GEZİYORUM
BODRUM 2007
Yaz aylarında gençliğin kalbinin attığı tatil merkezlerinin
başında yer alır Bodrum. Sadece yerli turistler değil Avrupalı,
Rus turistlerinde yıl boyunca
hayallerini süsleyen bu tatil merkezi tek kelime Bodrum
adı altında toplanırsa da gerçekte yarımada, tamamı içinde
her biri farklı özellikler taşıyan bir çok tatil beldesi
barındırır. Bir kaçını saymak gerekirse Boğaziçi ile başlayan
bölgede Torba, Yalıçiftlik, Gölköy, Türkbükü, Gümüşlük,
Yalıkavak, Ortakent, Turgutreis, Yaşhi, Bitez, Gümbet ve
daha niceleri. Hepsi Bodrumdur ama, hepsi ayrı dünyaları
ile turistleri kendine çeker. Ortak özellikleri ise gündüz
deniz, gece eğlence, özgürlük hem de alabildiğine yaşanmasıdır.
Bodrum Çok Değişti
Bodrum, yıldızının yeni parladığı yıllarda tembellik hasreti
içinde uykuya, denize koşanlar MFÖ nün unutulmaz parçası
"Bodrum Bodrum"u ilk mısraları,
Uyku biraz uyku, bütün isteğim buydu ile başlayan şarkısı
hep bir ağızdan söylerler, Mavi Yolculuk sevdası içinde
denize açılırlar "Çökertmeden çıktım da Halilim" nidaları
ile Bodrum gecelerini uyutmazlardı. Han Restoranda tanımadıklarınızla
40 yıllık dost olur, sahilde balıkçılarla, sünger avcılarınla
bile göbek atardınız. Denizden çıkarılmış, işlenmiş yumuşacık
süngerleri satın alıp döndüğünüzde aracınızı bu süngerlerle
yıkardınız. Garajlara inen yoldan sola sapınca bugünkü Halikarnas
Diskonun önüne kadar sahilden otomobilinizle bir aşağı bir
yukarı pek keyifli gider gelirdiniz. 1970'li yıllara ait
tüm anılarım birden bire yeniden canlandı....
Bodrumda Zaman
Güneşin doğumuyla kimseyi uyandıramadığı Bodrumda öğleye
doğru yapılan kahvaltılarla kendine gelmeye çalışanlar sahilden
kalkan günü birlik teknelere binerek kendilerini mavi sulara
bırakıyorlar. Kara Ada, Orak Adası koylarında kimsenin olmadığı
berrak sularda yüzüyor, ılık esen rüzgarda bronzlaşarak
gece eğlencelerine enerji topluyorlar. Teknelerin çok bulunduğu
koylarda sürat motorları arkalarına bağladıkları banana,
hamburger gibi su araçları ile isteyenlere eğlenceli dakikalar
yaşatıyorlar.
Gezginler,
gün boyunca değişik yerlerde yüzme molası veriyor, açılan
iştahlarını tekne mönüsü makarna, salata, tavuk kanat veya
tava balıkla bastırıyor ya beraberlerinde getirip teknenin
soğuk bölümüne verdikleri şarapları veya teknenin soğutulmuş
biralarını içiyorlar. Dönüşte yenilen karpuz hararetleri
söndürmeye yetiyor. Akşamın ilerlemiş saatlerinde dekolte
kıyafetler içinde Bodrum da hareketlenme görülüyor.
2003 yılı modasında genç kızların tercihi sırtı tamamen
açık bırakan boyundan bağlı bistüyerler, göbekleri gösteren
bluzları, tek omuzu çıplak bırakan t-shirtler, belli epeyce
düşük pantolonları, bantlı ayakkabıları podyumda sunarcasına
sergiliyorlar. Takım formasından, uzun şort ve sandaletlilerin
çoğunluk teşkil ettiği beylerde ise belirgin bir moda gözlenmiyor.
Bodrum büyük şehirlere nispet yaparcasına ünlü markaları
barındıran çarşılara ve butiklere sahip. Özellikle Marina
da bulunan ve markaların bir arada yer aldığı ferah mekanda
en son model ip mayolardan en yeni t-shirtlere varıncaya
kadar her aradığınızı fazlasıyla bulabiliyorsunuz. Haliyle
gerek Bodrum gerekse çevresindeki tatil beldelerinde kalanlar
için cazip alış verişlerin yapıldığı merkezi durumunu koruyor.
Gecenin
ilerleyen saatlerinde Bodrum çevresinde kalanların yemek
sonrası katılımıyla daha kalabalıklaşıyor, sahil yolu yürünmez
olurken disko barlar, kafeler, pastaneler tıklım tıklım
doluyor. Bir tabure veya barda bir bardak koyacak yer bulanlar
kendilerini şanslı hissedip, çalan yüksek volümlü müziğin
ritmine bırakırken bir biri arkasına içilen fıçı biraların
bardağına bu yılın fiyatlarına ve yerine göre iki buçuk
ila dört milyon ödüyorlar.
Barlar sokağı, Bodrumun limana yakın disko barlarında, Sertap
Erener, İbrahim Tatlıses'in son kasetinden örnekler, Yıldız
Tilbe, Tarkan, Hande Yener, Davut Güloğlu fırtınası ile
coşup, terden sırılsıklam vücutları ile sabahı karşılayanlar
yeni güne merhaba derken uykuyu unutmuş görünüyorlar. Bodrum
içinde kalanların yaptıkları ise daha farklı bir kısmı incik
boncuk almak, dövme yaptırmak için çarşı pazar dolaşıyor,
bir kısmı Bodrum Kalesi içinde yer alan eşi benzeri olmayan
güzellikteki Su Altı Müzesini geziyor, diğer bir kısmı ise
yarımadayı dolaşıyor.
