GEZİYORUM
Göynük
Bolu'ya
98 km. Sünnet Gölü'ne 27 km, uzaklıkta bulunan Göynük,
tarihi ve doğal güzelliklere sahip, eski, doğal görünümünü
günümüze dek korumuş, geleneklerini sürdürmüş ender yerlerden
biri.
Göynük'te Osmanlı dönemine ait yapılar arasında İç mimarisi
özellikleri ile görülmeye değer, Gazi Süleyman Paşa Camii,
1335 yılında tamamen kesme taştan yapılmış olan Gazi Süleyman
Paşa Hamamı, Fatih Sultan Mehmed’in hocası olan Akşemseddin’in
Türbesi ve Türk mimarisinin en güzel örnekleri bulunuyor.
Sakarya Meydan Muharebesi bittikten sonra orada geçen
meydan muharebesi zaferinin şerefine, zamanın Göynük ilçe
kaymakamı Hurşit Bey'in Göynük ün hâkim bir noktasına
inşaa ettirdiği tarihi zafer kulesini de görebilirsiniz.
Göynük'te Yaşam
Göynük güne geç uyanıyor, akşamı erken karşılıyor. Bunun
nedeni ise iki yamaca kurulu yerleşimin etrafında yüksek
dağların bulunması.
Köroğlu Dağları ve Kapı ormanıyla çevrili, haliyle güneşin
doğuşundan çok sonra, ufuk hattından yükselmesiyle aydınlanan
ilçe, dağların ardında gün batımıyla da güneşe erken veda
ediyor. Işıktan ve güneşten azami yararlanmak amacıyla
yaşanası güzellikteki beyaz boyalı evlerin inşaatı sırasında,
birbirinin ışığını kesmeyecek şekilde kademeli ve çok
pencereli olarak konumlandırılmış.
Arnavut kaldırımlı daracık sokaklar üzerinde yer alan
tarihi evlere, konaklara sahip Göynük panorama seyri ise,
bilhassa öğleden sonra güneşi ile daha da sanatsal görünen
ilçenin Zafer Kulesi aynı zamanda Saat Kulesi olarak da
bilinen kulenin bulunduğu tepeden yapılıyor.
İlçenin
ortasından geçerek hayat veren Göynük Çayı ise üzerine
sıralanmış sağlı sollu kafe, restoran, çay bahçelerine
ve gelen ziyaretçilere, turistlere ev sahipliği yapıyor.
Çay, üzerine kurulan köprülerle iki yaka arasında hareketlilik
kazanıyor.
İlçeye gelenler ilçe meydanın çevresinde toplanmış tarihi
eserleri, daracık sokaklarda tarih kokan evleri kısa sürede
gezip fotoğraflıyor, seyirlik tepelerden ilçenin doyumsuz
panoramasını çeşitli açılardan fotoğraflıyorlar. Göynüklüler
ise korunaklı ilçelerinde madencilik, meyve üretimi, tavukçuluk,
kaşıkçılık, baston yapımı gibi hediyelik ahşap el sanatları
ile uğraşarak yaşamlarını sürdürüyorlar.
Göynük
Evleri
Genellikle iki ve üç katlı olarak tasarlanan, çatıları
kırık çatı tipinde olup kiremit kaplı evlerin çoğu bahçe
içinde müstakil yapılar. Safranbolu evlerini anımsatan
Göynük evleri ahşap hâkimiyetinde olup, Osmanlı sivil
mimarisi özelliklerini taşıyor.
Asırlık Göynük evlerinde zemin katlar depo, kiler üst
katlarda ise yaşam odaları yer alıyor.
Göynük evlerinde cumbalara rastlanmazken, kapı üstü alınlıklarındaki
oyma süsler ve cephelerde yer alan çok sayıdaki kimisi
kafesli pencereler, pencere önlerinde sedirler ev halkının
rahata düşkünlüğünü ve seyir zevkini yansıtıyor.
Günümüzde birçoğu aslına sadık kalarak eskitilmiş görünümlü
malzemeyle kullanımıyla restore edilen ev ve konaklar
pansiyon olarak hizmet veriyor.
Akşemseddin Hazretleri Türbesi
Fatih
Sultan Mehmet'in hocası Akşemseddin'in Göynük'de bulunan
türbesi 1464 yılında Fatih Sultan Mehmed tarafından yaptırılmış.
