anasayfagezisergiolaylarunlulernostaljifotosakasihirligazetebiyaografi

Abant
Acarlar Gölü
Adatepe
Adana
Adrasan
Afyon-Gazlıgöl
Ağva
Akçakoca
Akçay
Akyaka
Alaçatı
Alanya
Altınoluk
Altınova
Amasra
Amasya
Anadolu Feneri
Anadolu Kavağı
Anamur Bozyazı
Ankara
Antalya
Aphrodisias
Armutlu
Assos
Avşa Adası
Ayaş
Ayvalık
Babakale
Bafa Gölü
Bandırma
Bağırganlı
Balıkesir
Bayramoğlu K.C
Belek-Kurşunlu
Bergama
Beşkardeş
Beykoz
Beynam-Köprü
Beypazarı
Bilecik-Söğüt
Bodrum
Bolu-Gölcük
Bozburun
Bozcaada
Bördübet
Burgazada
Bursa
B.Kemikli Burnu
Büyükçekmece
Cumalıkızık
Cunda Patriça
Çanakkale
Çandarlı
Çamlıdere
Çayağzı
Çıralı-Olimpos
Çiftlik-Bayır
Çiftlikköy
Çilingoz Yalıköy
Çomakdağ K.
Çorum
Çökertme
Dalaman
Dalyan
Datça
Demre-Myra
Denizli
Devrek
Didim
Dikili
Dilek M.P Karine
Dim Çayı
Diyarbakır
Domuz Çukuru
Düzce
Eceabat
Edirne
Efes Antik Kenti
Eğirdir
Ekincik
Enez
Erdek-Kapıdağ
Erikli
Ermenek
Eskihisar
Eskişehir
Fethiye
Finike
Foça
Garipçe Köyü
Gazipaşa
Gebekum
Gedelek Köyü
Gelibolu
Gerede-E.tepe
Geyikli-Dalyan
Gideros Koyu
Göcek
Gömbe Yaylası
Gökçeada
Gölcük-Birgi
Gölyaka Kardüz
Göynük

Gümüşlük
Gümüştepe
Gelibolu Güneyli
Güney Şelalesi
Güre
Hatay
Hayıt B. Knidos
Heybeliada
Hisarönü
Hurma Sahili
Ihlara Vadisi
Ildırı - Erythrai
Ilıca-Şifne
İassos
İçel (Mersin)
İğneada
İnbükü Koyu
İstanbul
İzmir
İznik
Kalkan Kaputaş
Kalkım Kazdağı
Kapadokya
Kapuzbaşı
Karaburun
Karagöl Taşlıca
Karamaka
Kaş-Kekova
Katrancı Koyu
Kayaköy
Kaynaşlı Topuk
Kazdağı-A.Dere
Kefken-Cebeci
Kemaliye(Eğin)
Kemer-Olimpos
Kemerburgaz
Kerpe
Kınalıada
Kırkpınar S.Gölü
Kıyıköy
Kızılcahamam
Kilyos
Koçarlı-Cincin
Konya
Kömür Limanı
Köprüçay
Köyceğiz.G
Kula
Kumburun
Kuşadası-Çine
Kuşça Beldesi
Küçükkuyu
Kütahya
Labranda
Maden Deresi
Mandalya Körfz.
Manyas Gölü
Mardin
Marmara Adası
Marmara Ereğli
Marmaris
Maşukiye
Mazı
Meke Gölü
Milas Euromos
Mudanya
Mudurnu
Mürefte
Nallıhan
Nazarköy
Nemrut Dağı
Orhaniye
Ortahisar
Oylat-İnegöl
Oymapınar
Ölüdeniz
Ören
Patara-Kınık
Phaselis
Polonezköy
Poyrazlar Gölü
Prens Adaları
Rumeli Feneri
Safranbolu
Saitabat Şelale
Saklıkent
Salda Gölü
Samandere Ş.
Sandras Dağı
Saraylı Köyü
Sarıgerme
Saros Körfezi
Selçuk-Efes
Selimiye
Sığacık
Side-Manavgat
Silifke-Y.Koyu
Silivri
Sinop-Gerze
Sivas Divriği
Soğanlı
Sokakağzı
Söğüt
Sultaniye
Suuçtu Şelalesi
Sünnet-Sülüklü
Spil Dağı M.P.
Stratonikaie
Şile
Şirince
Tahtakuşlar K.
Taraklı-Çubuk
Tarsus
Taşkale
Taşucu
Tekirdağ
Terkos Gölü
Tire
Tokat Zile
Trabzon
Trilye
Truva
Türkbükü
Turunç
Uçmakdere
Uluabat Gölü
Uludağ
Umurbey
Urfa-Harran
Urla Karaburun
Uşak
Uzunkum İbrice
Uzunya Dalia K.
Üçağız Kaleköy
Varda Köprüsü
Yalancı Boğaz
Yalıkavak
Yalova
Yalvaç
Yedig
öller
Yeniköy Köyü
Yenipazar
Yenişehir
Yeşilyurt
Yörük Köyü
Zekeriyaköy



