GEZİYORUM
Doğa ve alabalık
cenneti, Maşukiye
İstanbul
un arka bahçesi, otoban bağlantısına sahip
birkaç tatil beldesinden biri.
Samanlı Dağı Kartepe eteklerinde yer alan Yeşil
Cennet Maşukiye, bir tür şifa kaynağı.
Orman
içinden akan Yayla Derenin oluşturduğu çağlayanlar
üzerine kurulu restoran, çiftlik, piknik alanları,
seyir terasları, pınarlar arasında bir huzur beldesi
"Alabalık Vadisi" burada Her şey çok güzel
oluyor!
|
Doğa
ile başbaşa kalmak, orman içinde dolaşmak,toprağa basmak,
temiz hava solumak,su ve kuş sesi dinleyip, haftanın yorgunluğunu
atmak çoğu zaman kaçınılmaz ihtiyaç oluyor. Ekonomik günübirlik
gezilerin bile lüks olduğu günümüzde İstanbul, Adapazarı,
Kocaeli, Bursa illerinde
oturanların tercih ettiği bir mekana Maşukiye'ye
gidiyoruz.
Yöre halkının "Buraya
gelen aşık olur "dediği ve Maşuk (aşık) tan gelen ismi
ile Maşukiye Kocaeli'ne bağlı bir belde.
Yöre, temiz havası, 20 den fazla farklı yeşil rengin sayılabildiği,
sık bitki örtüsü, yürüme alanları, şelale, çağlayan ve pınarları,
su sesine karışan kuş
sesleri, alabalıkları ile adeta cennet bahçesi görünümünde.
İsterseniz piknik yapın, isterseniz bir kır lokantasını
seçin
Maşukiye'de orman içinden gelen Yayla Deresi'nin aktığı
Alabalık Vadisi, üzerine kurulu piknik alanları, restoranlar
ile alabalık üretim çiftliği hem dinlenmek hem de yemek
yiyebilmek için özlenen imkanlar sunuyor. Çınar, meşe, gürgen,
kestane, ıhlamur ağaçları gölgesinde ailece yemek yenebiliyor.
Yıl boyu açık kır lokantaları, ailelerin olduğu kadar gençlik
gruplarının, emeklilerin, Maşukiye'ye tur düzenleyenlerinde
gözdesi.
Yöreye piknik için geliyorsanız, aracınızı park edip, günlük
kira ücreti ödeyerek ağaç masalardan birine yerleşiyor,
beraberinizde getirdiğiniz piknik malzemesini hazırlıyor,
mangalı yakıp, ağaçlara kurduğunuz hamakta dinlenmenin zevkine
varıyorsunuz.
Voleybol oynayan gençlik grupları, neşe içinde şelale yürüyüşüne,
çevre keşfine çıkanlar bir yana, şimdi kim uğraşacak kömürle,
ateşle, dumanla diyorsanız o halde buyurunuz dere kenarına
dizili lokantalardan birine.
Açık ve kapalı bölümleri ile hizmet veren restoranların
bazıları alkollü bazıları alkolsüz menü sunuyorlar.
Akşamın geç saatlerine kadar konuk ağırlayan restoranların
spesiyalitesi Bilecik Kınık'tan getirdikleri toprak kiremitlerde
pişirilen yemekler.
Sapanca'nın karşı kıyısında hayvancılıkla uğraşan, tereyağı,
peynir üreten köylerden aldıkları yöre ürünlerini vadide
Kartepe'den gelen pınar sularıyla toprak kokusunun ete sinmemesi
için beton havuzlarda üretilen alabalıklar ile konuklara
sunmak.
Restoran mönülerinde, kiremitte, taş fırında odun ateşinde
pişirilen peynirler, kültür mantarları, ızgara çeşitleri
ve salatalar bulunuyor. Kiremitte
balık, köfte, peynir, ızgara tavuk, biftek, porsiyonları,
salata, tatlı ve meşrubatlar ekonomik ölçülerde fiyatlanıyor.
