anasayfagezisergiolaylarunlulernostaljifotosakasihirligazetebiyaografi

Abant
Acarlar Gölü
Adatepe
Adana
Adrasan
Afyon-Gazlıgöl
Ağva
Akçakoca
Akçay
Akyaka
Alaçatı
Alanya
Altınoluk
Altınova
Amasra
Amasya
Anadolu Feneri
Anadolu Kavağı
Anamur Bozyazı
Ankara
Antalya
Aphrodisias
Armutlu
Assos
Avşa Adası
Ayaş
Ayvalık
Babakale
Bafa Gölü
Bandırma
Bağırganlı
Balıkesir
Bayramoğlu K.C
Belek-Kurşunlu
Bergama
Beşkardeş
Beykoz
Beynam-Köprü
Beypazarı
Bilecik-Söğüt
Bodrum
Bolu-Gölcük
Bozburun
Bozcaada
Bördübet
Burgazada
Bursa
B.Kemikli Burnu
Büyükçekmece
Cumalıkızık
Cunda Patriça
Çanakkale
Çandarlı
Çamlıdere
Çayağzı
Çıralı-Olimpos
Çiftlik-Bayır
Çiftlikköy
Çilingoz Yalıköy
Çomakdağ K.
Çorum
Çökertme
Dalaman
Dalyan
Datça
Demre-Myra
Denizli
Devrek
Didim
Dikili
Dilek M.P Karine
Dim Çayı
Diyarbakır
Domuz Çukuru
Düzce
Eceabat
Edirne
Efes Antik Kenti
Eğirdir
Ekincik
Enez
Erdek-Kapıdağ
Erikli
Ermenek
Eskihisar
Eskişehir
Fethiye
Finike
Foça
Garipçe Köyü
Gazipaşa
Gebekum
Gedelek Köyü
Gelibolu
Gerede-E.tepe
Geyikli-Dalyan
Gideros Koyu
Göcek
Gömbe Yaylası
Gökçeada
Gölcük-Birgi
Gölyaka Kardüz
Göynük

Gümüşlük
Gümüştepe
Gelibolu Güneyli
Güney Şelalesi
Güre
Hatay
Hayıt B. Knidos
Heybeliada
Hisarönü
Hurma Sahili
Ihlara Vadisi
Ildırı - Erythrai
Ilıca-Şifne
İassos
İçel (Mersin)
İğneada
İnbükü Koyu
İstanbul
İzmir
İznik
Kalkan Kaputaş
Kalkım Kazdağı
Kapadokya
Kapuzbaşı
Karaburun
Karagöl Taşlıca
Karamaka
Kaş-Kekova
Katrancı Koyu
Kayaköy
Kaynaşlı Topuk
Kazdağı-A.Dere
Kefken-Cebeci
Kemaliye(Eğin)
Kemer-Olimpos
Kemerburgaz
Kerpe
Kınalıada
Kırkpınar S.Gölü
Kıyıköy
Kızılcahamam
Kilyos
Koçarlı-Cincin
Konya
Kömür Limanı
Köprüçay
Köyceğiz.G
Kula
Kumburun
Kuşadası-Çine
Kuşça Beldesi
Küçükkuyu
Kütahya
Labranda
Maden Deresi
Mandalya Körfz.
Manyas Gölü
Mardin
Marmara Adası
Marmara Ereğli
Marmaris
Maşukiye
Mazı
Meke Gölü
Milas Euromos
Mudanya
Mudurnu
Mürefte
Nallıhan
Nazarköy
Nemrut Dağı
Orhaniye
Ortahisar
Oylat-İnegöl
Oymapınar
Ölüdeniz
Ören
Patara-Kınık
Phaselis
Polonezköy
Poyrazlar Gölü
Prens Adaları
Rumeli Feneri
Safranbolu
Saitabat Şelale
Saklıkent
Salda Gölü
Samandere Ş.
Sandras Dağı
Saraylı Köyü
Sarıgerme
Saros Körfezi
Selçuk-Efes
Selimiye
Sığacık
Side-Manavgat
Silifke-Y.Koyu
Silivri
Sinop-Gerze
Sivas Divriği
Soğanlı
Sokakağzı
Söğüt
Sultaniye
Suuçtu Şelalesi
Sünnet-Sülüklü
Spil Dağı M.P.
Stratonikaie
Şile
Şirince
Tahtakuşlar K.
Taraklı-Çubuk
Tarsus
Taşkale
Taşucu
Tekirdağ
Terkos Gölü
Tire
Tokat Zile
Trabzon
Trilye
Truva
Türkbükü
Turunç
Uçmakdere
Uluabat Gölü
Uludağ
Umurbey
Urfa-Harran
Urla Karaburun
Uşak
Uzunkum İbrice
Uzunya Dalia K.
Üçağız Kaleköy
Varda Köprüsü
Yalancı Boğaz
Yalıkavak
Yalova
Yalvaç
Yedig
öller
Yeniköy Köyü
Yenipazar
Yenişehir
Yeşilyurt
Yörük Köyü
Zekeriyaköy



