Galata
Köprüsünden başlayan Haliç gezimiz için, Eminönü Yeni Camiyi solumuza
Karaköy vapur iskelesini karşımıza alıyor Eyüp'e doğru yola çıkıyoruz...
Dubalar üzerindeki asırlık köprünün sökülüp Haliç'in derinliklerine
çekildiği dönem öncesi yanı başına kazıklar üzerine yapılan yeni Galata
köprüsünden itibaren ilk karşımıza çıkan Mimar Sinan'ın eseri Rüstempaşa
cami oluyor.
İznik
çinileri ile süslü cami, emsalini başka yerde göremeyeceğiniz güzellikte
cini kaplı duvarları ile ziyaretçileri adeta büyülüyor.
Haliç paralelinde ilerlerken yolun kara tarafı sobacılar, toptancı
mağazalar ile Unkapanı'na dek devam ediyor. Deniz tarafı ise eski
Belediye Başkanı Bedrettin Dalan döneminde başlayan çalışmalar sonucu
kıyı şeridi tamamen temizlenip kamu yararına park ve bahçelerle düzenlenmiş.
Oturma grupları, çiçek havuzları, ağaçlar, patika yollar yürüyüş ve
dinlenme amaçlarını karşılar nitelikte.
Unkapanı
semtini arkamızda bırakıp Cibali'ye geldiğimizde eski sigara fabrikasının
yerini çoktan terk ettiğini ve aynı binanın Kadir Has Üniversitesi
olarak eğitimin hizmetine verildiğini görüyoruz.
Bu bölümden itibaren kenti kuşatan surlar bazen üstüne bazen gerisine
yapılan evler, binalar sinsilesi Eyüp semtine kadar bizi yalnız bırakmıyor.
Balat, Fener, Ayvansaray, Eyüp olarak sıralanan ve Haliç seferi yapan
şehir hatları seferlerinin uğrak noktası iskeleler arada bir uğrayan
gemilerin yanaşması ile maziyi ayakta tutuyor.
Burada Balat için ayrı bir bölüm açmak gerekiyor. Yıldızı günden güne
parlayan semt, İstanbulluların ve uzaklardan gelenlerin yeni buluşma,
gezme adresi oluvermiş.
Balat'ın karakteristik dokusu içinde en göze batan mimari eserler
arasında sahilde demir aksamdan dökülüp yerinde monte edilen Bulgar
Kilisesi yer alırken Fener semtine tepeden bakan yamaçta kiremit renkli
ilginç mimarisi ile fark edilen Fener Rum Okulu bulunuyor.
Haliç için yapılan temizlik çalışmaları netice verip dip görünmeye,
su deniz rengini almaya, kötü koku da kaybolmaya başlayınca, Haliç
kıyıları, şimdiden tekne bağlayacak yer bulunmaz hale gelmeye başlamış
bile, her yer hızla değer bulmuş, kıymetlenmiş.
Korunaklı kıyılar renk renk biçim biçim yatlar, kayıklar, motorlarla
renklenirken fotoğraf severler, ressamlar için geri fonda camiler
şehri İstanbul siluetli kompozisyonlar oluşturmaya başlamışlar.
Fener, Balat gibi semtlerde bu manzarayı gören sahil bandı evlerinin
bazıları restore edilerek cafe, restoran amaçlı kullanıma başlamış
bile. Arka sokaklarda da bir kıpırdanma gözleniyorsa da yapılardaki
restorasyon hızı çok yavaş.
Balat'ta
tüm sokaklar çekim platformu
Fotoğraf bilhassa selfie çekmeye çektirmeye meraklılar, eski İstanbul
belgeseli hazırlayanlar, hala eski izleri taşıyan mimari dokuyu, sokakta
oynayan çocukları, henüz yozlaşmamış detayları, çılgın kompozisyonları
ara sokaklarda bulabiliyorlar.
Kameranızı omzunuza takıp başlasanız yürümeye cumbalar, kapı, pencere,
parmaklıklar tuğla örülü duvarlar, cumbalar, çıkmalar sizi yıllar
öncesine götürecek özellikler barındırıyor.
Eski ve yeni kavramlar, çelişkiler, yaşam biçimi bir arada sergileniyor.
