GEZİYORUM
ALTINOVA
Egenin Şirin beldesi Altınova, Ayvalık’ın gölgesinde kalsa
da ilginç coğrafyası, kara ile plajını birleştiren köprüsü,
eski evleri, temiz denizi, Ege rüzgârı ile tatilcilerin
gözdesi.
|
Balıkesir’e
bağlı Altınova beldesine girer girmez bir solukta, yani
ana yoldan ayrıldıktan 1,5 km sonra kendinizi önce yerleşim
alanının merkezinde, sonra iskeleye doğru iki km daha
gidince, plaj, köprü, dalyan üçgeni içinde buluyorsunuz.
Ana karadan plaja geçişi sağlayan köprü bağlantısı üzerinde
sahile gidenler, denizin, balık tutmanın, manzaranın
tadını doyasıya çıkarıyorlar.
Dünyada ender görünen aynı kıyı deniz seviyesine sahip,
ince kumlu kumsalı, Ayvalık ve İzmir’e çok yakın oluşu
Balıkesir Ayvalığa bağlı beldeyi cazip kılan özellikleri
oluşturuyor.
Aslında buraya emekli cenneti de denebilir. Özellikle
İzmir, Ankara, Kütahyalı sakinliği severler, kendi güçlerine
göre yaptıkları evlerinde bahçe zevki yaşıyor, denizden,
kumdan istifade edip, diskotek, bar, disko olmadığı
için trafikten, gürültüden uzak, kafa dinliyorlar.
Beldenin kışın 10.500 olan nüfusu, yazın 60–70 binlere
dayanıyor.
Tarihçesi ve konumu
Altınova’nın geçmişine bakarsak Cumhuriyet öncesi ismi
“Ayezmand” miş. 13.Nisan.1934 Cuma günü Atatürk’ün beldeyi
ziyareti sırasında çevreyi kaplayan ovalarda gördüğü
altın renkli buğday başakları ve ovanın altın gibi değerli
olması nedeniyle, daha uygun olacağı için Ayezmand ismi,
kendi talimatıyla Altınova olarak değiştirilmiş.
Tarihi çok
eskilere dayanan ve kelime anlamı, "kutsal, şifa
getiren kaynak" demek olan Ayezmand’in bir km yakınında
Yel Değirmen Tepe’de bulunan tarihi eserler Balıkesir
arkeoloji müzesinde sergileniyor. Altınova’nın Hisar
Mahallesi, Ayezmand’in ilk kuruluş yeri olması bakımından
günümüzde de önemini sürdürüyor.
Hacı Bayram Cami, Şeyh Muyyiddin Cami, Selimiye Mahallesinde
yer alan 1899 ve 1964 tarihli camiler, Merkez Mahallesinde
bulunan 19.yy dan kalma iki tarihi han ve 1888 tarihi
taşıyan muhtemelen zeytinyağı imalinde kullanılmış yapı,
15.yy izleri taşıyan evleri görülmeye değer eserlerden
sayılıyor. 1998 yılında restore edilen ve içinde beş
türbe bulunan kabristanlıkta bulunan türbe de dikkati
çekiyor.
Hanlar, Evler
Beldenin girişinde çoğunluğu iki katlı olan evlerin
arasında geçen yüzyıldan kalma bazı eski yapılar ve
yapılardan kalan duvarlar, harabeye dönen avlular dikkat
çekiyor.
Geçmişte yaşanan Dikili depreminde hasar izleri taşıyan
Altınova yapıları arasında zamana direnen orijinalliğini
koruyan veya bir başka deyişle, yeni sahipleri tarafından
çocuk gibi bakılanlarda var. Bunlardan biride belde
girişinde sol kanatta yer alan bir zeytinyağı imalathanesi.
Dededen, babadan kalma birinci sınıf tarihi eseri gözü
gibi koruyan Ziya Şensal yapının çok eskiden han olarak
işlev gördüğünü, Çanakkale’den İzmir’e uzanan güzergâhta
ki en görkemli han olduğunu, zamanında Yunanlı hanımların
handa garsonluk yaptığını, çevresinde dam (ahırlar)
ve seyis odalarının bulunduğunu anlatıyor.
Kapı üzerindeki yapım tarihi taşıyan kitabeyi, gösterip,
harç ve demirin kullanılmadığı devirlerde ikinci kata
çıkılan kapının kilit taşına dikkat çekiyor. Girişteki
pembe renkli sarımsak taşından yapılma yuvarlak kolonların
delik açılan kısımlarına harç yerine kurşun dökülerek
sağlamlaştırıldığını gösteriyor.
Buna benzer tek tük kalmış yapıları sokağın devamında
ve iç kısımlarda da görebiliyoruz. Kiminin avlusu, kimisinin
kapısı, penceresi sizi yıllar öncesinin sivil mimarisine
götürüyor.
İkinci konutların artış gösterdiği son yıllarda beldenin,
sahil bandı üzerinde yapılaşmalarda artış gözleniyor.
Denizden iki km içerde yerleşim olan Altınova sahili
karşısında 12 mil uzakta komşu ülke Yunanistan’a ait
olan Midilli Adası bulunuyor.
Her türlü deniz aktivitesine imkân veren Altınova iskele
mevkiinde uzunluğu iki km bulan doğal kumsalla beraber
Altınova, 18 km lik sahil şeridine sahip.
