GEZİYORUM
Limon bahçeleriyle
süslü, tarihi eserlerle dolu, şelalesiyle serinleten güneyin
sıcak ve efsane kenti; Tarsus
Pozantı'dan
Gülek boğazına girdiğiniz anda İçel(Mersin) il sınırları
içinde yol alarak yaylalarla kaplı yemyeşil Toroslardan
deniz seviyesine muhteşem bir inişe başlıyorsunuz. Rampaları
bitirip kıyı kesimine düzlüğe yaklaşırken sağınızda Tarsus
yol ayırımı yer alıyor. Mersin'in en büyük ilçelerinden
biri olan Tarsus'un girişindeki tabelada belirtilen tarihi
eserler listesi kentin tam anlamıyla bir açık hava müzesi
olduğu konusunda daha kente girmeden izlenim edinmenizi
sağlıyor...
Tarsus 2500 yıldır adı hiç değişmeyen bir kent olmasıyla
da önem taşıyor. Kuruluşu Neolitik döneme dayanan kentin
ilk sakinleri Anadolu'nun yerli halkı "Luvi"ler olmuş.
Kültürün
devamında Hititler, Asur ve Pers imparatorluğunun etkisi,
İskender sonrası Helenistik çağın kültür ve sanat unsurlarını
taşıyan bir merkez olarak sürdürülmüş.
Roma egemenliği dönemi M.Ö.63 yılında düzenlenen eyalet
sisteminde "Kilikya Eyaleti"ne başkentlik yapmış.
M.S.7. yy sonrası Arap akınlarıyla sık sık el değiştirip
zayıflamış.
Selçukluların Tarsus'u ele geçirmeleri sonrası önce Haçlılar,
ardından Bizanslıların hakimiyeti hüküm sürmüş. Kent uzun
bir süre Ermenilerin yönetiminde kalmış. Yavuz Selim 1517
yılında kenti Osmanlı topraklarına katarak sükuneti sağlamış.
TKentin her yerinden tarih fışkırıyor
Tarihin her dönemine ait eserlere sahip olması ile müze
kent olma özelliğini koruyan Tarsus da kent merkezi olarak
bilinen ve iki renkli taşlardan yapılmış olan Ulu Camii
çevresinde tarihi kalıntılara yoğun biçimde rastlanıyor.
Bunlar arasında günümüzde müze olarak kullanılan Kubat Paşa
Medresesi", Hz. Danyal'ın mezarı olduğuna inanılan Makam
Camii, Eski
Kilise Camii, büyük bir Roma Hamamına ait kalıntılar, Donuktaş
Tapınağı, Kleopatra Kapısı, Antik Cadde ve son dönem Osmanlı
konut mimarisi örnekleri sayılabiliyor.
St Paul Kilisesi ve kuyusu, Arkeoloji müzesi eserleriyle
dikkat çekerken, Gözlü Kule Höyüğünde ki kazılarda çıkarılan
Neolitik Cilalı Taş Devrine ait buluntular Adana ve Mersin
deki müzelerde sergileniyor. Tarsus da bulunmuş bazı mozaikler
ise Hatay Mozaik Müzesinde görülebiliyor.
M.S.
III. asrın sonunda yapılmış olan mozaiklerin birinde Orpheus
bir kaya üstüne oturmuş Lyra'sını çalarken, çalgıdan çıkan
namelerin cazibesine kapılan vahşi hayvanlar onu dinliyor,
hatta sağ tarafta bulunan ağaç da Orpheus'a doğru eğilmiş
biçimde görülüyor. (Orpheus:Yunanlıların şair ve musiki
ustası)
Aynı döneme ait bir başka Tarsus mozaiğinde birinin kadın
diğerinin erkek olması muhtemel iki şahıs asma dalları arasında
gösterilirken, üçüncü mozaikte Ganymedes'in Zeus tarafından
kaçırılması tasvir edilmiş.
Zeus mukaddes kuşu, kartal şekline girmiş güzel Ganymedes'i
ilahlar diyarına götürmek üzeredir. Anne ve babası bu mucize
karşısında dehşete düşmüşler, efendisinin havalandığını
gören köpek de ulumaya başlamıştır.
Tarsus da iki önemli ziyaret yeri daha bulunuyor.
Eshab-ı
Kehf Mağarası
Tarsus'un 14 km Kuzey batısında yer alan asfalt yol
ile ulaşılan, Ulaş Köyü yakınlarında çevreye hakim panoraması
ile yüksek bir tepede bulunan mağara Müslüman ve Hıristiyanlar
tarafından kutsal sayılıyor.
