GEZİYORUM
Music:
The Beach Boys - Surfin' USA |
Alaçatı
da rüzgârla randevumuz var!..
Rüzgâra karşı zafer kazanmak doğa ile
bire bir mücadeleye girmek, 60-70 km hızla denizin yüzeyinde
uçmak...
Özgürlüğü doyasıya yaşayabileceğiniz, oksijeni beyninizde
ve ciğerlerinizde hissedebileceğiniz bir doğal ortama, Alaçatı'yla
gidiyoruz.
Türkiye’de bu kadar kısa zamanda kabuk
değiştiren, gelişip büyüyen, büyürken de orijinaline sadık
kalan, bu denli rağbet gören bir başka yer yoktur sanıyorum.
90 lı yıllarda ilk kez tanıtım yazıları yazdığım Alaçatı’yı
ara sıra ziyaret etmiş olmama rağmen 2010 yılı Mart ayı
sonunda ki gidişimde tanımakta zorluk çektiğimi itiraf etmeliyim.
Bu denli ilgi karşısında aşırı yapılaşma ile adeta şantiye
gibi bir havaya bürünmesine rağmen güzelleşip geliştiğin
şahit olmak oldukça şaşırtıcı oluyor.
En büyük değişiklik ise limanda yaşanıyor.
Bir tarafta Port Alaçatı projesi ile İstanbul Boğazı yalılarını
anımsatan, biraz da kıskandıran kanal boyuna yapılan yalılar
ile marina çevresinde, yeni yapılan Alaçatı evlerinde gözleniyor.
Yeniden bu projelere dönmek sözünü verip Alaçatı izlenimlerine
geçiyorum.
İzmir otobanına girip Çeşme yönüne ferah, lastik sesinin en aza indirgendiği pürüzsüz
asfalt yolda kuğu veya martı gibi süzülerek yol alıyorsunuz. Sağ kanadınızda zaman
zaman deniz manzarası, yeşil tepeler eşlik ediyor. Selçuk kavşağı sonrası, Karaburun,
Zeytinli yol ayrımlarını geride bırakıp, elektrik üretiminde kullanılan rüzgâr
fırıldaklarının artan sayısı dikkatinizi çekerekten Alaçatı sapağına geliyor,
mevsim ilkbaharsa sapsarı açmış mimozalar arasından giriş yapıyorsunuz.
Yıllarca Çeşme’nin gölgesinde kalıp birden bire fark edilen,
rüzgâr sörfünün dünyaca ünlü parkuruna sahip Alaçatı içinegiriş
çok da geniş olmayan yollardan yapılıyor.
Alaçatı’nın kalbi sayılan ve restoranların, dinlenme mekânlarının,
otellerin yoğun bulunduğu cadde haliyle trafik yükünün en
fazla hissedildiği yer oluyor.
Buna tezat hala sakin ve sessiz araç geçemeyecek kadar dar
sokakların bulunması, kafa dinlemek için tercihini bu yönde
kullananların mekânları oluyor.
Alaçatı mimarisi gelişip sayıca artsa da, hala değişmeyen
özellikler de var. Özellikle taze ve oksijeni bol, şifalı
hava hala esmeye, uykusuzluk çekenlere, astım, kalp problemi
yaşayanlara, çabuk sinirlenen, kent yaşantısı içinde bunalmış
stresli kişilere ilaç olmaya devam ediyor. Karakteristik
özellik taşıyan tipik Alaçatı evleri örnek alınarak yapılan
yeni konutlar, villalar, yazlıklar, hatta konaklama tesisleri
göz okşuyor.
Cumbalarda, bacalarda, kapılarda, pencerelerde, bahçelerde yadırganmayacak estetik
hâkimiyeti görülüyor. Tabelalarda, cephe süslemelerinde sanatsal detaylar, hanım
eli değdiği belli olan zevk sahibi kişilerin zevklerinin yansıması gözle görülür
biçimde sergileniyor. Bilhassa yaşama sanatından verilen örneklerle Alaçatılılar
arasında tatlı bir rekabet hissediliyor. Bu mudur bu kadar rağbet görmeye neden
derseniz, henüz daha bir şey yazmadığımı peşinen söylemeliyim.
