|
Futbol
takımıyla bütünleşen sakinleri, ilçe sınırları içinde bulunan
üç sarayı, üniversiteleri, müzeleri, camileri, boğazın yalılarıyla
dolu sahili, parkları, bahçeleri, çeşmeleri ve daha neleriyle
Asya ile Avrupa’nın buluşma noktası Beşiktaş!
Beşiktaş öylesine dolu, öylesine gezilip görülecek yeri, mekânı,
tarihi yerleri var ki öyle kolay kolay gezmekle bitmiyor, nerede
nasıl vakit geçireceğinize bilemiyorsunuz. Dinlenmeyi, yeşili
sevenlere Yıldız Parkı, müzeleri, sarayları, kasırları, gezmeyi
sevenlere tarihi yerler, eğlenceyi sevenlere sinemalar, tiyatro
ve gösteri merkezleri, kafeler, restoranlar, meyhaneler, alış
veriş merkezleri, çarşıları, galerileri eklerseniz ortaya çıkan
çok renkli dünyasıyla Beşiktaş’a doyamıyorsunuz.
Gezimize Kabataş’tan Dolmabahçe’ye doğru başlıyoruz.
Beşiktaş’ın
stadı ve müzesini solumuza, Dolmabahçe Camii, saat kulesi
ve Dolmabahçe Sarayını sağımıza alıp sarayın yüksek duvarları
önünden yürürken, her iki kaldırımda gökyüzüne yükselen tarihi
çınar ağaçlarının birbirine kavuşarak meydana getirdiği ağaç
tünelinde olduğumuzu fark ediyoruz.
Dolmabahçe Sarayı'nın anıtsal kapıları, yemyeşil sarmaşıklarla
kaplı, çiçeklerle bezeli yolun bir başka görülmesi gereken özelliği
ise duvarlarında Ortaköy’e dek uzanan ve 105 fotoğraftan oluşan
Atatürk temalı daimi fotoğraf sergisinin bulunuyor olması.
Bir kilometrelik bu eşsiz güzellikte ki yolun bitiminde Beşiktaş’ın
merkezine yaklaşırken sağımızda Mimar Sinan Üniversitesi, Resim
ve Heykel Müzesi, solumuzda yukarı bir yokuşun çıktığını görüyor
ve tereddütsüz çıktığımız Akaretler ismiyle anılan yokuş bizi
Maçka’ya ulaştırıyor.
Akaretler Yokuşu
Parke taşı kaplı yokuş çok dik olmamasına rağmen İstanbul’un
taşıt sürücüleri 1955–1965 yıllarında bazı yokuşlar için stadın
arkasından gazhane tarafından çıkan yol için “Öldüm Bayıldım
Yokuşu”, Akaretler yokuşu için de “Kargadan başka kuş, Akaretlerden
başka yokuş tanımam” derlerdi. Zamanın kötü hava koşullarında
dur kalk yapmak ve yolun kaymasından dolayı böyle bir şöhreti
varken, günümüzde yoğun trafiğe sahne olmaya devam ediyor.
|
|
Yokuş boyunca sağlı sollu yer alan ve yenilenen Akaretler evleri,
içinde Atatürk’ün annesinin bir süre kaldığı dönemin yüksek
tavanlı müzede eşya bulunmuyor, sadece belgelerle, büyük boy
fotoğraflarla döneme ışık tutuluyor.
Atatürk müze evi haline dönüştürülen 36 nolu üç katlı müze evi
haftanın her günü ücretsiz olarak gezilebiliyor.
Akaretler Yokuşu'nu çıkarken sol kanatta yer alan Şairler Parkı'nda
tarihte iz bırakmış bir çok edebiyatçının heykeli yer alıyor.
Parkın girişinde ziyaretçileri Beşiktaş Kulübünün efsanevi Başkanı
Süleyman Saba'nın heykeli karşılıyor.
Şairler Parkı heykel bakımından İstanbul'da ki en zengin park.
Ağaçların gölgesinde Şair Necati Cumalı, Sabahattin Kudret Aksal,
Ataol Behramoğlu ile Behçet Necatigil, Sabahattin Kudret Aksal,
Cahit Sıtkı Tarancı, Oktay Rıfat, Orhan Veli, Neyzen Tevfik,
Şair Nigar Hanım grup heykelleri yer alıyor.
|
|
Antika demişken yeni açılan butikler, oteller eşliğinde çıktığımız
yokuşun üzerinde yer alan bembeyaz mermerlerle süslü Valideçeşme
önünden geçiyoruz, ardından yokuşun bitiş yeri olan
ve Beşiktaş Kulübünün efsanevi başkanının ismiyle anılan Süleyman
Seba Caddesi başına yani Antika meraklıların vazgeçilmez durağı
Antik Palas’a geliyoruz.
Antik A.Ş. nin düzenlediği müzayedeler öncesi sergilenen eserlerle
bir müze görünümlü göz okşayan estetik konak, aynı zamanda sergi
salonları, konserler, çeşitli etkinliklerle hayranlık uyandırıyor.
Yol, devamında İTÜ önünden geçerek Hilton Oteli vadisini bir
baştan bir başa geçiş imkânı veren teleferik istasyonuna, sonrada
Teşvikiye’ye, Rumeli Caddesi uzanıyor. Swiss Otel, İsmet İnönü’nün
evi ve heykelinin bulunduğu Maçka’dan ayrılarak daha ileriye
gitmeyi bir başka bölüme bırakıp sahil yoluna geri dönüyoruz.
|
|
Cıvıl cıvıl renk ahenk Beşiktaş Çarşısı solumuzda, cadde
boyunca uzanan dükkânlar, bankalar, kitapçılar ve de duraklar.
Otobüs durağının yanı sıra Taksim minibüslerinin hareket noktası
olması, karşı yakadan gelen gemi yolcularının geçitleri kullanarak
duraklara ulaşmasıyla bu daracık kaldırım platformun, her daim
canlılığını, kalabalıklılığını koruduğunu görüyorsunuz.
Çarşı yine solumuzdan içeri sapan yolda başlıyor. Beşiktaş Spor
Kulübüne gönül vermiş taraftarların, yaratıcı sloganlarını atarak
Beşiktaş’ın maç günleri toplandığı, takım deplasmandaysa maç
seyrettiği Kazan Birahanesi ve çevresi merkez olarak ilgi odağı
oluyor.
Çarşı
içinde uğramadan geçemeyeceğimiz birçok alış veriş noktası var.
Bu sıra üzerinde araç park edecek yer bulanlar kendilerini şanslı
sayıyor.
Daha girişte sağda kat otoparkı ile solda araç park alanı marketlere
gelenlerin, çarşıda işi olanların sayesinde hiç boş kalmıyor.
Market demişken Beşiktaş Üçler Market'ten bahsetmeden
de olmaz.
Sürekli taze mal gelen market, adeta bir meyve bahçesi gibi.
Özenle
dizilmiş bölümlerden gözünüzün beğendiğini seçip sepetinize
koyabileceğiniz, kendinizi bahçenizden sebze meyve topluyormuş
gibi hissedeceğiniz farklı bir yerde olduğunuz hissine kapılıyorsunuz.
