Gurme Boncuk Beach-Bar-Restoran
Meze kültürünü, işini iyi bilen, çeşit zenginliği
olan ve kendine has özel mezeleri sunan işin ehli bir
yerde leziz mezeleri tatmak isterseniz size önereceğim
yer Gurme Boncuk Beach-Bar-Restoran olabilir. Müdavimleri
zaten Beyoğlu Asmalımescit'ten hemen hatırlayacakları
yıl boyu açık olan Boncuk Restoranın Kınalıada'da ki işletmesi
15 Haziran'dan 15 Eylül'e dek, yaz boyunca hizmet veriyor.
Hafta sonu canlı müzik, diğer zamanlar normal dahili müzik
yayını ile konuklarını ağırlıyor. Restoran girişinin sol
tarafında mezelerin sergilendiği büyük vitrin, mutfak,
açık, gölgeli bahçe ve kapalı salon kısımları bulunuyor.
Sağ tarafta bar ve sahne yer alırken, mekânın ön tarafı
iskele ve denize girenlerin güneşlendiği yerlere ayrılmış.
Kumaş masa örtüleri çapa, halat desenli, deniz temalı.
Esintili ada havası, deniz manzarası iştah açıcı olunca
zengin ve leziz soğuk sıcak mezelere doyum olmuyor.
Patlıcan salatası, fasulye piyaz, Ermeni pilakisi, şakşuka,
yoğurtlu, otlu mezeler, salatalar, közde kırmızıbiberler,
deniz börülcesi, kuru börülce, enginar kalbi, sarmalar,
dolmalar, balıklar, kremalı kalamar, karides, ahtapot
salatası gibi birçok klasik mezelerin yanı sıra başka
yerlerde bulunmayan Boncuk Restorana has Girit ve Ermeni
mutfağına özgü çeşitleri de tatmak mümkün oluyor.
Saganaki Peyniri. Mezeler arasında Ercan Usta'nın spasilyeli
bir tür tarçınlı peynir olup, fırında güveç içinde pişirilen,
yağda bekletilmiş Saganaki Peyniri sipariş verdiğinize
değiyor.
Girit Kebabı. Gerek görünümü ve pişirimi, gerekse lezzeti
ile damağınızda bambaşka bir tat bırakıyor.
Kabakların ortasına açılan boşluğa deniz ürünleri karides,
ahtapot konuyor, kıyılmış domates, biber, patlıcan, mantar,
maydanoz, uyumlu baharatlar ve rende kaşar ilavesiyle
fırında güveçte pişirilip lezzetlendirilerek sunuluyor.
Değişik tadının yanı sıra içi zenginlik, doygunluk, sıcaklık
içeriyor.
Topik. Nohut ezmesi ile kaplı olarak yapılan Ermeni usulü
bir ara sıcak olan Topik, kuş üzümü, sebze, nane yaprağı,
soğan içeriyor. Yağda kızartılarak servis ediliyor.
Girit Ezme. İzmir tulumu, beyaz peynir, kaşar üç çeşit
peynir karışımına nane yaprağı, ceviz
katılarak hazırlanan bir başka rakı mezesi de sofrada
bulunması gerekenlerden olabilir.
Lor Böreği. Boncuk Restoranın mezeler, deniz ürünleri
konusunda haklı bir şöhreti var, şimdi hangi çeşidi yazsam
mutlaka diğerleri eksik kalıyor. Buna rağmen soğuk birayla
son derece uyumlu bir ara sıcak olan ve patlıcan dilimleri
üzerine, içine ince kıyılmış dereotu lor peyniri ile karıştırılıp
sürüldükten sonra unlu sodalı sostan geçirilip kızartılıyor.
Kızartılan lor böreğini ortadan kestiğiniz zaman lor peynirinin
beyazını, dereotunun yeşil rengini kaybetmediğini görebiliyorsunuz.
Puf gibi kabarık görünümlü lor böreği olan ara sıcak mezenin,
mezeler cenneti Boncuk Restorana tekrar gitmeye değer
bir tat olduğunu söyleyebilirim.