Balık Mezadı
Sıkı durun, her gün saat 11.00 de balık mezadı yapılıyor.
Eğer Ege’nin deniz ürünlerine düşkünseniz, satın alacağınız balığın tazeliğinden,
hatta canlı oluşundan, beğenerek alıp, hazırlayıp, yemek kadar, satın almanın
da verdiği hazdan mutlu oluyorsanız, Alaçatı Balık Mezadını gördükten sonra, sadece
bu nedenle buradan bir ev satın alıp, yerleşmek isteyebilirsiniz. Günün en güzel
meşguliyeti ise evden çıkarken “Ben mezada balık almaya gidiyorum” demek olabilir.
Kooperatife kayıtlı sadece Alaçatı balıkçıları ya akşamdan
sabaha, ya sabahtan akşama balıkların geçiş yollarına bıraktıkları
ağları yöre balıklarıyla dolu şekilde mezada getiriyorlar.
Her balıkçının balığı görevli tarafından tartılıp listeye
yazılıyor, kümeler halinde mermer masaya diziliyor, koca
masa balık çeşitleriyle doluyor hatta balık koyacak yer
kalmıyor.
Yan yana dizili temiz deniz çipuraları, dil balıkları, istavrit,
levrek, gobes, ıstakoz, kum ve kaya barbunyaları, karagöz,
mercan, adabeyi (Bir tür iskorpit), gibi deniz ürünleri,
arada bir bulundukları yerde zıplıyor, kabaran iştahlara
iştah katıyor, akşam yemeği için erken hayal kurmanıza neden
oluyor.
Tartı işlemi tamamlanıp mezadın başlamasına yakın çevrede
park eden araç sayısı artıyor.
Balığı ilk elden görerek almak isteyen ailelerin, restoran
sahiplerinin, en elverişli, en fazla, en ekonomik balıkları
nasıl alacaklarını düşünen bakışları balıkların üzerinde
odaklanıyor.
Mezadı yöneten başlıyor kilo ve çeşidi masada dizili sıraya
göre fiyatıyla söylemeye. Katılımcılar arasında kısa bir
rekabet sonrası balığın alıcısı çoksa en yüksek fiyatı verenin
üzerinde kalıyor.
Balıkçılar, balık müşterileri, mezadı idare edenler, restoran
sahipleri, ayakaltında dolaşan, ara sıra yere düşürülen
balıkları kapıp kaçan kedilerden oluşan topluluk büyük keyifle
seyredilebiliyor.
Böylesi leziz balıkları, mezeleri, tatlıları, serinleticileri
nerede yiyeceğiz bir de ona bakalım.
Barbun Restoran
Alaçatı merkezinde restoranların çokça bulunduğu sokağın
başlarında yer alan Barbun Restoran kışın kapalı bölümü
yazın herkesin restoran önünde sokakta kurulan masalarda
yemek yediği, damak zevkine önem veren bir aile işletmesi.
Yılların verdiği tecrübeyi konukların beğenisine uygun mönüyle
harmanlayan işletmeci aile, mevsimsel etkilerle sık değiştirdiği
yiyecek türleri içinde sürpriz sayılabilecek tatlar barındıran
değişik lezzetleri sunum başarısı ile birleştirince, Alaçatı’ya
sadece yemek yemek için bile gelinebirliği düşünüyor, uyguluyorsunuz.
Mönüde
kısa bir gezinti yapıyor ne var ne yok bakıyor haliyle tadıyoruz.
Her Cumartesi kurulan Alaçatı pazarında taze ne satılıyorsa
en cazip biçimde hazırlanıp sofranıza geliyor.