Balat sokaklarında dolaşırken dikkatinizi çekecek dekorları ile birbirinden
güzel kafeler oluyor. Kimisi müzikli olan kafelerde manzara olmasa
da çekilen fotoğraflara cep telefonunda bakmak zamanı unutturuyor.
Özellikle pencerelerinden, duvarlarından oyuncak ayılar, yapma bebekler,
sarkan evler turlara katılıp gelenlerin ilgisini çekiyor.
Bir başka dikkat çeken dükkanlar eskici, yakın geçmiş eşya satan antika
meraklılarını çekmeye yetiyor. Kimisi plaklara kimisi eski eşyalara
kimisi butiklere bakıyor.
Balat kafeleri türlerine göre kendi dekorlarını hazırlamışlar, bazen
masada içinde çiçekler olan bir çaydanlık, bazen otantik dekorlar
arasıonmda pastanızı yiyebiliyorsunuz.
Paris bulvar kafelerini aratmayacak bir başka mekanda kahvenizi yudumlayıp,
ayrıca 1923 yılından bu yana hizmet veren anasonlu galeta, krik krak,
kurabiyeleri ile ünlü Evin Taş Fırının mamullerinden alıp kah yürürken
atıştırıyor kah bahçe içinde tarım araçları arasında çay içerek sohbete
dalıyorsunuz.
Gün geçtikçe gelişip renklenen Balat'ta nostalji yaşamak isteyenlere
de görüntüsü ve lezzetleriyle eskilere götürecek satıcılar dolaşıyor.
bazen bir köşede macuncu bazen pamuk şeker helvacı boy gösteriyor.
Her ne kadar günümüz koşulları nedeniyle pamuk helvalar önceden yapılıp
torbalanmış halde satılsa da bu helvalardan alan gençlerin mutluluğu
gözlerinden okunuyor.
Balat antika ve eski eşya satışı yapan dükkanların bir arada bulunduğu
adeta açık hava çarşısı durumuna büründü.
Bunların arasına eklenen bir yenisi de "Latifem" adlı Hediyelik
eşya dükkanı.
Latife Bilge adlı işletmecinin Vodina caddesi no: 136 tı da özenle
dekore ettiği köşebaşında ki şirin dükkanında hiç ayrılmak istemiyeceğiniz,
şık ve dekoratif ürünler yer alıyor.
Fener
Rum Patrikhanesi
Fener semtinin bir başka özellikli önemli yapısı ise Fener Rum Patrikhanesi.
Patrikhane Kompleksi içinde düzenlenen önemli ayinlere özellikle Yunanistan
dan çok sayıda katılımcının gelmesiyle Patrikhane ve taş yapı kilise,
dini vecibelerini yerine getiren turistleri ağırlıyor.
Patrikhane de yangın sonucu harap olan ve daha sonra yeniden inşa
edilen bir bölüm, çeşitli davetlerde bir araya gelmek üzere yüksek
tavanlı bir çok toplantı salonu ve kutsal eşyaların korunduğu bölümler
bulunuyor.
Gidiş gelişi ayrı trafik güzergahı arasında kalmış bazı Bizans dönemi
eseri yapıları, surları görmeyi bitirdiğiniz ve yapılan bant ilave
çalışmaları ile genişletilen Haliç köprüsü altından geçtiğiniz anda
kendinizi Feshanede buluyorsunuz.
Osmanlı döneminde fes dikilen yer olarak anılan Feshane baştan başa
yenilenip konserlerin düzenlendiği sanatsal etkinliklere sahne olan
kültür merkezi amaçlı hizmet veriyor.
Özellikle ramazan ayı boyunca süregelen gösteri ve organizasyonlarda
bir yandan eski ramazan eğlenceleri yaşatılmaya çalışılırken diğer
yandan Seda Sayan, Bülent Ersoy konserleri ile İstanbullular ağırlanıyor.
Feshane yanında kurulan ve yıl boyu açık olan çocuk parkı oyun aletleri
arasında yer alan "Atlı Karınca" çarpıcı canlı renkleri, nostaljik
özelliği, ile ilerlemiş yaşınıza rağmen sizi çocuklaştıracak kadar
sempatik görünerek, küçük çocukların olduğu kadar büyüklerin de
ilgisini çekiyor.
Eyüp
Ve yepyeni çehresiyle tarihi ve köklü semtlerden biri olan Eyüp'tesiniz...!
