KADIKÖY YAKASI
Gezimizi
Kadıköy Yakasını kapsayan oldukça geniş bir daire çizerek,
Bostancı dan dönüp Üsküdar-Harem arasında noktalayacağız...
Anadolu yakasının en önemli bağlantı noktası olan Kadıköy'e
Avrupa yakasından köprüler veya Beşiktaş, Kabataş, Eminönü,
Sirkeci den vapurlar, motorlarla geçilir, çoğu zaman bu
geçişlere martıların da eşlik ettiği olur. Mevsim uygunsa
vapurda yan tarafa oturulur, yüksük kadar küçük ince belli
bardakta sunulan demli bir çay günün yorgunluğu, stresini
atmaya yeter, deniz havası da cabasıdır.
Ya
Harem'e ya Haydarpaşa'ya ya da Kadıköy rıhtımına yanaşırsınız
da Haydarpaşa'nın ise özelliği bambaşkadır.
Dalgakıran içine giren vapurunuz açık denizden kurtulmuşçasına
durgun sulara sığınarak yol alırken değişmez tablo dalgakıran
üzerinde güneş banyosunu beraber yapan martı ve karabataklara
rastlarsınız.
Zarif Kütahya çinileri ile Haydarpaşa yazan iskele ve arkasında
ki tarihi bina tüm görkemiyle Haydarpaşa Garı yaklaştıkça
gözünüze sığmaz olur.
1908 yılında iki Alman mimar ve 1500 İtalyan taş ustasının
iki yıllık çalışması ile Hereke den getirilen granit taşlarla
yapılan tarihi gar binası aslında Anadolu'nun İstanbul'a
açılan kapısı özelliğini yıllarca korusa da geçirdiği yangın
sonrası şimdilik kullanılmaz durumunu sürdürüyor.
Asırlık binanın basamakları ise bir çoğumuzda anılarla doludur.
Hüzün dolu düdükleriyle trenler yolcularını bazen koparıp
götürür bazen de kavuşturur İstanbul'a.
Doğu, Başkent, Fatih, Kurtalan, Tahran - Şam ekspresi yolcularını
Anadolu'dan gece gündüz süren yolculuklarla taşıyıp durmuştu.
Bu basamaklarda ilk kez denizle ve fantastik güzellikteki
İstanbul silueti ile tanışılır, tren yolculukları vapur,
yolcu motoru, taksi, otobüs, metro ile devam eder giderdi.
1.100 kazık üzerine kurulu Haydarpaşa Gar binası önünde
seyirlik bir kömürlü lokomotif, çevresinde birkaç çiçeklik,
sahil yolcuların kendilerine gelmesine, dinlenmesine ayrılmıştı,
gelip geçen vapurları, Asya'dan Avrupa'yı seyretmek oldukça
keyifli olurdu.....
Günümüzde
Asya kıtasını arkamıza alıp, Avrupa yakasının siluetine
bakarak Kadıköy iskele çevresinde, koskoca kıtanın yalısında
dolaşmak, başlı başına bir zevk.
Buna bir de lezzet katmak için Kadıköy Çarşısı'ndan poğaca,
simit alıp, denizin yanıbaşında deniz kokusu, vapurların
arkasında beliren beyaz köpüklere çığlık çığlığa dalış yapan
martıların arasında, sürekli gidip, gelen vapurları seyrederek
çay içme mutluluğu, Kadıköy'e gelmeyi daha da zevkli kılıyor.
Kadıköy'de
Hayat
En az Eminönü kent arenası gibidir Kadıköy! Meydan her gün
milyonları getirip götürür, dağıtır, ta ki Kartal, Maltepe,
Pendik nice semtlere kadar buradan ulaşılır.
Bir başka ruh bir başka atmosfer yaşanır.
Farklıdır insanları, bir başkadır Kadıköy'ün kızları, pantolon
paçasının söküğünü, solan rengini, yılın modasını dert etmez,
aşmıştır detayları...
İskelesine yanaşmak için vapurlar, yolcu motorları sıraya
girer adeta, akşam saatlerinde meydan karınca yuvası gibi
olur, hoş sabah da öyledir.
Kadıköy'de hep koşuşturma, bir yerlere yetişme, hep telaş
vardır, zamanla yarışılır, vapura, dolmuşa, minibüse, taksiye
binme savaşı da verilir, iskelede turnike sesleri, jeton kutularına
karışır.
Organize bir meydan değildir, 2018 yılına gelinmiş olmasına
rağmen alt üst geçitleri, ürkütücü kalabalığı görünmez hale
getirecek yer altı metroları, tren bağlantıları henüz ihtiyacı
karşılayacak düzeyde değildir.
Vapurlardan
inen yolcular, yayalar trafikle iç içe boğuşmak durumundadır.
Karşıdan karşıya geçmek için trafik ışıklarını beklerken dikkatinizi
çekecek bir çok şeyle karşılaşırsınız. Araçların yanı sıra
sokak müzisyenleri, kestaneci, simitçi, mısırcı gibi sokak
satıcıları, Moda tramvayı dahil her şey geçer gözünüzün önünden.
Vapur veya motor yolculuğunun sakinliğine tezat canlılık vardır
ama Kadıköy sünger gibi içine çeker insanları.
|
|
Özellikle Kadıköy'ün iki iskelesi ile Belediyesi arasında
kalan bölümde yer alan Atatürk Heykeli, Balıkçı Heykeli, otoparklar
çevresi hiç boş kalmaz.
