Tepede
Athena Tapınağı Kıyıda Liman Assos -
Çanakkale
Athena Tapınağı, Zeus'un kızı ve 12
Olimpos Tanrısından biri olan Athena,
babası Zeus'un kafasından silahlı ve
elinde kargası ile doğmuş bir savaş
tanrıçası. El işçiliği ve el sanatlarını
koruyan tanrıça olarak da biliniyor.
Mitoloji'ye
göre kadınlara dokumayı o öğretmiş.
Behramkale ve çevresindeki halı ve kilim
dokumacılığı, gelişmesini belki de Athena'ya
borçlu. Assos Athena Tapınağı, Ankaik
çağda Anadolu'da dor üzerine yapılmış
tek örnek olması ve kabartmalı frizlerin
bulunması nedeniyle büyük önem taşıyor.
Ayakta kalan sütunlar, fotoğraf çekenlerin
yanısıra resim yapanların da kompozisyon
malzemesi. Ege Denizi'nin görkemli manzarasına
karşı güneşin batışını seyretmek ise
bir başka keyif...
Ne var ki liman ve sahil bandı dar ve
kücük olunca artan talebi karşılamak
için yeni yeni otel ve işletmeler açılmış.
Plaja güneşlenme terasları, kamp alanı,
restoranlar, boşluklara oteller yapılmış,
böyle olunca da avuç içi kadar yerde
tesisler sıkışıp kalmışlar. Dalgakıran
üzerinden bakanlar Assos'un panoramasının
tamamını görebiliyor.
Reşadiye
ve Datça Yarımadası'nın Büyülü Koyları
Marmaris - Muğla
En uzun sahil şeridine sahip illerimizin
başında Muğla geliyor. Muğla'nın ilçesi
Marmaris içlerinde en ünlü olan tatil
merkezi olsa da Datça ve Reşadiye Yarımadası'nın
gizli koyları bakirliği ve güzelliği
ile adeta yeryüzü cenneti benzetmesini
fazlasıyla hak ediyor.
Yalancı Boğaz, İçmeler, Turunç, Longöz,
Bördübet, İngiliz Limanı, Yediadalar,
Balıkaşıran, Gerbekse, Datça, Domuz
Adası, Hayitbükü, Palamutbükü, Knidos,
Hisarönü, Orhaniye, Selimiye, Çiftlikköy,
Bozburun, Söğüt, Karamaka, Bozukkale,
Serçe Limanı bunlardan sadece bir kaçı,
ismi bile geçmeyen nice koylar dantel
gibi işli kıyıları süslüyor.
Orhaniye
Koyu Kızkumu ve Korsan Adası Marmaris
- Muğla
Muğla deyince ilk olarak Marmaris akla
gelirdi, zaten tatillerin kare ası Kuşadası,
Bodrum, Marmaris, Fethiye idi.
Marmaris’den öteye İçmeler biraz da
Datça yolu çok virajlı olmasına rağmen
yine de turist çekerdi. Yalancı Boğaz,
Selimiye, Hisarönü, Orhaniye, Çiftlikköy,
Bayırköy, Turgut, Hayıtbükü, Palamut
Bükü, Söğüt, Taşlıca, Bozburun çok az
ziyaret edilen, konaklamaya müsait olmayan
köydü. Datça’nın ucunda ki antik kent
Knidos, tarihi eserlerin kaçırıldığı
kuş uçmaz kervan geçmez araç yolu bile
olmayan bir yerdi. Marmaris kısa zamanda
birçok Anadolu kentini geçecek kadar
büyüdü gelişme sağladı. Orhaniye Kız
Kumu ise dilek tutulan, Marmaris’den
jeep safari turuna çıkan turistlerin,
sakin yerde mütevazi konaklama tercih
edenlerin sayesinde ünlendi.
Efsane şöyle:
Kralın kızı bir baskın sırasında korsanların
eline düşmemek için sahile doğru koşmaya
başlar, karanın bittiği yerde eteğine
kum alır, denize doğru serperek üzerinde
koşmaya devam eder, eteğinde ki kumun
bittiği anda genç kızı deniz yutar.
Denizin ortasında dil gibi uzanan bu
garip kum set Kız Kumu olarak ünlenir,
çocuğu olmayanların yürürken dilek tuttukları
yer haline gelir.