Şimdi ne yazsam, nasıl yazsam bir tuhaf gelecek.
Eyüp iskelesinden itibaren sahil yolu seyir terası, yürüyüş bulvarı,
gezinti alanı olarak düzenlenmiş şık direkli lambalar, çiçeklikler
dinlenme bankları, Eyüp semtini Boğaz'ı anımsatan farklı bir mekana
çevirmiş.
Bir aydınlık, bir ferahlık bir yenilik göze çarparken kıyıya bağlı
güzel tekneler semt sakinlerinin denizin, Haliç'in keyfini yaşamaya
başladığının işareti olarak algılanmanıza neden oluyor.
İskelenin bitişiğinde kayıklar var pancar motorlu, pata pata sesleriyle
Sütlüce'den Eyüp'e, Eyüp'den Sütlüceye, veya turistlere Haliç'in
derinliklerine taksi gibi kalkıp gezi yaptırıyorlar, yolcu taşıyorlar.
"Karşıya geçmek istiyorum diyorsunuz". Hemen bir tekne sizi Sütlüce
eski mezbaha yeni kongre merkezi sahiline ulaştırıyor.
Sütlüce'ye yaklaşırken Eyüp ve Piyer Loti sırtlarını uzaktan seyrediyor,
sakinliği, suyun dinginliğini yaşıyorsunuz.
İşinizin olması şart değil, öylesine bir gezi işte, monoton güncel
yaşamdan maksat sıra dışına çıkmak. Ama kafi gelmiyor. Haliç gezisi,
suyun mavi görünen rengi güzel başlıyorsunuz yol almaya masmavi
suları yararak giden teknenizi uyarırsanız daha ağır seyrediyor
düşük enstantane fotoğraf çekebiliyorsunuz.
Ünlü
yazar Piyer Loti'nin adıyla anılan tepenin eteklerine doğru yöneldiğinizde
sonradan oluşan adalar ile kıyı arasına giriyor, daha ilk adada
uzayan otlar arasında yaşayan tavşanları, kazları ördekleri fark
ediyorsunuz, arada yaban ördekleri havalanıyor gökyüzüne doğru.
Haliçte doğal hayat!..
İnanılır gibi gelmiyor. Yahu ne yer ne içer bu hayvanlar, diye siz
sormadan motorcu başlıyor anlatmaya. Hayırsever vatandaşlar var
geliyorlar, kıvırcık yaprağı, havuç, ekmek falan getiriyor, yediriyorlar
onları arada bir taşıyoruz adalara, sonra belediye görevlileri çuval
çuval yiyecek getiriyorlar bu işe bakan görevlileri var.
Civ civ iken alıp besleyip büyüdükten sonra ördeğini burası güvenli
diye getirip bırakan da oluyor, sonra da sık sık ziyarete geliyorlar
diye ekliyor.
Karabataklar, martılar arasında kıyıları ağaçlandırılmış Haliç gezisi
şimdilik temizleme çalışmaları devam eden Alibeyköy'e dek sürüyor.
Oldukça eski, demir yapım Alibeyköy köprülerine biraz uzaktan bakıp,
inşaatı devam eden stat önünden genişçe bir dönüş yaparak Eyüp'e
geliyorsunuz.
Motorcu Selahattin aynı zamanda rehberlik yapıyor.
Derinliğin 6-7 metreye ulaştığını, dipteki çamuru borularla çekip
açık denize verildiğini, atık su bulunmadığını, kanalizasyon borularının
döşendiğini, Haliç'in artık balık kaynadığını, geçen yıl iyi çinekop
yaptığını, bu yıl kefal bolluğunu yaşadıklarını anlatırken bir telefonla
müşteriyi istediği yerden alıp sadece Eminönü-Alibeyköy arası Haliç
turu değil, Boğaza da gezi yapabileceğini 15 ve 50 kişiye kadar
yolcu taşıyabilecek iki teknesi olduğunu da hatırlatıyor.
Aslında böyle geziler için bir başka seçenek daha bulunuyor, Sultan
Kayığı.
Örneğini Deniz Müzesi sergi salonlarında gördüğümüz Osmanlı dönemi
saltanat kayıklarından bire bir ölçülerde Karadeniz sahilinde tekne
yapımcılığı ile ünlenmiş Cide de imal edilmiş ilk örneği
gerek Haliç gerekse Boğaz gezileri için şaşırtıcı görüntüsüyle bekleme
yerinde dikkatinizi çekiyor.
