|
PERA'NIN HEYKELLERİ
Estetik
heykeller, büstler, geometrik süslemeler, garland
ve karyatid özellikler taşıyan Pera'yı geziyoruz.
|
İstanbul’un Rumeli yakasında bulunan Pera’yı diğer
semtlerden ayıran özelliklerden biri de süslü mimarisi.
Bu bakış açısıyla açık hava müzesi gibi gezilebilen
ünlü ve tarihi bölgenin yapı cephelerinde yer alan
süs heykelleri, sütunlar, büstler, kabartma figürler,
konsollar, desenlerde taş ustalığının estetik örneklerini
görmek mümkün oluyor. Günlük koşuşturma içinde pek
fazla başımızı kaldırıp üst katlarına bakamadığımız
binalara inceliyoruz.
Pera'nın Heykelleri gezimize Karaköy'den başlayarak
Bankalar Caddesi, Şişhane Yokuşu, Tepebaşı, Tünel,
Kuledibi, İstiklal Caddesi kısacası Beyoğlu'na doğru
devam edeceğiz. Gezimizin
yazısı ve fotoğraf galerisi için lütfen tıklayınız.
|
|
PERA'nın
Duvar Yazı ve Resimleri
Avrupa'da başlayıp dünyaya yayılan graffiti çalışmaları
Pera'da da sık sık görülüyor.
Özellikle bu sanata gönül vermiş gençler tarafından
yapılan resim çalışmaları için kapalı dükkan kepenkleri,
terkedilmiş binaların duvarları seçilirken günümüzde
adeta açık hava sergisi gibi gezilen Galataport bölgesi
ara sokaklarını da renklendiriyor.
Bir çok kişi bu resimleri görmek, önünde selfie çektirmek
için bol bol poz veriyor.
Gezimizin
yazısı ve fotoğraf galerisi için lütfen linki tıklayınız.
|
|
PERA'nın
Merdivenlerine ResimYapıldı!
2020 yılı Ekim ayında beton basamaklar resimlenirken
sanata, Osman Hamdi Bey tablosuna saygısızlık yapıldı.
Uzun planlama, seçim ve tasarımlardan sonra Beyoğlu
ilçe sınırları içinde yer alan, Meckis-i Mebusan Caddesi
üzerinde Salıpazarı mevkiin'den Cihangir semtine çıkılan
beton basamaklara Osman Hamdi Bey tablosu "Mimozalı
Kadın" resmi çizildi, boyandı güzel oldu mu oldu,
aynı zamanda değişik ihtiyaç ta. Ne var ki bu sanat
fakiri ülkede sanatsal çalışmalar lazım ama, tablo
sahibi acaba hayatta olsa buna ne der? Belki de ben
tablomun ayakla çiğnenen yere yapılmasını istemiyorum
diyebilirdi.
Üstüne üstlük yere yapılan resim dünyanın en güzel
canlısı olan bir kadın portresi, bu kabul edilebilir
bir uygulama olmamalı, insan yüzüne, sanat eserine
ayak basmamalı.
Bunlara izin verirken düşünmek lazım, her yere her
şey yapılmamalı.
Selfi-e çektirmek arzusuyla portre kısmına oturma
ihtimalini ve buna benzer kompozisyonların ön görülmesi
gerekmeli. Basamaklara resim yapılacaksa Galata Kulesi
resmi de yapılabilir, ağaç, çiçek, böcek de yapılabilir
ama kadın yüzü yapıp üstüne basılmaz ya da merdiven
alnına bile yapılsa çiğneniyor izlenimi yaratılmaz.
Kısacası başarısız, yakışıksız, ucuz bir uygulama
olmuş.
|
|
|
TAKSİM
MEYDANI'NA ŞUBAT 2020 SÜRPRİZİ"KAVUŞMA DURAĞI"
!!!
İstanbul
Büyükşehir Belediyesi ve İstanbul Araştırmaları Merkezi
tarafından Taksim meydanına yerleştirilen geçici strüktür
"Kavuşma Durağı" beğenilmedi.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin başlattığı kentsel
tasarım yarışmaları için kullanılacak olan ve "Kavuşma
Durağı" olarak adlandırılan strüktür IND [Inter.National.Design]
Mimarlık ve Kent Planlama tarafından tasarlandı.
Açılışı 15 Şubat 2020 tarihinde Taksim'de yapılan
strüktür 7/24 yaşayan bir alan olacak. Tasarımın ana
teması "kavuşma". Bu sebeple "Kavuşma Durağı" ismi
taşıyan alan meydanların geleceğine oy verilecek bir
alan olarak kullanılacakken, değişen sergi, konser,
panel ve benzer etkinliklerin çekim merkezi olacağı,
İstanbul'un Kalbi Taksim" sergisiyle açılışı yapılan
strüktür, diğer meydanlara da taşınacağı belirtildi.
Merdivenlere çıkıp etrafa bakanlar, yeni uygulamanın,
Görüş mesafesini
engelleyen, anti estetik, itici, gereksiz, yakışıksız,
ruhsuz, çirkin, zevksiz, başarısız, doğaya aykırı,
sanattan uzak betona çakılan demir yığını olarak gördüklerini,
gözden uzak bir yere derhal kaldırılmalı derken, Y.
Mimar Arman Akdoğan'ın uyumsuz çalışması üst geçide
benzetildi.
|
|
|
TAKSİM
BÜYÜK MAKSİM GAZİNOSU
Taksim
Büyük Maksim gazinosu kadınlara özel gündüz matineleri,
gece showları ile birçok as solistin ve as solist
altı sahne sanatçıların konser verdiği, program yaptığı
oryantal dansların seyredildiği, gazinocular kralı
Fahrettin Aslan'ın işletmeciliğinde ünlü bir gazinoydu.
Bugün ismini öğrendiğimiz tüm sanatçılar için Maksim
Gazinosu sahnesi üst sınırdı. Zaman içinde gazino
kültürü kayboldu, as solistler çıkacak sahne bulamaz
oldular, Taksim Büyük Maksim kapandı.
Tadilata giren ünlü gazino yıllarca önünde tahta perde
ile kaplanmış, olup biten görünmezken acaba nasıl
bir görüntü çıkacak diye merak ta uyandırmıştı.
2019 yılı ilk aylarında perde söküldü ve Mart ayında
Büyük Maksim Gazinosu orijinal ön cephesi tiyatro
dekoru gibi eskiyi anımsatma bakımından aynen korunurken,
üst katlar ve bina derinliği oldukça değişmiş olarak
karşımıza çıktı.
Eski Maksim Gazinosu fotoğrafı "facebook
Yetmişli Yıllar" grubuna aittir.
|
|
İstanbul'un
simgesi, Beyoğlu'nun klasiği Tramvay...
Onunla
birlikte fotoğrafı olmayan yok gibi
|
|
Beyoğlu'nun
simgelerinden olan tramvay bir yandan ulaşım hizmeti
verirken diğer yandan İstanbul'u gördüm demenin ispatı
yerine de geçiyor. Tramvayla birlikte çekilen fotoğrafla
vagon adeta stüdyo olarak da kullanılıyor.
Taksim durağından itibaren turistlerin adeta çekim için
sıraya girdiği tramvay, dururken ve yol alırken seyreden
turistlerin neredeyse tamamı bu görsel zevki kaçırmıyor.
Blediye Başkanı Nurettin Sözen döneminde hizmete giren
tramvay, Galatasaray, Tünel, Odakule duraklarında etrafını
renkleniyor, izleyenlere yoğun nostalji yaşatıyor...
|
|
TAKSİM
OUT, TÜNEL MEYDANI, KULEDİBİ, KARAKÖY, GALATAPORT İN
Atatürk
Kültür Merkezi inşaatı hızla devam ediyor.
|
|
Taksim'de
durum tersine döndü. Bir zamanlar Taksim-Galatasaray
arası rağbet görüp kalabalıklaşırken, günümüzde gençler
Galatasaray-Tünel hatta Kuledibi, Yüksek Kaldırım Yokuşu,
Karaköy, Galata arasına ilgi gösteriyor, zamanlarını
bu bölgede geçiriyorlar. Özellikle turistlerin Galata
Kulesine çıkma ve çevrede ki etkinliklere katılma arzusu,
Narmanlı Han kafelerinin devreye girmesi, nihayetinde
Galip Dede Yokuşunda ki cazip mekanlar, hediyelik eşya
dükkanları, Beyoğlu'na çıkanları mıknatıs gibi kendine
çekiyor.
Taksim ise cazibesini kaybetmiş bir şantiye sahası havasına
bürünürken, göçmenlerin mekanı durumunda.
Beyoğluna
yeni bir soluk olan Narmanlı Han kafeleri,
|
Kuledibi bar, şaraphane, bistroları büyük ilgi
görüyor.
|
|
|
Burada Enflasyon
Yok Beyoğlu'nun en ekonomik yeri
TERKOS PASAJI
En
ekonomik fiyatlarla Terkos Pasajı yine revaçta
|
|
Beyoğlu'nun
Terkos pasajı inanılmaz fiyatlarla her daim ilgi odağı
olmaya devam ediyor. 10.00 TL den başlayan fiyatları
gören hanımlar havuz dolusu te şortlardan üçer beşer
alıyorlar, diğer tezgahlarda ise 10.00 TL ye etekler,
30-40 TL ye anoraklar alanın elinde kalıyor. Renk ve
çeşlit bolluğu yaşanan pasajın iç dükkanlarında biraz
daha fiyatlı olmasına rağmen piyasaya göre son derece
ekonomik fiyatlı modelleri de bulmak mümkün oluyor.
Terkos Pasajı, Galatasaray'dan Tünel'e yürürken sağ
kolda Paşabahçe yanında ki girişte yer alıyor. (10
Aralık 2019) |
|
|
TARİHİ
NARMANLI HAN RESTORASYONUNDA
SONA
GELİNDİ
Beyoğlu’nun
tarihi binalarından olan Narmanlı Han, 1831 inşa tarihli
ilginç yapı Rus Büyük elçiliği ve Rus hapishanesi
olarak hizmet verdikten sonra Narmanlı ailesi tarafından
satın alınarak mülk ev, iş yeri olarak kullanılmıştı.