GEZİYORUM
Gökçeada
Muhteşem silueti ile Kabatepe’den görünen Türkiye’nin en büyük adası, aynı zamanda su zenginliği bakımından Dünyanın dördüncü adası.
E tabii su varsa hayatta var demek olduğuna göre Gökçeada, havası, suyu, denizi, görsel objelerle dolu manzarası ile hayatın tadına varmanızı sağlıyor.


Batıda ki en son noktamız olan Gökçeada da güneş yılın üç yüz günü denize batıyor. Baraj gölü, 6 göleti, dereleri, şelaleleri ile su sıkıntısı yaşanmayan adada, söylendiği kadarıyla bu güzel ve soğuk sular bin pınarlı Kaz dağından doğup, yeraltında ilerleyip, denizin derinliklerinden, adanın topraklarında yeryüzüne çıkıyor, adaya hayat veriyor.


Gökçeada da oksijen fazla, astımlılara iyi gelen rutubetsiz hava sirkülâsyonu dinçlik, uzun yaşama sağlıyor, ömre ömür katıyor.
Adada yaşayan 90 yaş üstü delikanlıların 100 yaş dişleri çıktığı dilden dile dolaşıyor. Ağustos ayında rağbet gören çamur banyosunda ise sedef romatizma, ağrısı çekenler şifa kaynağı oluyor.
Semadirek ve Limmi adalarına komşu olan Gökçeada 100 tekne kapasitesine sahip yat limanı ile denizden gelen yatları ağırlıyor.
23 Nisanda başlayan deniz mevsimi, bir Ekime kadar sürüyor.
Gün boyu denize girip güneşlenenler, Gökçeada köylerini geziyor, yemek yiyor, sonrada Zeytinliköy’e kahve içmeye, Barba Yorgo tavernasına eğlenmeye gidiyorlar.

Kaşkaval Burnu Peynir Kayalıkları
Gökçeada’nın görülmesi gereken en ilginç ve farklı yapıya sahip bölgesi Kuzu Limanı devamında yer alan Kaşkaval Burnu Peynir Kayalıkları.
Bu kayalıklara ulaşmak için kara yolu olmadığından, kayalıklar ancak denizden görülebiliyor ve sabah güneşi alarak aydınlanıyor.
Kuzu Limanında bulunan az sayıda balıkçı teknelerinden birisi ile konuşarak denizin durumuna göre, 20–25 dakikalık bir süre içinde limanın durgun suyundan çıkıp, Kaşkaval Burnuna yönelebilirsiniz.
Liman çıkışında tekne biraz sallansa da daha sonra dalgaları atlatıyor.


