GEZİYORUM
Osmanlı
mimarisinin günümüze kalan en güzel örneklerinden: Cumalıkızık
Köyü
Tarihi Film Platosu
Bir haftasonu kaçabileceğiniz, daracık sokakları, olağanüstü
evleri, kapı tokmakları ve sokak çeşmeleriyle sizi bugünden
geçmişe taşıyacak bir ortam. Sıcacık, dost insanlar ve ekşi
maya ile yapılmış ve odun ateşinde pişirilmiş nefis ekmeği
ile Cumalıkızık Köyü sizi bekliyor.
Asfalt
yollar, demir geçitler, araçlar, cam dış yüzey kaplamalı
beton binalar, gökdelenler derken sıhhat yüklü şirin ahşap
evlere, yeşilliğe soğuk kaynak sularına ve tarihe hasret
kaldık.
Bursa'nın yanı başında bulunan Cumalıkızık Köyü, hiç apartmanı
olmayan, günümüze dek mimari dokusu bozulmadan gelebilen
ender köylerden biri.
Bu şirin, Osmanlı izlerini taşıyan köyde dolaşanlar, kendilerini
sanki bir açıkhava müzesinde zannediyor.
Uludağ eteklerinde yer alan Cumalıkızık Köyü'nün kuruluşu
ise çok eskilere dayanıyor. Orhan Gazi Bursa'ya girmeden
önce bir çok yerleşim alanı kurmuş, Bayındırkızık, Derekızık,
Hamamkızık, Değirmenlikızık, Fidyekızık.
Bunların arasından topluca gidilip cuma namazı kılınan köye
de Cumalıkızık denmiş.
Köyler birbirine yakın olduğu için, bir sigara içimi kadar
sürede birinden çıkıp diğerine ulaşılıyormuş. Köylerin birbirine
yakın olması gibi, evler de adeta içiçe inşa edilmiş. Şimdi
tamamı sit alanı olan 350 haneli Cumalıkızık Köyü'nün evleri
Osmanlı sivil mimarisinin en güzel örnekleri olarak kabul
ediliyor.
İyi korunmuş mimari doku
Cumalıkızık Köyü bir yamaca kurulmuş ve sokakları, ancak
yaya ve at arabalarının geçebileceği genişlikte. Kaldırımsız
olan sokakların tamamı taş döşeli.
Evler genellikle üç katlı ve yüksek avlu duvarları ile çevrili.
Birbirine yakın ve akraba olan aileler iç içe olan ve birbirine
dar geçitlerle bağlanmış evlerde yaşıyor.
Eskiden, bir saldırı anında bu geçitleri kullanarak evden
eve geçen köy sakinleri böylece canını kurtarıyormuş.
Evlerin
çift kanatlı yüksek kapıları demir dövme kapı tokmakları
ve kulpları hala geçmişteki işlevlerini sürdürüyor.
Cumbalı evlerin pencereleri, genelde ikinci katta ve kafesli
yapılmış. Bu şekilde sokaktan evlerin içinin görünmesi bir
ölçüde engellenmiş. Kafes arkasından bakanlar ise sokağı
rahatça görebiliyor.
Evlerin yapımında güneşte kurutulmuş tuğla, ağaç ve kerpiç
kullanılmış.
Çamur sıvalı duvarlar, mavi, mor, koyu sarı, açık yeşil
gibi renklere boyanırken, ahşap kısımlar kendi rengine bırakılmış.
Depreme çok dayanıklı olan evlerin sakinleri "Uyandığınızda
herhangi bir ağırlık, halsizlik hissetmez, yattığınız gibi
kalkarsınız" diyor.
Cumalıkızık'ta, ana cadde ve köy meydanı bulunmuyor ama
kapı tokmakları kadar ilgi çekici olan ve gürül gürül soğuk
su akan sokak çeşmeleri köye ayrı bir güzellik veriyor.
Üzerinde Saldede, Köyüstü, Cin aralığı gibi isimlerin yazıldığı
sokak levhalarıysa ahşaptan yapılmış.
Köy sokaklarında dolaşırken, kendinizi bir tiyatro dekoru
yada film platosunda sanabilirsiniz.
Araç girmeyen bu güzel ve dar sokaklarda dolaşırken geneli
ve detayı güçlü fotoğraflar çekebilir, resime meraklıysanız
bir köşeye tuvalı kurup
eskizler çizip, resim yapabilirsiniz.
700 yıllık Koca Cami, evlenme törenleri ve bayramlarda kullanılan
tarihi hamam, sanatevi, etnografya müzesi mutlaka görülmesi
gereken yerlerin başında geliyor.
Köy halkının, sanki önceden tanıyormuşsunuz gibi gösterdiği
sıcaklık, samimiyet ve misafirperverliğin yürüyüşünüze ayrı
bir tad katacağı kesin.
Köyde narenciye dışında ceviz, kestane başta olmak üzere,
tüm sebze ve meyveler yetişiyor.
|