Aliye Berger, Ahmet Hamdi Tanpınar, Bedri Rahmi Eyüpoğlu
gibi birçok Türk yazarın içinde çalışıp, yaşadığı
“Koplan İstanbul’da” filminin sonunda han kapısının
mekân olarak yer aldığı hanın iç avlusunda en son
2010 yılına dek Beyoğlu 2. Noteri hizmet vermişti.
İtalyan Mimar Fossati’nin eseri olan ve cephesinde
bulunan devasa fil ayakları ile diğer binalardan farklılaşan
Narmanlı Han, uzun süre harap halde beklemiş, duvarlardan
düşen parçalara karşı tel ağ örgü ile tedbir alınmıştı.
2011 yılında hazırlanan proje sonunda bina, 2014 Aralık
ayında kurulan iskelelerle orijinal hali korunmak
üzere yenileme çalışmaları başlamış oldu.
Ön cephe tahta perdelerle kapandı, onarılmakta olan
yapı kompleksine tepeden bakıldığında ve eski fotoğraflarla
karşılaştırıldığında yapılmakta olan değişikliğin
farklı boyutlara taşındığı gözleniyor!
2017 yılının sonuna gelindiğinde Narmanlı Han cephesi
iki renk olarak boyanırken restorasyon öncesi hizmet
veren eczane, kırtasiyeci, butik gibi dükkanların
yerlerinin aynı konumda kalarak yapıldığı örülüyor.
|
|
Narmanlı
Han'ın iç avlusunda ise toprak zemini üzerinde eskiden
olmayan üç kademeli fiskiyeli bir süs havuzunun yenilenen
zeminde yer aldığı görülüyor. (Ocak
2018)
NARMANLI HAN'IN YENİDEN DOĞUŞU MUHTEŞEM
OLDU
2019
yılı başında yenilenip dekore edilen tarihi hanın
avlusu ve etrafına dizili bulunan kafeleri, restoranları
ile adeta Beyoğlu'nun kalbinin attığı yepyeni bir
yer oldu. Günün ve akşamın her dakikasında hiç boş
kalmayan Narmanlı Han'da nero
Kafe, Viyana Kafe gibi bir çok seçenek arasında biranızı
veya soğuk sıcak meşrubatlarını içebiliyor, yemek
yiyebiliyor, yakınlarınızla sohbet ediyor, heykellerle
fotoğraf çektirip, su sesiyle hoşça vakit geçirebiliyorsunuz.
Farklı kot seviyesine sahip avlunun ortasında fiskiyeli
süs havuzu çevresi gençlerin en çok rağbet ettiği çevreye
hakim alan olarak rağbet görüyor. Üniformalı garsonlar,
titiz servis ve temizlikleriyle göz dolduruyor. (10.Aralık.2019)
|
|
PERA'NIN YENİ EĞLENCE MERKEZİ
MADAME TUSSAUDS AÇILDI
Müzede
her an canlanacak gibi duran balmumu heykeller, arasında
dolaşırken kendinizden geçeceksiniz.
|
Madame Tussauds balmumu Heykel Müzesi Beyoğlu Grand
Pera'da 2016 yılı aralık ayında bir açıldı pir açıldı.
Beyoğlu'nun yeni eğlence merkezi olma yolunda ilgi
gören müzeye gençler kadar orta yaşlılarında ilgisi
büyük oldu. Hafta sonu yoğun sayıda olmak üzere müzeyi
ziyaret edenler, figürler arasında dolaşırken kendilerinden
geçerek eğleniyor, bilinçaltında sakladıkları hayranlıklarını
sergilemekten büyük mutluluk duyuyorlar.
Tom
Cruise'in motsikleti arkasına atlayıp boynuna sarılarak
hızla hayallere uçanlar, Adile Naşit'e özlemle sarılıp
yanağına bir buse konduranlar, MFÖ ile sahneyi paylaşanlar,
film yönetmeni Steven Spielberg'in kulağına motor
diye bağırarak
komut
verenler, Travis Fimmela'in saçını kaldırıp kulağına
dek bakıp, inceleyenlere rastlayabiliyorsunuz.
Müzenin bir köşesinde Audrey Hepburn ile kahvaltı
sofrasında yanına oturup hatıra pozu verenler, bir
başka salonda Marilyn Monroe peruğu takıp yanı başında
40 yıllık samimiyet sergileyenleri görebiliyorsunuz.
Bunlarla kalmayıp genç kızların sevgilisi Jüstin Bieber'i
öpenlerde yok değil hani.
Boks eldivenini takıp Clay'ın karşısına geçenler olduğu
gibi Kerem Bursin İle sessiz ve derinden karşılıklı
konuşarak sevgisini ifade edenler, Kıvanç Tatlıtuğ
ile kurduğu düşlerin yan yana gelebilmenin mutluluğunu,
Arda Turan ile gol sevincini sanal olarak yaşayanlarla
figürler, sabit kalsalar bile sürekli değişen ziyaretçilerle
her an canlanacak sevgilere karşılık verecek hissi
uyandırıyorlar.
Öte yandan Yeni Yıl nedeniyle salonda bulunan güzeller
güzeli Marilyn Monreo'nun balmumu heykeli de Noel
Anne kıyafetiyle Madame Tussauds Müzesi Beyoğlu vitrininde
yer alıyor.
Aynı amaçla müzeye gelmiş olan ziyaretçiler, hayranlık
duyduklarına yaklaşarak sanal da olsa hayalleri gerçekleşiyor.
Madame Tussauds Müzesi
Heykelleri arasında şimdilik 60 heykel yer alıyor.
Buna rağmen gözler Levent Kırca, Cüneyt Arkın, Türkan
Şoray, Ajda Pekkan, Hülya Avşar, Nejat Uygur, Kemal
Sunal, Müslüm Gürses, Tarkan, Aleyna Tilki, Murat Boz,
siyasetin yeri dolmaz renkli siması Süleyman Demirel
gibi daha nice karakterleri görmek istiyor.
Müzeye açıldıktan sonra da yeni ilaveler yapıldı ve
Haziran 2017 de sanatçı komedyen Tolga Çevik heykeli
sonrasında Neşet Ertaş, Demi Lovato, Cosmoman 2018,
Tarık Akan, Murat Boz, Tansu Çiller heykelleri galerileriye
konuldular.
Müze gezimizin geniş yazısı ve fotoğraf galerisi için
lütfen tıklayınız |
|
Beyoğlu
Sokak Müzisyenlerinin Performans Sahnesi oldu
|
Özellikle
Kent içinden ve dışından gelenlerin vazgeçilmez uğrak
yeri günün işlek saatlerinde birçok müzisyenin sazlarını
çaldıkları mekânların başında geliyor.
Yerli ve Japonya, İngiltere, Brezilya, İsrail gibi
yabancı ülkelerden gelen müzisyenler genellikle Beyoğlu'nda
ekonomik sıkıntı çeken işletmelerin kapalı olan dükkan
kepenklerini önlerini sahne gibi kullanıyorlar.
Kalabalık izleyici topluluğu tarafından izlenen müzisyenler
arasında elektro veya akustik olarak gitar çalıp söyleyenlerin
yanı sıra, keman, akordeon, cura, bağlama, kanun,
tef, klarnet, melodika, mızıka, ut, kanun ve bazı
yerel enstrümanları çalan yetişkin ve çocuk yaşta
müzisyenlere sıkça rastlanıyor.
Bazıları çok ünlü olan müzisyenler, dinleyicilerin
verdikleri bozuk paralarla yetiniyorlar. Meraklı dinleyicilerin
büyük bölümü ise fotoğraf ve video çekimlerini de
ihmal etmiyorlar...
|
|
|
|
Avrupa, Japonya, Afrika ülkeleri, Brazilya gibi çeşitli
ülkelerden gelip sokak performansı sergileyen müzisyenler
arasında yerel kıyafetler giyen kızılderililer bile
oluyor. Bazen kemanın klasik namelerine, Karadeniz'in
kemancesi, akordiyonun napoliten parçaları, her ülkenin
folk şarkıları karışıyor. Ortak lisan müzik olunca anında
uyum sağlanıyor.
Beyoğlu sokak müzisyenleri ünlü caddeye gelen turistlerin
milliyetine göre değişik müzisyenleri ağırlıyor.
2018 mart ayı itibariyle İranlı turist yoğunluğu karşısında
müzik türüne bir yenisi eklendi. Ülkenin sevilen parçalarını
duyan İranlı turistler caddede dans edip şarkılara eşlik
etmeyi de ihmal etmiyorlar.
İstiklal Caddesi boylu boyunca sahne, aynı zamanda isteyene
dans pisti, isteyene podyum olarak kullanılıyor.
İstanbulluların Beyoğlu, Kadıköy, hatta adalardan aşina
olduğu ve muhtemelen Şili'li olduğu sanılan kızılderili
kostümlü sokak müzisyeni bir yandan neşeli, sıcak latin
müzikler çalarken pan flütile gitarına eşlik ediyor.
Beyoğluna çıkanlar ise renkli bu görüntüleri kaçırmayıp
videoya kaydederken, fotoğraf da çektiriyorlar. (Mayıs.2018).
Beyoğlu'da sokak performansı sergileyen müzisyenler
arasında her türlü entürüman çalana ratlanıyor, gitar,
keman, akordiyon, kanun, tef, saksafon, viyola, cümbüş,
bağlama, cura, hang drum bunlardan bir kaçı . (Mayıs.2019) |
|
Gitar Cambazı
- Cambaz Gitarist
Beyoğlu her geçen gün bir başka etkinliğe sahne oluyor.
Taksim’den Tünel’e doğru yaptığınız kısa bir yürüyüşte
kemanıyla, akordeonu, gitarıyla ya sokak müzisyenlerine
ya bir gösteri grubunun, ya da bir sihirbazın eğlencesine
tanık oluyorsunuz. Kısacası renkli ve bir o kadar da
ünlü caddenin neresinde ne ile karşılaşacağınız hiç
belli olmuyor. Bu gösteri veya sokak müzisyenlerinden
birisi de Amerikalı ünlü müzisyen Phil Volta onu diğer
müzisyenlerden farklı kılan tarafı ise gitarını tek
tekerlekli bir bisikletin selesi üzerinde çalıp söylemesi
ve aynı anda sürekli dengede olması. Bir noktada durabilmek
için devamlı hareket halinde olan müzisyen aynı zamanda
dans etmeden Show halinde görünmesi. Klasik gitar ve
folk rock tarzı parçalardan örnekler veren The Bandoso
grubunun vokalist gitaristi usta müzisyen İstiklal Caddesi
Narmanlı Han karşısında yaptığı gösteri sırasında kendisini
gelip geçenlerin ilgiyle izlemeleri, fotoğraf çekmelerinden,
gitar kutusuna bırakılan beğeni karşılıklarından memnun
olup, teşekkür ediyor. Hatta beğeninizi belirgin hale
getirirseniz, parça sonunda size bir de albüm CD sini
takdim edip sadece sokak müzisyeni olmadığı ispatlıyor.