Buna bir de güleryüzlü, cana yakın personelin alakası da eklenince
alışverişten zevk almanız kaçınılmaz oluyor.
Çay bahçesi, banka, şubeleri, butikler, marketler, şarküteri,
bijuteri, rüccaciye, eczane, sağlık kuruluşları, telefon üzerine
çalışan dükkanlar, terziler,
pastane, restoran, büfelerle devam eden çarşıda, yolun çatallaştığı
mevkide üç yan yana dükkân dikkatimizi çekiyor.
Zaten damak zevkine görüntüsü ve kokularıyla hitap eden dükkânlardan
biri tarihi Şöhretler Köftecisi ile Beşiktaş Köftecisi,
diğeri turşucu.
Şöhretler Köftecisi futbolcuların, ünlülerin portreleri ile
doldurduğu duvarlarına bakarak ızgara köfte, piyaz, irmik helvası
yiyenlerin vazgeçilmez mekânlarından biri sayılıyor.
Beşiktaş Köftecisi'de yılların vazgeçilmezi olarak müdavimlerini
ağırlıyor.
Turşucu
derseniz tüm Beşiktaş sakinlerinin uğrak noktalarından biri
olarak hiç boş kalmıyor.
Soydan
Turşuları Ahmet - Murat Öğretmen işletmesi turşu çeşitleri,
salamura dolma yaprakları, biber salçası kavanozları, zeytinleri,
sirkeleri ile ev hanımlarının mutlak uğrak yerlerinden biri
olarak ilgi görüyor.
Ziyaretçiler turşu siparişleri yapılırken ayaküstü bardakta
hazırlanan turşu ve suyunu içebiliyor.
Şair Leyla Sokak No 19 Tel no: 0(212) 259 32 02
Her köşebaşı, yol üstü, dükkanlar, sokak kahveleri ile dolu,
her noktada bir başka koku, bir başka renk görmek mümkün.
Midye tava, balık restoranlarının, balık çarşısının etrafa yaydığı
büyülü kokular, kebap, döner, lahmacun, ekmek fırını, pastahane,
simit sarayı kokuları birbirine karışıyor.
|
|
Yolun devamında Karakartal heykelli küçük bir meydana geliyoruz
ki burası Beşiktaş'ın kalbi, etkinliklerin merkezi, Beşiktaş'a
gelenlerin Kara kartal heykeli önünde mutlaka fotoğraf çektikleri
yer, en hareketli buluşma noktası, sokak masalarınında oturanların
manzarası.
Beşiktaş futbol takımı 2016-2017 üst üste iki yıl şampiyonu
olması nedeniyle kartal heykeli çevresi neredeyse hergün etrafında
kartal pençesi yaparak poz verip fotoğraf çektirenlerle dolup
taşıyor. Ziyaretçiler maç heyecanını maç olmasa bile burada
doyasıya yaşıyorlar.
Meydanın her yöne açılan sokakları, caddeleri Beşiktaş'a gelenleri
farklı yerlere götürüyor. Alış veriş yapanların uğrak noktalarından
biri olan "7-8 Hasan Paşa Fırını"ndan yeni çıkmış
simit, paskalya çöreği, kurabiye kokularının derinden hissedildiği,
dondurmacı Mado’nun, lahmacuncu Hacı Salihoğlunun çevrelediği
işlek meydan kokuların kesistiği yer konumunda.
Dönerci Asım Usta
Beşiktaş
çarşı içinde köfteci, turşucu, fırın, balıkçı, dondurmacı gibi
dükkânlar kendilerine şöhret sağlamışlar, bunların yanı sıra
bir de damakta tat bırakan lezzetiyle dönerci Asım Usta var.
40 yıllık dönerci Asım Usta dönerin hararet yapmadığını, lezzetinin
yıllardır hiç değişmediğini, bunu da kıyma kullanmadan sadece
kuzu döşü et döneri yaptığına borçlu olduğunu söylüyor.
Döner etini kendi seçip, kendi hazırlayan ve pişirip kesen,
İstanbul’un en şişman dönerlerinden birini döndüren Asım usta,
normal günlerde 100 kiloluk dönerin Beşiktaş’ın İnönü stadında
maçı olduğu günlerde daha da ağırlaşıp 150 kiloya çıkardıklarını
söylüyor.
Kısa sürede ününe ün katan efsane dönerci için kapıda sokağa
taşan uzun sıralar oluşuyor.
Kaymakçı Pando artık yok
Beşiktaş
çarşı içinde Balkanlar'dan gelen mandıracılık ve kaymakçılık
geleneğini Pando Sestaki (nam-ı diğer Kaymakçı Pando ya da Sütçü
Pando, Bulgar dedesinden devraldığı bu mesleği tabelası bile
bulunmayan Beşiktaş çarşısındaki dükkanında vefasına kadar yaklaşık
150 yıldır sürdürüyordu.
Beşiktaş'ta kahvaltı yapmak isteyenler, çay, sahanda yumurta,
salatalık, domates söğüş, bal üzeri kaymak eşliğinde mükellef
bir sofraya oturuyorlardı. Bulgar kökenli Pando, 2014 yılı sonunda
faaliyetine son verdi. Çarşı meydanında kartal heykeli karşısında
bulunan dükkanının bulunduğu binanın ise yıkılacağı söyleniyor.
Doğrusunu isterseniz Beşiktaş dediğim semtin çarşısı labirent
gibi bir yer, girdik bir kere, ne tarafa
çıkacağımızı bulmak gerçekten tecrübe istiyor.
Her tarafta görülesi bir mekân mutlaka bulunuyor.
"Şunu mu alsam bunu mu alsam, burada mı şurada mı otursam
aaa bu da varmış" dedirten çarşıdan Barbaros Bulvarına
doğru giderken yeni yapılan Beşiktaş Köy içi Balıkçılar Çarşısı'nı
solumuzda, simit sarayını sağımızda bırakıyoruz. Arada bir sokak
var, köşesinde bir zamanlar ana cadde üzerinde, durakların arkasında
bulunan küçük dükkânın yeni taşındığı yer olarak İş Bankası
Yayınlarını, yeni çıkan kitapları satıyor.
Gözlükçü, çorapçı, kilise, bankalar, önünden ilerlerken içeri
doğru uzanan sayısız dükkânlı pasajları bırakıyor, bir köşesi
Sinanpaşa Pasajı, bir köşesi İskender, sucuk dönerci lokantadan
Barbaros Bulvarının iniş yakasıyla kucaklaşıyoruz.
Bu noktadan daha sonra sahili dolaşıp tekrar geçeğiz.
Dedim ya Çarşıdan öyle kolay kolay çıkılmıyor.
Caddeden ayrılıp pasajlara dalarsanız, pasajların her katı ayrı
bir dünya, her vitrin dikkat çekecek ürünleri sergiliyor.
Beşiktaş yoğun kalabalıklara sahne olan bir yerleşim yeri olunca,
özellikle genç nüfusu barındıran semtin caddeleri, sokakları,
kafeleri dolduranlarla, günün son çizgilerini taşıyan tasarımların
sergilendiği bir podyuma dönüyor.
