Ünlüler ile anılar albümü
Sanayi dünyasının ünlü işadamı Sakıp Sabancı kendine
özgü konuşması, esprileri, sosyal faaliyetleri ile toplumun
sempatisini kazanmış, çalışkanlığı, hoşgörülü, tevazu sahibi
iyiliksever kişiliği ile tanınıyor.
Sakıp Sabancı 1982 yılında kalp ameliyatı (by pass) için
Amerika'ya gitmiş ve ameliyatın gerçekleşeceği hastaneye
yerleşmiş.
Hastane yöneticileri ile bahçede dolaşırken kendisine kalp
cerrahının heykelini göstererek, "İşte senin doktor bu"
demişler.
Sakıp Sabancı telaşla "Eyvah benim doktor yoksa öldü mü?"
diye sormuş.
Yöneticiler hayır demişler. "Bizler hayatı boyunca başarılı
kişilerin heykellerini onlar ölmeden dikeriz".
Sakıp Sabancı bu davranış karşısında çok duygulanmış ve
kendi ülkesine dönünce böyle bir uygulamaya karar vermiş.
Türkiye'de başarılı sanatçı ve işadamlarının listesini çıkartmış.
Organizasyon işini Mimar Mehmet Tepeler'e, kişilerin büstlerini
yapma işini Heykeltraş Hüseyin Anka Özkan'a, büstlerin ön
hazırlıkları, taslak çalışmaları için gereken portre fotoğraf
çekimi işini de bana vermişlerdi.
Gazetedeki görevim nedeniyle kısıtlı zaman içinde olmama
rağmen, Türkiye arşivi yapan biri için bu altın değerinde
kaçırılmaz bir fırsattı.
Listede ilk etapta kimler yoktu ki
Devlet sanatçısı ünlü kemanist sayın Suna Kan hanım, devlet
sanatçısı ünlü piyanist sayın İdil Biret, İstanbul halkının
problemlerle karşılaştığı zamanlarda kısa boylu olması nedeniyle
"Mini mini valimiz ne olacak halimiz" dediği İstanbul'un
eski valisi Ord. Prof. Dr. Sayın Fahrettin Kerim Gökay.
Haydarpaşa
Göğüs Hastanesi'nin ünlü kalp cerrahı Sayın Siyami Ersek,
Yeşilköy Hava Limanı, Taksim AKM'nin mimarı, Sayın Hayati
Tabanoğlu, İstanbul beyefendisi kültür, tarih, sanat adamı
ve estetik mimari, kent makyözü Sayın Çelik Gülersoy,
Mimar Sinan Üniversitesi'nin değerli hocası, besteci Sayın
Adnan Saygun, bir başka büyük hoca usta besteci Sayın Cemal
Reşit Rey'in büstleri için alınan randevulara göre ön, yan,
arka her açıdan baş ve göz, dudak, burun detaylarını çekmiştim.
Aslına bakarsanız benim açımdan mizacım gereği yaptığım
iş, hiç de kolay değildi. Sayın kelimesini fazlasıyla hak
etmiş, kariyerinde doruğa ulaşmış, dakikası çok kıymetli,
benden yaşlı, kadın, erkek bir çok ünlü kişiye, terzi provasında
gibi şöyle dur, böyle dur, başını eğ, yan dur, enseni dön,
ileri bak gibi komutlar vermek zor işti.
Biraz daha açayım. Mesela Siyami Ersek kalp ameliyatında
tüm ekibi idare ediyor, hayat kurtarıp çıkıyor sonra sen
ne dersen onu yapıyor.
Vali Fahrettin Kerim Gökay, koca bir kenti idare ediyor,
hiç itiraz etmeden dediğin şekilde durup bekliyor, sana
poz veriyor.
En
son kendi büstünü yaptırmıştı
Heykeltraş Hüseyin Anka Özkan büstlerin yapımında elmacık
kemikleri, çene, burun yapısı gibi noktalara çok önem veriyor,
fotoğraflarda gölge oyunlarına, derinliklere bilhassa dikkat
ediyordu. Kendisi için gerekli olan stüdyo ışıklarıyla her
tarafı aydınlık portreler değil, doğal ışıkta çekilen fotoğraflar
makbüldü. 18x24 ebatta ki fotoğraflarla büst çalışmalarını
bunlara göre yapılıyordu.
Heykeller
hazır olunca da son bir saat büst sahibinin canlı poz vermesiyle
büst sonuçlandırılıyordu.
Büstlerin tamamı bitince sıra son olarak Sakıp Sabancı'ya
gelmişti.
O yıllardaki işyeri Salıpazarı'ndaydı ve fotoğraflamak için
ofise gidip çalışmıştım.
Ne var ki heykeltraş Hüseyin Anka Özkan çektiğim fotoğrafların
hiçbirini beyenmedi. Fotoğraflarda Sakıp Sabancı fotoğrafı
çekilen herkes gibi gülümsüyordu ve çenesi uzun çıkıyordu
"Gülen adam heykeli olmaz, yeniden ciddi ifadeyle çekelim"
denince çaresiz, Sakıp Sabancı'ya durumu aynen ilettim,
çekimi hiç gülmeden ciddi pozlarla Salıpazarı'nda ki ofisinde
pencere önünde yeniledik.
