GEZİYORUM
Kışı, Maden
Deresi'nde karşılayın
Artık üzerinizde mayo yok.
Kızgın güneş yakmıyor teninizi. Havuz kenarında buzlu içeceklerle
serinlemek, Ağustos böcekleri, barbekü partileri de geride
kaldı. Ama gezi programlarınızı yaz ile sınırlamaya gerek
yok ki. Rüzgarlara, güneşi kapatan yağmur bulutlarına ve
ıslaklığa rağmen güzelliğini yitirmeyen bir beldeye, Maden
Deresi'ne davet ediyoruz sizleri. Zengin maden yatakları
ilgiye, yeşil doğası sevgiye muhtaç Maden Deresi'ne...
Yola
sonbahar'da çıkacak olanlar için gökyüzünün ışıltısı, mavisi
de yaz aylarında olduğu gibi göz kamaştırıcı değil. Ama
yağmurun, sert rüzgarın, erken kararan günlerinde bir romantizmi,
hüznü var.
Islak havaların ardında parlayan güneşli pazar günlerinden
birinde Maden Deresi'ne gitmelisiniz.
İçinizin soğuktan titremediği bir sabah erken kalkmak şartıyla
gideceğiniz Maden Deresi, doğasıyla konuklarına huzur veren,
kısa tatil programı için ideal bir dinlenme yeri.
Maden Deresi, Adapazarı, Karasu ve Kocaali İlçeleri arasında
sınır oluşturan bölgede bulunuyor.
Kışın büyük bir coşkuyla akan suyu, Hendek'in arkasındaki
Cam Dağı'ndan geliyor. Alabalıkların ve karabalıkların,
köpüklenen bu sularda seri hareketlerle sıçramaları görülmeye
değer.
Dere boyunca, manzarayı izleyerek, rahatlıkla yürüyüş yapabileceğiniz
toprak bir yol var. Yolun sonunda, alabalık tesisleri karşılıyor
sizi. Böylece oksijeni bol havada yaptığınız kısa gezi,
iştahlı bir pikniğe bırakıyor yerini.
Değerli maden yatakları halen kapalı
Çoook, ama çok eskiden, bir İngiliz, bir Yunanlı, bir de
Manisalı Abdullah Paşa isminde üç kişi, Maden Deresi'ni
uzun seneler işletmişler.
1914'de bütün galerileri çökerterek terk etmişler bölgeyi.
Galeriler o gün bugündür kapalı. Kurşun, boraks, çinko ve
altın gibi madenlerin bolca bulunduğu bu yataklar, kaderiyle
başbaşa şimdi. Umarız, devletin halen ilgilenmediği bu zenginlikten
fayda sağlanır.
Yaban çileğine ve kestaneye doyamazsınız
Kayın, çınar, ceviz, en çok da fındık ağacına rastlarsınız
Maden Deresi'nde. Mevsiminde yetişen yaban çileğinin, Ekim-Kasım
aylarında toplanan kestanelerin ne dallardaki görünümüne,
ne tadına doymak mümkün.
Ağaçların yosun kaplı gövdeleri, geniş ve yapraklarına güneş
vurduğunda oluşan yemyeşil atmosfer de size kendini hayran
bırakacak. Meyve ve yeşilliğin bol olduğu beldenin, diğer
bir karakteristiği de ılık ılık esen meltem rüzgarları.
Maden
Deresi'nin seyredilmeye, yaşanmaya değer güzellikleri bu
kadarla da sınırlı değil.
Yazdan arta kalan sıcak havalarda pantolonlarının paçalarını
sıyırdıktan sonra dere içinde yürürken şarkı söyleyenlerin,
bir kenarda hazırladıkları piknik sofralarından onlara eşlik
edenlerin, böğürtlen toplayan çocukların neşesi, büyük şehir
yaşamında hasret kaldığınız kurbağa ve kuş sesleri, bambaşka
bir huzur vaad ediyor sizlere. Deniz kıyısı ise, ağ ören
balıkçıların mekanı.
|