Sayfa 1 2 3 4 5 6
Panoramik fotoğraflardan oluşan Panorama Anadolu, yüzbinlerce kilometre yol kat edip, yüzbinlerce fotoğraf çekerek süren yılların, yollarda geçen ömrün, Anadolu'nun küçük bir özeti.
Bir köşeye çekilip romanlar yazılabilir, arşivlerde kaynakları araştırıp, kütüphaneleri dolaşıp tarihi kitaplar da hazırlanabilir ama "Panorama Anadolu" öyle masa başında birkaç senede olacak bir çalışma değil.
Bu sayfalarda, yaşadığımız adeta yeryüzü cenneti sayılan ülkenin doğa güzelliklerine bir kez daha farkına varacak, geçmişe ışık tutacak belge nitelikli fotoğraflarla zamana yolculuk yaparken üstte Kovado Gölü kıyısında görünen ben Haluk Özözlü ve yol arkadaşım VW ile gerçekten sihirli bir tura çıkacaksınız.

Ölüdeniz Kum Burnu Fethiye - Muğla


1970’li yıllara kadar Ölü Deniz Kum Burnu az sayıda tatilcinin, Mavi Yolculuğa çıkan yatların uğrak yeriydi.
Meri Motel adlı iki katlı küçük bir yapı alt katında köşede eczanesi, önünde pingpong masası, beş odası olan küçük bir konaklama yeriydi, motelin kiralık bir de kayığı vardı. Biraz ilerde birkaç karavan ve çadır yeri yabancı turistlerce kullanılırdı.
Akşama doğru koya gelen ve sayıları günde 20’yi bulan yatlar, karada gibi hareketsiz geceleme yapılan koyun içine kadar girip, yan yana dizilerek kıçtankara tekneleri bağlarlardı. Yedi tonda mavi sayılabilen güzelim koyun denizinde zamanla kirlilik baş gösterdi, akabinde yatların Kum Burnu’nu geçmesine izin verilmedi, gelenler görevlilerce düdük çalarak uyarıldı. Gel zaman git zaman Fethiye’den daha ünlü olan koyu Ölü Deniz sadece denize girmek için değil, yamaç paraşütü yapılan Babadağ’ı ile de turist çekti, adından söz ettirdi. Ölü Deniz doldu taştı, çevre koylara, Ayanikola Adası’na her gün günü birlik tekne turları düzenlenmeye başladı. Ölü Deniz’e giriş ücretli, otoparklarda araç koyacak yer bulunmaz oldu, koya inen yolun kenarı rampa boyunca park eden araçlarla doldu, taştı, konaklama için yer bulamayanlar için Hisarönü Mevkiinde yapılaşma, gelişme hızlandı, atmosfer Bodrum ve çevresine döndü.

Kızılkule, Liman, Tersane, Kale bir de Mağara işte Alanya - Antalya


Alanya’nın kalbinin attığı yer limanı. Kaş, Marmaris, Bodrum’dan farkı Akdeniz seferi yapan gemiler iskele olmadığı için açıkta demirler, yolcular karaya motorlarla taşınırdı. Alanya farklıydı, şanslıydı, burada ki uzun iskeleye Deniz Yollarının uzun yol gemileri yanaşınca inip binenler, satıcılar, yürüyüş yapan aileler ile canlılık yaşardı.
Alanya sahiline gelişin bir bahanesi daha vardı Bamyacı’da oturup kaşık kaşık yoğun aromalı kavun dondurması yenir, su kabağından yapılma boyalı süs bebeklerinden satın alınır, Alanya Kalesine çıkıp adam atma noktasından dilek tutup denize ulaşabilmesi için olanca güçle taş atılırdı, sahilde kalenin diğer tarafında bir de gelmişken Damlataş Mağarası gezilirdi. Kızıl Kule civarından uzaklaştıkça Atilla Motel’i geçince Alanya biterdi, mezbahanın biraz ilerisinde son nokta Alara Otel, Dim Çayı Mevkii idi, Gazipaşa’ya dek her yer muz bahçesiydi.

Gün Batımında Kaş - Antalya


Denize kıvrım kıvrım uzanan bir yarımadanın içinde kalan koya kurulmuş antik kent, günümüzde de gelişerek tatilcilerin gözde merkezlerinin başında yer alıyor. Özellikle Kaş’ın sırtını dayadığı tepelerden inişte veya ayrılırken çıkışta vedalaşmak için son bir kez dönüp baktığınızda gözleriniz önüne harita gibi serilen panorama Kaş’ı kendisine hayran bırakıyor. Bir baştan bir başa uzanan adalar koylar ne geniş açılı objektife ne de panoramik kameraya sığmaz oluyor.