Gurme
Boncuk Beach-Bar-Restoran
Çarşı Caddesi No 63.
Kınalıada tel No: 0216 381 42 82 - 0536 411 13 49
Baylan Pastanesi
Kadıköy Çarşısı içinde bulunan ve mazisi bir hayli
eskiye dayanan pastane Avrupa Yakası Karaköy’den Kadıköy’e
taşınmış. Şekerlerle süslü vitrinlerin ortasında yer alan
kapıdan giriyor, sağ tarafta kasa ve mutfak penceresini
sol tarafta pasta, çikolata, şeker vitrinlerini bırakıp
ilerliyorsunuz. Bahçe kısmına doğru devam eden koridorun
her iki tarafında iki kişilik masalar, sandalyeler dizili.
Geniş salon üstü tente ile kapalı, etrafta çeşitli salon
bitkileri var.
Sıcak içecekler, kahveler en önemlisi hemen hemen hiçbir
yerde bulamayacağınız nostaljik özellikli pastalar yiyebiliyorsunuz.
1950-60 yıllarının gözde pastası “ADİSEBABA”yı
o yıllarda Beyoğlu Markiz pastanesinde yiyenler 40-50
yıl sonra Baylan’da bulabiliyorlar. İçinde turunç kabuğu
reçel olan buzlu pasta damakta enfes bir tat bırakıyor.
Arzu edenler melon şapka gibi görünüşlü üzeri çikolata
kaplı pastanın bütününü de paketletip alabiliyorlar. “PİRAMİT”
pasta yine nostaljik özellikli pasta çeşitlerinden. Fakat
iddialı lezzetlerden biri olan “KUP” tadı ifade etmekte
güçlük çekilen nefasette, yiyenleri mutlu etmeye yetecek
lezzet barındırıyor. Meyve, öğütülmüş fındık, karamalize
şeker, krokat, dondurma üzerine bir de kremaya batırılmış
bisküvi ile ayaklı kadehte servis ediliyor. Şuruplu tadına
doyum olmuyor. Masadan kalkarken adisyonu alıyor, çıkışta
kasaya ödeme yapıyor, arzu ederseniz servis elemanına
tip bıkıyorsunuz. İki KUP için ödeyeceğiniz ücret 20 TL
nin içinde oluyor. Özel aracınızla geldiyseniz Akmar Pasajı
çevresinde kapalı araç parkına veya sahil yolu üzerinde
akaryakıt istasyonu arkasında otoparklara araç bırakabilirsiniz.
Bir saate kadar 5 TL. Diğer seçenek Eminönü, Karaköy’den
şehir hatları gemileri ile Kadıköy iskelesine gelmek veya
Eminönü – Kadıköy motorlarını kullanmak.
Pastane çıkışı Baylan pastanesinin bir üst paralelinde
köşe başında bulunan Beyaz Fırından poğaçalar, paskalya
çöreği, ekmek, lokma almak, sokak üzerine kurulu lokantalarda
oturmak, kumda pişirilen yoğun kokulu Türk kahvesinden
içmek, balıkçılar, manavlar arasından geçerek Akmar Pasajına
dek keyifli bir yürüyüş gezi yapabilirsiniz. Baylan
Pastanesi Muvakkithane Caddesi No: 19 Tel: 0(216) 346
63 50
DİVAN'dan
SICAK GÜNLERİN SERİN MÜJDESİ
DİVAN'IN NEFİS PASTALARI, DONDURMALARI
& VAZGEÇİLMEZ KLASİĞİ ROKOKO
Kavurucu yaz sıcakları yaklaşırken, aradığınız serinliği
Divan Pastanelerinin birbirinden lezzetli dondurmalarında
ve vazgeçilmez tadıyla bir yaz efsanesi olan nefis Rokoko'sunda
bulacaksınız. Klasik aromaların dışında Divan Pastanelerinin
bu yaz, sürpriz dondurma çeşitleri ise tahinli-cevizli
ve tahinli-çikolatalı!