Bunda, gerek çarşı içinde, gerekse çok katlı pasajlarda moda
üzerinde oldukça ekonomik fiyatlarla hizmet veren sayısız butik
ve tasarım atölyelerinin vitrinleri büyük rol oynuyor.
Büyük
Beşiktaş Çarşısı
En çok butik bulunan Büyük Beşiktaş Çarşısı butiklerinden biri
olan “Wishne” butik moda tasarımcısı Dilek Çelen, pul
payet, dantelli, abiye gece kıyafetleri üzerine giysi hazırlıyor.
Üniversitede okuyan gençleri de düşünerek kıyafetleri 150-600
TL arasında fiyatlandırdıklarını, okul mezuniyet baloları, açılışlar,
düğünler, kokteyllerde giymek üzere çok sayıda kıyafet tasarladıklarını,
en çok fuşya, mercan, siyah renklere talep aldıklarını belirtiyor.
“WISHNE” Ortabahçe Cad. Büyük Beşiktaş Çarşısı Postane Pasajı
No 143 Beşiktaş.
Tel: 0543 311 52 12
“My Way Boutigue” Büyük Beşiktaş Çarşısının butiklerinden
bir başkası
olan tasarımcı Selda Ayyıldız atölyesinde ise farklı türde aksesuarlarla
pantolon, ceket, buluz, tişort gibi çeşitli kıyafetler üzerinde
ilave uygulamalar yapılarak gece ve gündüz giyilebilen değişiklik
modeller yaratılıyor. Kıyafet bazen yeni bir kreasyona dönüştürülüp
şapka ile tamamlanıyor, bazen tekstil ürünü, ilave takılarla
bütünleştiriliyor. Pantolonlara istenilen bölgelerde yırtıklar,
pencereler açılıyor, iç yüzünden dikilen danteller, süsler pullar,
perçinler, kordonlar takılarak, 135-165 TL ödemeyle kıyafetin
kişiye özel olması sağlanıyor.
“My Way Boutigue” Büyük Beşiktaş Çarşısı No:121 Beşiktaş. Tel:
0(212) 227 30 47
Büyük
Beşiktaş Çarşısı'sının en çok uğranılan yerlerinden birisi de
Terzi Nehir.
Zamanı az çalışanların, acil durumlarda kısa sürede isteğine
kavuşmak isteyenlerin, özellikle yaptığı alışveriş sonrası etek,
bluz, pantalon paçası, daraltma gibi konularda bay ve bayanlara
hizmet veren Terzi Nehir, her türlü elbise dikimi, tadilatı,
orjinal Kot tamiri, deri işleri ile ilgi görüyor.
Büyük Beşiktaş Çarşısı no 125 Hasan Yaşar 0537 388 20 09
Beşiktaş Hasfırın Caddesi üzerinde bulunan Sinanpaşa İş Merkezi,
bir çok kapısıyla çarşının tamamına yayılmış önemli bir alış
veriş merkezi.
Çarşının çeşitli katları arasında dolaşırken moda üzerine hizmet
veren sayısız butiklerin yanısıra, takı, kuyum, kırtasiye, dersane,
beyaz aşya, restoran, kafe, aklınıza ne gelirse her türlü ihtiyacı
giderecek türden mağazalar hizmet veriyor. Bunlar arasında elektronik
aletler, telefonlar, dijital çılgınlıkların yer aldığı katlar
bilhassa gençlerin kameraya, telefona düşkünlüğü ve ihtiyacı
olanların uğrak yerlerinin başında geliyor.
|
|
Dijital
Dünyasının Kalbinin Attığı Pasaj
Video, ses, fotoğraf konularında hizmet veren EPIC YAPIM'da
profesyonel çekim, dijital montaj, müzik ses ekleme, kameradan
DVD'ye, VHS'den DVD'ye, Betacam'dan DVD'ye videoların transferleri
gerçekleştiriliyor. Kasetten, audio CD'den DVD'lerden MP3 oluşturma
kesme birleştirme ses kayıtları, video oluşturma, slideshow
hazırlama, müzik ses ekleme, CD/DVD oluşturma için profesyonel,
amatör çalışmaları olanların tüm istekler en seri biçimde karşılanıyor.
Telefonlarında verilerini kaybedenler, okul balosunun, doğum
günü partisinin, yaz tatili anılarının çekimini kurgu ve montajlatmek
isteyenler, deneme çekimleri, kısa belgeseller hazırlayanlar
mutlaka bu kata uğruyorlar.
Bilgisayarlar parçaları, laptop aksesuarlarını ekonomik fiyatlarla
bulabiliyorlar.
Epic Yapım'da bigisayar malzemeleri, çantaları, kulaklık çeşitleri
gibi çeşitli malzemelerin yanısıra zengin tematik modellerde
hazırlanmış olanlar veya sipariş üzerine tasarlanan kişiye özel
resimli duvar saatleri de satın alınabiliyor.
Ayrıca albümlerinizin çok yer kaplamasından şikayetciyseniz,
eski pozitif ve negatif filmlerinizde, dialarınızda neler olduğunu
merak ediyorsanız, yahut yıllar geçtikçe sararan, bozulan, renk
kaybeden, kullanılamaz hale gelerek dialarınızın yok olmasından
endişe duyuyorsanız Epic Yapım'da ekonomik fiyatla dijital ortama
aktararak anılarınızı, belge nitelikli fotoğraflarınızı ölümsüzleştirebilirsiniz.
EPIC YAPIM Sinanpaşa İş Merkezi Kat 2 No: 5/272 Bahri
Yılmaz gsm: 0542 422 86 34
Gurun Han Kuyumcular Çarşısı
Beşiktaş Çarşısı Balıkçılara giderken karşı sırada Gurun Han
Kuyumcular Çarşısı isimli bir pasaj var, pasajda kuyumcular
hizmet veriyor ama pasajın bir de görülesi tavanı var!.
Tavan çeşitli bakır kap kaçak ile dolu, pasaj girişinde soldaki
dükkânın sahibi Anadolu'nun her yerinden topladığı ve koleksiyon
haline getirdiği mutfak araç ve gereçlerini tavana eşi benzeri
olmayan bir dekor yapmış.
Topladığı bakır objelerin hiçbirini satmıyor, yüzlerce objenin
her birinin diğerinden farklı olduğunu, mühürler, imzalar tuğralar
taşıdığını belirtiyor. Yolunuz düşerse Beşiktaş'a, başınızı
kaldırıp pasaj boyunca çeşitlere bir bakınız isterseniz. Nostaljiyi
sevenler, anneannelerin, babaannelerin, dedelerin sıkça kullandığı
hemen hemen her evde mutlak bir tanesi bulunan, bizi maziye,
çocukluğuna götürecek bakraçlar, taslar, kazanlar, ibrikler,
güğümler, tavalar, balıkçı veya gemici fenerleri, tencereler
ve daha neler neler sergileniyor...
|
|
Köyiçi Meydanı Balıkçılar Çarşısı
Çarşı içinde yeni yapılan Balık Çarşısı, Ekim 2013 itibariyle
bir kez daha yenilendi ve tezgahların sokağa bakan kısmı kaldırıldı
geniş, ferah bir alan yaratıldı.
