NE
YENİR?
Çayağzı Köyünde iki köy bakkalı ihtiyaçları büyük
ölçüde karşılıyor.
Bir de manavlı market bulunuyor. Çevreden gelen mobil kamyonetler
kavun karpuz gezdiriyor. Balıkçılardan balık almak mümkün
olabiliyor veya balığa çıkanlara sipariş veriliyor. Barınakta
ki akaryakıt istasyonundan da balık tedarik edebiliyorsunuz.
Köy sahilinde balık, çoban salata, taraması ile ünlü bir
lokanta hizmet veriyor. Köyün sahilinde gazino adı altında
uğrak yerlerinden olan üç çay bahçesi bulunuyor. Tost, köfte,
patates tava, sosisli yenebilecekler, bira, kahve çay içebilecekleriniz
arasında.
Gençlerin uğrak yeri kahve bilardo salonu kablosuz internet
bağlantısı, nargile salonu gibi bölümlerden oluşuyor.
Ayrıca Yaz mevsiminde ev kiralayanlar Bandırmaya karşılıklı
sefer yapan araçlara siparişlerini vererek kısa süre sonra
ediniyorlar.
Köy çevresi meyvelik bahçeler ve zeytinliklerle kaplı. Ticari
olmasa da narenciye ürünleri hariç hemen hemen her sebze
meyve yetişiyor. Kestane, ceviz, domates, biber, erik, kiraz,
dut ve tabii soğan, hem de tava balıkların yanına çok yakışan
kırmızısından.
Türkiye’de sadece Kapıdağ Yarımadasında yetişen ve merkezi
Çayağzı Köyü olan kırmızı soğanlar toplanıp saplarından
demetler halinde dizilip kurutuluyor. Bilhassa deniz ürünü
üzerine çalışan restoranlar ve meraklılar kırmızı soğanları
demekler halinde yerinden köylülerden satın alıyorlar. Köyü
ziyarete gelenler köy girişinde çınar ağacı altında soğan
dizenlerin tezgahlarından kırmızı soğanları ilk elden satın
alabiliyorlar.
Yörede yetişen zeytinler genellikle yağ üretiminde kullanılıyor.
Kasım, Aralık aylarında ağaçlardan bir bir toplanıp çuvallara
doldurulan zeytinler yemelik olmasa da yağ çıkaran fabrikalara
götürülerek değerlendiriliyor.
Balıkçılığın hayli geliştiği köyde Marmara avlarına çıkan
tekneler Bozcaada çevresi, başta olmak üzere Ege denizine
açılan balıkları yakalarken karides avcılığına çıkanlara
da rastlanıyor.
Zeytin toplama sırasında köylüler ağaç diplerinde yaktıkları
mangallarında palamut balıklarından yaptıkları salamuraları
da neşe içinde yemeyi ihmal etmiyorlar.
Köy bahçelerinde yetiştirilen ürünlerden bir dikkat çekeni
ise vitamin değeri çok yüksek olan rezene otu.
Yöre halkı, dereotu görünümü ve tadında olan bu otu, yumurta
ile karıştırıp omlet yapar gibi pişirerek “Gödek” ismi ile
yiyor.
Rezene aynı zamanda kurulan ev turşularına yoğun aroması
ile ayrı bir nefaset katıyor. Limon, zeytinyağı, çentilmiş
sarımsak sosu karışımıyla hazırlanan salata sosu rezene,
arapsaçı benzeri bir tür bitki olan ve dış kabuğu soyulup
yenen “filiz” ve diğer tüm yenebilir otlar haşlanıp veya
çiğ olarak tüketiliyor.
Bilhassa kiraz ağaçları mevsiminde lezzeti ve görünüşü ile
doyurucu olurken, karadut yedikten sonra ağaçlardan inenler,
kanlar içinde kalmışçasına dutların boyadığı elleriyle dikkat
çekiyorlar!
Dut ağaçlarının olmasıyla bazı evlerde hala dut yaprağı
ile ipek böcekçiliği yapanlara rastlanabiliyor.
Damak zevkine düşkün olanlar bilhassa denizin elle tutulur
derecede yakamoz yaptığı mehtaplı gecelerde kayalıklara
çıkan pavuryaları topluyor, tenekede kaynatıp limonlu maydanozlu
salata, meze halinde afiyetle yiyorlar.
Çayağzı köyü sahillerinden midye çıkarıp, teneke üzerinde
pişirip yenebiliyor. Ayrıca basit bir oltayla tutulan ispari
balıkları çubuklara dizilip odun ateşinde pişirim şekliyle
büyük bir iştahla pikniklere çeşit yapılıyor.
Köyden ayrılırken, zeytin, soğan, tarhana, salça, kurutulmuş
biber satın alabileceklerinizden bir kaçı.
|