GEZİYORUM
Evleriyle ünlü Yörük
Köyü
750
yıllık geçmişe sahip Yörük köyünde en eski ev 450, en yenisi
90 senelik. 450 yıllık "Obabaşı" günümüze Odabaşgil olarak
gelmiş ve en eski ev unvanına sahip. Halk büyük şehirlere
göç edince bugün köyde yaşayan 60 kişi kalmış.
Yörük köyü Safranbolu'nun yanıbaşında aynı mimariye sahip
doğal özellikleriyle bozulmadan, yağmalanmadan günümüze
kadar gelebilmiş ender köylerden biri. Yöre halkının büyük
şehirlere göçü nedeniyle halen terk edilmiş görünümündeki
şirin köyün tamamı adeta açık hava müzesi.
Safranbolu'nun merkez köylerinden biri
olan Yörük Köyü, Safranbolu'nun
20 km doğusunda yer alıyor.
140
hanelik köyün iç ve dış mimari zenginlikleri bölgeyi ziyaret
eden turistlerin de önemli duraklarından birini oluşturuyor.
Yörük
Köyü'nün kuruluş hikayesi
Hüseyin-Hacı-Davut isimli
üç kardeşin yönetimindeki Yörük aşireti Orta Asya'dan dağılan
Oğuz Türkleri'nin Karakeçili aşiret kollarından biri.
Üç kardeşin en büyüğü Hacı Hüseyin ve beraberindekiler bugünkü
Yörük Köyü'nün orta mahallesindeki Hafız Pınar'ı olarak
bilinen, halk arasında "Çökön" ismiyle anılan alana çadırlarını
kurup yerleşmişler. Hayvancılıkla uğraşan yörüklere zamanla
meralar yetmez olmuş. Kardeşlerden ikincisi Hacı
grubuyla "Hacılar Obası Köyünü", üçüncü kardeş Davutta etrafındakilerle
beraber "Davut Obası Köyünü" kurmuşlar.
Yörük
köylüleri 250 sene göçer
olarak çadırlarda yaşama devam etmişlerse de Osmanlı devletinin
yerleşik düzene zorlamasıyla köyler oluşmuş. 750 yıllık
geçmişe sahip Yörük köyünde en eski ev 450, en yenisi ise
90 senelik. 450 yıllık "Obabaşı Evi" günümüze Obabaşgil
olarak değişerek gelmiş ve halen en eski ev olma unvanına
sahip.
|
|
|
Yörük
Köyü Evleri
Aşı boyası, civit mavisi,
tahini gibi renklere boyanmış evlerde ahşap doğramalar,
kapaklar, torbalı parmaklıklar, sürme kafesler ilk bakışta
dikkati çeken özellikler. 150-200 yıllık
evlerde iç süslemelere duvar ve tavan kaplamalarına da oldukça
özen gösterilmiş.
Uğura inanan Yörük köyü sakinleri evlerinin saçak uçlarına
eskiden vurdukları geyiklerin boynuzlarını da asmışlar.
2-3 hatta 4 katlı olarak inşa edilen Yörük köyü evlerinde
alt kat ahır olarak kullanılırken, girişte evin kileri,
bahçesinde kuyusu bulunuyor, üst katlar oturma amaçlı odalara
ayrılıyor. Pencereler kafesli, panjurlu, kapılar ise birbirinden
ilginç ve estetik kilitlerle süsleniyor.
Tokmaklar Ve Kilitler
Kapı kilidinin anahtar
deliği yanında bir mandal var. Bu mandal yukarı hareketle
birinci kilidi açıyor, elle çekilince ikinci kilidi kaldırıyor.
Üçüncü kilit de anahtarla açılıyor. Kapı tokmakları haber
ve mesaj vermek için kullanılıyor.
Tokmaklara bağlı ip ve bezlerin değişik anlamları var, tokmaktan
tokmağa dolanan ip,
evde kimse yok, ip aşağı sarkıyorsa ev sahibi evde anlamı
taşıyor.
Tamamı
açık hava müzesi olan köyün çok pencereli, ferah yapıları
arasında Sipahioğlu
Konağı ve Misafirhanesi, Yukarı mahallede Hacı Kavası ve
Bekirefendi Evleri, Muratoğlu konağı, Cebelioğlu konağı,
Aşağı mahalle, Ahşap cami, İbrahim Çağlayan hanesi, Kaymakçıoğlu
konağı mimarisi ile dikkat çeken eserlerin arasında sayılıyor.
1879 yılında yapılıp 1996 yılında onarım gören şimdi sanat
galerisi olarak kullanılan "Genel çamaşırhane" çeşme ve
tarihi mezarlığı, köyün sırtını dayadığı tepelerde bulunan
mağaralar, Kastamonu-Safranbolu karayolu üzerinde yer alan
30 metre çapında ve 37 derece sıcaklıktaki suya sahip etrafı
ağaçlarla çevrili piknik yeri olarak kullanılan doğal havuz
görülebilecek diğer yerlerden bazılarını oluşturuyor.
Not: Kapı Tokmaklarına
ilgi duyuyorsanız lütfen tıklayınız...
|