GEZİYORUM
Cunda Adası ve Patriça Koyu
Adalar ve rüzgarlar ülkesi Ayvalığın şirin adası Cunda'ya (Ali Bey) gidiyor, ünü sadece deniz ürünü restoranlarıyla sınırlı kalmayan adanın arka yüzüne Patrica'ya uzanıyoruz. Ege'nin sofra kültüründe önemli yenilikleri, ağız tatlarının farklı lezzetlerle tanıştığı, buluştuğu Cunda Adasının birbirine tezat üç yüzüne ve son durumuna bakıyoruz.



Rumlardan kalma taş evlerinin yer aldığı Cunda Adası bir zamanlar Ayvalığa yakın bir ada iken yapılan kara yolu bağlantıları ile ada olma özelliğini bir ölçüde kaybetmiş.
Karayolu bağlantısı daha da genişletilip bir güzel asfaltlanmış, başı ve sonuna iki gösterişli tabela asılmış, adı da "Gönül Yolu" olarak kırmızı harflerleyazılmış.
Diğer bağlantı ise köprüyle yapılmış. Köprünün de tabelası var, üzerinde
"Bu köprü Türkiye'nin ilk boğaz köprüsüdür" diye belirtilmiş.
Köprüyü geçip yel değirmeni ile karşılaştığınız kavşaktan sola dönünce 16 balık restoranın bulunduğu restoranlar caddesine geliyorsunuz.
Siz bakmayın restoranlar caddesi denildiğine, sahilin Ayvalık ve adalar manzaralı kıyı şeridi boyunca renkli, ahenkli bir hayat yaşanıyor.

Ayvalık bağlantısının tekneler ile de yapıldığı iskeleler ve balıkçı motorları, pastane, kafe kompozisyonunu, bir türlü doymak bilmeyen balık bekleyen kediler tamamlıyor. Son yıllarda artan talep nedeniyle Cunda da tam anlamıyla bir eğlence adasına dönüşmüş.
Taverna'da var, disko, bar da var.
Cunda Adasında en iyi mevsim ise mevsim sonu Ekim Kasım!




Restoranlar arasında kalan bölüm ise hem piyasa caddesi (Bir çeşit podyum da denebilir) hem de çeşitli ağız tatlarının bulunabileceği satış noktaları ile devam ediyor.
Bunlar arasında özellikle (Ayvalık Tostu olarak ünlenen) Cunda'nın ünlü peynirli tost yapanları, lokmacıları, sakızlı dondurmacıları, pamuk helva, kağıt helva, buzlu badem satıcıları yer alıyor.


 

Gezici gül sunan kızlar, üstüne üstlük masa masa gezen müzik grupları ilgi çekerken, havalarda uçuşan Ege müzik kültürünün tanınmış ezgilerini harman edip atmosfer hakimiyetini ele geçiren kesif anason ve deniz kokusu buram buram hissediliyor.
Masanıza piyangocu da uğruyor, yaşlı bir kemancı çalıyor, masadakiler eşlik ediyor, dijital kameralı fotoğrafçı da geliyor, bu anları ölümsüzleşririyor, akabinde normal gül ve rüzgar gülü bile satan uğruyor.
En çok duyulan ses ise garsonların mutfağa verdikleri yüksek sesli siparislerden biri olan "35 lik yaş üzüm" rakısı oluyor.

