Taksim’den
Galatasaray’a
Beyoğlu
gezimize Taksim ve çevresinden başlayıp İstiklal Caddesine
paralel ve ona açılan
yan sokaklara da bakarak önce Taksim-Galatasaray, Balık Pazarı,
Çiçek Pasajı sonra Galatasaray - Tünel etabıyla Yüksek Kaldırım’a
doğru kapsamlı bir tura çıkacağız.
Bu tur boyunca alış veriş merkezlerine, yemek yiyebileceğimiz,
vakit geçirebileceğimiz mekânlara, bilhassa pasajlarda nerede
ne var, ne satılıyor, nerede eğlenilir bakacağız.
Taksim Atatürk Anıtı çevresi, Taksim Meydanı yayalaştırma
projesi adına yeniden düzenlenip dümdüz taş döşeli zemin oluşturuldu
.Divan Kavşağına doğru uzanan geniş alan su fiskiyeleri havuzları
aydınlatma üniteleri ile yeni bir görünüm oluşturuldu.
Atatürk Taksim Anıtı'nın dış çapı yürüyüş platformu, anıt
çevresini turlayan tramvay rayları, çiçek satıcıları ve güvercinlerle
çevrili.
Çapı daha da genişletirsek Taksim Gezisi boyunca Divan Kavşağına
doğru sıralı otobüs durakları, PTT şubesi, ayaküstü yiyecek
satan hamburger, pizza türü dükkânlar, lokantalar bir tarafta,
çiçekçilerin kümelendiği bölüm yıkıldı ve yürüyüş ve çim alan
olarak düzenlendi. Talimhane sokakları, yeni yapılan oteller,
Taksim’e bakıyorlar.
Meydanın uzak noktasında Atatürk Kültür Merkezi, The Marmara
Otelinin bulunduğu parselle çevrilmiş bölümü arkamıza alıp,
Taksim tramvay durağı önünden yüzümüzü İstiklal Caddesine
çevirip başlıyoruz yürümeye. Bu bölümde trafiğe kapatılıp,
duraklar yer altına alınınca metrodan ve Kabataş Taksim fenüküler
sistemin yolcuları Taksim kent merkezinde yeryüzüne bu noktada
çıkıyorlar. Kentin en hareketli noktasını oluşturuyorlar.
Taksim, tramvay durağı, Taksim Maksemi boyunca dizili çiçek
satıcılarının tezgahları ile renkleniyor.
Taksim
Meydanına bakan ve AKM yanında bulunan Gezi Pastanesi, The
Marmara Oteli altında ki kafe, Kazancı yokuşu başında bulunan
kafelerle sola doğru dönerek tatlıcı, lokanta, çeşitli kafelerle
Büyük Maksim Gazinosunun bulunduğu sol kolda devam ederek
Sıraselviler Caddesine dek uzanıyor. Mola yerlerinin salonları
ve önlerinde ki yürüyüş platformu üzerine kurulmuş sokak masalarında
oturup kahvenizi yudumlarken veya tatlınızı yerken tüm meydanı
seyretme imkanı bulunuyor. Bir başka mola yeri ise 24 saat
hizmet veren sıraselviler ve İstiklal Caddesini ayıran ortasında
ki adanın etrafında yer alan fast food ve benzeri büfeler,
lokantalar, dönerciler, ıslak hamburgercilerde oluyor.
Islak hamburgerden bahsetmişken merak edenler için kısaca söz
edeyim. Hamburger köftesi yassı halde tost makinesinde pişiriliyor,
yuvarlak hamburger ekmeği içine konuyor, acı biber, domates
sosu, muhtemelen şeker ve bazı baharatların karışımıyla hazırlanmış
özel sos dökülüyor,
buharda bekletilerek sıcak halde camekan içinde satışa sunuluyor.
Islak
hamburgeciler Beyoğlu gezisine çıkanların, bar,
sinema, konser çıkışlarında gençlerin mutlak
uğrak noktalarının başında yer alıyor.
Hatta
öylesine
seviliyor ki, kentin çeşitli yerlerinden ıslak hamburger yemeye
Taksim'e geliyorlar.
Geçmiş yıllarda Taksim Gezisi tarafında Kristal Hamburger vardı
ünlenen ve günün gecenin her saatinde ilk uğrak noktalarından
sayılan.