Kadıköy Çarşısına, Altıyol ya da Moda, Bahariye tarafına yaya
olarak gidecekler burayı sıkça kullanırlar. Vapur yolcusunu
karşılamaya uğurlamaya gelenler, sahil boyunca dolaşıp hava
almak isteyenlerle, motor yolcuları, dinlenme üniteleri, büfeler,
gazete bayileri, çiçek satıcıları, etkinliklerin merkezi hep
iskele çevresi olur.
|
|
Kadıköy'ün
çok renkli çarşısı
Kadıköy'ün balıkçıları, kahve dükkanları, restoranları,
turşucusu, fırını, manavları, şarküteri dükkanları başta
olmak üzere çarşısı, tüm renkliliği ile canlı alış verişlere
sahne olurken, satıcıların "En taze balıklar burda, hamsinin
kralı burda" sesleri kulaklarda çınlar.
İstanbul'un en önemli çarşılarındandır hiç bir şey almayacak
olsanız bile dolaşması büyük
zevk verir. Bir tezgahta uzun süre görmediğiniz balıkları,
bir başkasında ne zaman çıktığını farkedilmeyen turfandaları
görürsünüz, iştahınız açılır.
Kadıköy Çarşısı bir ailenin tüm gereksimini karşılar vaziyettedir.
Yiyecek, içecek bir tarafa antikacılar, kırtasiye, plak,
CD, dekoratif hediyelik eşya dükkanları, takıcıları, kahveleri,
butikleri ile hem evinizi döşeyebilir hem mutfak gereksiminizi
100 metre karelik bir alanda karşılıyabilirsiniz. Vakit
nasıl geçer anlaşılmasa da güzel geçtiği kesindir.
|
|
Beyaz
Fırında ayaküstü kıymalı, peynirli, sade türleri olan bir
iki kuru poğaça, bir limonata, Baylan Pastanesinden bir kup,
bir adisababa pastası veya ıslama köfte, pideci, lahmacuncu
Halil'de siparişinizle beraber fırına atılan çıtır çıtır lahmancunlardan
yemenin, midye tavacıya uğramanın bir türk kahvesi içmenin
özlenen ayrı bir tadını hissedersiniz Kadıköy Çarşısında.
Özgürlük daha fazladır, kimse kimseye yan gözle bakmaz, iki
kadın da olsanız biranızı da içersiniz, tavlanızı da oynarsınız.
|
|
Akmar
Pasajı
Çarşı çevresi gençlerin vazgeçilmez duraklarını da barındırır.
Kitapçılar, birahaneler, antikacılar, butikler iç içedir.
Akmar Pasajı müzik tutkunu metalci gençlerin, tüm CD leri
bulabildikleri müzik shop ları, cafeleri alt katta, sahafların
çoğunlukta olduğu üst katıyla ünlüdür. Avrupa yakası müzik
dükkanlarına sorduğunuz bazı albümleri satış görevlileri Akmar'a
bakın ancak orada derler.
(8000'i aşkın rock, metal, jazz'dan oluşan CD'leri
ile Zihni, Kadıköy'ün en iyi müzik dükkanı. Tel:0-216
336 50 09) Çevre
birahaneleri özellikle maç sonraları dolar taşar, Kadıköy
sahilinde heyecanlı sohbetlerin yapıldığı mekanlar olarak
yerlerini korurlar.
|
|
Kadıköy Çarşısı hayatı dolu dolu yaşayan bir çarşı olup her
şey iç içedir.
Balık satılan tezgahın yanıbaşı ızgara balık lokantası olur,
ailece gezilerin yapıldığı yerde yine bu mekandır. Evden unlu
mamul almaya gittiğiniz fırın aynı zamanda oturup mola verdiğiniz
bir kafe, pastahanesi, şekercisi, şarkuteri dükkanları, dostlarla
karşılaştığınız buluşma noktanız oluverir.
Gençlerin önemli uğrak noktaları Barlar Sokağı olarak da anılan
Kadife Sokak'da toplanmış olup, burada ki mekanlar arasında
Karga, Zincir, Hera, Buddha, İncir, İssis, Agapia, Liman Kahvesi,
Masal Evi, Viktor Levi, Orta Dünya, The End yenip, içilen,
film seyredilen yerlerdir.
Kadıköy, Anadolu’nun batıya bakan sahili, Avrupa’ya bakan
kıyı şeridi dedik ya, burada yapacak çok şey vardır. Film
şeridi gibi sürekli değişen estantenelere sahiptir.
Vapur
çıkışı araç bulma telaşına düşenler bir yana, bir de zamanı
bol olanlar vardır.
Birçoğu deniz kenarında tarihi yarımadaya bakarak çayını yudumlar,
kimi sohbete dalar, Kadıköy İskelesinden Haydarpaşa iskelesini
seyreder.
Bir bakarsınız cici bici giyinmiş genç bir kız başında şapkası,
elinde dosyası salına salına vapura yönelmiştir, zevkli giyimiyle
boy gösterir, bir yakadan bir yakaya geçecektir.
Kimisi geleceğini meraktan mıdır bilinmez, yanı başına ilişen
falcıya kırmaz açar elini, el falına baktırır, geleceğini
avucundan öğrenmeye çalışır, inanmasa da güler, falcıların
söyledikleri hoşa giden türdendir. Ah Kadıköy ahhh…
Kadıköy'ün
havası bambaşkadır, iskele civarı bu yakanın adeta nefes borusudur.
Kimi dalgakıran boyu yürüyüş yapar, kimi kıyı boyunca uzanan
çay bahçelerinde oturur.
Gezi motorları çığırtkanları Boğaz Gezileri'ne hemen kalkıyoruz
vaadleri ile yolcu davet eder.
Rayları döşenip yeniden sefere konmasıyla Kadıköy-Moda ring
seferini tamamlayan sembolik tranvay ise nostalji tutkunkarına
görsel bir lezzet sunar, geçtiği güzergaha renk katar, çarşıya
yakın oturanların işine çok yarar.