Mağarayı görmeye gelenler önce tepenin eteklerindeki meyilli
alana araçlarını park edip, çeşitli dini kitap, broşür,
tespih, poster ve hediyelik eşya satış dükkanları önünden
ve biri kısa diğeri uzun iki minareli camii yanından geçip
10-15 basamakla inilen mağarayı ziyaret ediyor.
Eshab-ı Kehf mağarasının halk arasında anlatılan bir de
efsanesi var.
Mitolojik Tanrılara olan inanışın azaldığı dönemlerde, tek
tanıya inandıkları için eziyet görmekten kaçan Hıristiyan
dinine mensup Seliha, Mekseline,
Meslina, Mernuş, Sazenuş, Debernuş ve Kefetatyuş adlı yedi
genç putperestliğe dönmeyi kabul etmedikleri için hükümdar
huzuruna çıkarılmışlar.
Hükümdar putperest dinine dönmeleri için birkaç gün mühlet
verip aksi takdirde öleceklerini bildirmiş. Verilen süre
içinde yedi genç köpekleri " Kıtmir" ile beraber kaçarak
bu mağaraya sığınmışlar.
İnanışa göre Allah tarafından kendilerine 309 yıl uyku verilmiş.
Gençlerden ilk uyanan yiyecek almak üzere kente inmiş ve
harcamak için kullandığı zamanı geçmiş paralar yüzünden
fark edilerek yakalanmış. Yakalayanlarla mağaraya geri dönüldüğünde
yedi yavru kuşun tünediği bir yuvadan başka serin havaya
sahip mağara içinde bir şey görülememiş!...
Bu nedenle mağara Yedi Uyurlar Mağarası olarak anılıyor,
dilek tutulup, Allah'a dua ediliyor.
Eshab-ı
Kehf mağarası girişinde satılan bir poster ise, İbn-i Sina
Yayınevi, Ankara tarafından bilgisayar tekniği ile gerçekleştirilmiş
olup, yedi uyurların mağara içinde birbirleri ile yan yana
yatıp uyuduklarını gösteren temsili tablo resmedilmiş ve
posterin alt bölümünde Eshab-ı Kehf hakkında bilgi verilip
Eshab-ı Kehf hadisesinin Kuran-ı Kerim deki 18. sure olan
"Kehf Sure" olduğu ve 18 inci surenin 9 uncu ayetinden 27
inci ayetine kadar bu hadisenin açıkça anlatıldığı (insanlar
öldükten sonra yeniden dirileceğinin bir göstergesi olduğu)
belirtiliyor.
Tarsus Şelalesi
Tarsus gezi yerleri arasında en fazla rağbet gören yerlerin
başında Tarsus Şelalesi piknik ve gezi alanı geliyor.
Narenciye
deposu olarak bilinen bölgede ki antik ilçe merkezinin kuzeyinde
Berdan Çayı üzerinde 4-5 metre yükseklikten dökülerek meydana
gelen bir şelale bulunuyor.
Tarsus'un nefes borusu niteliği taşıyan şelale bölgesi serin
havası, göze, kulağa, damağa hitap eden lezzet restoranları
ile ender rastlanan dinlenme yerlerinden biri olarak tanınıyor.
Çevresi ağaçlarla kaplı şelalenin dökülüş yerinde su debisinin
yüksek zamanında çayın getirdiği sanılan iri kayalar görülürken,
tahrip olmuş, kayalara oyularak yapılmış mezarlar olduğu
da biliniyor.
Çevrede yer alan şelale manzaralı restoranların açık, kapalı
bölümlerinde veya suya yakın demir parmaklık yanındaki masalarda
oturanlar hem Şelale yanında oturmanın tadını çıkarıyor,
hem de ızgara veya balık çeşitleri ile tüm yorgunluklarını
susmak bilmeyen kuşların korosu ve yoğun su sesine karıştığını
hissederek dinleniyorlar.
Tarsus'ta bir efsane kahraman NUSRAT Mayın Gemisi
Çanakkale
tarihinin unutulmaz kahramanlarından biri olan Nusrat Mayın
Gemisi kendisi için hazırlanmış olan ve başarılı bir sergileme
tekniği ile sunulan,Tarsus Kültür Park'ta bulunuyor.
Mersin - Tarsus kara yolu üzerinde yer alan parkta deniz
havası verilen gemi boyundaki havuz içinde sergilenen mayın
gemisini rahatça gezebiliyor, içine girip güvertesinde dolaşabiliyor
her yerinde anı fotoğrafları çekebiliyorsunuz. Çiçeklerle
süslü parkta, temsili olarak Çanakkale şehitliği ve Atatürk'ün
yakın silah arkadaşları ile birlikte bir kompozisyon olarak
hazırlanmış heykeli de yer alıyor.