Vanilyalı,
çikolata soslu, çikolata parçacıklı, tutti frutti'li,
fıstıklı, karamelli, light, damla sakızlı, cookie'li,
kavunlu, vişneli ve çilekli çeşitleriyle Divan Dondurmaları;
iki farklı boyda hazırlanan orijinal kutularında satışa
sunuluyor. Ayrıca bu yaza özel çıkan, Divan'ın tahinli-cevizli
ve tahinli-çikolatalı çeşitleri, alışılmışın dışında
tatlar arayanlar ve geleneksel lezzetleri dondurmada
denemek isteyenler için lezzetli bir alternatif oluyor.
Divan
Pastahanesi birbirinden cazip pasta çeşitleriyle bir
başka lezzet yelpazesi sunuyor.
Özellikle piramit pastaları yıllardır, "kentin
en iyi piramit pastaları" ünvanını istikrarlı biçimde
koruyor.
Doğum günü, evlenme pastalarının yanı sıra, çikolatalı,
frenbuazlı, meyveli, kestaneli pastaları tadanları bir
başka dünyaya götürüyor.
Vefa
Bozacısı
Vefa
Bozacısı Vefa'da ki tarihi yerinde yıl boyu hizmet
veriyor. Önceki yıllarda soğuk kış gün ve gecelerinin
vazgeçilmezi boza, günümüzde yaz aylarının en
sıcak günlerinde bile ekşimeye karşı günlük olarak
yapılan imalatla faaliyetine devam ediyor.
Vefa Bozacısının aynalarla kaplı salonunda oturanlar
Duvarda cam fanus içinde sergilenen Atatürk'ün
boza içtiği bardağı görebiliyor, bol tarçınlı
bozalarını içebiliyorlar. Duvarları, tezgahı sirke
ve boza şişeleri dolu bozacı da beraberinizde
götürmek isterseniz cam ve plastik kaplarda boza
ve Vefa sirkesiden satın alınabiliyor. Araçla
gidenler sokak boyunca park edebiliyor, araçlardan
inmek istemeyenlerin arabalarına boza servisi
yapılıyor. Bozacının karşısında kuru yemiş dükkanı
bozayı leblebi ile içmek isteyenlere sıcak leblebi
sunuyor. Bozacının en yoğun zamanı ramazan ayı
iftar sonrası gece boyunca oluyor.
BEYAZ
FIRIN - Kadıköy Çarşısı
Kadıköy Çarşısının simgelerinden biri haline
gelen ve çarşıya çıkanların mutlak uğrak
noktalarından biri olan Beyaz Fırın, iki
cepheli dükkânında işlek çarşı meydanına
karşı hizmet veriyor.
Fırından yeni çıkmış mamullerden kimi alıp
ayaküstü atıştırıyor, kimi dükkânın önünde
ki sayılı sandalyelere oturup zevkini çıkararak
oracıkta yiyor, kimisi de paket yapıp beraberinde
götürüyor.
Beyaz Fırın’ın nesi güzel, hangi lezzeti
ünlü derseniz hepsi taze, hepsi etrafa fırından
yeni çıkma güzel kokularını saçıyor.
Kıymalı,
peynirli, sade çeşitleri bulunan sıcacık
kuru poğaçalardan alıp limonata beraberinde
bu ikilinin doyumsuz tadının tiryakisi olan
çok, yine de dükkân girişinin solunda yer
alan sakızlı paskalya çörekleri emsallerinin
en iyisi olarak öne çıkıyor.
Paskalya çöreklerinin yerken ağızda hamur
olmayan kıvamı, sakız kokusu kahvaltı ve
beş çaylarının müdavimi olanlardan vazgeçemediklerinden
sayılıyor.
Paskalya
çöreklerinin vitrin arkadaşları pastalar,
kekler, turtalar, egler, batonsale, milföy
pasta, sütlü tatlılar ve kurabiyeleri sol
tarafta bırakıp sağa bakarsanız, bu defa
tatlılar, börekler, sandviç ekmekleri, açmalar,
çatallar, poğaçalar arasında buluyorsunuz
kendinizi.