2016 yılında beton çatı kaplama güller ve çiçek desenleriyle
kaplandı, yine de balık satılan bir çarşıda çiçek resimlerinden
ziyade Beşiktaş gibi modern, sanatsever bir çok konuda öncü
ve örnek semtte Balıkçılar Çarşısı çatısına balık teması işlendiği
resimlerle kaplanması beklenirdi, bu da hiç şüphe yok ki çarşıya
akvaryum gibi balık almaya teşvik eden bir görünüm kazandırabilirdi!
Kartal
Heykelli Meydana bakan Beşiktaş Derya Balıkçısı da bir
başka seçenek. Oldukça zengin deniz ürünlerini sergileyen Derya
Balıkçısı, müşteri sirkilasyonunun fazla olması nedeniyle taze
balık bulunan balıkçılardan biri.
Balık çeşitlerinin yanı sıra pavurya, midye, karides, kalamarları
da sunan balıkçı müşteriler kadar Beşiktaş çarşı içinde ki balık
restoranlarının da tercihi. Derya Balıkçısı'nın yanında lokantası
da bulunuyor, seçilen balıkları pişirtip yeme imkanı var.
Beşiktaş Balık Çarşısını arkamızda bırakıp bu defa Beşiktaş’ın
sembolü Kartal heykelli meydanda, bu defa hiç bir sokağa sapmadan
dümdüz gidiyoruz.
Kartal heykeli o kadar çok ki neredeyse her meydanda her sokakta
kanatlarını açmış bir kartal heykeli görebiliyorsunuz.
Semtin simgesi olan kartal heykelleri çevresi de lokanta, restoran,
kafe, sokak masaları ile dolu olunca, ortaya hayli seyrengah
bir manzara çıkıyor. Sokakta renkli bir yaşam var ve coğunluk
çağdaş, genç hanımlardan oluşuyor.
|
|
Bu sokak ve bu sokağa açılan diğer sokaklar yerleşimin çok yoğun
olduğu mahalleleri kapsadığı için ailelerin ihtiyaçlarına göre
şekillenmişler. İlk dikkati çekenler, marketler, beyaz eşya
dükkânları, mobilyacı, halıcı, perdeci, döviz büfeleri, telefoncular,
nalbur, resim çerçevecileri, açık parfüm satan dükkanlar, fırınlar…
Yol öylesine vitrin baktıran dükkânlarla dolu ki dükkânların
bitiminde Fulya, Ihlamur Yokuşu başına geldiğinizde, derin bir
ohhhh çekecek, kısa bir mola verecek alan bulabiliyorsunuz.
|
|
Sürekli hareketlilik yaşanan çarşı'da dükkanlar kadar duvarlara
yapılan şirin kedi resimleri de ilgi çekiyor. Beşiktaş'ta en
az Cihangir, Kadıköy, Moda'da yaşayan hayvanseverler gibi sokak
hayvanlarına bakıyor, barınaklar yapıyor, beslenmelerini sağlıyorBeşiktaş
Belediyesi'de Abbasağa Parkı gibi yerlerde özel olarak yapılan
yerlerde kedilere uygun yaşam şartları sağlıyor.
Burası genişleyen ve biraz da yeşillik bulunan bir zamanlar
padişahın avlanmaya geldiği av sahası. Aşırı yapılaşma ile neredeyse
bir bahçe içinde kalan görüntüsüyle taşın, mermerin oya gibi
işlendiği çarpıcı ve nadir bitki örtüsü ile hayranlık uyandıran
Ihlamur Kasrı.
Ihlamur Kasrı
Ihlamur mesiresi adlı alan içinde Havuzlu Ihlamur Mahalli, Muhabbet
Bahçesi, Hacı Hüseyin Bağı bölümlerinden oluşan bu dinlenme
alanı III. Sultan Ahmet döneminde 1703–1730 bir has bahçeye
dönüştürüldüğü, I. Abdülhamit ve III. Selim dönemlerinde ki
düzenlemeler sonrasında Sultan Abdülmecit’in sade bir bağ evine
gelerek dinlendiği biliniyor.
|
|
Daha sonra bugünkü yapılardan biri olan ve törenlerde kullanma
amacıyla Merasim Köşkünü yaptırmış. Köşkün ön cephesinde kullanılan
barok çizgiler taşıyan merdiveni, kabartmaları, motif, kalem
işi bezemeleri süslemeler günümüzde ziyaretçilerin büyük beğenisini
kazanıyor.
Maiyet Kasrı olarak tanınan diğer küçük yapı ise iç ve dış süslemelerinin
daha yalın olduğu gözleniyor.
Bazı horoz ve koç dövüşlerine, güreşlere mekân olan kasır aynı
zamanda 1910’da ziyarete gelen Bulgar ve Sırp krallarını da
ağırlamış.
Ihlamur Kasrı önceleri TBMM sine bağlıyken 1951 de Belediye
yönetimine geçirilmiş. Günümüzde ise tekrar TBMM bağlanarak
müze saray olarak kamu hizmetine sunulmuş.
Beşiktaş, Yıldız, Nişantaşı üçgeni içinde yer alan Ihlamur
Kasrı, Pazartesi, Perşembe günleri dışında 09.30-16.00 saatleri
arasında gezilebiliyor.
|
|
Ihlamur Kasrı'ndan Fulya'ya geldiğinizde Migros önünde bir çift
güvercin heykeli göz okşuyor, yokuşa konumlanmış park ve kavşakta
Leyla Gencer, Hakkı Yeten ve diğer ünlü kişilere ait heykeller
bulunuyor. Ihlamur Kasrı’nın büyülü dünyasından ayrılıp başınızı
yukarı doğru kaldırdığınızda bulutlara uzanan yüksek binalar,
gökdelenler arasında Teşvikiye, Nişantaşı, Şişli’ye, Darphane’ye,
Ayazağa, Gayrettepe tarafına tırmanan yokuşları görüyorsunuz.
Yokuşun devamında günümüzde kebapçı olan Süslü Karakol ve Beşiktaş'ın
tepeden seyredilebildiği parklarla Barbaros Bulvarı tepesine
çıkıyoruz.
Dolmabahçe'den başlayıp Boğaz'ın Aşiyan mevkiine dek uzanan
Beşiktaş ilçesi, bu noktadan itibaren Akatlar'a, Levent'in heykelli
meydanına, cazip dükkanların sıralandığı çarşısına, bahçeli
evlerine dek yayılırken, Ihlamur Yokuşu'ndan sahile doğru iniyoruz.
|
|
Ihlamur Yokuşu ise sizi karşı yakaya taşıyacak olan Boğaziçi
Köprüsüne bağlanması nedeniyle sürücülerin en çok tercih ettikleri
güzergâhların başında geliyor.
Şimdi tam bu noktada sahil yolundan gelen Barbaros
Bulvarı ile bağlanıyoruz.
Yokuşun bittiği noktada Yıldız Camii, caminin önünde Yıldız
Saat Kulesi, biraz ilersinde Barok, Rokoko, İslam etkilerini
yansıtan kalem işleri, geometrik bezemeler ve manzaralı panolarla
süslü Yıldız Sarayı Şale müze-sarayı ile Şehir Müzesi var.
Bu tarihi bölümün cadde tarafında ise, yıllarca ihmal edilen
ve adı Perili Köşk olarak anılan dört duvardan oluşan yapı bulunuyor.
