyişle beylerin
sık görüldüğü bir otomobil modeli ise, bu düşünce otomobili “kız
arabası”, “genç arabası”, “yaşlı adam otomobili”, “kabzımal arabası”
gibi çeşitli nitelendirmelerin yerleşmesine, bu tip ifadelerle anılmasına
neden olur. VW Golf, polo modeli içinde hanımlar daha çok görünür,
derli toplu, konforlu, nazik arabadır.
Genç kızlar BMW yi beğenirler ama aracı kızlara ulaşmak için genç
delikanlılar tercih eder, delikanlı arabasıdır!
Toyota Yaris hareket kabiliyeti fazla, cıva gibi seri oluşuyla gençler
düşünülerek tasarlanmış, uniseks genç arabası olmuştur. Yaris’in
içinde kravatlı takım elbiseli 60-70 yaşında birini göremezsiniz.
Görürseniz aklınıza oğlunun arabasını almış fikri uyanır.
İş adamları kendileri için Mercedes seçerler, Mercedes erkek patron
arabası olmuştur.
VW beattle ise ekonomik, dayanıklı, sağlam, sert mizaçlı oluşu nedeniyle
yıllarca maceraperestlerin, konfor aramayan emeklilerin, aile reislerinin
birinci tercihi olmuştur, küsen narin bir araç değil, zor şartlarla
boğuşan, erkek arabadır.
Bu gibi nedenlerle, otomobillere dişi ya da erkek otomobil gözüyle
de bakabilirsiniz.
İLGİNÇ
BİR ARAŞTIRMA
Türk Pirelli Lastikleri yayın organında sunulan bir araştırmaya
göre yolda kalan, otomobili arızalanan kişilerden kimlere
yardım edildiği incelenmiş. Almanya'nın en büyük otomobil Kulübü
ADAC tarafından yapılan araştırmada konusu ise "Acaba yolda kalan
bir otomobile üç dakika içinde kaç kişi yardım etmek için duruyor?"
olarak saptanmış. Bu amaçla 5 ayrı çeşit otomobil Almanya'nın önemli
yollarında arızalı süsü verilerek kaç kişinin ve kimlerin yardım
edeceği gözlenmiş. Güzel ve sarışın bir kadının kullandığı otomobilin
patlayan lastiğini değiştirmek için üç dakikada tam 10 kişi araçlarını
sağa çekerek yardım etmek için koşmuş. Yine otomobilin lastiğini
değiştirmek için uğraşan bir rahibenin yanına üç dakikada 9 kişi
gelerek yardım etmek istemiş. Özel Mercedes sahibi bir araç sahibi
erkeğe üç dakika içinde sadece bir kişi , yine aynı süre içinde
Citroen araç sahibi üniversite öğrencisi bir erkeğe bir kişi yardıma
gelmiş. Üç dakika içinde hiç yardım alamayan tek arızalı otomobil,
iki çocuklu bir ailenin otomobili olmuş. Saatler geçmesine rağmen
güneş altında bekleyen bu aile için duran olmamış bile. Anketten
çıkan sonuca göre Almanya'da otomobili arızalanan kişi eğer kadın
değil ise, ya da güzel bulunmazsa kimseden yardım göremiyor. Bu
sonuç basında yer alınca, sürücülerin tepkisine neden olmuş. Oysa
aynı araştırma ülkemizde yapılsa , Dünyayı şaşırtıcı ilginç sonuçların
alınacağı tahmin ediliyor.
|
|
|