GEZİYORUM
Yeryüzü
Cenneti UZUNYA ve DALİA Koyları
İstanbul’un
Sarıyer İlçesi Demirciköy Mahallesi Karadeniz
sahiline yapacağımız günü birlik gezi, uzun soluklu
tatil yapamayanlara, saatlerce yolculuk yapmaktan,
araç kullanmaktan sıkılanlara, doğa ile iç içe
olmak isteyenlere, Ege’ye Akdeniz’e gidemeyenlere,
oraları aratmayacak güzelliğe sahip gizli cennetlerden
sayılıyor.
Detaylara girmeden önce özetle Uzunya ve Dalia
koylarında temiz hava, temiz deniz, temiz restoranları
olan iki Beach Clup var, diyerek doğa ile iç içe
olup adeta bütünleştiğinizi hissedeceğiz yerleri
cümlelerle çizmeye başlayayım.
|
|
Uzunya
Koyu
Uzunya, İstanbul çevresinde bozulmadan yağmalanmadan,
betona yenik düşmeden nadir kalmış yeryüzü cennetlerinden
biri.
Ne Kilyos gibi hızla gelişmiş, ne Şile gibi kalabalıklaşmış.
Yemyeşil doğa dokusu arasında iki tepenin arasında
deniz haliç yapmış, içeri doğru nehir gibi uzanmış,
korunaklı kumsalla sonlanmış.
İki tepe rüzgârı kesiyor, tam karşıdan gelen esinti,
taze Karadeniz havası taşırken zindelik veriyor,
terlemeden, bunalmadan, nemden yapış yapış olmadan
rahat soluklanma sağlıyor. Teneffüs edilen havada
ağırlık, duman, koku gibi istenmeyen, rahatsızlık
veren hiçbir unsur yok. Nefes aldığınızı bile
unutuyor, ciğerlerinizin en ücra noktasına kadar
temiz iyot ve oksijen yüklü havayla adeta yıkandığınızı
hissediyorsunuz.
Diyelim ki hafta sonu veya hafta içi, yaz veya
kış mevsiminde bir günü değerlendirmek istiyorsunuz.
Özel aracınızla yola çıktınız. Uzunya’ya geldiniz,
aracınızı geniş alana park ediyorsunuz, denize
girmeyi planlıyorsanız sağ tarafta giriş ücreti
ödeyip Beach Clup tarafına yöneliyorsunuz. Burada
serpme kahvaltıyla güne başlanıyor.
Kişi başı 35 TL olan kahvaltı da 13 çeşit bulunuyor.
Denize karşı köy yumurtalı menemen, omlet, sahanda
yumurta gibi yumurtalı seçenekler, ızgara sucuk
ve klasik çeşitlerle kahvaltınızı yapıyorsunuz.
Beach Clup için gelenler kişi başı hafta içi 35
TL, hafta sonu 40 TL ücret ödüyorlar bu ücretin
içinde araç park ücreti dahil oluyor, kabinlerde
plaj kıyafetinizi giyip çimen zeminli kademeli
alanlara konumlanmış hasır güneşlikler altına
yerleşiyor, isterseniz yer minderlerine, isterseniz
şezlonglara uzanıp kendinizi rüzgâr ve denizin
dalga sesine teslim ediyorsunuz.
Deniz
kıyısı kum, koy içinde bir baştan bir başa yürüyüş
yapabilir, ayak sağlığı için, vücutta strese neden
olan elektrikten arınabilirsiniz.
Deniz içinde de devam eden kum zeminli sahilin
sığ denizinden kurtulmak isterseniz boy hizasına
sıralanmış mantarlarla çevrili hattı geçmeniz
gerekiyor.
Koyun ortasında sahilden 50 metre açıkta koyun
tam da ortasına yerleştirilmiş bir duba bulunuyor.
Ada vazifesi gören bu dubadan derin denize girmek
isteyenler için elektrikle çalışan makaralı bir
sistem kurulmuş, yolcu taşıyan sal, yatay asansör
gibi plaj ve duba arasında kısa sürede gidip geliyor.
Plajda bulunan duşlar, büfe ihtiyaçları gün boyu
karşılanıyor.
Hiçbir şey yapmadan boylu boyunca yatıp dinlenmeleri
sırasında isteyenlere Datça’nın buzlu bademcisi
uğruyor, gazetenizi, kitabınızı okuyor, çocuğunuzla,
bebeğinizle, ailenizle vakit geçiyorsunuz.
Öğlen
saatlerinde yemek yemek isteyenler için Uzunya
Restoran hizmet veriyor.
Burada balık başta olmak üzere denize karşı yemek
yeme imkânı var. Bilhassa akşam yemeği için restoranda
yer bulmak neredeyse imkânsız oluyor.
Otlu ve zeytinyağlı mezeler, ara sıcaklar, ana
yemeklerle gecenin ilerleyen saatlerine kadar
oturanlar konaklama imkânı olmayan koyu terk ediyorlar.
Saygılı, eğitimli bir personel yaklaşık bir şef
bir komi eşliğinde dört beş masalı 20 kişilik
bir gruba bakıyor.
Siparişler zamanında geliyor, bira çeşitleri arasında
bile tercihiniz soruluyor. Yediklerinizden, servisten
memnun kalıyorsunuz.
