GEZİYORUM
Açık
Hava Müzesi Beykoz'da tarih ve doğa yolculuğu
Beykoz, Boğaz'ın Anadolu Yakasında Karadeniz girişine
yakın, Şile, Ümraniye, Üsküdar ile çevrili tarihi köklü
bir kıyı mahallesi.
Beykoz
İlçe sınırları içinde kalan yerler arasında Paşabahçe,
Çubuklu, Kanlıca, Anadoluhisarı, Küçüksu, Göksu, Cumhuriyet
Köyü, Çavuşbaşı, Şevketpaşa Köyü, Kılıçlı Köyü, Bozhane,
Polenezköy, Anadolu Kavağı, Poyraz, Riva gibi farklı özelliklere
sahip yerleşim alanları bulunuyor.
Bu alanlar içinde ise her biri için günler, haftalar ayırmak
gerekiyor.
Bir kaçını saymaya kalksak, Hidiv Köşkü, Küçüksu Kasrı,
Beykoz Kasrı, Yaros Kalesi, Riva kalesi, Anadoluhisarı
derken, yalılar, camiler, hamamlar, çeşmeler bizi uzunca
sürecek görsel değeri yüksek bir tarih ve kültür yolculuğuna
çıkartıyor.
İki kıta arasında alttan üsten yapılan bağlantılarla iki
yakanın birçok yerinden ulaşım olması nedeniyle son yıllarda
büyük gelişme göstermiş.
Gelecek vaat eden Beykoz İlçesi, hala eski güzellikleri
koruyabilmiş, gezilecek, görülecek, hoş vakit geçirilecek
nadide yerlerden biri. Sihirlitur.com'un diğer başlıklarında
sergilenen gezi yerlerinin dışında bu defa Paşabahçe,
Beykoz merkez olmak üzere neler görüp, neler yapabileceğimize
bakıyoruz.
Tarihi
Yalılar
Önceki yıllarda Paşabahçe'ye hâkim yükseklikte ki yokuşun
başından aşağı inerken burnunuza gelen çevreye egemen
olmuş anason kokusu artık yok, Paşabahçe ile bütünleşmiş
şişe cam fabrikası da faal değil.
Bununla beraber yıllara meydan okuyan konaklar, yalılar
anıt ağaçlar geçmişin izlerini aynen koruyorlar.
Halil Bey Yalısı, Ethem Pertev Yalısı, Hekimbaşı Salih
Efendi Yalısı, Zarife Mustafa Paşa Yalısı, Hacı Ahmet
Bey Yalısı, Bahriyeli Sedat Bey Yalısı çeşitli konaklar,
ahşap evleri ile Beykoz karadan, denizden açık hava müzesi
olarak gezilecek ender yerlerden biri olma özelliğini
sürdürüyor.
Beykoz'un
Tarihçesi
Beykoz'a ilk gelenler M.Ö 700 yıllarında deniz yoluyla
Traklar olmuş, Bebrik'ler adıyla bir devlet kurulmuş.
Trak Kralı Amikos, kısa zamanda gelişen köye Amikos adını
vermiş. Bebrik Devleti M.Ö. 337'de Bithinyalıların saldırısına
uğramış, egemenliği sona ermiş.
M.Ö.Bithinya Krallığının da yıkılmasıyla Pontus Krallığı
himayesine girmişler. Potnus'un krallığını da M.Ö. 60
yılında Roma İmparatorluğu sonlandırmış.
395 yılında büyük Teodosyus tarafından Roma imparatorluğuikiye
bölününce Beykoz Doğu Roma Bizans'ın payına düşmüş.
Bizanslılar, ilk devirlerinde Amikos adıyla anılan yerleşim
alanını sonraki yıllarda Beykoz olarak isimlendirmiş.
Kos kelimesi Farsçada "köy" anlamı taşıdığı için Beykos
şeklinde kullanıldığı ve Kocaeli Valilerinin burada oturduğu
için "Bey köyü manasına geldiği söylentileri de rivayet
edilmiş. Bir başka rivayet ise İnciciyan Beykos adının,
çeşme yanında bulunan devasa büyüklükte bir ceviz ağacından
dolayı verilmiş bir ad olduğunu belirtmiş. Beykoz cevizi,
kozu ile ün yapmış. Asırlar boyunca av sahası olarak kullanılmış,
av köşkleri yapılmış, eğlence, spor, toplanma yeri olarak
kabul görmüş, suyu çeşmeleriyle kendinden söz ettirmiş.
İshak
Ağa
(On Çeşmeler)
Çeşme denince de Beykoz'a sembol olan İshak Ağa meydan
çeşmesi akla geliyor. Yalıköy Camisi yanında ki çeşme
Kanuni ve II. Selim'in odabaşlarından Hayırsever Behrüz
Ağa tarafından Mimar Sinan'a yaptırılmış.
Fırdolayı geniş tavanlı bir saçakla çevrili çatısı kiremit
kaplanmış.
Ağaç çalılı saçaklı çeşmenin on lülesi olduğu için On
Çeşmeler olarak anılıyor. 1985'de Beykoz Belediyesi tarafından
restore edilen çeşme 2018 yılı itibariyle tekrar onarım
görüyor.
Çayırı, cevizi, paçası, mısırı, avcılığı, balıkçılığı
ile ünlü Beykoz'u gezmeye başlayalım.
Paşabahçe'nin iskele durağı, Çengelköy, Beylerbeyi, Kanlıca,
Anadoluhisarı gibi gelişme göstermiş, balık restoranları,
parklar, çay bahçeleri, kafeleriyle günümüz yaşantısına
ayak uydurmuş.
