Sarayburnu'ndan Beylikdüzü'ne
Konu başlığımız Yeşilköy ama Sarayburnu’ndan başlayıp sahil yoluyla
Beylikdüzü’ne doğru uzanacağız. Bu güzergâh üzerinde bulunan uğrak
yerlerinde molalar vereceğiz. Nerelerde vakit geçirip, nerelerde gezer,
nasıl eğlenir, yemek yer dinlenir, neler görür, nerelerde alış veriş
yapabiliriz bunlara bakacağız.
Gezimize tarihi yarımada’nın Sarayburnu ucunda ki Ahırkapı Deniz Fenerinden
başlarsak sağımızda kentin surları, solumuzda Marmara Denizi yol boyunca
bizi hiç yalnız bırakmayacak. Yenikapı’ya yaklaşırken Kalyon Otel
bir kahve içimi ilk mola yerimiz olabilir.
Deniz manzaralı nezih otelin yolun yanı başında yer alması, restoran
ve barına ilgiyi artırıyor. Aynı mevkide bulunan bir başka rağbet
gören konaklama yeri ise Armada Otel oluyor.
Otelin alt kat salonları kadar, Ayasofya, Sultanahmet siluetli manzaralı
teras restoranları sevilen mekânlar arasında sayılıyor.
Sağ
tarafımızda devam eden surlara biraz dikkatli bakınca tarihin önemli
yapıtlarından olan Beoucoleon Sarayı kalıntılarını görüyoruz. Biraz
içerde ise Ayasofya Müzesi kadar önem taşıyan Küçük Ayasofya Cami
yer alıyor. Kumkapı’ya geliyor, balık dükkânlarıyla başlayıp İstanbul
Balık Hali ile devam eden kompleksin tam karşısında ki tren yolunun
altından geçerek giriyoruz.
Kumkapı
Ara sokaklarına kadar taşan balık restoranları ile ünlü semtte, özellikle
akşamın ilk saatlerinden itibaren hızla dolan masalarına yaklaşan
keman, klarnet, darbukalı gezici müzisyenler, kısa sürede konukların
rakı ve ızgara balık kokularının hâkimiyetinde ki gecelerini eğlenceli
hale çeviriyorlar. Yerli ve yabancı turistlerin, ülkemize gelen
ünlülerin mutlaka balık yemeye gittikleri Kumkapı’da ki balık lokantalarının
müdavimleri kendilerini bambaşka bir atmosferde buluyorlar. Renkli
geçen Kumkapı gecelerinde sokaklara kurulan masaları dolaşan seyyar
satıcılar, sürekli servis edilen ızgara balıklar, mezeler, her masadan
ayrı dilde yükselen konuşmalar, kahkahalarla eğlenceler geç saatlere
kadar sürüyor. Kumkapı’yı geride bırakıp kentin önemli kavşaklarından
biri olan Aksaray’a girerken solumuzda İstanbul’u Bandırma, Avşa,
Marmara Adalarına bağlayan seferlerin yapıldığı deniz otobüsü iskelesi
bulunuyor. Güllerle süslü bahçe içinde, çardaklı oturma üniteleri,
araç turnikeleri ile düzenlenmiş terminal binası Bandırma ve üzerinden
İzmir yolcularına konforlu geçiş kolaylığı sağlayarak hizmet veriyor.