Turp otu, sütotu, cibes, arapsaçı, ısırgan otu kaynayan
suya atılıp beş dakika kaynatılıyor. Otun yaprakları kalınsa
süre 6-7 dakika olabiliyor. Sıcak sudan çıkartılan otlar
bu defa hemen buzlu suya atılıyor ve bu şekilde leziz otlu
mezelerinzümrüt yeşili ot rengi elde ediliyor.
Giriş için hazırlanan mezeler üç gözlü tabaklarda sunuluyor.
20 TL ücretli meze tabağında fava, pancar, havuç ezme, kırma
zeytin, rendelenip yoğurtla karıştırılmış taze Alaçatı enginar
göbeği çeşitlerden üçü bulunuyor. Her meze özel karışımlarla
lezzetlendiriliyor. Kırma kalamata zeytini çekirdekleri
çıkarılıp içine tulum peyniri rendeleniyor, fesleğen, taze
kır kekiği otu, kimyon, yenibahar ilave edilen bir karışım
hazırlanıyor. Kurutulmuş, közlenmiş domates ezmesi, bir
tür tuzsuz krem peynir çeşidi olan labne peyniri, maydanoz
ilavesiyle karıştırılmış.
www.sihirlitur.com
okurları için Barbun Restorandan birçok yemek tarifini almaya
devam ettim.
İşte onlardan bir başkası ara veya açılış yemeği olan "Ahtapot
Kapaçyo". Özel olarak hazırlanmış ahtapotlar döner
yaprağı gibi ince kesiliyor, olgun fakat su bırakmayan kübik
doğranmış domates parçacıkları üzerine karabiber serpilip
diziliyor.
Özel çukur tabakta sunulan "Balık Kokoreç" bir
başka ilgi gören yemek çeşidi, balık lezzeti almasanız da
görsel ve kekik tadıyla kavrulmuş balıkla kokoreç yediğiniz
izlenimine kapılıyorsunuz.
"Mezgit Goujon" ise yemeye doyamayacağınız bir
başka lezzet. Taze kekik otu, sarımsak, zeytinyağı sosuyla
önceden marine edilmiş mezgit parçaları un, galeta, fırın
ekmek kırıntısı karışımında pane yapılıp kızartılıyor.
Levrek balığından yapılan çöp şiş veya asma yaprağında levrek
bir başka tercih oluyor. Unutmadan bahsedeyim, sürahiniz
içine limon, nane yaprağı konmuş, suya koku rayiha transferi
sağlanmış.
Deniz tuzu ise kekik ve uyumlu bazı ilavelerle karıştırılıp,
tane karabiber için kullandığımız el değirmeni içine konmuş!
Tuzluktan tuz serpmek yerine değirmenini ileri geri döndürerek
inceltilmiş durumda, kontrollü olarak tuz tüketebiliyorsunuz.
Yemeğinize refakat eden ekmek sepetinde ince kesilmiş limonlu
portakallı, ekmek dilimleri ve aşağıda bahsedeceğim çeşitlerden
bazıları bulunuyor.
Bu kadar yemek sonrasında bir de tatlı çeşidi örneği vermek
gerekiyor. Bir kenarına kokao serpilmiş tabak ortasında
üzeri bir top çikolata kaplı kuru incir, badem ezmesi ile
lezzetlendirilmiş dondurmayla birlikte sunuluyor.
Mutluluk verici özellikli bu hafif tatlıyla titizlikle hazırlanan
yemeğinize son verebilirsiniz.
Barbun restoranın öğlen servisi de bulunuyor Gece 24.00
civarında kapanıyor.
Barbun Restoran: 1001 sokak no5
Tel: (0232) 716 83 08
Gsm: (0536) 434 74 90
Furun Cafe
Bodrum
Çarşısı içinde yıllardır kurabiyeleri fırın mamulleri ile
gönüllerde taht kuran Furun bir şubesini Alaçatı içinde
açmış. Bodrum tecrübesini Alaçatı’ya taşıyan Mustafa Arıcı’nın
hazırladığı ekmek çeşitleri çok aranılır olmuş. Furun ismini
verdiği fırınında henüz çıkmış unlu mamullerle kahvaltı
da verince vazgeçilmez uğrak noktalardan biri oluvermiş.
