GEZİYORUM
Damak tadıyla ünlü
kent; Tekirdağ
Dev
Metropol İstanbul'un yanı başında bir bölümü otoban bağlantısına
sahip sahil kenti Tekirdağ, çevresiyle olduğu kadar damak
zevkinize de hitap eden özellikleriyle ziyaret edilmesi
gereken gezi yerleri arasında yer alıyor...
Çevreyi kaplayan anason kokusu daha Tekirdağ'a girişinizde
aklınızı çeliyor. Gerçektende Türkiye'nin en büyük rakı
fabrikalarından biri olan Tekirdağ Rakı Fabrikası, aranılan
ve önemli ölçüde tüketilen dillere destan ünüyle Tekirdağ
Rakısı'nı burada üretiyor.
Tekirdağ'ın ünlü olan sadece rakısı değil tabi, karpuzu,
kirazı, beyaz peyniri, deniz ürünleri, köftesi, şarabı,
ay çiçeği.
Yazının akışı içerisinde bunlara teker teker değineceğiz.
Fakat kenti gezmeye boydan boya kamuya açık sahil boyunca
lunapark, çay bahçeleri, gezinti alanları, balıkçı barınağı
içinde bulunan balık halinden başlıyoruz.
Burada verdiğiniz çay molasında hem yorgunluk atabiliyor
hem de Tekirdağ siluetini ve liman içinde suya vuran renkleriyle
omuz omuza vermiş tekneleri seyredebiliyorsunuz. Bakış açınıza
giren bazı konuklar da var. Bunlar da tembel pelikan kuşları.
Hikayeleri
ise oldukça ilginç.
Günlerden bir gün göç mevsimi geldiği halde uçamayan kanadı
kırık bir pelikana rastlamışlar yufka yürekli balıkçılar
acımışlar pelikana ve uzunca bir süre ağlardan çıkan balıklarla
beslemişler, iyileşip gider diye düşünmüşler.
Zamanla balıkçılar pelikana, pelikan balıkçılara öyle alışmışlar
ki bir başka göç mevsimi geldiği halde gitmemiş ve başlamış
şımarmaya ve de arsızlığa.
Balıkçılar balıktan elleri boş döndüğü günlerde bile pelikan
yoktan anlamamış. Kanadı düzelip uçmaya başlayınca açılmış
denize.
Ne dediyse gidip arkadaşlarını da toplayıp getirmiş Tekirdağ'da
bir başınayken 8-10 olmuş. Balık halinde ağlar arasında
dolaşıyor, doymak bilmeyen midelerine sürekli balık aramışlar,
balıkçılarda yaka silkmeye başlamışlar.
Geçen yıl "çok arsız oldular, doymak bilmiyorlar" diye dert
yanan balıkçılar, şimdi de dayı oldular diye serzenişte
bulunuyorlar. Grup halinde balık halinden ayrılan pelikanlar,
İstanbul-Tekirdağ karayolunu kesip karşıdan karşıya yavaş
adımlarla geçiyor, trafiği de duman ediyorlar. Herkes onları
bekliyor ve bu davranışlara kimse bir şey diyemiyor diye
dert yanıyorlar.
Son yıllarda yapılan yeni düzenlemelerle ve Tekirdağ çevre
yolu sayesinde kent içi trafiği önceki yıllara oranla daha
rahatlamış görünüyor.
Bilhassa yeşil alanların genişleyerek artması, düzenli parklar,
bisiklet ve yürüyüş, koşu parkurları Tekirdağlılara rahat
nefes almayı sağlamış.
Rakoczy Müzesi
Tekirdağ'ın
gezi yerlerinin başında Barbaros Caddesi üzerinde eski bir
Türk evi olan "Rakoczy Müzesi" 1976-1735 yılları arasında
yaşayıp son yıllarını Tekirdağ'da geçiren Erdel Prensi ve
Macar Halk Kurtuluş kahramanı II. Rakoczy French'in anılarına
izafeten Macar hükümetince müze olarak düzenlenmiş bina.
