Kış
aylarında kahverenginin eşsiz tonlarıyla güzelleşen Bolu, nereye bakarsanız bakın
yağlı boya tablo gibi bir görüntüye sahip. Eşsiz güzellikteki Gölcük, Bolu'nun
Pamukkale'si Akkaya, elma deposu Seben, kaya evlerini gizleyen Solaklar köyüyle;
renklerin dans ettiği Bolu'dayız. Bal teknesi, goldfinger sarısı, ahşap sıcaklığı...
Ne derseniz deyin, ben bu renge iyice alıştım. Sonbahar deyince herkesin aklına
Yedigöller gelir ama, Bolu'da heryer aynı güzellikte.
|
|
Hemen
fark edeceğiniz gibi Çamlıca gişelerden başlayan ücretli yolculukla, genç ama
tamiratı bir türlü bitmeyen yamalı bohça Sakarya otoyolu bir nefeste geçiliyor.
Düzce, Hendek derken başlıyorsunuz Bolu dağını tırmanmaya ve hafifliyorsunuz.
1960-70'li yıllarda otoyol yokken, İstanbul-İzmit arası Türkiye'nin en problemli
yoluydu, kazasız gün geçmezdi. Devamında Bolu dağı da, şoförlerin korkulu rüyasıydı.
Yola "Al baltayı, kes!" türünden bir sis oturur, yoğun trafikli, ağır tonajlı
kamyon ve tırların can çekiştiği rampada sis lambaları, yol şeritleri görünmez
olurdu.
|
|