Yanık
Köyü'ndeki üretim çiftliğinden
günlük alınan kültür mantarları, Uzun Yayla'dan getirilen
köy peynirleri, Mersu Alabalık Çiftliği'nden
canlı temin edilen alabalıklar meşe ve gürgen yakılan odun
fırınında dumanın transferiyle
lezzetleniyor.
Kara fırın ekmeği, pınar sularına, Edremit Körfezi'nin has
zeytinyağı dökülen salataları da eklenince vadide ortaya
çıkan kışkırtıcı kokular sürekli iştahınızın
açılmasına neden oluyor.
Tam balık yemişken çevreye yayılan kekik ve ızgara kokusuna
bu defa sızma zeytinyağında bekletilip eti iyice yumuşamış
olan piliç ızgaranın kokusu karışıyor. Masada oturmaktan
sıkılan çocuklar için oyun bahçesi, gençler için voleybol
oynama imkanı da pikniğin cabası sayılıyor.
Ulaşımı konforlu ve pratik
Türkiye'de otoyolla ulaşılan sayılı beldelerden biri olan
Maşukiye, gün boyu temiz hava depolayıp ekonomik ve leziz
yiyeceklerle dinlenme zevkine varanların olduğu kadar, arsa
alıp üzerine birbirinden güzel yazlık ve çiftlik evi yapanların
ilk tercihi sayılıyor.
Temiz hava yaşlı ve kalp hastalarına şifa kaynağı görevi
üstlenirken, Hazmettirici özelliğe sahip sulardan Dalar
Batmaz, Akpınar, Gümüşpınar, Melek suyu gibi pınarlarından
doldurulan sular, ve bu su ile demlenen çayın lezzeti konuşuluyor.
Kireçsiz ve buz gibi soğuk olan sular Alabalıkların etinin
sıkı ve dinç olmasını sağlıyor.
Toprağa basarak yemek yeme imkanını yaşayanlar, kuşların
dur durak bilmeyen korosuna karışan su sesiyle tüm yorgunluk
ve stresin vücutlardan süzülüp gittiği farketmiş olmalılar
ki, Maşukiye kendilerinde her hafta gelecek kadar alışkanlık
yapıyor.
Maşukiye'ye gelen konuklar dönüşlerinde hediyelik eşya dükkanına
uğramayı da ihmal etmiyorlar. Hediyelikler arasında en çok
rağbet görenler korkuluk maketleri, kiremit kaplar ve hamakların
olduğunu belirten Hayati Kelsoy, bölgedeki bahçeli evler
için de iç ve dış mekan çiçek temin edip, bahçe düzenlemesi
hizmeti de verdiklerini vurguluyor.
Ayrıca Maşukiye ve çevresinde yer alan yazlık ve villaların
bahçelerine taş, odun, ağaç gibi malzemeleri kullanarak
doğal şelaleler, düzenlemeler yapan ustalar, peyzaj mimarları
da bulunuyor.
Dorat
Çiftlik Restoran
Binicilikle ilgilenenler ve diğer doğa aşıkları için ideal
Dorat Çiftlik Restoran'da acemi biniciler, profesyonel ekipten
ders alabiliyorlar.
Daha deneyimli biniciler için rehber eşliğinde 1,5 saat
süren orman turları mevcut. Önceden haber verilmek şartı
ile treking turu düzenlenebiliyor.
Körfezin Çatısı Kartepe'den Sapanca ve Maşukiye'ye Bakış...
Kocaeli
il sınırları içinde bulunan, yüksekliği 1606 metreyi bulan
Kartepe çam, kayın, ıhlamur, fındık ağaçları, renk ahenk
dağ çiçekleri, orman gülleri ile kaplı yemyeşil bir piknik
alanı.
Dağın
özelliklerinin başında Kuzu Yaylası'na gelindiğinde göze
sığmayan panorama içindeki yemyeşil bitki örtülü manzara,deniz
ve gölün doyumsuz güzelliği göze çarpıyor.
Bazı bünyelerde deniz seviyesinden yüksek rakıma ani çıkışlar
baş ağrısı yapabiliyor.