Konser, sinema, bar, disko çıkışı ya da öncesi ya oracıkta ayaküstü
birkaç
tane yeniyor soğumadan, ya da hamburgerler sarılıp eve gidiyordu.
Günümüzde de değişen pek fazla bir şey olmadığı gibi fast food
büfeler, Ayvalık Tostcusu, gözlemeci, köfteci, Kasap Dönercisi,
tantunicisi gibi çeşitlenerek yoğunlaşıyor.
Cadde boyunca meşrubat içenler, dondurma, mısır, kestane yiyenler,
Beyoğlu'nda yürürken gözünü cep telefonundan hiç ayırmayanlar
dahil, her tür aktiviteyle karşılaşabiliyorsunuz.
İstiklal Caddesi, Beyoğlu her zaman mahşeri bir kalabalık tarafından
gece gündüz turlanan bir cadde özelliği taşıyor ve bu caddede
kaldırım platformu üzerinde herhangi bir kent mobilyası olmadan
dümdüz caddenin sonuna dek Tünel mevkiine dek uzanıyor.
Tramvay yavaş seyir hızıyla bu kalabalığı yarıyor, çok geçmeden
kalabalık yine yolu dolduruyor, hafta sonu adeta adım atacak
yer kalmıyor.
Trafiğe kapalı yolda her türlü motorlu taşıta, tekerlekli elektrikli
araca rastlıyabiliyorsunuz!
|
Sağımızda
Taksim Maskemi ve cephesinde iki kuş sarayı ile mihenk taşı
misali ünlü
caddenin başlangıcı sayılıyor. Bitişiğinde Fransız Kültür Merkezi
boylu boyunca uzanıyor, bittiği kör noktada bir kafe müşteri
ağırlıyor. Konsolosluğun karşı yakası İstanbul’un moda merkezine
çıktığınızı müjdeler gibi daha renkli ve hareketli bir yaşantıya
sahne oluyor.
Randevu verip bekliyenler, iştah açıcı sandviçlerin süslediği
vitrinler, birbirine bitişik kahve salonları, Espresso Cappuccino,
Neskafe, filtre ve aromalı kahve içimlik mola yerleri. Cam kenarına
yakın oturanlar, akvaryumda balık misali gelip geçenin görüş
açısında kalsalar da siz önünüzden geçenlere, onlar size, arada
bir tramvaya bakarak kahvenizi bir güzel yudumluyorsunuz.
Aynı kolda sıralanan dükkân ve mağazalar, butikler, eczane,
döviz büfesi, kitapçı, banka şubesiyle devam ediyor. Meşelik
Sokak köşesinde İş Bankası, Emgen Han, Mim Han sonrasında geliyoruz
keyifli uğrak noktalarından birine. Burası “Megavizyon” isimli
içi derin, iki katlı bir galeri. Geniş girişten birkaç basamakla
çıkıyoruz, sağlı sollu dizili dergiler arasından geçerek CD
ler, yeni çıkan kitaplar, DVD ler, yerli yabancı kasetler, filmlerin
bulunduğu stantlar, indirimli CD havuzları arasından ilerleyip
galerinin kitap bölümünün yer aldığı üst katına dek gezebiliyoruz.
Kitap, dergi, CD, DVD ve kasa yanında satılan hediyelik eşyalara
da bakmak istersek Megavizyon’a epey bir zaman ayırmak gerekiyor.
(Ne yazık ki bu satırlar Ekim 2008 itibariyle mazide kaldı.
Ekonomik kriz nedeniyle Megavizyon da diğer Beyoğlu kitapçıları
gibi küçüldü)!
Yolun karşı yakasında Aksanat Binası, yanında zamanın ünlü sineması
Fitaş Dünya sinemalarının yenilenmiş, yürüyen merdivenli girişi
bulunuyor.
Vakıf Han, Zanni Apartmanı, Ragıppaşa Rumeli Pasajı ile Ayakkabı,
butik, elektronik eşya dükkânlarını, "Rebul Lime"
kolonyası ile ünlü “Rebul Eczanesi” ile Beyoğlu’nun tek camisi
olan köşe başında ki parselde ki 1597 tarihli Ağa Camine geliyoruz.
