GEZİYORUM
Mudanya
Bursa’nın
Gemlik gibi denize bakan iki ilçesinden biri olan Mudanya
günden güne büyüyüp gelişmesi, tarihi özellikleri, birbirinden
güzel konakları, evleri, doyumsuz güzellikteki sahil şeridi
ve çevresinde yer alan tatil merkezleri ile turizmde ki
iddiasını artırmaya devam ediyor.
Mudanya denince hiç şüphe yok ki ilk akla gelen Mudanya
Mütareke Evi Müzesi…
İstanbul
çıkışlı olanlar için Mudanya’ya
en zahmetsiz ulaşım Yenikapı’dan deniz otobüsü ile olabilir.
Kara yolu ile gelmek isteyenler için ya Bursa üzerinden
geniş ve rahat yollar kullanarak, ya da daha farklı ara
yollar kullanarak gelinebilir.
Biz de gezi amaçlı yola çıkıyor, güzergâh boyunca görebileceklerimizi
sıralıyoruz.
İlk etapta İstanbul çamlıca gişelerden geçerek otobandan
Bayramoğlu-Darıca sapağına geliyor, burada otoyoldan ayrılarak
Eskihisar feribot iskelesine gelip, araç ve siz dinlenmiş
olarak Topçular tarafına geçiyorsunuz.
Yalova’ya girmeden Bursa yönüne tırmanan rampa geniş rahat
çıkış sağlıyor. Orhangazi sağda, İznik solda bırakılıp geçiliyor,
Gemlik aşılıyor ve sağınızda Kurşunlu sapağı çıkıyor. Bu
daracık iki şeritli ağaçlı yoldan devam ettiğinizde Kurşunlu
mevkii üzerinde sıralanmış villaları, yazlıkları, köy evleri,
lokanta, kafeler arasından ilerliyor, Marmara sahilinde
yer alan mesire yerlerini, ağaçlar arasında, deniz kenarı
ideal piknik ve kamp alanlarını, plajları, bir de kilise
kalıntısını geride bırakarak Altıntaş’a ve Güzelyalı’ya
ulaşıyorsunuz.
Güzelyalı
Önceleri beldeyken, sonra Mudanya’ya bağlanıp ilçenin sahil
mahallesi konumuna gelen Güzelyalı Mudanya ilçesine öylesine
yakın ve gelişmişki Mudanya olduğunuzu sanıyorsunuz.
Seyri güzel yüksekten geçen yol son dönemeçte karşınıza
önce limanı çıkarıyor,
limanın gerisinde Güzelyalı ve Mudanya’yı gözler önüne seriyor.
Balıkçı barınağı, marina içinde bağlı yatlar, tekneler,
plaj, dalgakıran, yürüyüş bandı, park ve bahçeler, anıtlar,
evler, yazlıklar ve de apartmanlar kısa bir şaşkınlık yaşamanıza
neden oluyor.
Güzelyalı içine girer girmez restore edilmiş birkaç evin
arasından sağa dönünce kendinizi marinada, deniz kenarında
buluveriyorsunuz.
Dalgakıran üzerinde rahatça yürünebilsin diye, Güzelyalı’yı
karşınıza alıp, yüksekten bakmak için çeşitli noktalardan
yayalara çıkış merdivenleri yapılmış. Balık tutanlarda oluyor.
Yüzünüzü dalgakıranın girişine çevirince, İstanbullular
için tanıdık bir sima ile karşılaşmak eski bir dostla karşılaşmak
tadı veriyor.
Bu dost yıllarca Kadıköy- Karaköy arasında yolcu taşıyan,
şehir hatları gemilerinden biri olan ve emekli olduktan
sonra ihale ile satın alınıp Otantik Otel&Restaurant olarak
hizmet veren Turan Emeksiz olduğunu görüp eski günleri,
yan tarafında oturup Sarayburnu’na Kızkulesi tarafına bakarak
çay içtiğiniz günleri anımsıyorsunuz.
Neyse ki Yenikapı – Mudanya arası sefer yapan feribotun
yanaştığı iskele karşısında bu defa gemiye bakarak çay içebileceğiniz
bir çay bahçesi bulabiliyorsunuz. Şehit Burhan Zeytinci
adı verilen anıtlı parkı devam ederek Güzelyalı sahilini
gezerken, uzun plaj, yazlıklar arasında bu defa dörtnala
koşar vaziyette bir at heykeli dikkatinizi çekiyor.
Vakit geçirecek birçok mekâna veda ederek yokuşu Mudanya
girişine bağlanmak üzere çıkıyor, bu çıkışta balık temasının
işlendiği bir başka metal yapım heykelle karşılaşıyorsunuz.
Üç kilometre sonra Mudanya “Hoş geldiniz” ile sizi karşılıyor,
meydanda ilçenin simgesi yunus heykelleri, sağ tarafınızda
iskele, restoran, çay bahçeleri, büfelerle
çevrili geniş alanın ortasında bir süre nereye gideceğiniz
konusunda kararsız kalırken, akılınızı çelen sarı bina sizi
kendine mıknatıs gibi çekiyor.
Tarihi Mudanya Tren İstasyonu
Üst satırda bahsettiğim istasyon görülmeye değer, yaşanası
güzellikler barındırıyor.
Geçen yılların gurur kaynağı olan tren istasyonlarının bir
kısmı artık kullanılmaz olmuş, kara trenin yerini çağı yakalayan
ulaşım araçları almış.
