GEZİYORUM
Konya'da doğa ve
tarih turu
Konya Anadolu Selçuklu Devleti ile Karamanoğlu Beyliği'ne
başkent, Osmanlı'ya eyalet merkezi olmuş, Türkiye'nin en
büyük yüzölçümüne sahip kentsel müze kimliği taşıyan ilimiz.
Hiç şüphe yok ki, Konya'da ilk akla gelen Mevlana
Müzesi Sems-i Tebrizi Türbe ve Cami, sema gösterileri,
sonrasında Karatay Çini Eserler Müzesi, İnce Minare Müzesi,
Alaaddin Camii, Atatürk Müzesi, Koyunoğlu Şehir Müzesi Kütüphanesi,
Arkeoloji, Etnoğrafya Müzeleri, Selçuklu Köşkü, Aziziye
Camii, Şerafeddin Camii, Sırçalı Medrese, Yusuf Ağa Kütüphanesi,
Ladik halıları, etli etmek, Konya şekeri, tahta kaşık v.s.
Fakat Konya sadece bu kadar değil tabii.
Konya kent merkezinde Mevlana Türbesi ile Alaaddin Tepesi
arasında Mevlana Caddesi boyunca yapacağınız kısa yürüyüşte
bir çok müze ve değeri görme şansı bulunuyor.
Karatay
Çini Eserler Müzesi
Çini Eserlerin sergilendiği Karatay medresesi, Selçuklu
Sultanı İzzettin Keykavus II. zamanında Emir Çelalettin
Karatay tarafından 1251 yılında yaptırılmış. 1955 yılında
Çini Eserler Müzesi olarak ziyarete açılan Medrese binasında
Kubadabat sarayı Çinileri, Beylikler, Osmanlı Dönemi Çinileri,
Medresenin mozaik duvarlar çinileri görülebiliyor.
İnce
Minare
Alaaddetin Tepesi karşısında yer alan ve Selçuklu mimarisinin
karakteristik özelliklerini barındıran müze, Taş ve Ahşap
Eserler Müzesi olarak hizmet veriyor. Selçuklu Sultanı İzzettin
Keykavus II. Devri'nde Vezir Sahip Ata Fahrettin Ali tarafından
1258-1279 'da Hadis ilmi okutulmak üzere yaptırılmış bir
medrese.
Taç kapısında ki taş işçiliği ile hayranlık uyandıran ve
1956 yılında müze olarak açılan İnce Minare'de, Beylik Dönemi,
Selçuklu Dönemi, Osmanlı'ya ait taş ve ahşap eserler görülebiliyor.
Konya Çevresi
Türkiye'nin tahıl ambarı Konya'nın biraz da doğasına bakacak
olursak, il sınırları içinde ilk göze çarpanlar, Hadim yakınlarındaki
Yerköprü Şelalesi, sonrasında ürkütücü yalnızlığına rağmen
pastoral lezzete sahip Karapınar Meke Krater Gölü, Ereğli
İvriz Kaya Kabartması, Beyşehir Eflatun Pınarı, Eşrefoğlu
Camii, Cihanbeyli Kuşça Anıt Kayaları, Sille, İnsanlık tarihinin
ilk yerleşim, ilk ev mimarisi, ilk kutsal yapılarına ait
buluntular barındıran Cumra ilçesinde ki Çatalhöyük Arkeolojik
Alanı, Gökyurt'ta bulunan Kilistra, Meram Bağları, Akşehir,
Seydişehir, Ilgın ve Ilgın kaplıcaları, Tuz Gölü, Obruklar,
yeraltı şehirleri, hanlar, kervansaraylarıyla çok zengin.
Genellikle dağı, rampası olmayan ovaya kurulu kentin doğa
güzelliklerini, antik değerlerini dümdüz ip gibi uzanan
yollarıyla gezmeye bir yerden başlamak gerek. Ben de çevre
gezilerine suyun en bol olduğu yerden Yerköprü Şelalesi'nden
başlıyorum.