Phil Taylor, Tim Beutler, Andrew Fedders, Nick coventry
den oluşan The Bandoso’nun internette birçok müzik klibi
bulunuyor. |
|
|
|
İstanbul'un
enstrüman mağazalarıyla ünlü Kuledibi-Tünel
arası
birbirinden cazip gitarlarla fuzzbox, vah vah pedalları,
baterilerle dolu
Bu
yıl ülkemizde ve İstanbul'da yaşanan olumsuzluklar
ekonomik ve siyasi problemlere rağmen müzikseverler
çalışmalarında hız kesmiyor.
Galipdede Caddesi, Kuledibi çevresinde yer alan Doremusic,
Lay Lay Lom, Senkop, gibi bir çok müzik sektörüne
hizmet veren mağazada en son model gitarları, bateri
takımlarını, zil çeşitlerini bulabiliyorsunuz.
Doremusic
Başta elektro gitarlar olmak üzere ses sistemleri,
fuzz box, vah vah pedalları gibi distortion aparatları,
ses yükseltici cihazlar, akustik gitar ve tel çeşitleri
hoparlörler profesyonel ve amatörlerin tüm ihtiyaçlarına
cevap veriyor.
Özellikle sınıfını geçen öğrencilere en makbule geçen
hediye olan müzik enstümanları arasında seçim yapmak,
karar vermek oldukça zor görünüyor. Türkiyenin en
büyük gitar galerisi olan ve 20. yılı geride bırakırken
İlk Belediye Caddesi No 6/B Tünel de hizmet veren
Dore Müzik en son model gitarları sunuyor. Tel
0(212)293 07 27
|
|
|
ESKİ
BEYOĞLU HIZLA KLASİK ÖZÜNDEN UZAKLAŞIYOR, KAPANAN
İŞ YERİ, DÜKKAN, ÜNLÜ MAĞAZA SAYISI
GÜN BE GÜN ARTIYOR...
Türkiye'nin en ünlü alış veriş piyasa caddesi olan
Beyoğlu İstiklal Caddesi, patlayan bombalar, protostolar,
yaşanan bitmeyen inşaat çalışmaları, çeşitli olumsuzluklardan
etkilenerek hızlı şekilde değişim gösteriyor.
İstiklal Caddesi, Beyoğlu Balık Pazarı, Yüksek Kaldırım,
Kuledibi gibi yerlerde yükselen kira ücretleri, alışveriş
yapanların azalmasıyla özellikle tanınmış birçok mağazanın
birbiri ardına kapandığı gözleniyor.
Sürekli
değişen, kimsenin birbirini tanımadığı tedirgin insan
topluluğu, yeni kurulan polis noktaları, aralıksız
tutulan güvenlik nöbetleri, 24 saat kameralı gözlemler
endişelerin hiç de yersiz olmadığının göstergesi olarak
sayılıyoBeyoğlu'nda değişmeyen adetlerin başında tramvay
arkasına takılmak geliyor.
Zemin taş kaplaması 2018 Ocak ayında sona erdi, Taksim
Meydanı Tünel arası düz bir yüzeye kavuştu. (Ocak
2018)
Geçmiş
yıllarda küçük çocukların yaptığı bu davranış, günümüzde
yetişkin gençlerinde uyguladıkları bir gelenek haline
dönüştü. Bilet almadan kapı demirlerine ve tramvay
arkasına tutunanarak yol alanlar 300 metrelik yolu
bedava gitmenin zevkine varıyorlar. Öte yandan Beyoğlu
cadde üzerine rayların yanına caddenin en işlek olduğu
öğlen sonrası bırakılan ve çöp kamyonunun geçmesi
sırasında alınması beklenen çöpler, ünlü caddenin
görüntüsünü, olumsuz etkiliyor. (12.
Mart.2019)
|
|
Demir
aksamlı Tramvay tekerleklerinin demir raylar üzerinde
ilerlemesiyle çıkan sesi izole etmek maksadıyla sesi
azaltan maddelerle yapılan döşendi. Ne var ki trafiğe
kapalı alan olan ünlü Pera'da bir çok otel ve otellere
valizlerini parke zemin üzerinde sürükleyerek gelen
turist bulunuyor. Tekerleklerin yeni döşenen parke
taşları üzerinde çıkarttığı sesler valiz içinde büyüyüp
akustik yaparken yolun iki cephesinde yankılanarak
yeni bir işitsel kirlilik yaratıyor.
|
|
Her
şeye rağmen gençliğin yegâne buluşma ve gezi alanı
olarak ünlenen caddede barlar, büfeler, kafeler müdavimlerce
boş kalmıyor. Bilhassa İstanbul'un simgesi haline
gelen tramvayla selfie fotoğrafı çekmek için Beyoğlu'na
çıkanlara, tramvayın durağa gelmesini bekleyenlere
de sık sık rastlanıyor. Avrupalı turistler yerine
Araplar ve Suriyeli turistlerin Taksim çevresine olan
ilgileri nedeniyle bir çok dükkanın lokumcu, tatlıcı
olarak tür değiştirdiği Başta Halep Sarma olmak üzere
diğer tatlı çeşitlerini sergiledikleri görülüyor.
|
|
|
CİTE
ROUMELİE YENİLENİYOR
Beyoğlu’nun
tarihi binalarından olan Ağa Camii yakınında ki Cite
Roumelie (Rumeli Han) 'da geçen yıl başlayan restorasyon
çalışmaları 2019 yılında da devam ediyor. Pasajın
girişinde hayranlık uyandıran süsler, ilaçlı sularla
temizlenirken taş işçiliğinin en güzel örnekleri de
detaylarıyla beraber belirginleşiyor, yapı içi restorasyonu
bitmemiş olmasına karşın caddeye bakan iki dükkanda
kiracı arıyan afişler yer alıyor...
Rumeli Han uzun süre restorasyon geçirdi, altında
tarihi bir eczane REBUL kolonyası ile ünlüydü, yeni
dükkanlar yenilenen yerlerine yerleşti, ne varki gözler
Rebul Eczanesini arasa da bu defa REBUL yoktu. (10
Aralık. 2019)
|
|
GALATASAY
MEYDANI YENİ ÇEHRESİNE BÜRÜNÜYOR!...
Beyoğlu'nun en işlek yeri olan Galatasaray Meydanı'nda
ki Yapı Kredi Bankası binasında da etrafı tahta perdelerle
çevrilerek tadilatı 2016 yılı boyunca devam etmişti.
Tahta perdeler garafit çalışmaları dolarken, sokak müzisyenlerinin
sanatlarını sergiledikleri, basın açıklamalarının yapıldığı
yer haline gelmişti.
2017 yılı sonuna gelindiğinde YKB nin küçük meydana
abanan sert hatlara sahip kübik yeni binası ortaya çıkarıldı.
Meydan etrafında taş, ray döşeme çalışmaları yapılırken
Beyoğlu severler, İstanbul'un simgesi olan ve Beyoğlunu
renklendiren ve seyirlik hale getiren İstanbul'un eski
Belediye başkanı Nurettin Sözen döneminde yeniden hizmete
sokulan tarihi tramvayların bir an evvel seferlere başlamasını
beklemişlerdi. Nihayet seferler yeniden başladı.
|
|
YKB binasının altında bulunan, YKB yayınlarının satıldığı
galeri eskisine göre binanın daha içerlek bölümünde
hizmete girdi. Galeri, loş ve kafa karıştıran, ışık
efektleri ile ilgi çekerken merak uyandırıyor.
(Fotoğraf çekim tarihi Mart 2018).
|
|
Taksim
önce taş kesildi, sonra saksı çiçekleriyle kaplanarak
makyaj yapıldı!...
Yayalaştırılmasına karar verilerek araç trafiğine kapatılan
Taksim Şehir Merkezi, olaylarda yerinden sökülüp güvenlik
güçlerine atılan, barikat kurulan parke taşlarından
döşendi.
Bir karış toprak ya da ağaç bırakılmadan parke taşı
kaplanan, 1 Mayıs 1977 ve Gezi olaylarına sahne olan
Taksim Meydanı'nın AKM'ye yakın tarafında zemine yakın
üç basamaklı bir de alçak platform yapıldı.
Meydanın Elmadağ'a uzanan ve önceki yıllarda dükkânların
yer aldığı Gezi tarafına ise önce su fıskiyeleri için
ince uzun metal havuzlar konuldu sonra da su fıskiyeler
çalışırken ışık ve zamanlama ayarlarını düzenleyecek
makinelerin çalışacağı odacıklar yapıldı.
Divan Kavşağı'nda eski Şan Tiyatrosunun, hastahane'nin
bulunduğu yerden Divan Oteli arkasında yer alan Gezi
Parkını Harbiye'ye bağlayan ve alt geçit inşaatı sırasında
yıkılan yaya köprüsü'nün aynı yerine de yeni köprü yapılıyor.
|
|
Yapılan alt geçişin üst yola faydası olmaması nedeniyle
Divan Kavşağı'nda trafik ışıkları beklenirken trafik
akışı kesintiye uğruyor, Taksim'den Harbiye yönüne "U"
dönüş yapacak araçlar için trafik yoğunlaşıyor.
|
|
Öte yandan Aralık 2016 itibariyle yılbaşı öncesi Taksim-Divan
Kavşağı arasına yayalaştırılan bulvara kurulan bez barakalarla
yapılan odacıklar ve standlarla oluşturulan çarşı, gereksiz
yükseklikte beton saksılar, paslanmaya yüz tutan metal
fiskiyeli yosun bağlamış bakımsız havuzlarla doldurulması
nedeniyle anti estetik bir görünüm sergiliyor.