Kartal Kayalıkları Kerpe - Kocaeli


Karadeniz’in hırçın dalgaları nedeniyle Kerpe ve ötesinden pek fazla bilinmediği yıllarda bu sahil bandında ki Bağırganlı, Kovanağzı, Cebeci, Kefken gibi yerleşim yerlerinden doğal güzelliklerden söz eden de olmazdı.
Hafta sonları uyku tulumuyla gidip Kerpe Kayalıklarında kalanlar vardı da, hiçbir yerde bu muhteşem kayaların fotoğrafları, haberleri çıkmazdı, Turizm Bakanlığı’nın, seyahat acentelerinin hazırladığı broşürlerinde, coğrafya kitaplarında bir tane bile görmemiştim.
1992 yılına geldiğimizde Kocaeli’ni bilen arkadaşım Remzi Alişan'ın tavsiyesi ile gitmiş, Kerpe Kartal Kayalıkları karşısında tabir yerindeyse mıhlanmıştım. Sonrası malum İstanbul’un Bodrum’u olma yolunda. Ulaşımı, deniz ve orman havası, doğal güzellikleri, pastoral manzarası Kandıra peyniri, yoğurdu ve tabi gün batımı seyrine karşı yenilen, az tuzlu denizin enfes lezzetli balıkları Kerpe’nin çekim gücünü artırdı.

Simena Koyu ve Kalesi Kekova Körfezi Kaş - Antalya


Kaş sahilinden kalkıp gün boyu çeşitli yerlerde yüzme molası veren gezi teknelerinin uğrak noktalarından birisi de Simena’ydı. Deniz içinde bulunan lahit turizm broşürlerinde sıkça yer alır, Kekova Körfezine hâkim manzarasıyla zahmetli tırmanmaya değer güzellikte Simena Kalesi ziyaret edilirdi. Günübirlik Kekova turu yapan turist dolu tekneler bir biri ardına 10.30'da kalkar, komşu ülke Yunanistan’a ait Meis Adası nedeniyle Yunan kara sularına girmeden ana karaya yakın kıyı kıyı yol alıp Yağlıca, Tersane, Batık Şehir, Simena turu yapar, akşama doğru Kaş’a dönüşe geçerlerdi. Günümüzde aynı tur yine yapılıyor tekneler turu kısaltmışlar, Yağlıca’ya, Simena’ya uğramıyor, karaya yolcu çıkarmıyor. Simena’ya daha yakın olan Demre kalkışlı motorlar, ya özel taksi gibi tutuluyor, ya da Simena önünden geçerken uzaktan gösteriliyor.

Yılın ilk Festivali Deve Güreşleri Selçuk - İzmir


Yeni yılın ilk festivali Selçuk'ta yapılıyor. Bu mevsimde kızışan ve güreştirilmeye elverişli hale getirilen develer, İzmir'in tarih ve doğa hazinesi ilçesi Selçuk'ta toplanarak, ne kadar güçlü olduklarını birbirlerine ispatlamaya çalışıyorlar. Meraklıların huzurunda rakibini yıkan allı pullu süslü develer ise, sahipleri ve hakem heyeti tarafından halı ve benzeri armağanlarla ödüllendiriliyor.

Deve Güreşleri'nde Urgancılara Çok İş Düşüyor. Selçuk - İzmir


Deve sahiplerince deve beslemek, deveyi güreşe hazırlamak bir tür saygınlık, itibar kazandırıyor.
Devenin festival zamanı süslenip gezdirilmesi başlı başına bir tutku sayılıyor.
Sahiplerince devenin güreşi kazanması tabii ki arzu ediliyor ama rakip karşısında güreş alanını bırakıp kaçması güreşi kaybetmesine neden olurken sonuç sahibini üzmüyor. Çekişmeli güreşlerde develeri birbirinden ayırmak urgancıların görevi oluyor. Oldukça tehlike arzeden ayırma işlerinde inatçı develerin ayaklarına ipler bağlanıp çekilerek ayırma işlemi gerçekleştirilirken urgancılar arasında devenin devrilmesi durumunda altında kalma riski bulunuyor.