Son yıllarda yeniden düzenlenen sahil yolu denizden toprak doldurularak
kazanılmış geniş alanlar sayesinde yeşil alana dönüştürülmüş, çay
bahçesi, mini spor alanları ile donatılmış. Birçok ailenin deniz kıyısında
gezinti ihtiyacını karşıladığı yeşil alanlar, piknikçilerinde gözde
mesire yerleri arasında yer alıyor. Bilhassa sıcak tatil günlerinde
mangalını alıp gelen piknikçi ailelerin yanan kömürlerinden et, tavuk,
balık ızgara kokularıyla
sahil boyunun adeta bir mesire yerine döndüğü gözleniyor. Kazlıçeşme’nin
deri işleme fabrikalarından arındırılıp yeşil alana dönüşmesiyle geçilen,
çeşmesiyle anılan Kazlıçeşme sonrasında cadde üzerinde kentin Derimod,
Kırcılar, Silvano, Gianni gibi önemli deri markalarının satış mağazaları
yer alıyor. Önlerinde bulunan geniş araç parkları ile otobüslerle
gelen turist gruplarına da hizmet veren bu mağazalarda ayakkabı, kemerden
cüzdan, çanta, mont, pardösü, valiz çeşitlerine kadar modayı yakından
takip eden modeller bulunabiliyor. Yolumuzun sağında yer alan Yedikule’de,
burçları, kent giriş kapıları, hendekleri ile surların görkemini bir
kat daha artırırken, kent mimarisi
bu bölümde farklı bir hareket kazanıyor. Özellikle halk konserlerinde
daha da renklenen Yedikule Surları, zindanları turistlerin de ilgisini
çekiyor. Restore edilen surların kapılarından girenler eski İstanbul’un
izlerine rastlayabiliyor, fotoğraf kompozisyonları bulabiliyorlar.
Yedikule surları her yıl tekrarlanan İstanbul’un fethi temsili törenlerinde
mehteran bölüğü, leventlerin geçişi ile farklı bir çehreye bürünüyor.
Büyük aşama kaydedip gelişen Zeytinburnu sağımızda, renk renk kayıkları,
çekek yerleri, balıkçı barınakları ile sıralı deniz kıyısını solumuza
alarak devam ettiğimizde Bakırköy’e yaklaşıyoruz.
Bakırköy,
Ataköy’den Yeşilköy’e
Bizi ilk karşılayan Bostancı Bakırköy arası çalışan deniz otobüsleri
iskelesi oluyor. Çevrede yaşanan hareketlilik Regette Çarşısı, Ataköy
marina kıyısında kurulu kafe-barlar ve restoranlarla üst seviyeye
tırmanırken, çevrede göze çarpan modayı yakından takip eden genç neslin
çoğunluğu oluşturduğu oluyor. Bostancı’dan Galleria alış veriş merkezine
ve Bakırköy çarşısına gelenlerin oluşturduğu ziyaretçi çokluğu arasından
Ataköy Marinanın ensesinde yolun kıvrımında geçmişi oldukça eskiye
dayanan Gelik restoran bulunuyor. Bir zamanlar deniz kıyısında olup
bahçesinde dekor olarak birkaç tekne olan buet üzerine çalışan restoran
sahil kesiminin doldurulmasıyla biraz içerde kalmış. Büyüyüp gelişmesine
devam eden Gelik, bahçeleri ve salonlarında ki masa sayısını artırarak
fast food ve seçmeli yemek bölümleri ile hizmet veriyor.
Gelik Et Restoran. Tel. 0 212 560 72 82 (3 hat)
Gelik et restoranda bir yemek molası verirseniz restoran girişinde
siparişlerin hazırlanışını görebileceğiniz vitrinlerin önünden geçerek
ahşap hâkimiyetindeki salonlara veya çeşitli kademelerdeki bahçe bölümünde
yer alan ağaç altında masalardan birine buyur ediliyorsunuz.
Müşteri ile yeterince ilgili servis elemanları, rahatsız etmeyecek
boyutta iştah açıcı kebap kokuları arasında mönüden seçtiğiniz siparişlerinizi
bekletmeden getiriyorlar. Restoranın özellikle mantarlı Gelik pilavı
küçük çömlek içinde sunulurken mutlaka
siparişi verilmesi gerekenlerin başında yer alıyor. Sırasıyla patlıcan
salata, közlenmiş yeşilbiber, domates, acılı ezme, tereyağlı, kaşarlı
fırın mantar, fırından henüz çıkmış küçük pideler, taze mevsim salataları
ile donanan masanız, kuyu kebap, şiş, pirzola, karışık ızgara, kaşarlı
Gelik köfte, döner kebap veya bıldırcın ızgara seçenekleri ile kıvama
geliyor. Mide durumunuza ve mevsime göre dondurmalı veya kaymaklı
bir künefe tatlı siparişi ile yemeği noktalıyorsunuz. Ekonomik sayılabilecek
hesap pusulası ile beraber çay, kahve ikramı yapılıyor. Restoranın
fast food bölümü ise daha az siparişi olup, yemeye fazla zaman ayıramayanlar
için çok masalı kapalı salonda hizmet veriyor. Gelik’den ayrılıyor
deniz kıyısında dolaşıyoruz İskele çevresinde ve sahil boyunda kayıkhaneyi
ve denize açılan panoramayı seyreden çay bahçeleri, amatör zihniyetle
yönetilmeye çalışılan Ataköy marinayı gören kafeler, disko barlar
yer alırken kıyı boyu Bakırköylülerin piyasa alanı olarak rağbet görüyor.