Haziran 2017 itibariyle zemini taş kaplı, dipten gelen
nemle beslenemeyen, üst sulamayla yaşatılmaya çalışılan
saksı çiçeklerinin, Taksim Meydanı'na vuran gün boyu
gölgesiz ortamda kavurucu sert yaz güneşi altında ısınarak
ne kadar süre kurumadan yaşayabileceği merak ediliyor.
Kökleri toprakta olan ağaçlar yaşamlarına devam ederken,
kutudaki çiçekler ısı ve güneşe dayanamayıp kurudular.
Taksim Meydanı ve Beyoğlu beton saksılar içine dikilen
ağaçlarla halkın ağaçlandırma isteği yerine getirildi.
Taksim
Atatürk Kültür Merkezi binasının yeni projesi onaylanınca
yıkımına başlandı. (Fotoğraf çekimi 22
Mart 2018).
Taksim
Atatürk Kültür Merkezi binasının son hali. (Fotoğraf
çekimi 24 Mayıs 2018).
Taksim
Meydanı'na yapımına 2017'de başlanan ve altı otopark
olacak cami inşaatı ise 2018'de devam ediyor.
Taksim Meydanı'na yapmakta olan caminin mimarisi diğer
camilerden farklı olarak kubbeli kuleleriyle dikkat
çekiyor.
|
|
Dünyanın
en eski ikinci yeraltı metrosu olan İstanbul Tüneli'nin
141. yaşı kutlandı
|
|
1875
yılında hizmete giren tünel, 18 Ocak 2016 günü çeşitli
etkinliklerle yeni yaşı kutlandı.
Kutlama etkinlikleri İETT Genel Müdürü Mümin Kahveci'nin
kısa açılış konuşmasıyla başladı, kurdele kesimi sonrası
misafir ve basın mensubu ve yolculara günün anısına
basılan özel tünel jetonu, güne özel yayınlanan tünel
hakkında aydınlatıcı, tarihi bilgilerle dolu Tünel Magazin
dağıtıldı, salep ikram edildi, tünelle ilgili zaman
tüneli fotoğraf sergisi gezildi.
Karaköy durağından topluca binilen ve güne özel renkli
tüllerle süslenen tünel vagonu ile Beyoğlu yakasına
çıkılarak burada toplu anı fotoğrafı çekildi.
Etkinliklikler bir saat içinde bitti, her iki durakta
canlı müzik sergileyen müzik yapan sanatçılar, günün
anısına yolculara satılan jetonla verilebilecek bir
anahtarlık yoktu.
141 yıldır Karaköy'ü Beyoğlu'na bağlayarak İstanbulluların
hizmetinde olan tarihi tünelin, PTT tarafından hala
bir anma pulunun basılmamış olmasının eksikliği derin
üzüntüyle hissedildi.
|
|
Panik
yok sizinde başınıza gelebilir
2017 yılı 21 Aralık günü saat 11.30'da vuku bulan elektrik
kesintisi nedeniyle Tünel-Karaköy arası yolculuk yapanlar
bir dakikalık yolda vagon içinde uzun süren seferi yaşadılar.
142. yaşını kutlayan Tünel'de, yaklaşık 15 dakika süren
elektrik kesilmesi nedeniyle yolcular vagonun kapalı
kapıları içinde istasyona 50 metre kala jeneretarün
hizmete girmesini beklediler. Bu süre içinde çelik teli
saran makaralar hareketsiz kaldı. Vagonun yanaşma yerine
gelmesini bekleyen yolcular merak içinde fotoğraf çekerken
vagon içindekilere, vagon içindeki yolcular ise istasyona
bakarak elektriğin gelmesini beklediler. Seferler daha
sonra normale döndü.
İstanbul
Tüneli'nin 144. yaşı da bu yıl 2019 itibariyle kutlandı
|
|
İSTANBUL'UN
SİMGESİ TRAMVAY 100 YAŞINDA
İstanbul'un
simgesi haline gelen elektrikli tramvayın 2014 yılı
Şubat ayı itibariyle 100. yaşı kutlandı.
Taksim Tünel hattında İETT yetkililerin katılımıyla
nostaljik tur düzenlendi.
Etkinlik çerçevesinde bastırılan 100. yıl hatıra paraları
tranvay turuna katılan yolculara günün anısı olarak
dağıtıldı. Tramvaya eklenen bir vagonda eski İstanbul
şarkıları eşliğinde müzik çalındı, tramvayın 100. yıl
günü kutlandı.
Ayrıca Tünel'de bulunan İETT binası da süslendi.
Beyoğlu'na çıkanların en çok fotoğraf çektikleri İstanbulluların
sevgilisi haline gelen tramvaylar, günümüzde hediyelik
hatıra eşyalarda, kliplerde sıkça görülüyor.
|
|
|
Divan'dan,
Buyurunuz İstanbul...
Divan Brasserie Beyoğlu, mükemmel manzaralı terası
ve benzersiz Divan lezzetleriyle, yaz aylarını İstanbul’da
geçirenlere “şehrin keyifli yüzü”nü sunuyor. St.Antuan
Kilisesi’nin hemen yanında yer alan Divan Brasserie
Beyoğlu, menüsündeki ağırlıklı Akdeniz Mutfağı lezzetlerinin
yanı sıra, bu yaza özel, taze meyvelerle hazırlanan
ferahlatıcı kokteyl menüsüyle de sıcak günleri serinletiyor.
Büyüleyici Panaroma
Tarihi yarım adaya hakim teras manzarasıyla misafirlerini
büyüleyen Divan Brasserie Beyoğlu’nun, alkollü ve
alkolsüz içeceklerden oluşan zengin içerikli menüsünün
haricinde bu yaza özel bir de “Kokteyl Menüsü” bulunuyor.
Mango, çilek, lime, nane gibi malzemelerle hazırlanan
bu rengârenk kokteyller, damaklarda ferahlatıcı bir
tat bırakıyor. Her Perşembe, Cuma ve Cumartesi akşamı
DJ performansının yer aldığı Divan Brasserie Beyoğlu’nda,
müziğin ritmi bu nefis lezzetlere eşlik ediyor olacak.
İstanbul’un eğlence merkezi İstiklal Caddesi üzerinde
yer alan Divan Brasserie Beyoğlu, sunduğu benzersiz
lezzetlerle bu yaz da damaklarda unutulmayacak bir
iz bırakıyor.
Executive Şef Giancarlo Gottardo tarafından hazırlanan
menüde, klasik Divan tatlarının yanında karides kokteyl,
keçi peynirli pancar kulesi, avokadolu pizza calzone
ve gün kurulu tart öne çıkan lezzetler arasında
DİVAN BRASSERIE İLE BEYOĞLU CAZ'LANDI
Tarih, manzara ve lezzetin kesişme noktası Divan Brasserie
Beyoğlu, Temmuz başından Ağustos sonuna kadar her
Cuma saat 20:30'da, Bidar Kalender Trio'nun Caz, Soul,
Blues, Funk performansıyla müzik severlere unutulmaz
bir caz dinletisi yaşatmaya hazırlanıyor.
St.Antuan kilisesinin hemen yanında yer alan, Topkapı,
Ayasofya ve Boğaz'a hakim teras manzarası ile de misafirlerini
büyüleyen Divan Brasserie Beyoğlu, caz dinletileriyle
Cuma gecesi eğlence alternatiflerine bir yenisini
ekliyor...
Adres: İstikal Cad. Tom Tom Mah. Merkezhan 5. Kat
No:181 Beyoğlu/ İstanbul
|
|
GALATA KULESİ
Beyoğlu'nun yeni gözde mekanlarından biri olan Galata
Kulesi ve çevresi haftasonları gençlerin uğrak merkezlerinden.
Haliç, boğaz, tarihi yarımadaya hakim manzarayı seyredip,
kameralarına çekmek isteyen turistlerin, yukarı çıkmak
için asansör sırası bekledikleri Galata kulesi, çevresinde
yer alan restoran, kafe, bar, butik ve çeşitli hediyelik
eşya dükkanları ile ziyaretçilere ayrı bir atmosfer
yaşatıyor. Ziyaretçilerin kimi barlarda, kafelerde
sohbet ediyor, kimi dilim ananas yiyerek kuledibinin
havasını yaşıyorlar, kimi kahvede çaylarını yudumluyor.
Bilhassa Tünel'den itibaren Galata Kulesi Meydanı'na
dek uzanan yol üstünde bulunan meyve suyu sıkıp satan
dükkanlar, nar, portakal başta olmak üzere taze meyve
suyu ile enerji arayanları ağırlıyor.
Galata
Kulesi çevresi ve kuleye açılan sokaklar değerlenirken,
yeni açılan kafelerle cazip mekanlar ilgi odağı oluyor.
Galata Kulesi çevresinde bir kahve ve tramvay kafe yer
alırken, çevresinde bir tarihi çeşme ile bir de yeni
yapılmış olan köpek heykeli bulunuyor. Kulenin magnetleri
ve hediyelik eşya satan dükkanlar diğer vakit geçirecek
yerler.
|
|
Karaköy
NORDSTERN HAN
son haliyle çevresine ışık saçıyor...
Karaköy
meydanında bulunan 1800 lü yıllardan kalma tarihi bina
restorasyon sonucu adeta aydınlandı.
Orijinal
haline sadık kalınarak yenilenen II. grup tarihi eser
nitelikli üç katlı binanın son olarak Aralık ayında
çevresinde ki kaldırım taş döşemesi yapıldı.
Karaköy
Voyvoda Caddesi köşesinde halk arasında hırdavatçıların,
PTT’nin bulunduğu sokağın başında yer alan bina özellikle
Baylan Pastanesinin yıllarca alt katında bulunması
nedeniyle de ünlenmişti. Günümüzde Kadıköy’de bulunan
Baylan’ın Karaköy müdavimleri, başta Culp Greye, Adisababa,
olmak üzere, pasta ve çikolata çeşitlerinden almak için
sık sık uğradıkları bir binaydı. Baylan artık Karaköy'de
yok.
Axa Oyak Şirketine ait binada sanatçılarla sanatseverlerin
buluşma noktası olarak tasarlanan galerisiyle, bina
önünde yer alan kafesi, tatlıları ile ilgi çekiyor.