Kaşkaval Burnu ucunda 100 metrelik alan içinde yer alan Peynir Kayalıklarını veya benzerlerini, Türkiye kıyılarında başka yerde görme imkânı yok. Yöreye has karakter yapısıyla üst üste konulmuş peynir kalıplarını andıran kayalıklar, gri renk hâkimiyeti ile fotoğraf ve kamera tutkunlarına, mayo çekimleri yapacak olanlara emsalsiz fon oluşturabilecek güzellik ve özellik taşıyor. Tekne sahibi bir saat içinde tamamlayacağınız gezi için fiyat takdirini size bırakıyorlar. Tok gözlü bir ifadeyle mazot parası yeterli diyorlar. 20 gidiş 20 geliş olarak 40 TL takdir ederseniz teşekkür edip sakallarına sürüp ceplerine atıyorlar.

Mimari doku
Gökçeada’nın kendine has sarı taş denilen taşlarından yapılan evleri kışın sıcak, yazın serin tutuyor. Rum evlerinde kullanılan taşlar için taş ustaları yetişmiş, taş işçiliği gelişmiş.
Bahçe fırınları, bacaları, kiremit kaplı çatıları, oyma kapıları çiçekli küçük pencereleri ile göz okşayan evlerin restorasyonları ile yeniden kullanımları başlamış.
500 m2 imarlı, 25–30 bin TL değerindeki merkezde ki arsaların yanı sıra Rum köylerinde yıkık binalar 80–100 bin TL arası alıcı buluyor. Sakin köy hayatı, hava, su avantajları kafa dinlemek isteyenleri etrafında topluyor. Cezaevi olmayan adada, suç oranına da rastlanmıyor.
Yerleşimlerin deniz kenarından ziyade, iç kısımlarda görüldüğü adada, askeri alay, meslek lisesi, hava radar, deniz radar, 18 Mart Üniversitesine bağlı iki yıllık yüksek okul ve kamu kurumları bulunuyor. Aydıncıkta sörf okulu hizmet veriyor.

Mayıs ve Ekim aylarında binlerce flamingonun tuz gölünde konaklaması göç yolunda olan adanın önemini daha da artırıyor.
Su altı Milli Parkı ile balık adamları tatmin eden su altı güzelliklerine sahip adanın denizlerinde yıllar sonra yeniden süngerlerin yetişmeye başladığı gözleniyor.
Adanın horoz sesleri ile güne başlayan sakinleri, gün boyunca çeşitli plajlardan denize girip, bazıları terkedilmiş köylerin daracık sokaklarında dolaşıp resim yapıyor, fotoğraf çekiyor. İsterlerse sahillerde su bisikletine binip pedal çeviriyorlar, isterlerse dağ yollarında kros yapabiliyorlar.

Hediyelikler
Zeytinyağı süslü şişe ve ambalajlarda çeşitli büyüklükte seçenekler olarak sunuluyor. Şarap çeşitleri başta olmak üzere seramik hediyelik eşyalar, volkanik adanın kalkerli, çabuk yontulan taşlarından yapılma süs eşyalarının seyri bile turistlere ayrı zevk veriyor.
Adanın simgelerini resim ve yazı olarak taşıyan çeşitli süs eşyaları kupalar, tekneler, magnetler adadan ayrılmadan alabileceğiniz taşınması kolay hediyelikler olabilir.
Adanın acil durumlar için süper sağlık ambulans teknesi ise Kuzu Limanında hazır bekliyor.