Dükkânın tam ortasında uzanan küçük bar
tezgâhı, kurabiye ve içeceklerden alıp ayaküstü
atıştırma mekânı. İsterseniz aldıklarınızı
soğutmadan demli bir çay eşliğinde yiyebiliyorsunuz.
Çeşit zenginliği yaşanan unlu mamullerin
merkezi Beyaz Fırının içi kadar, dışı da
yoğun yaya trafiğine ve etkinliğe sahne
oluyor. Bazen sokak çalgıcıları izleyenlere,
gelip geçenlere verdikleri sokak konserlerini
dinliyorsunuz, bazen de esnafın, müşteriler
dükkânlarına akın etsin diye kuşlara yemler,
martılara kasalarla balıklar dökerek, eski
esnaf adetlerini yaşatırken oluşturdukları
kompozisyonlara tanık oluyorsunuz.
Pastane, ıslama köfte, lahmacun, balıkçıda
balık ızgara, restoranda kebap, midye tava,
kokoreç, kuruyemiş, kumda kahve, turşucu,
şekerci, şarküteri, manavlarıyla Kadıköy
Çarşısı, çeşitli sokaklara yayılan bir lezzet
pınarından öte, lezzet panayırı görünümünü
sürdürüyor.
Çarşının üzerinde yer alan dükkânların yanı
sıra pasajların derinlikleri sizlere kitapçıları,
CD satış reyonları, butikleri, marketleri,
sahafları, resim çerçevecisi, yağlı boya
resim malzemeleri, antikacıları, marketleri
ve barlarıyla bir güne sığmayacak renk ahenk,
dopdolu bir dünya barındırıyor. Beyaz Fırın Kadıköy Çarşısı: Tel. 0216.
KURU KAHVECİ MEHMET EFENDİ
Öyle bir kahveci düşününüz ki kavurup öğüttüğü
kahvenin kokusu tüm Eminönünü sarsın, sadece kahve
almak için İstanbul'un en uzak semtlerinden yarım
asırdır gelen müdavimleri olsun, dükkanı önünde
kahve almak için sabahın erken saatlerinde sıraya
girilsin.
19. yüzyılda çekirdek kahvenin evlerde kavurulup,
el değirmeninde çekilerek içildiği yıllarda Hasan
Efendi'nin işlettiği baharat ve çiğ kahve satan
dükkânın, oğlu Mehmet Efendi tarafından devralınmasıyla
1871 yılında işin başına geçen Mehmet Efendi,
kahveyi müşterilerine hazır olarak satmaya başlamış.
Ardından oğulları Hasan Selahattin, Hulusi ve
Ahmet Rıza Beyler baba mesleğini sürdürmüş. Aile
1934 yılında "Kurukahveci" soyadını almış.
Bugün Kurukahveci'nin yönetiminde olan Mehmet
Efendi'nin torunları, Ahmet Rıza Kurukahveci'nin
vefatından sonra yönetimi devralıp günümüze ulaştırmışlar.
Kuru Kahveci Mehmet Efendi mahtumları olarak Türkiye'nin
her yerinde marketlerden bakkallara kadar paketlenmiş
halde ünlü kahveyi bulabiliyorsunuz,
yine de yerinden yani Eminönü Mısır Çarşısı Tahtakale
Kapısı çıkışında köşe başında bulunan merkezinden
almak bir başka oluyor. Sabah yedide kavrulmuş
kahve öğütülmeye başlıyor, titreyen makinalardan
etrafa yayılan mis gibi kahve kokusu, Eminönü
Meydanını geçip, Galata Köprüsüne dek uzanıyor.
Bu sevilen kokudan şikayet eden olmadığı gibi
yeni kavrulmuş kahveden almak, köpüklü kahvenin
tadını hissetmek büyük zevk sayılıyor.
Mehmet Efendinin şöhreti yurt dışına da taşmış,
yabancı turistlerin de vazgeçemediği bir tat olmuş,
yabancılar da sadece kahve almakla kalmıyor, kameralarına
kahvecinin fotoğraflarını, videolarını da çekiyorlar.