Mustafa Arıcı’ya sihirlitur okurları için ekmek çeşitlerini
saymasını istedim. Birçoğunla bu sayede yeni tanışma imkânı
buldum.
Dönüşümde çok beğendiğim mis kokulu içine limon, portakal
kabuğu rendelenmiş çeşidinden bir somun aldım. Ekmek bile
bu vaziyetiyle kek dilimi gibi tek başına yenilebilir olduğunu
gördüm. Serviste ve tezgahta iki hanım kız, ellerinde eldivenlerle
steril ortamda siparişleri hazırlıyorlar.
Birkaç çeşit saymamı isterseniz soğanlı, dereotlu, mısır
ekmeği. Zeytinli mısır ekmeği. Antep fıstıklı, leblebili
çavdar ekmeği. Tahıllı, kepekli ekmek. Zeytinyağlı, zeytinli,
ceviz, nane ilaveli kepek ekmeği.
Isırgan otlu ekmek. Üzümlü ekmek ve klasik çeşitlerin yanı
sıra yakında Fesleğenli ekmek, Lavantalı ekmek, Avokadolu
ekmek, Ananaslı ekmek yenilikler arasında yerini alacak.
Furun’un, mamulleri arasında içine sakız konan un kurabiyeleri
de bir başka damak zevki yaşatıyor.
Kahvaltıda ise Kars’tan getirilen peynir, Trabzon’dan tereyağı,
çökelek peyniri, Samsun’dan getirilen mısır unu, özel maya
lezzetlere lezzet katıyor, 24 saat açık.
Alaçatı Furun Cafe: 1005 Sokak no:9 Tel no Gsm: 0533
455 57 78
İmren
Han Helva Tatlı Evi
1941’den buyana dört kuşaktır tatlı imalatını sürdüren
İmren Helva ve Tatlı Evi önünden geçerken dikkatinizi çekecek
güzellikler barındırıyor.
Mekânın üstü açılabilir oluşu, tavanın yüksekliği, ferahlık
veren iç aydınlık, dekoratif döşeniş biçimi, titiz hazırlanmış
leziz mamuller, zarif sunumla birleşince içinizde tekrar
tekrar gelme, gelindiğinde de uzun süre oturma, tüm çeşitlerden
tatma arzusu uyanıyor.
Selanik’ten gelen muhacir Hasan Usta tarafından açılan imalathane
kara helva, cevizlitaş helva, tahin helva, şıra, baklava,
revani ile işe başlamış. Çeşitleri oğul Ekrem geliştirmiş,
torunlar çeşitli mekânlarda edindikleri pastacılık tecrübelerini
de katınca İmren bugünkü halini almış.
Geçmişte Nalbant hane olarak kullanılan 150 yıllık mazisi
olan taş bina restore edildikten sonra bir süre restoran,
bar olarak, daha sonra 2008 de kafeterya pastane olarak
hizmete devam etmiş.
Günümüzde
Kayhan Ölmez yönetimindeki işletmede sakızlı irmik helvası,
sakızlı, muhallebi, sakızlı tatlı, sakızlı dondurma, sakızlı
kahve, sakızlı reçelle kahve yanında verilen su bardağı,
sakızlı kurabiye reçel çeşitlerini hem yiyebiliyor hem de
perakende satın alabiliyorsunuz. Özellikle Sakız Adasından
ithal edilen damla sakızlı macun Alaçatı’dan alabileceğiniz
hediyelikler arasında ayrı bir yer tutuyor. İmrenin imrendirici
tatlıları, kokusu ve tadıyla sakızlı un kurabiyeleri ise
damakta tat bırakıyor.