Yıllar içinde ilavelerle değişime uğramış tarihi binanın
eklerinden arındırılarak yenilenmesiyle İstanbul’u İstanbul
yapan yapılardan birine daha yeniden kavuşulmuş oldu.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Beyoğlu'nda
nostalji yaşatan tramvaylar, ulaşıma da önemli
ölçüde fayda sağlarken caddenin renkli simgesi
olmaya devam ediyorlar. |
|
Birbiri
ardına açılan cafe, rock-bar, lokaller, fast-food
ve pastaneler Beyoğlu'nun keyifli uğrak yerlerinden,
gözde mekanlarından sayılıyor.
|
|
Beyoğlu'na
has özelliklerden biri de kırk yıldır görmediğiniz
arkadaşınıza ummadığınız anda rastlamanızdır.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
İstiklal
Caddesinin en eskilerinden olan İnci Pastanesi,
profiterol severlerin uğrak yeri olarak şöhretini
yeni mekanında sürdürüyor... |
|
Ağız
mızıkası, akustik gitar, keman, flüt, saz çalan
müzisyenler, Beyoğlu'nda çalıp söyledikleri müzikle
sokak çalgıcılarından örnekler veriyorlar... |
|
Beyoğlu'nun
gözde Rock Bar'larından Mojo'yu dolduran gençler
Batu'nun hünerli parmaklarından çıkan notalarla
rock klasikleriyle coşuyorlar. |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
1950'lerden
sonra yeniden Taksim-Beyoğlu hattında hizmete
giren tramvayın arkasına çocukların takılma alışkanlığı
devam ederken, mani olacak çare de hala bulunamıyor... |
|
Aznavur
Pasajı; enstruman tamircisi, hediyelik eşya dükkanları,
cafeler, çiniciler, butikler, Mum mağazası, dericiler,
poster, plak ve gençlerin ilgi duyduğu takıları
satan mağazalrıyla ilgi görüyor. |
|
Beyoğlu
Mimarisi içinde eski binaların dökme balkon demirleri,
kapı tokmakları, cephelerde yer alan kabartma
motifler, heykeller ve cumbalar seyre değer güzellikler
sergiliyor. |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Tünel
ve Yüksek Kaldırım, gençlerin hayallerini süsleyen
çıldırtan müzik enstrümanları satan mağazaların
bulunduğu yer olarak geziliyor. |
|
Atatürk
anıtı çevresi Taksim Beyoğlu'nun en hareketli
noktasını oluştururken, gece gündüz yaşattığı
farklı atmosferle önemli buluşma noktası |
|
Beyoğlu
Galatasaray'da bulunan Hocopulo Pasajı içindeki
dükkanlarda Çini hediyelikler, renk renk mumlar,
tütsüler ve çeşitli kıyafetler satılıyor.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
İlan,
tabela ve anti estetik görüntülerlen arındırılan
Beyoğlu'nda daha temiz bir görünüm sergilenmesine
çalışılıyor. Ara sokaklarında ise sokak ressamlarının
özgün çalışmaları görülüyor. |
|
Beyoğlu'na
cephesi olan binalar yeniden boyanırken bazıları
müze, bazıları da kültür ve sanat merkezi olarak
işlerlik kazanması sağlanıyor, Narmanlı Han'da
bunlardan biri. |
|
Tek
omzu ve göbeği açıkta bırakan cömert dekolteli
t-shirt'ler düşük belli pantolonlar yerlerini
yeni moda giysilerine bırakırken,
Beyoğlu butikleri ile moda merkezi sayılıyor |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Tepebaşı'nın
Beyoğlu'na açılan sokaklarındaki antikacıların
eşyaları arasında yıllar öncesine bir yolculuk
yapabilirsiniz. |
|
Galatasaray
Balık Pazarı'nda, Dalyan ve Balıkadam Balıkçısı
gibi bir kaç balıkçı, Nevizade Meyhanelerinin
balık ihtiyaçlarını karşılıyor.
|
|
Beyoğlu'nun
ilgi gören alışveriş merkezlerinden Koska Helvacısı,
zengin helva çeşitleri, şekerlemeleri, susamlı
helvaları ağız sulandırıyor. |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Beyoğlu'nun
sembollerinden olan Parmakkapı'da ki Beyoğlu Çikolatası
1924 yılından bu yana ağız tatlarından biri olarak
hizmet veriyor. Kavrulmuş fındıklı çikolatalar
müptelaların uğrak noktası. |
|
Turistlerin, öğrencilerin vazgeçemedikleri yerlerden
olan Mandabatmaz Kahvehanesi Galatasaray Olivo
geçidinde 1967 yılından beri kahve tiryakilerin
Beyoğlu'na çıkış nedeni.
|
|
Beyoğlu'na
ne zaman çıkarsanız Tünel'e kadar yürürseniz mutlaka
canlı müzik yapan bir sokak müzisyenine veya gruba
rastlarsınız. Bazen cura, bağlama, bazen yanflüt,
keman sesleri duyarsınız |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Beyoğlu'nun
simgelerinden birisi olup 1936 yılından bu yana
orijinalliğini hiç değiştirmeden muhafaza ederek
hizmet veren Kelebek Korse Mağazası da kapanarak
Beyoğlu'nu terk etti. |
|
Tramvayların yeniden hizmete girdiği ilk yıllarda
başlangıç durağı Tünel çıkışı iken, günümüzde
100 metre daha ileri alınarak Narmanlı Han karşısı,
metro durağı önüne taşındı.
|
|
Dünyanın
en eski ikinci metrosu olma özelliğine sahip Tünel
Karaköy hattı, bilhassa sıcak yaz günlerinde serin
havası, düzenlenen etkinlikler, konulu sergileri
ile ilgi çekiyor. |
|
|
|
Beyoğlu'nda
kış: Eğlenmek, alışveriş yapmak, gezmek, kısacası
para harcamak için çıkılan bir caddedir Beyoğlu...
Bu nedenle Eminönü ya da bir başka semtten çok fazla
özellikler taşır. Hele kar yağınca nostaljik bir atmosfere
bürünen cadde yılbaşı günlerini anımsatır.
Rengiyle, dekoruyla, kokusuyla, coşkusuyla bir başkadır
Beyoğlu...
|
|
TÜNEL GEÇİDİ ve GALATA KULESİ Çevresi şimdi çok revaçta...
Beyoğlu'nun rağbet gören ve Galatasaray'da balık pazarı
çevresinde Nevizade de yer alan tüm mekanların, en
ciddi rakibi Tünel Geçit kafeleri Asmalımescit sokaklarına
kadar dolup taşıyor. Beyoğlu paralelinde ve ünlü caddeye
dik inen sokaklarda, giriş katları ve bir çok apartmanın
üst katlarında bulunan barlar, restoran ve kafeler
büyük ilgi görüyor. Beyoğlu -Tünel devamında Galipdede
Yokuşu ile inilen Galata Kulesi çevresi, birbirinden
cazip bar, kafe ve restoranlarla renkleniyor.
Son yıllarda gençlerin ve turistlerin ilgi gösterdikleri
yerlerin başında gelen kule çevresi, hediyelik eşya
dükkanları takıcılar, butikler, sokak müzisyenleri
ile Beyoğlu caddesini Karaköy'e hatta Galata Limanına
dek renk ahenk uzatıyor.
Galata Kulesi çevresi, Yüksek Kaldırım Yokuşu kafelere,
hediyelik eşya ve takılara meraklı olanların ilgi
odağı.
|
|
BEYOĞLU'NDA
FARKLI BİR MEKAN |
|
Fransız
Sokağı
Beyoğlu
Galatasaray Lisesi arkasında yer alan ve eski
yapıların uzun süren restore çalışmaları sonucu
kazanılan kültür, ticaret, eylence projesi, 2004
yılı Temmuz ayı başında etkinliklerle kullanıma
açıldı.
Farklı bir atmosfer yaşanılan Fransız sokağında
çeşitli restorantlar, kafeler, barlar, butikler,
şarap evi, konaklama mekanı, sanat ve kültür merkezleri,
hediyelik eşya, kitap, ikinci el eşya satış dükkanları
gibi işletmeler hizmet veriyorlar. Beyoğluna çıkanların
uğrak noktalarından biri olmaya aday Fransız Sokağı,
renkli ve tertemiz boyalı evleri, bol çiçekli
pencereleri, sokağa hareket kazandıran merdivenleri
ile göze çarpan estetik mimari dikkat çekiyor. |
|
|
|
"KOŞ
HANIM YETİŞEN ALIYOR"
Diye bağıran yok, satışlar sessiz yapılıyor. Terkos
Pasajı yaz mevsiminde daha çok rağbet görüyor. İstanbul'un
en ünlü caddesi üzerinde Galatasaray-Tünel mevkii
arasında bulunan Terkos Pasajında, 5 TL den başlayan
fiyatlarla tezgâhlara yığılan buluz, ti-şort, askılıların
cazip renkleri, ekonomik fiyatları hanımları bir den
fazla parça almalarına neden oluyor.
Özellikle çamaşır yıkamak yerine giy giy at düşüncesiyle
hareket eden hanımlar, birbirinden farklı modeller
arasında seçim yapmakta zorlanıyor. Pasajın iç dükkânlarında
10–15 TL’ye daha kaliteli çeşitlerin de bulunabildiği
ünlü sokakta hafta sonu, bilhassa Pazar günleri büyük
yoğunluk yaşanıyor.
TERKOS
ÇARŞISI veya PASAJI olarak ünlenen sokağa gelip de
sadece
bir tane ti-sort alan yokmuş.
Hanımlar, kıyafetleri seçmeye başlayınca tanesi beş
TL olan ti-şortlar arasında kendilerini kaybediyorlarmış.
Gelmişken en az beş on tane alınırmış, hatta en az
alışveriş edenler bile, 50 TL bırakmadan gitmezlermiş.
Neler moda, ne renkler satıyor derseniz, her renk
moda burada cevabıyla karşılaşıyorsun.
Alışveriş çılgınları, genellikle düşük omuzlara rağbet
ediyor ya da normal ti-şort alıp bir omuzlarını düşürüyorlarmış.
Satıcıların izlenimleri böyle sürüp gidiyor.
Ünlü
pasajın yerini bilmeyen kalmamıştır ama İstanbul
dışından gelenler
için tarif
etmek
gerekirse, Galatasaray Meydanı'nı
Tünele
doğru
geçince Paşabahçe Mağazası
yan sokağında bulunuyor.