Çarşı pazar alışverişine tramvayla gidip gelmek ayrıcalıktır,
araç bekleme problemi yaşanmaz.
Kadıköy İskelesi sahilinde dolaşırken burada konservetuar
öğrencilerinin çalışmalarından sesler duyarsınız, bazen enstürüman
bazen aryalarla çınlanır kıyı boyu.
Kadıköy'ün sahili bir köprü ayağı gibidir, Avrupa Yakasına
ve çeşitli merkezlere uzanan köprü ayakları gibidir. Her vapur
kendi hattında bu vazifeyi üstlenmiştir. En işlek hat Karaköy,
Eminönü Kadıköy hattı olmakla beraber adalara, Armutlu'ya,
Çınarcık iskelesine hatlar hep deniz üstü köprüleri oluşturur.
Kıyı boyunca kafelerde vapurlararı seyrederek dinlenebilir,
aynı zamanda ücretsiz park banklarında kah martı çığlıklarını
dinler kah gelip geçen motorlara bakarak bir tür Ayvalık,
Bodrum, Marmaris, Fethiye havasına az da olsa yaklaşırsınız.
Adet olduğu üzere karşı yakaya gidecek olanlar, vapurlara
yol boyunca eşlik eden martılara simit verme zevkini yaşamak
üzere simitlerini alıp, vapura öyle binerler.
|
|
Yolumuza
tarihi camilerin de bulunduğu Altıyol'a uzanan yokuşu çıkarak
devam edersek, önce bir zamanlar Harbiye de eski ismi ile
Spor Sergi Sarayı (Lütfü Kırdar) önünde bulunan, sonraları
Altıyol Meydanına taşınan boğa heykelini görürüz.
Boğa verilen randevuların değişmez adresi olduğu kadar çocukların
üzerine çıkmadan yapamadığı, yanından geçenlerin mutlaka durup
telefonlarıyla fotoğraf çektirdikleri eski den durduğu yerine
oranla daha popüler durumda olduğu yerdedir.
Bahariye Caddesi Moda Burnu
Caddenin her iki yanında şık butikler, mağazalar, pasajların
bulunduğu, sinema kültür merkezlerinin yer aldığı bar ve
cafe ler ile süslenip zenginleşen, trafiğe kapalı, kalabalık
olduğu kadar cazibesini koruyan bir yol ile Modaya yaklaşılır.
Bahariye caddesi üzerinde zarif estetik bir o kadar da tarihi
değeri yüksek olan 1926 inşa tarihli Süreyya Operası üzerinde
ki heykelleri, cephe süslemeleri ile göz okşar.
Yol üzerinde eski bir duvar dikkat çeker, tuğla örme duvar
Köçeoğlu Hamam kalıntısı olarak kaldırımda boy gösterir. Sokaklar
dar ve kalabalık, kaldırımlar tezgahlarla doludur.
İncik boncuk, toka, bileklik, gümüş takılara çok sık rastlanır.
Kiliseler, köşkler, kostüm mağazası, züccaciye dükkanları,
butik tarzı kafeler, ev yemekleri, mantıcı gibi her şey vardır.
Moda burnuna doğru gelince, 7'den 77'ye herkesin gönlünde
iz bırakmış Barış Manço'nun
yaşadığı, günümüzde müze ev olarak gezilen bir uğrak noktası
bulunur.
Ziyaretciler, Manço'nun kullandığı eşyaları, pianosunu, heykelini
görür eski anıları yaad ederler, Barış Manço müziklerini dinleyerek
nostalji yaşarlar. Barış
Manço Müzesi.
Moda sokakları, parkları, sahili, kıyı boyunca uzanan yeşil
alanları, çay bahçeleri, heykellerle bezenmiş meydanları renklidir,
bazen hiç tahmin etmiyeceğiniz mesela "Dolu Kadehi Ters
Tut" grubu gibi kaliteli müzik yapan sokak müzisyenleri
ile karşılaşırsınız.
Sadece dondurmacı Ali Usta da dondurma yemek, avize gibi süslenmiş
ağaçların altında veya bir başka yerde waffle yemek, o havayı
solumak, o atmosferi yaşamak için İstanbul'un çok uzak semtlerinden
hafta sonu tatilini geçirmeye gelenlere ratlarsınız.
|
|
İstanbul'un nezih semtlerinden biri sayılan Moda, yıllara
meydan okuyan bu özelliğini kısmen korurken çevreye yüksekten
bakan, ağaçların gölgesindeki kıyısında yer alan çay bahçeleri,
tarihi
sayılacak konakları, restoranları ile özlenen, nostaljik
bir semt olma özelliğini sürdürüyor.
Birbirinden cazip öyle çok oturacak mekan açılmıştır ki,
nerede ne yiyeceğinize karar veremez, pamuk helvacısını,
bıçak bileycisini hala görebildiğinize inanamıyorsunuz.
Düzgün parke taş döşeli sokakları park eden araçlar doldursa,
ağaçların uzayan boyları, yayılan dalları ile semti biraz
daha kuş yuvası haline getirse de Moda Burnu hala gençlerin
birbirlerine aşklarını itiraf ettikleri, el ele yürüyüp,
otomobil içinde yakınlaşarak göz göze geldikleri anılarla
dopdolu mazisini koruyor.