Metruk yapı sonraları Yıldız Teknik Üniversitesi komplesine
dâhil edilerek yenilenmiş.
Yoğun trafikle boğuşarak boğaz köprüsüne ayrılan bu sapağın
başında bulunan yapının önüne ulaşabilen sürücüler, burada köprü
trafiğinde santim santim ilerleyerek geçen zaman içinde karşıya
geçmenin bedelini ödüyorlar. Biz karşıya geçmiyor, Beşiktaş
Çarşısına saptığımız sahil yoluna geri dönüyoruz. Bu defa yokuşu
çıktığımız Barbaros Bulvarına paralel ilerlediğimiz zaman biraz
içeride binalar arasında kalan bir yeşil alan yani Abbasağa
Parkı içinden geçiyoruz. Bu parkın özelliği Demokrasi Şehitlerinden
olan 12 aydının topluca heykellerini barındırıyor olması.
2008 yılında Beşiktaş Belediyesi tarafından düzenlenen anıt
parkın plaketinde, "Toplumsal belleğimizin en önemli, en
birleştirici parçalarından biri olacak bu mekanda sonsuza kadar
var olacaklarına inandığımız aydınları Abdi İpekçi, Ahmet Taner
Kışlalı, Asım Bezirci, Bahriye Üçok, Bedrettin Çömert, Cavit
Orhan Tütengil, Çetin Emeç, Doğan Öz, Muammer Aksoy, Onat Kutlar,
Uğur Mumcu, Ümit Yaşar Doğanay ve demokrasi yolunda şehit olan
daha nicelerini yüce ulusumuzun sevgisine ve belleğine emanet
ediyoruz". İbaresi yer alıyor.
Sinanpaşa Camii
Cami Beşiktaş İskelesi karşısında yer alıyor. 1550–1553 yılları
arasında Osmanlı Donanmasının Kaptan-ı Deryası olan Sinan Paşa
tarafından yaptırılmıştır. Sinan Paşa 1553 yılında öldüğünde
cami inşa halinde olduğu için bu nedenle Sinan Paşa Üsküdar'da
bulunan Mihrimah Sultan Camisine gömülmüş. Cami ise 1555 yılında
tamamlanmış.
Mimar Sinan eserlerinden olan bu cami dikdörtgen bir plan üzerine
oturtulmuş, merkezi kubbe kemerlerle altı köşeli bir şekilde
sütunlara dayandırılmış olup iki yanda ikişer kubbe desteklenmiş.
Kurulduğundan bu yana çeşitli tarihlerde onarım görmüş.
Mabedin son cemaat yerini medrese çevreliyor.
Tek minareli olan caminin Hünkâr mahfili yıkılmış. Caminin şadırvanının
üstü havuzdaki suyun kirlenmemesi için mermer eteklikle kapatılmış.
Mermer eteklik ve sütun başlıkları 16.yy Osmanlı işçiliğinin
en güzel örneklerinden biri sayılıyor.
Deniz Müzesi
Beşiktaş iskelesi arkasında sahil yolu üzerinde bulunan Deniz
Müzesi gezinize ana binanın giriş katı, zemin ve ikinci katta
sergilenen deniz subaylarının kıyafetlerini taşıyan mankenler,
tablo ve gravürler, gemi modelleri, kadırgaları görerek başlıyorsunuz.
Atatürk’ün kaldığı Ertuğrul yatında ki kamarası, kullandığı
eşyaları görebilecekleriniz arasında. Zemin katta Yavuz zırhlısına
ait parçalar, gemi isim plaketleri, fenerler, mayınlar, torpiller,
haritalar, sancaklar, taş baskılar ve tarihi gemi parçaları,
teşhir ediliyor.
Ana binadan çıkınca bu defa bahçede açık havada sergilenen savaş
topları, 1911 yapımı Yavuz zırhlısının dört pervanesinden biri,
Yavuz zırhlısının
11 ton ağırlığında ki çapası, savaş kumanda köşkü ile özel bölümde
çeşitli gemilere ait parçalar görülüyor.
Yavuz zırlısının pervanesinden başka bir de geminin yedi demirinden
biri yine Deniz Müzesi önünde bulunuyor. Geminin demiri, baş
iskele simüs tipi ocaklık demirinin olarak ifade ediliyor ve
dört ton ağırlığında olduğu belirtiliyor.
Deniz Müzesi velilerin çocuklarını, öğretmenlerin okul öğrencilerini
topluca getirip tarihi parçaları inceledikleri yer olarak ilgi
görüyor. Deniz Müzesi, eski müze yanına yapılan yeni müze binasında
hizmet veriyor.
Zengin eserlerle donatılmış Saltanat Galerisi bölümü, galerilerinde
geçmiş zamana uzanan bir tür yolculuk yaparken, Sultan V. Mehmet
Reşat, Sultan Abdülaziz devrine ait köşklü kayıklar, Abbas Paşa’ya,
Sultan II. Abdülhamit, Abdülmecit devrine ait
çeşitli kayıklar görülüyor. 19. yy çeşitli piyade kayıklarının
da sergilendiği alt katta, ayrıca refah gemisi filikası, Mabeyn
(saray servis) kayığının baş kısmı, Tenezzüh kayığı, Prens Sait
Halim Paşa’nın kullandığı kayık ve diğerleri sergileniyor.
Tarihi Kayıklar Galerisinin üst katında ise Atatürk’ün Marmara
havuzunda, Florya Köşkünde kullandığı sandallar, Ertuğrul yatı
maun filikası, Sultan Abdülmecit, Abdülaziz’in kayık ve sandalı
yer alıyor.
Yedi çifte, on üç çifte saltanat kayıklarında kürek çekenler,
dönemin kıyafetlerini giymiş cansız mankenlerle birlikte görülüyor.
Müze gezinizin sonunda hediyelik eşya reyonunda bulunan amblemli
kupalar, maskotlar, biblolar, anahtarlık, mum, denizcilikle
ilgili kitaplar gibi birçok obje satın alınabiliyor.
Deniz Müzesi Pazartesi, Salı günleri dışında mesai saatleri
içinde gezilirken, fotoğraf çekmek isteyenler ayrıca ücret ödüyorlar.
Müzedeki temizlik, disiplin, her eserin üzerinde açıklayıcı
bilgiler bulunması, müze görevlilerinin ziyaretçilere olan tutum
ve davranışları hayranlık uyandırıyor.
Beşiktaş Deniz Müzesi: Tel 0(212) 261 00 40
Barbaros Hayrettin Paşa Anıtı ve Türbesi
Sinan Paşa Camii, Beşiktaş İskelesi, Deniz Müzesi ile çevrili
geniş alanda Barbaros Anıtı ve Barbaros Türbesi bulunuyor. 1944
yılında Ali Hadi Bara ve Zuhdi Müridoğlu’nun birlikte yaptıkları
eserde gemiye benzetilen bir kaidenin üzerinde Barbaros Hayrettin
Paşa ve iki leventin figürü yükseliyor. Anıtta dikkat çeken
bir detayda ise figürler, kaide üzerine yerleştirilirken bir
hesap hatası yüzünden leventlerden birinin eli, arka bölümde
yükselen kaya kütlesine çakışmış. Çare olarak kaya kütlesinde
elin arkasına temas eden kısma bir oyuk açılarak pratik bir
çözüm bulunmuş.