İş hanı içinde büyük dükkanlar, önlerinde tezgahlar
her daim kalabalık, modayı yakından takip eden imalatçı
ve satıcıların tezgahları, aslında büyük dükkanların
ön satış tezgahları, aradığınız farklı bir şey varsa
biraz daha kaliteli ve fiyatlısı veya alternatif modelini
hemen bulabiliyorsunuz.
İhraç fazlası mallar kapış kapış gidiyor, Beyoğlu'na
çıkanlar, mutlaka her defasında yeni ne gelmiş acaba
diye ünlü sokağa uğramadan geçmiyorlar. Güncel neyse
hepsi orada, bazen ilah olmuş sanatçıların portrelerini,
resimlerini ti-şortların göğüslerinde, sırtlarında
görüyorsunuz, bazen akla hayale gelmeyecek esprili
yazıları ya da figürleri, desenleri buluyorsunuz.
|
|
Çiçek
Pasaji Yenilendi
Beyoğlu'nun
simgelerinden biri olan ünlü ünsüz bir çok kişinin uğrak
yeri olan Çiçek Pasajı yenilenip, dekore edilmiş yeni
haliyle müdavimlerine hizmet vermeye devam ediyor.
1876 yılında inşa edilip çeşitli nedenlerle değişimlere
uğrayan, yangınlar geçiren ünlü pasaj "Cite de Pera"
Çiçek Pasajı Güzelleştirme ve Yaşatma derneği önderliğinde
ve Mey İçki'nin desteği ile yepyeni bir kimliğe büründü.
Avlu üstü kubbesi kapatılan pasajın İçi dışı boyanıp
çevresindeki tezgâhların kaldırılmasıyla ortaya çıkan
tarihi yapı, çeşitli fotoğraflar, tenteler, balkonluklar,
sarkan çiçeklerle bezeli asılı çiçeklikler, aydınlatma
gereçleri ile dekore edildi. Mekânda kullanılan aydınlık
boya rengi ve temizlik dikkat çekiyor.
İstiklal Caddesi ve pasaj çevresinde yer alan sokaklarda
2005 yılı başından bu yana sürdürülen zemin döşeme çalışmasının
sona ermesi ile çamurdan kurtulup pasaja rahatça gelen
sohbet sever akşamcılar, Çiçek Pasajına olduğu kadar,
yan sokaklarda yeni açılan meyhane, restoran, bar ve
bunların teras katlarında ki açık alanlara hafta sonu
ve maç günleri yoğun olarak rağbet ediyorlar. Ne var
ki Çiçek Pasajı haftasonu dışında yaşanan siyasi olumsuzluklar
nedeniyle hedeflenen kalabalığa bir türlü ulaşamıyor,
pasaj günün büyük bölümünde masalar boş kalıyor.
|
|
Merhaba
Markiz Bye Bye Markiz
Beyoğlu'nun
simgelerinden biri olan Adisababa ve leziz pastaları,
muhteşem güzellikte dev duvar panoları ile kendinden
söz ettiren tarihi Markiz Pastanesi, uzun süre kapalı
kaldıktan sonra 2004 yılı başında İstanbullularla kucaklaşmıştı.
Ünlü pastane 2007 yılında tekrar kapanıp bu defa Beyoğlu'nda
sayıları hızla artan kafelerden biri olarak Yemek Kulübü
adıyla yeniden açıldı. Bir zamanların ünlü pastanesinde
yemek yenip, kahve içiliyordu ki 2016 yılı itibariyle
yine kapandı, tadilata girdi. 2019 yılı Aralık ayı itibariyle
kapalı durumu devam ediyor. |
|
|
TEPEBAŞI'NDAN
HALİÇ'E BAKIŞ
Beyoğlu Tepebaşı'na TRT binası yanında bulunan
cafede oturanlar Kasımpaşa ve Haliç'in mükemmel manzarasını
izleme imkanı buluyorlar. Cafe, eğlence ve kültür
mekanlarına yakınlığı nedeniyle tercih ediliyor.
|
|
Taksim
Gümüşsuyu yolu üzerinde bulunan nefis bir kremalı pasta!...
Gümüssuyu
Japon Konsolosluğu yanında bulunan ve 2016 yılıyla birlikte
restorasyona giren heykelleri, garland ve karyadit cephe
süsleriyle hayranlık uyandıran bina 2017 yılı sonunda
temizlenerek ortaya çıkarıldı.
Binanın cephesi ve Japon Konsolosluğuna bakan yüzünde
ki konsolları, balkonları, çıkmaları, kapı girişi üstü
ve bir katı çepeçevre saran heykel başları, süsleri
ile yapıya hayranlık uyandıracak güzellikte müze, hatta
yaşanası güzellikte ruhu olan bir saray görünümünü kazandırıyor.
Fransız Art Nouveau tarzında inşa edilmiş, 120 yılı
aşkın geçmişi olan binanın dördüncü katında Boğaziçi
Köprüsü'nden, Sarayburnu'na dek uzanan panaromaya sahip,
saray konforuyla döşenmiş 10 odasıyla hizmet veren Maron
Bosphorus Palas yer alıyor. |
|
Taksim
Gezi Parkından Elmadağ'a uzanan köprü yapımı biterken,
Divan Kavşağı karşısında ki inşaat devam ediyor...
Taksim
alt gecidi çalışmaları sırasında yıkılıp yeniden yapılan
ve Taksim ile Elmadağ'ı birleştiren köprü yapımı bitirildi.
Divan Kavşağı olarak tanımlanan Divan Oteli karşısında
eski Şan Tiyatrosunun bulunduğu yerde yapılmakta olan
inşaat ise Aralık ayı 2017 yılı sonunda devam ediyor.
|
|
Gökkuşağı
Yere İndi
!!!
Fındıklı ve Salıpazarı'nda ki merdivenler artık renk
ahenk
İstanbullular
ve semt sakinleri, yıllarca bakımsız duran kırık dökük,
yosun kaplı basamaklı, Fındıklı'dan Cihangire çıkan
merdivenleri niye boyamazlar niye ilgilenilmez diye
düşünürken 30 Ağustos tarihi öncesinde 64 yaşındaki
orman mühendisi Hüseyin Çetinel tarafından gökkuşağı
renklerine boyanmış olması büyük ilgi uyandırdı.
Ne var ki çok geçmeden izin alınmadığı gerekçe gösterilerek
boyanmış merdivenler
bir gecede gökkuşağı
renkleri üzerine koyu gri boyalar sürülerek tek renk
boyanarak kapatılmıştı.
Haklı tepki son derece hızlı ve yansıması büyük olunca,
Beyoğlu Belediyesi duvar temizleme ekibi tarafından
tekrar gökkuşağı renklerine boyanarak, konu inatlaşmaya,
krize dönüşmeden ve fazla büyümeden mutlu sonla noktalandı.
Renk
ahenk merdivenler, iki gün içinde İstanbulluların adeta
bir çekim platosuna döndü ve kentin çeşitli yerlerinden
renkli merdivenleri görmek, basamaklarda hatıra fotoğraf
çektirmek isteyenlerle dolup taşıyor. Araçlarıyla
merdiven başına gelen aileler, çocuklarıyla, eşleriyle
basamaklarda birbirlerine sarılarak çeşitli pozlar veriyor,
bu arada herkesin herkese gönüllü modellik yaptığı görülüyor.
Merdivenlerin yanında bulunan tarihi kalıntılar ve kediler
de ilgi çekiyor.
|
|
Merdivenlerin
sadece
alın kısımları boyandığı için sadece karşıdan bakanlar
ve basamakları çıkanlar renkleri görebiliyor. Yukardan
bakanlar ve inenler gri renkleri seyredebiliyorlar.
Merdivenlere açılan çıkmaz sokak basamaklarının da
boyanmış olması, duvarlarda
ki renkli grafitte resimlerle adeta bir renk cümbüşüne
dönen sanat galerisini andırıyor. İstanbulluların
yeni adresi olan merdiven basamakları üzerinde ki
birbirine
paralel renklerin
modaya sıçraması halinde, bu yıl gökkuşağı renklerin
ve çizgilerin etek, pantalonların, yağmurlukların
üzerinde
de yer almasına daha şimdiden
kesin gözüyle bakılıyor.
Beyoğlu
Belediye Başkanı
Ahmet Misbah
Demircan ise merdivenlerin renklendirilmesi
uygulamasını başka merdivenlere de yapabileceklerini,
Beyoğlu
semtine yeni bir renk ve aktivite kazanacağını belirtiyor.
Şimdilik Fındıklı ve Salıpazarı Ziraat Bankası yanından
yükselen merdivenlerin boyanmış olduğu görülüyor.
Gezi olayları sonrası renklenen merdivenler öylesine
benimsendi, beğenildi ki aylar geçmiş olmasına rağmen
2014 yılında da yerli ve yabancı ziyaretcileri gün
boyunca eksilmeden düne dek devam ediyordu.
|
|
2015
AĞUSTOS ayında sökülmüş olan merdivenler Ekim 2015'de
düzgün biçimde yapılıp bir güzel boyandı.
Gezi'nin simgelerinden biri haline gelen renkli basamaklı
merdivenler, semt sakinlerinin alt yapı eksikliğinin
giderilmesi amaçlı isteği üzerine, Ağustos ayında yıkılmıştı.
Beyoğlu Belediyesi Fen İşleri tarafından yapılan çalışmalarla
yeniden yapılan basamakların bitiminde yine aynı renklerle
boyandığı gibi yan korkulukları da tamamlandı. |
|
|
Arap
Camii Daraldı!
2010 Kültür başkenti İstanbul’un en
eski camisi olarak bilinen Arap Camii Karaköy Perşembe
pazarında yer alıyor. 0715 inşa tarihi ile İstanbul’un
ilk camisi olma özelliğine sahip camii, günümüzde çevresini
saran iş hanları ve hırdavatçıların arasında kaldığı
için görünmezlik özelliğini koruyor. Deniz tarafından
bakıldığında sadece sokak aralığında yükselen ve şimdi
minare olarak kullanılan eski çan kulesi haricinde caminin
bütününü görmek için ya iş hanlarının 7. Katı terasına,
çatılara, ya da camiyi bulup avlusuna girmek gerekiyor.