İmren Han Helva Tatlı Evi: Tokoğlu Mahallesi Kemalpaşa
Caddesi No 65 de yıl boyu hizmet veriyor. Tel no: 0(212)
716 83 56
Alaçatı Mimarisi
Alaçatı'da ilk dikkati çeken mimari doku oluyor. "Alaçatı
taşı" adı verilen kesme taşlardan yapılan evler, kışın sıcak
yazın da serin tutma özelliğine sahip. Çürük bir taş sayılmasına
rağmen, havanın karbondioksidi ile birleşince, kalker oluşturup
filtre görevi yapıyor.
Beldenin zemini de bu taşlarla kaplı. Bir kısmı Rumlar'dan
kalma eski Alaçatı evlerini restore edip yerleşmek, şu sıralar
pek moda olmuş. Karabiber, mimoza ağaçlarının sıralandığı
yeni sokaklara dizili bahçeli villalar ise imrendirici güzellikte.
Alaçatı Evleri
Alaçatı içinde bulunan yaklaşık 100 150 senelik taş binaların
duvarları ise bu bölgeden çıkan ilk zamanlar beyaz zaman
geçtikte rengi koyulaşan özel bir taştan yapılmış.
Bölgeye
has özellik taşıyan, çekiçle düzeltilerek dekoratif, sıvasız
görünüş sunan bu taşın diğer bir özelliği ise nefes alabilmesi,
sağlıklı yaşam sunması.
Alaçatı yapı kültüründe taş kullanılmayan sıvalı tuğla duvarlarda
ise hâkim renk kireç badana beyaz, krem, sarı tonları olduğu
gözleniyor. Pencerelerde depreme karşı bir tedbir olarak
bina köşelerinden uzak tutulmuş, yatay yerine dik uzun olması
tercih edilmiş.
Kapı ve pencere çerçevelerinde kullanılan söve taşları,
çatı kaplamalarında kullanılan alaturka kiremitler, çatı
köşelerinde görülen, iki oluklu kiremit ten ibaret olan
kartal kanadı süslemesi, baca tasarımları Alaçatı evlerini
güzelleştiren detaylar olarak dikkat çekiyor.
Daldırma yöntemiyle üretilen Sakız ağaçları korusu, yeldeğirmenleri,
daracık sokaklar, kendine özgü, sakin ve sessiz kendi halinde
bu sokaklarda yürüyenler için de, büyük zevk veren huzur
sığınağı
Alaçatı merkezden ayrılıp, ilkbaharda sapsarı açan mimoza
çiçekli yolu takip ederek, rüzgârın enerjiye dönüştüğü tepenin
eteğindeki Alaçatı Surf Paradise'a gideceğiz ama o da ne?
Alaçatı
Evleri ve Port Alaçatı projesi
Türkiye’de ki Venedik diye anılan ve Alaçatı Marinaya giderken
gerek yamaçta gerekse sahil boyunca omuz omuza vermiş, farklı
renklerde, kanal boyunca yapılmış bir sıra denize sıfır
yalı görüyorsunuz. İmrendirici güzellikteki yalılara isterseniz
denizden tekneyle gelip, evinizin dalgaya korunaklı iskelesine
yanaşıp giriyor, isterseniz güvenlik kapısından geçip aracınızı
park ederek
gelebiliyorsunuz.
Alaçatı evleri örneğiyle tasarlanmış yalıların cumbaları,
tropik ağaçlarla konumlandırılmış bahçeleri, evlerin birbirlerinin
içine bakmıyor olmaları artılar olarak sıralanırken, çevrede
tepeler oluşturmuş kum, toprak hafriyat artıkları, marina
inşaatında çalışan kamyon trafiği, şimdilik yaşanan olumsuzluklar
olarak görülüyor.
Kanalın temizlenmesi, liman yolunun Alaçatı sörf bölgesine,
marinaya yakışır şekilde asfaltlanması ile bölgenin rakipsizliği,
değeri daha da artacağa benziyor.