Yerköprü Şelalesi
Konya'dan Karaman yönünde ovada uzanan ip gibi düz ve geniş
yoldan, Hadim tabelasına kadar geliyorsunuz. Hadim'e varmadan
Aladağ'a doğru 29 km devam ederek çevreye uyumlu toprak
renkli evleriyle göze batan Yağcılar'dan 7 km sonra, Bademli'ye
ve Şelale'ye ulaşılıyor.
Araçtan inip çok kısa bir yürüyüşle su sesinin geldiği tarafa
yönelince, kendinizi mağaralar, kireçtaşı havuzlar, yosunlu
travertenler, çeşitli oluşumlar ve yöreye özgü bitkiler
arasında buluyorsunuz.
20 metre yükseklikten koparcasına akan şelale, bazen yer
altından bazen de yer üstünden Akdeniz'e ulaşma uğruna,
yoluna devam ediyor.
Göksu nehri şaşırtıcı travertenlerin oluşumunda ki etkisiyle
izleyenlerde hayranlık uyandırıyor.
Şelale çevresinde hem fotoğraf çekip, hem de değişik açılar
bulmak gibi bir hevesiniz varsa, kayaların ıslak ve yosunlu,
kaygan kısımlarına ve bastığınız
yerlere özel bir dikkat gerekiyor.
Coşarak dökülen azgın suların, etrafa dağıttığı su zerrecikleri
ve oluşan hırçın akıntıların çıkardığı uğultulu ses, kısa
sürede üzerinizdeki tüm yorgunluğun ve birikimlerin kaybolmasına
yardımcı oluyor.
Kükreyen su sesine karışan mutlu kuşların korosu eşliğinde
piknik ve kamp yapabileceğiniz mekanda, mevsime göre değişen
ışık efektleriyle farklı renkleri keşfedebilir, gökkuşağını
görebilir ve ilginç fotoğraflar çekebilirsiniz.
Yağışların neden olduğu toprak rengi su ise yazın daha bir
maviliğe bürünüp netlik kazanıyor. Şelale geziniz sonrası
ya geldiğiniz yoldan geri dönebilir ya da virajlı ve zaman
alacak Toroslar'ı aşarak Ermenek üzeri Mut'tan Silifke'ye
inebilirsiniz.
Şimdi de Konya - Ereğli yolu üzerinde Karapınar yakınlarında
ki doğanın sürprizi Meke Tuzlası Krater Gölü'ne uzanıyoruz.
Meke Krater Gölü
Meke Gölü, Karapınar yakınlarında yoldan 1 km içerde bulunuyor.
Göl girişinde bilgilendirici bir tabela ve ağaçlandırma
sahası bulunuyor. Tabela önünden ayrılan rampa, sizi göl
kıyısına getiriyor.
Yolun doğu veya batısından devam eden kömür tozuna benzer
yol, bir yandan sizi krater ağzında olduğunuza inandırırken,
gölün
manzarasının en güzel seyredildiği arka yüzeyine götürüp,
çevresini dolaşmanıza da imkan veriyor.
Kırık kömürü andıran tozsuz yolun dışı, "off-road" zevkini
tatmin edecek engebeli bir arazide bodur otlar arasında
yol alma olanağı da sunuyor. 4 km'ye yakın çevresi olan
Meke Tuzlası Krater Gölü'nün içinde oluşan volkan bacası
örneği adacıklar, doğa tutkunlarına ayrı bir görsel lezzet
sunuyor. Meke Gölü'nden Karapınar'a girişte yolun sonunda
ve biraz içerde bulunan tepeler yoldan dikkat çekmese de,
"Ketirlik" adıyla anılıyor ve ilginç bir kaya kütlesi barındırıyor.
Doğanın bir hayli bonkör davrandığı bölgedeki doğal kır
çiçekleri, yosun yüzlü kayalar makro fotoğraf çekimlerine
meraklı olanların ilgisini çekiyor. Ne var ki aşırı su kaybı
ve kullanımıyla gölün su seviyesi hayli azalmış, hatta yaz
başında tamamen kurumuş görünüyor. (Haziran
2016)
İvriz
Kaya Kabartma Anıtı
Konya Ereğli'ye gelmişken, 21 km uzaktaki İvriz'i mutlaka
görmek gerekiyor. Ereğli Belediyesi İvriz yolunun en uygun
bölümlerine tabelalar yerleştirmiş. Böylece kimseye sormadan,
İvriz'e ve görkemli kaya anıta ulaşabiliyorsunuz.
