İ s t a n b u l

a n a s a y f a
e m i n ö n ü
s u l t a n a h m e t
b e y a z ı t
h a l i ç
k a r a k ö y
b e ş i k t a ş
b e y o ğ l u
b o ğ a z k a d ı k ö y
ü s k ü d a r n i ş a n t a ş ı
y e ş i l k ö y
e - m a i l







NİŞANTAŞI
Taksim'den Harbiye, Teşvikiye, Nişantaşı, Osmanbey, Şişli, Mecidiyeköy üzerinden Etiler'e dek uzanan gezimize başlıyoruz. Bu güzergahın Taksim - Levent hattını yer altından metro ile on dakika gibi kısa bir sürede gitme imkanı var ama, biz yol üstünde her iki yakada ne var ne yok diye bakıp yürüyerek tamamlayacağız.

Taksim Meydanına sırtımızı dönüp başladığımız ilk adımlarda Talimhane'den itibaren bize eşlik edenler fast-food türü yiyecek satan mekanlar, kafeler sıralanıyor.
Paralelinde bulunan Taksim GEZİ Parkı kent merkezinde hala yeşillikler arasında oturup dinlenme imkanı veriyor. Parkın bitiminde karşılaşılan Divan Kavşağı ilk mola yerimiz oluyor.
Köşe başında yer alan Divan Oteli, pub'ı, bar'ı ile müdavimleri olan başlıca uğrak noktalarından biri sayılıyor. Yıllarca hizmet veren Divan pastanesi yerini, yeni açılan bir restorana bırakıp bitişiğine taşınsa da pastalar, çikolata çeşitleri nefasetini eskisi gibi koruyor.
Sipariş üzerine özel gün pastaları yapıldığı gibi, ayak üstü bir iki küçük pasta çektiyse canınız, pastane bu isteğinizi hemen yerine getirecek hizmetler sunuyor. Özellikle framboazlı, kestaneli, muzlu, çilekli, ananaslı meyveli pastalar, kekler, ekmekler, likörlü, viskili, portakallı, çikolatalar, hediyelik madlenleri ile Divan Pastanesi haklı şöhretini devam ettiriyor.

Yolumuzun üzerinde restoran, bar ve gece kulüpleri yer alırken bunlar içinde Crayz Show "Regina", "Karafaki", turistik eğlence merkezi "Kervansaray" bulunuyor. Gezi Parkı'nın Elmadağ'a olan devamında bulunan parktan veya Şişli Belediyesinin yaptığı son düzenlemelerle yenilenen yürüyüş platformları çiçek havuzları ile süslenmiş yürüyüşe elverişli güzergahla İstanbul Radyosu'nun tarihi binasını ve İstanbul'un ilk beş yıldızlı otellerinden biri olan bahçesi, havuzu, lobisi, roof barı ve restoranları ile oteller arasında ayrı bir yeri olan Hilton Otelini sağımızda bırakarak Harbiye'ye geliyoruz.

Askeri Ordu Evi bitiminde yer alan Askeri Müze önünde yol ikiye ayrılıyor.
Bu iki işlek güzergahta birbirinden özellikli butikler, kafeler, çeşitli mekanlar dikkat çekiyor.

Yolun sağını takip edenler için küçük, temiz bir park Maçka yönüne doğru kademelerle alçalarak uzanırken park girişi Türk büyüklerinin büstlerini barındırıyor. Askeri Müze ile Maçka arasında yer alan bölümde ise Cemil Topuzlu Harbiye Açık Hava Tiyatrosu, Lütfü Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı, Cemal Reşit Rey Konser Salonu bulunuyor.
Parkın karşı yakasında İstanbul'un köklü geçmişe sahip "Yekta Restoran" yer alıyor. Yolun devamı olan Vali Konağı Caddesi, İstanbul'un Beyoğlu'su kadar modanın kalbinin attığı Rumeli Caddesi ile kesişiyor. Birbirinden göz alıcı, albenisi olan butiklerin alış veriş merkezlerinin yer aldığı moda merkezi Nişantaşı'nda, bizi kavşakta tarihi bir dikilitaş karşılıyor.


1920'lerin konaklar ve saraylar semti Nişantaşı'nın tarihi 1790-91 yıllarına III. Selim'in ilk nişan taşını diktirmesine kadar dayanıyor. Semt, yıllar önce kendisinden sonra gelen padişahlardan II. Mahmut'un ve Abdülmecid'in de ilgi odağı oluyor. 1853 yılında taşlara kazınan buyruk ile semt olma macerası başlıyor. Abdülmecid Topkapı Sarayını bırakıp Dolmabahçe sarayına taşınması sonrasında Ihlamur mesire yerinde bir de kasır yaptırıyor. 1857 yılı ile birlikte sarayın sosyal etkinliklerini de buraya taşımaya başlıyor.
Nişantaşı'nda günümüzde de görülebilen beş dikilitaş bulunuyor.