Dünyaca Ünlü Sörf Cenneti Alaçatı
İki tepe arasında yükselip aşağı düşerken hız kazanan rüzgârla
oluşan koridor, tam surf'çülerin istediği gibi. Denizden
karaya kıyıya paralel esiyor ve dalga yapmıyor. Surf'ün
denize kaçma riski kalmıyor. Surf'çülere psikolojik olarak
öğrenmeyi çabuklaştırıp güvencede olduğunu hissettiriyor.
Surf'çüler
50-70 km hız kazanırken, parkurun 200-300 metre sığ kum,
aynı zamanda da boyu geçmeyen derinlikte olması, özellikle
yeni başlayan surf board'undan düşenlere kolay kalkma imkanı
veriyor.
En kötüyü hep en önce düşünürüm. Merak bu ya çarpışma olmaz
mı diye bir soru geliyor akla.
Karşıdan gelenin, sağ eli önde olanın, rüzgâr altındakinin
yol hakkı varmış. Çarpışma anında en son yapılacak şey malzemeyi
bırakıp suya atlamak oluyormuş.
12 ay açık Alaçatı Surf Paradise Bar-Restoran Beach Club'ın
surf hocası Kemal Demirasal, 8 yıldır surf hocalığı yaptığını
söylüyor.
"Burada her türlü surf malzemesi var. İster satın al, ister
kirala ya da getir emanete bırak.
Ders+hoca+malzemeden
oluşan 5 günlük paket program 150 euro.
Özel ders 45 Euro. Ayrıca kiralama, depo, yedek parça, sörf
alım satım, ders servisleri veriliyor.
15 saat çalışarak, ıslanmadan, düşmeden öğreniyorsunuz.
Mayoyla geliyorsunuz, herşey rüzgârdan aldığınız kuvveti
surf dengesini oluşturarak board'a iletmek ve sonra da hızlanmaktan
ibaret.
Siz yeter ki yapmak isteyin..." diyorlar.
En çok beğeni toplayan hareketler: Body drug, Agrial duck,
W.skipper, spocky, gruby, loop, swayze, ismiyle anılan hareketler.
Yine de sordum, "Surf nasıl yapılır, hocasın anlat bakalım..."
diye. "Dünyanın en zor sorusunu sordun ağabey..." dedi Kemal
Demirasal ve "İnternette başlangıç için 18 sayfa var.
O da hem başlangıç, hem özet. Biz bunu 5 günde anlatıyoruz.
Birkaç cümlede hiç birşey diyemem. İyisi mi sen beni seyret,
sonra konuşalım..." diyerek board'un üstünde ben de denize
uzanan taş iskelenin ucunda yerlerimizi aldık.
Board'un tek noktada zaptedilmiş yelkeni nasıl ekseni etrafında
dönüyor da dönüyorsa, Kemal de öyle şekilden şekile giriyor,
direğe çıkıyor, denizde koşuyor.
Fotoğraf çekimi vesilesiyle sahildekilere seyirlik bir şov
sunuyor.
Kıyıya her gelişinde bir başka hareketle nefes kesip hayranlık
topluyor. Surf'ü kay kay gibi kullanıyor.
Günde 10 saat surf yaptığını belirterek, "Yelkene geçtiğim
an beynimde hiç birşey kalmıyor. Sorunlar, problemler, dertler
herşey ama hepsi unutuluyor. Bundan güzel meditasyon olamaz."
diye ekliyor.
Rüzgâra karşı zafer kazanmak doğa ile bire bir mücadeleye
girmek, 60-70 km hızla denizin yüzeyinde uçmak, özgürlüğü
yaşamak, zıplamak, refleksleri geliştirmek, oksijeni beyninde
ciğerlerinde yüzünde hissetmek, doğal ortamda katkısız,
motorsuz, ücretsiz rüzgârın tam içinde olmak, suya teğet
geçmek.
Köpek
Sevgisi
Alaçatı bahçeli evleri çok olan bir yerolunca , dolaysıyla
evlerin bir çoğunda köpek besleniyor.
