Panoramik fotoğraflardan oluşan Panorama Anadolu, yüzbinlerce
kilometre yol kat edip, yüzbinlerce fotoğraf çekerek süren yılların,
yollarda geçen ömrün, Anadolu'nun küçük bir özeti.
Bir köşeye çekilip romanlar yazılabilir, arşivlerde kaynakları
araştırıp, kütüphaneleri dolaşıp tarihi kitaplar da hazırlanabilir
ama "Panorama Anadolu" öyle masa başında birkaç senede
olacak bir çalışma değil.
Bu sayfalarda, yaşadığımız adeta yeryüzü cenneti sayılan ülkenin
doğa güzelliklerine bir kez daha farkına varacak, geçmişe ışık
tutacak belge nitelikli fotoğraflarla zamana yolculuk yaparken
üstte Kovado Gölü kıyısında görünen ben Haluk Özözlü ve yol
arkadaşım VW ile gerçekten sihirli bir tura çıkacaksınız.
Ölüdeniz Kum Burnu
Fethiye - Muğla
1970’li yıllara kadar Ölü Deniz Kum Burnu az sayıda tatilcinin,
Mavi Yolculuğa çıkan yatların uğrak yeriydi.
Meri Motel adlı iki katlı küçük bir yapı alt katında köşede
eczanesi, önünde pingpong masası, beş odası olan küçük
bir konaklama yeriydi, motelin kiralık bir de kayığı vardı.
Biraz ilerde birkaç karavan ve çadır yeri yabancı turistlerce
kullanılırdı.
Akşama doğru koya gelen ve sayıları günde 20’yi bulan
yatlar, karada gibi hareketsiz geceleme yapılan koyun
içine kadar girip, yan yana dizilerek kıçtankara tekneleri
bağlarlardı. Yedi tonda mavi sayılabilen güzelim koyun
denizinde zamanla kirlilik baş gösterdi, akabinde yatların
Kum Burnu’nu geçmesine izin verilmedi, gelenler görevlilerce
düdük çalarak uyarıldı. Gel zaman git zaman Fethiye’den
daha ünlü olan koyu Ölü Deniz sadece denize girmek için
değil, yamaç paraşütü yapılan Babadağ’ı ile de turist
çekti, adından söz ettirdi. Ölü Deniz doldu taştı, çevre
koylara, Ayanikola Adası’na her gün günü birlik tekne
turları düzenlenmeye başladı. Ölü Deniz’e giriş ücretli,
otoparklarda araç koyacak yer bulunmaz oldu, koya inen
yolun kenarı rampa boyunca park eden araçlarla doldu,
taştı, konaklama için yer bulamayanlar için Hisarönü Mevkiinde
yapılaşma, gelişme hızlandı, atmosfer Bodrum ve çevresine
döndü.
|
|
Kızılkule,
Liman, Tersane, Kale bir de Mağara işte Alanya
- Antalya
Alanya’nın kalbinin attığı yer limanı. Kaş, Marmaris,
Bodrum’dan farkı Akdeniz seferi yapan gemiler
iskele olmadığı için açıkta demirler, yolcular
karaya motorlarla taşınırdı. Alanya farklıydı,
şanslıydı, burada ki uzun iskeleye Deniz Yollarının
uzun yol gemileri yanaşınca inip binenler, satıcılar,
yürüyüş yapan aileler ile canlılık yaşardı.
Alanya sahiline gelişin bir bahanesi daha vardı
Bamyacı’da oturup kaşık kaşık yoğun aromalı kavun
dondurması yenir, su kabağından yapılma boyalı
süs bebeklerinden satın alınır, Alanya Kalesine
çıkıp adam atma noktasından dilek tutup denize
ulaşabilmesi için olanca güçle taş atılırdı, sahilde
kalenin diğer tarafında bir de gelmişken Damlataş
Mağarası gezilirdi. Kızıl Kule civarından uzaklaştıkça
Atilla Motel’i geçince Alanya biterdi, mezbahanın
biraz ilerisinde son nokta Alara Otel, Dim Çayı
Mevkii idi, Gazipaşa’ya dek her yer muz bahçesiydi.
|
|
Gün Batımında Kaş - Antalya
Denize kıvrım kıvrım uzanan bir yarımadanın içinde kalan
koya kurulmuş antik kent, günümüzde de gelişerek tatilcilerin
gözde merkezlerinin başında yer alıyor. Özellikle Kaş’ın
sırtını dayadığı tepelerden inişte veya ayrılırken çıkışta
vedalaşmak için son bir kez dönüp baktığınızda gözleriniz
önüne harita gibi serilen panorama Kaş’ı kendisine hayran
bırakıyor. Bir baştan bir başa uzanan adalar koylar ne
geniş açılı objektife ne de panoramik kameraya sığmaz
oluyor.
|
Kartal Kayalıkları Kerpe
- Kocaeli
Karadeniz’in hırçın dalgaları nedeniyle Kerpe ve ötesinden
pek fazla bilinmediği yıllarda bu sahil bandında ki Bağırganlı,
Kovanağzı, Cebeci, Kefken gibi yerleşim yerlerinden doğal
güzelliklerden söz eden de olmazdı.