Taş Kahve
Bir de yıllara meydan okuyan, kahve olma özelliğini inatla sürdüren, doğal film platosu gibi estetik mimarisi, müdavimleri, karakter portreleri ile
"Taş Kahve" bulunuyor.
Bir aralar plastik sandalyalar kullanılan Taş Kahvede yine ojirinal haliyle tahta iskemlelere dönüldü. Üstüne üstlük içerde güm güm dibek kahvesi dövülüyor. Kahveciyle anı için selfi çektiren çektirene.
İçinde kırlangıçlar uçan, tarihi aynaların duvarları,
renkli camların kapıları süslediği yüksek tavanları ile ferahlık veren, bayan erkek beraberce oturulan kahve, sahili daha ilgi çekici, cazip hale getiriyor. Durum böyle olunca geç saatlere dek kimse oturduğu yerinden kalmak istemiyor tabi.



Oysa Cunda'nın mimari dokusu içinde gizlenmiş birbirinden ilginç yapılar bir o kadar da akılları çelen güzellikteki görülesi güzellikte evler ve bu evlerin bahçelerinde kafeler barlar, yeni açılmış sahil kahveleri, çay bahçeleri de bulunuyor. Yine de sahil restoranları, Taş kahve'nin önlerinde ki çatı gibi tenteler mimari dokunun görünüşünü engelliyor.
Bahçe içinde, basit ama albenisi olan evler, yeni sahiplerinin elinde şirinlik yarışına girmişlercesine temiz boyalı kapı pencereleri, kapı tokmakları, cephe süsleri, dökme demir balkon korkulukları fotoğraf severlere olduğu kadar Cunda'da yürüyüşe çıkanlara da zamanın unutturup içine çekiyor.

 

Kilise sayısı oldukça fazla olan adanın çeşitli yüksek tepeleri, sunduğu panorama karşısında seyredenlerin resim yapma gibi arzularını da harekete geçiriyor.
Cunda sahilinin sağ tarafı ise teknelerin konaklama ve bakımına ayrılmış. Bu bölümde yaşanan renk cümbüşü, betona yenik düşmüş kent dokusu içinde duyguları körelmiş olanlara, farklı bir atmosfer yaşatıyor.
Yolun sonunda Cunda Adasını karşınıza alıp doyurucu manzarasını seyredebileceğiniz upuzun dalgakıran bulunuyor.

 

Cunda Adasını ziyaret edenlerin en fazla beğenip, fotoğraf çektirdikleri yerlerin başında ise bir tarafında kurabiyeleri ile ünlü Karadeniz Pastahanesi, diğer tarafında Vino Şarap evinin bulunduğu sokak ile girişte yer alan dallarında nazar boncukları asılı ağaç altı kahve geliyor. Kırmızı yeşil, mavi iskemleli, ekose örtüler serili masalı, kafelerde oturanlar adeta yerlerinden kalkmak istemiyor.

Değirmenli Kitaplık
Cunda adasına 23.03.2007 de kazandırılmış yeni yapılardan biri de her açıdan rahatlıkla görülebilen bir tepenin zirvesinde bulunan küçük bir ayazmanın restorasyonu ile yapılmış.


 

Yıllarca bakımsız, harabe durumda görünen ve keçilerin otladığı tepede, dört duvarı kalmış yapı, Rahmi M. Koç himayesinde tamamlanıp, Necdet H. Kent kitaplığı olarak isimlendirilmiş. Yapının çevre düzenlemesi sırasında bulunan değirmen temeli nedeniyle, eskiden var olduğu sayılarak kitaplık yanına bir de değirmen inşa edilmiş.