Kefeki taşından yapılmış kasnaksız bir kubbe ile örtülü
altıgen planlı bir yapının girişi, doğu yönünde bulunuyor.
Sade bir iç mekâna sahip olan türbenin giriş kapısı üzerinde
sivri kemerli bir alınlık yer alıyor.
Kubbenin oturduğu pandantifler ilgi çekicidir. Her kenarda,
altta ve üstte ikişer sıra halinde yer alan pencerelerden
üst sıradakiler geç devre ait renkli camlı alçı şebekelerle
süslenmiş.
Akşemseddin'in sandukası 2.50x0.50 metre boyutunda olup,
kapıdan içeri girince sağ tarafta görülüyor. Osmanlı ağaç
işçiliğinin güzel bir örneği sayılıyor ve kapaklar narçiçeği
kabartması ile ceviz üzerine kabartma yazı ile süslemeler
barındırıyor. Türbede ayrıca Akşemseddin'in oğulları Sadullah
ile Emrullah çelebilerin sandukaları yer alıyor.
Göynük İlçesinde her yıl 29 Mayıstan bir önceki pazar
günü Akşemseddin Hazretleri'ni anma günü düzenleniyor.
Büyük katılımların olduğu bu anma gününde bilimsel nitelikte
sempozyumlar da gerçekleştirilerek davetliler bilgi sunuluyor.
Zafer Kulesi
Sakarya
zaferinin anısına Kaymakam Hurşit Bey tarafından 1923
yılında yaptırılmış.
Sekizgen bir temel üzerine ahşap mimari tarzında üç katlı
olarak inşa edilen kule, 1960 yılında restore edilmiş.
2001 yılında tekrar yanan kule, aslına uygun olarak yeniden
inşa edilmiş.
Kulenin yapım aşamasında hoş bir anısı da bulunuyor.
Anı dönemin kaymakamı Hurşit Bey Türk ustaların Ermeni
ustalar gibi hızlı çalışmadıklarını görmüş ve Türk ustalara
sormuş. “Sizler neden diğer ustalar gibi hızlı çalışmıyorsunuz,
onlar sizden daha çabuk hareket ediyorlar, bunun sebebi
nedir”? Türk ustalarda bu soru üzerine Kaymakam Hurşit
beye, “Kaymakamım diğer ustalar şarap içip geliyorlar,
bu nedenle üşümüyorlar, biz şarap içmediğimiz için üşüyoruz
ve yavaş çalışıyoruz” cevabını vermişler.
Bunun üzerine Hurşit Bey bir sürahi pekmez getirterek
ustalara şöyle demiş, “Ustalar bizim şarabımızda pekmezdir,
sizde bunu için, böylece üşümez ve daha hızlı çalışırsınız”
buyurmuşlar.
|
Çubuk
Gölü
Piknik için illede göl kenarını tercih ediyorsanız 30
km uzaklıktaki Bolu iline bağlı Göynük'ü geçip 6 km içeri
girerek ulaşılan "Çubuk Gölü"nü seçebilirsiniz. Deniz
seviyesinden 1150 metre yüksekte yer alan Çubuk Gölü film
çekimine de plato olmuş, göl çevresine bu nedenle yel
değirmenleri yapılmış.
Kıyısında ise küçük bir yerleşim olan Gölbaşı Mahallesini
barındırıyor.
Gölün çevresini aracınızla tam turlayamıyorsunuz fakat
girişte sağı takip ederek geniş çim kaplı kıyı bantında
park edip sessizliği dinleyerek Çubuk köyüne karşı farklı
bir piknik yapabilirsiniz.
Gölde alabalık ve sarıbalık yaşıyor ama siz yiyeceklerinizi
beraberinizde getirmelisiniz.
Gölü yüksekten seyreden orman içi manzaralı villalar güzelliği
çok önceden farketmişler.
Çevrede yaban domuzu, tilki, tavşan, avına çıkan avcılara
da rastlanabiliyor. Kayabaşı tepesinden inen bir heyelanın
genişleyen vadiyi tıkaması sonucu oluşan Çubuk Gölü'nün
alanı 15 nektar derinliği ise 13 metreyle Çubuk deresi
oluşturuyor.
|