GEZİYORUM
|
Music:
Michelle Polnareff - Holiday |
Sirenler sustu,
foklar konuşuyor!
Yüzyıllar önce, bir kuşun bedenine ve bir kadının başına
sahip Sirenler'in büyülü müziğiyle aklı başından giden
gemiciler, yollarını şaşırıp kendilerini Siren kayalarında
bulmuşlar.
Eşsiz güzellikteki Siren kayalıkları, koruma altındaki
fok balıkları, antik kalıntıları, tapınakları, çok sayıda
kuş türü ve taze balıklarıyla, biz de kendimizi Foça'da
bulduk!..
|
Mitolojide
kuş vücutlu, kadın başlı ve yaptıkları büyülü müziğin
güzelliğiyle ünlü yaratıklar olan Sirenler'in burada
yaşadığı ve gemicilere yollarını şaşırtıp, bu kayalıklara
çarpmalarına neden olduklarına inanılırmış.
12 Ion kentinden biri olan Foça'da yaşayanlar, M.Ö.
6. yüzyılda Fransa'nın güneyinde Marsilya
kentini kurmuşlar. Tarihi, mimari dokusu, damak zevkine
düşkün olanları mutlu kılan lezzetleri, tertemiz havası
ve renkli sokakları ile her mevsim ziyaret edilebilecek
özellikte. Güvenli, küçük, şirin aynı zamanda da balıkçılık
ve turizmin odak noktası, tam bir huzur sığınağı...
Foça, Eylül ve Ekim aylarında bir başka güzellik kazanıyor.
Ege denizi üzerinden gelip sahile vuran ılık ve deniz
kokulu rüzgâra karışan ızgara balık ve rakı kokusu,
restoranları karşı konulmaz çekim alanına dönüştürürken,
gün batımında yeri göğü kırmızıya boyayan güneş ışınlarının
etkisi en çok Siren kayalıklarında anlam kazanıyor.
Gezi sayfalarının takipçileri, kayalara ve yüzey şekillerine
olan tutkumu fark etmişlerdir. Bu konuda hayret uyandıracak
birçok yer var.
Foça
ve Siren kayalıkları...
Arkeolojik, doğal ve mimari değerlerin bir bütün olarak
yer aldığı Foça, sahip olduğu değerlerin korunarak gelecek
kuşaklara aktarılmasını sağlamak amacıyla, 1990 yılında
özel çevre koruma bölgesi ilan edilmiş. 1991'de, Akdeniz
Foku Türkiye Ulusal Komitesi tarafından pilot bölge
seçilmiş. Haziran 1993'ten beri proje ekibi tarafından
yapılan araştırmalarda, fokların yaşamak için Foça adalarını
seçtiği belirlenmiş.
Fokların yanı sıra bazı kuş cinsleri için de Foça adaları
önemli yer tutar hale gelmişse de, yasalar Foça ve çevresini
kuşatan yazlıklara pek mani olamamış.
65 km uzaklıktaki İzmir iline bağlı 28 ilçeden biri
olan Foça, Menemen ile Çandarlı körfezi arasında yer
alıyor.
Üç
yönden deniz havası alan yöre balıklarıyla da ün kazanmış.
Foça
önlerinde yer alan altı ıssız ada içinde, şüphesiz görsel
özelliği olanların başında Siren kayalarının bulunduğu
Orak adası geliyor. İncir adası ise 15 dakikalık uzaklıkta
İngiliz burnu karşısında Foça çıkışındaki ilk ada ve
tek antik kalıntıya sahip.
Mezar, mum yerleri, su dinlendirme süzme kanalları,
mağara, Kybele kabartma ve tapınak kalıntısı olan adada,
küçük bir çamlık da bulunuyor. Diğerleri Kartdere, Fener,
Hayırsız, Metelik ada ile bazı adalar grubundan oluşuyor.
Genellikle çalılık, bodur, maki türü bitkiler ve kır
çiçekleriyle kaplı adalarda tepeli karabataklar, gümüş
martı, sumru gibi çeşitli kuş türleri yuvalanıyor.
Foça'da limandan düzenlenen ve eski Foça'yı yeni Foça'ya
bağlayan yol üzerindeki plajları, koyları gün batımıyla
daha da güzelleşen adaları, günübirlik tekne turlarına
katılarak doyasıya yaşama imkanı bulunuyor.
Dünya üzerinde toplam sayıları 350-400'ü bulan foklara,
Türkiye, Yunanistan ve kuzeybatı Afrika sahillerinde
rastlanıyor. Neslinin tükenme tehlikesi bulunan ve 12
memeli türünden biri olan foklar, Türkiye'de Foça adalarını
mesken edinmişler. Aslanburnu ile Deveboynu burnu arasında
kalan adaların 2 mil uzağına kadar olan bölge, Akdeniz
foku koruma alanı ilan edilmiş.