 
Cunda’nın Simgesi Yel değirmeni
Cunda girişinde bulunan ve yıllardır metruk halde bekleyen bir başka yel değirmeni de nihayet restore edilerek Cunda adasına gelenleri güleryüzle karşılıyor olmuş. 2013 yılının modası renk ahenk renklere boyanan, Türkiye’nin ilk boğaz köprüsünü olarak ünlenen köprüden geçerek adaya gelenler, adayla özdeşleşmiş yel değirmeni önünde durarak mutlaka Cunda Adası Anı Fotoğrafı çektirmeden geçmiyorlar.
Öte yandan 2013 yılı Kasım ayı itibariyle restorasyon çalışmaları bitirilip ziyarete açılan Cunda Adası Taksiryadis Kilisesi, boyanmış pırıl pırıl görünen haliyle, ziyaretçilere adaya yeniden geliş nedenlerinden biri olma yolunda hızla ilerliyor
.

Taksiryadis Kilisesi
Cunda Adasının en önemli yapısı olan ve Rum Ortodoks cemaati tarafından eski temeller üzerine 1873 yılında metropol kilisesi olarak Neo klasik mimari üslubuyla inşa edilen Taksiyadis Kilisesi, bulunduğu harap halden kurtarılarak restore edilmiş ve 31 Mayıs 2014 tarihinde Ayvalık Rahmi M.Koç Müzesi olarak ziyarete açılmış.
Koleksiyon, Rahmi Koç Müzesi İstanbul ve Ankara Müzeleri'nin bir benzeri gibi oluşturulmuş.
Sergilemede teneke oyuncaklardan buharlı modellere, bebek arabalarından zaman ölçüm aletlerine kadar geniş bir yelpazeye yer verilmiş.
Ziyaretinizde denizcilik objeleriyle dekore edilmiş kafede dinlenebilir, Cunda nostaljisi yaşayıp, müzeden tasarlanmış hediyelik eşyalardan satın alabilirsiniz.
Ziyaret gün ve saatler: 1 Ekim-31 Mart arası 10.00-17.00
1 Nisan-30 Eylül 10.00-19.00 arası gezilebiliyor. Kapalı günü Pazartesi.



Şaşırtan görüntü (Fotoğraf 15 Haziran 2014'de, girişteki Eylül 2015'de çekilmiştir).

Cunda Adası her gittiğinizde farklı yenilikler bulacağınız bir hal aldı. Özellikle yeni düzenlemeyle sahilde oturup denizin yanı başında teknelere bakarak yemek yiğip, içme zevki kalmadı.
Zira restoranları sahil üniteleri kaldırıldı, her restoran sadece kendi dükkanı önüne masa kurabiliyor, sahil yürüyüş alanı olarak yayalara bırakıldı.
Görünüşte ufuk hattı açılmış gibi olsada restoranlarda sıkışık, yakın masa düzeni, yazın sıcak günlerinde daraltıcı olabiliyor.
Amaç illaki sahilde yürümek ise restoranda oturanların önünde yürümek yerine, yayalara uzun sahil bandında yeni yürüyüş alanları yaratılabilir! Sahil bandının aşırı güneş almasıyla sıcağı emmesi ve yansıtmasının yanısıra tentelerin binalardan beş metre açıkta kurulması şart koşuldu. Yapılacaklar arasında sarımsak taşı ile zemin kaplanması bulunuyor.




Cunda kıyı bandı yürüyüş yolu olarak ayrılması, restoranların geri çekilmesi sonucu, adanın arka sokakları da restoranlarla dolmaya başlamış. Gerçi manzaraları yok ama sıcak, samimi atmosferde renkli sokak masaları ve sandalyelerle döşenmiş dekoratif ve yöresel özellik taşıyan yerler, turistlerce dolup taşıyor. Sohbetler ediliyor, Cunda yemek ve mezeleri geç saatlere kadar ada havası solunarak yeniyor.