Moda Zeynep Kamil Çay Bahçesi'nin çayları, verilen hizmeti,
plastik sandalyeleri beğenilmesede Modalıların yıllardır
vazgeçemedikleri çay bahçesi, müdavimleri için bir tür huzur
sığınağı, konukların dinlendiği, asla vazgeçemedkleri yerlerin
başında geliyor.
|
|
|
Moda
da Nostalji
Moda da ünlü meyhane Koço, Moda Deniz kulübü, et lokantaları,
yeniden kazanılan Moda İskelesi günümüzün simge olan merkezlerini
oluştururken, bir zamanlar bu koyda bulunup ahşap iskeleler
üzerine kurulu ve sadece kadınlara özel olan Moda kadınlar
plajının yeri gravürlerde, hayallerde yaşayıp bulunduğu yeri
muhafaza eder görünümde.
|
|
|
Moda İstanbul'un köklü semtlerinden biri demiştik, haliyle
bir zamanlar burada yaşayan yabancılar kendi zevklerini yansıtan
köşkler, konaklar yaptırmışlar, bunların bir kısmı el değiştirerek
de olsa tadilat da görse bahçeleri içinde ki ağaçlarıyla zamanımıza
ulaşmış.
Bir kısım konak ise zamanın şartlarına dayanamamış.
Bunlardan birisi de eski Moda'lıların "Havuz" diye
adlandırdığı şimdilerde küçük bir dinlenme parkı yapılan bölümde
bulunan ve 1985 yılında belediye tarafından yıkılan, tavanları
süslü Rıza Paşa'nın Köşkü.
Moda İlkokulu karşısında Ağabey Sokak ile Şair Latifi Sokağın
kesişme yerinde yer alan ahşap köşkün önünde Bahariye-Kadıköy
İskele dolmuşları kalkar, köşkün altında manav, etrafında
antikacı, bakkal, kasap, plakçı, kıraathane, kuruyemişçi,
kırtasiyeci, kuruyemişçi gibi semt ruhunu yaşatan, dostların
karşılaştığı, görüştüğü dükkanlar hizmet verirmiş....
Şair Latifi Sokak demişken bir boy aşağı doğru yürümekte fayda
olabilir karşılıklı iki ahşap konak, balkonları, kapı girişi,
pencere süsleri ile adeta estetik mucizesi, sanat eseri görünümünde
göz okşuyor.
Moda Şair Latifi Sokak'ta ki yaşanası evler
Günümüzde tek tük kalan, kentsel dönüşüme, zamana direnen
Boğaziçinin yalılarında bile kolay kolay rastlanamayacak güzellikteki
bu ahşap evlerin cephe süslemelerinde ki yaşama hevesi uyandıran
zarif ve itinalı işçiliği hayranlık uyandırıyor.
Moda burnunu dönenler Haldun Taner, Fahri Korutürk, Cem Karacagibi
unutulmazların heykellerini de görebiliyorlar.
Moda'dan ayrılıyor Bağdat Caddesine yönleniyoruz. Hafif bir
meyille deniz seviyesine indiklerinde değeri geç anlaşılan
Yoğurtçu Parkı'na ulaşıyorlar.
Yoğurtçu
Parkı
Sık ağaçlı, banklı gezintiye müsait park içinde bulunan Kurbağalı
Dere (Boklu Dere de denir ve artık kötü kokmuyor).
Parkta
2015'de başlayan temizlik çalışmaları 2018 yılı itibariyle
devam ediyor.
Kurbağalıdere Köprüsü de gidiş geliş yeni şerit ilave ederek
trafiğe bir bebze olsun rahatlatma amaçlı yıkılarak yeniden
yapımına başlanmış görünüyor.
Araç trafiğine 90 gün sürecek inşaası nedeniyle kapanan köprünün
yaynında yayalara yüzen köprüden geçiş sağlanıyor. Kanalizasyon
için yer altına kanal açılıyor, bir yandan da dere kenarında
ki evler, yalılar restore ediliyor, park banklarında, kafelerde
oturanlara da köpeğini gezdirenlere de rastlanıyor, çiçekler,
ağaçlar görüntü oldukça dinlendirici, resimlik ve hoş. Parkın
Moda'ya yakın tarafında ünlü ressam Fikret Mualla'nın, Sürayya
İlmen'in heykelleri ve bir de güzel tarihi çeşme yer alıyor.
|
|
Lefter
ve Aleks
Köprü başında yer alan parkın bir köşesinde efsane futbolcu
Milli takımın ve Fenerbahçe'nin unutulmaz yıldızı Lefter Küçükandonyadis'in
heykeli yer alıyor.
Parkın diğer köşesinde ise son yılların başarılı oyuncusu
Fenerbahçeli Aleks heykeli bulunuyor. Heykeller hala Fenerbahçeli
taraftarların, yanına tırmanıp fotoğraf çektirdikleri sevgi
selindeler.
Yoğurtçu Parkı'nın içinde ise Türk asker, siyasetçi ve iş
adamı, Maltepe SSK Süreyyapaşa Hastanesi kurucusu Süreyya
İlmen (Süreyya Paşa) heykeli. Aynı parkta süs havuzu içinde
ki Deniz Kızı heykeli ve Yunus Emre heykeli yer alıyor.
Derenin paralelinde ilerleyip dere küçük bir köprü ile geçilince
büyük besteci Münir Nurettin Selçuk'un, "Bir tatlı huzur almaya
geldik Kalamış'tan, ahh Kalamış'tan" şarkısında dediği gibi
Kalamış'a bu duygularla dönerken Kızıltoprak öncesinde Fenerbahçe
Stadı dikilir karşınıza.
|
|
Stat
taraftar ve sempatizanlarına içinde maç yapılmadığı zamanlarda
bile bir elektrik, bir heyecan yayacak şekilde boyanmış ve
çevresine kurulu dükkanlarla canlılık, hareketlilik kazandırılmış.