Nişantaşı'nın Taşları
1. Teşvikiye caminin avlusunda. 1790-91, III. Selim
2. Nişantaşı-Ihlamur yolunda bir apartman bahçesinde. II. Mahmut
3. Teşvikiye Caddesi Harbiye Karakolu önü. 1853-54 Abdülmecid
4. Teşvikiye- Rumeli-Valikonağı caddeleri kesişme noktası. 1853-54 Abdülmecid
5. Teşvikiye Cami, bahçe kapısı yanında.

Nişantaşı'nın Rumeli Caddesi, Osmanbey, Şişli başta olmak üzere böylesi köklü bir semtte yürürken mutlaka güzelliklerin farkına varabilmek için çoğu zaman gözünüzü vitrinlerden ayırıp, başınızı yukarıya kaldırarak mimari saheserlere de bakmak gerekecektir.
Özellikle taşın hayat bulduğu neo klasik tarzda, taşın dantel gibi işlendiği seyirlik yapılar hayranlık uyandıracak. Cumbalar, pervazlar, sütunlar, kolon, balkon pervazları, pencerelerle hareket kazandırılmış yapılar üzerine sokak tabelası, bina numarası bile asılmaya kıyılmayacak güzellikler barındırıyor.



Nişantaşı'nın Teşvikiye yönünde yürüyüşümüze devam ediyor ve Teşvikiye Camiyi geçip Teşvikiye Cafe de bir kahve molası veriyoruz.
Aslında soğuk sıcak içecekler, pizza, salata, köfte, sandviç barları, muhallebici, pastaneler, restoranlar, hatta restoranlar çarşısına bile sıkça rastlanan bu semtte özellikle yabancı markaların da yer aldığı ünlü markaların ürünlerini bulunduran butikler göze çarpıyor.

Caddelerden ara sokaklara kadar dağılmış butikler arasında Louis Vuitton, Emporio Armani, Gucci, Shoe&me, Net Work, Laura Ashley, Hotiç (Ayakkabı), Mexx, Beymen, Yargıcı, İnci (Ayakkabı), Atasay (Mücevher), Stefarel, Top Shop, Mango, Derimod, Benetton, Y.London, Verda, Prestij, Koton, Sarar, Sisley, Adil Işık, Copine, Lacoste, Mudo, Adres, Loco, Clup Dame, Sxtweens, Question. Sık sık yeniledikleri vitrinlerinde günümüz modasından örnekler sunuyorlar.

Bakımlı, şık hanımların, parfüm kokan yürüyüş parkurlarını podyuma çevirdikleri alanlara, trafiğe kapalı sokaklara kurulan açık hava kahveleri ile Nişantaşı Avrupa kentlerini aratmıyor. Paris, Viyana havası yaşatan mekanlar öğlen saatlerinde çevrede çalışanların ziyaretleri ile daha da renkleniyor.

Modanın kalbinin attığı Rumeli Caddesinde ki mağazalar, butikler her hafta yeni vitrin yaptıkça kentin çeşitli semtlerinden gelenler için adeta yeniliklerin takibi alışkanlık haline geliyor, mevsim ne olursa olsun satın alınanlar bu caddelerde giyiliyor, çoğu zaman işporta satılanlar arasında orijinallerini artmayacak parçalar çıkıyor, renkli caddeyi bazen gökkuşağı renklerini barındıran şemsiyeler, bazen mevsim çiçeklerini satan çiçeçekciler renklendiriyor.

Yorgunluk molalarının gözde yerleri ise "Reasurans Çarşısı", Touch Down, Cafe Wien, Lina's Sandwich Cafe, Buz Cafe, Beymen Cafe, Kırıntı, Cafe-Paul, Taps bira çeşitleri ile ilgi çeken yerler olarak rağbet görüyor.
Abdi İpekçi caddesi üzerinde yer alan günümüzün gözde mekanları ünlülerin uğrak yeri olarak göze çarparken son model otomobillerin yoğun trafik oluşturması dikkat çekiyor.
Teşvikiye'nin gözde mekanlarından biri olan Taps, üst katında restoran hizmeti pizza çeşitleri sunarken, zemin katı kendi ürettiği bira çeşitleri ile rağbet görüyor.
Barda veya salonda yer alan yüksek tabure ve masaları seçenler, bira mönüsü söylerlerse kendilerine güler yüzlü barmaidler tarafından dört çeşit küçük bira bardağı sunuyor. Farklı lezzetteki biraları tadanlar siparişlerini tercihlerine göre yapıyorlar.
Barın üzerinde yer alan ekranlarda müzik kanalları, spor müsabakaları TV veya video bantları izleme imkanı buluyorlar.