Ne var ki kış gelip ev sahipleri yazlıkları terk edince
köpeklerde kendi haline sokağa bırakılıyor.
Her ne kadar insanlarla birlikte yaşamaya alışmış olan köpekler,
saldırgan olmasa da gece sürüler arasında dolaşıp, kendi
aralarında hâkimiyet kurmaya çalışıyor, Alaçatı’ya yeni
gelmiş olanlara kısa da olsa tedirginlik yaratıyorlar.
Gece uykusuz kalan köpekler sabah olunca gün boyunca bir
köşeye çekilip uyudukları için en tenha tüm sokaklarda rahatça
dolaşıp fotoğraf çekebiliyorsunuz, ayakta olanlar da havlayıp
musallat olmuyorlar.
Yazlıkçıların Alaçatı’ya dönmesiyle köpekler yeniden sahipleniyor,
yine de Alaçatı kedisi, köpeği çok olan tatil yörelerinden
sayılıyor,
Özellikle otellerde, devasa büyüklükte evcil köpekler arasında,
nadir cinsler de görülüyor.
Hediyelikler
Restoranlar Caddesi üzerine dizili birçok hediyelik eşya
dükkânları yer alıyor. Genellikle dokumalar, havlular, zeytinyağı
şişeleri, mis kokulu sabunlar cazip ambalajlar içinde konukların
beğenisine sunuluyor.
Özellikle Güzel Sanatlar mezunu Gerda Kireççi deniz taşlarını
boyayıp
inanılmaz güzellikte balıklar yapıyorlar. Özellikle taş
balıklar büyük ilgi görüyor, sahiplerine şans getiriyor.
Bir başka köşede Alaçatı evlerinin karakteristik kapılarını
seramik üzerine işleyenlerin imalathaneleri, cam üzeri çalışmalar
aklınızı çeliyor. Antikacı, kuyumcu, ev eşyaları, yatak
takımları satan dükkânlar ürünlerini dekoratif ve turistik
biçimde sunuyorlar.
Hiçbir şey almasanız bile daracık sokaklarda yapacağınız
gezilerde, taş üzerine oyulmuş motifler, 1800 lü tarihler
taşıyan kapı üstü kitabeleri, demir işçilikli pencere demirleri,
ahşap cumbalar, başta dutlu kahve olmak üzere birçok kahve,
Selanik’ten, Kavala’dan gelen, Girit Adasından gelen ilginç
portreler dikkatinizi çekecek.
Hiç beklemediğiniz anda karşısınıza çıkacak olan ve kokusunu
çoktan unuttuğunuz eski köy bakkalı sizi çocukluğunuza götürecek
dekoru ve sattıklarıyla derin bir nostalji yaşamanıza neden
olacak.
Sörf yapanları seyretmek veya sörf sporuna tutkunuz varsa
Alaçatı sörf parkuru farklı bir heyecan yaşatmayı vaat ediyor.
Burada verilen kurslarda en acemiler bile beş günde sörf
yapabilir hale getiriliyor. Pratik olarak bu süreyi iki
güne indiren hocalarda yardımcı oluyor.
Canlı renklere boyalı balıkçı tekneleri, balıkçı barınağı
içinde çeşitli kompozisyonlar sergiliyor.
Alaçatı merkezinde yer alan yel değirmenleri bir başka gezi
durağınız olabilir.
Alaçatı merkezinde ise sokak kafelerinin çokça yer aldığı
meydanda hareketlilik gözleniyor. 1874 tarihli kiliseden
döndürülen Alaçatı Pazaryeri Cami restorasyonu devam ediyor.
Alaçatı gece yaşamı
Restoranlar sokağında manzara yok ama oturacak yer bulan,
ayakta durabilen bile kendini şanslı sayıyor.
Sokak lokantaları, açık havada yemek, içmek, gelip geçenlerin
arasında olmak, ilerleyen saatlere dek sohbet etmek isteyenlere
yetiyor da artıyor bile.
