GEZİYORUM
İdeal bir haftasonu tatili
için, Marmara Ereğlisi
Marmara Ereğlisi, İstanbul'a yakınlığı ve ulaşım kolaylığı
ile hoş bir haftasonu tatili geçirilebilecek ideal tatil
beldelerinden. Sahil şeridinde oluşan ilginç kaya yapısı,
uzayda başka bir gezegende olduğunuz hissine kapılmanıza
neden olacak kadar etkileyici.
Doğal güzellikleri, tarihi zenginlikleri, damakta tat bırakan
lezzetleriyle Marmara Ereğlisi farklı bir tatil vaat ediyor.
Tekirdağ'a
bağlı Marmara Ereğlisi İstanbul'a yakınlığı ve ulaşım kolaylığı
ile hoş bir haftasonu geçirebilecek ideal tatil beldelerinden.
Sahil şeridinde oluşan ilginç kaya yapısı uzayda bir başka
gezegende olduğunuz hissine kapılmanıza neden olacak kadar
etkileyici.
Açık hava müzesi görünümündeki bölgedeki kayalara halk arasında
''Kına Taşı'' deniyor.
Ördek kafası, köpek, kaplumbağa veya tekerlek biçimli taşların
yanısıra ''Güngörmez Mağarası'', dehliz ve galeriler ilginizi
çekecek.
Eskiden denizden gelen korsan baskınlarında gözetleme kulesi
vazifesi gören kalıntılar, kaya oyukları arasına yuva yapan
kerkenez kuşları bakir bölgede doğaseverleri olduğu kadar
fotoğraf ve video tutkunlarını da memnun ediyor.
Balıkçılık
Marmara Ereğlisi'nde balık ve balıkçılık önemli bir iş kolu,
liman içinde ki tekne sayısı ve deniz ürünü üzerine hizmet
veren restoran bolluğu da bunun göstergesi göstergesi olarak
sayılabilir.
Belediye de konuyu güzel bir kompozisyonla Balık Hali ve
liman karşısına balıkçıları temsilen hazırladığı bir kompozisyonla
sunmuş.
Marmara Ereğlisi sahilleri amatör olta balıkçılığı için
de bir başka seçenek.
Yaklaşık 30 kilometre uzunluğundaki kıyı şeridi yazın, İstanbul
ve Trakya'nın birçok yerinden gelen ziyaretçilerle doluyor.
Marmara Ereğlisi, yerleşim alanı sahil bantındaki lokantaları,
cafe ve yeniden düzenlenen trafiğe kapalı yürüyüş alanlarıyla
konukları ağrlıyor.
Yörenin Tarihi
Tarihi İstanbul kadar eski olan Perinthos antik kentindeki
kazı çalışmalarında henüz yüzey temizlik çalışmaları yapılmış
olmasına rağmen toprak altında Efes antik kadar önemli kalıntıların
olduğu belirtiliyor.
İlk
çağlarda Perinthos daha sonra Heraklera, Trakya Ereğlisi,
nihayet Marmara Ereğlisi adlarını alan bölge eski ve zengin
tarihi geçmişe sahip.
En eski yerleşmeler Tunç çağında kurulmuş. M.Ö.3000 yıllarına
inen yerleşme birimleri ve çömlek parçaları ortaya çıkarılmış.
Tüm Trakya'da olduğu gibi burası da denizden ve karadan
gelip koloniler kuran Trakyalıların istilasına uğramış.
Daha sonraları Frigler, İskitler, Grekler, Persler ve Makedonyalılar
bölgeyi ele geçirmişler.
Kent M.Ö. 340'da Büyük İskender'in ordularının kuşatmasına
karşı koyup teslim olmamış.
Roma dönemi boyunca Trakya'nın başlıca deniz üssü olma özelliğini
koruyan, iki kez Arapların eline geçen 1204'de Venedik donanmasının
uğrak yeri olup 1460'da Osmanlı egemenliğine girmiş.