Osmanlı'dan kalan bir lahana çeşme de Çengelköy'den sonra
burada ki park içinde bulunuyor. Beykoz'a yaklaşan sahil
yolu girişinde.
Sağımızda Beykoz Belediyesi yer alırken, denizin kıyısında
demir atıp, kıçtankara bağlanmış tanıdık bir eski dost
ile karşılaşıyoruz.
Sürat Postası Paşabahçe
1952 yılında seferlere başlayan şehir hatlarının en hızlı
gemisi, yıllarca Adalar, Yalova ekpress seferlerini gerçekleştirip
hayli yorulan Paşabahçe vapuru bulunuyordu. 2010 yılında
emekliye ayrılan şehir hatlarının emektar vapuru, Beykoz
Belediyesi tarafından satın alınmış, ve bakılamamış gemi
bir hayli yıpranmıştı.
Yapılan kampanyalar, sosyal medya desteği ile Beykoz Belediyesinden
geri alınan vapur, İstanbul Ana kent Belediyesi tarafından
restorasyon için 2020 yılı başında Haliç Tersanesine çekildi.
Paşabahçe ŞH vapuru, yakında yeniden İstanbullularla kucaklaşacak.
Sahil boyunca düzenli, çiçeklerle bezenmiş park, Bodrum,
Marmaris, Fethiye, Göcek sahillerini aratmayacak teknelerle
emsalsiz güzellikte Boğaz'ın doyumsuz manzarasına karışmış.
150 metre kadar yürüdüğünüz zaman bu defa bayrak direkleri
ile çevrili, yüksek ve yeşil yamaçtan aşağı bakar vaziyette
konumlanmış Bayrak AnıtıIn önüne geliyoruz.
Anıtın konik kaide tabanında Kurtuluş Savaşı kabartma
olarak anlatılmış.
Sol tarafınızda balıkçı barınağı yer alırken, aralıksız
dizili karaya bağlı tekneler, Rumeli Yakası'nda Tarabya'yı
seyrediyor.
Balıkçı Barınağı, bünyesinde bir de iki katlı lezzet teknesi
barındırıyor.
Böylesi renk ahenk manzaraya karşı balık ekmek yemek isteyenler,
hem sahil yürüyüşü yapıyor, hem de çevreye yayılan kokularla
iyice açılmış olan iştahlarıyla en zahmetsiz, en ekonomik
boyutta, en kısa zamanda ızgara balıkların, çubuklara
dizili midye tavanın tadına varıyorlar.
Ne yenir sayfasında detaylara değinmek üzere Beykoz ilçesinin
merkezine giriyoruz.
Solumuzda
İskeleyi bırakıp, sağımıza cami ve "On Çeşme"yi
alıp, meydana baktığımız zaman tam karşımızda araçların
tek yönü iniş yaptığı bir yokuşla karşılaşıyoruz. Yokuş
dik gibi görünse de sağlı sollu ahşap evler yol buyunca
size yorulduğunuzu hissettirmeden güzelliği ile içine
doğru çekiyor.
Günümüzde, hızla betonlaşan, boyu uzayan kentte hala tek
katlı ahşap evler, iki katlı bahçe içi gıcır gıcır boyanmış
bakımlı konaklar görmek rüya gibi geliyor.
Tablosu yapılacak güzellikte ki mimari doku 1779 inşa
tarihli Meryemzade Mescidi ve devamında da devam ediyor.
Kıyıları, caddeleri, sokakları, ahşap evlerle, yalılarla,
konaklarla dolu Beykoz, bir dönemin ünlü Beykoz Çayırı'yla
uzanıp gidiyor.
Beykoz
geziniz boyunca isterseniz Beykoz Çayırında piknik yapabilir,
Abraham Paşa Korusu ve mağaralarını görebilir, anıt çınar
ağaçlarının sıralandığı kıyı bandı üzerinde balık tutabilir,
isterseniz foto safariye çıkabilirsiniz.
Tuvalinizi kurup resim yapabileceğiniz gibi hiçbir masraf
yapmadan denize karşı park banklarına oturup etrafı da
seyredebilirsiniz...
Beykoz İskelesi yanında bulunan Motor İskelesi 20 dakikada
bir Yeniköy'e sefer yapıyor, karşıya da geçebilir, deniz
aşırı yol yapabilir, aracınızı bıraktığınız yerden alıp,
yolunuza devam edebilirsiniz.
Sadece balık veya midye tava yemek için bile gelmeye değer
olan Beykoz, oksijen depolayacağınız, temiz hava soluyup,
stresten kurtulurken kentten uzaklaşmadan kent siluetine
karşı sahilinde ve korusunda yapacağınız yürüyüşle kondisyon
kazanabileceğiniz ortamlar da sunuyor.
Çevrede Görülecek yerler
Gezi alanı çapınızı zenginleştirmek için Anadolu Kavağı
Yoros Kalesi, Yuşa Tepesi, Poyraz Kalesi ve Gözetleme
Kulesi, Riva Kalesi, Hidiv Kasrı molası verebilir, Küçüksu
Kasrını gezebilir, yanıbaşında bulunan Mihrişah Valide
Sultan Çeşmesini, Anadolu Hisarı, Göksu çevresini dolaşıp,
çardak, kahve, bahçelerde çay, kahve içebilir, Kanlıca
İskele meydanı'n da yoğurt yiyip atmosferi yaşayarak dopdolu
bir gün geçirebilirsiniz.
|