Bozburun'dan Simi'ye Kanatlanıp
Uçasım Var Marmaris
-
Datça
Yarımadanın uç noktasında son düzenlemeyle
Marmaris’in Mahallesi konumunda, tertemiz
billur gibi berrak denizi ve kekik kokulu
esintisi ile gerçek anlamda tatil yapmak
isteyenlerin gözdesi. Bozburun’un bir
özelliği de Ege, Akdeniz gezi teknelerinden
olan ahşap guletlerin, piyade tipi teknelerin
yapım yeri olması.
Korunaklı koyun sahilinde ki yerleşimi,
dantel gibi işli koyları Bozburun’u
görmek için ise denizden çevre koyları
dolaşmak, kimsenin olmadığı akvaryum
misali koylarda yüzmek, mangalda ızgara
balık yapmak, özetle tekne turlarına
katılmak gerekiyor. Komşumuz Yunanistan’a
ait Simi adası karşısında bulunan Bozburun’u
tepeden görmek için ise biraz fedakârlık
yapıp, araç çıkışına müsaade etmeyen
otların bürüdüğü, taşlı, dikenli keçi
yolundan yaklaşık bir saat yaya tırmanmak
ve ulaşılan zirvede Ege’ye yayılan panoramayı
seyretmek Bozburun’u emsalsiz kılıyor.
|
Terkedilen Kent Kayaköy Hisarönü Fethiye
- Muğla
Kayaköy, 1922 yılında Trakya da ki Türkler
ile Anadolu da ki Rumların değişimi
sırasında tamamen boşaltılmış.
Eski ismi Lövissi olan ve 25 bin nüfus
barındıran köy'e gelişinizde tüm yerleşim
bütünüyle karşınıza tablo gibi çıkıyor.
Birbirlerinin güneşini engellemeyecek
şekilde dizili olarak inşa edilmiş iki
katlı evlerin çatıları günümüze kadar
korunamamışsa da sokaklar, iki kilise,
çeşitli kalıntılar, 400 civarında ev
hayalet kent görüntüsü içinde koruma
altında bekleyişini sürdürüyor.
Daracık taş döşeli sokaklarda dolaşıyor,
özgürce çıkmış çiçeklerin, bitkilerin
bürüdüğü duvarlar üzerinde tek tük kalmış
bacaları, pencere, kapı yuvalarını,
evlerin içinde bulunan ocakları görüyor,
yükseklere doğru tırmandıkça bacak ve
mide kaslarınız kuvvetlenirken, fotoğraf
çekecek yeni ve farklı açılar, geniş
panoramalarla karşılaşıyorsunuz.
|
Kuşların Üreme Sahası Sultan Sazlığı
Develi Kapalı Havzası - Kayseri
Orman Bakanlığı tarafından 1971 yılında
Su Kuşları Koruma ve Üretme Sahası olarak
ilan edilen avcılığa yasak bölgenin
etrafı sazlıklarla çevrili. Göç yolları
üzerinde bulunup, göçmen kuşların üreme
ve mola verme sahası olan bölgede, köylülerin
geçim kaynağı da yine sazlıklardan üretilen
hasır ve sepet türü objeler oluyor.
Develi kapalı havzası içinde kirlenme
ve susuz kalma tehdidi yaşayan, 300
civarında kuş türünün tespit edildiği
Sultan Sazlığı sularına su altı fotoğrafı
çekmek için girdiğimde, denizaltının
periskopu gibi başları suyun üzerinde
yanımdan geçen su yılanları, fotoğrafta
görünmese de hafızamda iz bıraktılar.
Sultan
Sazlığı Develi Kapalı Havzası - Kayseri
İlkel sallarda uzun sopaları dibe batırıp
iterek yol alan tekneciler, çeşitli
ördek türleri, sakarmeke, kırlangıç,
balaban, sumru, angut, kaşıkçı, balıkçıl
kuşların yaşadığı Sultan Sazlığı gezisinde
tek kürekli sallarıyla fotoğrafı çekilesi
güzellikte ilginç bir ulaşım yaşattılar.
|
MERSİN
1987 yılına kadar Türkiye’nin en yüksek
binası olup, iş merkezi otel olarak
kullanılan gökdelen henüz yapılmamışdı.