Maç oynanacağı günlerde stat içi kadar dışında da çoşku seli
yaşanır, tüm kafeler, barlar, cadde ve sokaklar Fenerbahçe
takımı sevdalıları tarafından doldurulur, sloganlar atılır,
çoşulur, yenilir, içilir.
Stat arkasında Türkiye'nin en ünlü semt pazarından biri sayılan
ve bu pazara Bursa, Kocaeli, Adapazarı'ndan bile gelenlerin
olduğu "Kadıköy Salı Pazarı", sebze-meyveden, parfümlerden
elbiselere varıncaya dek hanımların kendilerinden geçtiği
yerlerden biri olarak göz dolduruyordu.
Yeni Pazar yeri, 2010 Aralık ayında yeri değiştirilerek, yeni
yeri olan Fikirtepe'de kuruluyor. Söğütlüçeşme de ki Pazar
yerinde, ikinci el eşya alım satımı ile Cumartesi, Pazar günlerinde
de yoğunluk yaşanıyor, trafik keşmekeşi yaşanıyor, pazar yakında
buradan da yeni yerine taşınacak. Fenerbahçe'nin maç günleri
ise stat çevresinde trafik araçlara kapanıyor.
Salı Pazarı (Salpa)
Moda'dan Altıyol'dan, Yoğurtçu Parkı'ndan ayrılmadan önce
günümüzde olmayan fakat yeri doldurulamayan bilhassa hanımların
"Salpa" veya "Galeri Salı" diye adlandırdıkları
stat karşısında meşhur Salı Pazarı vardı.
İstanbul'a yakın şehirlerden turlar düzenlenen, tüm gün gezilip
alış veriş yapılan bu eşsiz pazar, yeni yerine taşınsa da
hafızalarda bıraktığı izler silinmedi, özlemle anıldı. Bilhassa
Kurbağalıdere çevresine kurulu pazarın görüntüsü, her şeyin
bulunabildiği hali hala aranıyor.
Karikatür Müzesi
Kadıköy, yaşayanları, belediyesi ile yukarıda ki
satırlarda bahsi geçtiği gibi heykele, sanat ve sanatçıya
önem veren bir ilçemiz.
Kadıköy Belediyesi karşısında eski bir ahşap konağın restorasyonu
ile kazanılmış estetik yapı bulunuyor. Karikatür Müzesi olan
yapıda sergi, kurs, çeşitlik etkinlikler konusunda hizmet
veriliyor. Müzenin bahçe ve çevresinde Abdülcambaz, Bezgin
Bekir, Oğuz Aral, Avanak Avni gibi sevilen sanatçı ve karakterlerin
heykelleri, müzede açılmış sergiler gezilip görülebiliyor.
Kızıltoprak yol ayırımında ise baş teyyarecimiz Vecihi Hürkuş'un
heykeli bulunuyor.
Geçiyoruz Kadıköy'ün Cennet gibi süslü bakımlı beğeni kazanan
botatik bahçesi parklarına.
|
|
Özgürlük
Parkı
Kadıköy Yakası Park bahçeler bakımından oldukça zengin, Moda
Parkını, Yoğurtçu Parkını arkamızda bırakıp Bağdat Çaddesine
doğru ilerlerken sol tarafımızda Mustafa Mazhar Bey sokağından
içeri doğru 100 metre girince sessiz, sakin, sık bitki dokusu
içinde oldukça geniş bir alana yayılmış Özgürlük Parkı bulunuyor.
Gürültüden uzak gerçek dinlenme vaat eden mesire yeri gibi
bu bakımlı parkta, çocuklar için oyun üniteleri, kafe, süs
havuzları, yürüyüş yolları, Oktay Akbal, Abidin Dino, İlhan
Selçuk, Özgür Kadın gibi heykeller yer alıyor.
|
|
Göztepe
50. Yıl Parkı
Yolumuza ünlü caddeye dönüp Göztepe trafik ışıklarına doğru
devam ederken bu defa deniz tarafında
bir başka bakımlı park davetkar görüntüsü ile karşımıza çıkıyor.
Nezih park, binbir renk çiçeklerle gül bahçeleri ile bezenmiş
olup, asude köşelere konumlanmış park banklarına oturup mola
verirken veya patikalarda yürüyüş yaparken gözlerinizi, ruhunuzu
dinlendirme imkanı veriyor.
Parkta uzun boylu ağaçlar arasında yine çocukların eğlenebileceği
üniteler, temalı heykeller, jimlastik aletleri, günlük ihtiyaçların
karşılandığı park büfesi yer alıyor.
Temiz havada dolaşanların açılan iştahlarını bastırmak için
çevrede ki kafelerin yanısıra trafik ışıklarına yakın, bir
de oldukça ünlü Köşem Karadeniz pidecisi bulunuyor.
|
|
Kalamış
Parkı
Eğer deniz kenarında olmak istiyorsanız bu defa yolumuzu Şükrü
Saraçoğlu Stadının köşesinde bulunan Vecihi Hürkuş heykelinden
sahile doğru çeviriyor, Fener-Kalamış Caddesine doğru yöneldiğimiz
zaman Kalamış Parkı başlıyor.
Yemyeşil ve oldukça estetik ve bakımlı park boyunca Fazıl
Hüsnü Dağlarca, Deniz Kızı, Osman Hamdi Bey'in heykelleri
ile kavşakta bulunan Sadun Bora heykeline geliyor, yola devam
ediyoruz.
|
|
Fenerbahçe
Parkı
Sahile paralel uzanan, bisiklet yollu cadde boyunca ilerleyenler,
bu defa Kalamış Marinaya geliyorlar. Birbirinden cazip kafeler,
restoranlar arasında Fenerbahçe Burnuna yaklaşırken küçük
bir köprü geçilerek sakin ve eşşiz güzellikte ki parkın içinde
estetik mimarı Çelik Gülersoy anısına dikilmiş olan martılı
heykeli de bulunuyor.