Haliç turu için 5-6 kişilik gruplarla kalkış yaptığını söyleyen
Sultan Kayıkları tur görevlisi Boğaz gezisi için tekneyi kiralama
imkanı olduğunu belirtiyor.
Bu gezide kişi sayısı bir veya 30 kişi olabiliyor fiyat fark etmiyor.
Sultan Kayığı içinde iyi bir müzik seti bulunurken gezilerin kış
mevsiminde de devam ettiğini, palto, eldiven, yün başlık kısacası
iyi giyinip böylesi bir kayıkta içi ısıtıcı içecekler içerek kar
manzarasında yalıları seyretmek isteyen turist gruplarının şimdiden
rezervasyon yaptırdıklarını belirtiyor.
Sultan Kayıkları Tel no: 0 (536) 679 51 30
Piyer Loti Kahvehanesi
Adıyla anılan tepe ve çay bahçesi İstanbul'a simge olmuş turistik
mekanlarda biri.
Arka tarafından dolaşarak çıkılan otomobil yolu da var ama biz Sultan
Kayığının bulunduğu kıyıdan dik merdivenler ile kabirler, mezarlar
arasından, yaşamanın kıymetini anlayarak veya Eyüp Camine daha yakın
olan merdivensiz parke taşı kaplı dar yoldan Haliç'i görerek ağır
adımlarla çıkıyoruzYol boyunca mezarlık duvarlarına özlü sözler
içeren felsefi yazılı tabelalar asılmış, çok sayıda dolaşan kediler
dikkat çekiyor.
Zirvede çoğunluğu turistlerin oluşturduğu çay bahçesinde soluklanıyor,
Altın Boynuz denmesine neden olan Haliç'in önümüzden boynuz misali
kıvrılarak geçişini seyrediyoruz.
Muhteşem panaromanın en güzel ve rahat seyir imkanı teleferik İstasyonunda
ki seyir platformundan yapılıyor.
Kimine göre 3 -4 yudumda içilen minik bardak turistik çay molası Haliç'in
panoramasını seyrederek içilirken yorgunluğunuzu unutturuyor. Kimi
tepenin tarihini,Pieere Loti'nin hayatını
okuyor, kimi Eyüp'de faaliyet gösteren tarihi fırınlardan aldığı unlu
mamulleri ince belli bardaklarla sunulan demli çayları yudumlarken
yiyor.
Bu güzel anı fotoğraflamak için bol bol selfiler çekiliyor.
Piyer Loti Kahvehanesi olarak anılan bu tepede çeşitli turistik ve
hediyelik eşya, takı, kuyum, dükkanlarından, dondurma, kızarmış burgu
patates satıcısı büfelerden oluşan küçük bir de çarşı bulunuyor. Seyir
tepesinin zevkini yaşayıp aşağı inmeye başlıyorsunuz.
Teleferik
Gezisi
Piyer Loti Tepesine çıkmanın bir başka yolu'da teleferik. Hafta sonu
sıra beklemek gerektiren teleferik de Eyüp sahilinde ki istasyondan
binilen küçük kabinlerle kısa sürede Piyer Loti'ye çıkılabiliyor.
Yolculuk boyunca kabinin renkli camları arkasından Altın Boynuz Haliç'i,
Eyüp önlerinde ki adaları ve Piyer Loti eteklerinde yer alan tarihi
mezarları tepeden seyredebiliyorsunuz.
Eğer özel aracınızla geldiyseniz, teleferik durağına yakın çok sayıda
otopark bulunuyor.
Sahil boyu Boğaz kıyısını aratmayacak kadar seyrangah.
Üstelik Eyüp Camisini çevreleyen meydana sıralı restoran, kebapçı,
pideci, dönerci ağırlıklı büfeler, pastahaneler, fırınlar, tatlıcılar,
kafeler, simit sarayı, fast food satıcıları, butikler, seyyar satıcıların
sayısı öylesine fazla ki çarşıyı ve ara sokakları bile gezmeye kalksanız
en az bir, iki saatiniz anlamadan geçiyor.
