2004
yılında Dünya Yayıncılık'dan çıkan "Denemeler" kitabına
kapak fotoğrafı çekmek için gitmiştim Vedat Günyol'a.
Maltepe'de
yüksek bir binanın tren yoluna karşı penceresinden bakarken
söyledi bugüne dek oturduğu beş evin de penceresinin tren
yoluna baktığını…
Olgun yaşına rağmen dinamik, yazı yazma arzusu içindeki
görüntüsü insana yaşama, üretme isteği, enerjisi veriyordu.
Uysal mütevazı, esprili bir kişilik sergiliyordu.
Çalan telefon ile henüz başladığım fotoğraf çekimine ara
verdik. Arayan yanlış bir numaraydı, Vedat Günyol'un verdiği
esprili cevapla delikanlı çağında biriyle konuştuğunuzu
sanabilirdiniz.
Biz tekrar çekime döndük.
Sağlığına ortak olan rahatsızlığına hiç aldırmıyordu,
bunu büyük bir cesaretle neredeyse övünür gibi söylemişti.
Kendisini kabullenmiş görünce ben de öyle yaptım.
Fotoğraf çekimine büyük bir itina ve zevk alarak devam
ettim.
Tuttuğu notları, yazı karakterini, gözlüğünü, kalem tutan
parmaklarını, masasını üzerindekileri, en sevdiği heykelcik
biblosuna kadar tüm detayları makro çekimlerle belgeledim.
Çıplak gözle bile kitaba, yazıya bir ömür verdiği çok
çabuk anlaşılıyordu. Objektif içinden bakınca ise ister
istemez asırlık koca bir çınarın daha yazacak çok olduğu
izlenimine kapıldım.
Çekimler bitti ama oyalandım. Biraz daha kalmak istedim.
Yanında bir kelime duymak, birkaç şey öğrenmek en büyük
kazançtı.
Evine çok yakın olan ve adına kurulmuş kitaplığa gideceğini
öğrenince beraber çıktık evden.
Onu benim geldiğim 73 model VW kaplumbağa ile götürdüm,
kitaplığın kapısında, adının yazdığı tabelanın karşısında
indirdim.
Bir de vedalaşırken elini öptüm. Biraz saygıdan, sevgiden
biraz da belki yazarlık bulaşır ümit ve hayaliyle.
Bir camdan uzaklara bakışını unutamam, bir de hayata bakışını.
Not:
Bu yazı Cumhuriyet Yayınları tarafından çıkarılan, Ali Ekber
Ataş tarafından hazırlanan, çeşitli yazarların görüşlerini
içeren, 2004 yılında 95 yaşında kaybettiğimiz "Vedat Günyol'a
Armağan
"100'e 5 vardı" kitabında ki Haluk Özözlü yazısıdır.
|