Anıt
ağaçlar, ahşap oturma üniteleri, ferdi spor alanları, çiçekler,
manzara göz okşuyor.
Fenerbahçe, Galatasaray tesisleri, tarihi Fenerbahçe Deniz
Feneri de burada yer alıyor.
Araçları ile Kalamış'a gelenler, girişte bulunan restoran,
butik ve cafelerin çoğunluk teşkil ettiği Fenerbahçe Burnu
çevresinde ki oto parklara ve yol boyuna araçlarını bırakıyorlar.
Esintisi, havası, yürüyüş patikaları, park mobilyalarının
yerleştirildiği bakımlı bitki dokusuarasında, anıt ağaçların
gölgesinde ki parkta gerçekten dinlenebiliyorlar.
Rahmetli Çelik Gülersoy'un izleri olan ve iyi bir makyaj yapılmış
olduğu her halinden belli olan bu parkta, her sabah sağlık
yürüyüşü yapanlara, bebekleri ile hava almaya çıkan annelere,
kafa dinlemeye çalışanlara, köpeklerini yürüyüşe çıkaranlara,
soğuk kumanyalı piknik yapanlara, her yaştaki aşıklara ve
emeklilere daha sık rastlanıyor.
Ayrıca bölgede anı fotoğrafı çektirecek çıpalar, triportör,
heykel gibi mekanlar bulunuyor.
|
|
Bağdat
Caddesi tek yönlü Kadıköy gelişine ayrıldığı için biz gezimize
sahile daha yakın devam ediyoruz.
Bir zamanların bahçelerinden denize girilen, özellikle "Marmara
Yelken Kulübü" gibi yalıları, önlerinden geçen sahil
yolu, dolgu çalışmaları nedeni ile hepsi birer yalı olma özelliğini
kaybedip denize geriden baksalar da sahilin çok şeritli yolu
yapılan düzenlemelerle yürüyüş ve bisiklet ayırımları ideal
parkur olarak kullanılıyor.
Marmara Yelken kulübünün bende de bir anısı var.
Davetlilerle beraber Kasımpaşa'dan askeri botla hareketle
Marmara Yelken Kulübü iskelesine yanaşmış, Türk Donanma Cemiyeti
tarafından düzenlenen gemi modelleri sergisinde, yapmış olduğum
tekne maketi de dereceye girmesiyle kazandığım ödülü Galatasaray
Kulüp Başkanı Ulvi Yenal'ın elinden bu kulübün sahilinde almıştım.
(Yıl:1971)
Bir zamanlar Münir Nurettin Selçuk, Selahattin Pınar, Yahya
Kemal gibi ünlülerin uğrak yeri olan Kalamış koyunun, günümüz
marinasında birbirinden cazip tekneler omuz omuza uyurken,
koya dizili çay bahçeleri ve restoranlarda oturanlar için
temaşa zevki sunuyorlar.
Fenerbahçe
turumuzu bitirip sahil yoluna devamla Bostancı'ya gelince
burada karşılaşılan manzara deniz otobüsü terminalleri, Bostancı
vapur iskelesi ile otoparkların çokluğu oluyor.
Araçlarını bu parklara bırakanlar İstanbul'a deniz otobüsü
seferleriyle karşı yakaya geçiyorlar.
Yine İstanbul'un Prens Adalarına gidecek olanların bir kısmı
bu parkları yaz aylarında araçları ile tıka basa dolduruyorlar.
Oto parklar, otobüs durakları restoranların yer aldığı büyük
meydan içinden dönerek İstanbul'un en modern, en rahat yürüyüşe
en uygun, geniş kaldırım platformlarının bulunduğu nezih bulvarına
geliyoruz.
|
Çevresinde yer alan tüm binalar yeni olup, boş arsa, virane,
harabe, ucuz barınak olmadığı için Nişantaşı, Rumeli Caddesi
veya Beyoğlu'nda gözlenen olumsuzluklara bu cadde de rastlanmıyor.
Her trafik ışığında elindeki bezle oto camı silmeye davrananlar,
tiner, bally koklayan çocuklar, başı boş bırakılmış sahipsiz
köpeklerden arınmış caddenin köşe başlarında her ihtimale
ve olası bir şikayete karşı polis görev ekipleri nöbet tutunca
semt sakinleri, çocuklar, genç kızlar, bebekli anneler günün
ve gecenin her saatinde yalnız başlarına istedikleri gibi
giyinerek gezebiliyorlar.
Üç beş adım atıp birkaç vitrin seyretmenin haz verdiği Bağdat
Caddesinin her iki yanında sırasıyla yer alan ünlü moda merkezlerinin
şubeleri, tanınmış markalar yepyeni kreasyonlarını sergiliyorlar.
Adeta bir podyumu andıran ve günün modasının yakından takip
edildiği bariz belli olan ünlü Bağdat Caddesi birbirinden
alımlı, bakımlı, yürüyüşleri ile dikkatleri üzerlerine çekmesini
bilen şık hanımların çokluğu ile dikkat çekiyor.
Şimdi bir yemek molası veriyor ve Bostancı cadde üstü no:
458 de yıllardır bozulmayan kalitesiyle hizmet veren "Han
Restorana" köfte yemeye giriyoruz.
Sahil yolu ile dik kesişen sokağın köşesinde bulunan Han da
açık ve kapalı bölümlerde hizmet veriliyor, restoranın İnegöl
köftesi ünlü, yanında özel acılı sos arzunuza göre sunulurken,
taze patates tava, dinç salata, ev yapımı acur turşusu, soğutulmuş
bardakta servis edilen soğuk bira veya ayran lezzet mönünüzü
tamamlıyor.