Parkın uzak ucunda ise konukların mola verebilmeleri için
bir büfe ile dinlenme ünitesi bulunuyor.
Nusrat Mayın gemisine sahip çıkılıp bu denli başarılı sergilenişine
tanık olmak görenlere övünç verip, mutlu ediyor. Teşekkürler
Tarsus.
|
|
Şahmeran Hamamı ve efsanesi
Vakıf İşhanı'nın yanında bulunan eski hamam aynı zamanda
"Altından Geçme" olarak da bilinen Roma Hamamı sınırları
içinde yer alıyor. Romalılardan kalma temel üzerine Ramazan
oğulları tarafından yapıldığı bilinen hamamın plan biçimi
ve ölçüleri Türk hamamı özelliklerini taşıyor. Restore
edilerek hizmete sunulan dört eyvanlı yapı, sıcaklık ve
halvet kısımlarından oluşuyor.
Efsanevi Şahmeranın bu hamamda öldüğü söyleniyor. Bu nedenle
hamam Şahmeran Hamamı olarak anılıyor.
Günümüzde,
kent merkezinde fıskiyeli bir süs havuzu içinde bronzdan
yapılmış heykeli yer alan Şahmeran, geçmişte yılan gövdeli
ve erkek başlı bir yaratık olarak biliniyor.
Efsaneye göre yılanların kralı Şahmeran, Tarsus kralının
kızına âşık olmuş. Güzel prenses Eski hamamda yıkanırken,
Şahmeran hamamın üzerine çıkıp kubbe deliğinden gizlice
onun yıkanışını seyredermiş.
Bir defasında yine seyrederken hamamın içine düşmüş ve
prensesin koruyucuları Şahmeran'ın başını keserek onu
öldürmüşler.
Günümüzde hamamın iç duvarlarında ki kırmızı lekelerin
Şahmeran'ın vücudundan fışkıran kan izleri olduğuna inanılıyor.
Kent merkezi içinde görülecek yerlerin başında bulunduğu
çevreye ismini veren Türk - İslam mimarisinin önde gelen
eserlerinden biri olan abidevi kapısıyla Ulu Cami, Eski
Cami geliyor.
Ulu cami yakınında ise 1579 tarihinde Ramazan oğulları'ndan
Piri Paşa'nın oğlu İbrahim Bey tarafından yaptırılan 2004
yılında Tarsus Belediyesi'nce onarılıp Etnografya Müzesine
dönüştürülen Kırkkaşık Bedesteni bulunuyor.
Diğer gezi yerleri arasında Aziz Paulus Kuyusu, Antik
Yol, Tarihi Tarsus Evleri, Kleopatra Kapısı, 1910 tarihinde
neoklasik üsluplu olarak inşa edilen Osmanlı son dönem
mimarisi ile dikkat çeken Amerikan Koleji, Osmanlı Parkı
ve Müzesi bulunuyor.
Tarsus
Saat Kulesi
Tarsus Ulu Camisi avlusunun kuzeydoğusunda yer alan saat
kulesi, 1892 - 1893 yıllarında
kesme taştan, sekizgen planlı olarak inşa edilmiş.
Ulu Cami'nin eski minare kaidesi üzerinde bulunan kulenin
saat odası etrafını demir parmaklıklı balkon çevrelerken,
dört yöne bakan dairesel saat kadranları, Arap rakamları
ile belirtilmiş.
Yerden yüksekliği 30 metre olan saat kulesinin girişi
minare kaidesinin üzerinde ve doğu yönünde bulunuyor.
Kulenin çevresinde ise çam ve çınar ağaçları yükseliyor.
Çevredeki Gezi Yerleri
Tarsus'a 60 km uzaklıkta bulunan Namrun Yaylasını yukarda
bırakacak olursak çiçek açma mevsiminde limon ve portakal
bahçelerinde yoğun olarak duyulan narenciye çiçek kokusu
içinde dolaşmanın yanı sıra tropikal iklim bitkileri,
palmiyelerle kaplı Mersin Viranşehir den Silifke'ye doğru
uzanan sahil bandı üzerinden ulaşılan Ayaş, Elaiussa Sebaste,
Narlıkuyu, cennet cehennem mağaraları, Astım ve Dilek
Mağarası, Kızkalesi, Uzuncaburç, Adam kayalar gibi gün
içersinde mola vereceğiniz gezi yerleri olabilir.
Adana
ve zengin çevresi kısa sürede ulaşabileceğiniz diğer yöndeki
alternatifleriniz.
|