İlin içinde sahil boyunda temalı parklar,
yüksek binalar yaptu, trafik sıkışmıyor,
serbest bölgeden söz edilmiyordu. Bahçelerden
yayılan yasemin kokuları, yol kenarlarında
salonlara konulan kauçuk bitkisi ağaçları,
tezgâhlarda Jumbo karidesler, Akdeniz
balıkları, narenciye, meyan kökü, şıra
satan şerbetçiler ilk akla gelenlerdi.
Fotoğrafın sol tarafında kalan Mersin
Gazeteciler Derneği'nin lokali, restoran,
luna park yerleri, sağ tarafında Mersin
Oteli, liman vardı. Mersin’den çıkıp
Antalya yönüne yolda giderken denizi
görebiliyordunuz, şimdiki gibi Çin Seddi
benzeri kilometrelerce uzanan sıra binalar
yoktu.
Mersin Oteli sırasına bir camii, biraz
gerisine de sefertası gibi 52 katlı
iş merkezi gökdelen inşa edilince kentin
silueti birden değişti. 180 derecelik
kamerayla 1987 öncesi yıllarda dalgakıran
üzerinden çekilen bu fotoğraf da tarih
oldu.
Kuş Cenneti Manyas Gölü Bandırma - Balıkesir
Ülkemizin eşsiz güzellikte kuş cenneti
göllerimizden olan Manyas göç yolu üzerinde
olması nedeniyle göçmen kuşların ya
giderken ya dönerken güç toplamak kuluçkaya
yatmak mutlaka uğradığı önemli bir beslenme
ve üreme alanı. Sabahın ilk saatlerinden
itibaren kuşların inanılmaz telaşına
tanık oluyorsunuz. Gün ağırırken ağaçların
yarı beline kadar sular içinde kaldığı
güvenli yerlerde yuvalanıp beslenme
amaçlı çığlık çığlığa uçmaya başlayan
kuşlar, yavrularını doyurmak için Mustafa
Kemal paşa ilçesinde ki Uluabat Gölüne
bile gidip geliyorlar.
A
Sınıfı Diploma Sahibi Kuş Cenneti Manyas
Gölü Bandırma Balıkesir
Uluslararası Kuşları Koruma Konseyi'nin
Kuş Cennetleri'nin saptanmasına yönelik
yaptığı çalışmalarda ülkemizde 70 kuş
cennetinin varlığı saptanmış. Özellikle
15'inin acilen koruma altına alınması
gereken cennetleri bekleyen en büyük
tehlikeler arasında ise kontrolsüz ve
usulsüz avcılık, yapılaşma, sazlık ve
sulak alanların işgali, sulak bölgelerde
ki aşırı su kullanımı ile ortaya çıkan
kuraklık, yangınlar, kalabalık ve gürültülü
ortamlar sayılıyor. Avrupalı uzmanların
A sınıfı diplomayla ödüllendirdiği kuş
cenneti Manyas, Evliya Çelebi' nin gezi
notlarında ise şöyle yer alıyor: " Suyu
hayat vericidir. Vahşi kuşlarla doludur.
Her gece kaz ve kuğu sesinden, kanat
şakırtısından Manyas sahrası titrer."
Kuş bilimcilerinden kurulu bir heyet,
göl yüzeyini kaplayıp tehdit oluşturan
ve mercimek tabir edilen bitkil parçalarının
gölün nefes almasını, oksijeni kesme
nedeniyle inceleme yapmak üzere su örnekleri
alıyor.
Balayı, Kongre, Tatil ve Piknikcilerin
değişmez adresi Abant - Bolu
Ankara İstanbul arasında Bolu'nun olduğu
kadar Türkiye'nin incisi, doğa'nın orta
yerinde yüzük taşı misali ünlü gölümüz.
Yazın ayrı kışın ayrı güzellikler barındıran
Abant Gölü yıl boyunca ziyaret edilip
etrafı kâh faytonla, kâh atla, kâh yürüyerek
turlanıyor. Çevresindeki restoranlar,
oteller, ziyaretçileri ağırlıyor, yöresel
ürün pazarları dolup taşıyor. Piknik
yapanlar, bu güzel görüntüleri baharda
kır çiçeklerini, kışın buzlar altında
kalan yazın gölün su seviyesinde nazlı
nazlı açan çiçekleriyle nilüferleri
resimliyorlar.
|
|
|
|
|