Sahili Bakırköy’e bağlayan kapalı üst geçitten geçerek ayrılıyoruz.
Basamakları
sevgililere ısrarla gül satan falcıların sıralandığı üst geçit, işporta
satıcıların tezgâhları ile devam ediyor. İstanbul’un en kalabalık
ilçesi olan Bakırköy’ün derinliklerine inen dik yolların omuz omuza
vermiş butiklerle dolu her iki yanı, alt geçit ve büyük alış veriş
mağazaları ile renklenirken enbüyük yoğunluk Couresel alış veriş merkezinin
bulunduğu kesişme noktasında doruğa ulaşıyor. İstanbul’un 12 milyon
nüfustan fazla olduğuna inandıran bu dört yol ağzında yaya trafiği
ile gitmekle durmak arası ilerleyen araç trafiğine karışırken bilhassa
hafta sonları kaldırımlarda mahşeri kalabalıklar oluşuyor. Randevular
burada verilip, sevgililer yine burada bekleniyor. Bu defa alt geçitten
deniz tarafına geçip biz yine Gelik restoran önünden yürüyüşümüze
Yeşilköy yönünde devam ediyor 300 metre sonra Akaryakıt istasyonu,
Göz Hastanesi, Migros solumuzda dev alış veriş merkezi Galleria’ya
giriyoruz.
Galleria
Ön
tarafında açık, arka tarafında üç katlı kapalı, ücretsiz araç otoparkı
olan Galleria mevsim şartlarından etkilenmeden gezilebilen geniş ve
ferah tüm mağazaların ve şubelerinin bir arada bulunduğu modern bir
alış veriş merkezi. Ziyaretçiler alış veriş yapabildikleri gibi çeşitli
mekânlarda oturabiliyor, bowling oynayabiliyor, sinemaya gidebiliyor,
pistte kiraladıkları malzeme ile buz pateni yapabiliyor, Migros’dan
market ihtiyaçlarını karşılayabiliyorlar. Galleria giriş katında bulunan
pizza, hamburger, salata barlarında oturanlar yemeklerini yerken paten
yapanları da seyretme imkânı bulabiliyorlar.
İstanbul Galleria’ya bir başka yerden ilk kez gelecekler için saymak
gerekirse Galleria’nın her iki katında bulunan butik ve mağazalar
bazıları şöyle sıralanıyor. Bursa’nın renk ve desenlerdeki havluları
ile ünlü Özdilek, geniş galerisinde seçenek zenginliği yaşatırken
ayakkabı dünyasının tanınmış ismi Fevzi, kullandığı kaliteli deri
ve modellerle beğeni topluyor. Cam mamullerin rakipsiz ismi Paşabahçe
reyon ve vitrininde akıl çelmeye neden olacak kadar albenili ürünler
sergiliyor. Yeni Karamürsel’in çok katlı mağazası alış veriş ihtiyacını
tatmin edecek tüm çeşit ve kalitesiyle ilgi görüyor. Piccatura zengin
CD ve kaset arşiviyle son çıkan albümlerin merkezi sayılıyor (Tel
no: 212.559 08 41). Bennetton, Paul& Shark, Nike, Network, Matras,
Colins, Cacharel, Daniel Hechter, Polo Garage, Beymen, Gant, Ucla,
Goldaş, Kığılı, Uki, Tago, Park
Bravo, Bayform, Damat, Sarar, Divarese, Pierre Cardin, Lacoste, Ten,
Net Kitapevi, çeşitli kot pantolon satan butikler, takı dükkânları,
hediyelik ve dekoratif eşya satan mağazalar, parfüm stantları, banka
şubeleri bulunuyor. Giriş katı orta bölüm ise alış veriş arası soluklanmak
isteyenleri ağırlıyor.