Sonraları ünlü heykeltraş H.A. Özkan'ın Emirgan'da ki yüksek
tavanlı uçak hangarı gibi geniş heykel atelyesine defalarca
gittim.
Mimar Sinan, Barboros gibi heykellerin yapım aşamalarında
fotoğraflarını çektim. Bir gün H. Anka Özkan bir gün Sakıp
Ağa ile bir anısını anlattı.
Bu
atın canlısı kaç para ki
Sakıp Sabancı Emirgan'daki bugünkü Atlı Köşk isimli evinin
bahçesine bir at heykeli yaptırmak ister ve istediği ölçülerde
at heykeli siparişini
H.A. Özkan'a vererek heykelin kaça mal olacağını sorar.
Heykeltraş da döküm fiyat maaliyetlerini, yapım süresini
hesaplayıp kendisine bildirir.
Sakıp Ağa at heykelinin fiyatını duyunca hayretler içinde
kalır.
"Abooo ustam sen ne yaptın, bu atın canlısı kaç para ki?"
diye sorar.
Bu defa şaşırma sırası Hüseyin Anka Özkan'a gelmiştir, kendisi
de, biraz içerliyerek,
"O halde sen de bahçeye atın canlısını koy" der ve çıkıp
gider heykel daha sonra yapılır.
Atlı Köşk'ten bir anı da benden
Sakıp Sabancı'nın bir gün beli tutulmuş, belfıtığı gibi
birşey, ağrılar içinde kıvranıyor. Demişler ki "Sert yer
yatağında bir tahta üzerinde yatacaksın". Kımıldamadan yatmış
ama geçmemiş.
Ambulansla hastaneye gidecek, ben de haber yapacağım Atlı
Köşk'ün merdivenlerindeyim, eşi Türkan Hanım ve görevli
yardımcıları da var.
Sakıp Ağa'yı düz bir tahtaya yatırmışlar, dört bir tarafında
dört kişi başlarının üzerinde yavaş yavaş indiriyorlar basamaklardan.
Sabancı "Vay canına, vay anam demek ki öbür dünyaya böyle
taşınıyor, böyle gidiliyormuş" diyor, öyle bir durumda bile
espri yapıyordu.
Puan
Dergisi kapak konusu HapiSSA
Aynı köşkün bahçesinde sonra ki yıllarda aylık "Puan" dergisine
kapak konusu "Türkiye'de Özel Sektör Hapisane kurabilir
mi" haberinin "Hapissa" fotoğrafı için Sakıp Sabancı'yı
demir parmaklıkların arkasında fotoğraflarını çekmiştim.
Sakıp Sabancı, Yalova Hayrettin Karaca Arbaratumunda
Sakıp
Sabancı Atlı Köşk'ün bahçesine bazı ağaçlar, nokta bitkiler
alma ihtiyacı duymuş, bu amaçla Hayrettin Karaca'nın Yalova
girişinde bulunan Karaca Arbaratum'una gitmişti.
Yağmurlu havaya rağmen arbaratum gezilmiş, ağaçlar incelenmiş
bilgi almış, sohbet sırasında en uygun edinim için epeyce
dil döktüğü, sıkı pazarlık yaptığı da gözlerden kaçmamıştı.
Sakıp Ağa elbise provasında
Mütevazi tavırlarıyla halkın gözünde taht kurmuş olan Sakıp
Ağa, politikacıların, ünlülerin terzisi Yusuf Kenan'ın röportajını
yaptığım sırada, sadece poz vermek için Yusuf Kenan'ı kırmamış,
davet telefonundan 15 dakika sonra otomobiliyle Taksim Mete
Caddesi'nde ki atelyeye gelmiş, kendisine dikilmekte olan
takım elbisesine bir kez daha prova pozları vermişti.
Bir de Kayserili olacağız
Atlı Köşk'te birçok ünlü de ağırlanmıştı. Bunlardan biri
de Turgut Özal'ın arkadaşı ABD Forbes dergisi sahibi Malcom
Forbes'ti.
Kanuni Sultan Süleyman balonu ile gelip Türkiye turu yaptığımız
gezi sonrası köşkün üst bölümünde bir bahçe partisi düzenlemişti.
Bu partide bir ara, Malcom Forbes ile Sabancı kravatlarını
günün anısına hatıra olarak değiştirmişlerdi.
Bu değiş tokuş sırasında Sakıp Sabancı bu takasta zarar
ettiğini, ipek kravatını verip karşılığında sıradan bir
kravat aldığını incelerken fark edince Kayserili usülü dile
getirip gülerek "Bir de Kayserili olacağız fena halde
kazıklandık" diyerek etrafını kahkahaya boğmuştu.
Sakıp Sabancı Malcom Forbes'i Dolmabahçe sahilinden tekneye
alıp yola çıkmadan önce de fotoğraflamış sonra haftalık
Tempo Dergisinde bu fotoğraflar Foto-Şaka olarak yayınlanmıştı.
|