Neler yapılır
Haziran, Temmuz, Ağustos aylarında deniz en güzel zamanını
yaşıyor. Gün batımında sahil kafelerinde
oturanlar, yazın yaya trafiğine açık köprüden geçerek
uzun kumsalın istedikleri bölümünde denize giriyor,
kum kürü yapıyorlar.
Granit kayalardan oluşan kumda hiç mil (toprak) bulunmuyor
ve aynı kum, 100 metresi ancak boy verebilen sığ deniz
içinde de devam ediyor.
Altınova akşamlarının son ışıklarıyla, güneşin veda
şölenini zevkle izliyorlar, hava sıcak ve durgunsa gecenin
geç saatlerine kadar aynı plaja gelip, oturuyor, bu
defa mehtap veya yakamoz seyrederek serinliyorlar.
Açık havalarda Midilli adasının evleri, ışıkları net
biçimde seyredilebiliyor.
Çevrede Gezilecek Yerler
Altınova beldesi İzmir Ayvalık yolu üzerinde bir buçuk
km içerde yer alıyor.
Her iki yöne de yol alanlar kısa sürede ulaşabilecekleri
tatil yerleri ile ören yerlerini görebiliyorlar.
Gün içersinde Çanakkale yönünde yol alanlar, Ayvalık,
Cunda Adası, Gömeç, Edremit, Küçükkuyu, Altınoluk, Güre,
Zeytinli, Kaz Dağı Milli Parkı, Burhaniye, Akçay, Ören,
Bergama, Kozak Yaylası, İzmir tarafını seçenler, Dikili,
Bademli, Çandarlı, Eski ve Yeni Foça, Menemen, Şakran,
İzmir gibi yerlere gidip gelme imkânı buluyorlar.
Zeytinyağı ve Pamuk, Patates, Karpuz
Dikili sınırından Altınova, Altınoluk dünyanın en güzel,
en kaliteli zeytinyağının üretildiği bölge olarak biliniyor.
Denizden esen rüzgâr, toprak yapısı mümbit ovanın zeytinlerine
lezzet, nefaset katıyor. Bu bölgenin yağ üreticileri
Dünyada ki tek rakibimiz İtalya’nın Toskana bölgesidir
diye üstüne basarak belirtiyorlar.
Altınova’da Aktepe yağları da zeytinlere toprak kokusu
karışmaması için dalından düşen zeytini, ağaç altlarına
serdikleri brandalarla toplayıp
fabrikaya ulaştırıyor. Burada aspiratörler yardımıyla
zeytinlerin yaprağı, sapı emiliyor, yıkanıyor ve el
değmeden çekirdeği, kabuğu ile birlikte hamur oluyor.
Sonra makine bu hamuru üçe ayırıyor.
Hiçbir katkı maddesi kullanılmadan sıkılıp yağ elde
ediliyor.
Kaliteli yağ elde etmek için temiz zeytin girişi yapmanız
kaçınılmazdır deniyor. Marda barajıyla sulanan ova aynı
zamanda toprak altı artezyen suları ile besleniyor.
Ovada elektrik olduğu için derin sular bu güç yardımıyla
üst seviyelere çekilebiliyor.
Penye ipliği çekilen ve çok uzun elyaf veren pamuk yetiştiriciliğinin
yanı sıra içine yağ çekmeyen tür patatesi de makbul
sayılıyor.
Ova aynı zamanda iyi karpuz yapıyor. Bu karpuzları da
mevsiminde römorklar dolusu nakil için beklerken Altınova
girişinde ve beldenin çeşitli yerlerinde görebiliyorsunuz.
Altınova’yı bekleyen tehlike
Altınova’nın dillere destan kumu, sahil haritası yakın
bir gelecekte kaybolma tehlikesi ile karşı karşıya kalmış.
İskele mevkiinde bulunan ve Altınovalıların plaj olarak
kullandıkları kıyıya paralel dil şeklinde uzanan kum
yarımada dalgaların etkisiyle incelmeye başlamış. Deniz
kumu yutmaya başlayıp geri getirmeyince, yarımada törpülenerek
küçülmeye yüz tutmuş.
Derenin getirdiği kumlarla oluşmuş yarımadaya 1991–1998
yıllarında Madra Barajı yapıldıktan sonra dere kum taşıyamayınca,
kum gelişi durmuş.
Tehlikeyi görüp, kıyıya, evlerin temellerine, bahçe
duvarlarına yaklaşan deniz çizgisini, fark eden ilgililer
durumu projelendirip kum yarımadanın taşınıp, erimesini
önlemek için kumsalı tutacak 11 adet dalgakıran yapılması
kararlaştırarak inşasına başlamışlar.
Denizin sığ olması nedeniyle düşük maliyetle ekonomik
biçimde sonuca ulaşılacakken, bir buçuk dalgakıran yaptıktan
sonra ödenek bulunamayınca dalgakıran yapımı durmuş.
Haziran ve Temmuz 2008 aylarında gördüğüm kadarıyla
kumsaldan oluşan yarımadanın arkasında marina yapımı
için kepçeyle derinlik artırma çalışması yapılıyordu.
Oysa çevre sakinleri kumu kurtaracak dalgakıran yapılmadığı
sürece, kazanılan derinliği, sert havada kum adasını
aşacak dalgalar, bir gecede dolduracak ve yapılan tüm
masrafların, harcanan emeğin, zamanın boşa gideceğini
belirtiyorlar. Devamlı haritası değişen sahilde büyük
bir ihtimalle günümüzdeki kumsalı, gelecek yıl bulamayacağız
deniyor.
|