Hafta sonları uyku tulumuyla gidip Kerpe Kayalıklarında
kalanlar vardı da, hiçbir yerde bu muhteşem kayaların
fotoğrafları, haberleri çıkmazdı, Turizm Bakanlığı’nın,
seyahat acentelerinin hazırladığı broşürlerinde, coğrafya
kitaplarında bir tane bile görmemiştim.
1992 yılına geldiğimizde Kocaeli’ni bilen arkadaşım Remzi
Alişan'ın tavsiyesi ile gitmiş, Kerpe Kartal Kayalıkları
karşısında tabir yerindeyse mıhlanmıştım. Sonrası malum
İstanbul’un Bodrum’u olma yolunda. Ulaşımı, deniz ve orman
havası, doğal güzellikleri, pastoral manzarası Kandıra
peyniri, yoğurdu ve tabi gün batımı seyrine karşı yenilen,
az tuzlu denizin enfes lezzetli balıkları Kerpe’nin çekim
gücünü artırdı.
|
Simena
Koyu ve Kalesi Kekova Körfezi Kaş - Antalya
Kaş sahilinden kalkıp gün boyu çeşitli yerlerde yüzme
molası veren gezi teknelerinin uğrak noktalarından birisi
de Simena’ydı. Deniz içinde bulunan lahit turizm broşürlerinde
sıkça yer alır, Kekova Körfezine hâkim manzarasıyla zahmetli
tırmanmaya değer güzellikte Simena Kalesi ziyaret edilirdi.
Günübirlik Kekova turu yapan turist dolu tekneler bir
biri ardına 10.30'da kalkar, komşu ülke Yunanistan’a ait
Meis Adası nedeniyle Yunan kara sularına girmeden ana
karaya yakın kıyı kıyı yol alıp Yağlıca, Tersane, Batık
Şehir, Simena turu yapar, akşama doğru Kaş’a dönüşe geçerlerdi.
Günümüzde aynı tur yine yapılıyor tekneler turu kısaltmışlar,
Yağlıca’ya, Simena’ya uğramıyor, karaya yolcu çıkarmıyor.
Simena’ya daha yakın olan Demre kalkışlı motorlar, ya
özel taksi gibi tutuluyor, ya da Simena önünden geçerken
uzaktan gösteriliyor.
Yılın
ilk Festivali Deve Güreşleri Selçuk - İzmir
Yeni yılın ilk festivali Selçuk'ta yapılıyor. Bu mevsimde
kızışan ve güreştirilmeye elverişli hale getirilen develer,
İzmir'in tarih ve doğa hazinesi ilçesi Selçuk'ta toplanarak,
ne kadar güçlü olduklarını birbirlerine ispatlamaya çalışıyorlar.
Meraklıların huzurunda rakibini yıkan allı pullu süslü
develer ise, sahipleri ve hakem heyeti tarafından halı
ve benzeri armağanlarla ödüllendiriliyor.
Deve Güreşleri'nde Urgancılara Çok İş Düşüyor. Selçuk
- İzmir
Deve sahiplerince deve beslemek, deveyi güreşe hazırlamak
bir tür saygınlık, itibar kazandırıyor.
Devenin festival zamanı süslenip gezdirilmesi başlı başına
bir tutku sayılıyor.
Sahiplerince devenin güreşi kazanması tabii ki arzu ediliyor
ama rakip karşısında güreş alanını bırakıp kaçması güreşi
kaybetmesine neden olurken sonuç sahibini üzmüyor. Çekişmeli
güreşlerde develeri birbirinden ayırmak urgancıların görevi
oluyor. Oldukça tehlike arzeden ayırma işlerinde inatçı
develerin ayaklarına ipler bağlanıp çekilerek ayırma işlemi
gerçekleştirilirken urgancılar arasında devenin devrilmesi
durumunda altında kalma riski bulunuyor.
Deve
Güreşleri'nde Folklor, Yemek, Heyecan, Tutku Var Selçuk
- İzmir
Her yıl ocak ayının 3. pazar günü Selçuk'ta tekrarlanan
deve güreşi festivali sayesinde yaz aylarında olduğu gibi
kışın da turistlerin bölgeye toplanmasına neden oluyor.