CUNDA‘da turist olmak
Tur acentelerinin vazgeçilmez duraklarından biri olan Ayvalık Cunda Adasına karadan otobüsler veya denizden gezi tekneleriyle taşınan turistler, iskele çevresinde sahil yürüyüşü sonrası Cunda Adasına yeni yapılan çok dükkânlı pazara dalıyor ve bilhassa Ayvalık simgesi, amblemi taşıyan yöresel kıyafetler, bluzlara, hediyelik eşyalara, resimlere, biblolara bakıyorlar. Bunlar arasında deniz ürünleri bulunan kupalar, balık, değirmen, tekne, bebek bibloları, buzdolabı süsleri, illa ki boncuk, kolye, küpe, bileklik, yüzük konusunda farklı tasarımlar kadınların aklını çeliyor, ön sırada yer alıyor.
Cunda Adasında taş evlerin sıralandığı daracık taş kaplı sokaklarda tur rehberinin verdiği bilgileri dinleyen turistlere, adada bulunan Bizans mimarisi stilindeki Taksiyarhis Kilisesi, Panaya Kilisesi ve diğerleri gezdiriliyor.

 

Cunda adasının yeniliklerinden birisi de yolun kenarında ayrılmış olan bisiklet yolu. Bu yol ile adanın tamamını turlayabiliyorsunuz.

Bir başka yenilik ise Cunda sahiline konulmuş olan kucağında çocuğu ile denize bakan kadın heykeli.
Heykelin altında da denize açılıp geri dönmeyen deniz emekçilerinin anısına
ibaresi yer alıyor.
Heykel 1.Temmuz 2015
tarihini taşıyor.

Bazısı pansiyon, bazısı yazlık olarak kullanılan eski Rum evlerinin kapı tokmakları, duvar süsleri, pencereleri ve pencerelerinden dışarı çıkan müzik sesleri, değişik bir atmosferde olduğunuzu hissettiriyor.
Bir sonraki güne balığa çıkacak balıkçıların gölgeli duvar diplerinde paraketeleri hazırlamaları, bahçe duvarlarında miskin kedilerin oluşturduğu kompozisyonlar karşısında, fotoğraf makineleri, kameraları, cep telefonlarıyla bir tür foto safari yaşayan turistler, sınırlı program içinde ayaküstü zamanı değerlendirip, domatesli, peynirli Ayvalık tostu, sakızlı dondurma, lokma yemeyi, Taş kahvede çay içmeyi de ihmal etmiyorlar.
Çarşı boyunca şık şişelerde satılan hediyelik has zeytinyağı alanlarda oluyor.
İskele karşısında bulunan galeride, farklı tasarımlarıyla sergilenen takılar da hanımlar tarafından büyük ilgi görüyor.

 

Kiminin aklı yediği mezelerin tariflerinde kalıyor, kiminin damağında sakızlı
dondurma konmuş ada lokmalarında, sepet peynirinde.
Her sokakta her yapıda aklınızı çelen bir dekor, bir detay çıkıyor, nostalji yaşarken, birden absürt bir şeyle karşılaşıyorsunuz.
İçi toprak dolu bir pantalon saksı olmuş veya yıllara meydan okuyan bir VW gelin gibi süslenmiş ya da saksılardan yaratılmış bebekler, fıçılar, boyalı sandalyeler hem sempatinizi kazanıyor, hem dikkatinizi çekiyor.

 

Cunda’nın arka yüzü
Adaya gelişte köprüyü geçtikten sonra yükselen asfalt rampa yolu takip edenler, Cunda’ya ve Ayvalık sahil siluetini yüksekten seyreden tepeden geçerek adanın oldukça sakin, doğal görünüme sahip kamp alanlarının ve gözü rahatsız etmeyen bazı konaklama tesislerinin bulunduğu bölüme geliyorlar.
Zeytin
ağaçları arasında yer yer turistik tesislerin bulunduğu bu bölümde, tek katlı ahşap ağırlıklı bungalov tipi evlerde, karavanlarda, kamp alanlarında konaklanabiliyor. Konuklar için ağaç gölgeli çardaklar, restoranlar, sahil bahçeleri, çevrenin oksijeni bol esintili havasıyla bunalmadan, yoğun Ağustos böceği sesleri arasında tatil imkânı sağlıyor.
Otomobil, motokaravan veya motosikletle gelenler tatilleri boyunca güneşten, kum plajlı denizden, su sporlarından, tesisin ünitelerinden ve internet hizmetinden yararlanıyorlar.