Bodrumun
gezilecek yerlerinin başında ise yıllardır değişmeyen, simgeleşmiş
silueti ile yel değirmenleri geliyor. Marina istikametinde
devam ederken bitiminde Gümbet yoluna saparak çıkılan tepedeki
yel değirmenleri bakımsız halleriyle bile yerli yabancı
bir çok turistin uğrak noktası oluyor.
Hiç biri çalışmayan, yıkık dökük yel değirmenlerine otobüs
ve minibüslerle taşınan, turistler burada indiriliyor ve
tepeye yürüyerek tırmanıyorlar, kendilerine rehberlerce
verilen bilgileri dinliyor, fotoğraf çekiyor ve bir taraftan
Bodrum Kalesinin kuş bakışı manzarasını diğer taraftan Gümbet
Koyunu seyredip yarımadada yer alan diğer tatil merkezlerini
dolaşıyorlar. Mydos kapısı, Mousoleum yer, Bodrum Tiyatrosu
diğer gezi yerlerini oluşturuyor. Hepsi iyi hoş da eksiklikler,
bakımsızlık, ihmalkarlık bazen gözlere çöp gibi batıyor.
Her gün yüzlerce turistin ziyaret ettiği değirmenlerin bulunduğu
tepe bakımsız ve kirli haliyle bırakılmak yerine, harabe
halindeki değirmenlerin onarılması ile turizme kazandırılması
bekleniyor.
Değirmenler
içinde taze portakal suyu sıkıp satmak, Bodrumun bir zamanlar
kendine özgü en popüler hediyelik eşyalarından olan, sonra
da neredeyse kaybolmaya, unutulmaya yüz tutmuş bantlı kösele
sandaletleri, değirmenler içinde yeniden yapılarak hortlatılamaz
mı? Hepsinden vazgeçtim, Bodrumun simgesi olan yel değirmenlerinin,
Bodrum Kalesinin, Gulet tipi karpuz kıçlı teknelerin, mavi
beyaz evlerinin maketleri, bibloları, anahtarlıkları, ahşap
ya da metal hiç fark etmez yapılıp (Safranbolu örneğinde
olduğu gibi) harap değirmenler içinde yöreye gelen turistlere
satılamaz mı?.....
Hediyelikler, lokal hatıralıklar sadece kupa üzerine yapıştırılmış
resimler, t-shirtler üzerinde kalmamalı, turizmdeki bu gizli
kalemler zenginleştirilmeli.
Bodrumda Mavi Yolculuk
Mavi Yolculuk modasının başlangıç yeri olan Bodrumda, limana
bağlı sayısız tekne bulunuyor. Konuklar genellikle bir grup
oluşturup kiraladıkları tekne ile çıktıkları haftalık turlarda
her gün değişik koylara demir atıp, hem kent yaşantısından,
monotonluktan uzak, sakin, farklı bir tatil yaparken diğer
yandan konaklama giderlerinde ekonomik açıdan kazançlı çıkıyorlar.
Bodrumda 3000 ila 3500 arasında kayıtlı tekne Mavi Yolculuk
için bekliyor. Tekne sayısına özel yatları da eklerseniz
sayı 5000 e ulaşıyor. Geçmiş yıllarda 6 ay olan turizm mevsimi
26 hafta sürerken, günümüzde bu süre 12-13 haftaya sıkışmış
görünüyor.
Tekneler ise konuklarına otel konforunu aratmıyorlar. Her
kamarada klima, TV, müzik, 220 volt elektrik, mutfak gibi
üniteler ile müşteri ihtiyaçlarını fazlasıyla karşılıyorlar.
Her teknede iki kişilik 6 -8 standart kabin, wc, banyo bulunuyor.
Müşteri yola çıkmadan önce iki türlü seçenekte bulunuyor.
Özel yolcu, yolculuk fiyatını kumanya hariç veya dahil belirliyor.
Her koyda ki restoranlar müşteri arzusuna göre kullanılabiliyor.
Teknede bir kaptan bir aşçı, bir gemici görev yaparken bazen
tüm işlerde yardımlaşma görülüyor. Müşteri yelken açıp gitme,
karaya çıkıp yürüyüşler, antik kent gezileri yapabiliyorlar.
08.30 ila 09.30 arası yapılan tekne kahvaltısı ile öğle
yemeği arasında yol yapılıp öğlen arzu edilen beğenilen
bir koyda mola veriliyor.
Tekne yolcuları yapılan 4-5 türlü yemeklerden istedikleri
kadar yiyebiliyorlar. Acıkınca ara sıcak veriliyor, durgun
denizde limitsiz çay, kahve içebiliyor. Deniz tutup midesi
bulananlara mide hapı veriliyor. Teknede bulunan deniz malzemesi
kano, bot, kullanabiliyor koylardaki sürat motorlarınca
yaptırılan kayak, bananaya binebiliyor jet ski kiralayabiliyor.
Bugüne dek hiçbir tekneden cenaze çıkmadığını dile getiren
tekne kaptanları, yolcuların kalp spazmı, güneş çarpması,
kırık, gibi durumlarla karşılaşmaları halinde telsizle,
telefonla haber verilen ambulans botu en kısa sürede ihtiyaç
yerine ulaştığını belirtiyorlar.
Kaptanlar 5 yıldızlı otelde yaşayamadıkları zevki teknede
yaşayabilir bambaşka bir dünyada koylardaki gün doğumu ve
batımını doyasıya yaşayabilir, kendi tuttuğunuz balığı pişirip
yiyebilirsiniz diye ekliyorlar. |