Tuwana krallığından zamanımıza kadar en önemli kabartma,
geç Hitit dönemine ait ve Tuwana kralı Warpulowas tarafından
M.Ö. 8. yüzyılda yaptırılmış. Bereket tanrısı Tarhundas
ile onun karşısında ibadet eden Kral Warpulowas figürleri
ve arka kısmındaki Hitit hiyeroglif yazısında, "Ben hakim
ve kahraman Tuwana kralı Warpulovas. Sarayda bir prensken,
bu asmaları diktim. Tarhundas onlara bereket ve bolluk versin."
deniliyor.
Kabartmada Hitit sanatından başka, Asur ve Frig sanatı etkileri
de görülüyor. Yazın inanılmaz derecede soğuk bir suyun bulunduğu
İvriz, ceviz, ceviz büyüklüğünde kiraz, fındık ve üzümüyle
ünlü.
Baraj gölü çevresi ise keyifli kır lokantaları ile konukları
ağırlıyor.
Kilistra
Kilistra Antik Kenti Konya'nın 34 km. güney batısındaki
Hatunsaray Bucağının 16 km. kuzey batısındaki Gökyurt
Köyü sınırları içerisinde yer alıyor.
Ana yoldan içeriye doğru ayrıldıktan sonra 12 km lik asfalt
yol ile ulaşılan Kilistra da ilk dikkat çeken kayalara
oyularak yapılmış kiliseler oluyor. Kapadokya bölgesinde
görülen peri bacalarını andıran görkemli kayalar içindeki
kiliseler, rahat gezilme imkânı sunarken, yapılan temizlik
çalışmaları ve demir parmaklıklı kapılarla korunmaya çalışılmış
olduğu görülüyor.
Duvarlarında
resim veya kabartmaya rastlanmayan ve bazı kaya oyma odaların
iki katlı oluşu dikkat çekiyor. Basamaklarla çıkılan çevreye
hâkim tepe, Kilistra'nın tamamını seyir imkânı veriyor.
Yapılan çalışmalarda Kilistra'da M.Ö. III. y.y. kadar
yerleşim olduğu anlaşılmış. Listradan (Hatunsaray) gelip
Mistiya'ya Beyşehir'e doğru devam eden tarihi kral yolu
(Vig Seboste) üzerinde yer alan antik kentin M.S. 7. y.y.
da yumuşak kayaların oyulması ile birçok kaya yerleşmesi
oluşturulmuştur.
1998 yılında giderleri İl Özel İdare Müdürlüğü tarafından
karşılanmak üzere Konya Müze Müdürlüğü adına yapılan kurtarma
kazısı çalışmalarında, Haç Planlı Şapel, Sümbül Kilise,
Büyük Su Sarnıcı ve Sirahanelerde temizlik, restorasyon,
çevre düzenlemesi yapılmış.
M.S. 8. y.y.'a ait olan Haç Planlı Şapel iç ve dışı yekpare
kaya oyuğu olması nedeniyle eşine az rastlanan nitelikte
olduğu belirtiliyor.
Hitit Su Anıtı
Çevre
gezilerine meraklı olanlar için Konya yakınlarında yapacağınız
turda Beyşehir Gölü yakınlarında bulunan Eflatun Pınarı
"Hitit Su Anıtı"farklı bir görünüm sergiliyor.
Beyşehir Gölü'ne paralel uzanan yolun 8'inci km'si içinde
bulunan pınara, Sadıkhacı tabelasından giriş yapıp, köye
girmeden tepeden sola ayrılan yol ile ulaşılıyor. Yol
üzerinde herhangi bir işaret ya da tabela olmadığı için,
yol ayrımına dikkat etmek gerekiyor.
Pınar gölcüğü kıyısındaki yerli kaya üzerine yapılan kabartmaların
bulunduğu anıt ve çevredeki kalıntılarda, çeşitli figürler
yer alıyor.
Kızılören
Hanı
Konya-Beyşehir yolu üzerinde Anadolu Selçukluları'ndan
kalan en önemli yapılardan biri de, Kızılören Hanı.