Brezilya'dan tonlarca ithal edilen çiğ kahve çekirdeği
için özel bir ekip çeşitli üretim merkezlerini
inceleyip seçimini yapıyor. Kahvenin yıllardır
değişmeyen tadı ve kokusu için özen gösteriliyor.
Kahvenin de üzüm bağlarında farklı lezzetlere
sahip olarak gibi yetiştirilmesi gibi farklılık
gösterdiği için, ithal edilecek kahve seçimi Kuru
Kahveci Mehmet Efendi kahvesine ayrıcalık kazandırıyor.
Çok hızlı çalışan genç bir ekip, çekilmiş kahveyi
sırada bekleyenlerin gözleri önünde kese kağıtlarına
tartıp dolduruyor, yine aynı hızda paketlenip
servise sunuluyor. Dükkanın önünde sıra ne kadar
uzun olursa olsun hızlı bir ilerlemeyle en geç
beş dakika da kahve paketinize ulaşıyorsunuz.
Kahvaltı sonrası veya yemek üzerine hafif ateşte
soğuk suyla pişirilmiş Kuru Kahveci Mehmet Efendi
kahvesinin yoğun kokusu ve tadı, yudumlayanlarda
doygunluk hissi sağlıyor.
Öğütülerek çekilmiş Arabica türü yeni mahsul çiğ
çekirdek kahveden elde edilen mamulün, kapalı
olarak kuru ortamda muhafaza edilmesi ve 15 gün
içinde tüketilmesi tavsiye ediliyor.
Kuru
Kahveci Mehmet Efendi Mahtumları. Hasırcılar Caddesi
1-3-5-7 Eminönü Tel: 0(212)511 71 75
Şube: Çarşı Durağı Söğütlüçeşme Caddesi 12 Kadıköy.
Tel: 0(216) 336 58 07
BEBEK
BADEM EZMESİ
Badem ezmesinde ilk akla gelen semtin adıyla özdeşleşmiş
olan bebek badem ezmesi oluyor. Aslına bakarsanız
üç yıldız şekerlemecisinin veya Hacı Bekir’in
hatta Edirne’de ki Ezmecioğlu badem ezmeleri de
hiç fena değil. Her şeye rağmen yıllardır bozulmayan
tat standardı, bulunduğu mekânın tarihi özellik
taşıması Bebek Badem Ezmesini kendi konusunda
zirveye taşımış.
Badem ezmesi enteresan bir tat, asla bir tanesiyle
yetinmek hayli zor oluyor, bir
tane yerken bir ikincisine hayır denmiyor, hatta
kutunun tamamını bir defada bitirme arzusu doğuyor
içinizde. Damakta beliren tat bir yandan mutluluk
verirken, diğer yandan ruhunuzda saraylara uzanan
bir zenginlik ve bir ayrıcalık hissettiriyor.
Badem Ezmesi yapımında badem ve şeker kullanılıyor.
Kaynayan şekere soğuduktan sonra seçilip ayıklanmış
bademler atılıp, su katılarak yoğrulan ve şekillendirilen
badem ezmesi imalatı ustalık, malzeme seçimi bilgi
istiyor. Datça'da Nurlu, Akbadem, Dedebağ, Karabağ,
Sıra badem, Diş badem gibi isimlerle anılan bademin
birçok çeşidi bulunuyor. Bademler Mayıs ayında
iç badem olmaya başlıyor, Temmuz Ağustos aylarında,
toplanıp güneşte kurutuluyor.
Günümüzde badem ezmesinin de kestane şekeri, saray
helvası, pişmaniyede olduğu gibi çikolata kaplanmış
çeşitleri de oluyor. Yinede dünyanın en iyi bademlerinin
üretildiği Datça bademi ile yapılan sade badem
ezmeleri gerek yemek üstüne tatlı niyetine bir
kahve yanında yemelik, gerekse hediyelik olarak
mutluluk veriyor. Boğaz'ın damak tadlarından biri
olan Bebek Badem Ezmesi 1904 yılından beri bozulmayan
kalitesiyle Boğazın mutena semti Bebek sahilinde,
Cevdetpaşa Caddesinde ki satış dükkânında faaliyetine
aile formülü ile devam ediyor.