25 Eylül 1982 tarihinde ziyarete açılmış olan Rakoczy Müzesi'nde
sergilenen eserler arasında Rakoczy'nin şahsına ve ailesine
ait eserler bulunuyor.
Tekirdağ'dan transit geçseniz bile müzenin altında bulunan
sahil yolunun cep bölümüne aracınızı park ederek kısa bir
yürüyüşle müzeyi gezebilirsiniz.
Rakoczy Müzesi: (0-282) 263 85 77
Namık Kemal Müzesi ve çevrede gezilecek yerler
Kent içinde vatan şairi Namık Kemal'in 1840 yılında Tekirdağ'da
doğduğu evin yakın çevresi eski Tekirdağ ev örnekleri bir
başka gezi alanınızı oluşturabilir.
Cumhuriyet döneminde Vali Konağı olarak yapılan Tekirdağ
Arkeoloji ve Etnografya Müzesi'nde taş eserler, arkeolojik
eserler, etnografik eserler, Eski Tekirdağ odası ve bahçede
yer alan Tekirdağ çevresindeki ören yerlerinde bulunan Helenistik,
Roma ve Bizans dönemine ait mimari parçalar görülebiliyor.
Tarihi yerler arasında, Ertuğrul Mahallesi'nde Eski Camii,
Rüstem Paşa Camii'ni ziyaret edebilir, Namık Kemal heykelini,
Şehitler Abidesi'ni, Hürriyet Abidesi'ni, Atatürk Ormanı'nı,
eğlenme ve dinlenme merkezi olan turistik tesislerin yoğun
olarak bulunduğu Kumbağ sahilini görebilirsiniz.
Tekirdağ'ın merkezi kadar çevresinde yer alan eski adı "Megalihoro"
olan Malkara, eski adı rüzgarlı şehir anlamına gelen "Chariopolis"Hayrabolu,
Ergene Nehri'nin doğum yeri Saray, Çorlu, Barbaros, Şarköy,
Çerkezköy, eski adı "Perinthos" olan Marmara Ereğlisi, Muratlı
gibi yerleşim merkezlerinde de bir çok tarihi eser ve doğa
güzelliğine rastlayabilirsiniz.
Tekirdağ'ın
ağız tatları
Rakı sofrası gibi kent yakıştırmasını abartı bulabilirsiniz.
Ne var ki yıllarca ısrarla istenen şişe dibinde Tekirdağ
Rakı Fabrikası'nın numarası aranan Yeni Rakı bu kentin imali.
Özelliği kuru üzümden imal edilen rakıya bağ bozumu zamanı
yaş üzüm de karıştırılması, satış öncesi dinlenme süresine
riayet edilmesi, yapımında kaynak suyu kullanılması gibi
faktörler, sadece
Yeni Rakı imal eden Tekirdağ Rakı Fabrikası'na haklı şöhret
kazandırmış.
Tekirdağ'ın karpuzu da ünlü, özellikle Barbaros karpuzu
rastlarsanız, fırsatı hiç kaçırmayınız.
Bu karpuz türü tam küresel dış kabuğu koyu yeşili iç çeperi
beyaz ve yamaçta yetiştiği için suyu kendi ihtiyacı kadar
alıyor. Nemle besleniyor, yani ovada yetişen karpuz gibi
su içinde beslenmiyor, et karpuzu olmuyor. Bu kütür kütür
karpuz için "Bıçağı uzaktan gösterin, çatlar" tanımlaması
yapıyorlar.
Kiraz derseniz, eşi emsali yok. Kiraz festivali, yarışma
zamanı, ağaç dallarından dış yüzeyleri bozulmasın, parmak
izi kalmasın diye el değmeden cımbızla toplanırmış.
Açık renkli, lezzetli kirazlara Tekirdağ'da az da olsa hala
rastlanıyor.
Tekirdağ çevresinde etraf halk arasında "gündöndü" denilen
ay çiçekleri, yağ üretiminde önemli rol oynuyor.