Zeytinli Köyü Kahvehaneleri
Zeytinli Köy'e kuş cıvıltıları, renk ahenk çiçeklerle kaplı, parke taşlı rampa bir yoldan giriyorsunuz. Köy meydanına bakan kahveler, konukların ilk uğrak yerleri oluyor.
Solda Orhan Karatay kahvehanesi duvarları, ziyaretçilerin bıraktığı notlar ve fotoğraflarla dolu, çay, kahve ve sakızlı muhallebi servisi yapılıyor.
Karatay kahvesi karşısında Panoya ustanın mekânı yer alıyor. Panoya usta da sakızlı muhallebi, tatlı, çay, kahve ile konuk ağırlıyor.
Köy meydanının tam karşısında ise Madamın kahvehanesi yer alıyor. Madam Maria 2003 yılında hayata veda ettikten sonra oğlu Kostantino 120 senelik kahvenin işletmeciliğine devam ediyor.
Çanakkale valisi, kaymakamı, komutanların ve şarkıcı Fedon’un adaya geldiklerinde mutlaka kahve içmeye uğradıklarını belirtiyor. Babasının kahve çekirdeğini dibekte dövdüğünü, kahveyi kömür ocağında pişirdiğini anlatıyor. Köpüklü kahveyi masanıza getirirken yanına lokum koymayı da ihmal etmiyor.
Meydandan sola dönen yolu takip ettiğinizde sokağın sağında İstanbul’da ki patrik Bartemeleo’nun doğduğu evini geçince bu defa bir başka ünlü isimle Beşiktaşlı Barba Hiristo’nun serin, gölgeli dükkânı ile karşılaşıyorsunuz. 90’lık ihtiyar delikanlı, FB li Lefter Küçükandonyadis’in futbolcu arkadaşı. Hiristo röportaj vermeyi, hatta konuşmayı, reklâmı sevmiyor. Yine de BJK de sağ bek oynadığını, o yıllarda kösele topun su emince 4 kilo olduğunu, bu toplara vurmanın zor olduğunu anlatıyor. Baba Hakkı’nın Hakkı Yeten’in böyle topa kafa vuruşlarını şut atmaktan daha sert yaptığını, 1940–46 yıllarında BJK’nin 6 yıl arka arkaya şampiyon olduğunu gülümseyerek anlatıyor, gözleri maziye dalıyor... Koyun ve keçi sütü karışımından çok güzel sakızlı dondurma, kahve, sütlü tatlılar, bir de domates reçeli yapıyor. İsteyenler karanfilli domates reçel kavanozlarından satın alıp, sabah kahvaltılarını renklendiriyorlar.
Sokağın devamında Adriadanas Çeşmesi, köy çamaşırhanesi görülüyor. Bazı evlerden sokağa taşan Yunan ezgileri eşliğinde köy hoşça geziliyor.