4.Temmuz.1546 günü hayata göz yuman, büyük Türk Amirali Barbaros
Hayrettin Paşa’nın türbesi de heykelin karşısında görülüyor.
Her yıl düzenlenen törenlerde, anıt etrafında toplanan askerler,
temsili havaya ateş ederek anma gününü kutluyor, türbesini ziyaret
ediyorlar.
Gençlerin Nefes Borusu
Başta yoğun olarak bulunan öğrenciler ve Beşiktaşlıların nefes
borusu, Barbaros Parkı ve sahili oluyor. Derslerden yorulan
gençler okul çıkışı sahilde bir süre oturup gelen, geçen vapurları
seyrediyor, yorgunluk atıyorlar en azından cep telefonlarından
sosyal medya hesaplarına burada açık havada bakıyorlar. Özellikle
simgesel yerleri arka planlarına alıp bol bol selfie çekerek
ne kadar güzel bir yerde olduklarının fotoğraflarını yakınlarına
iletiyorlar.
İskeleler
İşte bir güzel yapı daha Beşiktaş İskelesi, milyonlarca yolcunun
bir kıtadan bir kıtaya ayak bastığı unutulmaz boğaz gezilerinin
işlek ayağı Beşiktaş İskelesi sadece iskele değil, çevresi ile
bütünleşen hafızalarda iz bırakan estetik bir yapı. Biraz ilerde
aynı kıyıda, bir de Hayrettin İskelesi ile diğer tarafta deniz
otobüsü iskelesi de var amma, Beşiktaş İskelesi mimarisi ile
de İstanbul Boğazında ki vapur iskelelerin en güzeli konumunu
koruyor.
İki yakayı birleştirenlerin diğer durakları Barbaros İskelesinin
solunda yer alan Motor iskelesi. Üsküdar Beşiktaş arasını komşu
kapısı yapan dolmuş motorları, turnikeden geçenleri açık ve
kapalı mekânları ile bekletmeden bir yakadan diğerine sistemli
biçimde taşıyorlar.
Üsküdar’da hiç işiniz olmasa da Beşiktaş’tan çıkıp boğaz havası
almak için bile motor iskelesi 'nden binerek 15 dakikada size
kıtadan kıtaya deniz aşırı yolculuğu yapma imkânı veriyor.
Artık karşıya kadar geçmişken Üsküdar’dan Beşiktaş’ı seyretmek
için iskele çevresinde ki parklarda soluklanmak veya Salacak
sahiline yapacağınız kısa yürüyüşle Kızkulesi’nden Beşiktaş
seyri seçeneklerden bir başkası olabilir.
Beşiktaş Yolcu Motorları
Beşiktaş’ın en hareketli noktalarının başında Beşiktaş motor
iskelesi geliyor. Yolcu motorları kıtalar arası yolculuk yapanlar
için 10 dakikada bir kalkış yaparken, çoğunluğu genç ve öğrenci
olan milyonlarca İstanbulluyu bir yakadan diğer yakaya taşıyorlar.
Yolcuları onbeş dakikalık bu kısa seyahatlerinde yalnız bırakmayan
martılar, kendilerine atılan susamlı simit lokmalarını suya
düşmeden havada kapma heyecanıyla kâh çığlıklar atıyor, kâh
dalış yaparak motorlara refakat ediyor ve Üsküdar’dan Beşiktaş’a,
Beşiktaş’tan Üsküdar’a seyri güzel bir tablo oluşturuyorlar.
Kulaklarda sevinç çığlıkları, gözlerde süzülüşleri çoğu kez
fotoğraflarda yer ediyor. Fotoğrafları çekilen sadece martılar
olmuyor. Dünyanın en önemli suyollarından biri olan boğaz geçişinde
köprü, saray silueti önünde fotoğraflar çekiliyor, çektiriliyor.
Yolumuza sahil boyunca devam edersek son yıllarda kendinden
çok bahsedilen genç yaşlı herkesin gözdesi olan bir lezzet durağına
rastlıyoruz.
Midyeci
Ahmet
Sahil Yolu Adliye binası yanında üniversite gençliğinin güzergahı
içinde yer alan Midyeci Ahmet sabah kahvaltısından akşam yemeğinin
sonuna kadar hergün meraklılar tarafından dolup taşıyor.
"Midyelerin Efendisi" olarak ünlenen midyecide kokoreç,
midye dolma bulunuyor. Birbirleriyle kim daha çok yiyecek yarışına
giren bu iki lezzetin meraklıları, sadece İstanbul'un yakın
uzak semtlerinden değil, Türkiye'nin bir çok kentinden midyeci
Ahmet'e geliyor, kah henüz pişmiş midye dolmalarından kah "Uzay"
adı verilen kömür ateşinde pişirilmiş boylamasına bütük kesilmiş
kokoreçlerden yarım ekmek arası alıp yumulurcasına müthiş bir
iştahla yiyorlar.
Beşiktaş merkezinden ayrılmadan önce bilhassa Barbaros Bulvarı'na
açılan sokaklar üzerinde bulunan ve görmeye değer daha nice
tarihi yapılardan söz etmeden geçmek olmayacak.
|
|
Cami,
tekke, yatır
Bulvar üzerinde Erturul Cami ile bitişik bulunan Seyh Muhammed
Zafiri Tekkesi ve çeşmesinin ilginç mimarisi, Abbas Ağa, Yıldız
Hamidiye, Abdülmecid Han ve Zübeyda Hanım, II. Selim, Süleyman
Ağa, Dört Yüzlü Ali Bey çeşmeleri, Tuz Baba Camii ve Türbesi
göz okşayan tarihi eserler arasında yer alıyorlar.
İtfaiye
Müzesi
Sahil boyunca boğaza doğru ilerliyor, sağımızda Bahçeşehir Üniversitesini
bırakıyor, Kaymakamlık binası yanından sola Çitlenbik Yokuşuna
sapıyor ve dik yokuşu 100 metre kadar tırmanıyoruz.
Bizi karşılayan Horoz Sokak'ta Kılıç Ali Paşa Sarnıcı içinde
ki yeni yerine taşınmış tarihi mekanda 300 yıllık tarihi barındıran
bir müze olan İtfaiye Müzesi bekliyor.
Hafta içi hergün 09.00-17.00 saatleri arasında ücretsiz olarak
gezilebilen müzede İstanbul'un yangınlarını, tulumbacıları,
itfaiye tarihini, araç ve gereçleriyle görülebiliyor.
Yıldız
Parkı
Kent içinde gizli kalmış nefes borusu. Uzun boylu ağaçlar, yeşillikler,
çiçekler, süs havuzları, estik ahşap köprüler, kamelyalar, banklar.
İsterseniz trafik ve şehir koşturmasından uzak pakta dolaşın,
isterseniz tarihi köşklerin birinde oturup bir şeyler içerek
soluklanın.
Her
iki seçenekte de kentin ortasında bu imkânı bulmayı kendinize
sunulmuş bir armağan olarak algılayacaksınız.