Şimdi adanın bu renkli cafcaflı görüntüsünden ayrılıyor, adaya girişte karşılaştığımız metruk değirmenin sağında uzanan, sitelerin önünden geçerek önceleri asfalt sonraları toprak yola devam ediyoruz.


Patriça
Burası Patriça Koyu olarak anılıyor adanın ön yüzüne oranla in cin top oynuyormuş gibi görünüyor.
Patriça Koyuna bir başka deyişle buraya huzur koyu da diyebiliriz. Yapılaşmaya izin verilmiyor, zamanında ne yapılmışsa onlar kalmış, şimdi çivi çakmak yasak türünden koruma alanı içinde bulunuyor.
Yunanca da koltuk değneği anlamına gelen Patriça gündüzü başka, akşamı başka yaşanan ender kalmış huzur sığınaklarından biri.
Ne var diye sorarsanız aslında pek fazla bir şey yok.
Temiz, sığ bir deniz, yaşayan deniz canlılarının bile doğallığı korunmuş, etraftan koya atık yok.
Zamanında zeytin toplamak için gelenlerin konakladığı Birinci ve İkinci Köy olarak anılan 25 - 30 evden oluşan yerleşimler dışında, yazlıklar, siteler yok.
Şekil itibari ile koltuk değneğine benzediği için bu isimle anılan Patriça da 1922 yılında Giritliler yaz kış oturup tarım ve zeytincilik yaparken sonraki yıllarda kimse kalmamış.
Giritlilerin hepsi Ayvalığa bakan Cunda'nın ön yüzüne taşınmışlar.
Patriça'nın zeytinleri ise günümüzde Balıkesir'den gelen işçiler tarafından zeytin toplama mevsiminde yapılıyor olmuş.
Metruk evlerin bazıları ise Türkiye'nin önde gelen, ileri görüşlü en zengin kuruluşları tarafından satın alınmış.

Zeytin ve çınar ağaçlarının gölgesi ise, yaz aylarında kampçıların gözde mekanlarını oluşturuyor. Piknikçilerin uğrak noktalarından olan bu bölge, lüks otellerden bıkıp biraz da yabanıl hayatın özlemi içinde olan turistlerin, karavancı, kampçıların gözdesi. Aracını sahile park edip, hatta kabin gibi kullananlar, gün boyunca ücretsiz denize girebiliyorlar.


Pazar günleri Birinci Köyden sonraki alanlarda piknik izni verilmiyor.
Patriça'nın tam karşısında ki Güvercinlik isimli küçük adada yer alan Agios Yorgis Manastırı yıkık duvarları, kulesiyle hala ayakta durmaya çalışıyor. Ada ise martıların yuva yaptığı, keçilerin bırakıldığı ölçüde sakin.
Patriça'nın arka tarafında bulunan bir başka dini yapı ise "Ay Işığı Manastırı" olarak anılıyor.
Ayvalıktan kalkan günübirlik motor turlarının da deniz banyosu molası verdikleri duraklar' dan biri olan sahil manastırı, Rumlar zamanında, evlenmek isteyen kızların dilek kapısı olarak ün salmış.
Ne var ki, bugün bakıma muhtaç yıkık ve harap durumd
a.