Masanızın çevresinde tanıdık simalara, ünlülere
de rastlamanız mümkün.
Koyun
her iki ucunda bulunan tepelere çıktığınızda
koyun farklı açılardan manzarasını seyredebiliyor,
zirvelerde rüzgârın esintisine daha fazla tanık
oluyorsunuz.
Koyun sağ tarafına tırmanmak için makilik alanda
sık bitki örtüsü arasında dikenli patikalarda
yol almak gerekiyor. İllaki tepeleri fethetmek
isteyenler uzun pantolonlar, kapalı ayakkabılar,
giymeli yazın başlarına şapka takmalı.
Koyun sol tarafı ise yürüyüşe daha müsait hatta
tepeye kadar araç yolu bile var. Şahin tepesi
olarak adlandırılan bu alanda genellikle karavanla
gelenler sezonluk veya yıllık kiraladıkları
yerlerde kamp yapıyorlar. Burada karavanlarına
ek olarak ilave edilmiş temelsiz, betonsuz,
ahşap, portatif barakalarda konaklıyorlar.
Kampçılar
için karavan alanında büfe hizmeti, genel fosseptik
çukurlu ortak tuvalet, su, elektrik hizmeti
bulunuyor.
Kampçılardan bazıları yaz sezonunda hobi olarak
toprakla uğraşıp domates, biber, salatalık veya
çiçek yetiştiriyor. Kentin göbeğinde kent yaşantısından
uzak, köy yaşantısının güzelliğini, emekli hayatını
yaşıyorlar. Kalp, astım, uykusuzluk, stres problemlerini
yeniyorlar.
Uzunya Koyu Şahin Tepesi’nde kalanlar ve günübirlik
gelenler plajı ve ufuk hattında demir atmış
İstanbul Boğazına giriş için sıra bekleyen birkaç
gemi ve açıklardan geçen transit gemileri görüyorlar!
Dalia Koyu
Dalia Restoran Beach Clup, kendisini “Masmavi
Deniz, altın sarısı kum ve yeşilin kıskandıran
buluşması sloganıyla ifade etmiş ve İstanbul’un
son aşkı, İstanbul’da yaz Dalia’da yaşanır”
diye tamamlamış.
Böylesi iddialı cümleler sonrası merakınıza
yenilip bir de o gözle bakınca haklılık paylarının
büyük olduğu kanaatine varıyorsunuz.
Karadeniz sahilinin Rumeli Kavağı ile Kilyos
arasında bulunan iki koydan biri olan Dalia
Koyu komşusu olan hilal biçimli Uzunya Koyu’na
nazaran ağzı daha açık bir koy. Buna rağmen
Uzunya koyu gibi benzerlikleri oldukça fazla.
Aynı bitki dokusu içinde aynı kıvrımlarla ilerliyor,
asfalt yolu denize doğru takip ederek giriş
ücreti ödeyip gişeyi geçince otopark olarak
kullanılan geniş bir alana ulaşıyorsunuz. Burada
Uzunya’da ki gibi ağaç gölgesi yok, aracınızı
güneş altına park ediyorsunuz.
Çimen zemin, güneşlikler, şezlonglar, kumsal,
deniz ve küçük bir iskele günübirlikçilerin
hizmetinde.
Koyun sol tarafında plaj büfesi, fast food tarzı
yiyecek ve serinletici içecekler için hizmet
veriyor.
Sol tarafta yine Uzunya’da ki gibi zengin çeşitler
barındıran bir restoran bulunuyor.
Kapalı
salon veya açık teras kısımlarında oturanlar
balık, köfte, tavuk, et ızgara çeşitleri, soğuk
mezeler, şarap ve rakı çeşitleri ile zengin
mutfağa sahip restorana gelen konuklar, geldiklerine
değecek türden öğle ve akşam yemeklerini yiyebiliyor,
yemek ve günübirlik plaj sonrası kısa sürede
İstanbul’un merkezinde herhangi bir yerine dönebiliyorlar.
Üstelik hassas cilde sahip olanların tenleri
aşırı tuzlu denizlerde ki gibi kavrulmadan,
ulaşım için aşırı miktar akaryakıt ve zaman
harcamadan.
Çevrede
ne var ne yok
Çevrede yarım saat içinde ulaşabileceğiniz Kilyos
görülebilir, yolunuz üzerinde bulunan Zekeriyaköy’e
gidebilir, sahibi Sarıyer Muhallebicisi olan Göçmen’s
Çiftliği, hayvanat bahçesini gezebilir, sütlü
tatlılardan yiyebilirsiniz.
Yanınızda pet şişe varsa Zekeriyaköy’e pınar suyu
doldurabilirsiniz. Yerleşim alanının tepesinde
bulunan Bizans Kulesini görebilir.
Demirciköy yolu üzerinde boş alanlarda hafta sonu
MotoCross çalışan motosiklet tutkunlarına rastlayabilirsiniz.
At binebilir, kır piknikleri yapabilir, çocuklarınızı
ATV ve kartinge bindirebilirsiniz.
Belgrat Ormanı, Atatürk Arberetum, Sarıyer, Kemerburgaz
diğer gezi noktalarınız olabilir.
|
|