Tepeköy ve şaraplar
Tepeköy de önce aşağıdan görüp sonra zakkum ağaçları ile kaplı yokuşu tırmanarak üç km sonra ulaşılan köylerden biri. Köy meydanına gelmeden önce solunuzda Barba Yorgo ismiyle anılan Yorgo Zarbozan’ın şaraphanesi bulunuyor. 1998 yılından bu yana ticari olarak şarap üreten Barba Yorgo konuklara imalathanesini gezdiriyor. Gökçeada’nın Tepeköy üzümlerinin nefasetinden yerel kalabaki, mavreli türü kırmızı üzümlerden imal ettiği şaraplardan bahsediyor. Kimyager olduğunu, üzümün kalitesinde toprak, rakım, güneş, rüzgâr, yağış, hava etkisini dile getiriyor.
Şarap yapım şekline gelince de mamulü ahşap meşe fıçılarda en az bir yıl beklettiğini ekliyor.
Yorgo, recina tabir edilen bir üzümden yapılma şarabını ise öve öve bitiremiyor. Türkiye’de başka yerde bulunmayan bu cinsin koku, serinletici, kalıcı tadının deniz mahsulleri ile içilen sek şarap olduğunu, dimağda baş ağrısı yapmadığını, 10–15 sene beklemeye müsait olduğunu, yıllandırılmak için yaptığını belirtiyor. Bu yıl 2005 rekoltesini satan Barba Yorgo, üretimde gliserin kullanmadığını, kükürt dioksit miktarının 100 litreye 10–12 gram olduğunu fazlasının koku ve baş ağrısı yaptığını hatırlatıyor.
Biyolojik çalıştığını kükürt, bakır sülfat (göz taşı) haricinde hiçbir suni gübre kullanmadığını, en son olarak da bütün yaz recina içtiğini, müessesenin en iyi müşterisi olduğunu ekliyor.
Köyde bazı pansiyon, lokanta, taverna hizmet veriyor.
Tepeköy’den yedi km sonra yol terkedilmiş bir yerleşim olan Dereköy, Şahinkaya, asırlık anıt çınar ağaçları, iki katlı taş evler arasından geçiyor.
Gökçeada'nın Plajları ve Adada Yaşam
Yangına hassas bölge olarak ziyarete kapalı olan Marmaros’u sağınızda bırakıp Gökçeada'nın ve Türkiye’nin batıda ki en uç noktası Uğurlu’da ki İnce Burun Gizli Limana geliyor, burada bir deniz banyosunu hak ettiğinizi düşünüyor, kendinizi denizin dibi soğuk, üstü ılık sularına bırakıyorsunuz...
Günübirlik kullanımlı Kefaloz Plajı (Aydıncık) dalgalara muhafazalı sakin bir koy olan Laz Koyu, Adanın Güney sahilinde yer alan Yuvalı Plajı, Gökçeada Batı burnunda tertemiz berrak denizi ile adanın en güzel kıyılarından Gizli Liman, özellikle deniz altına meraklı dalış yapanların tercihi olan Sualtı Milli Parkı alanı içinde ki Yıldızkoy, Kuzey kıyısında bulunan Marmaros Plajı.
Adanın ulaşım bağlantı merkezi Kuzu Limanı vapur bekleyenlerin değerlendirdiği küçük bir plaja sahip.
Koyda Peynir Kayalıklarına kalkan kiralık motorlar, limana giriş çıkış yapan tekneler, gemilerle hareketlilik yaşanıyor, fakat adanın diğer koylarının bir çoğu bakir, tesis bulunmuyor, su, semsiye, sezlong gibi plaj ihtiyaçlarınızı yanınızda götürmekte fayda var.
Ayrıca bakir koylarda bilinmedik yerlerde yüzenlerin deniz kestanesi, deniz anası, çeşitli yosun türleri, deniz canlıları olabileceği, bunlara temas durumunda dikenlerin acı vereceği unutulmamalı, yanınızda bir miktar amonyak bulundurmalısınız.

Surf Cenneti
Plajlarda rüzgarın esme yönüne göre kuzey veya güney sahilleri dalgasız denizi ile tercih ediliyor, durgun denizi sevenler için bu sayede kısa süre tatillerde değişik plajlarda yüzme imkanı bulunuyor.
Rüzgar, aynı zamanda surf meraklıları için de ideal ortam sağlıyor, parkur her yıl yapılan heyecanlı yarışmalara, surf turnuvalarına sahne oluyor.
Adada Yaşam
Gökçeada'nın çamur banyosu bir başka çekim noktası olurken, çamurun cilde iyi geldiğine inanan turistler, bilhassa çamurun kaynağından aldıkları çamurları vücutlarının her yerine sürerek şifalı arıyorlar.
Tuz Gölü olarak da ünlenen şifalı çamurlu zemin flemingokuşlarının da uğrak noktalarından.Göl kıyısında bulunan kristalize olmuş tuz birikintileri yakın plan çekim yapan fotoğraf meraklıların da ilgi sahaları içinde bulunuyor.
Adada bazı lokallerde canlı müzik dinleme imkanı bulabiliyor, bazı mekanlarda midye tava, tencere yemeği, ev mantısı yiyebiliyorsunuz.


Mavikoy'da Dalış kursları
bBir çok su aktivitesine imkan veren Gökçeada sahillerinde su altı9na meraklı olanlar katıldıkdıkları dalış kurslarının ardından takbikata geçtikleri koy olarak adanın Mavikoy'unu tercih ediyorlar.
Teknelerle koya gelenler, sakin ve rüzgar marifetiyle delikli kayaların oluştuğu koyda hocaların nezaretinde ilk dalışlarını gerçekleştiriyorlar.