Ruslar, Bulgarlar, Yunanlılar, İtalyanlar bölgeyi ziyaret
etmişler ve 1922 yılında bölge Türk birliklerince alınıp
vatan topraklarına katılmış.
Çevrede
Nereleri Gezilir
Marmara Ereğlisi Feneri
01.01.1861 yılında Ereğlisi koyunun güney ucunda burun üzerine
kurulan fener denizden 52 metre yükseklikte, 26 metre kule
yüksekliği ile görev yapıyor.
Metal kule üzerinde yükselen fenerin ışığı 16 mil uzaklıktan
görülme güçüne sahip. Devvar fener sistemi, elektrik - akülü
olup ampul cinsi 50 W. Olarak belirtiliyor.
Marmara
Ereğlisi içinden çıkan dar toprak yolla kısa sürede ulaşılan
fener ve gardiyan evi etrafında ki tel örgü çevresinde boş
alan üzerinden dolaşarak burunun her iki yanına gidebiliyorsunuz.
Deniz tarafından dolaşanlar Perinthos antik kentinden kalma
bir mağara ile karşılaşıyorlar.
Fenerin arka tarafından dolaşanlar balıkçı barınağını ve
Marmara Ereğlisi'nin genelini yüksekten görebiliyorlar.
Yarımadanın bir bölümü askeri mıntıka sınırları içinde bulunuyor.
Marmara Ereğlisine 40 km. uzakta bulunan Tekirdağ'dan yazın
Marmara Adasına feribot seferleri yapılıyor. Kumbağ'dan
adaya kalkan motorların hareket saati 13.00.
Tekirdağ içindeki
Arkeoloji Müzesi Tekirdağ evleri ve Macar kralı Rakoczy'nin
müze evi görebilecekleriniz arasında.
Sahil boyunda yer alan çay bahçeleri, kafeler ve lunapark
başlıca uğrak yerleri ama Tekirdağ deyince ilk akla gelenler
şüphesiz haklı şöhrete sahip Yeni Rakı, içinde eser miktarda
sarmısak bulunup kömür ateşinde pişirilen Tekirdağ köftesi,
Hasanbey ve Kırkağaç karpuzu, Haziran ayının ilk haftasında
festivali yapılan kirazı ve mandıralarda işlenen süt ürünleri,
özellikle de peyniri. Şimdi bunları teker teker inceleyip
özelliklerine bir bakalım.
Meraklısına
Tekirdağ bölgesinde üzümle karpuzun olgunlaşması aynı döneme
rastlıyor. Narin meyvelerin farklı olanları Temmuz sonu
Ağustos başında az da olsa bulunabiliyor. Kumbağ-Barbaros
arasındaki alanda yetişen karpuza Türkiye'de sadece burada
rastlanıyor.
Bölge coğrafi durum itibariyle yamaca kurulu. Bitki hava
ve topraktan ne alırsa doğal yolla sulanmadan yetişiyor.
Arazinin meyilli olması nedeniyle ovada yetişen
karpuz, içi aşırı su depolayan tatsız, et karpuzu olmuyor.
Barbaros karpuzu olarakta anılan bu tür karpuzu meraklıları
ticari kaygıdan uzak tat için yetiştiriyor.
Bölgenin yerlilerinden Müh. Oğuz Sezen hormon ve suni gübre
içermeyen hakiki Barbaros karpuzunu şöyle tarif ediyor.
Tam küresel biçimli, dış kabuğu koyu yeşil damarlı, ince
beyaz iç çeperli, yenen kısmının bayrak kırmızısı renginde
ve yeterince olgunlaşınca bıçağa dokunur dokunmaz kendisi
patlıyor. Tatlı olduğunu da unutmamak lazım. Ne var ki kültür
karpuzun üretimi İtalyan tohumuna oranla daha az mahsül
veriyor.