Tarihi Cami, şadırvanı, bahçesi, kapısı, aplikleri ile görülmeye
değer birçok obje barındırıyor 2014 de yeniden onarım gören
caminin etrafında bulunan bir çok bina ya yıkılıp yeniden yapılıyor,
ya da restorasyon geçiriyor. Dolaysıyla kısa süre Beyoğlu'na
çıkmayanlar bir sonraki çıkışlarında gördükleri hızlı değişimi
şaşkınlıkla karşılıyorlar. Bir çok uğrak noktasını ya tahta
perdelerle çevrildiği için göremiyorlar ya aceleyle yıkıldığı
için bulamıyorlar.
Demirören
AVM
Beyoğlu'nda
bir zamanlar Saray Sineması ve Saray Muhallebicisi’nin bulunduğu
bina yıkılıp, yeniden yapılarak 2011 yılı bahar aylarında tamamlanıp
Demirören AVM, alışveriş merkezi olarak açıldı. Dokuz bin metrekare
üzerinde toplamda 25 bin metre karede yer kaplayan beş katlı
AVM’nin bodrum katları tekno-market olarak hizmet verirken,
zeminden başlamak üzere üst katlar beyaz eşyalar, mutfak araç
ve gereçleri, moda markalı butikler, ayakkabıcılar, kozmetik
ürünleri, kitap, CD satıcıları, fast food salonları, sinema
bulunuyor.
Beyoğlu içinde bir başka Beyoğlu gibi görünen, göze sığmayan
dev binanın katları, kafeler, yürüyen merdivenlerle gezen gençlerle
renkleniyor.
Soğuk ve yağışlı havalarda diğer pasajlarda olduğu gibi bir
tür barınak olarak hizmet veriyor. Ünlü markalar arasında Sephora,
By Saatci, Brandroom, Guess, Atasagun, GNC Live Well, Mothercare,
Vakko, Tabacco, Gap, Flormar, Katon, Divarese, Nosta, Gap, Hummel,
Twist, Soft One, Tchibo, Virgin, 4G, İnci, Deichmann, Cinemation,
Denizbank, Laura Baresse Lingeria yer alıyor.
Demirören AVM yan sokağında ise kısaca Ağa Camii yanında yıllara
meydan okuyan tarihi
Hacı Abdullah lokantası
yer alıyor.
1888 yılından bu yana önce Karaköy, 1915 yılından sonra Beyoğlu
Rumelihan’a, oradan yeni adıyla Sadri Alışık sokağına ve en
son olarak da 1958 yılında bugünkü yeri olan Sakızağacı Caddesine
taşınıp hizmet veriyor. Her gün 150 çeşit yemek yapılan ünlü
lokanta, vitrine koyduğu mevsim sebzeleri, turşu, komposto kavanozlarından
oluşan dekoru, beğenilen yemeklerinden beğendili kebap, elbasan
tava, kuzu incik patlıcanlı, çömlek kebabı, kuzu, tavuk
fırın, karnıyarık, zeytinyağlı enginar, aşure
gibi çeşitleri ile mutlak uğrak noktalarından biri sayılıyor.
Tekrar
ana caddede ilerliyor ve karşı yakaya yani Küçük Parmakkapı,
Büyük Parmakkapı tarafına geçiyoruz.
Kitapseverlerin,
CD koleksiyonerlerin, DVD arayanların uğrak noktası Mephısto
uzun galerisiyle birbirinden cazip objeler sunuyor. Alınacak
o kadar çok şey buluyorsunuz ki, sergilenenler arasında zamanı
unutuyor, hatta kaybolup gidiyorsunuz.
Galerinin girişinde sağlı sollu yerli ve yabancı CD ler sıralanıyor,
Türk Pop, yabancı rock, caz, metal alfabetik sırada yer alıyor.
Kırtasiye çeşitlerinin yanısıra, orta bölümde yine piyasaya
en yeni çıkanlar dikkat çekiyor.
Kasanın önünden bir kaç basamakla çıkalan asma katta kitaplar
galerinin derinliklerine doğru uzanırken, alt katta DVD'ler,
filmler, long playler yer alıyor. Aradıklarınızı görevlilere
söylediğiniz anda bilgisayardan bakıp kısa sürede isteğiniz
cevaplanıyor, veya yoksa bile kısa sürede getirtiliyor.
|