GEZİYORUM
|
Music:
Dire Straits - Sultans of Swing |
Kemer'de yaşam,
Olimpos Milli Parkında Jeep Safari
Antalya Kemer, turistlerin yoğun ilgisini çeken tatil
beldelerinden biri.
Akdeniz'e has mavisiyle cazibesini koruyan temiz denizi
Toros'ların yemyeşil çam ormanları, narenciye bahçeleri
ile çevrili.
Kemer'de
gündüz ve gece apayrı dünyalar yaşanıyor.
Plajın sahil kesimi rengarenk şemsiyelerle, şezlonglarla
görünmez olurken, denizin açıkların Jet-Ski, banana, su
kayağı, parasailing, surf hamburger'e binenlerle tekne
turlarına katılanlarla renkleniyor.
Kemer'de geçtiğimiz yıllarda hizmete giren Aquaworld isimli
birde su cenneti var.
Özellikle Turistler, her türlü su eğlencelerine katılıp,
su kaydıraklarıyla kayarak akşama dek tüm aktivitelerin
tadını doyasıya çıkartıyorlar.
Gece ise ışıklandırılan sokaklara taşan masalarda, Akdeniz
yemeklerinin tadına geç saatlere kadar bakılıyor.
Kemer'in bir de Olimpos Dağı tarafı var
Olimpos Milli Parkının inişli çıkışlı, tozlu topraklı
parkurunda bir serüven yaşamak, üstü açık 4x4 jeeplerin
eşliğinde doğa ile bütünleşip asfalt yollardan, trafikten
ve kalabalıktan uzakta, çamların yeşili, gökyüzünün mavisi
ve dağların morluğunda hem gözlerinizi hem de ruhunuzu
dinlendirmek isterseniz, buyrun safariye...
|
Safari başlıyor!..
Acenta, Antalya'nın Kemer ilçesi çevresinde kalan ve tura
katılacak rezervasyonlu turistleri, sabah kaldıkları otellerden
teker teker toplayarak hareket noktasına getiriyor. Burada,
sürücü ehliyeti olup da safari boyunca aracı kendisi kullanmak
isteyenlere jeepler verilirken, diğer yolcularda duruma
göre araçlara yerleştiriliyor.
Yola çıkılmadan önce şöförlere safarinin bir ralli olmadığı,
dağ yolunu boş, trafikten uzak, işaret levhalarının ve
görevli polislerin bulunmadığı bir yol olarak görüp trafik
kurallarının ihlal edilmemesi gerektiği vurgulanıyor.
Bir
çeşit mukavemet ve macera türü gezide safarinin tozunu
yutmayı göze alan yolculardan yolun sağından gitmeleri,
birbirlerini sollamamaları ve konvoydan ayrılmamaları
isteniyor. Saat 10'da start alan konvoy Olympos Milli
Parkı'na doğru yola çıkarken acenta yetkilileri, yolcuların
isimlerini her olasılığa karşı sigorta şirketine fakslayarak,
turu sigortalıyorlar.
Kemer ilçesinin Aslanbucak Köyü'nden geçip, Beydağları'na
doğru tırmanmaya başlayan safari yolcuları 3 km sonra
asfalt yola veda edip, 108 km sürecek parkurun rampa yukarı
ve toprak olan dağ yoluna giriyorlar.
Yaz aylarında yoğun ağustos böceği seslerinin arasında,
temiz ve serin dağ havası eşliğinde önce Kesmebağ mevkiine
geliniyor. Çam ağaçları ile kaplı bölgede, zaman zaman
ata binen turistlere rastlanıyor.
Biraz ilerde ise kanyon başlıyor ve Kemer deresine paralel
yol alınıyor. Olympos turuna çıkan turistlerin bir kısmı,
aynı anda aynı yerde çakışmamak için molalarını çıkışta
verip dönüşü Olympos Antik Kenti'ne çeviriken, bir kısmı
da son molayı Kesme Boğazı mevkiinde verip, safari tozunu
Kemer deresinin küçük göletine girerek bırakıyorlar.
İlk
mola...
İlk mola, orman işçilerinin kışın konakladıkları küçük
yerleşim bölgesinde veriliyor. Çeşme başında araçlardan
inen safariciler, şöyle bir dolaşıp serinledikten sonra
saat 10.30'da Gedelme Köyü'nün mahallesi olan Tek Kanat'ta
tur yolcularına alışık bir köy evine konuk oluyorlar.
Yufka ekmek ve keçi peynirli çay molası sırasında evin
hanımı, el emeği göz nuru elişi dokumaları bir çırpıda
sergiliyor konuklarına...
Çoğunluğu Rus ve Alman turistler, dağın tepesinde karşılaştıkları
bu dantellere hayranlıkla bakarken, köyün eşşeği ile çocuklara
minik turlar da düzenliyor...
1600 m yüksekliğe tırmanan grup, seyir tepesinden Kemer'e
bakarken verilen 3. molada tur yolcuları birbirleri ile
biraz daha kaynaşıp, hatıra fotoğrafları çektiriyorlar.