Eyüp Camii ve Eyüp Sultan Türbesi
Defalarca düzenlenen Eyüp Cami önü her zamanki ziyaretçi kalabalığına
sahne olurken, sünnet çocukları, güvercinler ve onlara yem verip fotoğraf
çekenlerle
karşılıyor sizi.
Girişte solda bulunan Çifte Gelinler türbeleri, geniş gövdeli anıt
çınar ağaçları, Eyüp Camisinin göz okşayan antika değerinde ki İznik
çinileri ve Eyüp Sultan Hazretleri türbesi ziyaretçileri etkiliyor.
Cami dışında yeni yapım fıskiyeli havuz meydana estetik katarken sağlı
sollu tezgahlar açıp tarihi çarşıyı pazar yerine çevirerek mistik
havanın kaybolmasına neden olan satıcılar kuran-ı kerimde yüzde 50
indirim tabelaları ile dini kitap satışlarını yapıyorlar.
Aynı yerde bulunan tarihi halka fırınından, üzerinde Eyüp yazan toprak
üstü boyalı dümbelek, çay demliği, tef satıcılarına, niyetçilerin
izlerine ise artık rastlanmıyor, yerin yeni sahipleri butikler, turistik
eşya satıcıları.
Eyüp Meydanında eski kahveci Ali Rıza Efendinin kahvesi de butik olmuş,
çevrede ki ahşap evler restore edilerek yeni çehrelerine kavuşmuşlar.
Özellikle Cuma günleri, Ramazan ayının son Cuması Camiye ibadete gelenler
ve Eyüp Sultan Türbesinii ziyaret edenlerle Eyüp'de büyük kalabalıklar
yaşanıyor, sayısız otoparklarda araç koyacak yer kalmıyor.
Eyüp'te Çiçekçilik
Eyüp'te eski mesleklerden bir tanesi de çiçekçilik.
Yolun her iki yanında yer
alan çiçek bahçeleri, renk ahenk çiçekler, salon bitkileri, ağaçlar,
fidanlar, rüzgar fırıldakları ile capcanlı renkler göz alıyor.
Erkan Solgun'a ait, Gün tohum ve çiçek, bilimum bahçe ve salon bitkileri,
Avrupa çim tohumları, çim makinaları ve bakım aletleri sunarken, her
çeşit bahçe ve salon düzenlemeleri hizmeti veriyor. Tel:
0532 614 22 81 - 0212 565 26 19
Eyüp'den ayrılarak Haliç turumuza şimdi de Eyüp'ün karşı yakasında
devam ediyoruz.
Hasköy
Haliç'in bu yakasında da kıyı bantı yeniden kazanılma uğruna parklar
bahçelerle donatılmış. Fakat en fazla rağbet gören yer ünlü iş adamımız
Rahmi Koç'un adını taşıyan Sanayi Müzesi Haliç turu içinde mutlaka,
hatta birden fazla kez görülmesi gereken bu müzede sanayinin gelişimi
gözler önüne serilirken, aşina olduğumuz bir çok markayı tekrar görme
imkanı buluyoruz.
Salı Pazar günleri arasında açık olan müze saat 10.00-17.00 arası
gezilebiliyor. Bayram hünleri kapanış saat 20.00'ye dek uzatılıyor.
Giriş için yetişkin 12,5 TL. Öğrenci 6.00 TL, ödeniyor.
Müzede,
denizaltı, uçaklar, trenler çeşitli dönemlere ait otomobiller, faytonlar,
buharlı makineler, dükkanlar, tersane ve teknelerin sergilendiği bir
çok sergi salonu ziyaretçilere farklı, zevkli, neşeli bir gezi yapma
olanağı sağlıyor.
Rahmi Koç Müzesi: Tel 0(212) 369 66 00
Müzeye Eminönü, Mecidiyeköy, Taksim den belediye otobüsleri Şişhaneden
minibüsle ulaşabilirsiniz. Özel araçla gidenler, Kasımpaşa deniz hastanesi
yanındaki sahil yolunu kullanarak Hasköy'e ulaşabilirler.
Müzenin ücretsiz otoparkı bulunuyor.
Haliç’de Yapılacak Tekne Turları
Altın Boynuz olarak adlandırılan Haliç’de tekne turu yapmak turistlerin
tutkusu oluyor.