Saray-Vize mandıraları süt mamulleri özellikle de beyaz
peyniri, bu saydıklarımızla, beraber hepsi rakının masa
arkadaşları oluyorlar. Eylül'de başlayan lüfer akını binde
22 tuz oranıyla az tuzlu denizin makul balıkları sayılıyor.
Yani binde 28 tuz oranına sahip Akdeniz'in balıkları gibi
kuru değil, daha yağlı ve daha lezzetli kıvama geliyor.
Çilingir sofranıza söğüş domates, taş fırın ekmeğini de
ilave edince Tekirdağ'da yöresel tatlarla sofra donatmak
mümkün oluyor.
Bir de köftesi var.
Ünlü Tekirdağ Köftesi yemek sonunda Hayrabolu tatlısı, peynir
tatlısı, fırın sütlaç, isteyene bir top dondurmalı.
(Geniş bilgi, köfte çeşitleri, detaylar Ne Yenir sayfasında).
Üzüm bağlarını unuttuğumu sanmayın. Trakya'nın en kaliteli
üzümlerinin yetiştiği Tekirdağ sahillerinde Uçmakdere -
Şarköy'e doğru uzanırken bölgede kaliteli şarap üreten bir
çok fabrikaya rastlanıyor.
Tekirdağ'ın Tarihçesi
Tekirdağ'ın tarihteki ilk kuruluş adı Bisanthe olarak
biliniyor.
Somoslu (sisan) göçmenler tarafından Barbaros yöresinde
kurulmuş. Somoslular, Marmara Ereğlisi ve Barbaros yöresine
yerleşmişler. İ.Ö.546-430
yılları arasında doğudan gelen Perslerin egemenliğinde kalmışlar.
İ.Ö.342 yıllarında Büyük İskender'in ölümünden sonra İ.S.46
yılında Romalıların, 395 yılında Bizanslıların hakimiyeti
altına girmişler.
Latinlerin Bizans'ı alması sonucu 1204'te Rodosto Venediklilerin
hakimiyeti altında kalmış. 1275 yılında Rodosto Bizanslılar
tarafından geri alınmış, Osmanlılar Rumeli'ye geçtikten
sonra 1357 yıllarında Rodosto'yu imparatorluk topraklarına
katarak adına da Rodosçuk demişler. 1927 yılına kadar Rodosçuk
olan adı, Güneybatısındaki Tekfur Dağları'ndan (Bugünkü
adıyla Ganos Dağları) esinlenerek Tekirdağ olarak değiştirilmiş.
Tekirdağ Müzesi
1976 yılında Vali Konağı olarak kullanılan bugünkü müze
binası, 28 Aralık 1992'de Tekirdağ Müzesi olarak ziyarete
açılmış.
Taş eserler salonu, arkeolojik küçük
eserler salonu, etnografya salonu, Tekirdağ odası, açık
teşhir bölümleri gezilebilen müzede Perinthos (Marmara Ereğlisi),
Heraion (Karaevlialtı), Byzante (Barbaros), Apri (Kermeyan)
ve Tekirdağ'ın diğer ilçe sınırları içerisindeki ören yerlerinde
bulunmuş steller, adak stelleri, heykellerden oluşan taş
eserler ile pişmiş toprak Ana Tanrıça kabı, günlük kullanım
kapları, krater ve ampforalar, madeni heykelcikler, mızrak
ve ok uçları, cam ve taş takılar, fibulalar, koku şişeleri,
süs eşya ve madeni paralar sergileniyor.
Hediyelikler
Tekirdağ'dan alınacaklar arasında geleneksel Karacakılavuz
el dokumaları da bulunuyor. Seccade, şilte, heybe, bayan
yeleği, minder, flama, gibi isimler taşıyan ürünler saf
yün, ve merserize çözgü ipiyle dokunuyor. Genelde zemin
renkleri siyah, beyaz ve bordo olarak seçilirken, motiflerde
çok renkli ve çeşitlilik göze çarpıyor.
Tekirdağ rakısı ve Trakya şarapları da kimine göre iyi bir
hediyelik olabilir.
|