Bu sırada Antalya'ya oranla hava 13-14 derece daha serinken
öğlene doğru yükselen güneş, etkisini gösteriyor.
Yunan mitolojisine göre tanrıların toplandığı 2366 m yükseklikteki
Olympos Dağı ziyareti bittikten sonra 25 yıldır gömü yapılmayan
bir başka köyün, Yörük mezarlığına geliniyor.
Bir başka fotoğraf molası sonrasında ise Ağalar Köyü'nün
buz gibi soğuk ve hazmettirici özellikli kaynak suyu ile
iştahlar açılıyor.
Arazi yapısı ve kaya şekilleri ile de ilgi çeken bölgenin
yol kenarında "Klu Klux Klan" maskesine benzeyen doğal
kaya, turistlerin bir mola daha almasına neden oluyor.
Bir anda jeeplerden atlayıp çevreye çiçek gibi dağılan
grup, rehberin "Haydii araç bin gidiyoruz!" türkçe komutuyla
aynı çabuklukla toparlanıp, hareket ediyor.
Sırada Söğüt Cuması köyü sonrasında tahtalı köprüde yapılan,
heyecanlı ve hayli çekişmeli 'ip çekme' yarışması var...
İkiye ayrılan gruptan, kaybeden taraf, suya düşerek sırılsıklam
oluyor. Saatler 13.30'u gösterdiği sırada ise öğle yemeği
için Altınkaya köyünde canlı alabalık üretim çiftliğinin
Forella ve Özer adlı restorantlarına geliniyor.
Birbirine
paralel ve çarçabuk park edilen jeeplerden inen turistler,
balık havuzlarını gezip bu tur için önceden hazırlık yapan
restorantın masalarına yerleşiyorlar.
Standart alabalık tava, bunu sevmeyenlere omlet, çoban
salata, bira, kola ve meşrubattan oluşan yemek büyük bir
iştahla yenirken, tura katılan turistler, artık birbirleriyle
çatpat da olsa ortak bir lisanla anlaşabiliyorlar.
Yemek sonrasında "Rehavet Terasları"na geçiliyor. Burada
kah bağdaş kurarak kah uzanırcasına istirahat edilirken
elma, tarçın ve adaçayları yudumlanıyor.
Bu arada küçük animasyonlarla turistleri eğlendiren rehber,
grubu tekrar jeeplere davet ediyor. Hareket ederken Restoranın
şakacı görevlileri de turu, hortumla ıslatarak uğurluyor.
Yol üstünde köy çocukları küçük ama lezzetli yeşil elmalarından
satıyorlar.
Bu arada tur araçlarının lastiklerinden birisi patlarsa,
ekip tarafından krikosuz ve bir hamlede kaldırılan 4x4
aracın lastiği çok kısa bir sürede değiştiriliyor.
Ve dönüş...
İniş yolundaki ilk etapta, Saraycık harabeleri geziliyor.
Antik alanda duvar kabartmaları, Akropol gibi kalıntılar
görülüp, bir başka etapta kısa bir süre traking yapılıyor.
Tekrar jeeplere binenler, ilginç arazide bazen bir dere
yatağından tıpkı bir sürat motoru gibi suları yara yara
geçiyor, bazen de 70 derece meyilli engebeler aşıyor.
Turun bu keyifli etaplarının sonunda Kesme boğazına geliniyor.
Ayakları Likya döneminden kalma dere üstündeki narin köprüde
fotoğraflar çekilip, gölette safarinin tozundan arınılmaya
çalışırken tur rehberi adlara göre düzenlenen ve safariye
katılanları belgeleyen sertifikaları teker teker dağıtıyor.
Daha sonra ise telsizle acentayı arayarak yaklaştıklarını
ve servis araçlarının hazırlanmasını anons ediyor. 5-6
km sonra, saat 18.30 civarında bitmesi hiç istenmeyen
yolculuk o gün için noktalanırken Kemer'e gelindiğinde
adeta bir rüyadan uyanılıyor.
Neler gerekli?
Gün
boyunca güneş altında devam eden tur için şapka, altı
lastik ıslaklığa dayanıklı türde hafif bir ayakkabı, rahat
hareket edilebilecek şort, havlu, mayo, meyve soymak için
bir çakı ve yaşananları belgeleyebilmek için bir fotoğraf
makinesi en gerekli ihtiyaçlarlar...
Bunun dışında uzun saçlı hanımlar için, toza karşı saçlarını
toplamaya yarayacak toka, boyunlarına bağlayacakları ve
zaman zaman tozdan ağızlarını koruyacakları fular, güneş
gözlüğü ve krem yine gerekli araçlardan.
Hanımlar, aksesurlı giyecekler yerine sade ve kire-toza
dayanabilecek giysiler seçmeliler. Çocuklu aileler ise
olası bir arı sokmasına karşı yanlarında bir şişe amonyak
bulundurabilirler.
|