Mudanya Tren istasyonu da bunlardan biri 1849 yılında Fransızlar
tarafından inşa edilen ve tarihi boyunca birçok olay yaşamış
olan tarihin görgü tanığı istasyon, önceleri gümrük binası
olarak hizmet vermiş.
Körfezin
en hareketli yerinde Mudanya İskelesinde bulunan bu bina
1874 yılına gelindiğinde Bursa’yı Mudanya’ya bağlayan demiryolu
hattının devreye girmesiyle gümrük ambarı olmaktan çıkarılıp
Mudanya Tren istasyonu haline getirilmiş.
Trenlerin bir metrelik dar hatta 1955 yılına dek çalışmasıyla
istasyon binası kullanılmış. Hattın tek yönlü olup, diğer
hatlara bağlanamaması nedeniyle tren kaldırılıp, hat söküldükten
sonra, bir süre antrepo olarak kullanılan bina, uzun süre
boş kalıp yıpranmış. 1989 yılında ise yeniden restore edilerek
Otel Montania olarak yaşamına devam etmesi sağlanmış.
Günümüzde tüm cephesi deniz manzaralı otelin tarihi binası,
salonları, barları, bahçesi, havuzu, terası ve daha birçok
ünitesi ile konuklara öğleden sonra esen imbat ve poyraza
karşı yazın en sıcak günlerinde bile zevkli ortamlar sağlıyor.
Şimdi Mudanya’nın sahil şeridinde ilerliyoruz.
Mudanya
sahili
Solumuzda Belediye binasını bırakıp yüzümüzü denize döndüğümüzde
sırayla uzanan çay bahçeleri, yürüyüş yapanlar, çek çek
arabası ile yolculuk yapmak üzere bekleyenler, denize girenler
görüyoruz.
Tarihi camilerin minareleri dikkat çekici zariflikte tarihi
konaklar arasında sivrilirken, yolumuz üzerinde bir de resimlerin
sergilendiği, satışa sunulduğu sanatçılar sokağı yer alıyor.
Mudanya Mütareke Evi Müzesi Sahili takiben geldiğimiz
meydanda ağzında zeytin dalı tutan bir barış güvercini heykeli
ve tam karşısında kremalı pasta güzelliğinde estetik bir
yapı ile karşılaşıyoruz.
Pazartesi
günleri ziyarete kapalı olan bu bina, tarihi Mudanya mütarekesinin
imzalandığı ve günümüzde Mudanya Mütareke Evi Müzesi olarak
hizmet veriyor.
19 y.y. sonlarının mimari yapısı olan ve Rus asıllı Aleksandr
Ganyanof’a ait olan tarihi bina, 3 – 11 Ekim 1922 tarihleri
arasında Türk zaferinin imzalandığı yer olmuş.
Daha sonraları Mudanyalı hayırsever iş adamı Hayri İpar
tarafından satın alınarak onarılmış ve 1937 yılında Mudanya
Belediyesine bağlı müzeye dönüştürülmüş. 1959 yılında ise
Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğüne devredilmiş.
Müze binası hale T.C Kültür Bakanlığı nezdinde bulunuyor.
Şükrü Çavuş Şehitler Anıtı, Tahir Paşa Konağı, Mudanya Belediyesi
Uğur Mumcu Kültür Merkezi binası, Hasanbey Camii, Eski Jandarma
Karakolu, Sarnıçlı çeşmeler Mudanya’da ki eserler arasında
yer alıyor.
Anıtsal
Yapılar
T.C. Kültür Bakanlığı, Bursa Kültür ve Tabiat Varlıklarını
Koruma kurulu 1987 yılında Mudanya’nın kentsel sit alanını
tespit etmiş, 1992 yılında kent içinde 32 adet anıtsal yapı
ve 239 adet sivil mimarlık örneği yapıyı tescil etmiş.
Mudanya’nın sokakları arasında dolaşırken gerçekten de tahmin
edemeyeceğiniz güzellik ve estetikte evlerle karşılaşıyor,
adeta büyüleniyorsunuz. Bazen İstanbul’un prens adalarında,
bazen boğazın yalılarında olduğunuzu düşünebiliyorsunuz.
Evlerin
balkonları birkaç basamakla çıkılan eşikleri görkemli kapıları,
zevkli cumbaları, panjurlu pencereleri, balkon demirleri,
balkon altları ve alınlıklara yapılmış, işlenmiş motifleri,
ahşap oymaları aklınızı başınızdan alacak kadar etkili oluyor.
Bu güzel evlerin temiz cephe boyalı duvarlarını, çiçeksever
sakinlerini, gördükçe evlerin emin ellerde olduğunu tanık
olarak rahatlıyorsunuz.
Daracık sokakların kimi denize açılıp, denize girme imkânı
veriyor, kimi balık tutacak loca oluveriyor. Kimisi ise
lokanta restoran, kafe benzeri mekânlarla size bu güzellikler
arasında dinlenme, yemek yeme, seyir zevki sağlıyor.
Bir baştan girip diğer baştan çıkarken aklımız Mudanya da
kala kala yokuşu tırmanıyor, Mudanya’nın genelini gören
seyir terası Yıldıztepeden baka kalarak ayrılıyoruz.
Yolun devamında 10 kilometre sonra Trilye
var...
|