Arzu edenlere mönüde İskender Kebabın da olduğu mutlaka hatırlatılıyor.
Bağdat Caddesi'nde sayısız restoran zenginliği yaşanırken,
sık sık kahve molası vermenize sebep olacak cazibeye sahip
cafeler, Divan Pastanesi, Mado dondurmacısı türünden mekanlar,
nezih birahaneler de, bir kahve içimlik molada bile dinlendirici,
hayattan zevk almanızı sağlayan lezzetler yaşanıyor.
Bunların haricinde trafik ışıkları ile sıkça trafiğin kesildiği,
işlek bir dört yol ağzında bulunan "Old English Pub" ikinci
katta, çevreye hakim manzaralı balkonlu salonuyla uğrak yerlerinizden
bir başkası olabiliyor.
Geniş ve narin yaprakları ile yayılıp yola kaldırıma şemsiye
olmuş dev palmiye ve manolya ağaçları altından yürüyenler
hemen hemen her köşe başında renkli kişilerin renk ahenk mevsim
çiçekleriyle oluşan tezgahları, renkli baloncularla karşılaşıyorlar.
Podyum gibi renkli sahnelerle, parklarla hayranlık uyandıran
kıyı bandında sahil yoluyla gelenler Bostancı iskelesine ulaşıyorlar.
Buradan Adalar başta olmak üzere Avrupa Yakasına, Bakırköy'e,
Karaköy'e sefer yapan deniz otobüslerini kullanabiliyorlar.
Tekrar Kadıköy istikametine dönüş yapanlar ise önceki dönemlerde
iki yönlü olan , sahil yolunun hizmete girmesiyle sadece dönüş
yolu olarak ulaşım sağlayan Bağdat Caddesi'nin üzerindeki
son model otoların sergilendiği show roomlar ile devam edip,
yeniden Fenerbahçe Stadına geliyor.
|
|
|
Koşuyolu
Şimdi de Kadıköy'e bağlı hala yaşanabilir huzurlu, sakin,
temiz havaya sahip köklü bir semte Koşuyolu'na geliyoruz.
Geçmişi çok eskilere dayanan Koşuyolu'nda atların yarıştığı
bir koşu parkuru günümüzde dinlenme parkı olarak işlev görüyor.
Parkın girişinde geçmiş dönemi anımsatan havuz içinde üç at
heykeli yer alıyor, çevresi ise restoran, pizzacı, kafe türü
dinlenme mekanlarıyla dolu. Semtten ayrılırken üzerinde "Kadıköydeydiniz"
yazılı metal bir kuş heykelinin etrafından dönüyoruz.
Üsküdar'a yöneliyor Çiçekçi, Duvardibi, Karacaahmet semtlerini
geçerek şarkılara, (Üsküdar a gider iken aldı da bir yağmur)
ata sözlerine (Atı alan Üsküdar'a geçti) diye konu olmuş İstanbul'un
camileri, çeşmeleri ile ünlü tarihi mekanlarından birine geliyoruz.
Üsküdar
Üsküdar Meydanı için de Eminönü, Kadıköy arenalarından aşağı
kalmayan kalabalıklara sahne olan ve onları aratmayan bir
başka telaş ve curcuna meydanı denilebilir.
Beşiktaş yolcusunu karşılayan motor iskelesiyle başlayan yoğun
yolcu trafiği, vapur iskelesiyle devam ediyor.
Bir zamanlar kıyı bandı üzerinde yer kapan taze balık satıcılarına,
karaya kıçtan bağlı balık ekmek satıcılarına iskele çevresinde
Marmaray çalışmaları nedeniyle meydan inşaat sahasına döndüğü
için artık rastlanmıyor.
Biz gezimize sahilde ki şantiye sahası arkasından dolaşarak
devam ediyoruz.
Karşımıza Mimar Sinan'ın ve hayranlık uyandıran yapıtı Şemsi
Paşa Camii ve çevresini saran Avrupa kıtası manzaralı çay
bahçeleri çıkıyor.
Balık olan her yerde görüldüğü üzere Üsküdar'da da İstanbul'un
simgesi kar beyazı albatros ve şişman martıların çığlıkları
arasında Kız kulesine doğru yürüyenler İstanbul'un en güzel
seyir terasında bulunmanın mutluluğunu yaşıyorlar.
Üsküdar'ın Emirgan'ı olarak da nitelendirebileceğimiz sahil
bandı, Harem Araba Vapuru İskelesine kadar süren platformda
İstanbul'u seyretmeye doyamayacağınız bir panorama sunuyor.
Yol tarafına dizili restoranlar, bir zamanlar Salacak vapur
iskelesi iken şimdilerde denizden uzaklaşıp çukurda kalan
iskele ve çevresi çeşitli lokaller, cafeler ile ziyaretçilerine
ev sahipliği yapıyor.
Gün batımını Salacak ta yaşamak isteyenler, turistler, el
ele kol kola dolaşan sevgililer, ille de çekirdek yiyerek
yürüyenler, ya da basamaklara oturup tarihi yarımadayı Ayasofya,
Sultanahmet Camii, Topkapı Sarayı siluetini seyrederek çay
kulübelerinden yapılan servis eşliğinde çaylarını yudumlayanlar,
fotoraf çeken, resim yapanlar, şansını olta ucunda arayanlar,
Kız kulesine kalkan seferler ile kuleye çıkarak kule hasreti
giderenler, Üsküdar,
Salacak, Harem yolunu renklendiriyorlar.