Bu tur için ya Eminönü’nden kalkan seferlere binerek, ya özel tekne
kiralayarak yapılabilir. Daha kısa ve ekonomik geziler için alternatifler
de bulunuyor.
Bunlardan farklı özelliği olan tur, Rahmi M. Koç Müzesinden kalkan
ve Unkapanı Atatürk Köprüsü ile Haliç Köprüsü arasında her iki yaka
paralelinde kıyı kıyı görerek yapılan gezi.
Bu geziyi farklı kılan ise yolculuğun buharlı bir römorkör olan tarihi
“Liman 2”ile yapılıyor olması.
Liman 2 römorkörü Hollanda’da Kreber firması tarafından 1936 yılında
inşa edilmiş. 1988’e kadar İstanbul Liman Şirketi hizmetinde çalışan
Liman 2 aynı yıl kadro dışı bırakılmış.
1990 yılında Rahmi M. Koç tarafından satın alınıp 1991 yılında restore
edilerek nostalji sevenlerin hizmetine sunulmuş.
Yenilenen römorkör, 50,3 Gros Ton ağırlığında olup, boyu 18.97, eni
4.74 metre, 170 bhp makine gücü olan römorkör, 3 Genişlemeli Buhar
Makinesine sahip.
Liman 2, hafta sonları, Kont Ostrolog teknesi ile de hafta içi günlerde,
müze rıhtımında bilet gişesinden alınan biletle tarihi Haliç turları
yapılabiliyor.
Gezi boyunca kömürle çalışan römorkör yavaş seyir hızıyla yol alırken,
uzun bacasında ki sesini unuttuğumuz yanık sesli buharlı düdüğü eşliğinde
tersaneler, kıyılar, Haliç manzarası, İstanbul’un boyu hızla uzayan
silueti doyasıya izlenebiliyor. Geziye katılanlara Anı Sertifikası
veriliyor.
Haliç içinde kısa zamanda, ekonomik tekne yolculuğu ise Eminönü-Kasımpaşa
arasında çalışan dolmuş motorları ile yapılabilir. Karşılıklı seferlerde
Eminönü Yağ İskelesinden kalkan dolmuş motorları direk olarak Atatürk
ve Haliç Metro Köprüleri altından geçerek, Haliç Tersanesi önünden
dönüp Kasımpaşa vapur iskelesi yanında ki motor iskelesine yanaşıyorlar.
15 dakika süren bu zevkli yolculuk boyunca Süleymaniye Cami silueti,
köprüleri ve değişik İstanbul fotoğrafları çekme imkânı bulunuyor.
Son seçenek ise Eyüp-Sütlüce arasında çalışan kayıklarla karşıya geçmek
olabilir.
Aynalıkavak
Kasrı
Hasköy yolu üzerindeki son gezimizi Osmanlı dönemi mimarlığının en
güzel örneklerinden biri olan Aynalıkavak Kasrı'na yapıyoruz.
Pazartesi, Perşembe günleri dışında her gün gezilebilen, Taşkızak
tersanesi yakınında ki kasır, bezeme sanatı açısından önem kazanırken
Arz odası, Divanhanesi, duvar yazıtları, alçı şebekeli pencereleri,
III. Selim tuğralı bezemeleri, sedir, kandil, mangal gibi eşyaları
ile geçmişe ışık tutuyor.
Kasımpaşa
İskelesi
Tarihi iskele arkasında, içinde Cezayirli Hasan Paşa'nın heykelinin
de bulunduğu geniş bir park yer alıyor.
Şişhane yönüyle Kaşımpaşa Askeri Deniz Hastahanesine giden yolun diğer
tarafında ise cami bahçesinde 21 - 22 Nisan Pazar gecesi 1453 tarihinde
Fatih'in karadan geçirdiği kalyonları bu noktada denize indirildiğini
belirten bir taş sütun bulunuyor.
Çevrede camiler ve çok sayıda çeşmeler görülüyor.
Hasköy Kasımpaşa arası tersanelerin yer aldığı kıyı bandı askeriye
ait bölümlerle geçilip iskeleye gelince gerek motorlarla, gerekse
Haliç vapur seferi ile Eminönü'ne geliyorlar.
Sihirlitur, İstanbul gezilerine Beyoğlu bölümüyle devam edeceğimiz
için şimdi de Kasımpaşa Şişhane'den kent merkezi Taksim doğru yöneliyoruz. |