Biraz önce ikiye ayrılan yolun bu defa solunda yine butiklerin, restoranların, barların sıralandığı Halaskargazi Caddesi boyunca gelenlerle birleşerek Rumeli Caddesinden Osmanbey yönüne dönüyoruz.
Solda bir zamanlar Taksimde olup sonraları Osmanbey'e taşınan, acı sosu ile damakta tat bırakan "Kristal" hamburgercisi aynı lezzetteki hamburgerleri ile nostaljik bir tat almanızı sağlıyor.
Butiklere, sinemalara, ilave bir de pasajların zenginleştirdiği geniş ve tek yönlü trafik'e açık caddede, sağımızda şeker pembesi rengi ile ulu önder Mustafa Kemal Atatürk'ün bir süre konaklamış olduğu, günümüzde Atatürk Müzesi adıyla Atatürk Evi Müzesi dikkat çekiyor.
Atatürk'e ait bazı eşyaların, ve dönemin fotoğraflarının sergilendiği müze Pazartesi günleri haricinde mesai saatleri içinde ziyaret edilebiliyor.
Şişli Meydanına yaklaşırken bahçe içinde bir başka görkemli köşk olan Bulgar kilisesi görülüyor. Mecidiyeköy'e gidiş yönünde sağımızda Şişli Etfal hastanesi yer alırken, İstanbul'un dört saat kulesinden biri olan Etfal Saat Kulesi görülüyor.

Yolun tam karşısında Şişli Camii, sağımızda Yeni Karamürsel alış veriş merkezini, sayısız dükkan, mağaza barındıran pasajları geride bırakıp Mecidiyeköy yönünde ilerlemeye devam ediyoruz. "Günay" gece kulübü önünden geçerek yolun iki tarafında devam eden monotonlukta ilerleyip, İstanbul'un bir başka şehir arenası olan Mecidiyeköy'e geliyoruz.
Burada bizi bekleyen son yılların gözde alışveriş merkezi Cevahir yer alıyor.
Otobüs duraklarının çok olmasıyla terminal havasının hüküm sürdüğü, bol egzoz dumanının yoğun hissedildiği bu bölüm, genellikle banyo mutfak malzemelerini barındıran show-roomlar ve bilgisayar dünyasının kalbinin attığı bir mekan olarak tanınmasının yanı sıra Galatasaray Spor Kulübüne ait, bir zamanlar ünlü rock grubu The Rolling Stones grubunun da konser verdiği Ali Sami Yen Stadyumuyla da anılıyorsa da stadın ve tarihi likör fabrikasının yerinde plazalar yükseliyor.
Yolun devamında ve biraz içerde Profilo alış veriş merkezi bölgeye bir başka canlılık katan unsur oluyor.
Oto parka araçlarını bırakanlar yürüyen merdivenlerle çıktıkları katlarda aradıkları her türlü eşyayı bulabiliyor, en üst katta bulunan sayısız restoran ve kafelerde mola verebiliyorlar.

Atatürk Müzesi'nin bulunduğu Halasgargazi Caddesinden ayrılıp Bomontiada'ya doğru ilerlersek bizi bu defa bir başka renkli pazar bekliyor.
Bir zamanların Bomonti Bira Fabrikasının bulunduğu bölge günden güne gelişme göstererek Bomontiada adıyla geniş bir eğlence kompleksine döndü.
Çevrede yine tekstil atöleleri yer alıyor, bununla beraber yükselen plazalar, Hilton gibi büyük otellerin yanısıra bir de bölgeyi cazip kılan ikinci el eşya pazarı oluyor.

Feriköy Bit Pazarı
Pazar günleri kurulan pazarda buram buram nostalji yaşayabilir, geçmişte kullandığınız, özlemini çektiğiniz eşya ve objeleri, antikaları satın alabilirsiniz.
Hiç bir şey almayanlar için ise çeşitli pazar dışında kafeler, restoranlar, pazar girişinde gözlemeciler hizmet veriyor.

Meciyeköy'ü geride Zircirlikuyu mezarlığını solumuzda bırakarak Levent yönünde ilerlerken yine sağ yolu takip ediyor, bu defa İstanbul'un sayılı plazalarından biri olan Etilerde ki Akmerkez'e geliyoruz.
Altta büyük ücretli otopark üzerine dizilen katlara yürüyen merdivenlerle çıkıyor burada da beyaz eşya satan galerilerden, lüks butiklere, elektronik dünyasının en son modellerini bulabileceğiniz plazma ekranlar, diz üstü bilgisayarlar, dijital çılgınlığın son harikalarını görebiliyor, ihtiyacı olanlar göz muayenesi yaptırıp gözlük reçetesi bile alabiliyor, her çeşit ürün satan mağazalar galerilerinde dolaşabiliyorlar.
Akmerkezin son katı yoğun olmak üzere fast-food restoranlar şaşırtıcı sayıda çeşitlilik sunuyor.
Akmerkez Plaza turunda TV, podyum ve sinema dünyasından tanıdığımız bir çok ünlü ile karşılaşma imkanı da bulunuyor. Etiler, alış veriş konusu yanında İstanbul'un gece yaşantısının da hızlı trafiği ile kendinden söz ettiren, neredeyse hiç uyku uyumayan semtlerinden biri olarak tanınıyor.

Nişantaşı - Fotoğraf Galerisi