Soğumaması için iki partide servis yapılan Tekirdağ köftesi
porsiyonunda yer alan piyaz ve acı biber turşusu, özel biber
salçası, sarmısaklı parmak köftenin tadını tamamlayan unsurlar.
Bölgede otlanan koyunların et kalitesini de unutmamak gerekir.
Haziran ayının ilk haftasında yapılan Kiraz Festivali için
sapı ince, küçük çekirdekli, sarı kırmızı renkleri içeren
tatlı kirazlar, Rumlardan kalma az sayıdaki ağaçlardan el
değmeden cımbızla toplanıyor ve yarışma sepetlerine diziliyor.
Ve Yeni Rakı.
Yeni
Rakı'nın incelikleri
Üç nolu damgasıyla tanınan Tekel'in Tekirdağ Rakı Fabrikası
artık şişelere kod numarası basıyor.
Kuru üzümün damıtılması ve anasondan yapılan rakı, bağbozumu
zamanı bölgeden toplanan yaş üzümlerden yüzde 10 nispetinde
karıştırılmasıyla imalatı zaten ünlü olan Yeni Rakıyı meraklıları
tarafından daha aranan hale getiriyor.
Tekel Rakı Fabrikası önünde bulunan satış reyonu tatil günleri
ve mesai haricinde kapalı olduğu için Tekirdağ Malkara çıkışı
üçüncü trafik ışıklarının sağında yol üstündeki ''Sezen
Market''ten hediyelik rakıları alabilirsiniz.
Eksperlere göre yeterince dinlenme süresine riayet edilen
mamül iyi beyazlanıyor.
Baş ağrısı, dimağ yorgunluğu yapmıyor ve içim lezzeti artıyor.
Rakıyı soğutup soğuk suyla karıştırmak, içine buz atmaktan
daha olumlu sonuç veriyor.
Işık görmeyen yerde saklanan rakının acılaşmaması, içilirken
esans ve aromasının uçmaması için şişe kapağını açık bırakmamak
gerekiyor. Rakıya en eşlik eden menü.
Lüfer ızgara, kaşık çoban salata, beyaz peynir ve tartışmasız
kırkağaç kavunu.
Sezen Market'in Saray-Vize yolundaki özel mandırada imal
edilen, yağı-tuzu kıvamında, kesilirken dağılmayan beyaz
peyniri ve taşfırında odun ateşinde pişirilen gerçek kokulu
ekmeği de rağbet görüyor.
'Perinthos
Bazilika' kazısı
Tekirdağ'a bağlı Marmara Ereğlisi'ndeki tarihi
'Perinthos Bazilika' kazı çalışmalarının bu yıl içinde başlayacağı
bildirildi.
Marmara Ereğlisi Belediye Başkanı İbrahim Uyan, yaptığı
açıklamada, ilçe girişinde 2 bin metrekare alanda bulunan
bazilika için kamulaştırma çalışmalarının bir kısmının tamamlandığını
söyledi. Kamulaştırma için bugüne kadar 50 milyar lira harcandığını
ifade eden Uyan, şunları kaydetti. "Kazı çalışmalarının
yapılacağı bölge, Bizans İmparatoru Anastasius (I.S 491-518)
ve Justinianus (I.S 527-565) dönemine aittir.
Geçmişteki adıyla Heraklia (Marmara Ereğlisi), büyük bir
onarım ve yeni yapılaşma dönemi yasamıştır. Bu dönemde Heraklia'nin
antik kaynaklarda piskoposluk merkezi durumuna geldiği yazılıdır.
1993 yılında Tekirdağ Müze Müdürlüğü'nce gerçekleştirilen
arkeolojik kazılarda, tabanı mozaik döşeli Perinthos Bazilikası
açığa çıkarılmıştır. Kamulaştırmalar tamamlanana kadar 50
milyar lira daha harcanacağı tahmin ediliyor." |