Geniş alanda yapılan güreşlerin fotoğraflarında ise her
milimetre karesi ayrı kompozisyon, ayrı bir ifade barındırıyor.
Vahşeti, kumarı olmayan, heyecanlı Deve Güreşi müsabakaları
gün boyunca piknik havasında neşe içinde geçiyor.
Yok böyle Bir Coğrafya (Midye
Adası) Kıyıköy Vize Kırklareli
Karadeniz sahilinde, Kırklareli'nin Vize ilçesine bağlı
koruma altındaki Kıyıköy, İstanbul'a 164 km uzaklıkta
şirin, huzurlu, sakin bir kıyı yerleşimi. Her iki yanından
akarak denize ulaşan "Pabuç" ve "Kazan" adlı derelerin
arasında yarımada gibi uzanan yüksek bir tepede yer alan
Kıyıköy, çarpıcı coğrafyasıyla ilgi çekiyor. Leziz kalkan
balıklarının yanı sıra, Mağara Manasıtırı, Kent Surları,
Kartal Tepesi görülmesi gereken yerlerden sadece bir kaçı.
Nadide Bitkiler Müzesi Karaca
Arboretum Yalova
Yalova'daki Karaca Arboretum binbir çeşit bitkisiyle ünlü.
Her mevsim ayrı bir güzellik sergileyen Arboretum'un 135
dönümlük arazisi üzerinde yer alan ağaçlar sonbaharın
şaşırtıcı renklerine bürünürken, kışın dallarından ayrılan
yapraklarla soyunan çıplak gövdelerini inceleme imkanı
bulabilirsiniz.
Türkiye'nin ve dünyanın ender yerlerinde yetişen bitkileri
bir arada görme olanağı sağlayan Arboretum'u gezmek isteyenler,
pazar günleri 13:00-19:00 saatleri arasında zaman ayırmalılar.
Tema Vakfı yararına ücretle girilen Arboretum'un eşşiz
güzelliğini 7000 otsu ve soğansı bitkiyle 7000 odunsu
bitki oluşturuyor.
Antalya'nın Kalbi Kaleiçi'nde
Atıyor Antalya
Önceki yıllarda çekilmiş bu fotoğrafta ki sakin görünüme
aldanmayınız.
Restore edilen kaleiçi evlerinin çoğu turizmin hizmetinde
butik pansiyon olarak hizmet verirken, kale surları içinde
saat kulesi, camisi, tekne bağlayacak yer olmayan limanından
kalkan günübirlik tekne turları ile restoranlar, barlar,
hediyelik eşya dükkanları turistlerle dolup taşıyor.
M.S. 4 yüzyıla kadar uzanan Helenistik devirden sonra
Antalya, 10. asır Bizans-Selçuklu dönemini yaşamış. 14.
ve 15. yüzyıllarda Hamitoğulları ve Tekeoğulları beyliklerinden
sonra, Yıldırım Beyazıt zamanında Osmanlı egemenliğine
girmiş. 1670 yıllarında kenti gezen Evliya Çelebi, üç
tarafı bahçelerle çevrili şehrin kale içinde dar sokaklı
üç bin evli dört mahalle bulunduğunu, limanın 200 parça
gemi alacak genişlikte olduğunu ve çarşının surlar dışında
yer aldığını yazmış. Bu gün Kaleiçi olarak anılan 42 hektarlık
bölgede sokak ve evlerin orijinalliği korunarak eğlence
merkezine dönüştürülmüş. Restoranlar, cafeler, barlar,
konaklama tesisleri, dükkânları, çarşılar ve marina yaşantısı
ile turistlerin olduğu kadar yerli halkın da en önemli
uğrak yerlerini oluşturuyor.
|
|
Sayfa
1 2
3
4 5
6
Panoramik
fotoğraflarla Anadolu'nun diğer güzelliklerini, cennet koylarını
sergilemeye sihirlitur.com'un takip eden sayfaları Patara,
Longoz, Teos, Yedigöller, Göcek, Kovanağzı, Pembe Kayalar,
Cebeci, Marmaris, Foça, Karine, Bodrum, Orak Adası, Dalyan,
Gökova, Mazı, Ayvalık, Çıralı, Assos, Orhaniye, Kayaköy, Sultan
Sazlığı, Datça, Mersin, Manyas, Abant, Göreme, Zelve, Ihlara,
Pamukkale, Menemen, Sakarya, Ağrı, Nemrut, Doğu Beyazıt, Aktamar,
Ahlat,
Kütahya,
Adana,
gibi bir çok yerle devam ediyor.
|