Geldiğimiz nokta olan Ataköy’ü bitirip güzergâhımıza aynı sırada devam
ediyor ve yaz aylarında daha fazla hareketlilik gözlenen karavan kamp
sahası olarak ayrılan bölüme ulaşıyoruz. İstanbul’un kuleleri arasında
Baruthane olarak anılan kule yakınlarında, kendilerine ayrılan bölümlerde
duran karavanlarda, kent karmaşasından sıkılıp daha mütevazı bir yaşam
sürmek veya hafta sonu gelip beton binalardan, deprem korkusundan
hiç olmasa kısa süre uzaklaşmak arzusunda olanların yaşantısına tanık
oluyoruz.
Yola devamla önümüze İstanbul’u dünyaya bağlayan ve en önemli kapılardan
biri olan Atatürk Hava Limanının bulunduğu Yeşilköy çıkıyor.
Çevrede gezilmesi gereken bir de Hava Müzesi bulunuyor Pazartesi,
Salı haricinde her gün mesai saatlerinde gezilebilen müzenin açık
ve kapalı bölümlerinde savaş uçakları, havacılık konusunda tarihi
bilgi ve dokümanların teşhir edildiği salonlar görülebiliyor.
Yeşilköy'ün nefes borusu Rönepark
Park içinde bulunan küçük hayvanat bahçesinde Tavus kuşları, güvercinler,
paçalı tavuklar, horozlar, kümes hayvanları, koyun, keçi gibi türler
ve atlı arabalar, parka gelenlerin ve bilhassa çocukların büyük ilgisini
çekiyor. Ziyaretçiler bol bol fotoğraf çekiyorlar.
Rönepark'ın içinde yer alan çay bahçeleri, ailelerin denizi seyrederek
yorgunluk attığı mola yerlerinin başında geliyor. Araçlarını oto parklara
bırakıp, Sahil boyunca yürüyüşe çıkanların yanısıra, çocuklu aileler,
oyun bahçelerinde çocuklarının hoş vakit geçirmelerini sağlıyorlar.
|
|
|
Yeşilköy
Sahilinde Marina'ya karşı yer alan çay bahçelerinde oturabilir,
su ürünleri satış bölümünden balık alabilir, arzu ederseniz
orada oturup aldığınız balıkları pişirtip yiyebilirsiniz.
|
Yeşilköy
Yeşilyurt
hava harp okulu önünden geçerek girdiğimiz hava limanı yolu, banliyö
tren yoluna paralel devam ederken bizden ayrılıyor. Fıskiyeli, etrafı
her daim çiçeklerle süslü oldukça büyük bir havuza sahip kavşakla
yol çeşitli yönlere ayrılıyor. Sağa ayrılan yönü takip edersek araçlara
radar hız kontrolü yapılan bu yoldan CNR fuar alanına ve Atatürk Hava
Limanı girişi iç ve dış hatlarına gidebiliyoruz. Kat otoparkı, metro
istasyonu, akaryakıt
istasyonu, gümrük sahaları, terminal binaları ile dolu olan sahadan
ayrılarak havuzlu kavşaktan sola ayrılan yolu kullanarak Yeşilköy
semtinin deniz tarafına ilerliyor, sahile dek uzanıyoruz. İstanbul’un
hayli eski ve köklü semtlerinden biri olan tarihi köşklerin yanı sıra
iki üç katlı bahçeli şık villalar gözümüze çarpıyor. Semtin kalbinin
attığı çarşılı caddede sayısız dükkân varsa da Mado dondurmacısı karşısında
bulunan Giritli dondurmacı Mustafa, damla sakızlı dondurması ile Türkiye’nin
en iyi sakızlı dondurmasını yapanlar arasında ilk üç arasında yer
alabilecekkalitesiyle şöhretini devam ettiriyor. Yıl boyu açık dondurmacıda
özel
korumalı paket ile kiloyla dondurma alabiliyorsunuz. Yeşilköy sahil
bandı, çevre sakinlerinin dinlenip yürüyüşe çıktıkları geniş alana
sahip, kıyıya kıçtan bağlı yatlar küçük gezi tekneleri manzarayı güzelleştirirken,
çay bahçeleri, gençlik kafeleri, lüks balık restoranları, özellikli
mekânlarla çeşitleniyor. Kilise, eski yapılar, evler, faytonla gezi
geleneğiyle Yeşilköy eski ve yeniyi bir arada yaşatıyor. Deniz kenarı
değil de canınız uçakların iniş ve kalkışlarına karşı bir yemek çekiyorsa
o halde buyurun Kaşıbeyaz Restorana.