İstanbul 2010 kültür başkenti olarak anılmaya başladığı
bir dönemde, İstanbul’un bu en eski camisinin bugünkü
konumu bugünkü mimari sıkışıklık içinde ki hali başta
Anakent Belediye ve Beyoğlu Belediye başkanı adına üzüntü
ve mahcubiyet yaratan bir durum olarak görülüyor. Dikdörtgen
tavan, ahşap süslemelerle dikkat çeken, 27 ahşap sütün
üzerinde ki tarihi Arap Camii, Fatih Sultan Mehmet’in
İstanbul’un fethinden yedi asır önce Cenevizliler tarafından
yıkılıp, aynı yere S.Paul adıyla bir kilise yapıldıysa
da Fatih fetih sonrası yeniden camiye çevirerek, çan
kulesini minare haline getirmiş. |
|
Cevizsever
Biberci
Abdurahman
Kömür, Konyalı, yıllar önce memleketini terk edip, İstanbul’a
Küçükpazar’a gelip yerleşmiş. İşi kurutulmuş acı biber
satmak.
Omzunun önüne arkasına heybe gibi astığı koyu kırmızı
acı biberleri kapı kapı dolaşıp restoranlara, istekte
bulunanlara satıyor. Bu satış için kilometrelerce yol
yürüyor. Yıllarca
aynı işi yapıyor gibi görünse de bir başka işi daha
kendine görev saymış.
On günde bir süre ile İstanbul Galatasaray’da bulunan
Beyoğlu Balık Pazarına geliyor. Hem burada ki
lokantalara biber veriyor, hem de hep aynı manavdan
bir kesekâğıdı dolusu cevizi seçerek alıp ücretini de
ödüyor.
Aslına bakarsanız bu yetmişine merdiven dayamış ihtiyar
biberci, satın aldığı cevizlerin hiç birini yemiyor.
Onun bütün yaptığı biber satmak için İstanbul sokakları,
caddeleri, meydanlarında yürürken uygun gördüğü yerlere
bu cevizleri dikmek. Diktiği cevizlerin hepsi çıkmıyor
ama yıllar önce diktiği cevizlerden birçoğu bugün koca
koca ağaç olmuşlar. Geçenlerde ağaçlardan birini bulunduğu
yerden sökmüşler, çok kızmış, anlatırken verip veriştiriyor.
Niye ceviz dikiyorsun diye soru soranları ise, öbür
dünyada ceviz yemek için diye cevaplıyor! Abdurahman
yine ceviz aldı, tarttırdı, 25 TL ödedi. Manava “İki
tane ceviz de senden koy, onları da senin adına dikeyim
belki tutar” dedi. Çekilen fotoğraflardan rahatsız oldu,
hiç bakmadı, poz vermedi, omzunda biberler, cebinde
cevizler yola koyuldu. |
|
BEYOĞLU'na
bir darbe daha vuruldu, SERKİLDORYAN'nın içi yıkıldı.
|
Beyoğlu'nun
ünlü ve tarihi binalarından olan Serkildoryan'da Mart
ayı son haftası itibariyle yıkım başladı.
İstiklal Caddesi
tarafına kurulan iskele, sunta kaplamalarla kapıtıldı
bina içine kaynak makinaları, metal kesiciler, beton
kırıcılar sokuldu ve çalışma hızla sürüyor.
Emek
Sinemasının bulunduğu, Türkiye sinema sahipleri birliği
SE-SAM , İnci Pastahanesi gibi bir çok ünlü ismin mekanı
olan bina tüm tartışmalara, ve protostolara hedef olan
tadilatı görenler, anılarını hatırlayıp gözlerinin dolmasını
engelliyemiyorlar.
Özellikle
16 hafta gösterimde kalarak rekor kıran West Side
Story, ve Sinema Film Enstitüsünde öğrencilere ders
olarak gösterilen Blow Up filminin yanısıra İrlandalı
Kız, The Who grubunun Tomy Opereti, Pink Floyd The Wall,
Sınıf, The Deep, gibi bir çok filmin gösterildiği, altın
sarısı büzgülü perdesinin yukarı toplanması bile seyirlik
olan Emek Sinemasının yok oluşunu görmek, hazin tabloyu
seyretmek, Beyoğlu'nun 60-70 li yıllarını yaşayanlar
için büyük acı veriyor. 1993 yılında ciddi bir restorasyondan
geçen sinema, son olarak 2000 yılında koltukları ve
ses düzeni (Dolby Digital) yenilenerek, yeni açılan
modern sinemalarla yarışacak bir teknolojiye kavuşmuştu.
Yıkımın geç başlamasına neden olan son dört dükkan da
07.Aralık. 2012 de tahliye edilmişti.
2014 yılının sonuna gelindiğinde inşaatın önünde ki
tahta perde kaldırıldı ve eski binadan geriye sadece
temizlenmiş ön cephenin kaldığı, binanın yeniden yapıldığı
görüldü.
|
|
Yıkımı
görenler, "O yılları yaşamamış olanlar bizi anlayamazlar,
yıkılan sadece Serkildoryan binası değil, o dönemi yaşayanların
anılarına da kazma vuruldu" dediler.
Emek
Han'da Nisan 2016 tarihi itibariyle sona gelindi. Tarihi
yapının ön cephesinde inşaat süresince kaplı duran tahta
perde kaldırılarak cephe tüm ihtişamıyla gözler önüne
serilirken, diğer yandan Beyoğlu eski ruhundan çok uzaklaştı.
Yazması
zor satırlar. Türkiye'nin ilk self servisi uygulayan
BUB Kafeterya ve Sinevizyon sineması girişi ile yılların
ünlü EMEK Sineması girişi vardı. O sokağın halini bilip,
anıları olanlar, şimdi aynı yerden geçenken, içlerinden
konuşuyorlar. |
|
2013
Pişmanlar Cehennemi Beyoğlu
Pişmanlar Cehennemi Beyoğlu İşkenceye dönüşen ve aylarca
süren çalışmalarla parke taşı döşenen Beyoğlu kaldırımlarında
yenileme nihayet bitti bitmesine ama son haliyle dertlere
çare olamadı.
Mimari dokuya ve bina cephelerine bakılmadan seçilerek
yurt dışından getirilmiş parke taşları beğenilmemişti.
Beyoğlu Belediyesi yaptığı hatayı Taksim Tünel arası
İstiklal Caddesi ve caddeye açılan ara sokaklar da
işler tamamlandıktan sonra görebilmiş, yapılan eleştiriler
karşısında aynı zemine bu defa bir başka taş döşeme
çalışması başlatmıştı.
Yaya trafiğini bu defa engellememek amacıyla bölümler
halinde yeniden taş döşeme çalışmaları yapılan tarihi
Pera da, daha özenli, daha perspektif çalışıldı.
Kaldırımlarda su birikmemesi amacıyla mağazalardan
yolun ortasına, tramvay raylarına doğru meyilli bir
yüzey elde edilmeye dikkat edilmişti. Mazgalların
yeterli olup olamıyacağını ise yağışların miktarı
belirleyecekti.
Ünlü cadde sınavını 2010 yılı aşırı yağış alan yaz
mevsiminde verdi ve Beyoğlu sağanak yağışlarda nehir
görünümüne bürünmekten kurtulamadı. Tüm bina çatılarının
su giderlerinin bağlandığı yağmur boruları suları
caddeye boşalttığı için,
ani bastıran sağanak yağışlarda mazgallar yeterli
olamadı. Ünlü, tarihi Beyoğlu Caddesi bir anda yürünmez
hale geldiği görüldü.
Mağazaların önünü sokağa süpürme alışkanlığı olan
ülkemizde, kaldırım çöpleri ile iç bükey durumunda
görev yapan rayların içine birikecek sert maddeler,
tramvay tekerleklerini raydan çıkarma olasılığına
karşı yolun sürekli temiz tutulması ve bilhassa kış
aylarında buz tutmaması gerekiyor. Kışın raylarda
biriken buzlar ise, görevlilerce temizleniyor.
Sağanak
yağmurda cadde adeta nehir görünümüne bürünüyor.
2013 yılının son ayına gelindiğinde onca zahmet ve
emek harcanan ve bir o kadar da masraf yapılan İstiklal
Caddesinde gelinen durum yine aynı.
Tramvay yolunun her iki yanına asfalt dökülmüş, kaplama
taşlarının kimi kalkmış kimi kırık, hergün onbinlerce
insanın yürüdüğü Türkiye'nin en ünlü caddesinde oluşan
çukurlar, ayakların, topukların takıldığı tümseklerle
dolu kısacası Beyoğlu'nda son durum, eskilerin ifadesiyle
"Eski tas eski hamam".
|
|
TAKSİM
NELER GÖRDÜ NELER YAŞADI |
Eski
parke taşları sökülüp geniş ve estetik
yer kaplama malzemesi döşenen ve
bu sayede aydınlık, ferah, temiz
ve rahat yürünen, düzgün bir yüzey
sağlanan Taksim, yoğun yaya ve araç
trafiği, yanlış seçilmiş kent mobilyaları
ile kent merkezi özelliğine yakışmayan
bir görüntü sergiliyor.
İstanbul’un kent merkezi konumunda
olup, aksaklık yaratan bir planlama
sonucu Kabataş Taksim arası yeni
yapılan feniküler sistemini kullanan
yolcuların meydanın tam ortasına
çıkış verilmiş olması nedeniyle
araç
ve yaya trafiği olumsuz etkilenmişti.
Bu gidermek ve düzenli trafik akışını
sağlamak için 50 metre aralıkla
üç tane trafik ışıkları konulunca
trafik sıkışıklığı kaçılmaz oldu.
Yol son çalışmalarla yer altına
alındı ve tünelin üstü zemin kaplaması
ile kapatıldı.
Yine de yerden yansıyan ışıklar
meydanın soğuk ve boş hali estetikten
uzak görünürken çiçek havuzlarının
kafelerin büyük ölçüde eksikliği
hissediliyor.
Zeminin pürüzsüz, kaygan ve meyilli
olması kış aylarında oldukça soğuk
ve rüzgar alan yeni kazanılan alanın
zemininde buzlanmalarda, yürüyüş
yapacaklar için risk sinyalleri
veriyor.
Başıboş dolaşan köpekler, seyyar
satıcıların yan ısıra meydanda yeni
yeni oluşmaya başlayan güvercinler
Taksim Atatürk Anıtının kirletiyor.
TAKSİM’İ PANAYIR ALANINA ÇEVİRDİLER.