Çırağan Sarayı karşısında bulunan Yıldız Parkına Beşiktaş Polis
Merkezi önünden geçerek ücretli giriş yapıyorsunuz.
Yıldız Parkı bir rapma ile karşılıyor ziyaretçilerini, özenli,
bir o kadar da bakımlı olan parkın sağ tarafında Abdülaziz'in
Beylerbeyi Sarayı için Paris'ten getirdiği, estetik fakat bazı
uzuvları eksik olan, bronz yapım "Hamle Geyik Heykeli"
yer alıyor.
Mevsim çiçeklerle bezenen parkın sol tarafında bir zamanlar
Karayöy'de bulunup, sonraları müstehçen bulunarak bulunduğu
yerden kaldırılıp, Yıldız Parkı'na getirilen "Güzel İstanbul
Heykeli", biraz daha yukarda ise süs havuzu ile köşkler
bulunuyor.
Malta ve Şale Köşkleri
Yıldız Parkı içinde bulunan estetik mimarisiyle ilgi çeken Malta
Köşkü, ziyaretçilerine asırlık çınarlar, dereler, gölcükler
arasında yemyeşil bir vadinin içinde dinlenme imkânı sunuyor.
Tarihte Beşinci Sultan Murat’ın zorunlu ikametgâhı olan köşk,
günümüzde çevreyle bütünleşmek isteyen, konuklara huzur içinde
dinlenme sağlıyor.
Aynı parkta bulunan Şale Köşkü’nde ise II. Abdülhamit döneminden
bu yana Almanya, Avusturya, Macaristan, Pakistan’dan gelen birçok
devlet büyüğü konuk ağırlanmış.
Yıldız Porselen Fabrikası
Yıldız
Parkı içinde bulunan müze fabrika Osmanlı Sarayının cini ihtiyaçlarını
karşılamak için 1894 yılında Sultan Abdülhamit’in talimatıyla
kurulmuş. Fransız Serves ve Limoges şirketinden ithal edilen
teknoloji ile üretime geçmiş, Fransa’dan uzman ve çeşitli kalıplar
getirilmiş. Deprem sonrası İtalyan Mimar Raimondo tarafından
onarılan fabrika vazolar, figürler, desenler içeren tabaklar,
yazı ve sofra takımları, aşurelikler, şekerlikler, tepsiler,
çay takımları, abajurlar, fincan takımları, resimli duvar tabakları
büyük titizlikle üretiliyor.
Üretilen ürünlerin satıldığı mağaza ise fabrikanın girişinde
yer alıyor.
Evinize veya sevdiklerinize gururla verebileceğiniz, itinayla
göz nuru eserler barındırıyor. Fabrika çıkışından birkaç metre
geriye dönerseniz, Yıldız Parkının Ortaköy sırtlarına açılan
ikinci kapısından çıkarak, 30 bin metre kare üzerine kurulu
Ulus Parkına ulaşabilirsiniz.
İstanbul
Boğazının köprülü panoramasıyla en güzel seyir terasına sahip
Ulus Parkı, aracınızı park edebileceğiniz, bir şeyler yiyip
içebileceğiniz ücretli girişiyle tercih edilen dinlenme yerlerinin
biri sayılıyor.
Biraz ilerde Etiler’de ünlü alış veriş merkezi “Akmerkez”, Levent
tarafında “Kanyon” ziyaretçileri ağırlıyor. Ticaret merkezi
konumunda olan İstanbul’un yükselen değeri Beşiktaş, gün be
gün içerde ve dışarıda tanınınca buna paralel konuk ağırlama
ihtiyacı artmış olmalı ki İlçe sınırları içinde lüks otel yapımına
hız verilmiş.
Bebek, Conrad İntercontinental, Çırağan Kempiski, Dedeman, La
Maison Hotel, Ortaköy Princess Hotel, Parksa Hilton, Sürmeli
Hotel, Plaza Hotel, Les Oltomas, Swiss Hotel The Bosphorus,
W. Hotel bunlardan bazıları. Ortaköy’e geçmeden önce ve bu kadar
genç nüfustan, üniversitelerin benzersiz yoğunluğundan söz etmeden
geçmek olmaz.
Gerçekten de Türkiye’de başka yerde göremeyeceğiniz bir üniversite
yoğunluğuna şahit oluyorsunuz.
Yıldız, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, İTÜ, Boğaziçi,
Galatasaray, Bahçeşehir Üniversitesi, Harp Akademileri ile yedi
üniversiteye ek olarak liseleri, özel dershanelere gidenleri,
kursiyerleri de eklediğinizde bu kadar gencin arasında yaşlı
bile olsanız kendinizi onlardan biri gibi genç hissediyorsunuz.
Ortaköy
Çırağan Sarayını, köprüsünü geride, G.S. Üniversitesi, Denizcilik
Okulu, Kabataş Erkek Lisesi’ni Feriye sinemalarını sağımızda
bırakıp Ortaköy merkezine gelince, çok arklı bir yerde olduğunuzu
hemen fark ediyorsunuz.
Ortaköy Meydanı, sanat atölyeleri, kahveleri, bar ve lokantaları,
hafta sonu açılan elişi, antika, incik boncukçuları, sanat pazarları
ile yerli yabancı turistlerin uğrak yerleri arasında bulunuyor.
Deniz
kenarında yer alıp yalı camilerimizden biri olan barok stili
süslemeli Ortaköy Camii görkemiyle görenleri hayran bırakıyor.
Başta ünlü mimar ailesi Balyan’lara ait olan apartman olmak
üzere birçok bina onarılarak çehresi değişen Ortaköy’de 1723–1724
yılları arasında Ortaköy Camiin mimarı olan Mehmet Ağa’nın yaptırmış
olduğu Nevşehirli Damat İbrahim Paşa Çeşmesi de restore edilmiş.
Burada birbirine çok yakın durumdaki Camii, Sinagog, Kilise’yi
bir arada görebiliyorsunuz.
Meydanın arka sokağında 1856 da yapılmış olan Ayios Fokas Rum
kilisesi ve Muallim Naci Caddesin Osmanzade Sokağı köşesinde
Musevi cemaatinin sinagog’u da bulunuyor.
Ayrı dinlerin ayrı insanları ayrı mabetlerde dinsel inançlarını
yerine getirseler de eğlence yerlerinde yaşam alanlarında iç
içe oluyorlar, barlar, birahaneler, publar, kahveler, lokantalar,
restoranlar renkli görsellikler barındırıyor.
Sokaklara
taşan masalarda keyfince yemek yiyip, içenler, çaylarını yudumlayanlar
Asya Kıtasının Anadolu yakasına, Beylerbeyi, Kuzguncuk, Üsküdar
sahillerine, üzerlerinden geçen Boğaziçi Köprüsüne karşı oturmanın,
seyir zevkini yaşıyorlar.
Seyyar tezgâhlar, satış mağaza ve galerileri, takıcılar, resim
satıcıları arasında dolaşanlar, zaman zaman düzenlenen etkinliklere
katılanlar, farklı mimarinin içinde yer alan Ortaköy’de midye
tava, kumpir, kumru satıcılarının çevreye yaydıkları kokular
arasında yaptıkları kısa gezinin, Ortaköy’de geçen zamanın müptelası
oluyorlar.