Deve Güreşleri'nde Folklor, Yemek, Heyecan, Tutku Var Selçuk - İzmir


Her yıl ocak ayının 3. pazar günü Selçuk'ta tekrarlanan deve güreşi festivali sayesinde yaz aylarında olduğu gibi kışın da turistlerin bölgeye toplanmasına neden oluyor. Geniş alanda yapılan güreşlerin fotoğraflarında ise her milimetre karesi ayrı kompozisyon, ayrı bir ifade barındırıyor.
Vahşeti, kumarı olmayan, heyecanlı Deve Güreşi müsabakaları gün boyunca piknik havasında neşe içinde geçiyor.

Yok böyle Bir Coğrafya (Midye Adası) Kıyıköy Vize Kırklareli


Karadeniz sahilinde, Kırklareli'nin Vize ilçesine bağlı koruma altındaki Kıyıköy, İstanbul'a 164 km uzaklıkta şirin, huzurlu, sakin bir kıyı yerleşimi. Her iki yanından akarak denize ulaşan "Pabuç" ve "Kazan" adlı derelerin arasında yarımada gibi uzanan yüksek bir tepede yer alan Kıyıköy, çarpıcı coğrafyasıyla ilgi çekiyor. Leziz kalkan balıklarının yanı sıra, Mağara Manasıtırı, Kent Surları, Kartal Tepesi görülmesi gereken yerlerden sadece bir kaçı.

Nadide Bitkiler Müzesi Karaca Arboretum Yalova


Yalova'daki Karaca Arboretum binbir çeşit bitkisiyle ünlü. Her mevsim ayrı bir güzellik sergileyen Arboretum'un 135 dönümlük arazisi üzerinde yer alan ağaçlar sonbaharın şaşırtıcı renklerine bürünürken, kışın dallarından ayrılan yapraklarla soyunan çıplak gövdelerini inceleme imkanı bulabilirsiniz.
Türkiye'nin ve dünyanın ender yerlerinde yetişen bitkileri bir arada görme olanağı sağlayan Arboretum'u gezmek isteyenler, pazar günleri 13:00-19:00 saatleri arasında zaman ayırmalılar. Tema Vakfı yararına ücretle girilen Arboretum'un eşşiz güzelliğini 7000 otsu ve soğansı bitkiyle 7000 odunsu bitki oluşturuyor.


Antalya'nın Kalbi Kaleiçi'nde Atıyor Antalya


Önceki yıllarda çekilmiş bu fotoğrafta ki sakin görünüme aldanmayınız.
Restore edilen kaleiçi evlerinin çoğu turizmin hizmetinde butik pansiyon olarak hizmet verirken, kale surları içinde saat kulesi, camisi, tekne bağlayacak yer olmayan limanından kalkan günübirlik tekne turları ile restoranlar, barlar, hediyelik eşya dükkanları turistlerle dolup taşıyor.
M.S. 4 yüzyıla kadar uzanan Helenistik devirden sonra Antalya, 10. asır Bizans-Selçuklu dönemini yaşamış. 14. ve 15. yüzyıllarda Hamitoğulları ve Tekeoğulları beyliklerinden sonra, Yıldırım Beyazıt zamanında Osmanlı egemenliğine girmiş. 1670 yıllarında kenti gezen Evliya Çelebi, üç tarafı bahçelerle çevrili şehrin kale içinde dar sokaklı üç bin evli dört mahalle bulunduğunu, limanın 200 parça gemi alacak genişlikte olduğunu ve çarşının surlar dışında yer aldığını yazmış. Bu gün Kaleiçi olarak anılan 42 hektarlık bölgede sokak ve evlerin orijinalliği korunarak eğlence merkezine dönüştürülmüş. Restoranlar, cafeler, barlar, konaklama tesisleri, dükkânları, çarşılar ve marina yaşantısı ile turistlerin olduğu kadar yerli halkın da en önemli uğrak yerlerini oluşturuyor.


Sayfa 1 2 3 4 5 6

Panoramik fotoğraflarla Anadolu'nun diğer güzelliklerini, cennet koylarını sergilemeye sihirlitur.com'un takip eden sayfaları Patara, Longoz, Teos, Yedigöller, Göcek, Kovanağzı, Pembe Kayalar, Cebeci, Marmaris, Foça, Karine, Bodrum, Orak Adası, Dalyan, Gökova, Mazı, Ayvalık, Çıralı, Assos, Orhaniye, Kayaköy, Sultan Sazlığı, Datça, Mersin, Manyas, Abant, Göreme, Zelve, Ihlara, Pamukkale, Menemen, Sakarya, Ağrı, Nemrut, Doğu Beyazıt, Aktamar, Ahlat, Kütahya, Adana, gibi bir çok yerle devam ediyor.
.