Meydanın
çeşitli yerlerine, kent merkezinde
kurulan çadırlar, sahneler, direkler,
işporta tezgâhlar yüzünden AKM ve
beş yıldızlı otellerin çevrelediği
Taksim Meydanın hali içler acısı
durumda.
Her türlü etkinliğin beşiği haline
gelen açık pazar görünümlü kent
merkezi Taksim Meydanı'nda tam bir
curcuna yaşanıyor. Binlerce metro
ve tünel yolcusunun yer altından
adeta fışkırırcasına çıktığı orta
alan, yayalar açısından da trafik
keşmekeşi yaratıyor, güvenlik kontrolünü
zorlaştırıyor, ilkel görünüm sergiliyor.
2010 kültür başkenti olarak ilan
edilen İstanbul’da Taksim Atatürk
Anıtı çevresine monte edilen, anti
estetik dev lalelere ise Büyük Şehir
Belediyesi yöneticilerinin kültür
ve zevk anlayışının sembolü olarak
bakılıyordu. Laleler söküldü, ottan
kedi kondu, o söküldü inekler kondu,
sonra kaldırıldı.
14
Eylül'de tünel çalışmalarında sona
gelindi ve trafik yer altına alınmış
oldu. Taksim Meydanında ise kafelerin,
dükkanların, otobüs duraklarının ve
orta refüjde bulunan kaldırım ve ağaçların
kaldırılmasıyla boşluk yaratılmış
oldu. |
|
|
|
|
Park
Hotel'in meçhul akıbeti netleşti.
22 yıl boyunca yarım kalan, sonra inşaatı devam eden
otel 2014 yılında hizmete girdi. |
Muhteşem
boğaz manzarasına sahip İstanbul'un nezih otellerinden
biri olan tarihi Park Hotel, bir çok ünlüyü ağırlamanın
yanı sıra bir dönemin radyolarında iz bırakmış Orhan
Boran'ın "Evet mi? Hayır mı?" yarışmalarının
yapıldığı salonları, pastanesiyle nam salmış, asude
odaları, girişteki çiçek havuzu hafızalarda iz bırakmış
otel 70'li yıllara kadar hizmet vermişti. Daha sonra
yıkılıp yerine yapılan çok katlı inşaatın kamuoyunda
yarattığı itirazlar nedeniyle fazla katların bir kısmı
yıktırılarak, inşaat durdurulmuştu. Turizm ve kongre
kenti iddiasında olan İstanbul'un en merkezi yeri olan
Taksim Gümüşsuyu'nda bulunan otel binasının bir bölümü
günümüzde katlı otopark olarak kullanılırken, iklim
koşullarının tamamlanmamış inşaattaki tahribatı bir
yana, kent siluetindeki antiestetik görüntüsü akıllara
Park Hotel'in geleceği konusunda soru işaretleri oluşmasına
neden oluyordu.
Her gün onbinlerce dolar kaybeden turistik tesiste,
Nisan 2011 itibariyle iskeleler kurularak inşaata yeniden
başlandı. Gümüşsuyu'nda bulunan dev otel inşaatı, daha
önce yıkılan 14 kata ilaveten üstten üç katın yıkılmasıyla,
yanında bulunan Alman Konsolosluğu ile aynı hizaya getirilmiş
oldu. Otel binası Beyoğlu mimarisine ve Gümüşsuyu'nda
bulunan bina cephelerine uyumlu yeni haliyle Kasım 2013
yılı sonunda müşteri kabulüne başladı.
|
Park
Otel'de çalışmalar tamamlanarak 2013 Eylül ayı itibariyle
giriş bölümünün taş döşeme düzenlemeleri bitirildi.
|
|
|
Tehlike
"GELİYORUM"
Diyorrr...
Taksim
Gümüşsuyu'nda bulunan görkemli ahşap binanın
yıllardır bakımsız ve boş durması nedeniyle çatısında
çökmeler devam ediyor. Yangın ve çökme rizikosu taşıyan
bina çevresindeki yoğun yerleşim ve otellerin bulunması
tedbir alınmasını gerektiriyor. Çatısından akan yağışların
daha da artmasıyla iç bölümleri sürekli harab olan
binanın çevresi, tahta perde ile çevrilmesine rağmen
tehlikenin artarak devam ettiği gece yarısı vuku bulacak
bir çökmenin etrafa olumsuz yansıyacağı görünüyor.
|
|
Dolmabahçe
Sarayı seyislerinin konakladığı Kabataş'ta
ki tarihi yapı
lise olarak hizmet verip restorasyona girdi.
Dolmabahçe
Sarayının ahırları bugünkü Beşiktaş Vodafon Arena Stadı
deniz tarafında bulunan BJK Müzesinin altındaymış. Sarayın
atları, arabaları da orada kalırmış. Seyisler ise saraya
250 metre uzaklıkta yer alan fotoğrafı görünen Kabataş'ta
ki binada yatar kalkarmış.
Zamanla
bina 1960 lı yıllarda Fındıklı Orta Okulu olarak hizmet
verdi. Bina daha sonra Kabataş Ticaret Lisesi oldu.
Okulun bahçesinde okulun boyunu geçer uzunlukta yelken
direği gibi yapraksız, dalsız kalan gövdesiyle asırlık
bir çam ağacı ile betondan çıkmış, sulanmadan bugüne
dek hayatta kalabilmiş, ilginç gövde yapısına sahip
bir başka ağaç daha bulunuyor.
|
|
Okul binası Beyoğlu İlçesi Kabataş Ticaret Meslek Lisesi
Restorasyon İnşaatı 400 gün süreli olarak 11.08.2017
Eylül ayında okullar açıldığı günlerde tadilata girdi.
Binanın dış cephelerine kurulan metal ilk iskele işçilerin
çalışma koşullarına dar gelince sökülüp daha genişi
kuruldu. Tuğla yapım yüksek tavanlı binanın içi dışı
sıvadan arındırıldı, gerekli görülen yerlere içerden
dışardan derz dolgusu yapılırken yapının çatı ve diğer
yerlerinde kullanılmış tüm ahşaplar söküldü, pimapen
kasa pencereler çıkarıldı. Zeminde yapılan temizlikte
tarihi mozaikler bulundu ve koruma altına alındığı belirtildi.
Binanın dış yüzeyi yeniden sıvandı. Restorasyon ve depreme
karşı güçlendirme çalışmaları 15.09.2018 tarihinde sona
erecek.
Bina çalışmaları gecikmeli olarak tamamlanıp 2019 yılı
Mart ayı başında öğrencisine hizmet vermeye başladı.
|
|
Kabataş Muhtar Leyla Ildır sokak üzerinde yer alan binanın
arkasında Sed Hotel yer alırken bir zamanlar yapının
arka bahçesi olan alanda ise yakın geçmişte inşa edilen
önceki yıl depreme karşı güçlendirilen Fındıklı Lisesi
bulunuyor. Seçim günlerinde oy verme işlemine ev sahipliği
yapan binanın dik merdivenleri yaşlıların ve engellilerin
çıkmasına elverişli olmadığı için seçmenlerin oy verme
işlemleri Fındıklı Lisesinde gerçekleştiriliyor. |
|
AH BEYOĞLU VAH BEYOĞLU...
50–60 lı yıllarda şapkalı, tayyörlü, döpiyesli bayanların
arz-ı endam ettikleri, kravatlı takım elbiseli, sinek
kaydı tıraşlı beyefendilerin boy gösterdiği Beyoğlu
caddesinde, şimdi eskiciler, hurdacılar, tüpgaz satıcıları
geçiyor, işportacılar tezgah açıyor. Trafiğe kapatılan
güzergâhta araçlara, yollarda yatan başıboş sokak köpeklerine
rastlanıyor.
Muhallebiciler döner kesiyor, salondaki vanilya, süt
kokusunu et kokusu bastırıyor.
Çiçek satılan çiçek pasajını kokoreç,
tantuni kokuları egemen kılıyor, lokma dökülüyor, gözleme
açılıyor, şimdilerde.
Ekmek arası Borsa lokantası, Sanzelize gece kulübü Sabırtaşı
oldu, içli köfte satıyor. Balık Pazarı diye bir şey
neredeyse kalmadı, manavların, balıkçıları çoğu meyhane
veya telefoncu, turistik hediyelik eşya dükkânı oldu.
Geriye kalan üç dört balıkçı, meyhanelerin, restoranların
balık ihtiyaçlarını gecenin geç saatlerine kadar karşılamak
üzere Pazar dâhil nöbetçi oldular. Perakende müşterileri
azaldı. Nezih pastane yılların Markiz'i, gömlekçi Martino,
Kelebek Korse, Vakkogibi marka olmuş simge mağazalar
kapandı, Haşet, Dünya Kitap evinin yerinde kitap almak
yerine kahve içiliyor artık. Pera’nın ünlü mağazalarından
Lion, Lazoro Franko, Galeri Edip ve diğerleri de bir
bir ayrıldılar ünlü caddeden. Bıraktıkları yerler onlar
gibi dolmadı ama sokak araları yere yakın oturaklarla
doldu… Meydanlar, alanlar korsan miting alanlarına dönüştü.
Taksim’den Tünel’e doğru şöyle bir baktığınız zaman
caddede bir boşluk bir ferahlık hissederdiniz.
Nedeni yolun iki tarafında kaldırım vardı, yayalar kaldırımda
yürür, yolun ortası boş dururdu, 60 lı yıllara dek tramvay,
sonrasında trafik akardı. Dört parmak yüksekliğindeki
kaldırımdan yola, karşıdan karşıya geçmek için inilirdi.
Yoksa kimse yolda yürümezdi. Sonra ne oldu? İstanbullu
olmayanların idaresinde Beyoğlu’nun havasını bilmeyen,
yaşamayanlar, yolu trafiğe kapatıp, sonra da kaldırımları
yok ettiler. Ortaya dümdüz bir pist çıktı, tramvay yolu
dâhil boşluk kalmadı ve bu duvardan duvara, Taksim'den
Tünel'e uzanan pistte yürüyen mahşeri kalabalık içinde
şimdi uzağa bakanlar, ürkütücü kalabalık yüzeyinde sadece
kafaları görüyorlar!
Pera’nın caddeye bakan bina cephelerinde yer alan tarihin
sessiz görgü tanıkları, binaları süsleyen büstler, kabartma
ve heykeller ise değişime gülümseyerek bakmaya devam
ediyorlar...
|
|
|
|