Konya'ya 41 km uzaklıktaki han, il çevresinde yapılmış
en eski Selçuklu Hanı özelliğini taşıyor.
Sarı kırmızı taşlarla örülen ve iki bölümden oluşan hanın
büyük bölümü yıkılmış. Ama
yine de iki katlı olduğunu belirten kalıntılara rastlanıyor.
Kuşça Beldesi Peri Bacaları
Ankara Konya yolu, Kulu Cihanbeyli arasında Kuşça beldesine
doğru 26 km içeri girdiğiniz zaman, Türkiye’de ki peri
bacaları stilinde erozyon sonucu ortaya çıkmış, kimisi
mabet, kimisi
totem, kimisi peri bacasını andıran tabiat anıtları ile
karşılaşıyoruz.
Kumtaşı, çakıltaşı, kiltaşı, volkanik küller, killi kireçtaşı
oluşumların katmanlı, kollu bacaklı, kum saati gibi ince
belli oluşları ve farklı nesnelere benzeyen biraz gizemli
biraz da ürkütücü formasyonlar içermesi nedeniyle sahip
olduğu efsaneler dilden dile dolaşıyor.
Kuşça Çelil Boğazı mevkiinde, Tabiat anıtı kayaların yanına,
tepelere tırmanmak, kumlu arazide kayaların birinden inip
bir diğerine çıkmak, trekking tutkunları, foto safari
meraklıları, cross motosikletle engebeli arazide dolaşmayı
severler için bölgeye has karakterde nemsiz, kuru, esintili
havada, doğa ile başbaşa kalmak için ideal ortamı oluşturuyor.
Buğday
Ambarı Konya
Konya ve çevresinde yapacağınız gezi boyunca bilhassa
sonbahar mevsiminde en çok göreceğiniz manzara hasat çalışmaları
oluyor.
Biçer döverler, traktörler buğdayları ve samanları ayrı
ayrı işleyip balyalar halinde tarladan toplayıp yerlerine
ulaştırıyorlar.
Konya'dan Ne Alınır
Konya çevresinde dönüp dolaştık, kentten ayrılmadan önce
adet olduğu üzere beraberimizde götürebileceğimiz hediyelik
anı eşyalarından satın almaya geldi. Bunu gerçekleştirmek
için öyle fazla uzaklaşmaya gerek yok. Konya'nın kalbi Mevlana
Caddesi ve meydanında atıyor.
Kente neresinden girerseniz girin, sonunda yön tabelaları
sizi otoparklarla, konaklama tesisleriyle, çarşıları, camileri,
bankaları, etli ekmek yenecek lokantaları, turistik eşya
dükkânlarıyla çevrili Mevlana Bulvarına çıkarıyor.
Yaya trafiği yoğun, tek yönlü olmasına rağmen trafik derseniz
arap saçı, trafik ışıkları çok sık, ramvaya geçişine dikkat
gerek.
Tüm Anadolu kentlerinde görülen birbirinin kopyası uzun
boylu apartmanlar
arasında yürüyor, hem Konya'nın kent merkezini gezmiş oluyor
hem de Konya'ya özgü hediyelik eşyaları ne var ne yok topluca
görebiliyorsunuz.
Ne alabilirim diye kararsız kalanlar için Konya'nın Lâdik
halı ve canlı renkli kilimleri çok ünlü ve yöresel renk,
motif ve karakteristik özellikleri taşıyor.
Antika halı satan dükkanlarda Antalya Döşemealtı, Kayseri
Bünyan, Sivas gibi yörelere ait eski halı ve kilim satanlara,
onaranlara da rastlanıyor.
Seramik yapım, semazen biblolarının çeşitleri de oldukça
fazla.
Mevlana Türbesi biblosu başta olmak üzere, üzerine Mevlana
deseni çizilmiş çini tabaklar, vazolar, çeşitli renklerde
kaftan seramik çini bibloları, bakır üzerine çalışmalar,
resimli tahta kaşıklar, Konya Şekeri, kayseli lokum satan
dükkânların hepsi bu bölgede yoğunlaşıyor.
|