Harem araba vapuru iskelesi arkasında bulunan Harem Otel İstanbul'a
farklı açıdan bakmanızı sağlarken, tüm heybeti ile kale güvenliği
yaşamanıza neden olan Selimiye Kışlası gözünü kırpmadan örnek
disiplini ile İstanbul'u takibe devam ediyor!
Selimiye Kışlası içinde ünlü hemşire Florance Nightigale'nin
müzesi de yer alıyor.
Kışlanın arka tarafında bulunan Selimiye camii, üzerinde barındırdığı
kuş sarayları (serçe saray) ile göz okşayıp iç kapısında bulunan
eşsiz kapı tokmakları ile en az Üsküdar İmrahor camilerinde
bulunan detaylar kadar ilgi topluyor.
Kadıköy'e bu defa Üsküdar yönünden yaklaşırken bir zamanlar
Haydarpaşa lisesi olan bir başka tarihi ve zarif mimarili
binanın saatlerle süslü kuleleri dikkatinizi çekiyor.
Altunizade Capitol ve Carrefour gibi alış veriş merkezleri
çeşitli dükkanların bir arada oluşları nedeniyle mevsim şartları
ne olursa olsun Kadıköy yakasında oturanlara büyük kolaylıklar
sağlıyor.
Tüm sahil manzarasına doyamayan ve daha geniş bir perspektiften
İstanbul seyretmek isteyenler için bir başka alternatif olarak
Hidiv Köşkü ile Küçük ve Büyük Çamlıca Tepeleri bulunuyor.
Anadolu yakasında göze sığmayan panoramaya sahip bu ünlü seyir
tepesine çıkanlar burada da oturup yemek yiyecek, dinlenecek
yerler bulabiliyor, Boğazın nehir misali akıp Kadıköy önlerinde
genişleyerek Marmara ya açılışına şahit olabiliyorlar.
Yine burada, Çamlıca yolunda aşığı kolunda, işleri yolunda
şarkısını söyleyene de, yeni evlendiği eşini gelinliği ile
getirenlere de, göç mevsiminde kuşların klimatik hava sayesinde
yüksekten geçişlerini dürbünleriyle nefes almadan
seyredenlere
de rastlanabiliyor...
Kadıköy
- Foto galeri
Kadıköy Yakasında Konaklama Seçeneği
ONE İSTANBUL
17 Odalı Butik Otel Residence konforu hedeflenerek hazırlanmış
olan süitlerde ihtiyaç duyabileceğiniz her şey düşünülmüş.
Tüm odalarda klima ve merkezi ısıtma, kablosuz İnternet erişimi
(wireless) donanımı, 780 yerli yabancı uydu kanalı, fırın,
ocak, buzdolabı, bulaşık makinesi, çamaşır makinesi, Lostra,
kuru temizleme, günlük gazete, küçük ev aletleri, mutfak zücaciye
malzemeleri.
Deniz manzaralı süitlerimizde gün batımını izleyebilir, İstanbul’un
büyüleyici panoramasını tüm güzelliğiyle kucaklayabilirsiniz.
Bağdat Caddesi Selim Ragıp Emeç Sokak No:4 SUADİYE
Tel: 0(216) 380 18 99 Faks: 0(216)463 00 71
info@oneistanbul.com
www.oneistanbul.com
ONE İSTANBUL Atatürk Hava
Limanı'na 40 km, Sabiha Gökçen Hava Limanına 30 km, kafeleri,
butikleriyle ünlü Bağdat Caddesine 30 metre uzaklıkta bulunuyor.
Anadolu
Yakası Sinemaları
Altunizade
Capitol Spectrum 14
Tel: (0-216) 651 33 30
Beykoz
Acarkent Coliseum
Tel: (0-216) 485 00 65
Beykoz
Karya
Tel: (0-216) 322 73 71
Çekmeköy
Moviegold Beşyıldız
Tel: (0-216) 642 50 61
Çengelköy
Cinemaxi
Tel: (0-216) 486 28 20
Göztepe
Cinemarca
Tel: (0-216) 355 48 48
İdealtepe
AFM
Tel: (0-216) 4890866
Kadıköy
Atlantis
Tel: (0-216) 336 06 22
Kadıköy
Broadway
Tel: (0-216) 346 14 81
Kadıköy
Hollywood
Tel: (0-216) 337 80 82
Kadıköy
Kadıköy
Tel: (0-216) 337 74 00
Kadıköy
Moda
Tel: (0-216) 348 87 73
Kadıköy
Ocak
Tel: (0-216) 336 37 71
Kadıköy
Rexx
Tel: (0-216) 336 01 12
Kadıköy
Sinema Tek
Tel: (0-216) 346 01 41
Kadıköy
Süreyya
Tel: (0-216) 336 06 82
Kadıköy
Tepe Cinemaxx
Tel: (0-216) 339 85 85
Kavacık
Boğaziçi
Tel: (0-216) 425 19 15
Kozyatağı
Bonus Premium Trio -
Premium Salonu
Tel: (0-216) 315 10 10
Kozyatağı
Bonus Premium Trio
Tel: (0-216) 315 10 10
Kozyatağı
Cinepol
Tel: (0-216) 362 51 00
Maltepe
Grandhaus Karya
Tel: (0-216) 442 60 30
Pendik
Güney
Tel: (0-216) 354 13 88
Pendik
Oscar
Tel: (0-216) 390 09 70
Suadiye
Movieplex
Tel: (0-216) 361 27 20
Şaşkınbakkal
Beko C.C. (Marks&Spencer)
Tel: (0-216) 467 44 68
Şaşkınbakkal
Çarşı Sinema
Tel: (0-216) 467 49 56
Ümraniye
AFM Carrefour
Tel: (0-216) 525 14 44
Üsküdar
Moviegold
Tel: (0-216) 343 63 90
|