|
|
|
Yeşilköy
Cafeleri ve Deniz Fenerine uzanan sahil boyu temiz havada
dinlenme ve yürüyüş yapanların gözde mekanları olarak rağbet
görüyor.
|
Kaşıbeyaz. 0(212) 663 28 90
Geniş otoparkın bitiminde yer alan Kaşıbeyaz restoranın et ve balık
olmak üzere iki ayrı bölümü bulunuyor her ikisinin de açık kapalı
bahçe ve salonları olan restoran kapısında karşılayıcı hostes refakatinde
masanıza buyur ediliyorsunuz. Et bölümünü seçtiyseniz servis elemanları
mönüleri uzatıp akabinde çağa ayak uyan el bilgisayarlarına incecik
kalemleri ile siparişlerinizi alıyorlar. Yemek siparişleriniz hazırlanana
kadar küçük fındık lahmacunlardan söylerseniz diğer mezeler acılı
ezme, iştah kabartan özel soslu gâvur dağı salatası, patlıcan salata,
çiğ köfte, soğuk bira veya kıvamlı ayran tercihinizle devam ettiğiniz
yemeğiniz, fırından henüz çıkmış puf gibi kabarık sıcacık lavaş ekmekler,
tulum peyniri, tereyağı seti ile lezzetleniyor. Közde biber, domates
söylemediyseniz kebap yanında bulgur pilavı garnitürü yanında yer
alıyorlar. Özellikle Adana kebap veya daha az acılı olan Urfa kebaplar
pişirim şekli, malzemenin hazırlanışındaki beceri, lezzeti ile damakta
tat bırakıyor. Hatta siparişi tekrarlatacak kadar beğeninizi kazanıyor.
Ev yemeklerinden yuvalama, Antep dolması veya Abugannuş, Alinazik
diğer seçeneklerden bazıları olabilir. Teşekkürlerle uğurlanıyorsunuz.
Beyti. 0(212) 663 29 90
Yeşilköy’ün iç kısmında yer alan Beyti restoran, Küçük Çekmeceden
Yeşilköy’de ki yeni binasında yer alan çeşitli salonlarında grup yemekleri,
V.I.P konuklarını itinayla uyguladığı servisi ile ağırlarken kendi
şartlarında yetiştirip kendi kasaphanesinde tüketim şekline göre hazırladığı
et çeşitleri ile meşhur. Terbiye edilmiş dinlendirilmiş etler, kömür
ateşinde pişirilmiş döner kebabı kendinden söz ettirecek nefasette
sunuyor. Yeşilköy, Galatasaray Kulübünün futbol sahasında taraftarların
takım çalışmalarını izlemek için toplanmasıyla kalabalıklara da sahne
oluyor.
