NE
YENİR?
Hamsi
Balık Lokantası
Akçakoca restoran ve lokantaları genellikle balıkçı barınağı
çevresinde yer alıp, deniz manzaralı mekânlarında hizmet
veriyorlar.
Bunlardan birisi de barınağın arkasında yer alan Ali Çubukçunun
Hamsi Balık Lokantası.
İçkisiz mekâna gelenler, kayalık sahil üstünde yemeklerini
yerken bir yandan da etrafa dağılan gerçek deniz ve yoğun
yosun kokusunu teneffüs ediyorlar.
Kuvvetli dalgalar sonrası deniz dibinden kopan yosunlar
kıyıda birikiyor, yoğun yosun kokusu iki üç gün boyunca
kendini hissettiriyor. İlginç olan ise sipariş edilen balıklarda
ve restoranda balık kokusuna rastlanmıyor!
|
|
|
İşletmeci Ali Çubukçu, Türkiye'de sadece kendilerinin kullandığı
has fındık yağında balık kızarttıklarını, her sipariş sonrası
yağın dökülerek yenilendiğini belirtiyor. Altın sarısı rengine
bürünüp yağ çekmeyen balıkların hafif olduğu, tabakta yağ
izi bırakmadığı, tava şekline göre dizilip, börek gibi sunulduğu
görülüyor.
Yöre balıklarından olan mezgit, çinakop, barbunya, istavrit
gibi çeşitler oldukça ekonomik olarak fiyatlanıyor. Balık
ve çeşitli otlarla yapılmış salatalar sonrası Hamsi Balık
Lokantasının ünlü helvası tadılıyor.
Küp biçiminde kesilmiş ağır olmayan, yedikçe daha çok yeme
arzusu uyandıran, fındıklı helva'dan arzu edenler, plastik
ambalajlarda satılan paketlerden de satın alabiliyorlar.
Hamsi
Balık Lokantası
Balıkçı Barınağı Yanı (Ali Çubukçu)
Tel no: 0(380) 611 88 66 - 0(380) 611 82 91
gsm: 0532
774 76 86
Kamelya Restoran
Akçakoca'nın en güzel manzarasına sahip restoranlardan biri
olan Kamelya, manzarası bir yana temiz, hızlı servisi, konuklarla
ilgili personeli, gün batımının doyumsuz güzelliğinin seyredildiği
geniş pencereleri bir de ses efektleri ile unutulmaz türden
yemek yeme imkânı sunuyor.
Şimdi diyebilirsiniz ki yemek, servis tamam da ses neyin
nesi? Restoran konum olarak denizin kıyısında ve 10- 15
metre yüksekte, sahilde kayalar dar bir kumsal, bir de beyaz
çakıllı kıyı bandı var. Siz yemek yerken dalgalar bir kıyıya
vurup bir geri çekiliyor, beraberlerinde çakılları da, bir
getirip bir götürüyor. Kısa süre sonra (Yani içine su katınca
beyazlaşan içeceklerden bir iki duble içince) belki alışıp
duymuyorsunuz ama, dalgacıkların çakıl taşlarıyla flörtünden
doğan gizemli sesler, bir tür terapi gibi geliyor. Başka
ses, müzik bile duymak istemiyorsunuz.
Hoş bir taş şıkırtısı, dalga seslerine karışıp, masa arkadaşlarınızla
beraber anı olarak hafızanızda iz bırakıyor.
Bulgaristan, Romanya, Ukrayna, Rusya çok gerilerde görünmez
fon olurken, ufuk hattında güneş kızardıkça kızarıyor, yeri
göğü boyuyor, eriyerek denize batıyor. Ortaya çıkan esrarengiz
bir renk gökyüzünü kaplıyor, herkes bu şöleni seyrediyor,
dalgakıran üzerinde en uç noktadan güneşi uğurlayanlar,
geri yürüyüşe geçiyorlar.
Sofranıza klasik mezeler tepsi içinde geliyor, beğendiklerinizi
bıraktırıyorsunuz. Beyaz peynir, domates, kavun, karpuz,
şakşuka, Rus salatası, haydari, acılı ezme, mücver vs. Ara
sıcak, soslu midye tava leziz, dinç yapraklı mevsim salatası
iştah kabartıcı. Izgara et çeşitleri veya levrek, çipura
gibi çiftlik balıkları ya da yöresel balıklar.
Nedir onlar? Lüfer, çinakop, barbunya, istavrit, hamsi ızgara
kıvamında pişirilmiş şekliyle sofranızda. Unutmadan, bir
de masaya gelen mısır ekmeği var, kurabiye görünümlü, katıksız
yenecek ve yazılacak kadar lezzetli.
Yemek bitiminde bu defa Melengüce tatlısı karşınızda.
