GEZİYORUM
Ünlülerin
uğrak yeri ve Dalyan'a komşu, EkincikKoyu
Ekincik,
Marmaris ve Dalyan arasında gizli bir koy, aslında bir
çeşit yer yüzü cenneti.
Bu küçük cenneti bulabilmeniz için tek ipucu, birkaç mahalleden
oluşan ve haritada "Kürkçüler köyü" olarak geçen yerleşim
merkezi.
Gezimiz
deniz kıyısındaki bu yeryüzü cennetine, yani Ekincik Koyu'na...
Yıl
boyunca binlerce turistin ziyaret ettiği, sezonu kapanmayan
Marmaris'ten kaçanların huzur sığınağı Ekincik'te tatil
yaparken, heran karşınıza hayranlık duyduğunuz veya ilgiyle
takip ettiğiniz bir ünlü çıkabilir. Zira koy, yabancı
yatların ve turist gemilerinin de uğrak yeri. Teknelerden
karaya ayak basanlarda aynı restoranlarda yemek yiyip,
aynı sularda su kayağı ve sörf yapıp, birlikte yüzebilirsiniz.
Kimler
geldi kimler geçti...
Prenses Caroline, Prenses Margareth, basın imparatoru
Robert Maxwell, Rockfeller, UEFA Başkanı Mr. Johensen,
Robert Kennedy Jr., Suudi Arabistan Genel Kurmay Başkanı
Halit Bin Abdülhamit, ünlü aktör Dustin Hoffman
ve daha bir çok ünlü, Ekincik'e gelip geçenlerden.
Fransız
Tatil Köyleri zincirleriyle dünyaca ünlü Club Med'in beş
direkli rüya gemisi "Med-1", 15 günde bir getirdiği yolcularına
Ekincik Koyu'nda deniz banyosu ve su aktivitelerine katılma
olanağı sağlıyor.
Gün boyu çam ağaçlarının denizle kaynaştığı neredeyse
sıfır kirlilikteki lacivert sularda yüzen gemi yolcuları,
güneşi burada batırıp akşamın geç saatlerinde yelken açarak
yağ gibi bir yolculukla köyden ayrılıyorlar.
Ekincik'te
neler yapabilirsiniz
Ekincik'e bir kaç mil uzaklıkta "Karaçay Koyu" ve tekne
ile 20 dakikada ulaşılan "Semisçe" koyu, teknecilerin
ilk tercihleri arasında yer alıyor. Karayolu olmayan bu
koylara tekneler kıçtan bağlanıp, geceleme yapıyorlar.
Eğer tekneniz yoksa ama yinede koyda doğayla tamamen başbaşa
kalmak istiyorsanız, Ekincik'ten binebileceğiniz tekneler
sizi sabah bırakıp akşam alıyorlar.
Marmaris'ten geliş yolunda birinci ve ikinci koylar, fırtınalı
havalarda marina olarak kullanılıyor.
Ekincik Koyu'nun doğu tarafında kalan bir başka burun
ise, ortasında küçük bir teknenin geçebileceği büyüklükte
açıklık bulunan "Delikli Burun"... Üzeri çam ağaçlarıyla
kaplı bu burun, sualtı dalışları için mükemmel bir manzaraya
sahip.
Çevreye tur yapan tekne kaptanı Ali Talip Aydın, kayalık
bölgede yazın sokkan, kefal ve ahtapot, kışın ise kefal
ve palamut çektiklerini belirtiyor.
Ekincik'in
batı ucundakı Kızıl Burun, denizden çıkan sivri kaya yapısıyla
ilgi çekerken, kaptanlar sığ koyu dikkatli geçmek gerektiğini
vurguluyorlar.
Ekincik'te kiralık teknelerle Dalyan, İztuzu Plajı, çamur
banyoları, Kaunos Antik Kenti gibi bir tur yapmak isterseniz,
tekne kirası ödemeniz gerekiyor.
Sabahın erken saatlerinde deniz durgun, berrak, ılık ve
daha keyifli. Sahil boyunca geniş ve uzun kumsal, yürüyüş
ve merkezden uzak güneşlenme imkanı bulabileceğiz yerler.
Güneş, çevredeki dağların yüksek olması nedeniyle geç
doğup, erken batıyor.
Öğleden sonra hafif esen rüzgar terlemeden bronzlaşıp
tatil yapma olanağı sağlıyor.
Koyda bot gezileri yapabilir, iskeleye veya köye yürüyüşe
çıkabilirsiniz. Köyceğiz, Dalyan,
Marmaris, Akyaka, Ağla Yaylası ve Dalaman, gün içinde
gidip dönebileceğiniz uzaklıktaki tatil merkezleri.
Ancak kalabalıktan, gürültüden ve araç trafiğinden uzak,
iliklerinize kadar dinlenmek istiyorsanız, Ekincik Koyu
size gerçek bir tatil vaat ediyor.
Ekincik'te akşam
Günbatımıyla beraber denizden çıkıp akşam yemeğine hazırlananlar,
gece kıyafetleri ile küçük şişme botlarla teknelerinden
ayrılıp kumsala çıkarak restoran ve barlara geliyorlar.
"Ekincik Otel"in bar ve restoranında bölgenin deniz ürünleri
veya tabldot dışında, bahçeye
kurulu ocakta ızgara çeşitleri hatta grupların isteğine
göre oğlak çevirme bile yapılıyor. Otelin marifetli aşçısının
yaptığı kılçıkları ayıklanmış orkinos veya sinaritin folyo
kağıdı içinde defne yaprağı ve sarmısakla fırında pişirilen
çeşidi bile, Ekincik'e geliş nedeniniz olabilir. Unutulmaması
gereken bir başka tat ise, "şalvar biberi".
Normal biberlerden daha yeşil, daha büyük, daha etli ve
yamuk-yumuk bu biberler, kömür ateşli ızgarada közlenip
zarları soyulduktan sonra sosla servise sunuluyor.
Burada gözlemlenen bir başka ilginç olayda, kedi ve köpekler.
Normal kıyı kasabalarında özellikle restoranlarda insanların
ayakları altında dolaşan kedilere burada hiç rastlanmıyor.
Kumsaldaki bir kaç köpek ise, adeta süs.
Ağustos böcekleri ve kuşların sesini duymak için bir kaç
adım yürümek yetiyor.
Tatil için mehtabın dolunay zamanını seçtiyseniz, hergece
gökte gümüş bir tepsi gibi parıldayan ay altında yürüyüş
yapmayı sakın ihmal etmeyiniz.
|