Ortaköy gezinizde yapacaklarınız bunlarla sınırlı değil. Kapalı
mekânlarda oturmak istemeyenler, Ortaköy içlerine Dereboyu Caddesine
açılan sokaklarda dolaşabilir ahşap evlerin önlerinden geçerken
fotoğraf karesine sığdırabilecekleri birçok obje, kompozisyon
bulabilirler. Son model motosiklet ve otomobil galerilerine
bakabilirler.
Daha iyi ne olabilir derseniz Ortaköy sahilinden kalkıp, Fatih
Köprüsü'ne kadar boğazı gezebileceğiniz kısa bir tekne turu,
hem deniz havası alıp, hem de bu kısa sürede yalıları seyrederek
tadı damağınızda kalacak türden bir saatlik gezi olabilir.
Ortaköy, Esma Sultan Yalısını geride bırakıp boğaz köprüsü altından
geçek ulaştığımız Şifa Yurdu mevkiini döndüğümüz anda bir zamanlar
kömür deposu olan Kuruçeşme’ye geliyoruz.
Kuruçeşme'nin sahil yolu ile kazıklı yol arasında kalan bölümünde
küçük ama güzel bir meydan yer alıyor, sahilin biraz açığında
ise günümüzde ki ismiyle Su Ada’sı bulunuyor.
Arnavutköy, sahil parklarıyla, kıyıya bağlı yatları, yolcu tekneleriyle
Marmaris, Bodrum benzeri olan Kuruçeşme sahilinde cazibesini
korurken, şimdilerde Dünyaca ünlü grupların konserlerine ev
sahipliği yapan müzik holü “Kuruçeşme Arena” ya da ev sahipliği
yapıyor.
|
|
Artık boğaza iyice girdik ve yalıların, konakların süslediği
Arnavutköy’e hatta yaz, kış balık yakalanabilen Akıntı Burnuna
geldik. Bence Bebek Parkına gitmeyecekseniz, Bebek badem ezmesi
almayacaksanız, Aşiyan Müzesini gezmeyecekseniz istavrit, kıraça
avlamak üzere kamış oltaları, çaparileri hazırlayıp balık tutmaya
ya da kazıklı yolun gerisinde kalan sahil restoranlarından birine
kurulup, deniz, rakı, parfüm kokularının birbirine karıştığı
boğazın bu bölümünde rakı-balık keyfine başlayabilirsiniz.
Yazının bundan sonrasına İstanbul
Boğaz bölümünde devam ediyoruz. |
|
Beşiktaş - Foto
galerisi |
|
|
Beşiktaş Rehberi
İlçe sınırları içinde 1600'den fazla tarihi yapı ve eserin bulunduğu
Beşiktaş'da 52 çeşme, 51 dini yapı, 44 anıt saray, 37 su haznesi
tanoz mahsen, 1678 sivil mimarlık örneği 850 tanesi sit alanında
1923 adet eser bulunuyor.
Beşiktaş Belediye Bşk.Tel: 0(212) 444 44 55
Saraylar, Köşkler, Müzeler
Dolmabahçe Sarayı
Tel: 0(212) 226 90 00
Çırağan Sarayı
Tel: 0(212) 258 33 77
Yıldız Sarayı
Tel: 0(212) 258 30 81
Çadır Köşkü
Tel: 0(212) 258 90 20
Malta Köşkü
Tel: 0(212) 258 94 93
Ihlamur Kasrı
Tel: 0(212) 259 50 86
Şale Köşkü
Tel: 0(212) 259 45 70 |
Aşiyan Müzesi
Tel: 0(212) 263 69 86
BJK Müzesi
Tel: 0(212) 236 59 01
Deniz Müzesi
Tel: 0(212) 327 43 45
MSÜ Resim Heykel Müzesi
Tel:
0(212) 261 42 98
Şehir Müzesi
Tel: 0(212) 258 53 44
Yıldız Sarayı Müzesi
Tel: 0(212) 258 30 80 |
Sinemalar
A.F.M Sinemaları
Tel: 0(212) 352 23 51
Ak Merkez A.F.M.
Tel: 0(212) 282 05 05
Levent Kültür Merkezi
Tel: 0(212) 325 72 88
Feriye Sineması
Tel: 0(212) 236 28 64
Mars Sineması
Tel: 0(212) 353 08 53
|
Mayadrom AFM
Tel: 0(212) 352 23 51
Onat Kutlar Sineması
Tel: 0(212) 268 17 30
Peugeot Cine City
Tel: 0(212) 352 16 62
Princess Hotel Sinema
Tel: 0(212) 227 60 10
Yıldız Sineması
Tel: 0(212) 250 62 53 |
Kültür
Merkezleri
Akatkar Kültür Merkezi
Tel: 0(212) 351 93 82-84
Mustafa Kemal Merkezi
Atilla İlhan Sahnesi
Tel: 0(212) 351 24 56
Levent Kültür Merkezi
Onat Kutlar Sinema Salonu
Tel: 0(212) 325 73 71
|
Ortaköy Kültür Merkezi
Tel: 0(212) 236 10 27
Beşiktaş Kültür Merkezi
Tel: 0(212) 227 54 92-236 18 18
|
İskeleler
Arnavutköy İskelesi
Tel: 0(212) 263 56 25
Bebek İskelesi
Tel: 0(212) 263 60 23
|
Beşiktaş İskelesi
Tel: 0(212) 261 96 15
Ortaköy İskelesi
Tel: 0(212) 227 88 19
|
Oteller
Ak Merkez Residence Apart
Tel: 0(212) 282 01 30
Anadolu Oteli
Tel: 0(212) 326 80 42
Aura Hotel
Tel: 0(212) 263 12 00
Bebek Otel
Tel: 0(212)358 20 00
Conrad International Otel
Tel: 0(212) 227 30 00
Çırağan Place Kempski Otel
Tel: 0(212) 226 46 46
Dedaman Otel
Tel: 0(212) 337 45 00
Fantasia Otel
Tel: 0(212) 281 91 17
Feri Otel
Tel: 0(212) 260 98 88
Hotel Les Ottomans
Tel: 0(212) 359 15 00
Koç Otel
Tel: 0(212) 261 06 29
La Maison Otel
Tel: 0(212) 227 42 63
Mels Otel
Tel: 0(212) 283 70 31 |
Ortaköy Princess Otel
Tel: 0(212) 227 60 10
Otel Beşiktaş
Tel: 0(212) 261 03 46
Parksa Hilton Oteli
Tel: 0(212) 310 12 00
Princess Otel
Tel: 0(212) 227 60 10
Radisson Sas Bosphorus Otel
Tel: 0(212) 310 15 00
Sürmeli Otel
Tel: 0(212) 272 11 60
Swiss Otel
Tel: 0(212) 326 11 00
Swiss Otel Residence
Tel: 0(212) 326 11 09
Taşlık Otel
Tel: 0(212) 227 83 10
The Plaza Otel
Tel: 0(212) 274 13 13
The Residence Otel
Tel: 0(212) 288 95 90
Uğur Omay Otel
Tel: 0(212) 259 16 09
W Otel
Tel: 0(212) 381 21 21 |
|
|
|
|