Uludağ Et Lokantası. 0(212) 624 95 90
Yol haritamızın Florya’ya yaklaşan bölümünde yine yemek yenecek alternatifler
yer alıyor. Bunlardan biri olan Uludağ et lokantası geniş ve oturma
kapasitesi yüksek salonu ve kademeli setlerden oluşan bahçesi ile
denize bakarak yemek yeme imkânı sunuyor. Girişte yer alan otoparka
aracınızı bırakıyor, karşılayıcılarla konuk sayınıza göre masanıza
alınıyorsunuz. Klasik soğuk mezeler, zeytinyağlılar, İskender kebap
lı yemeğinizi yiyor yüksek tavanlı salonun kapalı bölümünde duman
ve koku hissetmiyorsunuz. Restoranın diğerlerinden en büyük farkı
bir zamanlar (1965 -1970 yıllarında) İstanbul’un sayılı plajlarından
olan kumsalın üzerinde olması esas önemlisi ise ulu önder Mustafa
Kemal Atatürk’ü ağırlayan Cumhurbaşkanlığı Florya Deniz Köşkü manzaralı
olması.
Florya Deniz Köşkü
Gezimizin
bu bölümünde köşkü geziyoruz. 1935 yılında Mimar Seyfi Arıkan tarafından
yazlık köşk olarak yapılan ve 320 adet beton direğin üzerine oturan
köşk, üç ay gibi kısa bir sürede inşa edilmiş. 1938 yılına dek Atatürk
tarafından kullanılmış.1988 yılında T.B.M.M. müze haline getirilme
kararı almış. 93 yılına kadar düzenlemesi devam eden ve müze olarak
ziyarete açılan müze, Pazartesi, Perşembe dışında mesai saatlerinde
ücret ödenerek gezilebiliyor. Müzede Atatürk’ün kullanmış olduğu ilgi
çekici dümen sistemine sahip ahşap kayığı, kürekleri girişte yer alıyor.
Çalışma odası, kitaplığı, neden açıldığı belli olmayan çekmeceleriyle
özel yapım gül ağacı masaları, tavana yapılan özel ışık ve ayna sistemi
ile ikinci katı varmış izlenimi yaratan toplantı salonu, yatak odası,
Atatürk’ün banyo öncesi ve sonrası tartıldığı özel kantarlı koltuğu
görülebiliyor.
Sahil yolunun devamında kanallar köprüler ile süslü küçük Çekmece
gölüne geliyor bir zamanlar şehir dışı sayılırken kendini bir anda
kentin göbeğinde bulan Küçük Çekmece'yi denizle gölü bıçak gibi ayıran
yol ile geçip bir başka gelişme gösteren Avcılar'a geliyoruz.
Avcılar
Özellikle sahil kesimi denizi görmek isteyen villaların sıkça bulunduğu
Avcılar sahili limanı ile Boğaziçi’nin Emirgan’ı aratmayacak güzellikte
mekânlara sahip olması. Teknelerin süslediği sahilde gitar çalan gençler,
yürüyüşe çıkan genç kızlar kafe ve barlarla renkleniyor. Avcılar sahili
kadar yol tarafı da büyük fabrikaların halka satış bölümleri, mobilyacıların,
ev eşyaları mağazaları ve otomobil teşhir salonları ile geniş bir
alana kurulmuş bulunan TUYAP fuar alanına
kadar dikkat çekiyor.
Çeşitli sektörlerde hizmet veren firmaların bir araya getirildiği
fuar dönemlerinde Bilişim, Kitap ve Tatil konulu fuarlar başta olmak
üzere fuar alanı muazzam kalabalıklara sahne oluyor.
Güzergâhımızın sonuna yaklaşırken İstanbul’un büyük talep gören ve
yepyeni bir kent görünümüne bürünen Beylikdüzü, Kavaklı, Gürpınar
gibi semtlerinde kurulan uzun boylu sitelerin yoğun olarak sıralandığı
bölgesine geliyoruz. Gezimizin sonunda mimar Sinan’ın tarihi köprüsü
paralelinde geldiğimiz yorgunluk ve stresten uzak yaşayanların ikamet
ettikleri bir tür sayfiye yeri olan yazın su kaykayları, havuzlarla
şenlenen tatil cenneti Büyük Çekmece ve devamında yazlık cenneti Kumburgaz
ile sonlanıyor.
|