Latince adı "Monochus Monochus" olup,
sakinliği seven Akdeniz foklarının karaya çıkma ihtiyacı
duymaları ve yaşadıkları ortamda insanlardan rahatsız
olmaları nedeniyle, fokların görüldüğü Siren kayalıkları
ve Orak adasına 100 m'den fazla yaklaşmak yasaklanmış.
Gün içinde 100-110 km yol alabilecek kadar iyi bir yüzücü
olan fokların 2 yıl öncesine kadar kışın Foça limanı
sahiline kadar geldiğine şahit olan Foçalılar, şimdi
onları turistik eşya dükkânlarında satılan fok resimli
kupa, bardak ve tişörtlerde görebiliyorlar.
Eski Foça, antik dönemde "Phokaia" adını taşıyormuş.
Körfez adalarının fok balıklarına benzemesi, bu adın
alınmasına neden olmuş.
Ayrıca Arkaik dönem Phokaia sikkelerinde fok balığının
bulunması, kentin adını bu balıktan aldığını doğrulamış.
Atinalı önderlerin idaresinde gelen Phokaialılar, Kyme
halkı tarafından izin verilen yerde ilk yerleşim bölgesini
kurmuşlar.
Denizcilikleri
ile ünlü Phokaialılar, büyük gövdeli yük gemileri yerine,
yüksek hızlara ulaşabilen 50 kürekli tekneleri kullanmışlar.
Cenevizliler, Phokaia'yı 1275'te düğün çeyizi olarak
Bizans İmparatoru Michael Palcologue'den alıp onararak,
yanına bir dış kale inşa etmişler. Phokaia 14. yüzyıl
boyunca Türk beyliklerinden Çakabey'in, sonraları da
Saruhanoğulları Beyliği'nin yönetiminde kalmış.
1455'te Fatih Sultan Mehmet Phokaia'yı alıp Osmanlı
topraklarına katmış.
Kanuni Sultan Süleyman döneminde üs olarak kullanılan
Foça, 1867'de Manisa eyaletine bağlanmış.
1919'da kısa dönem Yunanlılar'ın işgaline maruz kalmış.
1922'de Kurtuluş Savaşı sırasında da Türk topraklarının
içinde yer almış.
Foça mezar anıtı:
İlçe merkezinin 7 km doğusunda yer alıyor. Taş ev-taş
kule yapısında olan anıt mezar, büyük bir kaya kütlesinin
oyulmasıyla oluşmuş.
İki katlı olan anıtta, mezar odası alt katta bulunuyor.
Pers egemenliğinde, M.Ö. 546-334 yılları arasında yapılan
anıt mezarda, günümüz arkeologlarınca kazı çalışmalarına
devam ediliyor.
Dış kale
1678
yılında inşa edilen kale, günümüzde kısmen bütünlüğünü
koruyor ve Pitoneks bir görünüm içinde Türk hamamı kalıntılarına
sahip.
Kybele açık hava tapınağı
M.Ö. 580 yıllarında yapıldığı sanılan ve deniz kıyısında
bulunan kutsal alanın yaslandığı kayalık üzerindeki
sur duvarları dört ayrı dönemi gösterirken, tanrıça
Kybele'nin heykel ve kabartmalarının nişler içinde bulunduğu
var sayılıyor.
Sur ve Beşkapılar
Ortaçağ'dan kalma şehrin etrafını çevreleyen surların
en iyi korunmuş bölümleri, yarımada üzerindeki Bizans,
Ceneviz ve Osmanlı dönemlerine ait onarımlar.
Kısmen tahrip olmuş mangallı ve kuleli surla, yan yana
dizili beş kapı bulunan bölümler görülebiliyor. Ağalar
konağı, Şeytan hamamı, Fatih Camii, Osmanlı mezarlığı,
Hafız Süleyman mescidi, tiyatro, mozaik ve arkaik duvar
ise diğer gezilecek yerler arasında bulunuyor.
Sahil
boyunca yapılan yürüyüşler, kısa etaplı fayton gezileri,
cafe ve lokallerde atılan yorgunluklar, adalara, koylara
yapılan günübirlik tekne turları ve restoranlarda çekilen
balık ziyafetleri, Ege'ye karşı içilen serin içecekler,
günbatımı seyirleri, Foça içinde ve çevresinde yapılan
foto safariler, antik kent gezileri, Foça çarşısında,
pazarında yapılan keyifli alışverişler... Foça'da gün
böyle geçiyor. Ancak burada hatırlatmam gereken önemli
bir nokta var.
İnanışa göre, Foça'da var olan ama kesin yeri belli
olmayan bir "Karataş" varmış. Bu taşın üzerinden bir
kez geçen, ne yapar eder Foça'ya yeniden gelirmiş. Bence
yukarıda belirttiğim ve fotoğraflarını da çektiğim güzergâh
üzerinde bir yerde, bir taşın olduğu kesin! Çünkü Foça'ya
kaçıncı kez geldiğimi ben bile bilmiyorum.
|