GEZİYORUM
Geçmişte
köyken, günümüzde Konya Kulu’ya bağlı bir mahalle olan Beşkardeş,
Anadolu’nun ortasında çölde vaha misali mimarisini oluşturan
evleriyle dikkat çekiyor.
Beşkardeş, hemen hemen Anadolu köylerinde, kasabalarında
hiç de görmediğimiz güzellikte hatta kentlerde bile ender
rastlanan özellikte villalardan oluşuyor. Beşkardeş mevkiinde
manzara, orman, nehir, şelale kanyon, dağ ya da doğal farklılık
yaratacak hiçbir şey yok.
Doğrusu bu ya Beşkardeş yerleşimi içinde de hoşça vakit
geçirecek, sinema, restoran, çay bahçesi, koruluk alan köy
meydanı, aktiviteye uygun faaliyet gösterecek yer de yok.
Peki o halde niye, diye bir soru akla gelebilir. Konya Belediyesi
Beşkardeş”i “Örnek Köy” seçmiş.
Küçük
bir villa kent gibi
Kulu - Cihanbeyli arasında ip gibi uzanan düzgün yolda ilerlerken
tabelalı kavşak sizi köyün içine sokuyor.
Önceleri anlamıyorsunuz çok geçmeden ara sokakları gezince
modern mimari, alışagelmiş yoksul kerpiç köy evlerinden
ziyade daha farklı bir yerde olduğunuzu kulağınıza fısıldar
gibi geliyor.
Merak bu ya burada oturanları, ev sahiplerini de göremiyor
olunca terk edilmişlik içinizde daha da merak uyandırıyor.
Kış mevsiminde 1500, yaz mevsiminde nüfusu 3000’e çıkan
Beşkardeş’de, Beşkardeş Camisine bakan küçük alanda inatla
yöreyi terk etmemiş olan veya terk edip özlemine dayanamayıp
geri dönüş yapan birkaç yaşlı, bir köy bakkalı sorularınıza
cevap bulmanızı sağlıyor.
Avrupaya
işçi olarak ilk gidenler
Beşkardeş, Türkiye’den Almanya’ya en fazla işçi gönderen
yerlerin başında geliyor. Hatta öyle ki yörede yaşayanların
neredeyse tamamı Avrupa ülkelerine başta Almanya, Avusturya,
Danimarka, Hollanda, Belçika, Fransa, İsveç olmak üzere
çalışmaya gitmiş, ABD'ye de giden varmış. Gurbet ellerde
uzun süre kalmışlar, çalışmışlar emekli olanlar ve kesin
dönüş yapanlarla, bir de nasıl olsa bir gün memlekete döneriz
diyenler, eski evlerinin yerine hayallerinde ki evleri yaptırmışlar.
Kesin dönüş yapanlar tadını çıkarmaya başlamışlar, mesut
mutlu yaşıyorlar, yüzleri gülüyor, Almanya’yı özlemediklerini,
bazı akrabalarının, çocuklarının hala orada yaşadığını belirterek,
“Gerekirse arada gideriz onları görmeye” diyorlar.
Almanya’da çalışmaya devam edenler ise yıllık izinleri için
senede ancak bir iki ay evlerine dönüyorlar. Haziran başından
30 Ağustos’a kadar izinleri süresince vatan hasretini dindirmeye,
özlem gidermeye dostları görmeye çalışıyorlar. Bu süre içinde
akşamları birbirlerine ziyarete gidiyor, sık sık yaptıkları
sohbetlere gecelerin geç saatlerine kadar katılıyorlar.
Buraya kadar her şey alışageldiğimiz üzere köy yaşantısı,
tarlası olan ekip biçiyor, olmayan bahçesinin bir köşesinde
toprakla oyalanıyor.
Ya sonrası, pencereleri demirli evler kilitlenip işyerine
geri dönülüyor.
Villası
bol köy
Klasik bir tarz, belli bir üslup, yöresel karakteristik
özellik den ziyade, katalogdan örnek alınmış evler genellikle
kişisel arzulara göre tek ve iki katlı villa biçiminde inşa
edilmiş.
Ortak özellik evlerin villaların, bahçelerin etrafı adam
boyu yükseklikte duvar çevrili, bir de eve ayakla çamur,
toprak girmesin kirlenmesin diye bahçelere bir karış toprak
bırakmadan sokaktan itibaren taş döşenmiş olması!
Araçtan inenler bu uygulama ile bahçe duvarından itibaren
meyilli renkli taş döşeli bahçelerine girince etraf tertemiz
kalıyor, yağmur da yağsa hiçbir yer çamur olmuyor, bahçelerde
oyunlar oynanıp, davetler verilip kalabalık misafirler ağırlanabiliyor.
Bazıları evlerine kamera sistemi kurmuşlar, Almanya’dan
bile cep telefonlarıyla evlerini kontrol amaçlı gözetliyorlarmış.
Beşkardeşliler belediyeden şimdilik çakıllı toprak olan
sokaklarının asfaltlanacağı sözünü de almışlar, bir de ağaçlandırma
çalışması başlatırlarsa çölde bir vaha misali değerlerini
katlayacağa benziyorlar.
Deniz seviyesinden 1200 metre yükseklikte bulunan Beşkardeşler'den
öteye ne var derseniz, fotoğraf tutkunlarının foto safariye
çıktığı, içinden yol geçen Tuz Gölü var. Fakat bu nadide
güzellik en az 30-35 km daha yola devam edenlere. Beşkardeş'de
ise ev yaptırmayı düşünenlere örnek alınabilecek çeşitli
villaları görme imkanı bulunuyor.
Beşkardeşler'e ana yoldan içeri bir kilometrelik girişte
Zincirlikuyu adlı küçük bir yerleşimden geçiliyor, bu sırada
göz okşayan küçük ve bakımsız bir dere yolun kenarında size
eşlik ediyor.
Oysa bu sulak ve ağaçlıklı alan biraz bakımla, büyütülerek
otururken ayağın toprağa bastığı, bir kaç tahta masa, sandalyeli
gelip geçenin mola verebileceği çay bahçesi veya ihtiyaç
duyulan bir park yeri haline getirilebilir....
|