Tarihçesi
Ada 1456 yılında Fatih sultan Mehmet tarafından Osmanlı İmparatorluğu topraklarına katılmış. Balkan savaşı sonucu Ada, Yunanistan’ ın egemenliğine geçmiş, 1. Dünya Savaşı yıllarında İngilizler tarafından deniz ve hava üssü olarak kullanılmış.
24 Temmuz 1923 Lozan Barış Antlaşması ile Ada`nın tekrar ülkemiz topraklarına katılması sağlanmış. Adanın fiilen alınması ve şanlı bayrağımızın göndere çekilmesi tarihi 22.Eylül.1923 tür.
Bu tarih, Ada`nın kurtuluş günü olarak kutlanmaktadır.
İmroz adı 29 Temmuz 1970 tarih ve 8479 sayılı Bakanlar Kurulu Kararnamesi ile Gökçeada olarak değiştirilmiştir.


Bugüne dek ihmal edilen yeryüzü cenneti Türkiye'nin en büyük adası olan Gökçeada, Türk turizmi için bulunmaz bir nimet olarak yıldızının parlayacağı, hak ettiği değeri bulacağı günü bekliyor.



GÖKÇEADA MERYEM ANA PANAYIRI KÜLTÜR ŞENLİĞİ

Gökçeada'da her yıl 14-16 Ağustos tarihlerinde Rumlar tarafından düzenlenen Meryem Ana Panayırı, adanın en kalabalık olduğu zamana denk geliyor.
Hıristiyan inanışına göre azizlerin ölüm günü, bayram gibi kutlanıyor. Meryem Ana'nın ölüm günü olan 15 Ağustos'un kutlandığı bu panayırda, Yunanistan'da ve başka ülkelerde yaşayan adalılar, onların çocukları ve torunları bir araya geliyor.
Tepeköy, panayıra ev sahipliği yapan köy. Panayır için kurbanlar kesiliyor, yemekler pişiriliyor, tatlılar dağıtılıyor.
Köy meydanına kurulan masalarda kalabalık geç saatlere kadar dans ediyor, sirtaki yapıyor, geleneksel tadımlarla coşuyor.
Meryem Ana'nın ölümsüzleşip göğe yükseldiğine inanılan 15 Ağustos'un anıldığı Meryem Ana Panayırını, dünyanın çeşitli yerlerinden gelmiş insanlarla kutlanıyor. Kültürel karşılaşmalar şenlik havasında gerçekleşiyor ve Gökçeada’nın tarihi atmosferinde insanlar eğleniyor.


Gökçeada - Kaşkaval Burnu ve Köyleri


Kamera Haluk Özözlü



© Haziran 2009. Son güncelleme 2019
Sihirlitur'daki tüm yazılar ve fotoğraflar
Haluk Özözlü
'ye aittir, izinsiz kullanılamaz.


Ayasofya Mz.
Altınoluk

Bördübet
Cunda Adası
Cunda Adası Pazarı
Cunda'da Taverna

Alaçatı
Gökçeada
Kerpe
Pembe Kayalar
Rumeli Feneri
Garipçe Köyü
Vatozlar
Çayağzı Köyü
Suuçtu Şelalesi
Uluabat Gölü
Ortaköy
Sultanahmet Myd.
Kapalı Çarşı
Mısır Çarşısı
Çiçek Pazarı
Hayvanat Bahçesi
Pamukkale
Pamukkale Eğlence
Karaca Arboretum
Sarıyer Börekçisi
Turşucu Hacı Salih
Pulculuk
Filateli'de Sanat
Asım Can Gündüz
Tanker Yangını
Dondurma Show

 
Saat Kuleleri
Kuş Cennetleri
Antikalar
Fotoğrafçılık
Halılarla Türkiye

Yol Boyu lezzet

Kartpostallar
Köprüler
Deve Güreşi
Kuş Sarayları
Kaleler
Bacalar
Deniz Fenerleri
Zil Dünyası
Hediyelikler
Sembollerle Anadolu
Çeşmeler
Kapalıçarşı
İstanbulun Heykelleri