Yedikleriniz doymaktan öteye hepsi damak zevkine hitap edecek
şekilde özenle hazırlanıyor. Hem de öylesine müşteri, bir
başka deyişle konuk memnuniyeti düşünülüyor ki mekân sahibi
işletmecilerin ticari kaygıdan uzak oldukları hissine kapılabiliyorsunuz.
Birçoğu kariyer sahibi işletmeci, konuklara kendi evlerinde
oldukları izlenimi yaratıyor, saygılı ve kibar davranışlarla
Alaçatı’ya ilk kez gelmiş olsanız bile elit kitle içinde
çevreye yabancılığınızdan kısa sürede kurtuluyorsunuz. Tuval
Restoran, Lal ve diğerleri aranılan mekânlar adresler arasında
yer alıyor.
Alaçatı'da Konaklama
Alaçatı merkezinde geçmişi yüz yıldan fazla olan birçok
tarihi bina restore edilerek butik otele çevrilmiş.
Otelinize yerleştikten sonra zaten atmosferi teneffüs etmeye
başlıyorsunuz.
Temiz havada güzel bir uyku çekip, sabah kumru sesleriyle
uyanıyorsunuz. Alaçatı’da oksijen fazlalığı nedeniyle beş
altı saatlik uyku yetiyor, Alaçatılılar burada kimse sekiz
saat uyumaz diyorlar.
Sailors Hotel
Belediye binası olup, merkezi konumu, dekoru, üstün ve ince
hizmet anlayışı ile Sailors Otel kısa sürede beğeninizi
kazanıyor.
Girişte bulunan Orta kafe açık ve kapalı iki ayrı mekândan
oluşuyor. Restoran salon yemek odanız, eviniz gibi rahat,
aynı zamanda girişin karşısına gelen bölüm bar, ve resepsiyon
olarak kullanılıyor.
Duvarlarda zevk sahibi kişilerin seçimiyle asılmış tablolar,
tertemiz bembeyaz basamaklarla çıkılan sofaya açılan beş
farklı oda.
Tavanlar yüksek, pencereler ahşap panjur kanatlı.
Konukların ihtiyaçları düşünülerek donatılmış klimalı, cibinlikli
odalar. Odanız konan hoş geldin meyvesi, küçük bir vazoda
sunulan bir demet mimoza, tertemiz mis kokulu yatak takımları,
banyoda duş, wc, fön, ayna kenarında birkaç deniz kabuğu,
temaya uygun resimler, kişiye özel sabun, şampuan gönlünüzü
kazanmaya yetiyor.
Kibar hizmet elemanlarının başında ev sahibi misafirperverliği
ile görev yapan bir de Gülay Hanım bulunuyor.
Gülay Hanım otelden ayrılan konukların araçları arkasından
yolları su gibi açık olsun temennisiyle uğurlarken su bile
döküyor.
Aileniz yanından ayrılır gibi oluyorsunuz. Sırası gelmişken
otel idaresinde görevli İbrahim Beyden içinde sakız kullanılan
bir içecek tarifi vermesini istedim, en beğenilen formülü
size iletiyorum.
Sakızlı Frozen, kavun, karpuz, şeftali dilimleri buzla beraber
karıştırıcı içine konuyor. Bir çay kaşığı dövülmüş sakız
ilave edilip döndürülüyor. Buzlar meyve dilimleri ile karışıp
adeta kar gibi kıyılıyor, süzülüp parfe bardağında servis
ediliyor, sakız kokulu serinleticiyi yavaş yavaş yudumluyorsunuz.
Sailors Otel: Esen Sokak no 5
Tel no: 0(232) 716 87 65 Gsm: 0 533 335 27 44
Alaçatı konaklama tesislerinden bazıları arasında Taş Otel,
Sardunaki Konak Otel, Alaçatı Hotel Tur 58, Değirmen Otel,
Tash Mekân, Manastır Alaçatı Hotel, Kesre Otel, Begonvil
Hotel yer alıyor.
|