Dev Midyeler Pinalar

Sedef kakma işlerinde kullanılan sedefler bilindiği gibi dev midyelerden elde ediliyor. Bu tür midyelere ise "Pina" adı veriliyor.
Patrica'nın denizden 100 metre açıkta bulunan adası "Bırmıcalar" çevresinde bolca bulunan dev midye pinalar, deniz dibinde toprağa sıkıca tutunarak yaşamlarını üreyerek devam ettiriyorlar.
İstiridye kabukları, deniz minareleri, renkli canlılar, yosun türleri ilginizi çekiyorsa deniz gözlüğü ve şnorkelle bunları derinlere dalmadan
görebilme imkanı bulunuyor.
Dev midyeler ve deniz canlılarından bahsetmişken, bunların vücudunuzun herhangi bir yerine teması veya çizmesi durumunda derinin kabarmasına karşı ilk tedavi olarak amonyak sürmek gerekiyor. Amonyak hem acıyı azaltacak, hem de yaralı bölgenin iyileşmesini hızlandıracaktır.
Sığ koyun bir özelliği de balıkların yumurta bırakmaya gelmesi, çipura, karagöz, levrek, melanur, barbunya, akşamdan bırakılan ağlara veya oltaya gelen balıklar arasında yer alıyor. Günübirlik Patriça'ya gelip Taş ev de vakit geçirenlere bahçeden koparılan börülce, bamya, patlıcan, domates, biberlerden fırında güveç veya köy yumurtasıyla sahanda yumurta yapılıyor.
Kendi ürünleri olan süt, yumurta, satın alınabildiği gibi balık üretme, midye arıtma çiftliğinden alınan Ayvalığa has ender rastlanan özellikli küçük, etli midyelerden tava yaptırabilirsiniz. Beraberinde balığını, etini getirenleri yemeklerini pişirtme imkanı da bulunuyor.
Bıyıklının Çiftliği Taş Evin bahçesinde bulunan iki su kuyusu ise buz dolabı soğukluğunu aratmıyor. Taş Ev, tel no: 0 (543) 511 76 61


Farklı Bir Koro
Sahilinde birkaç şezlong, güneşlik ve küçücük bir tahta iskelesi olan Patriça plajından denize girmenin keyfine doyum olmuyor. Kıyıya çarpan küçük dalga seslerine karışan ağustos böcekleri sesi eşliğinde melodik uyum gösteren doğa, konfordan kalabalıktan uzak huzur arayanların tercihi oluyor.
Gün, akşam saatlerinde doğayla kucaklaşmış olan Patriça'da mor, mavi, turuncu, pembe tonlarına bürünerek veda ediyor, denizin turkuvaz rengiyle birleşip romantizmi doruklara çıkarıyor. Patriça'nın yegane kır lokantası olan ve bir zamanlar "Bıyıklının Çiftliği" olarak bilinirken daha sonra "Taş Ev" olarak isimlenen çardaklı bahçe.
Yörenin elektriği olmadığı ve konuklarında bu durumdan memnun olduğu görülürcesine yağ kandilleri, gaz lambaları, şamdanlar yakılıyor. Gecenin sessizliği, gökyüzünün lacivert mavisi, mum ışığında Cunda'ya iki km mesafede daha farklı biçimde yaşanıyor.

Cunda Adası ve Ayvalık sokakları konularını işleyen ve sayısız resim sergisi açan Emine Alışık'ın yaptığı yağlı boya tablolar ise Cunda adasından ayrılırken Deniz Restorandan satın alabileceğiniz sanatsal değerler arasında yer alıyor. Cunda adasın açılan yeni mekanlardan birisi de Moshos Taverna. Canlı Rum müziği, girit mutfağı, dekoruyla ilgi görüyor. (Videosu Nerede kalınır sayfasında).

Cunda Adası

Kamera Haluk Özözlü


     
sihirlitur.com okurları için
Cunda Adası sayfaları Haziran 2016 da yeni ilavelerle güncellenmiştir,



Ayasofya Mz.
Altınoluk

Bördübet
Cunda Adası
Cunda Adası Pazarı
Cunda'da Taverna

Alaçatı
Gökçeada
Kerpe
Pembe Kayalar
Rumeli Feneri
Garipçe Köyü
Vatozlar
Çayağzı Köyü
Suuçtu Şelalesi
Uluabat Gölü
Ortaköy
Sultanahmet Myd.
Kapalı Çarşı
Mısır Çarşısı
Çiçek Pazarı
Hayvanat Bahçesi
Pamukkale
Pamukkale Eğlence
Karaca Arboretum
Sarıyer Börekçisi
Turşucu Hacı Salih
Pulculuk
Filateli'de Sanat
Asım Can Gündüz
Tanker Yangını
Dondurma Show