Yöresel özellik taşıyan, Türklere ait, yufkadan yapılmış
bu tatlı çeşidi içinde kaymak, ceviz içi, süt, buğday unu
bulunuyor. Malzeme bir güzel yoğrulup, yağın içinde kavruluyor,
üzerine şerbet dökülüyor. Etrafına mevsim meyveleri diziliyor,
dahası bir kadeh içinde dondurma ile takviyeli biçimde servis
ediliyor. Naneli likör ve de kahve ile yemeğe, cüzdanınız
yorulmadan noktayı koyuyor ve Akçakoca sahilinde yenen bu
akşam yemeği sonrasında bir aşağı, bir yukarı uyku öncesi
hazım yürüyüşüne çıkabiliyorsunuz!
Kamelya Restoran (Cafe, Bar, Plaj, Çay Bahçesi)
Atatürk Caddesi No 21
Tel 0(380) 611 30 33
Gsm: 0 533 563 04 77
Akbey, Barınak, Canlı Alabalık, Çapa, Yeni Liman yörede
ki diğer alternatiflerden bazıları.
Akçakoca sahilinde fark edilen bir başka tipik özellik ise
köylerde sıkça görülen, yöresel mısır koçanlarını depolamada
kullanılan ahşap barakalardan örnek alınarak yapılmış kafeler.
Çevresi güneş şemsiyeleri ile renklendirilip hoş bir mekân
da çay içme imkânı sunan mısır deposu görünümlü kafeler,
Akçakoca'yı diğer tatil merkezlerinden ayıran özellik taşıyor.
Birçoğunda Mancarlı Pide yiyebiliyorsunuz. Kullanılan malzeme,
bir tür ıspanak gibi yapraklı olan sebze çeşidi pul biber,
soğan ile kavrularak hamur içine konuyor, katlanıp kızartılıyor.
(Gözleme gibi).
Çoğunlukla restoranlar, sipariş edilen yemekler hazırlanana
kadar sofraya tereyağı, bal, mısır ekmeği servisi yapıyorlar.
Düzce ve diğer çevre ilçelerde olduğu gibi Akçakoca da dağ
çileğinin lezzeti ve reçel yapımı halinde çevreye yayılan
müthiş çilek kokusu ile ünlü.
Düzce'den Akçakoca'ya gelirken dolum tesisleri yanından
geçilen Kabalak Suyu hafifliği, içimi ile beğenilen sulardan
sayılıyor.
Kirazlar hediye götürecek kadar albenili görünüyorlar.
Düzce ve çevresinde olduğu gibi Akçakoca da da Lazlar, Abazalar,
Çerkezler, Hemşinler, Gürcüler gibi toplumlar bir arada
yaşıyor.
Hepsinin kendilerine has yöresel özellik taşıyan Çerkez
tavuğu, Laz böreği, Mamusa, Lahana çorbası, gibi yemek türleri
bulunuyor.
Ortak yemeklerinde ise hamsi ve lahana çorbası başta geliyor.
Kara Lahana çorbası
Karalâhanalar ince ince doğranıp suya atılarak haşlanıyor.
Bu sırada mısır unu dökülüp top top olmaması için sürekli
karıştırılıyor. Bu karışım içine bir kaşık tereyağı veya
kuyruk yağı ilave ediliyor. 6-8 saat öncesinden suda bekletilmiş
barbunya fasulyesi ve sütlü mısır tanesi bir miktar eklenerek
kaynatılıp, içine acı biber turşusu kıyılıp iştahla kaşıklanıyor.
Şifalı Su!
Su içip şifa bulunur mu? Akçakoca'da bulunuyor. İlçeye Düzce'den
gelirken 17. km de ki rampada günün her saatinde bir kalabalık
göze çarpıyor. Yol kenarında kurulmuş bir tesisin önünde
ki bir depodan tevzi edilen altı musluktan su akıyor, bu
sulardan içebilmek için istisnasız tüm araçlar mola veriyor,
içebildikleri kadar içenler beraberlerinde getirdikleri
veya oradan satın aldıkları su bidonlarını dolduruyorlar.
Su şöhretini şifalı olarak yapmış, mola yeri şifalı su olarak
tanınıyor, otobüs sürücüleri burada su molası vermezler
ise isyan çıkıyor, bidonlar, pet şişeler dolana dek bekleniyor.
Bir bakıyorsunuz tırlar yanaşıyor, bir bakıyorsunuz, yüklü
kamyonlar, 4x4 araçlar, motosikletler, hafta sonu izdiham
yaşanıyor!
|
Bir bardak su içip notumu vereyim diye cam bardak elimde
geldim çeşme başına, bidonlar şırıl şırıl doluyor. Sabırsızlanıyorum
ama çeşme başında su yüzünden kavga bile çıktığını duyduğum
için sıramı bekliyorum, bidonun biri dolacak arada bardağımı
uzatacağım çeşmeye.