Diğer turistik bölgelerdeki dağlardan farkı ise, büyük kentlere
yakın olan, hem de kış sporları yapılabilmesine imkan veren
birkaç deniz manzaralı dağdan biri olması.
Kartepe'nin zirvesine kadar araçları
ile seyir ve piknik amaçlı çıkanlar yol boyunca zümrüt yeşili
orman denizi üzerinden, masmavi Sapanca Gölünü, dağın sol
tarafına yol alanlar ise Kartepe'nin kış sporlarının yapılabileceği
bir turizm merkezi haline getirmek için yıllar önce yapımına
başlanıp 2005 yılında bitirilen dev bir otel ve apart otel
binaları ile karşılaşıyorlar.
Zirvedeki TV yansıtıcılarının bulunduğu noktadan otel sahasına
kadar uzanan ağaçlar kesilmesiyle gerekli düzenlemeler yapılarak
iniş için hazırlanmış kayak pistleri görülüyor. Marmara
bölgesi ve Maşukiye, İstanbul gibi dev metropolden 1,5 ila
2
saat mesafede, otoyolla ulaşılan ve yıl boyunca turist
çeken otelin batı cephesi doğrultusunda bakanlar ise tarihte
"Astakozlar Körfezi" olarak bilinen İzmit kıyılarını
ve denizi seyredebiliyorlar.
Dağ yolu geniş olmasına karşın, yol
boyunca rampa ve keskin virajlar var. Ucurumlu yerlere korkuluklar
takılıyor. Bu sayede bir çok piknikçi aile ve motosiklet
tutkunları Kuzu Yaylaya kadar bir çeşit safari zevkiyle
tırmanarak ulaşabiliyor...
Dağın havası ise zindelik veriyor, iştah açıyor, enerji
depolamanıza yardımcı oluyor. Doğa parfümü hakimiyetindeki
serin ve taze hava nefes alırken burun deliklerinizi yakacak
kadar oksijeni bol, konservelenip satılacak kadar imrendirici
kokuya sahip.
Dağ havasını, kür süresi olan 21 gün boyunca soluyanların
kanları yenileniyor, bebek gibi olup, yüzleri elma yanak
oluyor.!
1970 li yıllara kadar yazın yörüklerin konakladığı dağ,
halk arasında adresli dağ olarak ta tanınıyor. Hemen hemen
her yeri, her durağı isimlendirilmiş olan Kartepe, Muşmula
Pınar, Köy
Yeri, Maşrapalı Su, Domuz Batağı, Birinci Kulübe Deresi,
Asma Köprü, Ayı Yatağı, Osman Efendi Suyu, Muhammet Dere
Yolu, Kuzu Yayla gibi isimlerle anılıyor.
Kocaeli'nin
Tarihçesi
Dünyanın
önemli yollarının kavşak noktası durumunda olan
İzmit ve civarı
tarih öncesi çağlardan M.Ö. 3000 e varan bir yerleşime ev
sahipliği yapmış.
Önceleri Frigler M.Ö. 12 yy daha sonra Yunanistan a ait
Megara şehrinden kendilerine yeni bir yer aramak için
yola çıkan göçmen bir grup şimdiki Başiskele Mevkiinde
"Astaragoz " adını verdikleri şehri kurmuşlar.
Trakia Kralı Lysmakhos 'un Astaragos'u tahrip
etmesiyle bugünkü İzmit in üzerinde Nikomedia adında yeni
bir şehir kurulmuş.
II yy sonlarında
Nikomedia Selcuklularca zapt edilip bir süre Latinlerin
işgalinde kalmış. Tekrar Selçuklular'a geçen şehri Orhan
Gazi zamanında Adapazarı ve Hendek yöreleri valisi Akçakoca
almış, kent bu şekilde Osmanlı egemenliğine girmiş. Başlangıçta
İznik'in yan komşusu anlamına gelen İznikmid olan şehir
zamanla İzmit'e dönüşmüş.
1888 yılına kadar İstanbul a bağlı kalan İzmit bu tarihten
sonra ayrı bir kent, Cumhuriyetin ilanından sonra Kocaeli
vilayetinin merkezi olmuş.
|