|
Resmi
duvara astıran ressam!
Bir ressamın vefatından yıllar sonra, ona ait
tablolarla internette bir resim sergisi açacağımı
nereden bilebilirdim? Ama oldu işte.
Duvara resmi astıran ressam olarak tanınan ressam
Necdet Kalay
ile bir sergide tanışmıştık. Ben
serginin haberi için fotoğraf çekiyordum, sıkılgan
bir ifade ile. "Tablolar satıldıktan
sonra geriye bir şey kalmıyor, bu resimlerin bire
bir fotoğraflarını çekebilir miyiz? Hem bu şekilde
ne yapmışız elimizde bulunmuş olur" Dedi. "Olur"
dedim.
Teşvikiye'den
Ihlamur'a dik inen yokuşlardan birinde bulunan bir
apartmanın giriş katında ki atölyesine yaptığı resimler
biriktikçe gittim. Fotoğraf sehpamı kuruyor gün
ışığı alan pencere kenarında gözün gördüğü 46 derecelik
bakış açısına sahip 50 mm lik normal objektifle
deformasyon yapmadan diaları çekiyor, en iyi kareleri
kendisine veriyordum.
Bazı tablolar vardı onlar özel koleksiyon diye satılmıyor,
duvarların tavana yakın yerlerinde
asılı duruyorlardı. Bunlardan bir tanesi de eski
Galata
Köprüsünün üzerinden kırmızı tramvaylar, altından
kömürlü römorkörlerin geçtiği nostaljik ve aydınlık
bir tabloydu.
Satılık değildi ya benim içim gitmişti…
Necdet
Kalay haftada bir iki gün sabahları resim kursu
da veriyor, olgun yaştaki talebelerine resim yapmayı
göstererek
öğretiyordu.
Bir
başka gidişimde Kalay'ın değişik bir çalışması ile
karşılaştım ünlü ressam resmi bir kenara bırakmış
gibi bu defa oldukça büyük bir seramik pano yapmıştı!
Kare kare karo fayanslarla oluşan pano muhteşemdi,
fakat gel gelelim fotoğrafını çekmek inanılmaz zordu.
Fotoğraf Dünyasında bazı objeler vardır çekimi çok
zordur. Mesela vitrin camı, akvaryum gibi ayna
gibi parlayan yüzeyleri fotoğraflarken yansımayı
kesici bazı filtreler kullanarak bir ölçüde kesebilirsiniz
de, renklere sağdık kalmak şartıyla, loş ışıklı
veya tek yönden gelen ışıklı mekânlardaki büyük
taşınmaz panolar oldukça problemlidir. Kolay gibi
görünürse de metal para fotoğrafı da çekmek zordur,
hep yüzeyin ışık gelen yanı parlama yapar. Özel
çadır kurup tam tepeden ışık vermek gerekir. Gümüş
kupalar, seramik, cam vazolar hep sorun çıkarırlar.
Objeyi çekerken kendi görüntünüzü bile çektiğiniz
olur. Hatta parlayan zeminlere o bölümlerine matlaştırıcı
spreyler bile sıkılır. Konu fazla dağılıp başka
yöne gitmeden biz yine Necdet Kalay'a dönelim.
Resimlerinde kullandığı klasik konuları, temaları
artık kanıksamaya başlamıştım. Göze hoş gelen Safranbolu
Evleri, kar manzaraları, trenler, tekneler, illaki
römorkörler,
folklorik figürlü tablolar herkesin ilk görüşte
kendi dünyası ile köprü kurabileceği, çarçabuk alışacağı,
sıcak, samimi, sempatik özellikler taşıyordu.
Bazı
resimleri bitene, hatta satış öncesine kadar imzalamadığını
söylemişti. Ressamların
tablolarının çalınmasına karşı almış oldukları bir
önlem olsa gerek diye düşündüm.
Öyle ya imzasız resmi kim alırdı, resme değer katan
biraz da tabloyu kimin yaptığıydı. Arkadaşlarım
uyarmıştı
beni, çekimlerim için para verirse alma, parayı
her zaman kazanırsın, alabilirsen resim al, ilerde
çok para eder demişlerdi.
Günün birinde böyle bir teklif yaptı ressam Necdet
Kalay.
Üç tane küçük ebatlı resim gösterdi ve birini seç
dedi.
Ben de öyle yaptım seçtim birini.
Tabii bu Haliç'te çok römorkörlü, kahverengi hâkimiyetinde
bir resimdi. Durur
hala. Nasihatleri da olmuştu, mesela "Bir sanatçı
unutulmamak için 10 yılı geçirmemeli, bu nedenle
beş yılda bir sergi açmalıdır". Demişti.
Bir akşam evimin telefonu saat 23.00 sıralarında
çaldı. Karşıda ki ses Necdet Kalay'dı hatır sordu,
sohbet ettik. Yaa Haluk dedi. Bugün doktora gittim,
moralim bozuldu diye ekledi. Hayırdır hocam dedim.
Devam etti. Doktorun kendisine "Sen böyle yaşamazsın
yakında ölürsün" dediğini nakletti.
Şok
oldum, aman ağabey ne diyorsun,
Allah geçinden versin, peki siz şimdi kendinizi
nasıl hissediyorsunuz? Dedim.
"Bir şeyim yok canım, iyiyim ben" Dedi. Bir de
kahkaha patlattı.
İyi dileklerde bulundu, telefonu kapattı.
Sabah olmuş, radyoyu açmış, işe gitmek üzere hazırlanıyordum.
Duyduklarım karşısında buz gibi dondum!
Dün geceki telefon sanki
bir veda dı!
Ressam Necdet Kalay geçirdiği beyin kanaması sonucu
ölmüştü!
|
|
|
|
|
|