 
Sağlık
Denizin Sırları
Mangal Kömürü
Patchwork
Yumurta Şapkası
Çerez Haritası
Turşu
A La Minute
Yel Değirmenleri
Bal
Dilimizdekiler
İstanbul Boğaz Geçişi
Kum Midyesi
Dekorlar
Yapılacak İşler
Hırka-i Şerif
Kutsal Emanetler
Sigortalı Hayat
Türk Hamamı
BlueJean Çanta
Cephe Kaplama
Kumaş Klasiği
Pat Pat
Sebastian Bach Konseri
Çarpıcı Resimler
Korkuluklar
Mavi Yolculuk

Kamp - Karavan
Damla Sakızı
Mısır Çarşısı
Pulculuk (Filateli)
Neşejoy Fashion Line
Masal Butikler
Bogaz Turu
Deniz Malzemesi
Dalış ve Vurgun
Antikacılar Pazarı
Çukurcuma Zamanı
Horhor Antika Çarşısı
Şapkacı Madam Katia
Piknik Alanları

Kent Kuşları
Zeki Müren Sergisi
Sarımsak Baş Tacı

Kahveler Çaybahçeleri
Pera'nın Heykelleri
Pera Duvar Resimleri
Pazarlar
Kızkulesi Gezisi
Levrek ve Tarihi
Dev Gemiler
Çiçeklerin Bakımı
Guguklu Saatler

Karpuzun Faydaları
Dondurma
YürüYORUM 1

YürüYORUM 2
Dekoratif Hediyelikler
Haydarpaşa Garı
Kubbe İstanbul
Kurabiye Fırınları

 
çorba&zeytinyağlılar, sebzeli,etli,yumurtalılar hamur işleri&pilavlar, balıklar, tatlılar...
Mezeler&Salatalar
Balık Yemekleri
Köfteler&Köfteciler Peynirler Ekmekler&Fırınlar
Karides Yemekleri
Lezzet Turu

 
Şarap, Likör Yapımı,
kokteyller
 

Kitaplık >>
Atatürk Evleri

büyütmek için TIKLAYINGezi yazarı fotoğraf sanatçısı ve gazeteci Haluk Özözlü'nün 18.200 km. yol katederek fotoğrafladığı çok geniş kapsamlı bir çalışma. Kitabı seçkin kitapçılarda bulabilirsiniz.

Anıtkabir Müzesi
Anadolu Med. Mz.
Topkapı Sarayı
Ayasofya Müzesi

Antalya Müzesi

Efes Müzesi
Side Müzesi
Ihlamur Kasrı
Yerebatan Sarnıcı
Dolmabahçe Sarayı
Beylerbeyi Sarayı
İst. Arkeoloji Müzeleri
Mevlana Müzesi
Gelibolu Mevlevihanesi
Sağlık Müzesi
Kariye'nin Müzesi

Lokomotif Müzesi
Sadberk Hanım Müzesi
Rahmi Koç Sanayi Mz.
Pera Müzesi
T.D.İ. Merkezi

Yesemek Açık Hv. Mz.
İst. İtfaiye Müzesi
İş Bankası Müzesi
Beşiktaş JK Müzesi
Madame Tussauds Mz.
Özdilek Balmumu Mz.
Boukoleon Sarayı İstanbul Sirkeci Garı Tekfur Sarayı Müzesi Atatürk Arboretumu Beykoz Mecidiye Kasrı

Gülse Birsel
Hülya Koçyiğit
Tülin Şahin
Vatan Şaşmaz
Çağla Şikel
Aysun Kayacı
Tan Sağtürk
Gülşen
Doğkan
Nil Karaibrahimgil

Bu sayfalarda günlük yaşamdan komik kesitler bulabilirsiniz.