 
Saat Kuleleri
Kuş Cennetleri
Antikalar
Fotoğrafçılık
Halılarla Türkiye

Yol Boyu lezzet

Kartpostallar
Köprüler
Deve Güreşi
Kuş Sarayları
Kaleler
Bacalar
Deniz Fenerleri
Zil Dünyası
Hediyelikler
Sembollerle Anadolu
Çeşmeler
Kapalıçarşı
İstanbulun Heykelleri

 
Sağlık
Denizin Sırları
Mangal Kömürü
Patchwork
Yumurta Şapkası
Çerez Haritası
Turşu
A La Minute
Yel Değirmenleri
Bal
Dilimizdekiler
İstanbul Boğaz Geçişi
Kum Midyesi
Dekorlar
Yapılacak İşler
Hırka-i Şerif
Kutsal Emanetler
Sigortalı Hayat
Türk Hamamı
BlueJean Çanta
Cephe Kaplama
Kumaş Klasiği
Pat Pat
Sebastian Bach Konseri
Çarpıcı Resimler
Korkuluklar
Mavi Yolculuk

Kamp - Karavan
Damla Sakızı
Mısır Çarşısı
Pulculuk (Filateli)
Neşejoy Fashion Line
Masal Butikler
Bogaz Turu
Deniz Malzemesi
Dalış ve Vurgun
Antikacılar Pazarı
Çukurcuma Zamanı
Horhor Antika Çarşısı
Şapkacı Madam Katia
Piknik Alanları

Kent Kuşları
Zeki Müren Sergisi
Sarımsak Baş Tacı

Kahveler Çaybahçeleri
Pera'nın Heykelleri
Pera Duvar Resimleri
Pazarlar
Kızkulesi Gezisi
Levrek ve Tarihi
Dev Gemiler
Çiçeklerin Bakımı
Guguklu Saatler

Karpuzun Faydaları
Dondurma
YürüYORUM 1

YürüYORUM 2
Dekoratif Hediyelikler
Haydarpaşa Garı
Kubbe İstanbul
Kurabiye Fırınları

 
çorba&zeytinyağlılar, sebzeli,etli,yumurtalılar hamur işleri&pilavlar, balıklar, tatlılar...
Mezeler&Salatalar
Balık Yemekleri
Köfteler&Köfteciler Peynirler Ekmekler&Fırınlar
Karides Yemekleri
Lezzet Turu

 
Şarap, Likör Yapımı,
kokteyller
 

Kitaplık >>
Atatürk Evleri

büyütmek için TIKLAYINGezi yazarı fotoğraf sanatçısı ve gazeteci Haluk Özözlü'nün 18.200 km. yol katederek fotoğrafladığı çok geniş kapsamlı bir çalışma. Kitabı seçkin kitapçılarda bulabilirsiniz.

Anıtkabir Müzesi
Anadolu Med. Mz.
Topkapı Sarayı
Ayasofya Müzesi

Antalya Müzesi

Efes Müzesi
Side Müzesi
Ihlamur Kasrı
Yerebatan Sarnıcı
Dolmabahçe Sarayı
Beylerbeyi Sarayı
İst. Arkeoloji Müzeleri
Mevlana Müzesi
Gelibolu Mevlevihanesi
Sağlık Müzesi
Kariye'nin Müzesi

Lokomotif Müzesi
Sadberk Hanım Müzesi
Rahmi Koç Sanayi Mz.
Pera Müzesi
T.D.İ. Merkezi

Yesemek Açık Hv. Mz.
İst. İtfaiye Müzesi
İş Bankası Müzesi
Beşiktaş JK Müzesi
Madame Tussauds Mz.
Özdilek Balmumu Mz.
Boukoleon Sarayı İstanbul Sirkeci Garı Tekfur Sarayı Müzesi Atatürk Arboretumu Beykoz Mecidiye Kasrı

Gülse Birsel
Hülya Koçyiğit
Tülin Şahin
Vatan Şaşmaz
Çağla Şikel
Aysun Kayacı
Tan Sağtürk
Gülşen
Doğkan
Nil Karaibrahimgil

Bu sayfalarda günlük yaşamdan komik kesitler bulabilirsiniz.