Bardak doldu önce rengine, sonra berraklığına baktım kusursuzdu.
Sıcak elimle kavradığım bardağı soğutan suyun ısısını önce
elimle sonrada içerken hissetim. Sert değildi, yudumlama
sırasında yutkunma zorluğu yaşatmıyordu. Yumuşak suyun vardı
bir hikmeti.
Bunca bekleyen boşuna değildi. Hazmettiriyor, şişirmiyor,
iştah açıyor, acıktırıyor, devamlı kullanıldığında böbrekte
eğer varsa taş, kum döküyor, saydıklarım su için söylenenler
arasındaydı.
Yıllardır yaptığım gezilerde Türkiye'nin her yerinde bilindik
bilinmedik pınarların binlercesinden su içmiştim, farkı
fark edebiliyordum. Şifalı suyun içimi de bu suyla demlenen
çayı da iyiydi.
İşletmeci
Nevzat Cingirt, şifalı suyun kireç oranının sıfır olduğunu
bebekler, gelişmekte olan küçük çocuklar için makbul sayılmasa
da yetişkinlerin bu suya bayıldıklarını söylüyor.
İl sağlık Müdürlüğü tarafından 15 günlük periyodik bakımlarla
tahlil yapıldığı, suyun sadece Düzce depreminde tedbir olarak
3 gün kapatıldığını, herhangi bir karışım, sızıntı olmadığı
görülünce kullanıma tekrar açıldığını belirtiyor.
Su hiç havayla temas etmeden, membasından itibaren gün yüzü
görmeden, kapalı olarak geliyor, yaz, kış aynı ısıyı koruyor,
bu nedenle hava almadığı için bakteri bulunmuyor.
Çeşme yanında yöresel ürünler bulunan satış reyonu hizmet
veriyor.
Dağ çileği ve böğürtlen reçeli, dut pekmezi, köy yumurtası,
kestane balı, köy peynirleri, Abaza, keçi, isli, makarna
üzerine garnitür olarak rendelenip dökülen keş peyniri,
yerli kiraz, yerli armut, yerli erik, üzerinde lambri kaplı
bir lokanta, arkasında değişken ve tertemiz bir hava akımına
sahip piknik alanı yer alıyor.
Buzdolabından görerek seçtiğiniz etleri kiloyla
alıyor, çimler üzerine kurulmuş özel kamelyalarda mangalda
pişirip bir güzel yiyorsunuz. Et yerine canlı alabalık havuzundan
seçim yapmak da olası. Bahçenin içinde dekoratif görünümlü
su değirmeni bulunuyor, çarkı döndükçe su sesiyle dinleniyorsunuz.
Yemek için vakti olmayanlar, ince belli bardaklarla şifalı
suyla yapılmış tavşankanı tabir edilen renteki çayları yudumluyor.
Hediyelik eşya tezgâhından sepetler, bahçe heykelleri, kiremit,
toprak güveçler, beşik, tahta kaşık, oklava, sini, sofra,
merdane gibi ağaç ürünler alıyorlar. Tesisin fırınında köy
ekmeği de gözler önünde yapılıyor.
Şifalı Su tesisleri yıl boyunca açık, 24 saat aralıksız
hizmet veriyor.
Ali Baba'nın Yeri
Akçakoca Karaburun sahilin'de hizmet veren mütevazı lokantalarından
biri de "Ali Baba" Lokanta kendi usulünce taş balık yapıyor,
taş balık dedikleri yöresel kaya balığı.
Ali
Baba balıkları temizleyip tuzlu suda bir saat kadar bekletiyor.
Nedeni ise Karadeniz'in tuz oranı düşük deniz suyu.
Takviye edilmiş tuzlu suda bekleyen balıkların eti tuzu
çekerse daha lezzet kazanıyor. Pişirim sırasında zeytinyağlı
tavada bir yüzü kızaran mısır ununa bulanmış balıkların
diğer yüzünü çevirdikten hemen sonra tavaya domates ve yeşilbiber
koyuyor ve kızartma işlemi bitince balıklar tavada bulunan
aynı domates ve biberlerle beraber servis ediliyor.
(Laf aramızda domates, biber yağı çekince balık kokar diye
endişeli denedim ama fena da olmuyor). Aynı usulle çinakop,
istavrit, lüfer, kefal, kalkan da yapıyor.
Pide çeşitleri, kuru fasulye pilav ile kamcıları memnun
etmeye yetiyor. Doyurucu miktarda iki porsiyon taş balık,
bir karışık salata, su, ekmek Ali Baba'nın Yeri'nde yenebiliyor.
Tel: 0(380) 628 62 37
Taşlan Restoran, Disko Çakıl-2 Karaburun
Taşlan Altay: Tel no: 0535 350 25 92 - Tel no: 0380 628
63 64
|